Tumgik
#güneş lekesi
uzaydanhaberler · 22 days
Text
Güneş'in Kenarında AR 3664
Günün Astronomi Görseli 15 Mayıs 2024 Görsel & Telif: Sebastian Voltmer Son auroraları oluşturan canavar aktif bölge Güneş’in kenarındayken neye benziyordu? İşte AR 3664 orada 3 boyutlu yapısını daha iyi gösteriyor. Fotoğrafta, kaotik güneş lekesi bölgesi AR 3664’ten uzaya doğru uzanan, bu şiddetli güneş bölgesinden püskürtülen parçacık bulutlarının sadece bir örneği olan çok çatallı büyük…
Tumblr media
View On WordPress
2 notes · View notes
Text
youtube
✏️Note: Turkish🇹🇷,English🇻🇬,German🇩🇪,İtaliano🇫🇷,French🇷🇺, Spanish🇪🇸,Russian🇷🇺 and Arabic🇸🇾 description ❗️
🦋Q-Switche lazer 2 ayrı dalga boyunda çalışır(1064 ve 532 nm) ve 5 nanosaniye gibi çok kısa süreli atış yaparak cilde zarar verme❗️👉Kullanım alanlari cok geniştir.
👉Kliniğimiz en sık karbon peeling,dövme silme ve leke tedavisinde kullanılmaktadır.
✏️Karbon peeling uygulaması bir çeşit peelig(yüzeysel cilt soyma) lazer yapılmasıdır;yüzde gençleştirme, yaşlılık ve güneş lekelerinin tedavisi, ince kırışıklıklar ve ciltte renk kontrastının eşitlenmesinde etkilidir.
👉Dört mevsim uygulanabilir.
✏️Dövme silmede seans sayısı dövme rengi, derinliği, kalitesi ve cilt yapısına göre değişmektedir.
✏️Leke tedavisinde anestezi yapılmasına gerek yoktur,ortalama 10-20 dakika sürer.
Haftada 1-2 seans yapılabilir.
👉Tedavi sonrası cilt yenilenmesi/gençleşme ortalama 6 ayı bulabilir.
👉Lazer uygulama seansi hastadan hastaya ve şikayetlere göre degişebilir(1-10 seas).
👉Herhangibir seans sayısı önceden söylenemez.
👉Lazer sonrası hafif bir kızarıklık ve hafif ödem(şişlik)geçiçi süre (4-24 saat) olabilir, beklenen bir durumdur.
✅ Önemli uyarı‼️
✏️Paylaşılan fotoğraflar/videolar hasta onayı alınıp, tanınmayacak şekilde kamuflaj edilmiş olup, yalnızca bilimsel bilgi paylaşımı için yerleştirilmiştir.
✏️Ameliyat öncesi ve sonrası fotoğraf/video paylaşımı yapılarak maddi kazanç amaçlanmamıştır.
🇻🇬🇺🇸🦋Q-Switche laser works at 2 different wavelengths (1064 and 532 nm) and does not harm the skin by firing very short pulses of 5 nanoseconds.❗️👉Its areas of use are very wide.
👉Our clinic is most frequently used for carbon peeling, tattoo removal and blemish treatment.
✏️Carbon peeling application is a type of peeling (superficial skin peeling) laser application; it is effective in facial rejuvenation, treatment of old age and sun spots, fine wrinkles and equalization of color contrast on the skin.
👉Can be applied in four seasons.
✏️The number of sessions for tattoo removal varies depending on tattoo color, depth, quality and skin structure.
✏️There is no need for anesthesia for spot treatment, it takes approximately 10-20 minutes.
1-2 sessions can be done per week.
👉Skin renewal/rejuvenation after treatment may take up to 6 months on average.
👉Laser application session may vary from patient to patient and depending on the complaints (1-10 sessions).
👉The number of sessions cannot be stated in advance.
👉There may be a slight redness and slight edema (swelling) after the laser for a temporary period (4-24 hours), which is expected.
✅ Important notice‼️
✏️The shared photos/videos were camouflaged in an unrecognizable manner after patient approval was obtained, and were placed solely for scientific information sharing.
✏️No financial gain is intended by sharing photos/videos before and after surgery.
0 notes
bironerinet · 5 months
Link
Güneş lekeleri: Neden oluşurlar ve nasıl kurtuluruz? Ciltteki bu koyu lekelerle baş etmek için etkili yöntemler ve güneş koruması hakkında bilinmesi gerekenler.
0 notes
arguntc · 1 year
Text
Güneş Lekeleri Nasıl Geçer? Güneş Lekesi Tedavisi
Özellikle yaz aylarının yaklaşması ile birlikte sıcak havaların da kendisini göstermesi ile güneş yanıklarına maruz kalınabiliyor. Bu dönemde maruz kalınan güneş ışınların etkileri açık tenli kişilerde daha bariz görülmekle birlikte yüz ve vücudun belirli bölgelerinde güneş lekelerinin oluşmasına neden oluyor. Güneş lekelerini doğal yöntemlerde geçirmenin mümkün olabileceği bilinmekle birlikte…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
Text
Güneş Lekesi Nedir? Dünyaya Olan Zararı Nedir?
Güneş Lekesi Nedir? Güneş Lekeleri, Güneş’in fotosfer kısmında oluşan geçici olgulardır. Bazı noktalarda sıcaklığı azalır, soğuk olan bölgelerde siyah görünür fakat hala devam eden çok yüksek bir sıcaklık vardır. Güneş lekelerinin farkına varan çok eski çağlarda Çinli Astronomlar bu güneş lekelerini gözlemlemiştirler. Günümüzden 400 yıl önce ise Galileo Galilei teleskobu ile Güneşe bakarken…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
belkidebirharfimben · 17 days
Text
Ya Ebu Cehil kablosunu doğru kullansaydı?
Hem bil ki, her yeni gün, sana, hem herkese bir yeni âlemin kapısıdır. Eğer namaz kılmazsan, senin o günkü âlemin zulümatlı ve perişan bir halde gider, senin aleyhinde âlem-i misalde şehadet eder. Zira herkesin, her günde, şu âlemden bir mahsus âlemi var."
Birşeyin bizce 'bilinir' olması için aracılara ihtiyacımız var. 'Bilmek' sadece bizimle gerçekleşmiyor. Önümde bir klavye duruyor mesela. Onu görebilmem için ışığın, klavyenin kendi ziyası olmadığına göre, ona çarpıp gözüme ulaşması gerekiyor. Buna 'görmek' deniliyor. Demek ki görmek için sadece göz yetmiyor. Ben görmenin yalnız bir parçasıyım. Gözün, görülenin ve göstericinin bir(den) düşünülmesi lazım. Gözün 'görecek' gibi, görülenin 'gözükecek' gibi, göstericinin de 'bilgiyi taşıyacak şekilde' yaratılması gerekiyor. İşin içine 'bilgi'yi de kattığımıza göre son cümleyi şöyle genelleştirebiliriz belki: Bilmek için; 1) Bileceğin 'bilecek' şekilde, 2) Bilineceğin 'bilinecek' şekilde, 3) Aracının da 'bilgiyi taşıyacak şekilde' yaratılması şarttır. Bu üçü uyumla vücud bulmadığı takdirde bilmek hadisesi gerçekleşmez. Hatta bilmeyi bırakın 'farketme' dahi gerçekleşmeyebilir. Tıpkı taşlarda olduğu gibi. Taşlar bizi farketmez. Çünkü 'bilinecek' ve 'bilgiyi nakledecek' varolsa dahi taşlarda 'bilmek yeteneği' yoktur.
En azından şimdilik böyle kabul edelim. Zaten 'farketme' de bilmenin ilk basamağıdır. Ben sadece kulaklı bir canlı olsaydım renklerden bahsedemezdim. Bu tarz bir bilmeyi beceremezdim. Çünkü farketmezdim. Evet. Her şekilde tavazzuh ediyor ki, bilmek, bilenin de bilmeye göre ayarlanmasıyla bilmek oluyor. Anahtar kilitle beraber çalışıyor. Yoksa ne anahtar anahtar ne kilit kilit olabiliyor. Bu yüzden mürşidimin şöyle demesine şaşılmıyor artık:
"Sivrisineğin gözünü halk eden, güneşi dahi o halk etmiştir."
Ama başta söylediğimizi de sakın unutmayalım: Bilmek, ancak bilgi araçlarla taşınırsa, gerçekleşebilen birşeydir. Karadelikleri göremeyişimiz ışıklarının bize ulaşamamasıyla ilgilidir. (Onların çekim kuvveti ziyayı bile yutar.) Bu yüzden bilmenin aydınlık yolları karadelikler için kapalıdır. Fakat, bir saniye, karadeliklerin asla bilinemeyeceği anlamına gelir mi bu? Elbette hayır. Karadeliği bilmenin ışıklı yolları kapalıdır sadece. Gerisi açıktır. Mesela: Herhangi bir yıldızın önünden geçtiğinde, karadelik, görünmezliğiyle görünür. Lekesi hemen farkedilir.
Cenab-ı Hak, Nur sûresinde, "Allah göklerin ve yerin nurudur!" buyuruyor. Dikkat ediniz lütfen. "Allah göklerin ve yerin ziyasıdır!" denmiyor. Çünkü 'ziya' denilmiş olsa 'nur'daki anlam zenginliği oluşmayacaktı. Hem Celle Celaluhunun isimlerinden birisi de en-Nur'dur. 'Ziya' değildir. 'Nur' kelimesi 'ziya'dan başka olarak ışığın zatını kastetmez. Ya? Eşyadaki fonksiyonunu kasteder. Eylediğini anlatır. Yunus sûresindeki “O Allah, güneşi bir ziya, kameri bir nur kıldı!" beyanında da sezebiliriz bunu. Evet. Güneş bir ziyadır. Çünkü kendi ışığından hareketle bilinir. Ama ay bir nurdur. Çünkü kendi ışığıyla değil güneşin ışığıyla bilinir. O halde belki de 'nur'la kastedilen 'birşeyin başka birşey vasıtasıyla bilinmesi'dir. Bu eşikten bakınca Allah'ın 'göklerin ve yerin nuru' olması daha anlaşılır olur. Çünkü göklerde ve yerde ne varsa Hüda'nın onları 'bilinir' kılmasıyla bilinebilmişlerdir. Bilginin hakiki kaynağı Allah'tır. Onları bilinebilir, bizi bilebilir ve aracıları da 'bilgiyi taşıyabilir' yaratarak bilmenin vücuda gelmesini sağlayan Odur. Üstelik, Ona iman edildiğinde, bilineceklerin Esmaü'l-Hüsna sayısınca yeni boyutları da açılır. Bilgi zenginleşir. Ebedîleşir. Anlamlanır. Bilinecek şeyler sayısınca o Rabbü'l-Âlemîn'e hamd u senalar olsun.
Hem şu hususa da ayrıca dikkatinizi isterim: Ziya güneşte yaratılır. Ve güneşin zatının parçasıdır. Ondan ayrılan enerjisidir. Foton tanecikleridir vs. Ancak kainatta, üzerinden Allah'ın bilindiği hiçbirşey, Subhan'ın parçası değildir. Hâşâ. O parçalı-bütünlü olmaktan münezzehtir. Esbab ancak Onun perdesidir. Yaratığıdır. Mahlukudur.
Bediüzzaman Hazretleri, 33. Söz'ün 20. Penceresi'nde, şöyle birşey söylüyor:
"İşte ziyanın parlaması, sair hikmetli hidemâtının delâletiyle, yeryüzünde masnuat-ı İlâhiyeyi izn-i Rabbânî ile teşhir ve ilân etmektir. Demek bir Sâni-i Hakîm tarafından ziya istihdam ediliyor; çarşı-yı âlem sergilerindeki antika san'atlarını onunla irâe ediyor. Şimdi rüzgârlara bak ki: Sair hakîmâne, kerîmâne faidelerinin ve vazifelerinin şehadetiyle, gayet mühim ve kesretli vazifelere koşuyorlar. Demek o dalgalanmak, bir Sâni-i Hakîm tarafından bir tavziftir, bir tasriftir, bir kullanmaktır. Dalgalanmaları ise, emr-i Rabbânînin çabuk yerine getirilmesine sür'atle çalışmaktır..."
Burada, mürşidim, eşyanın tümünü yekdiğerleri için bir 'bilgi nakil aracı' görmeyi teklif ediyor gibi. Yani herşey herşeyin bilgiye ulaşma aracı. Bir tür bilgi iletkeni... Işık yaratılmış. Ne maksadla? Çünkü bilginin bize öyle bir hızda nakledilmesi gerek. Yıldızlardan haberdar olmanın başka bir yolu yok. Ve gözlerimiz de o bilgiyi kabullenip beyne iletebilecek şekilde takdir edilmiş. Peki ya hava? Hava da daha dar bir dairede aynı fonksiyonu görmek için, yani bilgi taşımacılığına aracılık etmek için, istihdam ediliyor. O da bir tür bilgi iletkeni. Bu gözle temaşa edildiğinde cümle varlık ya bilginin kaynağı yahut da taşıyıcısı haline geliyor. Herşey ekilmiş ilmin iletkenine dönüşüyor. Peki böyle bir iletişim dünyasında gaye koltuğunda oturan kim olur? Elbette bilecekler. Yani şuurlu varlıklar. İnsanın merkeziyeti de burada. İnsan kainatın meyvesi. Zira onun vücuda gelmesiyle bilginin taşınma süreci tamamlanacak. Eğer insan işini yapmazsa kainatın üzerine kurulu olduğu bu biliş süreci aksayacak.
Kilim devasaysa da ortasındaki nakış biziz. Cismimize bakmayalım. Bizimle görülen işe bakalım.
Geçenlerde bir mecliste uçuk-kaçık bir misal söyledim. Şimdi tekrar etmek isterim. Dünya-ahiret ikilemini anlamada yardımcı bir mahiyeti var sanki. Misalim şöyle: Nasıl ki, bir yerden bir yere bilgi, ancak 'nakil araçlarıyla' nakledilebiliyor. Yani, mesela, ya bir seyyar hafızaya yahut bir internet kablosuna veyahut da başka bir usûlle yüklenerek bilgi taşınıyor. Böylece bu mekandaki bilgi başka yerlerde de bilinir oluyor. Aynen bunun gibi de, Allahu a'lem kaydıyla, diyorum ki: Cenab-ı Hak, bu âlem-i fenadaki oluşların bilgisini, insanlar üzerinden beka âlemlerine naklediyor. Bizim bu dünyadaki imtihanımız, haşir sabahındaki diriltilişimiz, mizanımız, hesabımız hep o netice için: Âlem-i şehadetin bizdeki imana/amele göre arşivlenmiş kısmı orada beka âlemlerine çevrilecek. Kabımızın çapı kadarı bizimle oraya aktarılacak. İman sahiplerinin arşivi karşılarına cennetleri olarak çıkacak-yaratılacak. (İnşaallah onlardan oluruz.) Küfür sahiplerinin arşivleri de cehennemleri sûretinde dikilecek-yaratılacak. (Öylelerinden olmaktan Hüda muhafaza buyursun bizi.) Tamam. Herşeyi bilen Allah'ın elbette böyle bir arşivlemeye muhtaciyeti yok. Zaten kaderde hepsi mahfuzdur. Ancak hikmeti böyle iktiza ediyor ve yapacak.
Dolayısıyla insanın da Allah'ına cenneti-cehennemi hakkında sorabileceği bir hesap, hâşâ, kalmıyor. Zaten yoktu ve hiç olamıyor. Zira, üzerinden yaratılacakların büyüklüğü düşünülünce, arşivcinin arşivciliği de elbette sonuçları gayet ciddi etkiliyor. Düşünsenize: Eğer, Ebu Cehil, Ebu Bekir radyallahu anh gibi bir müslüman olsaydı, kabiliyetlerini İslam yoluna kullansaydı, onunki kadar bir cennetin yaratılışına vesile olacaktı ahirette. Sonsuz şekilde varlığını sağlayacaktı biriktirdiği şahitlikler. Ancak o aksine hizmet etti. Kendisi üzerinden yaratılacak cenneti cehenneme kalbetti. Bu nedenle ebediyete yaptığı bu kem etkinin cezasını da biriktirdiklerinin içinde yaşayarak çekecek. Her neyse... Bu konuya neden girdim? Çünkü buradan bakınca insan da bir çeşit 'bilgi nakil vasıtasına' dönüşüyor. Yani; nasıl ışık gözlerimize, ses kulaklarımıza, koku burnumuza bilgi taşınmasına aracılık ediyorsa; insan da ahirete taşınacak olan bilginin aracılığını ediyor. Bu da kainatın Aleyhissalatuvesselam Efendimizin nurundan yaratıldığını hikmetine, yani Nur-u Muhammediyye sırrına, pek muvafık geliyor. O nasıl?
Açayım: Bizim bilmemiz belki de bütün bilgi nakil şekillerinin piri. Bilgi naklinde öyle bir zirve ki taşıyan da artık ne taşıdığını bilebiliyor. Geliştirebiliyor. Çoğaltıyor. Ebedi ruhuna nakşediliyor. Silinmiyor. Sırrımız öyle harika birşey. Yine mürşidimin tabiriyle, insan, âlemden hususi bir âlem sahibi olabiliyor. Elbette bu bilme şekillerinin zirvesi de Aleyhissalatuvesselamla tezahür edenin ta kendisi. Yani onun nuru hem görüşü hem göstericiliği. Bilgiyi taşımadaki temeli. Faniyatın bakiye nakledilmesi sırrı. İşte, Fahr-i Kainatın tam liyakatle ifa ettiği biliştir ki, evrenin üzerine kurulduğu düzendir. Kainat öyle bir bilgiyi nakletmek içindir. Faniyat vesilesi kılınmıştır. İnsan bu bilginin kablosudur. Arşividir. Mektubudur. Taşınması gereken üzerinden taşınmaktadır. Allahu a'lem. Eh, evet. Sonlarda biraz uçtuğum için, taksiratım varsa, affımı dilerim. Siz de lütfen kardeşinizin tefekkürüne merhametle bakınız.
6 notes · View notes
biizimgezegenimiz · 4 months
Text
Sanki güneş kanatlarımın üzerine çarpmış, kanatlarım eriyip sırtıma akmış. Görenler bunu is lekesi sanmış, çürük gök renginde bir şafak kanın bozuk rengine boyanmış. Melekler şeytanların bebeklerini doğurmuş, şeytanlar ellerinde yetim bebeklerle cennetin topraklarından kovulmuş. Adına kötü demişler, öldürülen bütün iyiliklerin.
8 notes · View notes
1zmarit · 1 year
Text
"İnsanların çoğu gözlerimin hangi renk olduğunu bilmez."
"Kahverengi," diye fısıldadı. "Gözlerin kahverengi, kenarında koyu yeşil hareler var. Sağ gözünün kenarında küçük bir güneş lekesi var, bir damlaya benziyor. İnsanlarla alay ettiğin ya da oyun oynadığın zaman gözlerinin şekli hiç bozulmuyor, iri iri açılmış gözlerinle onlara benim avucumun içindesiniz der gibi bakıyorsun ama gerçekten gülümsediğinde -ki bu çok nadir oluyor- gözlerin küçülüyor. Alnında, sol kaşının üzerinde bir çizgi izi var, öyle anlarda, gerçekten gülümsediğinde o iz daha belirgin oluyor."
27 notes · View notes
ucusmode · 2 years
Text
Tumblr media
Neyse canim saclarim. Bu arada bana güneş lekesi gecirmelik krem önerir misiniz ya
49 notes · View notes
paylasiyorumicimi · 2 years
Text
Bazen kendini en dipte hissedersin, belki böylesi daha iyidir der, avutursun ya kendini, mahvedersin.
Yalnızlık doğamızda vardır aslında ama baş koyacak bir omuza ihtiyaç duyarız, insanlara güvenilir oldukları için değil sırtımızı dayayacak birşey olmadığı için güveniriz. Bu sahte güveni bile boşa çıkarırlar, insanlar böyledir. Ve en kötüsüde bunu yazan da okuyan da insandır, en çokta bu oturur içine.
Temelli bir mutluluk inşa etmek zordur en küçük bir depremde yıkılır, malzemesi kötüyse, temelli bir mutluluk mümkün değildir, illaki hayatının her kısmında herşey mükemmel olmak zorunda değildir, dünyanın en mutlu insanı bile olsan yine de illaki üzüldüğün kırıldığın öfkelendiğin bir dönem vardır. Büyük bir felaketin içinde kaybetmenin manası yoktur, çünkü her büyük felaketten sonra apaydınlık bir güneş vardır en önemlisi de o felakette ayakta dimdik durasın ki güneşi görebilesin. Yani bence temelli mutluluk değil temelli umut, temelli inanmak, temelli şükretmek vardır, bunlar olduğunda zaten mutluluk sana gelir. O yüzden hayata en ufak şeyde küsmek, kaçış yolu aramak değilde mücadele etmek gerekir. Karadutun lekesi karadutun yaprağı ile çıkar, benim felsefem budur, her sorunun içinde mutlaka çözümü de vardır, sadece sakin olup dikkat etmek gerekir.
2 notes · View notes
mericsky · 2 years
Text
Uzun düşüncelerin arasından sıyrıldı genç kadın. Elindeki kahve fincanını bir kez döndürdü ve derin bir nefes aldı. Masanın üzerinde duran ve aylarca birikmiş olan mektuplara baktı. Hepsi bir umutla yazılmış ama asla cesaret edip gönderemediği mektuplardı.
'Sevgili Jack sanırım asla bilemeyeceksin içimdeki sevgiyi. '
Eline bir kalem aldı ve kahve lekesi olan kağıda bir kaç kelime yazmaya başladı.
'Uzun süredir içimde bir ukte idi sizi sevmek. Biraz olsun sevgi beklemek bir hayaldir, ben kabul ediyorum ama yüreğim...
Geçen her saniye biraz daha tükeniyorum kendi içimde. Hayaller ile çevrelenmiş bir hayat yaşıyorum, biraz sizin sevginizin birazda mutluluğun hayali ile...'
Genç kadın öksürdü ve ağzından gelen kan ile arkasına yaslandı. Zavallı genç kadın hastalığının son evresindeydi, genç kadın bakışlarını yarım kalan yazıya dikti. Kağıdın üzerine bir kaç damla kan damlamıştı. Öksürmeye devam eden genç kadın güç bela ayağa kalktı ve bir kaç damla su için mutfağa gitti.
Mutfağın penceresinden dışarıya baktı suyunu içerken. Güneş birazdan batmak üzereydi, elindeki kan ile karışmış olan suyu tezgaha koydu. Ellerini önünde birleştirip son kez dua etti.
'Tanrım ben mutlu olamadım yalvarırım sevdiğim mutlu olsun.'
Ve Tanrı ölmek üzere olan bir ruhun son dileğini kabul etti ve onun temiz ruhunu yanına çağırdı.
Gün batarken bir ruh gökyüzüne yükseldi...
2 notes · View notes
veronicaisfalling · 18 days
Text
Bu hissi hiç özlemedim, içimdeki nefreti yaşamayı hiç istemedim. Kırgınım beni yaratan tanrıya! Artık onla da işim olmaz bu saatten sonra, onun yolunda. Kırgınım bir çok varlığıma. Kırgınım, anladıklarını söyleyip; anlamayanlara ve en çok kalbimdeki adama kırgınım, rüyalarda bile ulaşamadığım, kim olduğunu bilmediğim o yüzsüz adama. Uğruna kendimi, hayır, uğruna çocuğumu bile feda edeceğim adam, beni yanlız bıraktı. Geçmişin resimleri, izlerini taşırken anlamına bile yormadı. Şimdi en çok kırgınım ona, şimdi en çok kızgınım ona. Ona, sadece aşığıma değil. Aileme, dostuma, yol yoldaşıma kızgınım! Sadece eşime değil! Kalbime, sana kızgınım.
Uğruna rüyalar gördüğüm, uğruna yazdığım, çaldığım adama kızgınım. Sana kırgınım. Oysa ki kollarında lütuflanmışçasına sarılmak, gözlerinden tablolar yapmak isterdim. Dudaklarının üstüne bir öpücük kondurup, seni tanrıdan çok sevmek isterdim. Senin önüne geçip, seni herkesten, her şeyden; senden bile korumak isterdim. Sonra sımsıkı sarılıp, her şey geçti, demek isterdim. Düşmanların korksun, kıskansın! Sevmeyenlerin ölsün diye ellerimi bilerdim, kesebileyim senin için diye kendimi feda ederdim. Sonra gelip, sana sarılır, huzurla uyu diye saçlarını okşardım.
Şimdi elimde birikmiş biraz kan lekesi, gözlerim kuru, kalbimse senin zihninden bile soğuk. Artık güneş ısıtmaz, artık yanmaz. Artık bu düşünceler, senden ileri, bir hayal bile olmaz.
Tumblr media
0 notes
uzaydanhaberler · 26 days
Text
AR 3664: Dev Güneş Lekesi Grubu
Günün Astronomi Görseli 11 Mayıs 2024 Görsel & Telif: Franco Fantasia & Guiseppe Conzo (Gruppo Astrofili Palidoro) Şu anda, yakın tarihin en büyük güneş lekesi gruplarından biri Güneş’in üzerinden geçiyor. Aktif Bölge 3664 sadece büyük değil, aynı zamanda şiddetli ve Güneş Sistemi’ne parçacık bulutları saçıyor. Bu CME’lerin bazıları şimdiden Dünya’yı etkiliyor ve diğerleri de bunu takip…
Tumblr media
View On WordPress
1 note · View note
Text
cilt kusurlarınızı çözmek için sosyal medyadan araştırmak(!) yerine doktora gidin. ben Max 100 liraya hallettim herhalde. şu an sadece yüzümde birkaç sivilce lekesi var. burnumda da bir ara güneş kremi sürmeye üşendiğim için çiller oluştu sadece. onun haricinde yumuşacık ve istediğim cilde çok yakın.
1 note · View note
gamerbulten · 5 months
Link
Dünyanın en büyük teleskobu güneş lekesi görüntüledi Dünyanın en büyük güneş teleskobu güneş ...
0 notes
alkimoberon · 6 months
Text
Bilim insanları uyardı: İnterneti haftalarca kesintiye uğratabilecek Güneş fırtınaları yolda - Son Dakika Dünya Haberleri
Hintli araştırmacılar, dünya çapındaki güneş gözlemevlerinden elde edilen uzun vadeli verileri kullanarak yeni bir ilişki keşfettiler. Bu ilişki, güneş dipolünün manyetik alanının azalma hızının, güneş lekesi döngüsünün artış hızıyla ilişkili olduğunu göstermektedir. Dr. Nandi bu ilişkiyi şöyle açıkladı: “Güneş’in dipolar alanı, güneş lekesi döngüsüyle ters fazda artar ve azalır.” Bilim…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes