Tumgik
#dünyada cenneti yaşayanlar
mecnun1cinar · 7 months
Text
Sevgi meselâ, ehline denk gelirse dünyada cenneti yaşatır..🤍
61 notes · View notes
Text
Mükemmel bir kahvaltı ile buz devri izlemek dünyada cenneti yaşayanlar kulübü merkezi burda
14 notes · View notes
kendimihissetmiyorum · 8 months
Text
manitayla gta 5 oynarken sohbet ettim gülüştük oynama stilime laf attı falan o şimdi uyudu ben de hala oynuyorum vay amk ne güzel hismiş bu diye diye. dünyada cenneti yaşayanlar kulübüne gelmişiz haber veren yok.
2 notes · View notes
aradayastikvardi · 1 year
Text
dünyada cenneti yaşayanlar derneğini bulduk
6 notes · View notes
onderkaracay · 2 years
Text
🌔 Dünya Cehennemi
Kölelikten çok daha zor şartlarda çalış, zor yaşam koşullarına dayan, sayısızca insan yüzsüzlüğüne katlan, sonra da öl.
Bu mudur yaşam?
İstiyoruz ki herkes çalışsın ve karşılığını eşit alsın. Kimse kimseye karşı üstün olmasın. Ayrıcalıklı olmak ve ayrıcalıklar dünyası son bulsun. Zorlukları da herkes eşit paylaşsın. Maskeli yüzsüzlük son bulsun. Yaşamadan kimse ölmesin.
Bunun karşılığında da din adına birileri çıkıp bizim yaptıklarımızı beğenmemek cehenneme gidersiniz tehdidi son bulsun.
Hayatın cehennemini yaşatanlar ölümsüz olsunlar, cehennemi yaşayanlar ise cehennemle tehdit edilsinler.
Din bu mudur? Böyle din olmaz olsun.
Bu dünyada yeteri kadar perişan değil miyiz?
Cehennemin kendisi budur.
Başka bir cehenneme gerek olmadığı gibi başka bir alemde bir cehennem yoktur.
Cehennemde, tüm şeytanlar da ve zalimlerde bu dünyadadır!
Onlar cennette yaşasınlar diye dünya düzeni bir arada bu zulme karşı hareket etmeyen çoğunluğa cehennem olmuştur.
Dünyada ki cehennem düzenini içimizde ki işbirlikçiler yaşatır.
Öteki dünyada cennet olsaydı o cenneti kazanma yarışına dönerdi yaşam.
Cennette cehennemde bu dünyadır.
Dünya zulme karşı çıkana cehennem, zulme destek olana ve satılana cennette yaşama hayali cehennemidir.
Dünya; tabiata, insana ve diğer canlılara zulüm yaşatanlara cennettir.
Bu zalimler kendilerini maddi güçler ile tanrılaştırarak bu gücü kendilerine tehdit olabilecek her çabayı ortadan kaldırmak amacıyla kullanır ve yaşatırlar.
Daha fazlasını isteme ve zulmü sürdürülebilir yapmak istemelerinin amacı budur.
Bu dünyada cehennemi hak edenler kendileri dışında herkese cehennem yaşatanlardır.
Bunun çaresi öteki alem üzerinden tehdit eden dinler değil, dünyada ki eşit yaşam dini devrimdir.
Yaşamda ille de bir din olması gerekiyor ise yaşamın tek dini devrimdir.
Çünkü yaşamda hayalleri gerçekleştiren tek olgu devrimdir.
Devrimler genelin yararınadır. Devrim yıkıcılığı ayrıcalıklı sınıflar yararınadır. Bu ayrım tek başına devrimi savunmaya yeter.
Tüm zulmü ve zalimleri ortadan kaldıracak başka çözüm yoktur.
Öteki alem dinleri bu dünyada cehennemi yaşatanların silahıdır.
An itibariyle dünyayı kana bulayanların, ekonomik sıkıntılar yaşatarak vurgun vuranların, muhtaç çoğaltarak bu cehenneme tuğla taşıyanların kim olduğunu anladığımızda hepimiz kendimizi devrimi gerçekleştirmiş bir ortamda bulmuş olacağız.
] Önder KARAÇAY [
0 notes
lemonsherbett · 3 years
Text
Dünyada cenneti yaşayanlar vol1
- Acun'un çocuğu olarak doğmak
95 notes · View notes
1-yolcu · 7 years
Photo
Tumblr media
"Virdlerinizi sağlam çekin, ara vermeyin. Bir çekip bir çekmemek kalbi tahriş eder. Nasıl ki doktorun verdiği ilacı bir alıp bir almazsanız faydası olmaz, bu da öyledir. Virdini bir gün çekmeyen sûfî, doksan gün geriye gider. Yani üç ay önceki hali ne ise o hale döner. Bir de ne az ne fazla verilen sayıda çekmek lazım. İlacı az alırsanız faydası olmaz, çok alırsanız zararı olur."
"Sûfî üç gün zikir çekmese kalbi hasta olur. Beş-on gün, bir, iki, üç ay, dört ay zikir çekmezse kalbi (iyice) hasta olur ve ölür. Zikir kalbin hakkıdır."
"Zikre gafletsiz ve ara vermeden devam ederseniz bu zikirden kısa zaman sonra zevk alırsınız. Sûfî yetmişbir bin vird çekiyor fakat az geliyor, çünkü zevk alıyor. Hem dünyada hem de ahirette gerçek cenneti yaşayanlar zikir ehli kişilerdir."
"Sûfî beş bin zikir çekiyor. Rabbü'l-âlemîn ona elli bin zikir çekmiş gibi ecir veriyor. Elli bin sebep olana ve tövbe verene, elli bin bize, elli bin Seydamıza, elli bin Gavsımıza veriyor. Bu böyle ta Peygamber aleyhissalâtü vesselâma kadar gidiyor."
"Kalp iki kısımdır: Kalb-i hayvanî ve Kalb-i insani. Kalb-i hayvanî bir et parçasıdır. Bu hayvanlarda da bulunur. Kalb-i insanî ise, o et parçasının içinde bir nurdur. Günahlardan dolayı o nur, Arş-ı A'lâ'da dokuz bin yıllık mesafedeki bir ağaca yapışır. Ancak kalp zikrullahla temizlendikten sonra yerine döner."
"Nakşibendîler'in amelleri zikirlerinin gayesi kalp hidayeti içindir. Peygamber sallallâhu aleyhi vessellem: " Vücut ta bir et parçası vardır, o kalptir. Kalp hidayet bulursa bütün vücud hidayet bulur. Kalp ifsad olursa bütün vücut ifsad olur." (Buhârî, İman, 39) buyuruyor. Bu tarikat-ı âliyenin hedefi kalbin hidayetidir."
"Allah'tan başka bir şeyi vird esnasında düşünmek gaflettir. Kalp, yerinde durur kafa başka yerde gezerse hiç çekilmemiş gibi olur. Vird esnasında mürşid, Allah'ın yarattığı (dağ, deniz vb.) hiçbir varlık ve hiçbir şahıs düşünülmez. Sadece Allah celle celâlühû düşünülür. Aklımız dağılabilir, olabilir, tekrar aklı kalbe yöneltmeye zorlayacağız. Bu zorlama ne kadar? Fazla değil bir hafta, iki hafta, bilemedin iki ay sonra kalp gafletsiz zikre başlar."
"Virdi zor çekme veya çekememenin sebepleri şunlardır: Haram nazar, günahlar, haram yiyecek, zulmetli gıda, gıybet, televizyon, kötü arkadaş, dünyaya meyil, ehl-i dünya ile ünsiyet, ailevî huzursuzluk, gafil birinin bulunduğu oturma, yirmi dört saat dünya ile meşgul olma. Bunlar varsa ne kadar zikir yapsa da istenilen faydayı sağlamaz. Sûfî, gerçekten sûfîlik yapar ama zulmetli birinin çayını içer, yemeğini yer, oturur, konuşur, zulmet ona geçer, karşıdaki biri ona bakar, onun zulmeti de sûfîye geçer. Bu aldığı zulmetten sonra hatme, namaz, zikir zor gelir, zulmet insanın vücudunu kilitler. Hakiki rabıta ve zikirden başka bir şeyle zulmeti atamaz.
"Gerçek sûfî devamlı zikir halindedir. Böylelerine zâkir denilir. Onlar istese de gaflete düşemez. Biz şimdi nasıl gafletsiz zikrinizi çekin diyorsak onlar da tam tersi olur. Onlar isteseler de gaflete düşemezler. Bütün letaifleri çalışır."
" Gavsımız diyor ki: Kalp bir çocuk gibidir, kalbe ne öğretirsen o da onu söyler. Yeni dillenen çocuğa nasıl mama, baba demeyi öğretiyorsan kalbe de Allah Allah demeyi öğretmen gerekir. Onun ağzının olduğunu düşüneceksin ve Allah dediğini düşüneceksin, Allah demeye zorlayacaksın. Çok değil üç ay, beş ay sonra kalbin Allah demeye başlayacaktır. Gayret etmek lazım.
Ölüm anında kalp ne söylüyorsa dil onu söyler. Sağlığında bir insanın çocuğuna çok muhabbeti varsa kalbi de devamlı çocuğunu söyler ve ölüm anında akıl başta olmadığı için dili onu söyler. Aynı şekilde karısına muhabbeti varsa karısını söyler. Ancak kalp Allah derse, dil de Allah der. Akıl başta olsa şehadet getirir, tekbir getirir ama akıl başta olmayınca kalp ne söylüyorsa dil onu söyler. Bunu da hayattayken yakalamak lazım..."
"Vird ile latifeler arş-ı âlâdaki (asıl vatanlarına) makamlarına çıkarlar. Nefis yalnız kalır. Hizmetçisiz kalan padişah gibi olur. (O da diğerlerinin peşine takılıp arşa çıkar.) Burada Rabbü'l-âlemin onların sıfatlarını değiştirir. Nefis müslüman olur. Artık her şeyi Allah rızası için isteyerek yapmaya başlar. Böylece şeklî insandan hakiki insana, taklidi imandan hakiki imana geçiş olur."
"İnsanın kalbine zikir yerleşince daha durmaz. Çarşıda, pazarda alışveriş yaparken kalp 'Allah' der. Siz istemeseniz de çalışır. Nasıl ki mideniz sizin elinizde olmadan gıdaları hazmediyor, siz uyurken bile işine devam ediyorsa, içine zikir yerleşen kalp de öylece zikreder. Bunun sevabını yalnızca Allah bilir."
"Her fırsatta kalbinizi zorlayın. Yatarken, otururken, kahvaltıyı beklerken, dilinizi damağınıza yapıştırın, (ders olarak çektiğiniz virdin haricinde) sayı tutmadan ve dilinizi oynatmadan "Allah" dedirtmeye çalışın. Bir müddet sonra kalp zikre geçer. Fakat biz zikrin çokluğunda değiliz. Biz zikrin huşu ve hudusundayız. Zikir huşu ve huduyla çekilmez, gafletle çekilirse nefse bir şey olmaz."
"Nakşibendîler örtü altına girip zikir çekmekle beraber yerken, içerken, otururken, yürürken, hatta uykularında bile Rabbü'l-âlemîn'i zikrederler. İşte gerçek zikir ehli bunlardır."
"Vird nurdur, ışıktır, aynen taksinin farı gibidir. Taksinin her şeyi olsa fakat farı olmasa yol gidemez. Kısa zamanda tepe taklak olur. Vird, zikir kalbin kirini pasını temizler. İnsan günah işlemeye başlayınca kalp yara alır. Bu durum, odanın içinde yanan bir sobaya benzer. Soba devamlı yana yana boruların içi kurum bağlar, temizlenmese zamanla boruları tıkar, dumanı geri teper, odanın içindekileri zehirler ve öldürür. Aynen bunun gibi, zikir de kalbin isini (kurumunu) temizler. Zikir çekilmezse kalbe Allah'ın nuru gelmez. Ya ne gelir? Şeytanın vesvesesi gelir ve Allah'ı unutturuncaya kadar (vesvese) devam eder. sonunda misaldeki boru gibi tıkanıp insanı (manen) zehirleyerek öldürür. Onun için vrdinize dikkat edin.
İnsana gerektir ki zikrullah gibi manevi ilaçlara sarılsın. Zikrullahın sesi şeytanı kaçırır. O çok korkaktır. bir ses gelse hemen kaçar. Fakat nefs-i emmâre öyle değildir. İnsandan bir an bile gafil olmuyor. Kedinin fareyi beklerken takındığı tavır gibi, sessiz bir şekilde insanın hata yapmasını bekliyor. Ne ibadet yapsa mağrur oluyor. Çok dikkatli uyanık olmalıdır. Ç��nkü nefsin gıdası zulmettir. Letaiflerin gıdası ise, muhabbet ve nurdur. Nefis ancak nefy-i ispat ile müslüman olur."
"Nefy-i isbat dersinde 'lâ ilâhe' derken alından sağ omuz üzerine gelme esnasında Allahlık iddiasında bulunan Nemrud, Firavun, putlar, her kim ve her ne var ise tevhid kılıcıyla hepsini temizleyeceksiniz. O nefiy cümlesinin nuru Allah'tan başkasını silecek.
'illallah' deyince öyle bir kalbe ineceksin ki bütün vücuda dağıldığını hissedeceksin. Sonunda "Muhammedün Resûlullah" derken Allah'ın huzurunda kendinizi hissedecek ve O huzurda (kalben) "Muhammed senin Resûlündür" diye haykıracaksın. (Bu arada Gavs Hazretleri iki yumruğunu sıktı, mübarek yüzünün rengi gül rengi gibi oldu)."
Gavs-i Sani Es Seyyid Abdülbaki El Hüseyni (kuddise sirruhu)
58 notes · View notes
oguzhanahmetkara · 7 years
Photo
Tumblr media
Aradığım derneği buldum en sonunda... DÜNYADA CENNETİ YAŞAYANLAR DERNEĞİ... (Ankara, Turkey)
0 notes
Text
İşleri toplayıp 14.00 itibariyle bu haftalık ofisi kapatıyorum. Dünyada cenneti yaşayanlar derneği başkanlığına adaylığımı koyuyorum böylelikle. Halkımıza hayırlı olsun
3 notes · View notes
1-yolcu · 7 years
Text
Hem dünyada Hemde ahirette Gerçek cenneti yaşayanlar Zikir ehli kişilerdir. | Gavs-ı Sâni (ks)
47 notes · View notes