Tumgik
#benim yaşamım
meyusadam · 4 months
Text
Tumblr media
Abigail: Hayatım bir labirent gibi. Kurtulduğumu sandığım her an yeni bir çıkmaz sokakla karşılaşıyorum. 🎥 The Favourite (2018)
91 notes · View notes
mukadderat · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media
“Tek kişilik bir tartışmaya dönüştü yaşamım. Her şey benim içimde başlayıp bitiyor..”
525 notes · View notes
emirkocturk · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
Bu benim yaşamım. içinde kırgınlığımı sessizliğimi ve suskunluğumu dindirdiğim en ıssız ve en yalnız yanım..
1K notes · View notes
kendimlesworld · 6 months
Text
Tek kişilik bir tartışmaya dönüştü yaşamım. Her şey benim içimde başlayıp bitiyor.
214 notes · View notes
infllames · 3 months
Text
"tek kişilik bir tartışmaya döndü yaşamım. her şey benim içimde başlayıp bitiyor."
'01.48'
110 notes · View notes
Text
Tabusuz Karım! (2) (Çetin 52 Y., Adana)
İçeriye girince Leyla beni bir anda koltuğun üstüne itekledi ve "Otur, kalkma!" deyip, TV dolabından video kamerasını çıkarıp çalıştırdı ve elime tutuşturdu, "Kameramanlık yapacaksın!" dedi. Sonra ablasını kaldırıp tam karşımdaki koltuğa oturttu ve onu öpmeye yalamaya başladı. Yarım saat kadar öpüşüp seviştiler. Bu arada tabii benim yarak kazık gibi oldu, bir elimde kamerayı tutup onların sevişmesini kaydediyordum, öbür elim de pantolonumu delecek durumdaki yarağımı sıvazlıyordu. Sanki yanlarında ben yokmuşum gibi öpüşüp sevişiyorlardı. Soyunmaya başladıklarında, Leyla bana, geçenki çekmecenin bir altındaki çekmecede bulunan oyuncağını getirmemi söyledi. Ben kamerayı kayıt yapar halde masaya bıraktım ve içeri gittim. Dediği çekmeceyi açtım ki, Leyla'da tam 6 adet vibratör vardı, bunların iki adeti (Strapon) belden bağlamalıydı. Ben de en büyüğünü aldım, Leyla'nın ablasını bağırtmasını istiyordum...
Yanlarına gittiğimde Leyla ablasının amını yalıyordu. Straponu önüne taktığı gibi ablasını domalttı ve amına köklemeye başladı. Ben yine kamerayı almıştım ve olan bitenin hepsini kaydediyordum. Hayatımda ilk kez canlı olarak iki dişinin sevişmesine ve sikişmesine şahit oluyordum. Ve zevk delisi olmuştum, yerimde duramıyordum, ama yapacak birşey yoktu, Leyla'nın kurallara uymam gerekiyordu. Leyla ablasını 15 dakika siktikten ve ablasını böğürte böğürte orgazm ettikten sonra bana seslendi, "Gel aşkım, bak ablam yarağını yalamak istiyor!" dedi. Nihayet sıra bana gelmişti, elimde kamerayla yanlarına gittim. Leyla yana çekildi ve kamerayı benden aldı, kendisi çekim yapmaya başladı. Ben hemen soyundum ve kazık gibi yarağımı ablasının ağzına verdim. Olamazdı böyle birşey, ablası da Leyla gibi harika yarak yalıyor, kafasını öpüyor, somuruyor, gırtlağına kadar sokup çıkarıyor ve beni zevkin doruklarına uçuruyordu.
Ablası yarağımı tam kıvamına getirdikten sonra, "Beni götten sik enişte!" diyerek önümde domaldı. Müstakbel baldızımın bu isteğini hiç ikiletir miyim! Hemen arkasına geçtim ve götüne yavaş yavaş sokmaya başladım yarağımı. O sırada dikkatimi çekti, Leyla'nın yüzü bir tuhaf olmuştu, sanki birşeye bozulmuş gibiydi. O anda bunu düşünecek halde değildim, ablasının götünü deliler gibi sikiyordum. Maalesef fazla dayanamadım ve hemen içine boşaldım, fakat çaktırmadım ve götünü sikmeye devam ettim. İkinci kez boşalmam biraz daha uzun sürdü. İçinden hiç çıkmadan ardı ardına iki kez götüne boşalınca rahatlamıştım.
Yarağımı götünden çıkardığımda, götünden taşan döller koltuğa akıyordu. Masadan peçete alıp yarağımı sildim, birkaç tane de ablasına verdim. Ablası peçeteyi götüne tutarak banyoya gitti. Leyla'ya sordum, "Ben ablanı götten sikerken neden suratını astın?" diye. O da, "Ablamın erkeği bendim, tam 10 yıldır onu ben sikiyordum, ama ilk kez benden başka sen yapınca çok tuhaf oldum. Aslında hoşuma da gitmedi değil!" dedi. Ben de dudağına bir öpücük kondurup, "Ablanı benimle paylaştığın için teşekkür ederim aşkım!" dedim...
Ablası az sonra temizlenip geldi ve "Harikaydın enişte!" diyerek dudaklarıma yapıştı. Biz öpüşürken Leyla kamerayı alıp yatak odasına gitti ve iki dakika sonra bize seslendi, "Buraya gelin!" diye. Ben ablasının beline sarılmış bir şekilde, içeri girdik. Leyla kamerayı makyaj masasının üzerine yatağı çekecek şekilde koymuş, kendisi de yatağa sırtüstü yatmıştı, yine belden bağlamalı plastik yarak takılıydı önünde. Yarağı dik tutarak, ablasının yarağın üstüne oturmasını istedi. Ablası sanki bir erkeğin üstüne oturur gibi Leyla'nın üstüne çıktı ve eliyle plastik yarağı amına yerleştirip oturdu. Leyla ablasını belinden tutup kendine yapıştırdı. Böylelikle ablasının götü iyice dışa çıkmıştı, "Hadi aşkım, sen de götüne gir şimdi!" dedi. Ben o manzarayı görünce zaten yarağım kazık gibi olmuştu, hemen yanaştım ve arkadan ablasına götten girdim. Ablasını araya almış tost yapmıştık.
Harika bir şeydi bu, olamazdı böyle birşey! Gerçekten yaşamım değişmişti, hiç yaşamadığım ve yaşamayı hayal bile edemeyeceğim şeyler yaşıyordum. Leyla ile evlenmemem için hiç bir sebep yoktu, onunla evlenip soyadımı taşımasını istiyordum, çünkü mutluluk yatak odasından geçiyordu. İlk evliliğim seks konusunda tamamen hüsrandı...
Ablası aramızda bağırıyordu, "Kökleyin, sokun, sikin beni, ikinizi de seviyorum, kocalarım, sikicilerim benim!" deyip çığlıklar atıyordu. 10 dakika falan anca sikmiştim ki, ablasının bu çığlıklarına fazla dayanamadım, tam patlayacakken yarrağımı götünden çıkardım ve Leyla'ya, "Ağzını aç!" dedim, Leyla'nın ağzına patladım. Benim döllerimle öpüşmeye, birbirinin dudaklarını yalamaya başladılar. Müthiş bir manzaraydı. İzlemek için kenara çekildim, hem biraz da dinlenmek istedim. Bir 5-6 dakika izledim ki, ablası böğüre böğüre orgazm oldu, sonra Leyla'nın üstünden inip, kendini yatağa zor attı. Baldız bitmişti, yerinden kalkamıyordu, paramparça olmuştu. Leyla yataktan kalktı ve belinde bağlı duran plastik yarağı çıkardı, yatağa bırakıp, bana, "Hadi duş alalım, çok terledik!" dedi. Birlikte banyoya gittik...
Ben duş alırken, Leyla bana arkadan sarıldı ve "Ne istiyorum biliyor musun?" dedi. "Buyur aşkım?" dedim. "Seni istiyorum!" dedi. "Ben zaten seninim, sana aittim!" deyince, Leyla aşağı kayarak kaba etlerimi öpüp, ısırıp, yalamaya başladı. Sonra kalçalarımı ayırdı ve göt deliğimi yalamaya başladı. Sonra da biraz şampuan sürerek parmağını götüme soktu. Parmağı ile beni sikiyordu. Aslında hoşuma gidiyordu, manyakça zevk almaya başlamıştım, bu duyguları yaşayacağım aklımın ucuna gelmezdi. Sonra beni domalttı ve amcığının dudaklarını götüme yapıştırdı ve aşağı yukarı sürtünmeye başladı. Sanki beni sikiyormuş gibi yapıyordu. Leyla'nın amcığını arkamda hisetmek harika bir şeydi, defalarca siktiğim amcık şimdi beni sikiyordu. Ben de aldığım zevkten dolayı, Leyla'ya, "Hadi erkeğim sik beni! Götümü sik kocacığım!" demeye başladım. Leyla da amını götüme manyakça sürtmeye başladı. Aynı zamanda da ensemi, boynumu ve kulaklarımı koparırcasına emiyordu. Yarağım yeniden kazık gibi olmuştu. Leyla inleyerek orgazm olurken, elini önüme atıp yarağıma da 31 çektirince, birlikte boşaldık. Biz banyodan çıktığımızda ablası gitmişti. Leyla çarşafları yeniledi ve birbirimize sarıldık, öpüştük, elleştik ve uyuduk...
Sabah saat 8 gibi Leyla öperek uyandırdı beni. Kahvaltı hazırdı. Kahvaltıdan hemen sonra, Leyla'yı kaptığım gibi nikah dairesine gittik, nikah için gün aldık. Bir hafta sonra gerçekten karı koca olacaktık, Leyla benim soy ismimi taşıyacacaktı. Nikah dairesinden çıkar çıkmaz Leyla bana, "Aşkım sana bir hediye vermek istiyorum!" dedi. "Nedir aşkım?" dedim. "Nikahımızın kıyıldığı günün gecesi yiğenimle sikişeceksin, onun kızlığını alacaksın, o gece onu çılgınca sikmeni istiyorum!" dedi. Kulaklarıma inanamıyordum, sevinçten uçabilirdim, "Ciddi misin aşkım?" diye sordum. "Gayet ciddiyim! Ama bir şartım var! Ertesi gün benimle olacaksın, ne istersem, nasıl istersem onları yaşatacaksın bana!" dedi. Ben de, "Yaşıyorsun zaten!" dedim. "Yetmiyor! Seninle daha çılgın olmak istiyorum!" dedi. "Tamam aşkım! Sen benim karımsın, her şeyimle seninim, bu canım sana feda olsun!" dedim. O da teşekkür ederek dudağımdan öptü ve evin yolunu tuttuk. Leyla'yı evine bıraktıktan sonra ben Adana'ya döndüm ve nikah gününü iple çekmeye başladım...
Aradan bir hafta geçmiş ve nikah günümüz gelmişti. Nikah dairesine gittiğimizde benim nikah şahitliğimi çok sevdiğim bir arkadaşım yapmıştı. Leyla'nın nikah şahitliğini ise, Yeliz isminde bir yiğeni vardı, o yapmıştı. Nikahtan sonra yemeğe gidildi. Ordan da herkes evine gidecekti. Yeliz de bizimle geldi. Eve girdik, evde birer duble viski doldurduk kendimize. Yeliz üstünü değiştirmek istediğini söyledi teyzesine, o da, "Dur ben de geleyim!" dedi ve birlikte içeri girdiler. Aradan 5 dakika geçmeden geldiler. Olamaz böyle bir şey! Yeliz harika bir jartiyer takım giymişti, karım ise, deri ve iki parçadan oluşan şortlu bir takım giymişti. Çok sexy duruyordu. Yeliz yanıma geldi, "Bu gece her şeyimle sana aittim, ilk erkeğim olacaksın!" dedi. "Neden ben?" dedim. "Teyzem öyle istedi!" dedi ve dudağıma yapıştı. Karımın önünde Yeliz'le çılgınca öpüşüyorduk, birbirimizin dudaklarını, dillerini yiyorduk sanki. Karım da yine elinde kamera ile bizi çekiyordu. (Çektiğimiz sikişleri daha sonra izliyorduk, dışardan pørnø almamıza gerek yoktu!).
Yeliz'le çılgınca sevişmeye başladık. Bir süre sonra ikimiz de çırılçıplak kalmıştık, Yeliz yarağımı ağzına almış sakso çekiyordu. Ben de saçlarını çekiyor, ağzını hoyratça sikiyordum. Karımın, "Hadi yatak odasına!" demesiyle Yeliz'i kaldırdım, kucaklayıp içeri götürdüm. Yatağa uzatıp amcığını yalamaya başladım. Az sonra 69 pozisyonunda idik. Ben Yeliz'in hem amcığını, hem de ara sıra götünü yalıyordum. Yarağım ise Yeliz'in ağzında demir gibiydi. Yeliz yalvarmaya başlamıştı, "Ne olursun enişte, hadi artık kocam ol, sik beni, kızlığımı boz!" diye yalvarıyordu. Yeliz'in tazecik bakire amcığını saatlerce yalayabilirdim, fakat karım kamerayı kayıt halinde makyaj masasının üstüne bırakıp yanımıza geldi ve Yeliz'i üzerimden kaldırıp, yatağa dört ayak domalttı, sonra da yarağımı eline aldı, biraz yaladı ve "Bunu ben kendi elimle sokacağım Yeliz'in amcığına, o zevki ben yaşamak istiyorum!" dedi.
Yeliz bu kez karıma yalvarıyordu, "Ne olursun teyze, hadi sok!" diye. Karım yarağımı biraz daha yaladıktan sonra, Yeliz'in amcığını da yaladı. Sonra elinde tuttuğu yarağımı çekerek, beni Yeliz'in arkasına yanaştırdı, yarağımın kafasını, Yeliz'in amcık dudaklarını ayırıp, deliğin ağzına yerleştirdi bıraktı ve az kenara çekilerek, "Hadi şimdi!" dedi. Bir hamlede Yeliz'in daracık bakire amcığına soktuğum yarağım, kızlık zarını delip amcığın dibini bulurken, Yeliz çığlık üstüne çığlık atıyordu. Karım kenara çekilmiş, yiğenini sikmemi büyük bir zevkle seyrediyordu. Kamerayı öyle bir yere koymuştu ki, bizi her türlü çekiyordu. 5-6 dakika sonra Yeliz inlemeye başlamış, benim de git gellerim sıklaşmıştı. Dayanamıyordum, az sonra boşalmak üzereydim. "Gelmek üzereyim!" deyip, Yeliz'in içine boşalmamak için yarağımı amcığından çektiğimde karım kızdı ve "Geri sok derhal ve içine boşal!" dedi. Yarağım patlamak üzereyken Yeliz'in amcığına tekrar soktum ve böğürerek boşaldım. Karım, "Ha şöyle! Çıkma sakın, hepsini boşalt içine! Ben sana çocuk veremem, sana çocuğu Yeliz verecek, o sana doğuracak!" dedi.
Ben şaşırmıştım, ama yalan yok, hoşuma da gitmişti. Demek ki Yeliz'i daha çok sikecektim. Sabaha kadar Yeliz'le bildiğim bütün pozisyonlarda sikiştik. Yoktu böyle birşey, böyle heyecan ve zevk! Herşey çok güzel gidiyordu. Ama kafama takılan bir soru vardı, neden herkes karım ne derse onu yapıyordu? Buna anlam verememiştim, bunu en yakın zamanda öğrenmem gerekiyordu...
[Çetin]
142 notes · View notes
siktiringidinlutfen · 2 months
Text
tüm bu vakti, zamanın kayboluşunu izleyerek harcadım. biliyorum, hiçbir zaman yeterli olmayacak. yaşamım rastgele yaşayan bir evsizinkinden farksız. ağrılar, yorgunluk, yalnızlık ve duman. sağlığımla bir oyuncakmış gibi oynuyorum.
evimden uzaklaştım, tekrar dönmeyi düşünmüyorum. sorunlardan kaçtım, yenileri geliyor ve tekrar yakalanıyorum. birilerini üzüyorum. birileri benim için değilse de benim yüzümden üzülüyor. ufak bir teselli. insanları değilse de hayvanları mutlu etmeyi başarıyorum.
günler birbirlerini kovalıyor. hisler unutulmamaya devam ediyor. bu yüzden hiç değişmiyor gibi hissediyorum. kar fırtınası ardından birkaç gürültü geliyor... uyumaya hazırlanıyorum.
tüm bu kalabalığı zihnimin içine ben soktum. hiç olmazsa aklımı oyalıyorlar. her zamanki gibi karnım ağrıyor. muhtemelen buna da ben sebep oldum.
benden bir şeyler bekliyorlar. ben de ne olduğunu bilmediğim bir şeyi bekliyorum. doğum günüm geliyor. kimseninkini kutlamadığım için benimkinin kutlanmasını hak etmiyorum.
bana yıldız tozundan bir ceket yap. rüyalarımda kayboluyorum. hatalarımdan bir doğru çiz. doğru yolu kaybediyorum.
annemin istediği çocuktum belki bir zamanlar. değişeli uzun zaman oldu ve hiçbir zaman onların istediği biri gibi olmayacağım. zamanı geldiğinde bir baba olmak güzel olacaktır. gözlerimi daha fazla açık tutamıyorum.
41 notes · View notes
etheromanie · 6 months
Text
"sana parlak pasparlak bir nesneyi gösterip bak bu benim yaşamım diyemezdim. bir kere olsun fosfor değmemişti hayatıma. sana ancak bir heyulanın resmini çizebilirdim."
30 notes · View notes
sevgiyeakin · 4 months
Text
Tek kişilik bir tartışmaya dönüştü yaşamım.
Her şey benim içimde başlayıp bitiyor...
Ahmet Erhan.
20 notes · View notes
meralmeri · 1 year
Photo
Tumblr media
Benim; aşka, merhamete, saygıya, sevgiye, adalete ve sayısız iyiliğe gebe olup da binlerce kez doğum yaptıktan sonra elbette bu yaşamım tebessümle son bulacaktır; öyle öksüz, yetim gibi değil. Meral Meri
66 notes · View notes
meyusadam · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
Edwin: Lütfen. Umudunu kaybetme.
Grace: Sanırım umut beni terketti.
🎥 The Reckoning (2020)
122 notes · View notes
dilsel · 1 month
Text
Gerçekten benim hakkımda yaşamım hakkında hiçbir fikri olmadığı halde saçma sapan konuşan herkesi hayatımdan çıkarıyorum çünkü kendimle ilgili kapanmamış hiçbir şey bırakmak istemiyorum. Haddinizi bilmiyorsanız bileceksiniz öğrenmediyseniz öğrenecek ve ondan sonra defolup gideceksiniz
17 notes · View notes
napayim · 2 months
Text
selamlar, son bir aydır epey sakin yaşıyorum baya da sevdim bu olayı. durma noktamda olduğumu ve bunun uzun bir süreç olduğunu kabullendikten sonra hayatı rölantiye alıp yaşamak beni bir tık rahatlattı. artık daha sakinim. her şeye olursa olur olmazsa hayırlısı budur kafasında yaklaşıyorum, dünyanın en relaks insanlarından biri olabilirim. uzun süre sonra görüştüğüm insanlar hayırdır ne bu durgunluk diye tepki verince eskiden olduğu gibi kendimi suçlu hissetmediğimi fark etmek güzel bir ilerleme benim açımdan. annem arayıp sesimin düşüklüğünü sorduğunda bugün depresif takılıyorum diyince canın nasıl istiyorsa öyle takıl boşver her şeyi annem diye cevap alıyorum artık whfhdh her şeyden uzak, oturup bir kahve içeyim, aman bugün derse girmeyeyim de göle bakayım dediğim ve bir şeylerden kaçtığım çok an oluyor. neden hiç uğramıyorsun diye hocadan sitem yiyince dün yanına gidip projemi yükseltmek değil yapmak dahi istemediğimi, halihazırda 3005 içerisinde olmanın bana yettiğini, daha fazla stres istemediğimi ve bunlardan kaçındığım için uğramadığımı söyleyince epey afalladı. sonra hayırdır noldu neden istemiyorsun derken falan bir süre dertleşince bana hak verdi, uzun uzun sakince yaşamam gerektiğini her şeyi boşvermemi, her şeyin zamanı olduğunu ve aramasam da bazı şeylerin bana geleceğini, rahatlamamı tavsiye etti, terapistinin numarasını attı ve benden haftada birkaç kere yanına gidip kahve içerek sohbet etme sözü aldı ahshsb projeyi çöpe atmak istemediğini ve bu konu doğrultusunda ortak makale yazmak istediğini söyledi ama bunun hakkında da henüz düşünmek istemiyorum sanırım. tek üzüldüğüm şey bu dönem burak delier'in yeni medya sanatını alıyorum ve hevesli yaklaşamıyorum, bu fırsat güme gitmiş gibi hissediyorum ama sonuçta elimden bu kadarı geliyor ne yapalım. neyse sonuç olarak her akşam evde çayımı demleyip balkonda içmeyi arzuladığım, kitabımı okuyup kahvemi içerken durağanlığın keyfine vardığım stabil bir yaşamım var ve ben bundan epeyce memnunum. herkesin sezgilerle kendi zamanını yaşadığını ve bu duraklamanın elbet yaşanması gerektiğini fark ettikten sonra durmak insana kötü hissettirmiyor, belki de normal şartlarda on sene sonra yaşayacağım duraklamamı şimdi yaşıyorumdur, kim bilir. ayrıca bu şarkı da güzeldir, dinleyiniz dinlettiriniz.
16 notes · View notes
mahus · 3 months
Text
Tek kişilik bir tartışmaya döndü yaşamım. Her şey benim içimde başlayıp bitiyor.
Tumblr media Tumblr media
15 notes · View notes
marslordu · 1 year
Text
Benim yaşamım yaşamadığımdır...
94 notes · View notes
942705 · 3 months
Text
"iznin yok çünkü hiçbir şeye
birkaç güzel duadan başka"
yaşamım tam olarak bu mu? kitapta biz hayatı değil, hayatın anlamını arıyoruz. o yüzden böyleyiz demişti. anlamı aradığım için mi bu noktaya geldim? kendime büyük roller atfettiğim ya da sizin çok ötenizde bir yerdeyim demek için yazmıyorum tüm bunları. anlam veremiyorum. ne insanlara ne kendime ne de geçip giden şu zamana. bazen her şeyin çok dışında ve yalnız hissediyorum. onlara ayak uyduramıyormuşum gibi geliyor. uydurduğum anlarda da bu bana rahatsızlık veriyor. yerini yadırgayan eşyalar gibi hissediyorum. kafamdaki soru işaretlerini en yakınım diyebileceğim insanlardan birine açtığımda çok net tepkiler alıyorum. sonra kısa zamanda tanıdığım biri farklı bir şey söylüyor ve onun söylediği daha makul geliyor. kendimi sarkaç gibi hissediyorum.
Tumblr media
birilerine güvenmek ve onları dinlemek istiyorum. ama bana kafa karışıklığından başka bir şey getirmiyorlar. sonra insanın en çok kendine güvenebileceğini ama kendinin de onu yarı yolda bırakabileceğini tekrar öğreniyorum. hatırlıyorum demiyorum. öğreniyorum.
sevgilim, tereddüt ettiğim güzel ama konfor alanımı alt üst edecek bir hayalle geliyor. başta korkuyorum. ama sonra düşününce olabilecek gibi geliyor. hatta bu fikre alışmaya başlıyorum. sonra eğer olmazsa üzüleceğimi düşündüğünden ya da kendi korkuları baskın geldiğinden mi bilinmez o hayale eskisi kadar hevesli olmadığını hissediyorum. yine kendimden başka kimsenin hayatımı yoluna koyamayacağını öğreniyorum.
annem, yakın arkadaşım sürekli yaşadıklarından şikayet ediyor. onları dinlerken kendi hayatımdaki olumsuzluklara daha çok dertlenmem gerektiğini hissettiriyorlar ama farkında bile değiller. durumun aslında o kadar kötü olmadığını göstermeye çalışıyorum. görmüyorlar. ama artık onlara kızmama kararı alıyorum. çünkü bazı insanlara ne yaparsanız yapın hissettiklerini değiştiremezsiniz. tıpkı kendi hislerimi değiştiremediğim gibi.
kendi kazanamadığım sınav için kendimden çok annemi teselli etmem gerekiyor. ben karşımdakini düşünmeye o kadar çok odaklanmış durumdayım ki. bazı noktalarda kendimi frenlemem gerekiyor. ben hayatımda kendimi frenlemem gerekmeyen ve gönül rahatlığınca sevebileceğim insanlar olsun istiyorum. elimdeki her şeyi vereyim ve verdiğim için değersiz ya da gözden çıkarılan olmayayım. ama ailen bile böyle değil.
ne yapacağımı bilmiyorum. yolunda giden çok az şey var. kuzenimle konuştuğumda sonsuza kadar böyle yaşayacakmışsın gibi konuşuyorsun diyor. gelecek benim için böyle görünüyor. 2019 yılından beri hayatımda büyük ve güzel iki gelişme oldu. şükürsüz olmak istemiyorum. ama çok umutsuzum.
11 notes · View notes