Bu gece yalnızlık karanlığına gömülmüşken,
Aşkın gücüne sarılıp seni düşünüyorum.
Sonsuzluğa uzanan sevgimiz,
Gökyüzündeki yıldızlar gibi parlıyor.
Bir tutam mutluluk, bir tutam hüzün,
Aşkın yüceliğine sığdıramadığımız hislerimiz.
Seninle birlikte geçirdiğimiz her an,
Ölümsüz bir anı olarak kalacak.
Kalbim seninle atıyor, seninle çarpıyor,
Hayatımın anlamı sensin, seninle anlam kazanıyor.
Aşkımızın derinliklerinde kaybolup gidiyoruz,
Dünyanın dertleri, sıkıntıları bizim için yok oluyor.
Sana olan sevgim, derin bir nehre benziyor,
Sonsuzluğa akıyor, hiç durmadan, hiç dinlenmeden.
Kalbimdeki sen, benim için her şeyden önce geliyor,
Seni sevmenin gücü, beni hayatta tutuyor.
Bir ömür boyu seninleyim, sevgilim,
Sana olan sevgimi sözlerle ifade etmek mümkün değil.
Sonsuzluğa uzanan sevgimiz, her zaman kalacak,
Sen benim sevgilimsin, hayatımın anlamı, en kıymetli hazinem.
Seni seviyorum, derin aşkımızla ve sonsuzluğun gücüyle.
Burası Suskunluklar Caddesi... Burada Kimseler Konuşmaz... Hep Dilsizdir Sevmeler... Burada Hasret Kokan Şiirlerim Oturur... Hiç Bir Vuslat Yazılmaz Kaleme... Okyanus Misali Bir Aşkın Hikayesiyim Ben... Nereye Gittiği Bilinmeyen Dalgaların Tutsağıyım... Karaya Vurmuş Bir Gemi Var Yüreğimde Yürütmek Kolay Değil 😭 😭 😭 😭
O gün yaklaştıkça karnıma ağrılar girer, hele 13 Şubat kıvranır dururum.
Çok kişiden duymuşunuzdur “Sevgi böyle bir günde ifade edilmez, özel günler alışveriş yaptırmak için bir bahanedir” diye birçoğuna bu sözler bahane gelir ama gerçekten öyledir.
Özel günlerden çok sıkılırım,sevgilim inanılmaz şeyler bekliyor gibime gelir karnım ağrır severken sevmiyor görünmekten korkarım.
Bayanlar çok hassastır doğum günü, Sevgililer günü gibi özel günlerde….
Bütün sene hiçbir neden yokken hediyeler alırsın, onu öpücüklere boğarsın, her halinle sevgini gösterirsin ama o gün öyle kalırsın, stres vardır üstünde çok şey yapmak istersin yapamazsın bir de günün sonunda sevseydin böyle olmazdı sen beni hiç sevmiyorsun gibi sözler duyarsın. Başta da söyledim korkuyorum işte böyle özel günlerde o gün hiç uyanmak istemiyorum, hasta olmak yataktan hiç kalkamamak ateşler içinde yanmak istiyorum.
En çok düşündüğümde bu günlerin takvimden tamamen silinmesi.
Bana yapmacık geliyor ben durup dururken hediye almayı televizyon izlerken hadi kalk yemek yiyelim deyip romantik geceleri seviyorum.
Durup dururken sevdiğimi öpmeyi ona, sarılmayı onla hayatı paylaşmayı seviyorum.
Böyle özel günlerde her şey yapmacık geliyor bana önce hediye alıyorsun sonra romantik olmasını istediğin ama asla olmayan bir akşam yemeği ve en son sinemada hiç keyif almadığın tıklım tıklım dolu bir salonda bir aşk filmi berbat bir gün kısaca…
Hayatı böyle zorla yaşamak öyle olması gerekiyor diye zorla uğraşmak zorla verilen öpücük, zorla aşk sözleri bana göre değil desem de sırf karşımdaki mutlu olsun, kendini özel hissetsin diye sevmesem de kutluyoruz mecbur.
Son olarak herkese sesleniyorum sevgimizi bir güne değil bir yıla yayalım, hediyeler alalım sevdiğimize özel olduğunu hissettirelim ama böyle belli tarihlerde değil gerçekten içimizden geldiğinde seven insan için her gün Sevgililer Günü.
Son olarak sevgililer gününe yakın strese girip yazamayacağımı düşünüp önceden yazdığım mektubumu paylaşmak istiyorum sevmesem de kutluyorum çünkü seni çok seviyorum.
Bazen camı açıp bağırmak istiyorum seni seviyorum diye, içimde öyle büyük ki sevgim boğmaya başladı artık beni hiç olmayacak yerlerde dışarıya çıkmak istiyor…
Bazen serserilik yapmak istiyorum her şeyi unutmak kuralsız yaşamak karşıma çıkan her duvara her şeye senin adını yazmak ve altına kocaman bir seni seviyorum…
Bazen diyorum kalabalıklara gireyim unuturum belki özlemim diner, ama gördüğüm herkes de seni görüyorum yaklaşıyorum daha ilk kelimede buz gibi oluyorum biliyorsun bana senden başkası haram…
Bazen sen yokken diye başlayan şiirler yazıyorum ama hep gözyaşıyla bitiyor şiirlerim senden bir saniye bile ayrı kalmak o kadar zor ki benim için…
Bazen her şeyi bırakıp gitmek geliyor o kadar bıkıyorum hayata dair her şeyden, sonra sen geliyorsun aklıma filmlerde olur ya ayağına beton bağlayıp atarlar denize kurtulma şansı yoktur sende öyle beni tutuyorsun bu dünyada benim yaşama nedenimsin…
Bazen öyle özlüyorum ki seni kuş olup uçasım geliyor her şeyi bırakmak hep yanında kalmak hiçbir şey düşünmemek istiyorum, ne ekmek istiyorum ne su biliyorum bana tek sen yetersin sevginle ısınırım aşkınla doyarım…
Bazen işlerim kötü gidiyor moralim bozuk, çok yorgun oluyorum, eve gideceğim yatacağım sabaha kadar uyuyacağım diyorum, eve geliyorum senin bembeyaz gülen yüzünü düşününce enerji doluyorum birden tüm moralsizliğim gidiyor hayata dönüyorum senin gül
yüzünle…
Bazen deniz kenarlarına gidiyorum engin maviliklere bakıp rahatlıyorum.
Bazen de ormana gidiyor kuş sesleri akan dere ile huzur buluyorum…
Ama bir tanem hiçbir şey ne senin kadar mutlu edebiliyor ne de senin kadar huzur dolduruyor içimi…
Bazen öyle yakıyor ki yokluğun yaşamak istemiyorum dursun artık kalbim diyorum ama biliyorum kalbim senin kalbine bağlı, seninki durmadan durmayacak…
Bazen ne olmasa yaşayamam diye düşünüyorum aklıma birçok şey geliyor zor olsa da her şeye dayanırım diyorum ama sensizliğe sen olmadan bir hayata asla dayanamam biliyorum…
Bazen sensiz alışverişe çıkıyorum elma alıyorum güzel yanakların aklıma geliyor özlüyorum, zeytin alıyorum o güzel gözlerin geliyor aklıma özlüyorum, kiraz alıyorum o bal dudakların aklıma geliyor özlüyorum anlıyorum ki bu dünyadaki güzel olan her şey seni hatırlatıyor bana ben yine özlüyorum…
Bazen bir kelebek görüyorum sen geliyorsun hemen aklıma en çok seni kelebeğe benzetiyorum sende kelebek gibi güzel, zarif ve de onun gibi bir doğa harikasısın…
Bazen kelimeler kifayetsiz kalsa da nadirde olsa sana duygularımı anlatabiliyorum
Bazen değil HER ZAMAN içimdeki seni çok ama çok seviyorum
ben bu acıyla nasıl yaşanır bilemedim ama kimseyi kırmamak adına bir duvar ördüm önüme. kimse anlamadı görmedi, bu sen değilsin demedi. şimdi o duvar üstüme yıkılıyor. herkes susmuş izliyor. mahvoluyorum. bağıramıyorum, çağıramıyorum sadece susuyorum. oysa bende isterdim bağıra bağıra anlatmayı. 'çok canım yandı lan' demeyi. kırıldıysam kırıldım demeyi. sırf sizden nefret etmeyeyim diye kendimden nefret ettim. siz beni tekmelerken bir tekme de ben attım kendime. kendi canıma kast ettim. kendi hayatımı katlettim. sustuklarım bir dağ oldu içimde yine tek kelime edemedim. yine bir yerlerden kırılıyorum, parçalanıyorum gidip de soramıyorum 'bana bunu neden yapıyorsun' diye. kendimi kendi evimden kovup, o evin kapılarını ben size açmıştım. ben kendime bile ait olamazken bu hayata ait olurum sandım. sadece sandım işte. ben bulunduğum evde bile yabancıyım. ben bu hayatın hep kör noktasındayım. bu hayat bu yüzden sevmedi. bende beni sevmedim. sen de sevmedin. o da sevmedi. kimse sevmedi işte. ben bu hayatın hassiktir çektiği o kişiyim. çıkmaz sokaklarda duvarları dövüp dövüp duruyorum. beni sevme. beni sevme. beni sevmeyin olur mu. bu dünyadan veda edebilmem daha kolay olur. şiirlerim bittiği yerde vedam başlar. kamburum çıktığında değil kendimden vazgeçtiğimde ben de bu hayata bir hassiktir çekeceğim, şimdilik borcum olsun. benim kamburum da var zaten. yüreğimde koskoca bir kamburla yaşıyorum. yüreğimin kamburu. inanın yaşatmıyor da öldürmüyor da. çökmüş üstüme karabasan gibi nefes dahi alamıyorum. ama siz yine de beni iyi bilin olur mu? gittiğim an silin beni hafızanızdan. bunu dememe bile gerek yoktu aslında. siz beni zaten unutmuştunuz. daha çok şey yazardım da benim cümlelerim de buraya kadar işte. anlatmaktan yoruldum diyeyim siz yine anlamayın.
merhaba, elimdeki şiirler korkunç bir düş olduğumdan laf ediyorlar. ben ismim nedir bilemiyorum artık. gözümü umutla kapattığım her günü yaşamsızca açmak ne kadar zor geliyor, bir bilsen. bir bilsen tanrım! kendimi ne kadar unutuyorum.
kendimi yalnız kendime ait hissediyorum. yalvarırım beni bana bırakın! beni bana bırakın ki son demlerimi bi' konferans salonu ortasında hıçkırarak dağılan kenara sinmiş bir kız çocuğu olarak geçireyim. şiirlerime muhalefet olmayın.
tanrım! beni insanlıktan uzağa götür, dayanamıyorum. anlaşılmamak azap falan değil, yanılıyorlar; yalnızken dâhi yalnız kalamamak benim cehennemim, canım yanıyor.
kalemlerim parçalanıyor, kulaklarım da. uyumak istiyorum. artık sebebini de biliyorum. ölüyormuşum yâhu! âlâsı mı var? sen kimsin ki? ben kimim?
benim adım ne lan, tanrının hangi kulunu temsilen buradayım? benim adım ne! zavallı diye mi seslenmeliyim aynaya? aptal? ahmak? ben miyim?