Tumgik
#bahriyeli
kraftolye · 2 years
Photo
Tumblr media
🎈 DOĞAL TAŞ İSİMLİK 🎈 “ Taştan hediye mi olur ? ”😤 “ Sen bizi elaleme rezil mi edeceksin ? ”  🤯 “ Normal hediyelerin suyu mu çıktı ? ” 🤷‍♀️ “ İlla her şeyin farklı olmak zorunda mı ? “ 🤦‍♀️ Diyenlere aldırmadan ; 😒 En son teknolociyi kullandığımız laboratuvarlarımızda ; 🧪⚗️ 7,5x20 cm ölçülerinde 1 cm kalınlığında tamamen doğal taş üzerine; 👩‍❤️‍👨 Binlerce özel tasarımla süslenmiş, dijital uv baskılı ; 👩‍💻 Kaliteli baskısı ile; solmadan yıllarca kullanılacak şekilde kalıcı olan taş isimlikleri ürettik !!! 👩‍❤️‍👨 Kaç yıl solmadan kalır diye sormayın ( ! ), kullanırken hesaplayın. Ha alıp hesapladık şu kadar derseniz bir psikoloğa gitmekte fayda olabilir. Bizim gittiğimiz, çok da sevdiğimiz bi abimiz var, tavsiye ederiz. 🚑 Başkası isterse sakın vermeyin, pintiliğin lüzumu yok O’da kendine alsın bir tane. Çok fazla para kazanmak için böyle yaptığımızı sanmayın. Tamamen sizi düşündüğümüz için söylüyoruz. 🙈 Her ne kadar gerçeğine uygun fotoğraflar çekmeye çalışsakta teknolocinin cilvesi işte; ekran farklılıklarından dolayı ton farklılıkları oluyor. 📷 #isimlik #kraftolye #hediye #gift #kişiyeözelhediye #kişiyeözeltasarım #denizkuvvetlerikomutanlığı #denizci #subay #assubay #bahriyeli #isimlik #doğaltaş (Kraftolye) https://www.instagram.com/p/Cedlpr_MTiJ/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
okuryazarlar · 7 months
Text
Tumblr media
Türkiye’nin İlahiyat Fakültesi nezdinde ilk kadın akademisyeni, tarihçi yazar Bahriye Üçok, 33 yıl evvel bugün katledilmişti.
Cinayeti İslami Hareket adlı örgüt üstlenmiş, 6 Ekim 1990 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde çalan telefonun ucundaki ses, Bahriye Üçok’u “Tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdığını” söylemişti.
"Türkiye Müslümanlarının dinsel alanda zaman zaman karşılaştıkları çalkantılar, gruplaşmalar, yabancılaşmalar, tarikatçılığa itilmeler, dinini kendi öz dilinde, kendi yazısı ile okuyup anlayamamasından doğmaktadır." diyerek gerçekçi bir tespitle toplumun fotoğrafını çeken Üçok, aydın kişiliği ile dinin siyasete ve toplumun gerçek dinini öğrenmeyip din kisvesi altındaki kendisine empoze edilen gericiliğe ve cehalete nasıl alet edileceğini fark etmişti.
Kendinde, beğenmediği fikirleri cezalandırma hakkı bulan zihniyet, belki de planlı bir gelecek için Türkiye Cumhuriyet'ini modern çizgiden İslamcı ve gitgide gericiliğin hüküm süreceği bir noktaya giden yolda hain planla Bahriye Üçok’u o gün katletmişti.
Korkunç bir planın kurbanı değerli aydın Bahriye Üçok'un bu kaybı aynı zamanda evladına bir ömür boyu travma yaşatacaktı. O günü Kumru Üçok şöyle anlatıyor;
”Bombayı anneme ellerimle verdim, kargo şirketi anneme gönderilen paketi evimize iki kere getirmiş. Bizi evde bulamamışlar. İkinci gelişlerinde eve ihbarname bırakmışlar. Ben de kargo şirketine gidip paketi aldım ve eve getirdim. O paketle de 15 dakika kadar seyahat ettim. Paketi anneme verdikten sonra arkamı döndüm ve alt kata yöneldim. Annem o sırada paketi açmaya çalışıyordu. Arkamı döner dönmez bir patlama sesi duydum. Bu olayı unutmak mümkün değil. Her gün her an aklımda. Her gün rüyalarıma giriyor.”
Fikirleri ve yazdıkları için katledilmiş değerli aydın, Bahriye Üçok'u aramızdan ayrılışının 33. yılında saygıyla anıyoruz.
68 notes · View notes
insanzee · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Yayınımı rb yapıp altına kocaman harflerle diamond tema ya dediği gibi evrim ağacının videosunda ki çağrı ya ve bana gerizekalı diyen ileri zekalı @mustang035 bak yavrucum biz senin gibi iki tıkla ulaşılan google bilgisiyle değil hem matbuu hem görsel kaynaklardan faydalanarak bişeyler konuşuruz.
Yukarıdaki kitaplar sadece yanımda olanlar ve bunlar hiç bişey değil. Senin alim diye peşinden koştuğun adamların kitaplarına da çuval dolusu para harcadım. Sadece bu bizden deyip taraflı yayınları okumadım, dinlemedim. Sen de evrim hakkında, Darwin hakkında, din ve bilim hakkında saçmalayıp kendini rezil etmemek adına en azından yukarıya bıraktığım kitapları bile okusan saçmalamamış olursun. Son görsel de ki insan beyni kitabı ve parmağımı özellikle o fındık beynine soktum ki önüne gelene beyinsiz, mercimek beyinli demeyesin.
Zamana ve ruh halime göre yoruma da bişeyler ilave edermiyim bilmiyorum. Bilimde ve insanlıkta kalın, esen kalın.
29 notes · View notes
lg-izmir · 1 month
Photo
Tumblr media
Bahriye Üçok LG Televizyon Servisi, İzmir'in Karşıyaka ilçesinde hizmet veren güvenilir bir teknik servistir. LG marka televizyonlar için uzmanlaşmış olan Bahriye Üçok Televizyon Servisi, geniş bir tecrübeye sahip ve müşteri memnuniyetini ön planda tutmaktadır. Bahriye Üçok LG Televizyon Servisi, profesyonel ekibiyle her türlü televizyon arızasını hızlı ve etkili bir şekilde çözmektedir. LG Bahriye Üçok Televizyon Servisi, günün her saati müşterilerine yardımcı olmak için hazır bekleyen bir ekipten oluşmaktadır. Bahriye Üçok Televizyon Servisi'nin İzmir'in Karşıyaka ilçesinde bulunması, bölge sakinlerinin teknik servis ihtiyaçlarını hızlı ve kolay bir şekilde karşılamalarını sağlamaktadır. LG marka televizyon sahipleri için Bahriye Üçok Lg Televizyon Servisi, en son teknolojiye sahip ekipmanları ve detaylı bilgi birikimi ile donanımlı bir hizmet sunmaktadır. Bahriye Üçok Lg Televizyon Servisi, müşterilerine garanti kapsamında ve garanti dışı arızalar için tamir ve bakım hizmetleri sunmaktadır. Lg Bahriye Üçok Televizyon Servisi, hızlı, güvenilir ve kaliteli hizmet anlayışıyla televizyonlarınızın sorunsuz bir şekilde çalışmasını sağlamaktadır.
0 notes
sezginer35 · 3 months
Text
Tumblr media
Uğradığı bombalı saldırı sonucu 24 Ocak 1993’de yaşamını yitiren Gazeteci Uğur Mumcu’yu 31.yılında saygı ve özlemle anıyoruz.
Demokrasimizin güçlenmesi ve halkın doğru bilgi alması adına verdiği onurlu mücadelesinden bir adım olsun geri atmayan basın tarihimizin değerli kalemi Uğur Mumcu’yu kaybetmenin üzüntüsünü hala yaşıyoruz.
Uğur Mumcu, ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini uluslararası sermayeye ve yerli sermaye şirketlerine peşkeş çekilmesine karşı çıkarak, “Ben antiemperyalist ve Tam Bağımsız Türkiye’den yanayım!” diyerek ilkeli duruş sergilemiştir.
Mafya ve siyaset ilişkisine, teröre, yolsuzluğa, kökten dinci akımlara karşı, somut belgelere dayalı çalışmaları ve yayınladığı eserleriyle, hayatını, derin yapıların ortaya çıkarılmasına adayan Mumcu, bu yapıların ortaya çıkmasından korkan alçaklar tarafından katledilmiştir. Gazeteci ve aydın cinayetleri karanlık düzenin susturma yöntemidir.
Güçlüden yana değil haklıdan yana olan bir kalem olarak bu ülkenin menfaatlerini savunmuştur. 
Uğur Mumcu, gazeteciliğin yanında Atatürkçülüğü, barışı, düşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savundu. İlkeli duruşu ve halkın yararına kullandığı kalemi daima onurlu şekilde var olmaya sürdürecektir.
Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ile Cumhuriyet için sözlerini sakınmayan demokrasi şehitlerimiz Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu, Turan Dursun ve Çetin Emeç’in yanı sıra faili meçhul cinayete kurban giden tüm  aydınlarımızı saygı ile anıyoruz.
Uğur Mumcu'nun katledilmesinin üzerinden yıllar geçse de üzerindeki sis perdesinin bilinçli olarak kaldırılmadığını bilmekteyiz. Bu cinayeti azmettirenler hala yargılanmamış olsa da, günü gelecek, tarih önünde aydınlara karşı yapılan katliamların mutlaka hesabını vereceklerinin altını çiziyoruz.
Alıntı
youtube
67 notes · View notes
spayki · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Türkiye'nin ilk ''Kadın Müzesi'' İzmir'de ..
En güzel müze ..
Dünya'da 70 ülkede Kadın Müzesi var..
Türkiye'de ilk ...
Basmane'de , tarihi Tilkilik semtinde ..
Girişte, o efsane fotoğraf karşılıyor sizi..
Mustafa Kemal Atatürk 'ün, 1929'da, Ankara Palas' ta, manevi kızının düğününde, manevi kızı Nebile Hanım'a dans ederken çekilmiş fotoğrafı..
Kimler yok ki ?
Kurtuluş Savaşı Gazisi Kara Fatma gerçek ismi Fatma Seher , İlk Kadın pilot Sabiha Gökçen , Bombalı suikaste kurban verdiğimiz Bahriye Üçok , Türkan Saylan , Dünya güzelimiz Kerime Halis Ece , La Diva Turca Leyle Gencer ..
Birde ilkler ?
ilk kadın Doktor Safiye Ali
ilk kadın Hemşire Esma Deniz
İlk kadın Tiyatro sanatçısı Afife Jale
İlk kadın Gravürcü Aliye Berger
İlk kadın Romancı Fatma Aliye Topuz
İlk kadın Büyükelçi Filiz Dinçmen
İlk kadın Muhtar Gül Esin
İlk kadın Kaymakam Özlem Bozkurt Gevrek
İlk kadın Vali Lale Aytamam
İlk kadın Belediye Başkanı Müfide İlhan
İlk kadın Bakanı Türkan Akyol
İlk kadın Mimar Leyla Asım Turgut
İlk kadın Ressam Mihri Müşfik
İlk kadın Fotoğrafçı Naciye Suman
İlk kadın astrofizikçi Nüzhet Gündoğan
İlk kadın heyeltraş Sabiha Bengütaş
İlk kadın veteriner Sabine Aydemir
İlk kadın Rektör Ayşe Saffet Rıza
Alpar
İlk kadın Gazeteci Selma Rıza Faraceli
İlk kadın Karikatürcü Selma Emircioğlu
İlk kadın Kaptan İlgi Öztuncer
İlk kadın Subay Ülkü Sema Aydın
İlk kadın Polis Fikret Hanım
İlk kadın Polis Komseri Hikmet Cengiz
İlk kadın Emniyet Müdürü Feriha Sanerk
İlk kadın Arkeoloğ Halet Çambel
İlk kadın Orkestra Şefi İnci Özdil
İlk kadın Opera Sanatçısı Semiha Berksoy
İlk kadın Türkiye Güzeli Ferha Tevfik
İlk kadın Hakim Suat Berk
İlk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu
Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın,
İlk kadın Yargıtay üyesi Hakimi Melahat Ruacan
İlk kadın Sendikacı Zehra Kosava Duman
İlk kadın Sendika Başkanı Dervişe Koç
İlk kadın Dünya şampiyonu Sporcu Tennur Yerlisu
Otomobil Sürücü Ehliyeti olan ilk kadın Asıme Şahsuvaroğlu
Medeni Kanun'la evlenen Türkiye tarihinde ilk resmi nikahlı kadın Zehra Say
Anlatmakla bitecek gibi değil..
Denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hemde deniz kokan İzmir de..
Türkiye'nin ilk Kadın Müzesin de..
Türkiye'nin olağan üstü kadınlarıyla sizleri bekliyor..
Tumblr media
22 notes · View notes
baybaykus · 14 days
Text
CEHALET İNTİKAM MI ALIYOR?
Büyük Friedrich, Aydınlanma Çağı'nın önde gelen hükümdarından biri. İlham kaynağı Voltaire...
Neler yapmıştı:
1. Orduyu kuvvetlendirdi.
2. Prusya’yı adil bir devlet yaptı.
3. Okul sayısını artırdı. Aklı ve bilimi rehber edindi.
III. Mustafa…
Cahil bir adamdı. Ülkeyi müneccimlere danışarak yönetirdi.
Prusya girdiği bütün savaşları kazanınca, ”Her halde onun müneccimleri, benimkilerden daha iyi," diye düşünerek, Friedrich’ten üç müneccim rica etti. Kral, müneccim yerine akıl gönderdi
- “Benim üç müneccimim:
1. Güçlü bir ordu,
2. Güçlü bir ekonomi ve dolu bir hazine,
3. Tarih okuyarak günü anlayıp, geleceği öngörmek,” dedi.
Bizimki anlamadı tabi Kral’ın ne demek istediğini;
- “Kefere yardım etmek istememiş,” dedi. Hatta, “Batı bizi kıskanıyor” diye aklından geçirmiş bile olabilir.
O sırada, Fransa’nın İstanbul Büyükelçisi olan amcasını ziyaret için İstanbul’a gelen Baron de Tott ile tanıştı. Baron kurmay subaydı. Fırsatı kaçırmak istemedi bizimki ve Osmanlı ordusunu inceleyerek kendisine bir rapor vermesini rica etti.
İnceledi Baron ve dedi ki:
- “Silahlarınız çok eski, subaylarınız bilgisiz. Okula ihtiyacınız var.”
Yutmadı tabi Sultan;
-“Medreselerimiz ve orada çok bilgili büyük alimlerimiz var” diye karşılık verdi
Ve karar verdiler, beraberce medreselerimizdeki alimleri sınamaya. Sultan,
- “İstediğin adama istediğin soruyu sor” dedi.
Adam göklerden değil, yerden bir soru sordu.
- “Bir üçgenin iç açılarının toplamı kaç derecedir?”
Kimsede cevap yok. Sonunda Medrese Emini bir cevap vermek zorunda olduğunu hissederek,
-“Üçgenine göre değişir, Sultanım,” dedi.
Baron bunu Avrupa’da ilkokul öğrencilerinin bildiğini söyleyince, Sultan yeni okullar açılmasını kabul etti.
Bu arada, Çeşme Deniz Savaşı çıktı ve cahil subayların kumandasındaki Donanmada bir gemi dışında tümü Ruslar tarafından yakıldı. Kurtulan gemi Cezayirli Gazi Hasan Paşa’nın gemisiydi.
Bu facia üzerine, öncelikle bahriyeli subayların eğitilmesi için okul açıldı: Mühendishane-i Bahri Hümayun; yıl 1773. Bu tarih mühendis eğitiminin başlangıcı olduğu için İstanbul Teknik Üniversitesi’nin de kuruluş tarihi olarak kabul edilir.
Bugün ülkemizde Prusya Kralının bahsettiği üç müneccimle kastettiği olgu, ne yazık ki yok.
Hala depremin bizim sınanmamız için gerçekleştiğini sananların çoğunlukta olduğu bir toplumda yaşıyoruz.
Yıl 2024...
81 ilin Valisi İmam Hatip mezunu.
250 sene sonra müneccim devrine döndük hamdolsun.
BAKALIM, CEHALET BİZDEN DAHA NE KADAR İNTİKAM ALACAK?
(Yazı alıntıdır.)
7 notes · View notes
istanbulunbeyfendisi · 10 months
Text
Tumblr media
Gemilerde talim var
Bahriyeli yârim var
41 notes · View notes
cemyafilmarsiv · 2 months
Text
Greenwich Ve Uluslararası Zaman Standardı: 5 Şubat 1924
Saatleri ayarlayan enstitü ve 100 yıl önceki 6 'bip' sesi
İngiltere Kralı 2.Charles, bir zamanlar (1630-1685) 8.Henry'nin av sarayının bulunduğu Londra yakınlarındaki Greenwich'teki tepeye bir 'Kraliyet Gözlemevi' inşa edilmesi emrini vermişti. Aynı zamanda bir astronom olan ünlü mimar Christopher Wren (1632-1723) bugün hâlen aktif olan bu binanın inşaını üstlendi. Yıldızların izlenmesiyle İngiliz 'denizcilik sanatı'nın mükemmelleşeceğini öngören kralın tahminleri doğru çıkmış ve Britanya İmparatorluğu'nun dünyanın süper gücü olmasıyla buranın da kaderi değişmişti.
Britanya'nın siyasette ve teknolojide tayin edici güç olmasıyla, Greenwich Kraliyet Gözlemevi modern dünyanın da ''zaman standardı''nı ve başlangıç noktasını belirleyen merkez olmuştu. Gözlemevi, teknolojik gelişmeler sonucunda en doğru hâliyle saati ve zamanı belirleyecekti. Önce denizciler, sonra demiryolları şirketleri ve vatandaşlar da bunu öğrenecekti.
5 Şubat 1924'e gelindiğinde ise tüm dünya BBC'nin 6 'Bip' sesi ( 5'i kısa, 6.'sı uzun olmak üzere),yani ''Greenwcih Zaman Sinyali'ne (Greenwich Time Signal - GTS) göre saatlerini ayarlamaya başlayacaktı.
Radyo Küresinden önce ''Vaki Küresi'' kullanılıyordu
Günümüzde telefon veya saate bakarak zamanı öğrenebiliyoruz; fakat bir zamanlar bu o kadar kolay değildi.Taşınabilir saatlerin çıkmasından sonra bile mekanik aksamlarındaki yetersizlikten ötürü saat geri kalabiliyor veya durabiliyordu; bu nedenle zamanı doğru öğrenebilmek için saatler bir şekilde ayarlanmalı yani ''eşgüdümlenmeli'' idi. Greenwich'teki Kraliyet Gözlemevi, buna bir çözüm bulmuştu. Antik Yunan'da kalabalık meydanlarda bir küre, direğin aşağısına indiğinde zamanı belirtiyordu. Aynı şekilde bir ''Vakit Küresi'' 1833'ten itibaren tam saat 13.00'te aşağı iniyor ve Thames Nehrin'deki denizciler bunu görebiliyordu. Elektrikli telgrafın geliştirilmesiyle 1850'lerde artık Greenwich'ten ''Vasati Saat'' İngiltere'de diğer büyük şehirlere telgraf tellerindeki sinyalle iletilebiliyor ve ''Vakit Küre''leri kontrol edilebiliyordu.
Tumblr media
Tüm dünyada tren hatları yaygınlaştıkça, bunların istasyon saatlerini belirlemek önemli bir mesele haline geldi. 1913'te Paris'te yapılan Uluslararası Saat Bürosu kongresine Osmanlı Devleti de katıldı ve yeni saat düzenine, yani 'alafranga saat'e geçmeyi kabul etti. Buna göre 12.00'ye 5 saniye kala Paris'ten İstanbul Okmeydanı'ndaki telgrafhaneye saati belirten bir telgraf geliyor; Bu da şehirici telgraf sistemiyle İngiliz Bahriye Hastanesi'ne (bugün Beyoğlu Göz Eğitim ve Araştırma Hastanesi) ulaşıyordu. 1915'te bu hastanenin kulesine kurulan ''vakit küresi'' saat tam 12.00'de aşağı indiriliyordu. Tıpkı thames'teki denizciler gibi. Haliç'te ve Karaköy'de demirlenmiş denizciler de kürenin inişini görebiliyordu. Bina ve aksamı, 1924'ten itibaren Kızılay'a bırakıldı. 1930'da ise belediye küreyi sökerek Galata Kulesi'nin tepesine taşıdı. Hem İstanbul'daki vakit küresi hem de Sirkeci Postane Binası'nda alaturka saatle alafranga saatinin beraber durmuş olması; İstanbul'da doğup büyüyen Ahmet Hamdi Tanpınar'a gelecekte yazacağı Saatleri Ayarlama Enstitüsü romanı için esin kaynağı olmuş olmalı (bilimtarihçisi Feza Günergun da böyle bir tahminde bulunmuş).
...
Cem Akoğul #Tarih #AhmetHamdiTanpınar
4 notes · View notes
okuryazarlar · 6 months
Text
Tumblr media
Türkiye’nin bugünkü duruma gelmesinde; Muammer Aksoy, Çetin Emeç, Turan Dursun, Bahriye Üçok, Uğur Mumcu, Eşref Bitlis, Abdi İpekçi, Necip Hablemitoğlu ve Ahmet Taner Kışlalı gibi öncü aydınların menfur cinayetlere kurban edilmesinin çok büyük önemi vardı.
Bir anlamda değerli aydınların yok edilmesi; aşılması gereken en önemli kilometre taşlarındandı. On yıllara yayılan süreçte birer birer cinayetlere kurban verdiğimiz aydınların ortak değerleri; Atatürk, aydınlanma, Cumhuriyet, laiklik, tam bağımsızlık ve antiemperyalizmdi.
Yaşamını Atatürk devrim ve ilkelerine; çağdaşlaşma ile aydınlanma mücadelesine adayan değerli aydın, bilim insanı, eski Kültür Bakanı ve yazar Ahmet Taner Kışlalı'yı bombalı suikast ile katledilişinin 24. yılında saygıyla anıyor, kaybettiğimiz tüm aydınlarımızı bir kez daha özlemle yad ediyoruz. 🥀
85 notes · View notes
insanzee · 8 months
Text
Tumblr media
Saygıyla anıyorum🙏
Katletmekle bitiremediğiniz gibi 33 yılda ne turan dursun'lar, ilhan arsel'ler, bahariye üçok'lar, arif tekin'ler, uğur mumcu'lar yetişti. Arkalarında aydınlık yarınlar için okuyanı aydınlatan harika eserler bıraktılar.
Karanlığınızda boğulun katiller...
18 notes · View notes
tferyal · 2 months
Text
Tumblr media
'' KADIN MÜZESİ ''🌹❤ Türkiye'nin ilk ''Kadın Müzesi'' İzmir'de .. En güzel müze .. Dünya'da 70 ülkede Kadın Müzesi var.. Türkiye'de ilk ... Basmane'de , tarihi Tilkilik semtinde ..
Girişte, o efsane fotoğraf karşılıyor sizi.. Mustafa Kemal Atatürk 'ün, 1929'da, Ankara Palas' ta, manevi kızının düğününde, manevi kızı Nebile Hanım'a dans ederken çekilmiş fotoğrafı..
Kimler yok ki ..?
Kurtuluş Savaşı Gazisi Kara Fatma gerçek ismi Fatma Seher , İlk Kadın pilot Sabiha Gökçen , Bombalı suikaste kurban verdiğimiz Bahriye Üçok , Türkan Saylan , Dünya güzelimiz Kerime Halis Ece , La Diva Turca Leyle Gencer ..
Birde ilkler ..?
ilk kadın Doktor Safiye Ali ilk kadın Hemşire Esma Deniz İlk kadın Tiyatro sanatçısı Afife Jale İlk kadın Gravürcü Aliye Berger İlk kadın Romancı Fatma Aliye Topuz İlk kadın Büyükelçi Filiz Dinçmen İlk kadın Muhtar Gül Esin İlk kadın Kaymakam Özlem Bozkurt Gevrek İlk kadın Vali Lale Aytamam İlk kadın Belediye Başkanı Müfide İlhan İlk kadın Bakanı Türkan Akyol İlk kadın Mimar Leyla Asım Turgut İlk kadın Ressam Mihri Müşfik İlk kadın Fotoğrafçı Naciye Suman İlk kadın astrofizikçi Nüzhet Gündoğan İlk kadın heyeltraş Sabiha Bengütaş İlk kadın veteriner Sabine Aydemir İlk kadın Rektör Ayşe Saffet Rıza Alpar İlk kadın Gazeteci Selma Rıza Faraceli İlk kadın Karikatürcü Selma Emircioğlu İlk kadın Kaptan İlgi Öztuncer İlk kadın Subay Ülkü Sema Aydın İlk kadın Polis Fikret Hanım İlk kadın Polis Komseri Hikmet Cengiz İlk kadın Emniyet Müdürü Feriha Sanerk İlk kadın Arkeoloğ Halet Çambel İlk kadın Orkestra Şefi İnci Özdil İlk kadın Opera Sanatçısı Semiha Berksoy İlk kadın Türkiye Güzeli Ferha Tevfik İlk kadın Hakim Suat Berk İlk kadın Avukat Süreyya Ağaoğlu Sadece Türkiye'nin değil, dünyanın, İlk kadın Yargıtay üyesi Hakimi Melahat Ruacan İlk kadın Sendikacı Zehra Kosava Duman İlk kadın Sendika Başkanı Dervişe Koç İlk kadın Dünya şampiyonu Sporcu Tennur Yerlisu Otomobil Sürücü Ehliyeti olan ilk kadın Asıme Şahsuvaroğlu Medeni Kanun'la evlenen Türkiye tarihinde ilk resmi nikahlı kadın Zehra Say
Anlatmakla bitecek gibi değil..
Denizi kız, kızı deniz, sokakları hem kız hem de deniz kokan İzmir de..
Türkiye'nin ilk Kadın Müzesin de.. Türkiye'nin olağan üstü kadınlarıyla sizleri bekliyor..
Alıntı
4 notes · View notes
fugengulsen · 9 months
Text
Tumblr media
Map of the Coast of Andalusia with the City of Grenada
Tumblr media
Sardinia
Tumblr media
Rhodes
Tumblr media
Mykonos
Tumblr media
Alanya
Tumblr media
Argolid Peninsula
Piri Reis was a 16th century Ottoman Admiral famous for his maps and charts collected in his Kitab-ı Bahriye (Book of Navigation), a book which contains detailed information on navigation as well as extremely accurate charts describing the important ports and cities of the Mediterranean Sea. In 1513 he produced his first world map, based on some 20 older maps and charts which he had collected, including charts personally designed by Christopher Columbus which his uncle Kemal Reis obtained in 1501 after capturing seven Spanish ships off the coast of Valencia in Spain with several of Columbus’ crewmen on board.
9 notes · View notes
simena · 2 years
Text
Tumblr media
BAHRİYELİ HİKMET BEY 
55 notes · View notes
shoukokunoaltairfans · 2 months
Text
The third battle of Centro ( 16/02/79)
Tumblr media Tumblr media
The Third Battle of Centro, also known as the Phoenician War, was fought on the 16th of the month of Tencere, in the year 79 CTR, between a combined fleet consisting of the Knights of Rhodes, Sicilia, Naples, Genoa, Balt Rhein, and Li'solani, against the fleet of the Turkiye-Venedik alliance in the sea of Centro, near the city of Phoenicia. This was the third round of fighting in the entire conflict at sea between the two powers, in an attempt by the Imperial and Crusader alliances to dominate the waters of Centro after the failure of the land invasion of Sud. The Turkiye-Venedik fleet won a landslide victory, killing many of the Crusaders' commanders, capturing most of their warships, and taking many prisoners and booty. This battle was the end of the Balt Rhein Empire's dominance of the Centro and the loss of its vassal state on the island of Crete. It also had a major impact on the first appearance of the Turkiye naval dominance as the new ruler of the Centro Seas.
Power map of Balt Rhein Turkiye after the battle of Cinza.
Tumblr media
several Countries in Centro and Mediterranean Before a Battle.
Prime Minister Louis of Balt Rhein was still not giving up his passionate determination to continue fighting Turkiye. even though the expeditionary force sent to Sud was destroyed. while according to miller, (who argues that the expedition to Sud was not at the direction of St Michael) Louis once again used his bet to be able to take Sud by sea. His strategy was to cut off all Turkiye lines of communication and supplies by taking control of Centro so that he could directly threaten Imbros (a Venedic colony) and Constantinople. Louis mediated with Pope Nicholas V to organise another Crusade. Despite Rome's difficulties in mobilising the masses, due to internal conflicts in western Europe, the pope's invitation was successful in getting Genoa, Sicily, Naples and the Hosipitaller Knights of Rhodes to form an alliance.
On 22 Lale, 79 CTR, the Naples and Sicily Fleets of 100 galleys each besieged Li'solani. Donattello Doria immediately surrendered, and asked for security guarantees. even offered military assistance in order to fight the Türkiye and Venedik. thus, Li'solani broke out of his agreement with the Türkiye 2 years ago that they had signed themselves. Donatello's betrayal reached the venedik and received a strong reaction from Antonio Lucio, Doge Venedik. Antonio conveyed this news directly to Constantinople. in response to this Zaganos Pasha ordered careful military preparations to Hamza Pasha as the Kapudan Bahriye who was positioned in Phoenicia. in order to mobilise his fleet.
Tumblr media
Turkiye Galleys in 15th Century
In addition to taking control of Li'solani, the crusader fleet attacked any ship passing through the western centro. It did not even distinguish which ships belonged to Turkiye from those belonging to their own allies. On the 28th, there was an incident of robbery of a venedic merchant ship by the crusader fleet. The raids expanded to reach Ponente, Tharos, and St. Lucino. The two countries on the island of Crete decided to submit to the crusaders. facing the worsening situation in Centro. Antonio Lucio decided to make military preparations. The levy of goods was increased, and soldiers and archers were recruited. Marco Quirini, one of the Venedic commanders who participated in the first Centro War, was appointed Commander in Chief in place of Silvestro Brega. at the head of the Venedic Fleet mobilised in Imbros, consisting of 150 galleys.
Tumblr media
Various Types of Venetian Ships
On the 3rd of Tencere, Hamza Pasha ordered the addition of 150 galleys in Phoenicia and immediately accelerated the mobilisation. With this new navy, Hamza Pasha tried to get out of Phoenike Harbour and met a small part of the crusader fleet that was coincidentally trying to get closer to Phoenike for the sake of looting. A brief battle ensued, and Hamza Pasha was able to repulse the invaders' attack. From this brief battle, Hamza Pasha realised that it seemed that the crusaders were attacking without any coordination or prepared strategy. So there was a possibility of winning the battle.
The next day, the Balt Rhein Imperial Fleet, led by Andreas Patarini, left the vessels for Li'solani, where the Crusader Fleet was supposed to be assembled. In the evening, a council of war was held. A dispute ensued over who would command the combined Crusader Fleet. Andreas put himself forward to lead the fleet. However, the majority of the Sicilian and Genoese forces voted against him. The Genoese instead put forward Giustiniani (their warlord, who was rumoured to have disappeared after the battle of Gallipoli, 77 CTR) to lead their leet. It is known that Giustiniani did not die and managed to survive his humiliating defeat and escape to Rhodes. Giustiniani is currently on his way to lead the Hospitaller Knight Fleet to Li'solani to answer the call of the papal alliance.
However, the Giustiniani's arrival was very slow due to a westerly wind that was contrary to the direction they were travelling. Five days later, on Tencere 8, Giustiniani arrived at Li'solani and immediately convened the council of war once again. Provveditore Venier (Capitan of Naples), Albano Capello (Genoa), and Poei Manfredi (Li'solani) urged a direct attack on the Turkishye Venedik forces towards their headquarters, i.e., Phoenicia, given that both fleets were not yet fully organised. But Giusitiniani was hesitant about this proposal and preferred to target an easier target, i.e., the city of Chielo or the city of Scoglio. This proposal was supported by the commanders of the Balt Rhein. The crusader commander accused the Balt Rhein of greed and stubbornness, wanting only the result of the war for themselves. The division among the councils of war continued into the night. Nevertheless, Giustiniani finally supported the first opinion. and decided to reorganise his fleet, getting ready to face the Combined Turkiye-Venedik Fleet.
Battle
The fleet of the Crusader Alliance, consisting of 400 ships (according to Marino Satino), 200 galleys from Balt Rhein, 40 from Rhodes, 30 from Li'solani, 80 from Sicily, 30 from Genoa, and 20 from Naples. (Among all the ships, those of Genoa and Naples were the largest.) The movement of the Crusader fleet towards the battlefield was very slow due to the lack of wind. and the fleet only departed on the 12th. Meanwhile, the Venedic Turkiye Combined Fleet arrived in Phoenicia, consisting of 300 ships. The Turkish ships were dominated by small galleys (and no large ships), totaling 150 galleys. supported by the Venedic Fleet (100 Galleys, 20 Formosse, and 30 Mescolare). Hamza Pasha was appointed Commander-in-Chief of the Combined Fleet. and prepared to organise his battle formation. upon hearing that the Crusader Fleet was moving towards Phoenicia.
The two fleets met on the Phoenicia Sea Route on the 16th. Seeing that the enemy forces had more fleets and larger ships, Hamza Pasha decided to face his galleys against the galleys of the Balt Rhein and Rhodes. while the Venedic forces faced the Genoese, Naples, and Li'solani. The two ships approached each other and began to fire arrows. Hamza Pasha arranged the formation of his galleys close to the enemy galleys so as to make it easier for his soldiers to fight each other, like a war on land. The war continued with mutual sword-slashing and arrow-shooting for a long time, turning into a frightening, bloody battle. The Imperial troops tried to break free from the oars of the Turkiye galleys. However, the two galleys had already docked and could not be released. Despite the bumpy and unstable tidal waters, the Turkiye troops were able to take control of the situation. and killed many of the Empire's marine troops. The Balt Rhein troops were in disarray as their commander, Andreas Patarini, was killed, so they decided to retreat, leaving their allies without a second thought. According to Satino, Andreas staggered on his ship due to the tide. then fell into the sea and drowned.
Tumblr media
Hamza Pasha General Commander of the Turkiye-Venedik Fleet
On the other hand, the Venedic battles against Naples, Genoa, and Naples are still ongoing. The Naples ships had difficulty keeping their fleet formation. So Marco Quirini took this golden opportunity to close his ships with the Naples ships. Provveditore Venier ordered his ships to retreat for a while in order to draw the Venedic forces further away from their gallai and thus separate them from the Main Fleet. The ships of Naples fought back by advancing ahead of the Venedik fleet; one of its commanders, Girolamo Minotto, misinterpreted Provveditore Venier's signal to stay away, according to Satino, and attacked the Venedik flagship instead. Seeing the tactical failure of the Naples forces, the commander of the Venedik Galleries, Lorenzo Festa, laid siege to the Naples Fleet. while Gianpaolo Cavallo attacked the Li'solani Galleries to separate them. 
Tumblr media
Marco Quirini commander of the venedic navy, who replaced Silvestro Brega.
Seeing the chaos in the formation of his battle fleet, Giustiniani tried to help by mobilising his remaining reserve ships. in order to release the blockade of the Venedik Force over the Naples troops. However, the Turkiye Galley, led by Hass Murad Pasha and Mesih Pasha, came from the side and intercepted the Genoa ships. The Genoa ships were able to match the Turkiye ships in battle by relying on the large size of their ships. thus being able to escape the interception. Venier himself was badly wounded by the many arrows that pierced him, feeling unable to continue the battle. He decided to withdraw his fleet and retreat. although the effort was quite impossible. However, Venier was able to make a feint with some of his crew by disguising himself as a common soldier and escaping with some of his ships that managed to escape the siege. 
As a result, the Genoese and Rhodesians were left alone. This angered Giusitiniani. upset, he decided to return to Li'solani. hoping that he could avenge his painful defeat at the Sea of Phoenicia. This third Centro Sea battle lasted from dawn to sunset. The combined Turkiye-Venedik fleet was finally able to defeat the Crusader fleet. Many captains and crew members of enemy ships were killed and taken prisoner. and captured 57 galleys and 10 galleons, according to Satino's records. while the rest were destroyed during the battle. while the Egyptian historian, Maqrizi, says the number reached 40. Nicollo (one of the Venedik historians who participated in the war) details the ships captured by the Venedik forces. Lorenzo Festa captured 70 galleys belonging to Li'solani, while Marco Quirini captured 10 galleons belonging to Naples and one flagship galleon belonging to Genoa. The record of warships captured by the Turkiye is not mentioned by Nicollo except based on Maqrizi's account. The Turkiye captured 57 galleys, or at least 40 galleys, belonging to the Balt Rhein and 22 galleys belonging to Rhodes and Li'solani. Casualties on the Turkiye and Venedik sides reached at least 4000 men. on the enemy side, as narrated by Maqrizi, reached 30000 men. Most of the casualties were from the Balt Rhein. 
Aftermath
Four days after the third Centro battle, Hamza Pasha and Quirini organised a pursuit of the fleeing Crusader fleet. The Turkiye-Venedik fleet approached the island of Crete and laid siege to Tarros and Ponente, which were the bases of the Balt Rhein Fleet's escape. After more than five days of siege, both cities were defeated. ending both city governments and entering into Turkiye domination. Hamza Pasha captured eight generals of the Balt Rhein superintendent and some resisting troops and executed them. Next, on the 27th, the Turkiye Venedik Fleet moved towards Li'solani through the Witch Straits to shorten the journey. Giustinianni had taken full command of the city's controls and taken Donatello Doria prisoner in his own palace, then prepared for the final battle. 
On the 28th, fighting broke out again around Li'solani waters. The Genoese and Li'solani Fleets put up a vigorous resistance to the attacks of the Turkiye-Venedik Fleet, destroying parts of their galleys. Giustiniani tried to keep the enemy fleet away from the island, but was unsuccessful. Due to the unstable wind direction, the situation was reversed when the wind direction actually blew to the west, which brought the Genoese and Li'solani ships closer to land. The Turkiye-Venetian fleet took advantage of this opportunity by showering them with fire arrows in order to burn their ships and surrounded them. Giustiniani was forced to change his strategy by adopting defensive tactics in the fortress. The Turkiye troops carried out the siege from the 1st to the 6th of Raki. Li'solani decided to surrender. Despite Giustiniani's ingenuity, he was able to defend the city and thwart two consecutive attacks by the Turkiye-Venedik fleet. Due to the discontent of the inhabitants and merchants, they wanted the Genoese to withdraw from their city. 
Hamza Pasha accompanied by the Janisaries entered the city on the 6th and ordered the troops to spread out, in search of Giustiniani. However, they did not find him. Most likely, Giustiniani had escaped with 700 of his troops by robbing some of Li'solani's Galleys and then returning to Italy. Hamza pasha then stormed Donatello's palace and arrested him while expressing his anger for betraying the Anti-Imperial Tripartite that had been agreed 3 years earlier. in return, Hamza Pasha placed Donatello's son, Antonio Doria as the new Li'solani ruler. signifying the end of the independence of the Li'solani government. and transformed into a Vassal state under the auspices of Turkiye.
The victory at Centro marked the beginning of the fledgling Turkiye naval supremacy that would continue to develop until the end of the Stratocracy and the return of the Ottoman Empire. Nicollo says that although the Turkiye lacked the quality of ships capable of matching the Venediks, Genoese, and Li'solani, and their ships were mostly small galleys, their rowers were adept at mobilising them according to the tide and wind direction. Hamza Pasha's strategy, docking fellow galleys until the transfer of rowing troops to enemy ships, and the ambush of the Genoese ship, which was in fact larger, made the Venedik commander, who witnessed the Turkiye way of war for the first time at sea, truly amazed. seen, several times the Turkiye troops applied the strategies of the Venedik troops themselves. One of them was pouring oil or soap on the enemy's deck to throw off their balance when moving. Or, the troops' shoes were coated with sand so that they could walk on the soap. Because of this, Nicollo commented, "This tribe of horsemen has learned something from us.".
According to Seth Perry, "the destruction of the Crusader Fleet at Centro emphasised the influence of Turkiye, this time not only dominating the land but also the sea. This was evidenced by the conquest of Tarros, Ponente, Li'solani, and finally Vessels. making Turkiye a major player in naval warfare. next to Venedik, Li'solani, and Genoa.
1 note · View note