Türkiye’nin İlahiyat Fakültesi nezdinde ilk kadın akademisyeni, tarihçi yazar Bahriye Üçok, 33 yıl evvel bugün katledilmişti.
Cinayeti İslami Hareket adlı örgüt üstlenmiş, 6 Ekim 1990 tarihinde Cumhuriyet Gazetesi’nde çalan telefonun ucundaki ses, Bahriye Üçok’u “Tesettür konusundaki düşünceleri yüzünden cezalandırdığını” söylemişti.
"Türkiye Müslümanlarının dinsel alanda zaman zaman karşılaştıkları çalkantılar, gruplaşmalar, yabancılaşmalar, tarikatçılığa itilmeler, dinini kendi öz dilinde, kendi yazısı ile okuyup anlayamamasından doğmaktadır." diyerek gerçekçi bir tespitle toplumun fotoğrafını çeken Üçok, aydın kişiliği ile dinin siyasete ve toplumun gerçek dinini öğrenmeyip din kisvesi altındaki kendisine empoze edilen gericiliğe ve cehalete nasıl alet edileceğini fark etmişti.
Kendinde, beğenmediği fikirleri cezalandırma hakkı bulan zihniyet, belki de planlı bir gelecek için Türkiye Cumhuriyet'ini modern çizgiden İslamcı ve gitgide gericiliğin hüküm süreceği bir noktaya giden yolda hain planla Bahriye Üçok’u o gün katletmişti.
Korkunç bir planın kurbanı değerli aydın Bahriye Üçok'un bu kaybı aynı zamanda evladına bir ömür boyu travma yaşatacaktı. O günü Kumru Üçok şöyle anlatıyor;
”Bombayı anneme ellerimle verdim, kargo şirketi anneme gönderilen paketi evimize iki kere getirmiş. Bizi evde bulamamışlar. İkinci gelişlerinde eve ihbarname bırakmışlar. Ben de kargo şirketine gidip paketi aldım ve eve getirdim. O paketle de 15 dakika kadar seyahat ettim. Paketi anneme verdikten sonra arkamı döndüm ve alt kata yöneldim. Annem o sırada paketi açmaya çalışıyordu. Arkamı döner dönmez bir patlama sesi duydum. Bu olayı unutmak mümkün değil. Her gün her an aklımda. Her gün rüyalarıma giriyor.”
Fikirleri ve yazdıkları için katledilmiş değerli aydın, Bahriye Üçok'u aramızdan ayrılışının 33. yılında saygıyla anıyoruz.
Namaz yok,
Tesettür yok,
Helal-Haram ayırt etmek yok ...
Konuştuklarımıza dikkat etmek yok..
Kendi Nef's terbiye etmek için uğraş yok..
Ama başkalarını eleştirmek,
Gıyabında konuşmak,
Hataları veya Günahları üzerine konuşmak var ...
Müslüman'ım demekle olmuyor ve yetmiyor da ..
Ey müslümanlar! Namazı dosdoğru kılın; zekatı verin ve Peygambere itaat edin ki rahmet olunasınız.
Nur 24.suresi 56. Ayet
Teberruc: Kadının ziynetini ve güzelliklerini erkeklere karşı açmasıdır/göstermesidir. Kadın teberruc etti, yani yüzünü açtı/gösterdi. Kadın boynunun ve yüzünün güzelliğini gösterdiğinde ona teberruc etti/açılıp saçıldı denilir.
Fatih Sultan Hazretleri İstanbul'un fethinden sonra annesine: "Anneciğim! İstanbul'u fethettim." der. Annesi: "Oğlum! İstanbul'u sen değil ben fethettim." karşılığını verir. Fatih: "Nasıl olur? Askerleri denizden, gemileri karadan yürüten ordunun başında ben vardım." dediğinde annesi şöyle söyler:
"Hayır oğlum, İstanbul'u ben fethettim. Çünkü ben hamile kaldığımda harama, helâle, tesettürüme o kadar dikkat ettim ki, bırak akrabalarım, yakınlarım dahi hamile olduğumu anlayamamışlardı. İşte bu sebepten dolayıdır ki Allah-u Teâlâ bana senin gibi bir evlât verdi. Ben böyle olmasaydım, sen İstanbul'un fatihi olamazdın."
Fatih: "Haklısın anneciğim!" diyerek annesinin elini öper.
İslam, kadını et parçası olarak gören inanç ve ideolojilerin aksine şerefini korur. Sokakların et pazarına döndüğü, kumaş kıtlığı varmışcasına herkesin üryan gezdiği bu günlerde hicabın kıymeti ve hayrı daha iyi anlaşılıyor...
Tesettür kadının kalkanıdır, onu kendisine karşı gelebilecek kötülüklerden korur, iffetli, temiz, güvenilir ve emin bilinmesini sağlar.
Kadının sesi yaratılışı icabı dikkat çekicidir. Özellikle ses normalin dışında bir tonda çıkarsa birtakım mahzurları beraberinde getirmektedir ve dinî tabiriyle “fitneye” sebep olmaktadır. Demek ki, haram olan sesin kendisi değil de, kontrol dışı bir mahiyet taşımasıdır.
Ahzab Sûresinin 32. âyet-i kerimesi bu husustaki ölçüyü Peygamber hanımlarının şahsında şöyle veriyor:
“Ey Peygamber hanımları! Siz herhangi bir kadın gibi değilsiniz. Eğer halinize layık bir takva ile korunacaksanız, yabancılarla câzibeli bir şekilde konuşmayın ki, kalbinde fesat bulunan kimse bir ümide kapılmasın. Konuşurken ciddiyet ve ağırbaşlılıkla söz söyleyin.”
Müslüman Kadın, hal ve davranışlarına dikkat eder, bir tek kendisnin değil, karşı tarafında ( Erkek ise ) kendisine karşı yapılan hal ve davranışlarına dikkat eder ve kendisine karşı cıvık ve şımarık davranılmasına izin vermez, ağır başlı olur ve ciddiyetini korur ... bu ölçüler Real de olduğu gibi Sosyal Medyada geçerli olmalıdır ... Beğeni alacağım diye aklına düşen her şeyi paylaşmaz ... hele kendisinden Resim veya Video hiç paylaşmamalıdır ... Maskeler arkasından ( anonim ) olarak gelen sorulara veya mesajlara , sanki buradakilere bir şeyleri kanıtlama mecburiyeti varmış gibi hiç girmemeli ve cevap dahi vermemelidir ...
Örtü şuuruyla takılmadığında da ALLAH c.c. katında bir değeri olsaydı, Cennetin baş köşesine rahibeler otururdu.
Üsdat : Necip Fazıl Kısakürek