Tumgik
#Hülyalı
yurekbali · 2 years
Text
Tumblr media
Uyanıp bakalım ki mavi, uyuyup görelim ki yeşil, kalkıp gidelim ki kırmızı, durup bakalım ki sarı, uzanıp yatalım ki turuncu, durup duralım ki siyah, uzanıp alalım ki mor, arayıp soralım ki beyaz, hatırlayıp ışıyalım ki hülyalı, görüp coşalım ki rüyalı... Ve yüzümüz ki gülüşlü, ve sözlerimiz ki güneşli olsun. En önemsiz günümüz ve haftamız da bunlar olsun. :)
21 notes · View notes
jupiterliyazar · 1 year
Text
İğde ağaçlarının gölgesinde hülyalı düşlere kapılmıştı. İğde kokusu buram buram yüzünü okşuyordu. Binlerce düşüncenin havalandığı gökyüzünü seyre daldı. Ağaca asılmış kuş evinin güzelliği dikkatini çekti. Bir müddet öylece izledikten sonra gözlerini kapatıp kuşların ötüşünü dinlemeye koyuldu.
M.
02.05.2023
05:16
35 notes · View notes
dizimdedinlen · 1 month
Text
Hayatımda aşka yer yok Şükran. Olsaydı bilirdim. Olsaydı mutlaka bilirdim ama yok. Hayatımda bana bile yer yok Şükran. Fazlalığım kendi hayatımda. Âşk diyorduk. Doğru. İçimde âşka dair bir heves ve arzu da kalmadı ki. Kalp çarpan düşler kurmuyorum. Hülyalı ilk gençlik mazide kaldı. Benim bir kavgam var Şükran. Toyken kavgam âşktı herkes gibi. Şimdi kendimle dövüşüyorum. Derdim benimle Şükran, yanlış anlama nolur. İnsan bazen böyle olur diyorsun, deme Şükran. İnsan böyle olursa, telafisi yoktur. Beni anlıyorsun değil mi? Yaşıyor olmak beni öldürecek Şükran. Senin ismini beş bin kere sayıklasam, ne çıkar. İsmin içi su dolmuş, hava kaçırmış bir can yeleği. İsmin beni kurtarmıyor beni artık, hangi kayık hangi sal kurtarabilir. Ben iflâh olmam Şükran.
18 notes · View notes
ekip · 1 year
Text
Tumblr'ın nadide sakinleri,
Son havadisleri duydunuz mu bilemiyorum; ancak ben birkaç ay önce Clawland'in havasını suyunu bir kenara itip tasımı tarağımı topladım ve Tumblr'ın Ürün ve Fiziksel Mühendislik Departmanının başına geçtim. Emporium blogundan yeni ürünlerimizi ara sıra paylaşıyorum. Siz de Tumblr koleksiyonunuza ekler gibi alıyorsunuz, cansınız; fark etmedim sanmayın!
Şu aralar her şey o kadar tıkırında ilerliyor ki anlatamam; hatta dün gece ben nerelerden nerelere geldim diye hülyalı hülyalı düşünürken kendimi kaybetmişim. Adeta önümde engel kalmadı, temel performans göstergelerim yeşil yeşil yanıyor, herkes birer ikişer kupasını, tişörtünü, rozetini almış; mutlu mesut bir ortam. Mutluluk piramidinin en tepesinden sizlere bonibon atıp el sallıyorum; her şey mük.
Tabii şimdi üründü müründü bu tür kreatif alanlara dalınca, eğlenmesine eğlendim, yalan yok. Ama sanki bir şeyler eksik. Acaba ne eksik diye sordum, kimseden bi' tık yok. İşte o zaman fark ettim: Tık yok. Bana tık lazım arkadaşlar, çok net.
Her şeyi ardımda bırakıp gittiğim o dönemde panolarınızı yengeçlerle donatıp durmuşsunuz; anlata anlata bitiremediler. Delisiniz! Sizin yengeç takıntınız o dönem beni ayrı bi' mutlu etti. Hatta hala birbirinize yengeç hediye edip durduğunuzu görüyorum; gözlerim yaşarıyor.
İşte bunları düşünürken aklıma şöyle bi' soru geldi: Madem sizde böyle bi' tıklama takıntısı var; acaba bunu nasıl bi' özelliğe dönüştürebiliriz? Şöyle tadından yenmeyecek, ŞEKİLLİ güzel bi' şey yapalım istedim.
VEEE beynimde adeta şimşekler çaktı!
🦀🐛🧀👻🐴🍪!!!!!!!!!!!!
Bugün sizi bu güzel haberi vermek için panonuzda yakaladım: Emporium'daki görevimden geçici süreyle ayrılıp ekip değiştirerek Tumblr Tepkiler Bölümü Baş Yöneticisi pozisyonuna geçiyorum.
Bugünden itibaren, her gönderinin altında yer alan bu tepkileri kullanarak tüm duygu dünyanızı artık çok daha verimli biçimde ifade edebileceksiniz! En azından masaüstündeyken. Mobil uygulamaları çözemedim. (Yeteneklerimin aslında sınırı yok; ama bu aralar sudokuya gönül kaptırdım. Artık idare edin.)
Bu haber biraz ani geldi; biliyorum. Sıfır uykuyla yazıyorum bunları. Piramit tepesinden bonibon fırlatıp uçan halılarla başarılarımın coşkusunu yaşadığım o anlardan bu inanılmaz fikre ulaşıncaya kadar gözüme resmen uyku girmedi. Bu emojileri de telefonda en son kullanılanlar listemden aldım.
Çok ilginç bir şekilde tüm hislere tercüman oluyorlar; o yüzden bayılacağınıza eminim. Unutmayın, Brick hep sizi düşünüyor!
En tıklatmalı dileklerimle,
Brick Whartley Tumblr Tepkiler Bölümü Baş Yöneticisi Ürün ve Fiziksel Mühendislik Departmanı Başkanı (Eski)
31 notes · View notes
ruhumokyanus · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
Hayatımda aşka yer yok şükran. Olsaydı bilirdim. olsaydı mutlaka bilirdim ama yok. Hayatımda bana bile yer yok be şükran. fazlalığım kendi hayatımda. Hülyalı ilk gençlik mazide kaldı, benim bir kavgam var şükran. Toyken kavgam aşktı, herkes gibi. Şimdi kendimle dövüşüyorum.
22 notes · View notes
hatiragulzaman · 2 months
Text
Tumblr media
💫💫💫
Vuslat
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Ömrün bütün ikbalini vuslatta duyanlar,
Bir hazzı tükenmez gece sanmakla zamani,
Görmezler ufuklarda, şafak söktügü anı...
Gördükleri ru`ya ezeli bahçedir aska;
Her mevsimi bir yaz ve esen rüzgarı başka.
Bülbülden o eglencede feryad işitilmez;
Gül solmayı; mehtab, azalıp gitmeyi bilmez...
Gök kubbesi her lahza, bütün gözlere mavi...
Zenginler o cennette fakirlerle musavi;
Sevdaları hülyalı havuzlarda serinler,
Sonsuz gibi, bir fıskiye ahengini dinler.
Bir ruh, o derin bahçede bir defa yasarsa
Boynunda O`nun kollari, koynunda O varsa,
Dalmışsa O`nun saçlarının rayihasiyle,
Sevmekteki efsunu duyar her nefesiyle.
Yıldızları, boydan boya dogmuş gibi, varlık
Bir mucize halinde o gözlerdendir artık.
Kanmaz, en uzun buseye, öptükçe susuzdur
Zira, susatan zevk, o dudaklardaki tuzdur.
İnsan ne yaratmışsa yaratmıştır o tuzdan...
Bir sır gibidir azçok ilah oldugumuzdan.
Onlar ki bu güller tutuşan bahçededirler.
Bir gün nereden hangi tesadufle gelirler?
Aşk, onları sevkettigi günlerde, kaderden
Rüzgar gibi bir şevk alır, oldukları yerden.
Geldikleri yol, ömrün ışıktan yoludur o!
Alemde bir akşam ne semavi koşudur o!
Dört atlı o gerdüne, gelirken dolu dizgin,
Sevmiş iki ruh ufku görürler daha engin,
Simalari her lahza parıldar bu zeferle;
Gök, her tarafından, donanır meş`alerle!
Bir uykuyu cananla beraber uyuyanlar,
Varlikta butun zevki o cennette duyanlar
Dunyayi unutmus bulunurken o sularda,
-Zalim saat ihmal edilen vakti calar da-
Bir an uyanirlarsa leziz uykulardan,
Bastanbasa, heryer kesilir kapkara, zindan...
Bir faciadir boyle bir alemde uyanmak...
Gunden gune, hicranla bunalmis gibi, yanmak...
Ey tali! Olumden ne beterdir bu karanlik!
Ey ask! O gonuller sana maloldular artik!
Ey vuslat! O asiklari efsuna ramet!
Ey tatli ve ulvi gece! Yillarca devam et!
Yahya Kemal Beyatlı
4 notes · View notes
yeryuzugokyuzu · 2 years
Text
GÖNÜL YORGUNLUĞU
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Gökte yıldızın kal­mıyor. Gölgen bir yere sığmıyor. İçindeki şarkı içinde boğulu­yor. Penceren sokağa bakmıyor. Bütün sevgi sözleri kalbinde cezaya dönüyor. Kirpiklerin hiçbir güzellikle halkalanmıyor. Baktığın bütün sular yeraltına çekiliyor. Sevmek korkusu ayrılıktan çok önce acı veriyor. Dünyanın bütün cenazeleri evinin önünden kalkıyor. Her gün bir arkadaşın büyüdüğü­nüz zamanlarda kayboluyor. Girdiğin çıktığın bütün kapıla­rın önünde yabancı, ardında yalnızlık olup kalıyorsun. Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıkla­rından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun.
İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cen­net değil.
Durup dururken inciniyorsun. Kötü söz gerekmiyor bu­nun için. Sana söylenmesi de gerekmiyor sözün. Tam kirpik­lerinin ucunda bir yarım ay, dudaklarında bir boyalı söz... bir kırıcı gülüş yetiyor kapanman için. Saygısız ses, kibirli gövde, tüküren gözler... kalabalık, tanrısından büyük! İskele­tine kadar çekiliyorsun. Birisine bir söz söyleyeceksin; sessiz­lik boğucu; şu uzun ayrılığa bir özür, bir sitem... kırk cümle kuruyorsun, ağzını açmadan vazgeçiyorsun. İncinme değil bu, insana olan inancını yitirme!* Yaranı evde bırakıp çıkıyorsun sokağa. Öyle acıklı bir uzaklık ki, şikâyetin sularını çoktan geçtin. Hiçbir şeye öfke duymuyorsun. İnsan boylu boyun­ca bir hastalık. İnsan korku. İnsan yıkım. İhtiraslarının külü insan. İnanmıyorsun artık. Anlamamak değil, inanmıyorsun! Can sıkıntısı değil, inanmıyorsun! Yaşamak korkusu değil, inanmıyorsun!
Ruhun hazan mevsimi bu. İnsanın kötülüğe dönüşmesi.
Oysa, gözlerin ne diyorsa doğru, diyecektin. Gamzelerin, diyecektin, dünyanın bütün güneşli pencereleri. Bu hülyalı zaman, diyecektin, kirpiğin kirpiğe değmesi kadar. Parmak­larının rayihası, sesinin gökbahçesi, kulak memelerindeki kandil, kâküllerindeki uykulu arzu, göğüslerinin naz gölleri, bacaklarından akan ırmak, ağzının serçe kuşları, teninin atlas uykuları... ben seni sevmek istiyorum, diyecektin, diyemedin. Güzellik tanrının değil, insanın insana bağışıdır, diyemedin. Yalnızlık taşa çevirir yüreği, diyemedin. İnsan sevmezse dün­ya bir yaşama cezasından başka nedir ki, diyemedin. Her vaz­geçişte gövdemiz biraz daha uzaklaşır bizden, diyemedin. İn­san bütün acılardan sadece bir sevgi sözüyle döner dünyaya, diyemedin.
Gönül yorgunluğu ne, biliyor musun? Ölümün, yaşarken hüküm sürmesi insanda.
...
* Otların Uğultusu Altında
Şükrü Erbaş · Çırpınıp İçinde Döndüğüm Dünya
25 notes · View notes
serdoezdin · 7 months
Text
hülyalı bir sarhoş kadar bulutlu ..
5 notes · View notes
ziyanbeyanlar · 1 year
Text
Thomas Mann diyor ki;
"Her şey sanki doğallığından uzaklaşıyor, sanki hülyalı bir yabancılaşma, dünyanın garipliğe dönüşmesi çevreye kol sarmaya başlıyordu."
Venedik'te Ölüm
8 notes · View notes
birkeyifcininanilari · 10 months
Text
belli şeylerin üzerinden biraz zaman geçince ve ortaya çıkan yeni görüntülerle bazı duyguların farkına varınca aslında yaşananların sizin düşündüğünüz gibi olmadığını anlıyorsunuz. aslında hepsinin sizin kendi zihinsel karmaşanızda inanmak için ayak direttiğiniz ve kendi zihninizin oluşturduğu olumlu imgeler olduğunun bilincine varıyorsunuz.
yani inandığınız ve baktığınız tılsımlı ayna tuzla buz olarak kırılıyor gözlerinizin önünde ve geriye sadece gerçekmişçesine hülyalı yalanlar kalıyor. bu da her şeyi daha acılı ve sancılı bir noktaya getirip sizin can acınızı iki katına çıkarıyor.
2 notes · View notes
wehuzunngeldi · 2 years
Text
kanlı bir sarışınla şanghay trenindeyim takma kirpiklerinde hülyalı dumanlar yabancılar lejyonu'nda fransız teğmeniyim belki harp divanından idamım çıkar bitmiyor nedense başlayan hiçbir film ne yapsam içimde o eski sinemalar
23 notes · View notes
kral-adam-58 · 2 years
Text
inan ki darmadağınım sevgilim,
Hasretin bir uçurum.
Gel topla beni
Hülyalı bakışlarında sakla yürek sızım.
Gel solumun cenneti.
Gel.
Tumblr media
9 notes · View notes
Text
Gece ile sabah birbirine karıştı ve aşk, kalbimin ucunda inleyen bir keşke olarak kaldı.
Bitti. Hayal ile gerçek savaşında izlemevine düştü gerçek. Karakollar topladı beni.
Vakti zamanında atabilen kalbim, hayret köprüsünden attı kendini. Hayretlerim bir bana şaştı, sevdasızlık bir bana şaşkın...
Âşık olamam ben bir daha. Bu yorgun kalbi sevmelere taşıyamam, İlk basamakta düşer gider alevlerimden. Harika eserler üretmeye devam etmeli ve sevmemeliyim adam olamayan birini. Cümlesi baştan perişan Edebiyatın her bir uzvunu midemde eritmeliyim.
Heyecanlarım vardı benim, sevebildiklerim vardı kaderde ve güvenebildiklerim. Safi bir mezarın haram toprağından su dökmek hakkı geçti.
Bu kez kalıyorum, Kendimle. Gitmek, tenimin dirhem dirhem kendine sükut hançeri batırdığı o kadarlıkta kalsın. Kendimi bir kez daha dövüyorum kaderde, kalbimin tek savaşı fütursuz hasretlerin paranoyak yok oluşunda kalsın.
Midem, sevgili sarmaşıklığım; midem hazmetmek çizgisinde kadere yalınayak yürüyor. Geğirti pusulası taş atıyor ısmarlama yok oluşlara, kusuyorum benim olmayan adamları.
Şimdi öldünüz. Nazım geçmez pembe hülyalı tükenişlere ve bir bardak daha su vermez Nâzım size.
Ölümlü bedeniniz çok güzel koktu benden uzak durun hikayemde, bir daha ne diriniz ne ölünüz geçmesin aşk seferimden. Gurbete yolum düşer, dişler beni zaman; bir acıya daha gücüm kalmadı işte...
Dilara AKSOY
3 notes · View notes
hendelin · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
‘neden sanki insan bunca çok şey diler diye çoğu zaman kendime sorardım, bağrındaki bu sonsuzluk nedendir? nasıl, sonsuzluk mu? hani, nerede? onun sesini duyan kim? insan gücü yettiğinden çoğunu istiyor, bu doğru! Ah, bunu kaç kez deneylerle öğrendin. böyle olması da gerek zaten. içimizdeki güç kendi isteğince hız alamadığı içindir ki bize bu denli tatlı ve hülyalı gelir, ölmezliğe değgin kurduğumuz o güzel düşleri yaşatan, insanı binlerce kez hayran eden bütün o düşleri ve geniş düşleri kurduran, insana cennetini ve tanrılarını bulduran ancak; yaşam çizgisinin, bir ok gibi düpedüz gitmemesi, bu hızla ilerleyenin yoluna yabancı bir gücün çıkmasıdır.’
2 notes · View notes
berguzarrr · 2 years
Text
"Bazı sokakları dolaşıp, hoyrat geçip bazı caddeleri akşamüstleri.. Yine sana dönüyorum Berguzar. Kırılmış, dökülmüş bir yüzün var hayattan. Sonbaharın serin bir akşamında incecik üşümüş. Ellerini koyacak bir sıcak sığınak bulamamış. Ama sana bakarken bu sıralar, seni seyrederken; beni mest eden yeni bir yanın var. Yıkılmaya yüz tutan duvarların çatlaklarından bir çiçek boy verirken hayata, senin gülümsemeyi öğrenmiş bir yanın var. Hep tutup ve birleştirip sarmak istediğim yerlerinden seni çiçeklerle mesud edene, bir sevgi halinden buluyorum seni aşina olmadığım. Daha önünde neler var, nelerle imtihan olup nelere kanayacaksın bu hayatta bilmiyorum. Gerçekler suratına çarptığında sert rüzgarla çarpan kapılar gibi yine ve yeni yerlerinden kırılacaksın. Hülyalı tozpembe bir dünya değil çünkü bu, buna iman ediyorum senin topraklarında muhakkak. Ama içime ılık yağmurlar misali su serpen işte şu ki;
Senin beldelerinde bir dağ varmış Berguzar. Hep ordayımış ve evinmiş senin. İşte yüzünde çocuk masum gülüşlerle bana bakan bunun, o dağı içinde bulmanın ve hissetmenin şükrüdür Rabbime."
4 notes · View notes
flyskyblog · 2 years
Text
hayatımda aşka yer yok şükran. olsaydı bilirdim. olsaydı mutlaka bilirdim ama yok. hayatımda bana bile yer yok be şükran. fazlalığım kendi hayatımda. aşk diyorduk. doğru. içimde aşka dair bir heves ve arzu da kalmadı ki. kalp çarpan düşler kurmuyorum. hülyalı ilk gençlik mazide kaldı. benim bir kavgam var şükran. toyken kavgam aşktı herkes gibi. şimdi kendimle dövüşüyorum. derdim benimle şükran yanlış anlama nolur. insan bazen böyle olur diyorsun deme şükran. insan böyle olursa telafisi yoktur.
5 notes · View notes