Tumgik
berguzarrr · 11 months
Text
Yaralı bir kalp uçurdum avuçlarımdan.
Berguzar beni terk etme.
Her kırıldığında kaçıp gitme göğüs kafesimden.
Nefesimi en olmadık yerde kesme
Bulutlar dans etmesin gözpınarlarımda
Ve sağanaklar boşaltmasın yanaklarıma
Berguzar bana zulmetme.
Kollarımın dizimin dermanını kesme
Yazacak kelimelerimi de götürme kanatlarında
Sevmenin kuralsız kuralları var
Aldanma gururun hudutsuz fırtınalarına
Berguzar kendine küsme.
Şimşekler teslim almasın şehirlerini
İzin verme
Berguzar
Sen bazen bir çiçeksin, çok gülünce çiçek bahçesi, çok ağlayınca bir vaha çölün ortasında
Ara sıra kibirli bir nergis, armağan edilmiş göğüs kafesimin derinliklerine
Berguzar, lütfen solup gitme
Sen bazen kırlangıçlar, şiirlerden öğrendiğim hikayesini
Bazen gözleri kör olmuş kırlangıçlar, gitmeler saklı kanatlarında
Tekrar ediyorum kendimi
Berguzar beni terk etme.
Soruyorlar kuytu bir köşe bulunca insanlar
Ruhumu kıstırarak bir kenara
"Kim bu Berguzar, adı her daim dudaklarında".
Berguzar benim kalbim.
Berguzar bir şairin , tanınmayan bir şairin
Yazamadığı, boğazında düğümlü kalan
Ve okuyunca yarım duran şiirlerinin başrolü
Berguzar tek dinleyen onu kabuslu yarı gerçek rüyalarında
Berguzar beni sessizliğe mahkum etme
8 notes · View notes
berguzarrr · 11 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Evlerin ışıkları. Hangimiz merak etmedik ki? Pencereden bakarken, arabayla giderken, yolda sessiz yürürken.. Gözümüze ansızın ilişen, gecenin ateşböceği misali bir yanıp bir sönen.. Hikayesini tahmin etmeye çalışıp boşlukları doldurarak kendi hayat tecrübemizle. Sesler mi yükseldi o evden, kavgalar mı edildi? Uykular mı uyunuyordu, rüyalar mı bölünüyordu? Kahkaha mı atıyordu bir çocuk, bazıları artık dayanamıyor muydu? Birileri hüznü gönlüne misafir edip uzaklara dalıyor muydu? Şakalaşıyor muydu başka biri sevdiğiyle günün yorgunluğunu atarken? Bize benziyorlar mıydı Berguzar? Ne vardı o yabancı evlerin içinde. Evin şekline, rengine, semtine göre bu hayaller değişiyor, bazen aynı yerde kesişiyordu. Ve küçüklüğümden şimdiye taşınan anların çoğunda en sevdiğim oyunlardan biri de buydu Berguzar. Bir sıcaklık arıyordu sanırım çocuk kalbimiz kendine. Bilinmeyenin muallak huzurunun içinde. Dert ve sevinç bizim değilse ve bir sorumluluk yüklemiyorsa omuzlarımıza hayat. Varsın hayal edelim, yalnız sarı bir ışığa bakarak bir çok şeyi. Ne çıkardı ki...
10 notes · View notes
berguzarrr · 11 months
Text
Tumblr media Tumblr media
5 notes · View notes
berguzarrr · 11 months
Text
Bu sabah.. Saat güneşin uyanışı ve saat öten kuşların cilvesiyken.. Bir yağmur yağdı gökyüzünden. Hiçbiriniz görmediniz, ben gördüm. Nefesimle doldurdum onu kalbime. Almadınız kokusunu, ben aldım. Bir an hızlı hızlı vurdu toprağa tüm hıncıyla, bir an geldi duruldu. Hiçbiriniz duymadınız, ben duydum.
Bu sabah.. Bir yağmur yağdı yeryüzüne. Ben o yağmurla bir şair oldum.
Temizlesin istedim bu yağmur beni, dünyanın kirinden. Tekrar çocuk gözlerimle bakabileyim hayata. Bildiğim her şeyi unutup berrak bir zihinle keşfetmek istedim dünyayı. Bir taşın altında bir çiçek yetişmiş, taşa inat. Onunla adını hiç duymamış gibi tanışmak istedim. Ya da.. Öylece durayım yağmurun altında. Zaman geçsin, mekan gitsin ayaklarımın altından. Ben yalnızca kalbime bir şiir yazabileyim.
Bu sabah bir yağmur yağdı. Hiçbiriniz bilmediniz adını. Ben öğrendim. Koştum biraz onunla bir denizin kıyısında. Birkaç kelime topladım. Biraz hasbihal ettik. Siz de tanıyın diye onu biraz da ceplerime doldurdum. Hissetmediniz siz, ben kendi hislerimi ona emanet ettim. Eve elim boş döndüm sandınız. Oysa bakın yanaklarımda hala izi var dudaklarının. Ben o yağmurla dost oldum.
Bu sabah.. Saat hiçken ve geç kalmışlıkken saat.. Hava öyle güneşliydi. Bulutsuzdu gökyüzü. Bir yağmur yağdı, dedi bir şairin kalbi. Hiçbiriniz inanmadınız, ben vuruldum.
4 notes · View notes
berguzarrr · 11 months
Text
Şimdi yazdıklarımın okunmayacağını bilsem daha farklı yazardım muhakkak. Ama madem aşikar olacak kelimelere; gönlümle iki çift kelamım. Makul cümleler bulmalı o halde; içimi izah ve teşhir etmeye.
Geç kaldığım tüm çiçeklerimden özür dilerim ve erteleyerek önünden geçtiğim tüm çiçekçilerden.
Yazmayı tahayyül edip yanyana getirdikten sonra bazı sokaklarda ayrı ayrı ve bir başlarına unuttuğum sözcüklerden de özür dilerim. Oysa aynı cümleyi süsleyişleri bir okuyuş lezzeti verebilirdi zihnime.
Yine de şu sıralar diyorum ki; belki de olmayan da bir güzellik getirebilir hayatıma. Ertelemeler, geç kalmalar, unutuşlar... Onları sarıp sarmalayabilirim belki. Çünkü belki onlar yeni bir yola gebedir, benim daha önce adını hiç duymadığım.
Kalbimi söküp yerinden ve seyrederken onu avcumda.. "Bak burası eksik kalmış" diyip eski hatıralardan kestiğim kumaşlarla yamamaya çalışırken.. Belki, diyorum şimdi. Belki de kalbimin bir planı vardır. İçinde yeşeren yeni bir çiçekle onarmak gibi kendini.
Şimdilik bu kadarını ifşa edip sırrımın sahneden çekiliyorum. Berguzar çok belki dedin diyor, şöyle bir göz atınca anlattıklarıma. Ben de ona fısıldıyorum; belki de zaten yazılması gereken tek kelime hayatımın nasıl muallak olduğunu aşikar eden bu belkidir. İçinde pinhan kalan tüm cümlelerle.
5 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Bir kış günü dondurmayla doğum günümü kutlasınlar isterdim. Siz bana çocuk diyorsunuz. Ağladım diye güçsüz oluyorum gözünüzde, kızınca barbar. Nelere tahammül etmişim yıllarca bilmiyorsunuz. Oysa benim bir kedim vardı. O çok ağlamıştı, ben de onunla ağlamıştım derdine. Şimdi ben çok ağlıyorum, o da benimle ağlasın geceleri yanımda olsun istiyorum. Siz istemiyorsunuz. Sen değerlisn diyorum içimdeki çiçekleri sulayan o küçük kıza, siz aşağılayarak bakıyorsunuz. Sizin gibi düşüneyim, sizin gibi konuşayım ve size alışayım. Farklı olanı sürekli görmezden geliyorsunuz. Hayallerimin en büyüğü kanat takıp bir okyanusun üzerinde uçmak ve siz buna gülüyorsunuz.
Size soralım o zaman nasıl yaşanır hayat? Nasıl gülünür, nasıl konuşulur, nelere üzülebilir insan? Farklılıkları kabul etmeyi neden bilmiyorsunuz? Sivrim yanlarım var tabi ki herkes gibi benim de neden anlamaya çalışmıyorsunuz? Korkabilirim, üzülebilirim, hiç komik olmayan bir şakaya saatlerce gülebilirim, inancımı kurallarına göre yaşayabilir ve ben de hata yapabilirim. Bakışınızı neden genişletmiyorsunuz?
Ve sahi kimsiniz siz?
7 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Yazmanın zamanıdır yağmurlu baharlar.
Ama öyle bir yazmak değil. Ne kağıt ne kalem elimde. Bahsettiğim; yalnızken, yürürken bir akşam vakti bir sokakta, mırıldanarak yazdığım şiirler.
İşte böyle yazmaların zamanıdır yağmurlu baharlar.
Çok özlüyorum ve özlemek kalbimde bir kıymık gibi. Yağmurlu baharların mırıldanarak yazdığım, hem eve vardığımda çoğunu da unuttuğum şiirlerini özlüyorum Berguzar. "Senin asıl cevherin bunlar" derdin onlara. Kendime dürüst olmanın erişilemez zenginliğiyle şehre meydan okumayı özlüyorum. Üstelik bu kıymık öldürmüyor, üstelik sancılı bir hayatı yaşatıyor bana.
Bir dostum bir zamanlar bir soru sormuştu;
Melankoliden çıkıp neşeli kelimeler yazdığında ortaya nasıl bir şey çıkar acaba? Cevabı gecikmiş sorulardan biri bu da. Şimdi söylüyorum o zaman ona. Bu satırları yine ilk onun okuyacağını bilerek.
Ortaya neşeli kelimelerle bir şey çıkartacak kudrette değilim. Ben kalemi elime hep ağlarken alırım sevgili dostum. Oradan buradan esintilerle birbiriyle alakasız gibi duran şeyler yazar, sonra geçip karşısına bakar ve "Olmadı ama neyse" deyip kapatırım defteri.
4 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Önce kalemi aldım elime. Sonra üç defterimi de koydum önüme. Sevdiğime, dostuma ve kalbime...
Haydi seç Nursena, dedim. Ve senden başkasına gidemedim yine Berguzar.
Sanırım ben, sana yenilmekle meşhurum ey kalbim.
Ve sana yazarken gözlerimi böyle çocuk gibi dolduran şey, böyle hızlı hızlı vuruşun göğsümün kafesine. Çocuksu bir sevinçle karşılaman beni. Ve sanki karşımda annem var gibi dinlemen.
Sanırım bazı şeyleri çok özlediğimden böyleyim Berguzar. Dünyayı tanıyıp büyüdüğüm bir dönemdeyken tahammül edemediğim bir şeyler var ondan böyleyim.
Bazı akşamlar gökyüzü karanlık. Perdeleri erken çekip ışıkları yakıyorum. Bazı akşamlar gökyüzü öyle aydınlık. Akşam ezanı okunuyor oysa hala bir pembelik semada. Seyrederken mest oluyorum. Ve ikisi de hayat diyip kabulleniyorum.
Ama bazı akşamlar ve devamında geceler ve kavuşamadığım sabahlar var; onlar hep gri. İşte bu grilik boğuyor beni. Belirsizlik de diyorlar ismine. Ben görünce bazen ağlıyorum. Barıştım sanıyorum. Oysa bir yanılsamayla geçince geçmiş bir sokaktan çıkmazlığına oturup ağlıyorum.
Hayatı öğreniyorum Berguzar. Kırılmayı, kırmayı, toplamayı ve kırıkları kalbime batanları çıkartmayı. Hayat dediğimiz bu yolculuğun her gün başka bir ismini öğreniyorum. Kalbimde bazen sızı, bazen kocaman bir kahkaha.
Sen öyle güzel bir çocuksun ki her halinle, alnından öpüyorum.
10 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Hep aynı ses tonuyla konuşuyor insanlar. Hep aynı gözlerle bakıyorlar bana. Sevilenler hep aynı, bakılan ve görülen dahi aynılaşıyor zamanla.
Bir farklılık arıyorum Berguzar.
Halbuki bu çağın masalları şöyle bitiyor meydanlarda; herkes değerli, herkes biricik ve dahi güzel herkes. Öyleyse eğer; neden bu herkesi aynılaştıran değişim rüzgarları.
Bir farklılık arıyorum Berguzar.
Büyük adımlarla büyük yerlere götüren bir farklılık da değil aslında. Kendin olabilmenin sadeliğinde yaşayan, kendini sevmenin ve tanımanın kokusuyla mest eden, küçük kelimeli bir büyük devrim arıyorum.
Ve bu yolun bizi Rabbimize nasıl yaklaştırdığını, insanın kendini tanıdıkça yaratılışını sevdikçe, nasıl huzura erdiğini keşfetmek istiyorum.
8 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Tumblr media
Birine ihtiyacını sormak iyidir ama bazen de iyilik, sorduğunda incitici olacağını hissettiğin için sormama nezaketi göstermende saklıdır. Birinin kendiliğinden gelip anlatmasını beklemek, anlattığında da onu can kulağıyla dinlemek iyiliğin incelikle düşünülmüş hâlidir.
59 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
'Bulutlar dağılıyor. Oysa ben onların şekillerini ezberliyordum. Yıldızları hayal ediyordum. Arkalarında gizli kalan. Bulutlara baktıkça kanatlanıyordum, uçuyordum. Yıldızlara konuyordu kalbim. Hızlı ilerliyordum. Şimdi herkes uyuyor. Huzurlu uykular o zaman herkese. Oysa bulutlar dağılıyor. Onlar uyurken bulutlar dağıl��yor oysa. Oysa ben onların şekillerini ezberliyordum. Oysa kalbim kırılıyor. Oysa seviyordum hala seni. Bir kalbi mesken eylemek uçmaktan zormuş Berguzar. Uçmak mümkün ve sevilmek hep küçük bir ihtimalmiş.'
7 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Bir gün. Arabadayken. Uzun bir yolculuktayken. Seninleyken.
Bir şarkı çaldı. İkimizde bu şarkıyı çok sevdiğimizi söyledik. Sonra sen ekledin özellikle şu kişinin söylediği hali çok hoşuma gidiyor. Sonra devam ettim ben de en çok hikayesini seviyorum bu şarkının.
Merakla sordun hikayesinin ne olduğunu, arkasında acıklı, hüzünlü bir öykü olduğunu düşünerek belki?
Sözleri dedim. Sözlerini dinlesene. Bize bir hikaye anlatıyor ve işte o çok güzel.
Hikaye diyince yazılı bir kitap bekliyoruz çoğu zaman. Bir olay örgüsü. Şu zamanda şu oldu, devlerle savaştılar, zorlu yollar aştılar, sonunda kavuştular. Oysa hikaye biziz. Yaşadıklarımız, söylediklerimiz, hatta en albenilisi söyleyemediklerimiz.
Beni bir kitap gibi okumayı bekleme. Doğdum ve öldüm, arada da şunlar geldi başıma dersem yaşam öykümü bilirsin, beni değil. Ama beni değil. Ağladığımda neye ağladım. Gülerken nasıl güldüm, tellerim gözükmesin diye ne kadarını kendime sakladım gülüşümün. Düştüm ve kalktım, evet. Oysa bir sır var orada, beni ayağa kaldıran neydi?
Seyret beni, keşfet, gözlemle.. Bir hikaye yazılıyor burası doğru. Sen hikayemi benimle yaşıyorsun, şahit oluyorsun benimle beraber çağa. Bu hepimiz için bir mucize. Benim hikayemdeki kendini bulmaya çalış mesela, bakışlarımda kendi bakışlarını ara. Seni seviyorum muhakkak. Ama nasıl sevmek, hangi sevmek bu?
Kendiliğinden açmış sandığın çiçeklerin bile bir sırrı var. Onu yakala. Yolda bulduklarına sen bile inanamazsın, güven bana.
7 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Bu gece kalbime bi şey bıçak gibi saplandı.
'Bi şey' diyorum çünkü ne olduğunun adını bulamadım henüz. Geceleri beni uyutmayan bu işte; yaralı kalbimin ince sızısı. Hani bazen olur ya; anlatmaya çalıştıkça saçmalarsın da bi türlü dökemezsin derdini kelimelere. Hani net bir şekilde söyleyeceğim derken dolambaçlı bir yolda bulursun kendini.
İçim karmaşık ondan böyle heralde.
Aslında sızlandığımdan da değil Berguzar. Bu karanlık tünelin çıkışını arıyorum. Biliyorum bu karanlık ve bu tünel ve bu bıçak bana bi şey öğretecek. Kıymetli bi şey muhakkak. Çünkü sanki oyuluyor kalbim. Yeni bir şekil alıyor desem daha doğru olacak.
Sanırım biraz nergis kokusunu, biraz ailemi ve biraz şiirleri özledim Berguzar.
Peki bana bu gece kim şiir okuyacak...
4 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Hayal kırıklıkları ile yaşamak hayatın en büyük hüznü sanırdım. Ama anladım ki hayat buymuş; hayal kırıklıkları. Sanki dikenli bir yolda yürür gibi olurmuş kalbin; kanarmış.
Anladım, insan aheste aheste yürürken zaten dikkatliymiş de bir sevinç yanılsamasıyla hudutsuz koşarken birden çarparmış bir duvara.
Ve anladım ki dert doğru merciye anlatılınca geçermiş Berguzar.
7 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Ben hiç kimse olarak uykuya dalmak isterdim, isimsiz biri olarak. Bu bir kurtuluş olurdu. Bugün bizler sadece egoyla meşgul oluyoruz. Herkes birileri olmak istiyor, herkes otantik olmak istiyor, diğerinden daha farklı olmak istiyor. Böylece birbirlerinin aynısı oluyorlar. Ben isimsizleri özlüyorum.
Byung-Chul Han, Yeryüzüne Övgü
16 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Beylik laflar etmeye korkuyorum ve büyük kelimelerle konuşmaya.. Kalp kırmak öyle titrediğim bir şey lakin kendi kalbim bu kuralın dışında. İnsanın gönlündeki kurallar belki de önce kendi bedenini ve hatta ruhunu kapsamalı Berguzar. Gözünden akan yaşlara dayanamıyorum.
Çiçekli bir defterim vardı ve o deftere yazmayı planladıklarım. Şimdi o kuruyan çiçeklerin arasında intihar notlarım. Kimse bana gökyüzü pembe demedi. Ben de öyle tahayyül etmedim zaten. Ama şöyle uçuk bir hayalim vardı itiraf edeyim; Bir gün bir kuş gelir, kanadının o tarifsiz renklerini dağıtırsa semaya, gök hiç görmediğim bir güzellikle açabilir.
Ölmek istemek kendinden kaçmak değil belki de. Sadece geceleri uyku vakitlerinde kendine rastlamadan çekilmeyi dilemek dünyadan.
5 notes · View notes
berguzarrr · 1 year
Text
Şimdi gerisindeyken yaşamın..
Yaşamın gerisinde kalmaktır belki, işte şu her gece çektiğin kalp sancısı. Ama aklıma takılan sorular var Berguzar. Hangi yaşamın, hangi gerisinde kalmak seni böyle içli içli ağlatan? Hangi çölün ortasında aradığın o vaha, sokağın ortasında kalbinin yerini sorgulatan sana? Ve hangi kursağında kalan heves ki gençliğin belki daha en başında beyaz bayrak açtıran düşmanların karşısında?
Yaşamın önü arkası, gerisi berisi yok belki de Berguzar. Sen varsın ve nasibin var. Ellerinde ıhlamurlar. Üzülüyorsun çiçek açmadılar diye ama ıhlamurların da bir mevsimi var. Çölde vaha bulmanın ve heveslerine şükretmenin de bir mevsimi var mutlaka.
Dolmuş gözlerle bakma bana şimdi. Ne yapacağım diye sorma. Bazen ben de bilmiyorum. Ama bugün bir şey öğrendim bu yollarda:
"Hayata kayıtsız kalırsan akıntı sürükler seni. Seni anlamlı kılan olaylara tepkindir. Hareket etmezsen harekete mecbur edilirsin ve hayat sürükler seni."
10 notes · View notes