Tumgik
#En Ölümcül Kanser Türleri
cevikmedya · 2 years
Text
En Ölümcül Kanser Türleri
En Ölümcül Kanser Türleri nelerdir? #sağlık #kanser #bilim #haber #güncel #makale
Kanser, dünyada üzerinde gün geçtikçe daha fazla sayıda insanda görülmektedir. Uzmanlar kanser için genetik sebeplerin yanı sıra çevresel faktörlerin de oldukça etkili olduğunu dile getirmekte. Kanser vakalarının bu kadar artmasının altında ise çevresel faktörler büyük yer tutmakta. Uzmanlara göre insanların daha fazla radyasyona maruz kalması, güneş ışığına fazla maruz kalma, tarımda ilaçlamada…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
teknolojihaber · 1 day
Text
 52 yaşındaki Steve Young, aşıyı deneyen ilk hastalardan biri oldu
Tumblr media
Uzmanlar, kanseri kalıcı olarak tedavi etme konusunda mRNA aşılarının potansiyelini överken, doktorlar dünyanın ilk kişiselleştirilmiş mRNA kanser aşısını melanom için denemeye başladı. Melanom dünya çapında yılda yaklaşık 132.000 kişiyi etkiliyor ve cilt kanserinin en ölümcül versiyonudur. Şu anda ana tedavi cerrahidir, ancak bazen radyoterapi, ilaçlar ve kemoterapi de kullanılmaktadır. Uzmanlar artık her hasta için özel olarak üretilen yeni aşıları test ediyor ve hastanın vücuduna, hastalığın yenilemesini önlemek için kanser hücrelerini avlamasını öğretiyor. - aşama denemesinde, aşıların melanom hastalarında kanserin tekrarlama riskini önemli ölçüde azalttığı ortaya çıktı. Şimdi son aşama olan 3. aşama denemesi başlatıldı ve University College London Hastaneleri NHS Foundation Trust (UCLH) tarafından yürütülüyor. Araştırmanın ulusal koordinatör araştırmacısı Dr. Heather Shaw, aşıların melanom hastalarını tedavi etme potansiyeline sahip olduğunu ve akciğer, mesane ve böbrek gibi diğer kanser türleri için de test edildiğini söyledi. Shaw, "Bu gerçekten uzun zamandır gördüğümüz en heyecan verici şeylerden biri" dedi. "Bu gerçekten çok iyi bir uygulama.” Aşı kişiye özel bir neoantijen tedavisidir. Bağışıklık sistemini tetikleyerek hastanın spesifik kanser ve tümör türüne karşı savaşmasını sağlayacak şekilde tasarlanmıştır. MRNA-4157 (V940) olarak bilinen aşı, belirli bir hastadaki tümörler tarafından eksprese edilen tümör neoantijenlerini hedef alıyor. Bunlar tümör üzerinde bulunan ve bağışıklık sistemi tarafından potansiyel olarak tanınabilen belirteçlerdir. İğne, 34'e kadar neoantijen için kodlama taşıyor ve hastanın kanserindeki benzersiz mutasyonlara dayalı bir anti-tümör bağışıklık tepkisini etkinleştiriyor. Bunu kişiselleştirmek için hastanın ameliyatı sırasında tümörden bir örnek alınıyor, ardından DNA dizilimi ve yapay zeka kullanılıyor. Sonuç, hastanın tümörüne özel, özel olarak üretilmiş bir anti-kanser aşısıdır. Shaw, "Bu büyük ölçüde kişiselleştirilmiş bir terapi ve bazı açılardan aşıdan çok daha akıllıca" dedi. "Kesinlikle hasta için özel olarak tasarlandı; bunu sıradaki bir sonraki hastaya veremezsiniz çünkü işe yaramasını beklemezsiniz. "Bazı ortak yeni antijenlere sahip olabilirler, ancak tümörleri için önemli olan kendilerine özgü yeni antijenlere sahip olmaları muhtemeldir ve bu nedenle bu gerçekten kişiselleştirilmiştir." Shaw, nihai amacın hastaları kanserden kalıcı olarak iyileştirmek olduğunu söyledi. "Bunların immünoterapide oyunun kurallarını değiştireceklerine dair gerçek bir umut olduğunu düşünüyorum" dedi. Aşama 2 verileri, ciddi yüksek riskli melanomları olan ve immünoterapi Keytruda ile birlikte aşı uygulanan kişilerin, yalnızca Keytruda verilenlere kıyasla üç yıl sonra ölme veya kanserlerinin geri gelme olasılığının neredeyse yarı yarıya () olduğunu buldu. Hastalara yaklaşık bir yıl boyunca her üç haftada bir maksimum dokuz doz olmak üzere 1 mg mRNA aşısı ve üç haftada bir 200 mg Keytruda (maksimum 18 doz) uygulandı. Aşama 3 küresel denemesi artık daha geniş bir hasta yelpazesini içerecek ve yaklaşık 1.100 kişiyi işe almayı hedefliyor. Birleşik Krallık kolu, Londra, Manchester, Edinburgh ve Leeds de dahil olmak üzere sekiz merkezde en az 60 ila 70 hastayı işe almayı hedefliyor. UCLH'de denemeye alınan ilk hastalardan biri, Hertfordshire'daki Stevenage'den 52 yaşındaki Steve Young. "Gerçekten çok heyecanlıyım" dedi. "Bu, kanseri olduğu yerde durdurmak için en iyi şansım." kaynak: BBC,Theguardian Read the full article
0 notes
saglikvehastalik · 9 months
Text
AIDS Nasıl Bulaşır? (Belirtileri Nelerdir?)
Tumblr media
AIDS, yüzyılımızın en ölümcül hastalıklarından biridir. AIDS, HIV (İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü) adlı virüsün neden olduğu bir enfeksiyondur. HIV, vücudun bağışıklık sistemini zayıflatır ve vücudu çeşitli enfeksiyonlara ve kanserlere karşı savunmasız bırakır. AIDS ise, HIV enfeksiyonunun son aşamasıdır. AIDS’li kişilerde ciddi ve ölümcül hastalıklar görülür. AIDS’in bulaşma yolları nelerdir? AIDS nasıl bulaşır? AIDS’in tedavisi var mı? Bu soruların cevaplarını bu makalede bulacaksınız. AIDS’in Bulaşma Yolları: AIDS, HIV virüsünün bulaştığı kişilerin vücut sıvılarının, virüs ile temas etmemiş kişilerin vücuduna girmesi ile yayılır. Virüsün yayılmasında etkili olan vücut sıvıları kan, sperm, vajina salgısı ve anne sütü şeklinde sıralanabilir. Bu sıvılar aracılığıyla AIDS nasıl bulaşır? Şöyle ki: - Kan yoluyla: HIV pozitif kişinin kanının, virüs negatif kişiye nakledilmesi ile bulaşma olur. Bu durum kan transfüzyonu, organ nakli, doku nakli gibi işlemler sırasında veya ortak iğne kullanımı gibi durumlarda görülebilir. - Cinsel ilişki ile: HIV pozitif kişiyle korunmasız cinsel ilişki yaşayan kişiye bulaşma olur. Bu durum hem heteroseksüel hem de homoseksüel ilişkilerde geçerlidir. Cinsel ilişki sırasında kullanılan prezervatif veya diğer koruyucu yöntemler bulaşma riskini azaltabilir. - Anne-çocuk arasında: Hamilelik, doğum veya emzirme sırasında HIV pozitif anneden çocuğuna bulaşma olur. Bu durum annenin tedavi alması veya emzirmeyi bırakması ile önlenebilir. AIDS’in bulaşma yollarını öğrendikten sonra, AIDS’in nasıl bulaşmadığını da bilmek önemlidir. Çünkü bazen yanlış bilgiler veya ön yargılar nedeniyle AIDS’li kişilere karşı ayrımcılık yapılabilir. Oysa AIDS’in şu yollarla bulaştığı kesinlikle doğru değildir: - Tokalaşmak, sarılmak, öpüşmek gibi temaslarla - Öksürmek, hapşırmak gibi solunum yoluyla - Sinek veya böcek ısırmasıyla - Ortak kullanım eşyalarıyla (bardak, tabak, çatal, kaşık vb.) - Ortak tuvalet veya havuz kullanımıyla - Terlemeyle Bu yollarla AIDS’in bulaşmadığını bilerek, AIDS’li kişilere karşı daha anlayışlı ve saygılı olmalıyız. AIDS’in Belirtileri: AIDS, HIV virüsünün vücutta çoğalması ve bağışıklık sistemini baskılaması sonucunda ortaya çıkan bir hastalık durumudur. AIDS’in belirtileri, kişiden kişiye değişebilir. Bazı kişilerde belirtiler çok erken görülebilirken, bazılarında yıllar sonra ortaya çıkabilir. AIDS’in belirtileri şunlardır: - Ateş, terleme, halsizlik, kilo kaybı gibi genel belirtiler - Lenf bezlerinde şişme ve ağrı - Deride döküntü, kaşıntı, yara veya leke - Ağızda pamukçuk veya yara - Öksürük, nefes darlığı, göğüs ağrısı gibi solunum sistemi belirtileri - İshal, bulantı, kusma, karın ağrısı gibi sindirim sistemi belirtileri - Baş ağrısı, nöbetler, felç, unutkanlık gibi sinir sistemi belirtileri - Kansızlık, kanama eğilimi, morarma gibi kan hastalığı belirtileri - Bazı kanser türleri (Kaposi sarkomu, lenfoma vb.) AIDS’in belirtilerini fark ettiğinizde vakit kaybetmeden bir doktora başvurmalısınız. Erken tanı ve tedavi ile yaşam kalitenizi ve sürenizi artırabilirsiniz. AIDS’in Tanısı: AIDS’in tanısı için HIV testi yapılması gerekir. HIV testi, kan veya tükürük örneğinde HIV antikorlarının veya antijenlerinin varlığını araştırır. HIV testi yapılması için kişinin rızası alınmalıdır. HIV testi sonucu pozitif çıkarsa, bu kişiye HIV pozitif denir. Bu durumda kişi AIDS hastası değildir, ancak virüsü taşıdığı için başkalarına bulaştırabilir. HIV pozitif kişilerin AIDS olup olmadığını anlamak için ise CD4 hücre sayısı ve viral yük ölçümü yapılır. CD4 hücreleri bağışıklık sistemini oluşturan beyaz kan hücreleridir. Viral yük ise kanda bulunan HIV virüsünün miktarıdır. CD4 hücre sayısı azaldıkça ve viral yük arttıkça AIDS riski artar. AIDS tanısı için şu kriterler aranır: - CD4 hücre sayısının 200/mm3’ün altında olması - Viral yükün 100.000 kopya/ml’nin üzerinde olması - Fırsatçı enfeksiyon veya kanserlerden birinin varlığı Bu kriterlerden herhangi birine sahip olan kişiye AIDS tanısı konur. AIDS’in Tedavisi AIDS’in kesin bir tedavisi yoktur. Ancak günümüzde geliştirilen antiretroviral ilaçlar sayesinde HIV virüsünün çoğalması engellenebilir ve bağışıklık sistemi korunabilir. Antiretroviral ilaçlar farklı sınıflara ayrılır ve genellikle birlikte kullanılır. Bu ilaçların etkili olabilmesi için düzenli olarak alınması gerekir. Antiretroviral ilaçların yanında AIDS’li kişilerin fırsatçı enfeksiyon veya kanserlere karşı da tedavi alması gerekir. Bu tedaviler enfeksiyonun veya kanserin türüne göre değişebilir. Antibiyotikler, antifungal ilaçlar, antiviral ilaçlar, kemoterapi gibi yöntemler kullanılabilir. - Yaşam tarzı değişiklikleri hakkında bilgi vereceğim. AIDS’li kişilerin sağlıklı beslenme, egzersiz, sigara ve alkol bırakma, stres yönetimi gibi yaşam tarzı değişiklikleri yapması gerektiğini anlatacağım. - AIDS’in önlenmesi hakkında bilgi vereceğim. AIDS’in bulaşma yollarını tekrar hatırlatacağım ve bulaşma riskini azaltmak için alınması gereken önlemleri sıralayacağım. Örneğin, korunmalı cinsel ilişki, ortak iğne kullanmama, kan ürünlerinin test edilmesi, hamilelik öncesi ve sonrası test yaptırma gibi önlemlerden bahsedeceğim. Bu makalede, AIDS nasıl bulaşır sorusunun cevabını aradık. AIDS’in, HIV virüsünün neden olduğu bir enfeksiyon olduğunu, virüsün vücut sıvıları aracılığıyla bulaştığını, cinsel ilişki, kan yolu ve anne-çocuk arasında yayıldığını öğrendik. AIDS’in bulaşma yollarını önlemek için korunmalı cinsel ilişki, ortak iğne kullanmama, kan ürünlerinin test edilmesi, hamilelik öncesi ve sonrası test yaptırma gibi önlemler alınması gerektiğini vurguladık. AIDS’in belirtilerini, tanısını ve tedavisini de anlattık. AIDS’in belirtilerinin kişiden kişiye değişebildiğini, ateş, terleme, kilo kaybı, lenf bezlerinde şişme, deride döküntü, ağızda pamukçuk gibi genel belirtiler olduğunu söyledik. AIDS’in tanısının HIV testi ile konulduğunu, CD4 hücre sayısı ve viral yük ölçümü ile takip edildiğini belirttik. AIDS’in kesin bir tedavisi olmadığını, ancak antiretroviral ilaçlar ile HIV virüsünün çoğalmasının engellenebildiğini ve bağışıklık sisteminin korunabildiğini ifade ettik. AIDS hakkında bilgi sahibi olmak, hem kendimizi hem de başkalarını korumak için önemlidir. AIDS’li kişilere karşı ayrımcılık yapmamalı, onlara destek olmalıyız. AIDS ile mücadele etmek için bilinçli ve sorumlu davranmalıyız. - HIV, İnsan Bağışıklık Yetmezliği Virüsü’nün kısaltmasıdır. HIV, kan, sperm, vajina salgısı ve anne sütü gibi vücut sıvıları aracılığıyla bulaşan ve bağışıklık sistemini zayıflatan bir virüstür. HIV enfeksiyonu olan kişiye HIV pozitif denir. HIV pozitif olan kişi AIDS hastası değildir, ancak virüsü taşıdığı için başkalarına bulaştırabilir. - AIDS, Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendromu’nun kısaltmasıdır. AIDS, HIV virüsünün neden olduğu enfeksiyonun son aşamasıdır. AIDS’li kişilerde bağışıklık sistemi çok zayıflar ve vücut çeşitli enfeksiyonlara ve kanserlere karşı savunmasız kalır. AIDS tanısı için kişinin CD4 hücre sayısının 200/mm3’ün altında olması, viral yükün 100.000 kopya/ml’nin üzerinde olması veya fırsatçı enfeksiyon veya kanserlerden birinin varlığı gereklidir. Read the full article
0 notes
hamilelikte · 1 year
Text
Rahim ağzı kanseri en yaygın jinekolojik hastalıklardan biridir. Uzmanlar, ortalama olarak her 100 kadından ikisinde rahim ağzı kanseri belirtilerinin tespit edildiğini bildirmektedir. Rahim ağzı kanseri, tedavi edilmediği takdirde yaşamı en çok tehdit eden kanserlerden biridir. Erken teşhis bu hastalığın en büyük avantajıdır. Kanserin erken teşhisi, erken tedavi için çok önemlidir. Jinekoloji kadın üreme sistemi ile ilgilenir. Jinekolojik kanser, kadınlarda görülen kanserleri tanımlamak için kullanılan bir terimdir. Rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri ve yumurtalık kistleri vakaları jinekolojik kanserler olarak tanımlanmaktadır. Jinekolojik Kanserin Belirtileri Nelerdir? Rahim ağzı kanseri belirtileri vücudun durumuna ve hastalığın evresine bağlı olarak değişir. Rahim ağzı kanserinin belirtileri uzun süre fark edilmeyebilir. Kadın üreme organlarının hastalıkları genellikle hastaların semptomlarının farkında olmalarını ve doktora başvurmalarını sağlar. Bu nedenle, rahim ve vajina gibi kadın üreme organları hastaların kendileri tarafından tanımlanmalıdır. Menstrüasyon, menstrüasyon sırasındaki vücut değişiklikleri ve vajinal akıntının gözlemlenmesi önemlidir. Düzenli doktor ziyaretleri, Pap testleri ve HPV aşısı, rahim ağzı kanserinden ve diğer çeşitli hastalıklardan korunmanın en etkili yollarıdır. Genel olarak, olası kanser belirtileri aşağıdaki durumları içerir: Kasıkta ağrı ve akıntı Menopoz döneminde kanama Düzensiz adet dönemleri Adet kanaması dışında kanama Cinsel ilişki sırasında ve sonrasında ağrı Karında şişlik, kitle oluşumu Vajinada morarma, kaşıntı Yeme alışkanlıklarında değişiklikler Bu belirtilerden bir veya daha fazlasını yaşarsanız, tıbbi yardım almanızı öneririz. Bu sayede kendinizi olası kanser türlerine karşı koruyabilir ve ölümcül sonuçları erken bir aşamada önleme şansınızı artırabilirsiniz. Jinekolojik Muayenede Nelere Dikkat Etmelisiniz? Rahim ağzı kanseri, yumurtalık kanseri ve olası yumurtalık kistleri jinekolojik muayene sırasında tespit edilebilecek hastalıklardan bazılarıdır. Uzmanlara göre erken teşhis, kanser hücrelerinin erken bir aşamada tedavi edilmesini sağlar. Bu amaçla altı ayda bir yapılan jinekolojik muayeneler çok etkilidir. Son yıllarda rahim ağzı ve yumurtalık kanseri gibi yaşamı tehdit eden hastalıkların erken teşhisle üstesinden gelinebiliyor. Bu nedenle düzenli kontroller şarttır. Ancak bunun önemi sürekli vurgulanmasına rağmen, durum genellikle göz ardı edilmektedir. Jinekolojik Kanserlerin Farklı Türleri Nelerdir? Jinekolojik Kanserlerin Farklı Türleri Jinekolojik onkoloji, kadın üreme organlarında meydana gelen kanser türlerini inceleyen bir bilim dalıdır. Jinekolojik kanser kadınlarda en sık görülen kanser türüdür. Bunlar. Rahim kanseri Rahim ağzı kanseri Yumurtalık kanseri Vulva kanseri Üreme sistemi kanseri Jinekolojik Kanserler Nasıl Önlenebilir? Jinekolojik kanserler, belirtiler ortaya çıkmadan önce önlenebilir ve erken teşhis için olanaklar vardır. Erken teşhis edilirse kanser hücrelerinin büyümesi engellenebilir. Özellikle erken evrede ise hastalığın tedavi edilebilme şansı daha yüksektir. Jinekolojik kanseri önlemenin yolları şunları içerir: Düzenli check-up yaptırmak. Standart yılda iki kezdir, ancak her altı ayda bir kontrol edilmesi önerilir. Aşıları takip etmek (özellikle HPV aşısı) Sigaradan kaçınmak. Cinsel temas yoluyla bulaşan hastalıklara karşı koruma Sağlıklı beslenme düzeni sağlayın Aşırı kilo alımından kaçının Tüm hastalıklarda olduğu gibi kanserden korunmanın temel yolu da sağlıklı ve düzenli bir yaşam sürmektir.
0 notes
erkantopuz · 1 year
Photo
Tumblr media
🔎Google Health tarafından geliştirilen meme kanseri taramasına yönelik yapay zeka araştırma modeli ilk kez lisanslandı Google Health, meme kanseri taramasına yönelik yapay zeka araştırma modelini geliştirmek için kanser hastalıkları alanında çalışan iCAD ile ortaklık kurdu. Yani bu sistemi iCAD'a lisansladı. Ortalıklığın amacı radyologlara meme kanseri tespitini ve risk değerlendirmesi konusunda yardımcı olmak... Kanser saptama ve tedavi çözümleri üreten iCAD, portföyünde Google'ın AI destekli göğüs görüntüleme teknolojisini kullanacak. 2020 yılında mamografi taramasında Google tarafından geliştirilen bir yapay zeka sisteminin uzmanlara göre daha doğru tespitler yaptığını açıklandı. Google'ın Nature dergisinde yayınlanan araştırmasına göre, şirketin yeni yapay zeka (AI) modeli mamogramlarda meme kanserini uzmanlardan daha fazla doğrulukla tespit edebildiği ortaya konuldu. Şirket, meme kanseri taramasında yapay zeka teknolojisini kullanıyor. Vara'nın amacı meme kanseri taramasını her kadın için erişebilir kılmak. En ölümcül kanser türleri arasında yer alan meme kanserini erken teşhis etmek. -Prof.Dr.Erkan Topuz- #ciltgüzelliği #diyetlistesi #zayıflamakistiyorum #detoks #almanya #yemek #estetik #ciltlekeleri #zayıflamak #lezzetliyemekler #kayseri #ankara #ciltbakımı #diyetyemekleri #diyet #saçdökülmesi #zayıflama #müzik #lezzet #botoks #saçbakımı #güzelliksırları #güzellik #magazin #türkkahvesi #ciltbakımı #yemektarifleri #komikvideolar #haber #güzelsözler (Medistate Kavacık Hastanesi) https://www.instagram.com/p/Clq3sS4MJmI/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
almanyalilar · 1 year
Text
0 notes
gazetehaberi · 1 year
Text
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
0 notes
kadinfikri · 1 year
Text
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
Dünyada yaygın ve en ölümcül kanser türleri arasında yer alan akciğer kanserinin görülme sıklığı ülkemizde de artış gösteriyor. Genellikle belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyen akciğer kanserinin en önemli nedenini sigara kullanımı oluşturuyor. Standart bir tarama yöntemi bulunmayan akciğer kanserinde erken teşhis büyük önem taşıyor.  Akciğer kanserinin tedavisinde cerrahi sıklıkla ilk…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
habergecesi · 1 year
Text
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
Dünyada yaygın ve en ölümcül kanser türleri arasında yer alan akciğer kanserinin görülme sıklığı ülkemizde de artış gösteriyor. Genellikle belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyen akciğer kanserinin en önemli nedenini sigara kullanımı oluşturuyor. Standart bir tarama yöntemi bulunmayan akciğer kanserinde erken teşhis büyük önem taşıyor.  Akciğer kanserinin tedavisinde cerrahi sıklıkla ilk…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
listemakale · 1 year
Text
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
Dünyada yaygın ve en ölümcül kanser türleri arasında yer alan akciğer kanserinin görülme sıklığı ülkemizde de artış gösteriyor. Genellikle belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyen akciğer kanserinin en önemli nedenini sigara kullanımı oluşturuyor. Standart bir tarama yöntemi bulunmayan akciğer kanserinde erken teşhis büyük önem taşıyor.  Akciğer kanserinin tedavisinde cerrahi sıklıkla ilk…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kadinruhu · 1 year
Text
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
Akciğer Kanseri Tedavisinde Konforlu Yöntem: VATS
Dünyada yaygın ve en ölümcül kanser türleri arasında yer alan akciğer kanserinin görülme sıklığı ülkemizde de artış gösteriyor. Genellikle belirti vermeden sinsi bir şekilde ilerleyen akciğer kanserinin en önemli nedenini sigara kullanımı oluşturuyor. Standart bir tarama yöntemi bulunmayan akciğer kanserinde erken teşhis büyük önem taşıyor.  Akciğer kanserinin tedavisinde cerrahi sıklıkla ilk…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
curefindingmedical · 2 years
Text
Beyin Tümörü Nedir? 2022
Beyin hücrelerinin rejenerasyonu sırasında kopyada meydana gelen anormal hücrelerin büyümesi ve kitle haline gelmesine beyin tümörü denir. Yeni doğanlardan yaşlılara kadar her yaşta görülebilen beyin tümörü, kafatasının içinde baskıya neden oluyor. Bu baskı beyni görevini tam olarak yerine getiremez hale getirir ve hastalar çeşitli semptomlarla ortaya çıkar. Özellikle hastaların yaklaşık %1'inde gözlenen şiddetli ve inatçı baş ağrıları önemli semptomlardan biridir. Genellikle iyi huylu ve kötü huylu olarak ikiye ayrılan beyin tümörlerinde erken teşhis büyük önem taşımaktadır. Tüm beyin tümörleri ölümcül olmadığından, tümörleri tedavi etmek için doğru müdahale ve erken teşhis çok önemlidir. Tıbbın gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan erken teşhis ve yeni tedavi yöntemleri sayesinde tümörler kontrol altına alınabilmektedir. 
Beyin Tümörü Nasıl Oluşur?  
Beyin tümörleri, aşağıdakiler gibi hücresel anormalliklerden kaynaklanır. Vücudun farklı bölgelerinde oluşan tümörler, hücreler ve canlı organizmalar olarak gelişir. Büyüyen ve ölen hücrelerin yerini yenileri alır. Yenilenmenin bu aşamasında hücreler farklı bir yapıya büründüğünde, aşırı hücre çoğalması veya yeni hücreler ölmediğinde bu hücreler bir kütle oluşturmaya başlar. Tümör adı verilen bu kitlelerin kesin nedeni bilinmemektedir. Ancak tümör oluşumunda genetik faktörlerin ve radyasyona maruz kalmanın önemli bir rol oynadığı kabul edilmektedir. Beyin tümörlerine neden olan faktörler halen araştırılmakla birlikte, tümör oluşumunu etkileyen bazı faktörler bilinmektedir. Bu faktörler şunlardır:  - Genetik etkenler - Radyasyon ve çeşitli kanserojen kimyasallara maruz kalmak - Çeşitli virüsler, özellikle HIV enfeksiyonu kapmak - Sigara içmek - Cep telefonu kullanımı (Şüphe nedenlerinden biri, henüz kanıtlanmadı.)
Beyin Tümörü Semptomları Nelerdir? 
Beyin tümörlerinin semptomları birkaç faktöre bağlı olarak hastadan hastaya değişir. Tümörün yeri, boyutu, büyüme hızı ve tipi semptomlarda değişikliklere neden olur. Belirtilerin ortaya çıkması, tümörün sinir uçlarına baskı yapması ve çok büyük tümörlere bağlı olarak beyinde sıvı birikmesi gibi nedenlere bağlıdır. Çünkü beyin vücudun tüm hareketlerini kontrol eden organ olduğundan, semptomlar farklı bölgelerde görülebilir. Çok şiddetli baş ağrıları bir beyin tümörünün özelliği olmasına rağmen, hastalarda genellikle gözlenen semptomlar şunlardır:  - Şiddetli baş ağrısı - Epileptik nöbeti andıran bayılma nöbetleri  - Bulantı ve kusma  - Denge ve yürüme bozuklukları  - Uyuşukluk ve uyuşukluk. Kollar ve bacaklar, bulanık ve çift görme gibi  - Görme sorunu  - Konuşma bozukluğu - Bilinç bozukluğu  - Kişilik değişikliği  - Hareket ve yüz ifadesinde yavaşlama
 Beyin Tümörü Türleri Nelerdir?
 Beyin tümörleri kökenlerine ve şekillerine göre sınıflandırılır. 2016 yılında Dünya Sağlık Örgütü (WHO) beyin tümörlerini 7 ana kategoriye ayırdı. Bu ana kategorilerde farklı özelliklere sahip 30'dan fazla tümör tipi bulunmaktadır. Bu ayrımın temel nedenlerinden biri beyinde oluşan tüm tümörlerin sinir sistemi ile ilgili olmamasıdır; Bazı tümörlere diğer anormal hücreler, kan damarları, beyin zarı veya vücudun beyin dışındaki bir bölümünde görülen tümörler neden olabilir. Beyin tümörleri genel olarak birincil ve ikincil tümörler olarak ikiye ayrılır. Beyin dokusunda ortaya çıkan ve beynin herhangi bir yerine yayılan tümörlere primer tümör denir. İyi huylu veya kötü huylu olabilen en yaygın birincil tümör türleri, glial hücrelerden kaynaklanan gliomları ve meningiomları içerir. Vücudun mide, akciğer, bağırsak gibi organlarda görülen kanser hücreleri kan damarları yoluyla beyne ulaşabilmektedir. Beyinde bu hücrelerden oluşan yeni kanser hücrelerine ikincil tümörler denir. Bu hücreler metastaz olarak da bilinirler İyi huylu tümörler İyi huylu tümörler, beyin hücrelerinde başlamayan ve kanserli hücre içermeyen bir tümör türüdür. Genel olarak yavaş büyüyen iyi huylu tümörün sınırları nettir. Bu sayede beyin dokusunun tamamı veya bir kısmı ameliyatla kolaylıkla alınabilir. Çevre dokulara yayılmayan iyi huylu tümörler çok büyüdüğünde yakındaki dokulara baskı uygulayabilir ve beynin bazı işlevlerini yerine getirmesini engelleyebilirler. Aynı zamanda iyi huylu tümörler çok nadir de olsa kötü huylu tümörlere dönüşebilmektedir. Nüks olasılığı düşük olan bu tümörlerin yayılma riski çok düşüktür. İyi huylu tümörler, özellikle meningiomlar arasında dermoid ve epidermoid tümörler, kolloid kistler, hipofiz adenomları, nöromlar, hemanjiyoblastomlar ve astrositomlar bulunur Malign tümörler büyüyen malign tümörler ve yayılma beyin tümörlerinin ana nedenidir. Sınırları net olarak anlaşılamayan kötü huylu tümörler de çevredeki beyin dokusuna  zarar vererek beynin işleyişinin durmasına neden olur. Beyin fonksiyonlarını yürütmekten sorumlu hücrelerden oluşan bu tümörlerin ameliyatla tamamen çıkarılması tercih edilen bir yöntem değildir. Tüm bu hücrelerin ortadan kaldırılması, beyin aktivitesinin de kaybolduğu anlamına gelir. Ameliyattan sonra kötü huylu tümörler tekrar büyüyebilir. Glial tümörler ve metastatik beyin hücreleri, malign tümörlerde sık görülür. En sık görülen ve en kanserojen beyin tümörleri arasında yer alan glial tümörler kontrolsüz bir şekilde çoğalırlar. Bu hızlı büyüme nedeniyle kanser hücreleri çevredeki sağlıklı hücrelere de saldırır. Derece I, Derece II, Derece III ve Derece IV olarak ayrılan bu süreçte hastalar farklı tedavi yöntemleri ile tedavi edilmektedir. Tüm beyin tümörlerinin yaklaşık %1'ini oluşturan metastazlar akciğer, mide ve pankreas gibi çeşitli organlardan kaynaklanabilse de bazı hastalarda bu kanser hücrelerinin kaynağı belirlenememektedir. Beyin Tümörü Kimlerde Beyin Tümörü Olma Olasılığı Daha Fazladır?  Beyin tümörü doğumdan itibaren her yaşta görülebilir. Ancak 70 yaş üstü kişilerde ve 10 yaş altı çocuklarda daha sık görülmektedir. Yaşın yanı sıra cinsiyet ve Kafkasyalılar da risk faktörleri olarak kabul edilir. Beyin tümörleri erkeklerde kadınlardan daha sık görülür. Ailesinde beyin kanseri öyküsü olan kişilerde tümör gelişme riski de yüksektir.Beyin Tümörü Nasıl Teşhis Edilir?  Beyin tümörü teşhisi, görüntüleme, hasta öyküsü ve nörolojik muayeneye dayanır. Özellikle manyetik rezonans görüntüleme (MRG) ve beyin tomografisi tanı sırasında kullanılan başlıca yöntemlerdir. Manyetik rezonans sayesinde beynin hem anatomik durumu hem de biyokimyasal yapısı hakkında bilgi edinmek mümkündür. Aynı zamanda görüntüleme teknikleri kullanılarak tümörün boyutu, şekli ve konumu belirlenebilir. Bazı durumlarda anjiyogram, beyin röntgeni, BT taramaları ve biyopsiler de yapılır. Patolojik incelemeler sonucunda kesin olarak beyin tümörü teşhisi konulur.
Hangi Tedavi Yöntemleri Var? 
 Beyin tümörlerinin tedavisinde cerrahi müdahalelerin yanı sıra radyasyon tedavisi (radyasyon) ve farmakoterapi (kemoterapi) de kullanılmaktadır. Uygun tedavi yöntemi seçilirken hastanın boyutu, yeri, tümörün tipi ve durumu göz önünde bulundurulur. Cerrahi işlemler günümüzde tümörlerin bir kısmını veya tamamını çıkarmak için çok başarılı cerrahi işlemler uygulanmaktadır. Cerrahi operasyonlar biyopsi ve mikroskop yardımıyla yapılan mikro operasyondan oluşmaktadır. Biyopsi, özellikle tümör tipini bulmak için tümörün yakınındaki bir noktadan bir iğne yardımı ile yapılır. Mikro cerrahi genellikle tümörün tamamını çıkarmak için kullanılır. Mikro cerrahi hem kafa içi basıncını azaltmak hem de tümöre bağlı semptomları ortadan kaldırmak için tercih edilir. Genellikle kötü huylu tümörler için tercih edilen yöntemlerden biri olan radyasyon tedavisi, tümör bölgesine belirli aralıklarla X ışınları veya gama ışınlarının uygulanmasını içerir. Tümörü çevreleyen sağlıklı dokuya zarar vermeden verilen radyasyon tedavisinin amacı, hücrelerin büyümesini durdurmak veya tamamen yok etmektir. Kemoterapi alanında, hastalara belirli aralıklarla verilen ilaçlarla hücrelerin çoğalmasının önüne geçilmek istenmektedir. Kanserli ve kötü huylu tümörler için yaygın olarak kullanılan kemoterapi genellikle hasta ömrünü uzatır. 
Beyin Tümörü Tedavisi Ücretleri Nedir?
Tüm kanser tedavilerinde olduğu gibi beyin tümörünün tedavisinde de seçilen hastanenin ve doktorun alanındaki tecrübesi ile değişkenlik gösterebilecek bir kavramdır. Ortalama bir fiyat verilecek olursa tedavi masrafları 20.000 ile 50.000 ₺ arasında değişmektedir. Size özel indirimlerimizden yararlanmak için bizimle iletişime geçebilirsiniz. Read the full article
0 notes
teknolojihaber · 8 days
Text
Yapay zeka, kanserin kaynağını metastatik hücrelerden doğru şekilde belirlemeyi öğrendi
Tumblr media
Geleneksel olarak kanser tesadüfen tespit edilir. Bu ne kadar erken yapılırsa hastanın hayatta kalma şansı o kadar yüksek olur. Ancak çoğu zaman hastalığın kaynağı bilinmemektedir ve insanlar bunu, kişinin lenf veya diğer biyolojik sıvılarında metastatik hücrelerin ortaya çıkmasıyla öğrenirler. Doktorlar bunlardan bazılarını tanımayı öğrendi, ancak metastatik hücreleri kanser türleriyle ilişkilendirmek hâlâ zorlu bir iş olmaya devam ediyor ve yapay zeka, bunu daha iyi yapabilecek bir araç. Tianjin Üniversitesi'nden bir grup Çinli bilim insanı, Nature dergisinde metastatik hücre türlerini tanımak için yapay zekayı eğitme konusundaki kendi deneyimlerini paylaştıkları bir makale yayınladı. Akciğer, yumurtalık, meme ve mide kanseri dahil olmak üzere kanser hücrelerinin akciğer sıvısına ve karın sıvısına salınmasının eşlik ettiği en yaygın onkolojinin 12 tipini temel aldılar. Prostat bezi ve böbreklerde ortaya çıkanlar da dahil olmak üzere diğer bazı kanser türleri, genellikle metastatik hücreleri insan vücut sıvılarına salmadıkları için çalışmaya dahil edilemedi. Bilim adamlarına göre, her yıl üniversite hastanesinde tedavi gören 13bin kanser hastasından yaklaşık 4.000 vakaya doktorlar tarafından metastatik hücrelerin görüntüleri incelenerek teşhis konuluyor, ancak yaklaşık 300 kişi kanserin kaynağını tespit edemeden kalıyor ve bunların akıbeti değişiyor.  Kansere karşı evrensel bir tedavi yöntemi yoktur; her vaka için farklıdır, bu nedenle tanı konmayan hastalar arasında hayatta kalma oranı çok düşüktür. Araştırmacılar yapay zeka modellerini, tümör kökeni bilinen 21.000 kişinin periton boşluğunda veya akciğer sıvısında bulunan yaklaşık 30.000 metastatik hücre görüntüsü üzerinde eğitti. Daha sonra modellerini 27.000 metastatik hücre örneği görüntüsü üzerinde test ettiler ve yüzde 83'ünün kanser kaynağının tanındığını buldular. Üstelik yapay zeka tarafından seçilen metastaz hücrelerinin kaynağı için ilk üç aday doğrulukla hedefi tutturuyor ancak metastazların ortaya çıkması oldukça gelişmiş bir onkolojinin sinyalidir ve tanıda gecikme kabul edilemez. Son olarak yaklaşık 500 görüntünün analizinde yapay zekanın deneyimli doktorlardan daha iyi bir tahminci olduğu kanıtlandı. AI öngörüsü ve doktorların tahminlerine göre dört yıl önce tedavi gören 391 hastadan oluşan bir grup da incelendi. Tedavinin seyri AI'nin prognozuna uygunsa, hastaların hayatta kalma oranının daha yüksek olduğu ve doktorlar AI'nin prognozunu hesaba katmadıysa, o zaman daha düşük olduğu ortaya çıktı. Araştırmacılar, diğer kanser teşhis yöntemleriyle birleştirildiğinde, metastatik hücreleri tanımlayarak tümörlerin kaynağını tanımak için yapay zekanın kullanılmasının, bu ölümcül hastalığın tedavi edilme olasılığını önemli ölçüde artırmayı vaat ettiğini söylüyor. Read the full article
0 notes
newstrendline · 2 years
Text
Karaciğer Kanseri ve Karaciğer Sirozu Nedir?
Karaciğer Kanseri ve Karaciğer Sirozu Nedir? Bu soru çok merak ediliyor; siz veya bir yakınınızın Karaciğer kanseri olduğundan şüpheleniyorsanız, bunun ne olduğunu ve nasıl teşhis edildiğini bilmek en doğal hakkınız. İnternette bununla ilgili binlerce yazı var. Ancak derli toplu bilgiyi size bir arada verebilen, ne aradığınız bilerek size en yararlı bilgiyi veren az sayıda içerik bulunuyor. Biz de sizin için bu içeriği hazırlayarak karaciğer kanseri konusunda sizleri bilgilendirmek istiyoruz.
Karaciğer kanseri semptomları ve tedavi seçenekleri farklıdır. Diğer kanser türlerinden bağımsız olarak, karaciğer kanseri, evreyi belirlemek için daha fazla test gerektirecektir. Diğer testler arasında kemik taramaları, bağırsak, meme ve mide muayeneleri ve laparoskopi adı verilen cerrahi bir prosedür yer alabilir. Doktorunuzun karaciğer kanserinden şüpheleri varsa kontroller önem kazanıyor.
Karaciğer Sirozu Nedir?
Ölümcül hastalıklardan biri olan Karaciğer sirozu nedir sorusunun cevabını arıyorsanız belli belirtileriniz var demektir. Karaciğer sirozu, çeşitli semptomları olan yaygın bir karaciğer hastalığıdır. Bazı durumlarda, hastalık a-semptomatiktir ve hiçbir belirtisi görülmez. Ancak dikkat edilmesi gereken bazı siroz uyarı işaretleri vardır. Bu yazıda, bu uyarı işaretlerinden bazılarının üzerinden geçeceğiz.
Karaciğer sirozunun ayırıcı bir özelliği, karaciğerin sert ve yumrulu olması ve kanın karaciğerden akmasını engellemesidir. Bunun için de basit ultrason testleri yapılıyor. Karaciğer gerekli proteinleri üretemediği için kan pompalamakta güçlük çeker. Bu olduğunda, portal damar tıkanır ve kanı karaciğere getiren basıncı arttırır. Bu, kanın yedeklenmesine neden olarak karın veya bacaklarda sıvı toplanmasına neden olur. Bazı hastalarda bu damarda artan basınç nedeni ile yemek borusu veya midede varisler ortaya çıkar.
Karaciğer Kanseri Nedenleri
Karaciğer kanseri nedenleri bilinmiyor doktorlar size şişmanlık, çok içki içmek hepatit virüsü gibi faktörleri sıralayacaklardır. Ancak günümüzde en yaygın olan nedenlerden bazılarını biliyoruz. Karaciğer kanseri hem erkeklerde hem de kadınlarda görülür. Tipik olarak kolonda başlasa da karaciğere yayılan kansere metastatik kanser de denir. Kanser ilk kez başka bir organda teşhis edildiğinden kanser hücreleri kolondan karaciğere yayılır. Kanserli oldukları için, metastatik kanser, ona neden olan orijinal organla aynı isimde  ve türde kanser hücrelerine sahiptir.
Ailede hastalık öyküsü bulunmasına ek olarak, karaciğer kanseri taraması işlemi;  risk faktörlerinin belirlenmesini ve nasıl tespit edileceğini içerir. Genellikle yüksek risk grubundaki kişiler için tarama önerilir ve düzenli olarak muayene edilmeleri gerekir. Kan testleri ve ultrason, hastalığı tespit etmek için yaygın olarak kullanılan iki yöntemdir ve bunlar ayrıca doktorlara karaciğerinizin düzgün çalışıp çalışmadığını da gösterebilir. Karaciğer kanseri olabileceğinizi düşünüyorsanız, vakit kaybetmeyin! Bu iş şakaya gelmez. Karaciğer hastalığı sizi yavaş yavaş öldürür.
Karaciğer Kanseri Tedavisi
Karaciğer kanseri tedavisi travmatik bir deneyimdir. Tedavi sırasında, tüm tedavi seçeneklerini oturup doktorunuzla görüşmeniz önemlidir. Doktorunuza anlamadığınız her şeyi sormalısınız. Tedaviyle ilgili beklentilerinizi tartışmalısınız. Farklı karaciğer kanseri türleri için farklı tedavi türleri etkilidir, bu nedenle hangi seçeneklerin sizin için en iyi sonucu vereceğini bilmek önemlidir. Ayrıca her tedavinin yan etkilerinin de farkında olmalısınız.
En yaygın tedavi biçimleri arasında kemoterapi cerrahiye alternatif olarak kullanılabilir. Radyasyon tedavisi başka bir tedavi seçeneğidir. Radyo dalgalarını veya elektrik akımlarını kullanarak karaciğere zarar vermeden tümör hücrelerini öldürebilir. Radyoembolizasyon ise tümöre kan akışını durdurmak için maddeler kullanır. Riskli olmasına rağmen, karaciğer nakil ihtiyacı ilerlemiş kanserli ve şiddetli sirozlu hastalara yardımcı olabilir. Bu prosedürler genellikle ayakta tedavi prosedürleri olarak gerçekleştirilir ve sınırlı seçeneklere veya sınırlı kaynaklara sahip hastalar için en iyi seçenek olarak kabul edilir.
Karaciğer Sirozu Belirtileri
Hepatosellüler karsinom olarak da bilinen karaciğer sirozu, karaciğer kanserine ilerleyebilir. Hastalık, karaciğer fonksiyonunun bozulması ile kendini gösterir ve başka sorunlara da neden olabilir. Karaciğer sirozu belirtileri arasında en göze çarpan belirtiler şöyledir:   Karaciğer hasarının ilk belirtileri karın veya bacaklarda sıvı toplanması olabilir. Bu sıvı bakteriyel peritonitin sonucu olabilir. Karaciğer hasarı ayrıca kan pıhtılaşma proteinlerinin üretimini yavaşlatarak, vücudun kolayca morarmasına neden olur. Fiziksel muayene siroz belirtilerini ortaya çıkarabilir. Şişmiş bir karın ve genişlemiş dalak iki yaygın belirtidir. Bazı insanlar ayrıca sarılık geçirirler ve dışkıları siyahtır. Diğer semptomlar arasında şiddetli karın ağrısı, yorgunluk ve hepatik ensefalopati vardır. Kronik alkol kullanımı, karaciğer sirozu gelişimi için risk faktörlerinden biridir. Kaynak ; https://www.newstrendline.com/karaciger-kanseri-ve-karaciger-sirozu-nedir/
0 notes
erkantopuz · 2 years
Photo
Tumblr media
🦠Bilim insanları, en ölümcül kanser türlerini bile kemoterapi gibi yan etki bırakmadan tedavi edecek bir yöntem geliştirdi 🔰California Üniversitesi’nden bir araştırma ekibi, tümör hücrelerinde bulunan bir proteinle ilgili yaptıkları bir keşfin, en ölümcül kanser hastalıklarından bazıları için oldukça etkili tedavi yöntemlerine yol açabileceğini açıkladı. 🇺🇸California Irvine Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından yürütülen bir çalışma sonucunda en ölümcül kanser türlerinden bazılarında bile oldukça etkili tedavi yöntemlerinin geliştirilmesini sağlayacak bir keşif yapıldı. 🔎Araştırmayı yürüten bilim insanları, bazı durumlarda, bir yolda bulunan proteinlerin diğer yoldaki proteinleri çalıştırabileceğini belirtti. Bilim insanları çalışmanın amacını oldukça karmaşık olan bu sistemde GLI1 proteinin başka proteinler tarafından aktive edilmesine neden olan moleküler mekanizmanın nasıl çalıştığını keşfetmek olarak açıkladı. 🧬GLI1, SUFU adı verilen bir proteine sıkıca bağlıdır. SUFU proteini, GLI1’i baskılayarak hücre çekirdeğine nüfuz etmesini ve genlerini yaymasını engeller. Bilim insanları, GLI1 proteini üzerinde fosforlanabilen veya üzerine bir fosfat grubu aktarılabilen yedi bölgeyi inceledi. Bu yedi bölgeden bağı zayıflatan üç tanesi belirlendi. Bunun sonucunda da GL1’in aktive edilmesinin yani bu proteinin hücre çekirdeğine girmesinin kansere ya da kanserin kontrolsüz şekilde büyümesine neden olabileceğini keşfettiler. 🔎Life Science Alliance dergisinde yayımlanan çalışmaya göre yapılan bu keşif, özellikle en tehlikeli kanser türleri olarak kabul edilen melanom (kara tümör) ve pankreas kanserinin yanı sıra çocukluk çağındaki beyin kanseri ve yetişkinlerde görülen cilt kanseri için yeni tedavi yöntemleri geliştirebilir. -Prof.Dr.Erkan Topuz- #ciltgüzelliği #diyetlistesi #zayıflamakistiyorum #detoks #bursa #yemek #estetik #ciltlekeleri #zayıflamak #lezzetliyemekler #detokssuyu #ankara #ciltbakımı #diyetyemekleri #diyet #saçdökülmesi #zayıflama #müzik #lezzet #botoks #saçbakımı #güzelliksırları #güzellik #magazin #türkkahvesi #ciltbakımı #yemektarifleri #komikvideolar #haber #güzelsözler (Medistate Kavacık Hastanesi) https://www.instagram.com/p/Cib7OpoKEB6/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
hamiltyum · 3 years
Text
PANKREAS TÜMÖRÜ TÜRLERİ NELERDİR?
Pankreas Hücrelerinin İşlevleri
Tumblr media
Erken teşhisin oldukça önemli olduğu pankreas kanseri genellikle 60 yaş ve üzeri kişilerde görülen bir rahatsızlıktır. Teşhisi ve tedavisi oldukça zor olan bir hastalık, dünya üzerinde en ölümcül kanser türleri arasında dördüncü sıradadır. İlaç tedavisi konusunda etkinliği bulunmayan bu hastalık için daha çok cerrahi müdahaleler tercih edilir. Eğer pankreas üzerinde oluşan tümör alınabilecek durumdaysa https://www.mfatihcan.com/ gibi alanında uzman doktorlar tarafından işlem gerçekleştirilir. Erken teşhis ile hastalığın seyri değiştirilebilir. Bu nedenle hastaların vücutlarında herhangi bir anormallik fark ettiklerinde mutlaka doktorlarına başvurmaları gereklidir. 
Pankreas Kanserinin Kaç Türü Vardır?
Pankreasın ekzokrin ve endokrin olmak üzere iki farklı işlevi vardır. Ekzokrin, ince bağırsağa sindirime yardım eden bir özsuyu iletir. Bu işlem besinlerin içindeki yağ, protein ve karbonhidrat gibi ürünlerin ayrışmasına ve enerji olarak depolanabilmesine olanak tanır. Endokrin ise inisülin ve glikojen hormonları salgılar. Vücutta pankreas tümörü gelişmesi durumunda pankreasta bulunan hücreler anormal bile şekilde çoğalır. Kanser başlangıcı için çoğalmaya başlayan hücreler genellikle bu çoğalma işlemini ekzokrin üzerinde gerçekleştirir. Pankreas kanserinin birçok türü vardır. Bunlar arasında rezektabl, bölgesel olarak ilerlemiş, metastatik ve nüks olarak birbirinden ayrılabilir. Rezektabl türü genellikle ameliyat edilebilen rahatsızlıklar için kullanılır.  Ameliyat sonrasında gerçekleştirilecek kemoterapi ile rahatsızlığın nüksetmesi belirli bir süre bertaraf edilebilir. Bölgesel olarak ilerlemiş olan hastalarda kanserli hücreler genellikle tümör etrafında bulunan dokulara ve kan damarlarına yayılır. Bu gibi durumlarda safra kanalları açılabilir, bypasss yoluyla ince bağırsağa müdahale edilir. Metastatik, yani geniş alana yayılmış kanserlerde, kanserli hücre diğer organlara da sıçramış demektir. Bu gibi durumlarda cerrahi müdahalenin yanında kemoterapi de uygulanabilir. Nükseden kanserlerde ise geniş alana yayılan kanser tiplerinde uygulanan yöntemler tekrarlanır. 
Mfatihcan.com
0 notes