Tumgik
#Kolon Kanseri
fhcam · 4 months
Text
Endoskopi Nedir?
Sindirim sisteminin içini gözlemlemek için kullanılan bir yöntemdir. Gastroskopi, özofagus, mide ve duodenumu incelemek için kullanılırken, kolonoskopi kalın bağırsağın içini görüntülemek için kullanılır. Endoskopi, bir tıbbi cihaz olan endoskop ile vücut içindeki organları ve yapıları gözlemlemek için kullanılan bir tıbbi prosedürdür. Endoskopi, yemek borusu ve mide içini incelemek için ağızdan…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
cevikmedya · 2 years
Text
En Ölümcül Kanser Türleri
En Ölümcül Kanser Türleri nelerdir? #sağlık #kanser #bilim #haber #güncel #makale
Kanser, dünyada üzerinde gün geçtikçe daha fazla sayıda insanda görülmektedir. Uzmanlar kanser için genetik sebeplerin yanı sıra çevresel faktörlerin de oldukça etkili olduğunu dile getirmekte. Kanser vakalarının bu kadar artmasının altında ise çevresel faktörler büyük yer tutmakta. Uzmanlara göre insanların daha fazla radyasyona maruz kalması, güneş ışığına fazla maruz kalma, tarımda ilaçlamada…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
algeyapi · 2 years
Text
"Limonun şaşırtıcı yararları..."
“Limonun şaşırtıcı yararları…”
Limon, kanser hücrelerini öldüren olağansütü özelliklere iye bir ürün… Limon, kimyasal sağaltımdan(kemoterapi) 10.000 kat daha güçlü!.. (more…)
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
guzelbilgiler1 · 2 years
Text
Kolon Kanseri Nedir? Nasıl Anlaşılır? Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Kolon Kanseri Nedir? Nasıl Anlaşılır? Nelere Dikkat Etmek Gerekir?
Sindirim sistemi bölgesinde oluşan kanser türlerinden bir tanesi de kolon kanseridir. Kolon kanseri genellikle kolon veya kalın bağırsaktaki hücre guruplarında başlar. Ancak uzmanlar bu kanser türünün büyük kısmının kolon bölgesinde oluştuğunu ifade etmektedirler. Genellikle kolon kanseri cerrahi operasyonlar sonucu tedavi edilmektedir. Kolon Kanseri Nasıl Oluşur? Kolon kanseri oluşum evresi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
vegaaldridge · 2 years
Text
Sinir ve Stresten Uzak Dur
Bir insan sağlıklı ve huzurlu bir yaşam istiyorsa elinden geldiği kadar sinir ve stresten çok ama çok uzak durmalı, her zaman sakin olmaya çalışmalı, vara yoğa hiç bir zaman sinirlen memelidir. Sinir veya Öfke kontrolünü çok ama çok iyi yapmalı, kendini her zaman kontrol altında tutmaya çalışmalı, şu önemli durumu da yaşam boyunca aklından hiç ama hiç çıkarmamalıdır. Şöyle ki; bu dünyada iyiler nasıl varsa, kötüler de muhakkak olacaktır. Bu kaideye göre kişi adımını her zaman dikkatli ve temkinli atmaya özellikle gayret etmelidir. Kendine taş atana, elinden geldiği kadar gül atmaya çalışmalı ve susmayı çok iyi bilmelidir. Çünkü Söz Gümüşse, Sükut Altındır… Bu hayatta yaşamaya çalışan her insan inişli ve çıkışlı bir hengameden geçerek yolunu tamamlamaya çalışır. Gittiği yolda karşısına iyilerde çıkabilir kötülerde. Hangisi çıkarsa çıksın onun için hiç fark etmemeli, her zaman vakur bir duruş sergilemelidir. Özellikle içinde bulunduğu psikolojik durumunu devamlı elinden geldiği kadar pozitif seviyede tutmaya çalışmalı ve gereksiz tüm tartışma, sorun, sıkıntı gibi negatif olan şeylerden kesinlikle ama kesinlikle çok uzak durmalıdır. Kişinin hayatta en çok dikkat etmesi gereken noktaların başında sinir ve stres vardır. Bu iki önemli negatif problem bir insan için, hem ruhen hem de bedenen çok ama çok tehlikeli bir sorun olarak karşımızda durur. İki sıkıntının da çözüm yollarının başında muhakkak ki her zaman sakin olmak yatar. Dünya yıkılsa dahi sakinlikten kesinlikle vazgeçmemeli, yani kendini sürekli relax (rahat) veya mutluluk formatında tutmalıdır. Bu konuya parelel kişi kendini çeşitli olumlama, telkin yöntemleri veya programlarıyla, çok iyi eğitmeli ve bu çalışmaları hayatında süreklilik haline getirmelidir. Bilinçli olmaya ve öğrenmeye çok ama çok önem vermelidir. Bilinçli bir kişi veya toplum her zaman için hem maddi hem de manevi bir çok sorunun üstesinden çok rahat bir şekilde gelebilme başarısı göstermiştir. Bilinçsiz, cahil bir kişi veya toplum ise; hayatta devamlı çok sıkıntı ve keder içinde bir ömür sürdürür. Tüm bunlardan mütevellit; insan doğası gereği bir çok duyguları bir arada yaşamaya programlı bir varlık olarak karşımızda durmakta olup, kişiler için en önemli dönem muhakkak ki çocukluktaki geçen dönem veya evrelerdir. Bu dönemi iyi bir şekilde değerlendirebilenler veya tam manasıyla rahat geçirmiş olanlar ile iyi eğitilmiş olanlar gelecek adına daha da ümitvar bir konuma gelir. Muhakkak ki ümit her uyanık insanın rüyasıdır. zona Belirtileri nedenle sürekli uyanık ve gözü açık olmaya özellikle itina göstermeli ve yenilik veya inovasyona önem vermeli ve eğer bir şirketimiz varsa burada da aynı yöntemi kullanmaya çalışarak özellikle AR-GE’ ye çok önem vermelidir. Velhasılı hayatın tüm renklerini veya güzelliklerini tam manasıyla görerek, hissederek, özümseyerek yaşamaya çalışmak, bazı gerçekler karşısında kişiye daha rahat hareket etme şansı kazandırır. Sonuç olarak; Sinir ve Stres hayatta sürekli başımızda olan önemli bir psikolojik vakıa olup, bu olaydan kendimizi kurtarmak oldukça kolay olmakla birlikte, çözüm yolunu da iyi öğrenmek icap eder. Eğer çözüm yolu iyi bilinmezse maalesef bu sorunlar her zaman baş ağrıtacaktır. Çözüm aslında oldukça basittir. Şöyle ki; insan öncelikle içinde bulunduğu ortamın farkında olarak yaşamaya çalışmalı ve anı çok ama çok iyi değerlendirmelidir. Geçmişi ve geleceği bir tarafa bırakmalı, yaşadığı hayatın kıymeti harbiyesini çok iyi idrak etmelidir. Çünkü geçmişi düşündüğü vakit içinde bulunduğu zamandan bir tad tuz alamayacak, aynı şekilde gelecek için ne yapacağım diyerek hayıflandığında da maalesef eline hiç bir şey geçmeyecektir. Buradaki en önemli kritik eşik; hangi durumda olursa olsun hayattan zevk almayı yani mutlu olabilmeyi çok iyi bilmek gerektiğidir. Tabii bunu yaparken de üzerinde olan görev veya sorumlulukların farkında olmalıdır. Hedef! Daima Mutlu ve huzurlu bir hayat yaşamak olmalıdır. Her şey gelip geçici olduğundan kalp kırmaya, gönül yıkmaya zaman yoktur. Tam tersine kalplere vegönüllere girmeye çalışmak yegane gaye olmalıdır. Hayatta her zaman saygıyı, sevgiyi ve muhabbeti ön plana çıkarmalı, kin ve nefreti yok etmelidir.
1 note · View note
doriangray1789 · 8 days
Text
BEYPAZARI MEDEN SUYU Beypazarı Doğal Maden Suyu
Maden sularımızda “bor” bulunduğu iddiası bana bir zamanlar zeytin yağına karşı emperyalizmin verdiği savaş sürecini hatırlattı.. (zeytin yağı yiyemem ama basmalı fistan yiyemem gibi)
Bor madeni zaten bir çok meyvede var kemikler içinde önemli(kemik gelişimde önemli bir rolü var kemik erimesinin de tedavisinde zaten kullanılıyor) …
Ayrıca, Beypazarı maden suyu, içinde “grafen” olmayan tek maden suyudur ve içinde silikat mevcuttur… Silakt, vücuttan alüminyumu attırır..
Araştırmacıların çalışmalarında kolon kanseri hücrelerinin temizlenmesinde bor oksit bileşenlerinin kullanılmasının da sağlıklı dokulara daha az zarar verdiği de kanıtlandı…
Vakti zamanında ABD de kurşun ile ilgili olumlu reklamlar yapılıp kullanımı teşvik ediliyordu neden zira ürün sahibi firmalar, ROCKFELLER grubuna aitti…tek bir kişi çıkıp kurşun zararlı dediğinde karşısında parayla tutulmuş bilim insanlarından oluşan ordu vardı yıllarca kurşunun yararından bahsedip durdular yani bilim insanının ağzından çıkanlara da günümüzde dikkat etmeli satılık kalem çok…
BEYPAZARI MADEN SUYU KÖTÜLENİR SONRA BİR BAKARSIN BUDA İSRAİLLİLERE SATILMIŞ..
Coca cola gibi ürünler için bu bilim adamlarının bir lafı var mı? Ya da Katı margarine? Ya da McDonald’s için..?
Anca diş fırçalarındaki kıl sayısını sayarlar.. yahu bunların 2 açılı diş fırçası varken 3 açlıyı keşfetmeleri için 8 tanesinin bir odada bilgisayar basinda aylarca çalışması gerekti ama bir bakmışsın hooop Beypazarı zararlı… neden? İçinde bor var.. sktirin lan…yani Fransa’nın şarabı, Almanya’nın birasi,İsviçre’nin bilim adamı meşur…?!
Kardeşim istedikleri sonuca ulaşamayınca bilgisayarlarının monitörüne vuran bilimadamları bunlar….
Ayrıca Bu haberin AA da yer alması da bende ikinci şüpheyi doğurdu -> depremden sonra yaşanılanlar ile “Kızılay” a oluşan tepki neticesinde “Beypazarı” maden suyuna olan ilgi patladı…
Kardeşim ben düzenli olarak günde 2 şişe Beypazarı maden suyu içerim..
Vitamin takviyesi için bor vereceksin sonradan vay maden suyunda bor çıktı diyeceksin.. pışşşıklkk … 👇👇👇👇👇
NESTLE FİRMASI ÜLKEDE BİR ÇOK SU VE MADEN SUYU FİRMASI SAHİBİ OLDU PEKİ NESTLENİN KÜTÜĞÜ NERESİ-> İSVİÇRE…
YANI BİR DAHA DÜŞÜN KARDEŞİM
Yahu ABD DE, AVRUPADA BOR KAPSÜLÜ SATILIYOR…
Kısacası-> nestle, novartis, roche gibi köklü şirketleriyle besin, gıda ve pharma'da, teknolojiden bankacılığa çeşitlilikle tüm alanlarda aktif olan zengin mi zengin isviçrenin araştırma, geliştirme, bilim ve bilim enstitüleri gibi alanlarda ki bilinen ve bilinmeyen çalışmalarıyla verimliliğine de en güzel örnektirler, sürekli gelişim ve değişim halinde olmanın, varlıklarını koruyor olmanın, köklü şirket ve kuruluşlara sahip olmalarının bir nedeni var… bu nedeni bir de farklı açılardan düşünüp değerlendirin derim
3 notes · View notes
aynodndr · 6 months
Text
Tumblr media
İĞNELİ
-Pazardan süt alıp yoğurt yapmıyorsan, o marketlerden aldığın katkısının ne olduğu belli olmayan, yoğurt kılığındaki ürünü yiyeceksin. Sevgili tembelciğim!
- ''Memelerim sarkacak!'' diye çocuğunu emzirmezsen o çocuk hayat mücadelesine zaten yenik başlayacak, Ajda Pekkan akıllım...
- 'Salça yap' demiyorum ama memleketinde elleri öpülesi kadınlarımızın yaptığı salçalardan satın almıyorsan, kanserojen ihtiva eden katkılı salçaları hem yiyecek, hem de yedireceksin mutfak güzeli(!)
- "Erişte yap! " demiyorum ama en azından marketten makarna alacağına köy pazarından erişte satın al be kadın (!). Erişte ne mi? Annene sor, kayınvalidene sor, mahallendeki yaşlı ebe'ye sor. Sorgusuzum...
- Pazardan kese yoğurdu alıp, ayran yapmışlığın yok, bir dene daha önce ayran diye içtiklerinin ne olduğunu gör bari meraksızım,
- Dört tane biberi, üç tane salatalığı hazır sirkeye koyup turşu yapmak zahmetine katlanmıyorsan; önüne konan o hazır, ne olduğu belli olmayan turşuları zıkkımlanacaksın, içinde koruyucu olduğu için miden ağrıyacak, sen de gidip doktorların başını ağrıtacaksın geçimsizim...
- Yaz aylarında 5 -10 kg. biber alıp kurutup sofralık biber yapmazsan, Avrupa kapılarından dönen aflatoksinli, kiremit tozlu ve boya katkılı toz biberleri ziftleneceksin tembel uyuşuğum...
- Yaz günleri pazardan alacağın domates taze fasulye, bamya, börülce vb. organik yiyecekleri hazırlayıp derin dondurucunda kışa hazırlamazsan, marketten ürünün korunması adına içine ne konduğunu bilmediğin renkli kutulardaki, lastik tadındaki sebzeleri yiyeceksin hazırcım...
- Limon, şeker ve suyu karıştırıp limonata yapmıyorsan; kolon kanseri yaptığı kesinleşen mısır şekeriyle hazırlanan boyalı suları içeceksin. "Dondurmam Kaymak" filmindeki yurdum dondurmacısı yalan mı söylüyor? Gıda boyası, şeker su karışımı... Afiyet olsun beslenme özürlüm!
- Mahalle kasabından kıyma alıp güzelim Türk köftesini yapmazsan-utanmadan-bir soğan halkasının reklamını yapan, küçük çocukları suni oyun bahçesinde "dondurma" diye sattığı kremayla kandıran "büyük şeytan" Amerika'nın o aptal yağ deposu hamburgerlerini yiyeceksin, ondan sonra da "kilo aldım, damar sertliği yaşıyorum, halsizim, şekerim yükseldi! "diye çare aramaya koşacaksın. Onlar da seni daha değişik zehirlerle(!) tedavi etmeye çalışacaklar. Bu kez de böbreklerin, karaciğerin, miden zarar görecek, ondan sonra da ''Bunlar neden benim başıma geliyor?'' diye zırıl zırıl ağlayacaksın. Düşüncesizim!
- Gerçek balımız yerine salt ucuz diye Çin'den gelen bal yedirirsen çocuğuna; o çocuk hem fiziksel, hem ruhsal olarak eksik gelişir, daha doğrusu gelişmez, gözleri bile çekik olur yahu. Ucuzcu meraklım!
- 'Bizim zamanımızda' diye başlayan ak elli, bal dilli, nur yüzlü büyüklerin sözünü kesip ''Geçti sizin zamanınız, şimdi herşeyin hazırı ve kolayı var dersen! '' hazır ve kolayın sana hazırladığı sonuçlara katlanırsın.
Çok bilmişim!
- Sabahları zeytinli peynirli, ballı, yumurtalı, kahvaltı yerine, kedi çanağında süt ile karıştırdığın Amerikan mısır gevreği mama ile kendini kandırmaya devam edersen hastalık için çok beklemeyeceksin tembel teneke...
- Un, yumurta ve şekeri karıştırıp bir kek dökmezsin; çocuğunun eline cips ve şekerleme verirsin, ondan sonra "bu çocuk obez oldu!" diye doktora götürürsün. Doktor çocuğuna ne yapacak sanıyorsun? Tıp özürlüm!
- Uykundan feragat edip, okula giden ufacık çocuğuna kahvaltı yaptırmayıp beslenme çantasına tost yapıp, meyva suyu ya da süt koymazsan; vicdanını rahatlatmak için verdiğin para ile çocuğunun sabahın erken saatinde, o soğuk havada cola ile soğuk sandviç yediğini bilmiyor musun? Adı ebeveyn olan insancık!
- Babanın annenin gençliklerinde bir günde yürüdükleri mesafeyi sen bir ayda yürümüyorsan -utanmadan- deniz kenarında bile arabayla geziyorsan, bakkal'a gitmek yerine telefonla sipariş veriyorsan ''Kollestrolüm var, belim kalınlaştı, gıdığım sarktı, damarlarım elektrik kablosu gibi sertleşti, karaciğerim yağlandı'' diye ağlamayacaksın. Hareket özürlüm!
- Artık "altın günlerinizi" bile pastanelerde yapıyorsunuz, pastanenin bol yağlı, kremalı güzel görüntülü, ama doğal olmayan hazır şerbetler ve ne idüğü belirsiz yağlar kullanılarak hazırlanmış ürünlerini renkli ve de gazlı sıvılarla birlikte tüketiyorsun, üzerine-günah çıkarmak için de, çayı şekersiz içiyorsun. Kısır bile bu yediklerinden çok daha doğal ve zararsızdır. Sosyete özentilim!
- ''Tembel Avrat'' reyonundan ayıklanmış, yıkanmış sebze almanı kabul ettim de, kuru soğanın küp şeklinde doğranmış ve dondurucuda korunanını satın alan seni nasıl anlayayım be kadıncağız(!)...
- Gösteriş yapacağım diye lüks mekanlarda sevmediğin ve doymadığın halde en pahalı yemek olan suşi yiyip, eve dönerken etrafını kolaçan ettikten sonra kaldırımdaki kokoreççiden ya da köfteciden ekmek arası yiyen ya da diğer tezgâhdaki nohutlu pilava saldıran sen değil misin?
Yalancı sosyetem...
Alıntı
7 notes · View notes
dilsel · 1 year
Text
Annem kendi kendine bir hastalık tanısı koydu gerçi bunu koyma sebebini anlayabiliyorum dedem de kolon ca yüzünden öldü. Şimdi kolon ca belirtileri annemde olduğundan hastane randevusu aldık
Evde kesin kolon kanseri oldum diye dolaşıyor
9 notes · View notes
ahmet-34 · 1 year
Text
BU İŞİN ŞAKASI YOK
(Okuyun beğen tuşuna bas anlayalım ki faydalı bi iş yaptık diye )
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kandaki suyu kullanırsa,
YÜKSEK TANSİYON hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde omurlardaki suyu kullanırsa,
BEL VE BOYUN FITIĞI hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde kemiklerdeki suyu kullanırsa,
gut - atrit gibi romatizmal hastalıklara yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde akciğerdeki suyu kullanırsa,
ASTIM hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde pankreastaki suyu kullanırsa,
ŞEKER hastalığına yakalanırız.
* Vücut su kıtlığı çektiğinde midedeki suyu kullanırsa,
ÜLSER hastalığına yakalanırız.
* Bağırsaklarda su eksilirse, kabızlık meydana gelir ve KOLON kanseri olma tehlikesi yaşarız.
* Hücrenin su eksikliği çok artarsa, beynimiz hücreye oksijen göndermeyi keser.
Oksijen kesilmesi sonucunda da hücre KANSERLEŞME sürecine girer !!!...
Hasta olmamak için vücudumuzu susuz bırakmamalıyız.
Hasta değil susuzsunuz.
Derleyen : Ömer Özen
11 notes · View notes
fatomahperi · 2 years
Text
Tumblr media
-Pazardan süt alıp yoğurt yapmıyorsan, o marketlerden aldığın katkısının ne olduğu belli olmayan, yoğurt kılığındaki ürünü yiyeceksin. Sevgili tembelciğim!
- ''Memelerim sarkacak!'' diye çocuğunu emzirmezsen o çocuk hayat mücadelesine zaten yenik başlayacak, Ajda Pekkan akıllım...
- 'Salça yap' demiyorum ama memleketinde elleri öpülesi kadınlarımızın yaptığı salçalardan satın almıyorsan, kanserojen ihtiva eden katkılı salçaları hem yiyecek, hem de yedireceksin mutfak güzeli(!)
- "Erişte yap! " demiyorum ama en azından marketten makarna alacağına köy pazarından erişte satın al be kadın (!). Erişte ne mi? Annene sor, kayınvalidene sor, mahallendeki yaşlı ebe'ye sor. Sorgusuzum...
- Pazardan kese yoğurdu alıp, ayran yapmışlığın yok, bir dene daha önce ayran diye içtiklerinin ne olduğunu gör bari meraksızım,
- Dört tane biberi, üç tane salatalığı hazır sirkeye koyup turşu yapmak zahmetine katlanmıyorsan; önüne konan o hazır, ne olduğu belli olmayan turşuları zıkkımlanacaksın, içinde koruyucu olduğu için miden ağrıyacak, sen de gidip doktorların başını ağrıtacaksın geçimsizim...
- Yaz aylarında 5 -10 kg. biber alıp kurutup sofralık biber yapmazsan, Avrupa kapılarından dönen aflatoksinli, kiremit tozlu ve boya katkılı toz biberleri ziftleneceksin tembel uyuşuğum...
- Yaz günleri pazardan alacağın domates taze fasulye, bamya, börülce vb. organik yiyecekleri hazırlayıp derin dondurucunda kışa hazırlamazsan, marketten ürünün korunması adına içine ne konduğunu bilmediğin renkli kutulardaki, lastik tadındaki sebzeleri yiyeceksin hazırcım...
- Limon, şeker ve suyu karıştırıp limonata yapmıyorsan; kolon kanseri yaptığı kesinleşen mısır şekeriyle hazırlanan boyalı suları içeceksin. "Dondurmam Kaymak" filmindeki yurdum dondurmacısı yalan mı söylüyor? Gıda boyası, şeker su karışımı... Afiyet olsun beslenme özürlüm!
- Mahalle kasabından kıyma alıp güzelim Türk köftesini yapmazsan-utanmadan-bir soğan halkasının reklamını yapan, küçük çocukları suni oyun bahçesinde "dondurma" diye sattığı kremayla kandıran "büyük şeytan" Amerika'nın o aptal yağ deposu hamburgerlerini yiyeceksin, ondan sonra da "kilo aldım, damar sertliği yaşıyorum, halsizim, şekerim yükseldi! "diye çare aramaya koşacaksın. Onlar da seni daha değişik zehirlerle(!) tedavi etmeye çalışacaklar. Bu kez de böbreklerin, karaciğerin, miden zarar görecek, ondan sonra da ''Bunlar neden benim başıma geliyor?'' diye zırıl zırıl ağlayacaksın. Düşüncesizim!
- Gerçek balımız yerine salt ucuz diye Çin'den gelen bal yedirirsen çocuğuna; o çocuk hem fiziksel, hem ruhsal olarak eksik gelişir, daha doğrusu gelişmez, gözleri bile çekik olur yahu. Ucuzcu meraklım!
- 'Bizim zamanımızda' diye başlayan ak elli, bal dilli, nur yüzlü büyüklerin sözünü kesip ''Geçti sizin zamanınız, şimdi herşeyin hazırı ve kolayı var dersen! '' hazır ve kolayın sana hazırladığı sonuçlara katlanırsın.
Çok bilmişim!
- Sabahları zeytinli peynirli, ballı, yumurtalı, kahvaltı yerine, kedi çanağında süt ile karıştırdığın Amerikan mısır gevreği mama ile kendini kandırmaya devam edersen hastalık için çok beklemeyeceksin tembel teneke...
- Un, yumurta ve şekeri karıştırıp bir kek dökmezsin; çocuğunun eline cips ve şekerleme verirsin, ondan sonra "bu çocuk obez oldu!" diye doktora götürürsün. Doktor çocuğuna ne yapacak sanıyorsun? Tıp özürlüm!
- Uykundan feragat edip, okula giden ufacık çocuğuna kahvaltı yaptırmayıp beslenme çantasına tost yapıp, meyva suyu ya da süt koymazsan; vicdanını rahatlatmak için verdiğin para ile çocuğunun sabahın erken saatinde, o soğuk havada cola ile soğuk sandviç yediğini bilmiyor musun? Adı ebeveyn olan insancık!
- Babanın annenin gençliklerinde bir günde yürüdükleri mesafeyi sen bir ayda yürümüyorsan -utanmadan- deniz kenarında bile arabayla geziyorsan, bakkal'a gitmek yerine telefonla sipariş veriyorsan ''Kollestrolüm var, belim kalınlaştı, gıdığım sarktı, damarlarım elektrik kablosu gibi sertleşti, karaciğerim yağlandı'' diye ağlamayacaksın. Hareket özürlüm!
- Artık "altın günlerinizi" bile pastanelerde yapıyorsunuz, pastanenin bol yağlı, kremalı güzel görüntülü, ama doğal olmayan hazır şerbetler ve ne idüğü belirsiz yağlar kullanılarak hazırlanmış ürünlerini renkli ve de gazlı sıvılarla birlikte tüketiyorsun, üzerine-günah çıkarmak için de, çayı şekersiz içiyorsun. Kısır bile bu yediklerinden çok daha doğal ve zararsızdır. Sosyete özentilim!
- ''Tembel Avrat'' reyonundan ayıklanmış, yıkanmış sebze almanı kabul ettim de, kuru soğanın küp şeklinde doğranmış ve dondurucuda korunanını satın alan seni nasıl anlayayım be kadıncağız(!)...
- Gösteriş yapacağım diye lüks mekanlarda sevmediğin ve doymadığın halde en pahalı yemek olan suşi yiyip, eve dönerken etrafını kolaçan ettikten sonra kaldırımdaki kokoreççiden ya da köfteciden ekmek arası yiyen ya da diğer tezgâhdaki nohutlu pilava saldıran sen değil misin?
Alıntı
12 notes · View notes
lutfiyenet · 7 days
Text
Kolon Kanseri Gençler Arasında Artıyor
Kolorektal kanser gençler arasında artıyor ancak erken teşhis tam iyileşme şansını artırıyor. Bu nedenle, yorgunluktan karın ağrısına kadar uzanan semptomları bilmek ve özellikle birden fazla semptomunuz varsa test yaptırmanız önemlidir. Kolon Kanserinin Belirtileri Demir Eksikliği Anemisi: Demir eksikliği anemisi, kolon kanseri belirtisi olabilir. Yorgunluk, enerji eksikliği, nefes darlığı gibi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
elazigsurmanset · 1 month
Text
Kansere İyi Gelen Besinler
Tumblr media
Kanser, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen ve birçok farklı faktörün neden olduğu kompleks bir hastalıktır. Ancak, sağlıklı bir yaşam tarzı ve doğru beslenme alışkanlıkları ile kanser riskini azaltmak mümkündür. Bu noktada, antioksidanlar büyük bir önem taşır. Antioksidanlar, hücrelere zarar veren serbest radikallerle savaşarak kanser hücrelerinin oluşumunu ve büyümesini engelleyebilir. Aşağıda, antioksidan açısından zengin ve kanserle mücadelede etkili olduğu bilinen bazı besinler listelenmiştir: Kırmızı ve mor meyveler (örneğin, yaban mersini, ahududu, çilek): Bu meyveler, antioksidan kapasitesi yüksek olan antosiyaninler içerir. Yeşil yapraklı sebzeler (örneğin, ıspanak, kale): Klorofilin yanı sıra, E vitamini ve selenyum gibi antioksidanlar bakımından zengindirler. Çerezler ve tohumlar (örneğin, ceviz, chia tohumu): Omega-3 yağ asitleri ve E vitamini gibi antioksidanlar açısından zengindirler. Yağlı balıklar (örneğin, somon, uskumru): Omega-3 yağ asitleri açısından zengindir ve hücre hasarını önleyici özelliklere sahiptir. Yeşil çay: Epigallocatechin gallate (EGCG) gibi güçlü antioksidan bileşikler içerir. Zerdeçal: Aktif bileşeni curcumin, güçlü antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahiptir. Bu besinlerin yanı sıra, dengeli ve çeşitli bir diyet, yeterli miktarda su tüketimi ve düzenli egzersiz de kanserle mücadelede önemli rol oynar. Unutmayın, hiçbir besin tek başına kanseri önleyemez veya tedavi edemez, ancak sağlıklı bir yaşam tarzının parçası olarak kanserle mücadelede destekleyici olabilirler.
Yeşilin Gücü Adeta Bir Kalkan: Kanserle Mücadelede Brokoli ve Ispanak
Kanser, dünya genelinde en çok ölüme neden olan hastalıklardan biridir ve sağlıklı beslenme, bu hastalıkla mücadelede önemli bir rol oynar. Özellikle brokoli ve ıspanak gibi yeşil sebzeler, kansere karşı adeta bir kalkan görevi görür. Bu sebzeler, içerdikleri antioksidanlar, vitaminler ve mineraller sayesinde kanser riskini azaltmaya yardımcı olurlar. Brokoli, özellikle sülfarafan adı verilen güçlü bir bileşik içerir. Araştırmalar, sülfarafanın kanser hücrelerinin büyümesini engelleyebileceğini ve hücre ölümünü tetikleyebileceğini göstermektedir. Ayrıca, brokoli vitamin C, vitamin K ve folat gibi önemli besin maddeleri açısından da zengindir. Ispanak, lutein, zeaksantin ve beta-karoten gibi güçlü antioksidanlar içerir. Bu maddeler, vücuttaki oksidatif stresi azaltarak kanser riskini düşürmeye yardımcı olur. Ispanak aynı zamanda demir, magnezyum ve vitamin A gibi önemli mineraller ve vitaminler bakımından da zengindir. Kanser riskinin azalması Vücudun antioksidan kapasitesinin artması İmmün sistemin güçlenmesi İnflamasyonun azalması Sağlıklı hücre büyümesinin desteklenmesi
Omega-3 Mucizesi: Kansere Karşı Somon ve Ceviz
Omega-3 yağ asitleri, vücudumuz için elzem olan ancak vücut tarafından üretilemeyen çoklu doymamış yağ asitleridir. Özellikle kalp sağlığı, beyin fonksiyonları ve iltihaplanma süreçlerinin kontrolünde önemli roller oynarlar. Kanserle mücadelede de Omega-3’ün potansiyel faydaları bilimsel çalışmalarda sıkça vurgulanmaktadır. Somon balığı, Omega-3 yağ asitleri açısından zengin bir kaynaktır. EPA ve DHA gibi Omega-3 yağ asitleri bakımından yüksek olan somon, özellikle meme kanseri, kolon kanseri ve prostat kanseri riskini azaltmada yardımcı olabilir. Aynı zamanda, somonun düzenli tüketimi, kanser hücrelerinin büyümesini yavaşlatabilir ve sağlıklı hücrelerin korunmasına yardımcı olabilir. Ceviz, bitkisel kaynaklı Omega-3 yağ asitleri olan alfa-linolenik asit (ALA) açısından zengindir. Ceviz tüketimi, vücuttaki oksidatif stresi azaltmaya ve iltihaplanmayı düşürmeye yardımcı olabilir. Bu özellikleri sayesinde, ceviz kansere karşı korunmada etkili bir besin olarak öne çıkar. Özellikle, göğüs ve prostat kanseri üzerinde olumlu etkileri olduğuna dair araştırmalar bulunmaktadır. Haftada en az 2 kez somon gibi yağlı balıklar tüketmeye özen gösterin. Günlük beslenmenize bir avuç ceviz ekleyin. Omega-3 yağ asitleri bakımından zengin diğer besinleri (örneğin, chia tohumları, keten tohumu) tüketmeyi ihmal etmeyin.
Renkli Tabağın Gücü: Meyve ve Sebzelerle Kansere Karşı Koruma
Kanser, dünya genelinde en yaygın sağlık sorunlarından biridir ve beslenme alışkanlıklarımız, bu hastalığa karşı korunmamızda büyük bir rol oynar. ‘Renkli tabak’, çeşitli meyve ve sebzelerin tüketimini teşvik ederek kansere karşı koruma sağlar. Her bir renk, farklı ve güçlü antioksidanlar, vitaminler ve mineraller içerir. Bu besin öğeleri, vücudumuzun kanser hücrelerine karşı mücadelesine destek olur. Kırmızı: Domates, kırmızı biber ve çilek gibi kırmızı besinler, likopen ve antosiyaninler açısından zengindir. Bu maddeler, kanser riskini azaltmaya yardımcı olur. Yeşil: Ispanak, brokoli ve Brüksel lahanası gibi yeşil sebzeler, sulforafan ve indol-3-karbinol gibi maddeler içerir. Bu bileşikler, vücudu kanserojen maddelere karşı korur. Mor: Mor lahana, pancar ve patlıcan gibi mor besinler, antosiyaninler ve fenolik bileşikler açısından zengindir. Bu maddeler, hücre hasarını önleyerek kansere karşı koruma sağlar. Sarı/Turuncu: Havuç, mango ve kabak gibi sarı/turuncu besinler, beta-karoten ve vitamin C gibi antioksidanlar içerir. Bu maddeler, bağışıklık sistemini güçlendirir ve kanser hücrelerinin gelişimini engeller. Günlük beslenme düzeninize çeşitli renklerde meyve ve sebzeler ekleyerek, kansere karşı korunmanızı artırabilirsiniz. Örneğin, sabah kahvaltısında yeşil yapraklı sebzelerden yapılmış bir smoothie, öğle yemeğinde kırmızı ve sarı biberlerle hazırlanmış bir salata ve akşam yemeğinde mor lahana veya patlıcan içeren bir yemek tercih edilebilir. Bu şekilde, gün boyunca vücudunuza çeşitli besin öğeleri sağlamış olursunuz. (BSHA – Bilim ve Sağlık Haber Ajansı) Read the full article
0 notes
booncukhollywood · 1 month
Text
Ünlü isimler, Yeşilçam'ın unutulmaz ismi Bahar Öztan için taziye mesajı yayınladı
Ünlü isimler, Yeşilçam’ın unutulmaz ismi Bahar Öztan için taziye mesajı yayınladı Türk sinemasında rol aldığı karakterlerle hafızalara kazınan ve unutulmaz oyunculardan biri olmayı başaran Bahar Öztan, uzun süredir tedavi gördüğü hastanede kolon kanseri nedeniyle 61 yaşında hayatını kaybetti. Daha önce üç kez kanseri yenen … Türk sinemasında rol aldığı karakterlerle hafızalara kazınan ve…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
dakikamagazin · 1 month
Link
Ünlü isimler, Yeşilçam'ın unutulmaz ismi Bahar Öztan için taziye mesajı yayınladı
0 notes
drmuratkoca · 2 months
Text
Tumblr media
Kolon / kalın bağırsak kanseri tedavisi / desteği titizlikle olmalıdır. #colon #@opdrmuratkoca
1 note · View note
saglikveyasamdergisi · 3 months
Text
Ajanın Görevi Karaciğerdeki Kanseri Vurmak
Girişimsel onkoloji alanında en yeni tedavilerden biri olarak tanımlanan Li-Ox yöntemi; karaciğere ulaştırılmak istenen her türlü kemoterapi ajanının daha yüksek konsantrasyonla metastazlara iletilmesini sağlıyor. Klasik kemoterapiye göre avantajları bulunan Li-Ox, kolon için geliştirilmiş olsa da karaciğere sıçraması gerçekleşmiş 4. evre diğer kanser türlerinde kullanılabilir.
Uz. Dr. Metin Çevener Girişimsel Radyoloji Uzmanı
0 notes