Ey Kerim,Ey Rahim, Ey ihsanı bol ! bizi dostla dostluğuna kıl kabul. şu dostlarla bizi cem it ya ilâh! çünki bu dostlar bize oldu penâh. Haydâr-i ruyi siyahın sernikün eyle niyaz. Bari dostun ismet garibin kıtmir’i yaz
"Marketten, fırından, manavdan bir şey alırken rafların arka sırasından alın, insanların gözlerinin görmediği yerden alın. Mesela meyveyi gördün, ön taraftakilerden alma. Arka taraftakiler kötü ama alacaksan oradan al, öndekilere nazar değiyor. Bunlar adamı hasta eder. Arkadaki olsun kötüsü olsun onu al. Gelen geçen o güzeli görüyor gözü akıyor. Sonra yediğin sana zehir zıkkım oluyor. Hasta oluyorsun, niye hasta olduğunu bilmiyorsun. Nazar girdi midene. O çıkıncaya kadar senin iflahını kesecek..."
Efendi Hazretlerimizin Babası Ali Efendi’yi Tanıyalım - Adanmış Bir Hayat'tan Kesitler
Efendi Hazretlerimizin Babası Ali Efendi’yi Tanıyalım – Adanmış Bir Hayat’tan Kesitler
Ömer Akyıldız Hoca Efendinin sunumu ve Hüsameddin Vanlıoğlu Hoca Efendinin anlatımıyla ekranlara gelen ”Adanmış Bir Hayat” programının 1. bölümünden kesit alınarak hazırlanan kısa sohbette, Mahmud Efendi Hazretlerimizin babaları Ali Efendinin takvası anlatılıyor.
İslâmî İlimler alanında dersleri, fetva videolarını ve özel programları huzurunuza getiren İsmailağa Net, Adanmış Bir Hayat…
Babası Kato Davut bey, Annesi Ayşe Hanım'dır. 24 Nisan 1911 tarihinde Sultan Vahdettin ile evlendi. 1912 yılında Şehzade Mehmed Ertuğrul Efendi'yi doğurmuştur. San Remo'da Vahdettin'e eşlik etti. 1929 yılında Vahdettin'in vefatından sonra İskenderiye'ye yerleşerek burada bir evlilik daha yaptı. 1948 yılında Türkiye'ye döndü. 1950 yılında Çengelköy'de vefat etti. Zarif ve şık bir hanımefendi olarak biliniyordu
Fotoğraf 1931 yılında Fransa'da çekildi. Son Halife'nin kızının elbisesini din-i İslam'a aykırı bulmadığı gözüküyor. Ayrıca kendisinin şıklığı da çağdaş daireye gösterdiği adaptasyonun ipuçlarını veriyor. Yazdığı 35 sayfalık bir makalede Osmanlı Padişahlarını tahlil etmiş, İkinci Bayezid'in içkiye düşkünlüğü yüzünden sefil, İkinci Selim'in 'sefih bir sarhoş' olduğunu ifade etmiştir. Abdülmecid Üçüncü Murad ve Üçüncü Mehmed'den 'Osmanlı Devleti'nin amansız cellâdı' olarak bahsederken, Dördüncü Murad için ise 'geleceğin en büyük hükümdarı olmaya namzet iken içtiği rakının kurbanı olmuş; devletin talihini ve geleceğini İbrahim gibi akıl noksanı ve anlayıştan mahrum bir şahsa terk ederek dünyadan çekilmişti' demektedir. Üçüncü Ahmed'in sefahat tarafından ele geçirildiğini söyleyen Halife, Sultan Abdülmecid'in 'içki müptelalığı yüzünden hayatını kaybettiğini' belirtecektir.
Sürgün yıllarında çekilen bu fotoğrafta Ömer Faruk Efendi, Sabiha Sultan ile birlikte görülüyor.
1923 yılında doğan Hanzade Sultan, son Osmanlı padişahı Sultan Vahdettin ve son halife Abdülmecit Efendi’nin torunudur. Mısır Hanedanı mensuplarından Mehmet Ali İbrahim ile evlenen Sultan, dünya sosyetesinin en güzel kadınlarından birisi olarak ün yapmıştır. Fotoğrafta kızı Prenses Fazile ile birlikte.
Arkada yer alan portredeki Padişah, 'Tanzimatçı' ve 'Gazi' olarak bilinen Abdülmecid'dir. 1839'dan 1861'e kadar hükmetti. 3 Kasım 1839'da Osmanlı demokratikleşmesinin ilk adımı olan (Gülhane Hatt-ı Şerif-î) Tanzimât Fermânı’nı yayımladı, 18 Şubat 1856'da (Islâhat Hatt-ı Hümâyûn-u) Islâhat Fermânı’nı ilân etti.
Osman Selahaddin Osmanoğlu, Osmanlı şehzadesidir. Ali Vâsıb Osmanoğlu'nun oğludur. İngiltere’de yaşayan Osmanoğlu, İstanbul’da bir ev aldı. TRT için hazırlanan ’Osmanlı Hanedan Ailesi’ belgeseline danışmanlık yaptılar.
Fotoğrafta yer alanlar, Osman Selahattin Osmanoğlu'nun kızı Ayşe Gülnev Osmanoğlu'nın çocukları, son jenerasyon Osmanlılar. Soldan sağa, Prens Lysander Cengiz, Prenses Tatyana Aliye, Prens Maximillian Ali, Prens Ferdinand Ziya ve Prens Cosmo Tarık. Hepsini sevgiyle selamlıyoruz
Bu saatten sonra herkes kendi kıyametini koparır kimseye acımanın üzülmeyin anlamı yok yıllar evvel Ali Haydar Efendi hz. İstanbul'u kafirler almayacak içindekiler kafirleşecek diye boşuna dememiş
Biz İbrahim hocamıza 12 Eylül döneminde işkence ederken vücuduna elektrik verilirken,sakallarını kesip kot pantalon giydirildiğinde, Gayretullah'a dokunup Allah tarafından işkenceci başkomiserin başına neler geldiğinden tanıdık Hocamızın büyük bir veli olduğunu,
O komiser şimdi talebesi oldu İbrahim Hocamızın..
Sabrına, İlmine, Takvasına, yüz nuruna hayran kaldık hep,
Denizli Anafartalar dan, Asri mezarlığa az çekmedim ben o tozlu yolları yürüyerek İbrahim hocamızın sabah namazı sohpetlerini dinlemek için.Sohpetinde aldığım notlar halâ duruyor.O yıllar çok güzel yıllardı O dönem romanlar yazardım, hafız talebeler kapış kapış kitaplarımı okurken her vardığımda yüzüme sevinerek bakar tatlı tatlı tebessüm ederdi..Birazda içten içe üzülürdü ben sakal bırakmıyorum diye,
Gönenli Mehmet Efendi Ahıskalı Ali Haydar efendi'den dersler okurken gördüğü rüyalar tam isabet ederken habercisiydi sanki bu günlerin.
O nun kimseye bilakis hükümete yaranma gibi bir derdi hiç olmadı.Ama ehli imanı daima en önde tuttu.
Korkusuz Şeyh Şamil gibi cesurdur kendileri.Akşemseddin gibi keskin zekalıdır.Yunus Emre gibi halk aşığıdır.
Ömründe hiç medyatik olmadı
Fitne Ağrı dağı gibi etrafını sarsa bile kimseyi Mahmut Efendi Hazretlerine şikayet etmeden kendi çözerdi..Kimseye küsmez kimseyi kovmazdı.
Hep tevazu
Hep tevazu
Daima sünneti yaşar, Farzlarda sünnetlerde nazik bir kız evladı gibi onlara toz kondurmaz gözü gibi korurdu..Çok temiz giyinir edepli yürür herkese selam verirdi
Ben Denizli'de evlenince ayrıldım o nu tam 18 yıldır görmüyorum.Fakat hiç değişmemiş.90 yaşına gelmiş bir piri fanı adayı olmuş zayıf düşmüş bedeniyle hiç düşünmeden kabul ediverdi reddetmedi Cübbeli Ahmet hocanın sunduğu bu Ulvi görevi:
"Ben yapamam edemem" demedi.
"Ezilerse ezilsin gövdem, yeterki Efendinin hizmeti yürüsün,ben ne olursam olayım" dedi
Görevin zorluğunu bile bile
Özal'ın Muhsin Yazıcıoğlu'nun Bediüzzamanın, Muhammed Raşid hazretlerinin başlarına ne geldiğini bile bile
" Kalırsak vatan bizim,Ölürsek cennet bizim " diye diye kabullendi ..
Bu kabulleniş aynı zamanda karşı tarafa bir başkaldırmanın "yaptıklarınızı görüyorum onaylamıyorum" demenin en kibarcası Arkası artarak gelecek Akarsu yatağa er geç yerleşecek Allah'ın izniyle..
İsrail'i kınamaktan korkan pısırıklar Cübbeliyi düşman ilan etmekten çekinmeyenler,Şehit Bayram Ali hocamızın afişlerini indirenler,dirilerimizide şehitlerimizide sevmeyen asık suratlar bilsinki artık Cübbeli hoca yalnız değil bir büyük velinin tasarrufu altına yüzbinlerle beraber girmiştir.
"Surda bir gedik açtık mukaddesmi mukaddes
Eş kahpe rüzgar dilediğin yerden es"
İbrahim hoca efendi Denizli'de hizmet etsede Aslen Kars'lıdır Hanımı Rahmetli oldu, çocuğu yok,talebe talebesi değilim ama sohpet talebesiyim kim ona dil uzatır dünya makamıyla karalamaya kalkarsa vebali büyük olur
"İbrahim hoca velidir"
"İbrahim hoca velidir"
"İbrahim hoca velidir "
İnanmayan Mahmut Efendi Hazretleri nin;
"İbrahim hoca'nın bana ihtiyacı yoktur o veli olmuştur" sözünü hatırlayabilir
Allah hayırlı mübarek etsin inşaallah..
Şu tefrikayı tez zamanda manevi gücüyle sonlandırıp tefrikaya düşen müslümanları yeniden toparlar..
''Bir Müslüman öldü mü seferber olunuz'' buyururdu Efendi Baba'm (kuddise sırrıhû). Ölen kişiye 70 bin kelime-i tevhid okuyup bağışlamalı. Efendimiz aleyhisselâtu vesselâm: ''Kime öldükten sonra 70 bin kelime-i tevhid okunsa cehennemde de olsa çıkarılıp cennete konur.'' buyuruyorlar.
Bir Allah dostu, bu hadisin sıhhatinden şüphe etti. Bir gün yanına küçük bir çocuk geldi. Beraber aynı sofradan yerken çocuk aniden ağlamaya başladı. Allah dostu:
''Niçin ağlıyorsun evladım?'' deyince, çocuk;
''Efendim! Benim bir kaç gün önce vefat eden bir annem vardı. Az önce o gözümün önüne geldi. Cehenneme atılmış feryat ediyordu. Onun haline dayanamadım.'' dedi.
Bunu duyan o zat daha önce okuduğu 70 bin kelime-i tevhidi o kadının ruhuna bağışladı. Biraz sonra çocuk gülümsemeye başladı. Allah dostu yine sordu:
''Niçin güldün evladım?'' Çocuk;
''Efendim! Az önce cehennemde gördüğüm annemi oradan alıp cennete koyduklarını gördüm.''
“Her şeyi lâtif görmekte fayda var. Her şeye Muhammedî bir gözle bakacaksın. “Ben ne küfrü teftişe memurum, ne hayrı tespite memurum” diyerek herkese karşı hüsnü zan üzere olmak gerek. Ne mâlum beş dakika sonra tüm kötü huylarından kurtulmayacağı...”
Mahmud Efendi Hazretleri Dâr-ı Bekâ’ya irtihal etmiştir. ALLAH teala rahmet eylesin. Ruhu şad, mekanı cennet, makamı ali, kabri cennet bahçesi olsun. Yakınlarına ve sevenlerine sabr-ı cemil ve ecr-i cezil ihsan eylesin.
Efendi Hazretleri Kuddise sırruhu şöyle buyururdu:
"Bu din Allah’ındır, yürüyecek, Mahmud ölse de o devam edecek, bütün dinlere galip gelecek..."
Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin Cenazesinin Tamamı
Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin Cenazesinin Tamamı
Sevgili mürşidimiz Mahmud Efendi (Kuddise Sirruhû) Hazretlerimizin muhterem naaşları 24.06.2022 Cuma günü Çavuşbaşı’nda bulunan hanelerinden Fatih Camiine getirildi. Cuma Namazının akabinde muhterem oğlu Ahmed Ustaosmanoğlu Hoca Efendinin imamlığı ve milyonların katılımıyla cenaze namazı eda edildi.
Daha sonra Mahmud Eren Hoca Efendinin tezkiyesi, Ahmed Ustaosmanoğlu Hoca Efendinin teşekkürü,…