Tumgik
#ötüken neşriyat
maviyse0lur · 2 years
Text
Kitap fuarı ganimetlerim💕
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
4 notes · View notes
proofhead · 2 years
Text
Jules Verne Koleksiyonumda Son Durum: Alfa, Ötüken, Modern Klasikler
Jules Verne Koleksiyonumda Son Durum: Alfa, Ötüken, Modern Klasikler
Bu yıl koleksiyon için güzel bir yıl oluyor sevgili okur. İthaki serisini tamamladıktan sonra rotayı Alfa Yayınları‘na çevirmişim bu yıl. Yayınevinden de güzel bir haber geldi ve Olağanüstü Yolculuklar Serisi‘nin 2023 yılında tamamlanacağı duyuruldu. Bu sayede Alfa Yayınları’ndan çıkan kitaplarda artık önümüzü görebildik. Sayfa sayısı fazla olan kitaplara öncelik vererek seriyi…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
name-ihumayun · 2 years
Text
Ben nereden geldim, bu cihanın gamı, neş'esi nereden geldi? Ben nerede? Yağmur ve oluk düşüncesi nerede, yani aklımın bu
dünyaya ait işlere tıkılıp kalması nerede?
Bunlarla benim ne ilgim vardır?
Niçin ben asıl alemime; kendi dünyama dönmeyeyim? Burada benim ne işim var?
Gönül nerelidir? Neredendir? Şu toprak seyrine dalmak
neredendir, nedir; düşünmüyor musun?
Sen dört kanatlı bir kuşsun! İstersen ta göklere kadar uçar gidersin. Sen nereden geldin? Bunu hiç aklına getirmiyor musun?
Ötelere gitmek, göklere merdiven kurmak, göklere yücelmek elinde iken sen evin damına çıkmak için merdiven telaşına kapılmışsın.
Gökyüzünden binlerce naralar geliyor.
Susuyorsun. Bu sesler bu feryatlar nerden geliyor diye aramıyorsun?
Kulağındaki gaflet pamuğu bu sesleri sana duyurmuyor.
Hz. Adem bir yılan yüzünden cennetten kovuldu. Sen bu dünyada insan şeklinde yılanlar, akrepler içinde kalmışsın, onlarla
beraber yaşıyorsun. Sana kurtuluş nerede?
Aman nerede?
Ömrünün, yaşayışının ölümle sona ereceğini sanma! Bedenin ölür ama, sende bulunan gerçek ben, ilahî emanet ölmez.
Çünkü sen Hakk'ın sıfatlarında yaratılmışsın.
Allah'a ne son vardır, ne de sınır. Ecel, kafesi kırar ama kuşu incitmez. Ecel nerede, ebedî kuşun kanadı nerede?
Hz. Mevlânâ, Dîvân-ı Kebir'den Seçmeler, çev., Şefik Can, Ötüken Neşriyat, c.1, b.215
Tumblr media
10 notes · View notes
pdfsayar · 2 years
Text
Eski Türklerin Kutsal Mezarları
Eski Türklerin Kutsal Mezarları
10 sonuç Boyut Önizleme İndirme -605-155-367-2 ∗burak SarıcıEski Türklerin Kutsal Mezarları: Kurganlar. Yaşar Çoruhlu. İstanbul, Ötüken Neşriyat, 2016, 598 sayfa, ISBN 978-605-155-367-2 … Türklerin Kurgan kültürleri hakkında yapılan araştırmalar …Kaynak: https://dergipark.org.tr/tr/download/article-file/266939 KB Önizle İndir Prof. Dr. Yaşar Çoruhlu12 Eski Türklerin Kutsal Mezarları ve İç Asya…
View On WordPress
0 notes
almanyalilar · 2 years
Text
0 notes
1001kelime · 2 years
Text
Tumblr media
"bağışlanmama sebep kılınırsa yazdıklarım beni bir daha kucağına itme dünyanın"
#YeniÇıkanlar serimizde bugün Ötüken Neşriyat tarafından yayımlanan Raşit Ulaş'ın ikinci şiir kitabı; "Birçok Yolculuğun Tamamlanmamış Hikâyesi"
@rasitulas
5 notes · View notes
aysegultatilde · 2 years
Text
Kütüphanede ki abi diyo ki "kızım bi bekle kayıt yapayım, şeker bekleyen çocuk gibisin" abi nerden bildinn
Tumblr media Tumblr media
4 notes · View notes
kevkebus-subh · 4 years
Photo
Tumblr media
“İnsan, içine ruh üflenmiş bir balon gibi bir pamuk ipliği ile dünyaya öylesine tutturulmuştu. Zamanla dünya hayatı ve onun aldatıcı zevkleri bu balonu şişirip dolduruyordu. Balonun ipi kesilene kadardı her şey.”
14 notes · View notes
elektrobiyat · 4 years
Photo
Tumblr media
Matmazel Noraliya'nın Koltuğu
Karşılaştığı bir takım olağanüstü olayları benimsediği materyalist ve pozitivist felsefelerle açıklayamayan, şüphe, tereddüt ve bunalımlar içinde kıvranan bir gencin çevresindeki bazı kişilerin telkinleri ve açıklamaları ile bunalımdan kurtulup huzura kavuşmasının hikayesi…
“Artık yalnızım, yalnız, yalnız… Ucu bucağı görünmeyen okyanusların kara dalgaları üzerinde âvâre yüzen bir çöp gibi yalnız…”
33 notes · View notes
enfarktuss · 5 years
Text
Tumblr media Tumblr media
"İttihat ve Terakki işte Türk'ün bu zor dakikalarda ruhundan kopan müdafaa-i nefs hamlesi idi. İttihat ve Terakki paylaşılmak üzere bulunan bir vatanı kurtarmak için milletin içinde vücut bulmuş bir isyan ve fedakarlık mahsulü idi. Kendisini kurtarmak isteyen Türk, İttihat ve Terakki bayrağı altında toplanıyor, mücadele ediyordu."
28 notes · View notes
maviyse0lur · 2 years
Text
Günün anısına... 🌿 Kitapları ve çayı çok seven hanımlardan geriye kalan... 💙
Tumblr media
7 notes · View notes
avenante · 6 years
Photo
Tumblr media
3 ay aç kalmaya hazırım
9 notes · View notes
notmekani · 4 years
Text
Prof. Dr. Fuzuli Bayat - Türk Kültüründe Kadın Şaman PDF indir
Prof. Dr. Fuzuli Bayat – Türk Kültüründe Kadın Şaman PDF indir
Tumblr media
Türk Kültüründe Kadın Şaman isimli ve Yazarı Prof. Dr. Fuzuli Bayat olan kitabın pdf dosyasını paylaşma amacımız kitabın tanıtımını yapmaktır. Kitabın tanıtım halini buradan kontrol ederek kesinlikle orjinalini alıp daha iyi bir sonuca varmış olursunuz. Kitap olarak çözmenin PDF olarak çözmekten daha verimli olduğu tespit edilmiştir.
Paylaşımda bulunduğumuz Türk Kültüründe Kadın Şaman bu kitabın…
View On WordPress
0 notes
ozgur-beden · 6 years
Quote
Sen bütün kızları, kadınları bir el ilânı gibi okuyor, buruşturup atıyorsun!
Peyami Safa
110 notes · View notes
uzaktangelir · 3 years
Text
0 notes
ziyataskirmaz · 3 years
Text
Dokuzuncu Hariciye Koğuşu
Tumblr media
Kitabın yazarı: Peyami Safa
Kitabın yayınevi: Ötüken Neşriyat
Kitabın sayfası: 112
Peyami Safa’nın otobiyografik romanı olarak sayılabilecek bu roman, tıpkı Cahit Sıtkı Tarancı’nın da dediği gibi daha iyi anlaşılması için okunmadan önce yazarın hayatının okunması gerek. Burada uzun uzun anlatmayacağım ancak çocuk yaşında kemik veremine yakalanması, kendisi daha bebekken babasını hastalıklarından ötürü kaybetmesi, kendisinin ve babasının durumları yüzünden iki kardeşinin de dayanayıp ölmesi, bir diğer kardeşinin tifoya yakalanması ve annesinin üremiden ölmesine değinmeden romana geçmek istemiyorum.
Romanımızın bir başlangıcı yok, tamamen hasta bir çocuğun notlarından oluşuyor. Başka bir anlatıcı da olmadığı için çocuğun adını bilmiyoruz, o yüzden yazı boyunca ondan “çocuk” diye bahsedeceğim. Bu on beş yaşındaki bacağı hasta yeni yetme çocuğumuz, notlarına bir muayene sırasında başlıyor. Yeni yetme diyorum ancak yaşından ötürü diyorum bunu, her kısa notunda anlıyoruz ki karşımızda bir yeni yetme çocuk yok, tamamen olgunlaşmış ve çoğu yetişkinden daha mühim fikirlere sahip, çetin duruşlu birisi var. Kendisinin bu özelliklerini ona başkası diyor, biz onun düşüncelerini, bilinç akışını okuyoruz.
Peyami Safa’nın yaptığı tasvirler o kadar güçlü, o kadar içe saldırıcı ki bir solukta okuyorsunuz her bir sayfayı. Çocuğun hastalığı sebebiyle gördüğü karamsarlığı ve düştüğü melankoliyi hissetmemek yahut etkilenmemek de mümkün değil. Karamsarlık ve hüzün dışında aşk, fedakarlık, aile, akrabalar, dostluk, Doğu-Batı sentezi ve yalnızlık da kitabın içinde okurları etkileyen önemli temalardandır. Bir hastane odasında geçirdiği günleri sanki humma geçiriyormuş gibi, hastalığının nüksettiği anlarıysa sanki sağır ve acıyla düşünceleri dışında başka bir şeyi duymuyormuş gibi defterine yazması, çocuğun durumuna resmen bizi de sokuveriyor, çocukla aramızda büyük bir empati bağı yaratıyor. Tüm bu sefaletin sonunda, bu romanı bu kadar geç okuduğuma üzülüyor ama eğer erken yaşta okusaydım da o yaşımda bir çok şeyi anlamayacağımı da bilerek üzüntümü hafifletiyorum.
Alıntılar
“Her gidişimde, hastahanelerin bahçeleri bana hüzün verirdi. Bunun mânâsını şimdi bulmaya çalışıyorum ve hastalıkla tabiat arasındaki büyük tezadı [zıtlığı] anlıyorum. Bu, bir bahçeden hastahaneye girerken ve bir hastahaneden bahçeye çıkarken en çok hissedilen şeydir.
Ve bu, bana kendi meselemi unutturuyor, ruhumda daha büyük muammalara doğru genişlemek, yayılmak için bir tebahhur [derine dalış] başlıyor, zihnim boş, hiçbir şey düşünmeden, fakat içim dolu, ağır ağır etrafıma bakınarak, biraz da sendeleyerek yürüyorum.”
“Yatağa girince vücudumun her vakitkinden fazla ağırlaştığını zannettim. Izdırap ağırlığıma bir şeyler katıyordu.”
“Önceleri her şeyimizi birbirimize açık anlatırken, sonraları, beni kendime karşı, onu da kendisine karşı hayrete düşüren birçok tereddütler ve hesaplar içinde susmaya başladık. Sohbetlerimize ihtiyaç girdi. Zaman geçtikçe birbirimizi daha çok tanıyacakken, birbirimize karşı yenileşiyorduk. (Bütün bunlar aşka benzer şeylerdir, o vakitler bunu anlamıyordum.)”
“Kendimi, kitapların kahramanlarından daha mühim bulduğum için, okumaktan sıkılıyorum. Izdırabımın hod gâmlığı [bencilliği] mâni oluyor.”
8 notes · View notes