Baktım dışarı,
oturuyorsun.
Bir elinde sigara diğer elinde çakmak.
Önünde,
sonsuzluk.
Gözlerinde ufuk.
Her bir nefes çekişin,
beni içine çekmen için.
24 notes
·
View notes
Bir sürü insan var kafamın içinde, her biri farklı birşey fısıldıyor ruhuma...
3 notes
·
View notes
Çok değişikti. Sularımdam içeriye girerken izin bile istemeye gerek duymamıştı, bende birşey dememiştim. Bu beni çok korkutuyordu çünkü insana birşeyler hissettirebilenler ancak zarar verebilirdi. Gökyüzündeki yıldızları önüne serebilenler yanlızca Ay'ı yukarıdan indirebilirdi.
Kapıyı aralık bulduğunda sormadan içeri girenler yanlızca, sessiz sedasız gidebilirsin.
1 note
·
View note
Gözleri toprak rengiydi, karanlığın ortasında koskocaman bir toprak yığını hissettirecek kadar, yağmurun ıslattığı o toprak kokusunu bununa çektiğinde burnunun direğini sızlatıp seni bir şizofrene çevirecek kadar, çok bakarsan eğer seni o toprağa gömecek kadar...
3 notes
·
View notes
Kabuk, yaraya sadık değil.
2 notes
·
View notes
Duygular kendi eceli işte ölmezler,
her duygunun bir katili vardır...
2 notes
·
View notes
Söz geçirebilseydim kalbime eğer; önümdeki bomboş kağıda çizdiğim ilk şey
bir çift kahverengi fırça darbesi olmazdı.
Ve silebilseydim bugünü dünden evvel, yarın için bu geceden uyumama gerek kalmazdı.
İnan,
görebilseydim geleceğini, önceden;
ayak izlerimi sildiğim bu kaldırımlar,
bu kadar ıssız durmazdı.
4 notes
·
View notes
Ben sana hep üşüyordum.
Çünkü kıştım, nakıştım, bakıştım.
İnkar etmiyorum bunu.
Seni sevmek gibi büyük bir işe kalkıştım.
Ve lütfen inkar etme ;
Sana en çok ben yakıştım.
~özdemir asaf~
1 note
·
View note