Nerden başlayacağımı bilmediğim bir an bunları yazarken aklımda hâlâ Mahmut amcanın yüzünde ki yorgunluk... Palmira ile yollarımızı ve en güzel sembolü olan koltuğu taşımak için Mardinde bir hamala ihtiyacımız vardı. Bunları yazarken lütfen beni yanlış anlamanızı istemem... Mardinde hamal gelenek halinde olup devam etmektedir.. Sokakların birçoğu basamaklı olduğu için imkanı olan bazı hamallar atları veya eşekleri, fakir olanlar ise hamal sırtını kullanır.. Palmira sembolü olan koltuğu dükkana getirmek için Mahmut amca bize yardımcı oldu. Dükkan ile alacağımız yer arasında 2-3 kilometre mesafe vardı. Mahmut amca ile Palmiraya yetişince istediği para 5 ₺ idi. Buna vicdanımızın nasıl el vereceğini şaşırmıştık.. hak ettiğini verdik. "Burda hamallık böyledir beyler" demişti bize ve Mahmut amca ile devam eden bir hikaye'ye selamsız geçmezdik asla. Dükkanın önünden her gün geçerdi..ellerinde ekmek, domates, yoğurt kimi zaman zenginlerin evine hizmet de yapardı... Ben her geçişinde Ravakli da @ebuburak 'in dediği "bizim işimiz düşümüz beklemek" sözü anımsardım ve beklerdim orda hep, Mahmut amcanın gidiş gelişlerini izlerdim... Bunları bir gün kendi objektifimle çekip biriktirmek istedi. Bunların üç tanesini çıkarıp Palmiraya asmıştım ve ilerki zamanlarda onunla ilgili bir projem olduğundan daha fazla birikim yaptım. zaman biraz daha geçti ve Mahmut amcayı bir daha göremedim...başka bir hamal abiye sordum "Mahmut amca vardı burda artık görünmüyor, ayağı sekerdi"dedim. "Evet, onun ayağında sorun var artık çalışması çok riskli..." dedi. Duyduğum an gözümün önünde son fotoğraf; Mahmut amca çiçeklerini alıp 11 yaşında çıktığı evden mardin sokaklarına 70 yaşında geri döndü... Bana sorarsanız ben hayatım boyunca bir daha böyle güzel bir hikayesi olan bir fotoğraf çekmeyeceğime inandırdım artık kendimi... Mahmut amcaya "Neden eve dönmekten ibarettir hayat" diye sorarsan..Çocuklarım bekler evde, der Çiçeklerini alıp eve dönmüştü son gün.. yolun da bahtın da ömrün de güzel olsun be Mahmut amca.. 🌿
Ne sölediğimin farkındayım..Ne insanların.. Ne sevdiklerimin..Niye böle biliyor musun?
Çünkü sen hep kafamın içindesin Leyla ..
Senin fikrin benim kafamın içinde hayalet gibi..
Ve ben o hayaletle uyuyorum her geceN’olur artık izin ver bana nolur yaşamama izin ver…Tekrar birilerini sevmeme izin ver Ölemem ben , öldüremem kendimi leyla..Babamı yalnız bırakamam yanına gelemem leyla..Çok uğraştım seni getirmek için ama yapamadım n’olur izin ver bana Leyla Biraz mutlu olmak istiyorum sadece o kadar.
Sen yanımda ol, benimle kal ama nolur bana izin ver.
When They See Us, işlemedikleri bir suç yüzünden hapse giren beş gencin hikayesini konu ediyor. Antron McCray, Kevin Richardson, Yusef Salaam, Raymond Santana ve Korey Wise, Central Park’ta koşu yapan bir kadına cinsel saldırıda bulunmakla suçlanan beş gençtir. Onlar her ne kadar suçsuz olduklarını söyleseler de cinsel saldırı suçlamasıyla tutuklanır. Daha sonra Central Park Five adıyla tanınan beş siyahi genç, işlemedikleri bir suç yüzünden hapis yatar. Gençler, suçsuzluklarını ispatlamak için zorlu bir mücadeleye girişir.
" Konuştukça şaşırtıyordu Rıfat Bey. Ruhum karşısında çırılçıplaktı. Kelimelerim ruhundan sızan kandı, onun sözcükleri ise yaralarıma sürülen merhem... "
Sf. 33
"Yüzün ve gülüşün kabul edilmiş peygamber duası kadar güzeldi. "
Sf. 34
" Ben; bir fotoğraf karesine gizlenmiş meçhulün gölgesinde köklerimi arıyorum, yarım asra dayanmış kimsesizleğimle, her nefeste daralan zamanın çeperlerine direnerek. "
Sf. 49
" İnsan sevdiğine söver mi? "
" Evet, Josef. İnsan sevdiğine söver, sevmediğini yok sayar!. "
Sf. 53
" İlk kez böyle sesleniyordum Betty'e.
İlk kez o kelime dökülüyordu dudaklarımdan.
Sonsuza dek seslenmek istiyordum, sonsuza dek haykırmak:
"Anne! Annee! Anneee! "
Sf. 68
" Acılar öğreticidir Josef " demişti. "Acı; usta bir öğretmendir. "
Sf. 74
" Kendi içinde bile büyük uzaklıkları olan çok uzak bir ülkeden gelmiş, kendi içinde büyük uzaklıkları olan bir adamdım nihayet ve her şey bana yaban, herkes yabancıydı. "
Sf. 85
" Güneş, anne umudu demekti. Güneş, anneydi. "
Sf. 122
" Ne kadar seviyorsun? "
Çok severdi Bahe. Sevdi mi; Mardin kadar, Savur Kapı kadar, Eski Kale kadar, Amerika kadar, Viranşehir kadar, Diyarbakır, Ankara, Şam kadar severdi. Sevdi mi anne kadar severdi Bahe. Herkes ve her şey anneydi çünkü. Herkes ve her şeyi severdi. "
Sf. 130
" Anlayamayacağı, dile gelmez bazı cilveler vardı iste. Abbaralar gibi. Birbirine bağlıydı her şey. İnsan farkına varırsa bunun, sadece dışarda, şehirde, Mardin'de değil, kendi içinde de sayısız abbara olduğunu görecek, kendinden kendine yol bulacaktı. Aramaktı insana düşen. Bulmak ise yüreğindeki aşka bağlıydı. Aşka; yani teslim oluşa, kendinden geçişe bağlıydı. "
Sf. 158
" Kendi içinden geçmeden, kendine ulaşmak mümkün değildi. "
Sf. 158
"Kardeşi olmayan kişi, sağı olmayan sol gibidir' diyor İmam Ali. "
Sf. 170
" Oğlan güvercin uçurdu, "gelecekler" dedi. Kız güvercin uçurdu, "gelsinler" dedi. "
Sf. 195
" Ve onu hatırladığımda hep çocuk oluyordum hâlâ... "
Sf. 234
" Hiç bir insan yalnız ölemez! "demişti Dr. Numan, Sultan Şehmus türbesinde. "Yanında kimse olmasa bile görünmez varlıklar vardır. İnsan sadece bir tek yerde yapayalnızdır; karar anı! Bir tek orda yalnızdır, çırılçıplak, bir başına... Tanrı bile yoktur orada! "
Sf. 238
" Her insan bir masal kahramanıdır! O masal içinde bir özgün adı vardır. " diyordu. "Sen de kendi masalını bulmalısın! Ve adını... Bulana dek aramalısın! "
Sf. 239
" Mardin ruhumdu çünkü.
Geleceğe dair bit umut gibiydi...
Geçmiş düşlerin gelecekte aranmadığı, bugünün gerçeğinde yaşandığı, zamanın bütününü kuşatan bir şehirdi Mardin.
Sevdiğini kaybetmek nedir bilir misin ? Hayır bilmezsin sen. Kaybetmeyen kimse bilemez. Başka birinin elini tutmuş olsanda onu hatırlatmak için bir kelime yeter insana. Kimden ayrılsan soluğu onun mezarında alırsın. Kavga etsen sevdiğin kişi ile yine aklına o gelir. Unutamazsın onu. Ne yaparsan yap o hep içinde kalacak. Bununla yaşamaya alışmayacaksın , bu açıyı çekmek için yaşayacaksın.
“… Yeryüzünde hiçbir insan, hiçbir insana benim sana yaptığım kötülüğü yapmamıştır. Bütün bunlara rağmen gel. Sana “gel” diyecek kadar yüzsüz ve alçaksam ne halt edeyim, öyleyim işte. Fakat gel. Ve benden nefret ederek, beni hor hakir görerek de olsa, beni bir daha yalnız bırakma… “
Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi
— Sabahattin Ali
Bilir misin Vera
Bu öldürülen kaçıncı çocuk?
Bu kaçıncı kertik yüreğe atılan?
Eskisi gibi değil
Artık daha da sancılı yaşamak!
— Nazım Hikmet
Dostları özlemle kucaklamayı unutma.
Çocuk sevmeyi, çiçek koklamayı unutma.
En zor anındayken bile kavganın
Gökyüzüne bakmayı unutma!
— Ataol Behramoğlu
Martılar ki sokak çocuklarıdır denizin…
— Can Yücel
“Çocuklara şiir yaz, içinde umut olsun”
— Cem Adrian
Çocukların uçurtmalarına benziyorsun
Biliyor musun
Rüzgârı hiç dinmeyen bir mavilikte
Güneşli sular gibi gülümsüyor yüzün.
— Şükrü Erbaş
Güzel gülüyorsun, bunu çok harcama olur mu?
Bir de basit kadınlar uğruna şiir yazma.
Benden sonra bir kadına şiir okuyacaksan mesela,
Bu çocuğunun annesi olsun en azından.
— Didem Madak
İçimden, çocukça bir duruşla,
”Büyüklere küsüm” demek geçti…
— Cahit Zarifoğlu
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
— Can Yücel
Bütün yetişkinler bir zamanlar çocuktu. Ama sadece çok azı bunu hatırlar.
— Küçük Prens
Çocuğuna otomobil değil,
Bir şarkı, bir şiir bırak.
Aşağı mahallede gördüm
Arabalar eskiyor.
— Ah Muhsin Ünlü
Öyle güzel bakma çocuk,
Cenneti gördüm diyorum,
delisin diyorlar.
— Ahmet Telli
Parkta salıncak sırası bekleyen çocuk gibi bekledim seni.
“Biraz heyecan, biraz da başkası kapacak” korkusu işte...
— Cemal Süreya
Çocuksun sen sesindeki tipiye tutulduğum.
— Ahmet Telli
Bu çocukluğun var ya, hiç yitirme onu, bazıları yitirmezler. Sen öyle bir çocuğa benziyorsun. Korun.
— Tomris Uyar
Yağmurda koşan bir çocuk olsam, vedalaşır gibi bildikleriyle…
— İbrahim Tenekeci
Bir gök yapıyordum deniz kabuklarından
Senin çocuksu gülüşüne benzer bir gök.
— Edip Cansever
Düşünüyorum da biz büyüyerek çocukluk etmişiz.
— Turgut Uyar
Bir sıkıntıyı anlatmak istedim. Ama bir şeyi başka bir şeye benzetmekten başka bir şey gelmedi elimden. Kaybettiği savaştan sonra yakıp yıkarak geri çekilen ordular gibi. Mağlup olduğu oranda zalim. Trajik hatamız: Kendimizle ilgilenmeye alıştık, başka bir şeyle ilgilenemiyoruz artık. Sen çocuk yap kurtul istersen bu dertten bana da bir bira söyle giderken.
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz.
— Murathan Mungan
Çocuklar gibi sevdim devler gibi ıstırab çektim…
— Attila İlhan
Her çocuğun kalbinde kendinden daha büyük bir çocuk vardır.
— Ece Ayhan
Sen büyüdüğün vakit çocuğum,
Yine çiçekler açacak dallarda.
Dallarda açan çiçekler gibi,
Yine çocuklar uyuyacak masallarda.
— Fazıl Hüsnü DAĞLARCA
Çayın rengi ne kadar güzel,
Sabah sabah,
Açık havada!
Hava ne kadar güzel!
Oğlan çocuk ne kadar güzel!
Çay ne kadar güzel!
— Orhan Veli Kanık
Uslanma hiç hep deli kal
Büyüme sakın çocuk kal
Es deli deli böyle kal
Son harmanında sevdanın
Tüken toz toz savrula kal
Suçüstü bulmalı ölüm
Ölürken de sevdalı kal…
— Aziz Nesin
Hep böyle çocuksu mu bakar senin gözlerin?
Hep böyle içinde uzak bir ışık mı yanar?
— Ümit Yaşar Oğuzcan
kavuşmak özgürlükse
özgürdük ikimizde
elleri çığlık çığlık
yanyana iki dünya
ikimiz iki dağdan
iki hırçın su gibi
akıp gelmiştik
buluşmuştuk bir kavşakta
unutmuştuk ayrılığı
yok saymıştık özlemeyi
şarkımıza dalmıştık
mutluluk mavi çocuk
oynardı bahçemizde
— Hasan Hüseyin Korkmazgil
Çocukların koştuğu bir avludur kalbin
Dilsiz,ama ağlamasını bilen çocukların
Gökten geçen leyleklere bakması kadar
Sessizdir kalbin…
— Ülkü Tamer
Aşk dediğin nedir ki
Tenden bedenden sıyrık
Çocukların içinde
Yaşadığı bir çığlık
🎈 Çok bir kuyrukta bekledim bugün. Canım sıkıldı bayağı. Çaresizlikten ‘’sen’’i aradım ben de. 🍂 Çaresizlikten mi aradın? 🎈Çare ‘sen’ olduğun için aradım.
Bazı anlar bitmesin.
Anneme ömür biçilmesin,
Çay soğumasın,
Neşet ertaş susmasın,
Sen hiç gitme.
— Neşet Ertaş
Gitme,
Sonbahar oluyorum,
Sonrası hiç…
— Hasan Hüseyin Korkmazgil
Gitsin, harcansın bir şeyler. Sen dur.
— Turgut Uyar
Yalnızlık insana çok şey öğretirmiş.
Ama sen gitme, ben cahil kalayım!
— Nazım Hikmet Ran
Gitme desem ne değişirdi ki..
Seven hiç gitmek ister mi?
— İlhan Berk
Saat kaç
Akşam oldu mu?
Gidiyor musun?
Yoo gitme
Kal ne olursun
Bırak giysilerin gitsin
Çorapların
Yüzüklerin
Ayakkabıların gitsin
İstiyorlarsa
Sen kal bebeğim
Aşk varsa
Tanrı varsa
— Ümit Yaşar Oğuzcan
Sen de başını alıp gitme ne olur
Ne olur tut ellerimi
Hayatta hiçbir şeyim az olmadı senin kadar
Ve hiçbir şeyi istemedim
Seni istediğim kadar
Sende başını alıp gitme ne olur
Ne olur tut ellerimi…
— Cem Karaca
Sabahın tam üçündesin
Dertlerin en gücündesin
Hâlâ onun peşindesin
Gitme dedim gittin gönül.
— Fikret Kızılok
Sen varsın ya sen
Ancak benimleysen güzel.
— Aziz Nesin
Gidip de yorulma çok uzaklara
Sen; seni gel benim içimde ara…
— Abdürahim Karakoç
Sen,
Yüzüne sürgün olduğum kadın…
— Cemal Süreya
Başkaları gitmiş olur gidince,
Bir sen yakınsın uzakta kalınca…
— Oktay Rıfat
Gün değil, hafta değil, ay değil
Beş sene, on sene sonra gelsen de
Bu canım durdukça tende
İyi bil
Beklediğim sensin.
— Abdürrahim Karakoç
İşte sen gülüyorsun
ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar.
— Ah Muhsin Ünlü
Yine gece,
Yine hüzün
Ve yine içimde sen
Ve biliyor musun?
İçimde sen olunca
Hüzünde güzel…
— Ahmet Hamdi Tanpınar
Aşk yürek ister;
Senlik bir durum yok yani rahat ol.
— Can Yücel
Bu yüzsüz çağda, sen içimde duruyorsun büsbütün.
— Birhan Keskin
Ve sen geçersin içimden
bitmek bilmezsin…
— Ahmed Arif
Gitsin harcansın bazı şeyler, sen dur!
— Turgut Uyar
Seni sevdim.
Artık tek mümkünüm sensin.
— Gülten Akın
Her şey üstüne üstüne geliyorsa, belki de sen ters gidiyorsundur.
— Dostoyevski
Biz bir çaydanlıktık,
Ben altta,
Sen üstte,
Hep demlendin sayemde.
— Kaan Boşnak
Bildiğim bir şey varsa bayım;
Dualarım gün olur da kabul olursa,
Bu şehrin tarih kokan sokaklarının birinde
Seninle karşılaşmayı dilerim.
— Didem Madak
Seni özlemek istemiyorum,
Ben seni yaşamak istiyorum.
— Behçet Necatigil
İşte sen gülüyorsun
ve beni daha geniş bir salona almış oluyorlar.
— Ah Muhsin Ünlü
Başkaları gitmiş olur gidince,
Bir sen yakınsın uzakta kalınca…
— Oktay Rıfat
Sen,
Yüzüne sürgün olduğum kadın…
— Cemal Süreya
Nar çiçeğim; burada yaşamımı ayakta tutan iki temel direk var.
Önce sen, sonra şiir.
— Metin Altıok
Bir bekleyenin olmalı.
Sen kendinden vazgeçsen de,
Senden vazgeçmeyen…
— Necip Fazıl Kısakürek
Seni özlemek istemiyorum,
Ben seni yaşamak istiyorum.
— Behçet Necatigil
Sensin artık ne varsa:
Aşktı, kavgaydı, uzak yerler özlemiydi…
— Cemal Süreya
Sen geldin benim deli köşemde durdun
Bulutlar geldi üstünde durdu
Merhametin ta kendisiydi gözlerin.
— Sezai Karakoç
Yaşamak ümitli bir iştir sevgilim. Yaşamak; seni sevmek gibi ciddi bir iştir.
— Nâzım Hikmet
“Gidip de yorulma çok uzaklara. Sen; seni gel benim içimde ara...”
— Abdurrahim Karakoç
Bildiğim bir şey varsa bayım;
Dualarım gün olur da kabul olursa,
Bu şehrin tarih kokan sokaklarının birinde
Seninle karşılaşmayı dilerim.
— Didem Madak
…sen yoktun,
ellerimle dokundum sana
ellerim yüzümdeydi.
— Nazım Hikmet Ran
Biz bir çaydanlıktık,
Ben altta,
Sen üstte,
Hep demlendin sayemde.
— Kaan Boşnak
Sen olmasan… Seni bulmak hayâli olsa muhal,
Yaşar mıyım dersin?
— Tevfik Fikret
Kaldırımlarda yağmur kokusu
Ben sana mecburum
Sen yoksun.
— Atilla İlhan
Her şey üstüne üstüne geliyorsa, belki de sen ters gidiyorsundur.
— Dostoyevski
Saklarım gözümde güzelliğini
Her neye bakarsam sen varsın orda.
— Aşık Veysel
Bir tabut düşün içinde ben. İçimde sen.
— Cahit Zarifoğlu
Sen yoksun
Deniz yok
Yıldızlar arkadaşım
Ya bu gece harikalı bir şeyler olsun
Yahut bir bomba gibi infilak edecek başım.
— Attila İlhan
hala o penceredeyim, lakin sular ölgün;
sen yoksun ki, vefasız, sularda ay görünsün.
— Cahit Sıtkı Tarancı
Seninle olmanın en acı yanı ne biliyor musun?
Senin yanında olan, seninle konuşan herkesi çocukça kıskanmak.
— Can Yücel
Bir bahar günü doğdun sen
Baharın ta kendisi oldun sen.
— Sezai Karakoç
Sen her gün başka bir güzel olsan
Ben her gün başka bir âşık
Her göz göze gelişimizde
Yıldırımla vurulmuş gibi olsak
Yepyeni bir aşk olsa aramızdaki
Her seferinde
Ne harika olurdu yaşamak
Hele evlilik
Sen her gün başka bir güzel olsan.
— Cahit Sıtkı Tarancı
Burada,
burada hasret ve dert
sen nerdeydin?
— Nazım Hikmet
Sen şimdi yanımda yepyeni bir türkü gibisin
Hiç görmediğim yıldızlar gözlerine doğmuş
Bir büyüklük duygusu dağlar gibi yüreğinde
Ah biz mutluluğu böyle aranıp duracak mıyız?..
— Attila İlhan
Burada yağmur yağıyor ama sen
Şemsiyeni almadan gel yine de.
Özletiyor bu çılgın sağanak seni.
Sırılsıklam özletiyor biliyor musun?
— Ahmet Telli
“seni-
geceyi-
ve bulutları seviyorum.”
— Cahit Külebi
Sen aklım ve kalbim arasında kalan, en güzel çaresizliğimsin.
— Cemal Süreya
Sen o karanfile eğilimlisin, alıp sana veriyorum işte
Sen de bir başkasına veriyorsun daha güzel
— Edip Cansever
Göz kaptırdığım renkten, kulak verdiğim sesten,
Affet senden habersiz aldığım her nefesten…