Tumgik
#vısual
Text
Tumblr media
200 notes · View notes
pdfsayar · 2 years
Text
Fx35 Audıo Vısual, Navıgatıon
Fx35 Audıo Vısual, Navıgatıon
10 sonuç Boyut Önizleme İndirme Www.nicoclub.comAV-1 AUDIO VISUAL, NAVIGATION & TELEPHONE SYS-TEM K ELECTRICAL CONTENTS C D E F G H I J L M SECTION AV A B AV Revision: 2004 November 2004.5 FX35/FX45 AUDIO VISUAL …Kaynak: https://www.nicoclub.com/service-manual?fsm_download=FX/2004.5 FX45-35/av.pdf KB Önizle İndir Www.nicoclub.comAV-1 AUDIO VISUAL, NAVIGATION & TELEPHONE SYS-TEM K ELECTRICAL…
View On WordPress
0 notes
northeastnelly · 7 years
Photo
Tumblr media
Twentieth century colander #metal #patterns Going #dark to #seethelight #vısual #circles #flowers #dotdotdotart (at Marble House)
0 notes
Text
TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Yüce Kitabımız Hz. KUR'AN Dr. Tayyar ALTIKULAÇ ( www.twitter.com/tahirizade ) ... KUR'ÂN-I KERİMDE "19" MESELESİ 1. 19 İddiasının Mâhiyeti: Müddessir sûresinin 30. âyetinde geçen 19 sayısı ile ilgili olarak atılan iddianın 20 yıla yakın bir geçmişi olduğu söylemek mümkündür. İddianın sahibi aslen Mısırlı olan ve hâlen Amerika'nın Arizona eyâletinde (Tucson'da) imamlık yapan Dr. Reşad Halîfe'dir. Bu işle meşgul olmaya 1969'da başladığını söylemektedir110. İddiasına göre; "Orada 19 bekçi vardır."111 meâlindeki âyet-i kerimede geçen 19 sayısında ilâhî bir sır gizlidir. Kur'ân'ın îcâzı ile ilgili olan ve ancak bugün açıklanabilmiş bulunan bu sırra göre Kur'ân'ı Kerîm'in lafzî îcâzı, mûcizevî bir hesâba dayanmaktadır. Buna göre, meselâ "besmele" 19 harften ibârettir. İlk nâzil olan sûre, sondan geriye doğru sayıldığında 19'ncu sûredir. İlk nâzil olan âyetler 19 kelimeden meydana gelmiştir. Bu âyetlerdeki harf _________________________ 110. R.Halife, Kur'an Görülen Mûcize, s.10. 111. 74:30. 95.sayfa: sayısı da 19'un katıdır... Bunların hepsinden önemli olan, bazı sûrelerin başında yer alan ve "hurûf-i mukatta" dediğimiz harflerin, bulundukları sûreler içindeki sayıları istisnâsız, evet R.Halife'nin iddiasına göre istisnâsız 19'un katlarıdır... 2. Konu ile ilgimin Kısa Hikâyesi: Ben şahsen bu görüşlere 1-7 Eylül 1981 tarihinde Cezâyir'de katıldığım bir konferansta muttali oldum. Dr. Reşad Halife bu görüşlerini bir tebliğ ile sunmuş ve dinleyenlerin ilgisini çekmiştir. Teksir edilerek konferansa katılanlara dağıtılan bu tebliği, Türkiye'ye döndükten sonra tercüme ettim ve ilk baskısı o tarihlerde neşredilen bu kitabımızın sonunda "Metin üzerinde herhangi bir değerlendirme yapmadan, ama Kur'ân'ın ilâhî kelam olduğunu kavramakta güçlük çeken bazı kişilere büyük ölçüde yardımcı olabileceği görüşümüzü de gizlemeksizin" yer verdim112. Metin üzerinde bir değerlendirme yapmam, o yıllarda benim için oldukça zordu. Çünkü bu, uzun bir çalışmayı gerektirebilirdi. Bilhassa bazı sûrelerin başında yer alan الم، يس، ص gibi harflerin, gerçekten o sûre içinde 19'un katlarına eşit sayıda geçip geç- mediğini kontrol etmek, dikkatli ve sabırlı bir çalışma- yı gerektirirdi. O tarihlerdeki görev şartlarım içinde böyle bir çalışmaya zaman ayırmam imkansızdı. Kur'ân'ın üstün îcâzını bazı çevrelere anlatmakta ______________________________ 112. bk. T.Altıkulaç. Yüce Kitabımız Hz. Kur'an, s.70-90 96.sayfa: faydalı olacağını düşünerek ve doğuyu- batıyı görmüş müslüman bir akademisyenin tezi olmasına da güvenerek, tebliği neşredip bıraktım. Sonra gördüm ki, konu ile başka ilgilenenler, Kur'an'a hizmet düşüncesiyle bu görüşleri neşriyat alanında (yurt içinde ve dışında) değerlendirenler de var. Hatta bir hekim dostumuz (Sayın Dr. Halûk Nurbâkî) bundan birkaç yıl önce aynı iyi niyetle konuyu televizyon ekranına da getirdi. Bu arada R. Halife'nin 1982 yılında "Quran: Vısual Presentation of The Mıracle" adıyla Amerika'da (Tucson'da) neşrettiği kitabı, E. Yüksel tarafından tercüme edilerek "Kur'an Görülen Mûcize" adıyla 1983 yılında Türk okuyucusuna sunulmuş oldu. Derken, aleyhte sesler duyuldu ve R. Halife'nin tezi hakkında bazı tenkidler ileri sürüldü. Ancak bu tenkidler içinde haklı ve isabetli bulduğum ve R. Halife'nin görüşlerini çürütücü mahiyette gördüğüm olmadı113. Ama R. Halife'nin çalışmasını ilk fırsatta ele alıp inceleme arzusunu ve "Acaba hatalı bir görüşün neşrine vasıta mı oldum?" sorusunu içimde hep saklı tuttum. Nihayet bundan bir müddet önce Orhan Kuntman adında bir hekimin bu işle ilgilendiğine muttalî oldum. Bu zât, R. Halife'nin iddialarını incelerken metod olarak doğru bir yol seçmiş, -işin uzmanı olmadığı ve "resm-i hat" bilgisine vâkıf ________________________ 113. Bu tenkidlerden biri hakkındaki değerlendirme ve incelemeniz için bk. 20 Mart 1988 tarihli Tercüman Gazetesi. 97.sayfa: bulunmadığı için harf sayımındaki bazı isabetsizlikleri bir yana- bilhassa kelime sayımlarında önemli birkaç nokta yakalamış, hatta R. Halife ile mektuplaşmaya kadar, inançla ve sabırla işin peşine düşmüştür. Herhalde benim için R. Halife'nin iddiaları üzerine bizzat eğilmem zamanı artık gelmiş, hatta geçmişti. R. Halife'nin, Dr. Orhan Kuntman'ın bir nüshasını lütfettiği "Quran: Vısual Presentation of The Mıracle" adlı kitabın (E. Yüksel tercümesi ile birlikte) incelemeye başladım. İncelemenin hemen ilk çeyreği içindeki örneklerden itibaren gördüm ki ben, R. Halife'nin Cezâyir'de sunduğu tebligini tercüme ve neşretmekle hatalı -belki de maksatlı- bir teşebbüsün yayılmasına vâsıta olmuşum. Tabiidir ki bu inceleme sonuçlarını kendime saklamak yerine, açıklamam gerekirdi. Hatta bu bir görevdi. İşte Tercüman Gazetesinin 20 ve 21 Mart 1988 tarihli nüshasında da neşredilen bu satırları, bu görevin ifası için kaleme almış oldum. 3. R. Halife'nin İddialarının İncelenmesi: R. Halife'nin tezi içinde dikkatimi çeken en önemli nokta, bazı sûrelerin başında yer alan harflerin, bulundukları sûre içinde 19'un tam katı sayıda bulundukları iddiasıdır. "Hurûf-i Mukattaa" dediğimiz bu harflerden maksadın ne olduğu, herhalde Allah Rasûlü (s.a.)'in bilgi sınırları içinde idi. Ancak bu bilgi, ümmetin 98.sayfa: hemen hemen mechûlü olmuş, konuya bir açıklık kazandırılamamıştır. Müfessirler çeşitli yorumlarla bir sonuca varmaya çalışmışlarsa da, açıklamalarının sonunda "bundan murâdın ne olduğunu en iyi Allah bilir", demeyi de ihmal etmemişlerdir. Hatıra gelmiştir ki, acaba 19 tezi ile bu harfler üzerindeki kapalılık, bir açıklık mı kazanacaktır? Böyle bir şeyin olmasını kim arzu etmez? Sonra, Kur'ân-ı Kerîm'in tefsiri üzerine asırlar ilerledikçe yeni ışıklar düşmüyor, müsbet ilmin yeni yeni buluşları bazı âyetlerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuyor mu? İtiraf edeyim ki R. Halife'nin tezi, ilk planda bende böyle bir düşünceye (böyle bir inanca demiyorum) kapı açtı. İnceleme sonucunun, R. Halife lehine bitmesini de bu yüzden çok istedim. Ama gördüm ki bu kişi, hakikatin değil, mâcerânın peşindedir. Tezini savunmak ve zaman zaman bu tezde açılan gedikleri tıkamak için âyet inkârına kadar her şeyi göze almış biridir. Ortaya koyduğu sayım kaidelerine göre isabet kaydettiği bazı noktalar var ise de, verdiği örneklerin çoğu zorlama ürünüdür ve aladatmacadır. Sıkıştığı noktada çıkış yolları aramakta, kaidelerine yeni kaideler eklemekte, sayım sisteminde sık sık değişiklik yapmak zorunda kalmaktadır. Burada O'nun verdiği örneklerin hepsi üzerinde duracak değiliz. Buna gerek te bulunmamaktadır. Basit ve anlaşılması kolay diye tavsif ettiği birkaç misâl ve sistem üzerinde durmak, kanaatimce yeterli olacaktır. Zira sayımı iyice karmaşık örneklerde O'nu 99.sayfa: kontrol etmemiz daha zorlaşmaktadır. Sözü daha fazla uzatmadan örneklere geçelim: 1- Besmele'deki harflerin sayısı "resm-i hat" prensibine göre gerçekten 19 ise de, besmele'de geçen kelimelerden her birinin Kur'ân-ı Kerîm'de 19 veya 19'un katı kadar geçtiği iddiası doğru değildir. a) اسم kelimesinin Kur'an'da 19 defa geçtiği iddiası yanlıştır. Bu kelime 9 yerde (5:4; 6:118,119, 121,138; 22:28,34,3640) الله lafzına, 9 yerde bu lafz-ı celîl yerine رب kelimesine (55:78; 56:74,96; 69:52; 73:8; 76:25; 87:1,15, 96:1) muzâf olarak kullanılmış, bir yerde الاسم الفسوق olarak (49:11) zikredilmiş, iki yerde de yine الله lafz-ı celîline muzâf olarak, ama ب harf-i cerri ile بسم الله şeklinde (11:41; 27:30) kullanılmıştır. Böylece اسم kelimesi Kur'an'da 19 değil, 21 yerde geçmiş olmaktadır. Fâtiha sûresinin başındaki besmele'yi de alırsanız bu sayı 22'ye, diğer sûrelerin başındaki besmele'leri de sayarsanız 134'e yükselmektedir. R. Halife, başında harf-i tarif olan الاسم الفسوق terkibindeki الاسم kelime- sine sayımda itibar ettiği halde ب harf-i cerri ile بسم الله diye kullanılan اسم kelimelerini sayım dışı bırakmış ve 19'u böylece bulduğunu ileri sürmüştür ki, bu apaçık bir tutarsızlıktır. b) Benim tercüme ettiğim tebliğine göre besme- le'de geçen الله lafzının da Kur'an'da 19'un tam katı olarak(2698:19x142)zikredildiğini iddia etmiştir. Ben bu lafzın sayımı ile ilgili kontrolü yapmadım. Buna lüzum da kalmadı. Çünkü bu lafzın 2698 defa değil, 2699 defa geçtiği kendisine bildirilmiş olmalı ki 100.sayfa: R. Halife bu defa sayıyı 2698'e indirebilmek için Tevbe sûresinin son iki âyetini inkâr etme cür'etini göstermiş, bu sûrenin son âyetinde geçen حسبى الله cümlesindeki الله lafzından kurtulmaya çalışmıştır. Dr. Orhan Kuntman'a gönderdiği matbû bir bültende bu inkârını açıkça dile getiren R. Halife şöyle demektedir: "...Büyük bir ihtimalle bu iki âyet Ebû bekir, Ömer ve Zeyd'den çok sonra Peygamberin hayranları tarafından Kur'ân'a sokulmuştur..."114. Daha sonra R. Halife, Tevbe sûresinin son iki âyetinde yer alan bazı kelimeler için bir şema düzen- lemiştir. Bu şemada رسول، انفس، تولّوا، الله، اله، توكّلت ربّ، العرش kelimelerine yer vermiş, bu kelimelerin Kur'an'da 19 veya 19'un katı olarak hesaplanabil- meleri için bu iki ayetin Kur'an'dan sayılmaması lazım geldiği inkârına gitmiştir. Bu açık sapıklık karşısında daha fazla bir şey söylemeye, aksini izah ve isbâta çalışmaya bilmem ki gerek var mıdır? 2- Bir iki örnek te harf sayımlarındaki tutarsızlıklarından vermekte fayda görüyoruz: a) Kalem sûresinin başındaki ن harfinin bu sûre içinde 133 defa geçtiği ileri sürülmüştür115. Sûrenin başındaki besmele'de bulunan ن harfi de dikkate alınmak sûretiyle sayı ancak 132'ye çıkarılabilmiş, bu sayının 19'un katı olmadığı görülünce "resm-i hat" prensibi terk edilerek (veya "resm-i hat" kaidesi tahrif edilerek) bu defa sûrenin başındaki ن harfi, okunduğu _____________________ 114. Muslim Perespective, s.3. 115. R. Halife, Quran: Vısual Presentation of The Mıracale, s.90. 101.sayfa: gibi نون diye üç harfle yazılarak ikinci bir ن , elde edilmiş, böylece 133 sayısına ulaşılmıştır. Ama aynı iş meselâ حم deki م harfinde yapılmamış ve حم diye başlayan bütün sûrelerin başındaki م harflerine tek harf olarak itibar edilmiştir116. Kısaca söylemek gerekirse, Kalem sûresinde "resm-i hat" kaidesi açıkça çiğnenmiş, çünkü öyle icab etmiştir117. b) R. Halife bu harflerle ilgili olarak kaideyi: "Sûrelerin başında mevcut olan anahtar mesâbesindeki bu harflerin, bulundukları sûreler içindeki sayıları istisnâsız 19 sayısının katlarına eşit olarak karşımıza çıkmaktadır."118 diye ortaya koyduğu halde ق harfinden başka hiçbir harfte bu kaideyi işletememiş, bu defa harfin bulunduğu sûreyi, aynı harfin başında bulunduğu diğer sûrelerle ________________________________ 116. bk. Aynı eser, s.122, 128, 132, 136, 140, 144. 117. Son günlerde, R. Halife imzası ile muhtelif yerlere gönderildiği tahmin edilen ve sonunda adres ve banka hesap numarası da verilerek teberrû talebinde bulunulan Arapça bir genelge elimize geçmiştir. R. Halife bu genelgesinde 19 meselesi ile ilgili iddialarını tekrarlarken, Kalem suresinin başındaki ن harfine de sözü getirmiş, bu harfin Hz. Osman'ın mushaflarında üç harfle نون diye yazılı olduğunu iddia etmiştir. (s.4, madde, 29). Bu iddianın, ilmî ve tarihî kaynaklar açısından hiçbir değeri bulunmamakla birlikte, en eski kaynak olarak İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi'nde muhafâza edilen ve Hz. Osman'ın şahsî mushafı olarak bilinen (en azından ashâb devrinde yazıldığında hiç şüphe bulunmayan) Mushaf-ı Şerîf'e başvurduk. Bir fotokopi nüshası -çok şükür- elimizde bulunan bu Mushaf-ı Şerîf'te gördük ki, R. Halife'nin iddiası hilâfına -diğer bütün mushaflarda olduğu gibi- bu harf, okunduğu şekilde üç harfle değil, tek harf olarak yazılıdır. 118. bk. T. Altıkulaç, Yüce Kitabımız Hz. Kur'an, s.85. 102.sayfa: harman ederek sonuca varmaya çalışmıştır. Çalışmış ama, yine de sonuca varamadığını (belki yaklaştığını) görünce, bu defa Kur'an'da harf değişikliği yapmaya kalkmıştır. Bunun bir misâli üzerinde durmak ve abesle daha fazla iştigal etmeden konuyu noktalamak istiyoruz: Bilindiği üzere Kur'ân-ı Kerim'de, başında ص harfi bulunan üç sûre vardır: A'raf, Meryem, Sâd. Bunlardan birincisinde 98, ikincisinde 26, üçüncüsünde ise 29 ص harfi mevcuttur. Ne bu sayılardan herhangi biri tek başına, ne de harman edilmeleri durumunda toplamları olan 153 sayısı 19'un katıdır. Bu durumda R. Halife'ye göre yapılacak iş, bu ص harflerinden birini yok etmenin çaresini aramaktadır. Nitekim öyle yapmış, A'râf sûresinin 69. âyetindeki بصطة kelimesinde mevcut ص harfine el atarak bu harfi س harfi ile değiştirmiş ve sayım dışı bırakmıştır119. Nitekim R. Halife, kitabının Türkçe mütercimine yazdığı 27 Kasım 1984 tarihli mektubunda bu konuya temas etmekte ve şöyle demektedir: "بصطة"... kelimesi hakkında sorun şuradan kaynaklanıyor: بصطة kelimesinin Cebrâil'in talimatiyle ص harfi ile yazıldığını iddia eden bir tefsire itimad etmiştik. Halbuki bu tamamen yanlıştır. Yani o tefsir yanlıştı. En eski Kur'an nüshalarına baktı- ğımda orijinal Kur'an'ın ص ile değil, س le yazılmış olduğunu müşahade ettim. Üstelik matematiksel şifre Kur'an metni üzerinde uygulanınca بصطة kelimesinin ___________________________ 119. bk. R. Halife, Quran: Vısual Presentation of The Mıracale, s.98. 103.sayfa: ص ile değil, س ile yazılması gerektiği kesinlik kaza- nır"120. Görüldüğü üzere R. Halife, 19'lu hesabını doğru çıkması uğruna burada da Kur'an'ın bir harfini değiştirmeye kalkmış, böylece tezini yürütebilmek için her şeyi göze alabildiğini bir kere daha ortaya koymuştur. Yukarıda sözünü ettiği Kur'an nüshaları hangileridir, bilemiyoruz ama, hemen belirtelim ki Allah'ın kitabı Hz. kur'an, binlerce hattat tarafından istinsâh edilegelmiştir. Bu nüshalar üzerinde bazı müstensih hataları bulunması da tabiidir. Onun içindir ki, hemen bütün İslâm ülkelerinde basımdan önce mushafları incelemek üzere uzmanlardan meydana gelen heyetler kurulmuştur. Bu heyetlerin görevi, basılacak nüshalardaki bu çeşit hataları tesbit edip tashihini sağlamaktır. Bu duruma göre R. Halife'nin başvurduğu şu veya bu el yazması mushafta بصطة kelimesinde ص yerine س yazılmış olmasının ne önemi olabilir? Zira resm-i hat için ölçü şu veya bu mushaf değil, Hz. Osman (r.a.) tarafından yazdırılan ve ashâbın ileri gelenlerinin tetkik, icmâ ve onayına mazhar olan mushaflardır. Bu mushafların çeşitli tarihî olaylar (harpler, yangınlar v.s.) içerisinde zâyî olmaları veya bu konudaki bilgilerimizin yetersizliği bir yana, İslâm âlimlerinin ilk asırlardan itibaren bu mushaflardaki yazı kaidelerini teker teker tesbit etmiş olmaları, kaide dışı misalleri dahi -bir tanesini bile ihmal etmeden- kağıda dökmüş bulunmaları, kezâ İslâmın henüz ilk asrı _______________________ 120. R. Halife, Kur'an Görülen Mucize, s.11. 104.sayfa: içinde yazılmış olduğu kesin bazı mushafların zamanımıza kadar ulaşmış olması, bu konuda müslümanlar için en büyük huzur kaynakları arasındadır. A'râf sûresinin 69. ayetinde bulunan بصطة kelimesi, yüzbinlerce eski ve yeni matbû ve yazma mushaflarda ص harfi ile yazılı olduğu gibi121, en eski muteber kaynaklarda da bu kelimenin Hz. Osman'ın mushaflarında ص harfi ile yazıldığı söz birliği ile ve sarâhaten kaydedilmiştir122. Bu kadarını tesbit ettikten sonra R. Halife'nin kitabındaki diğer örnekler üzerinde durmaya ihtiyaç duymuyor, biraz önce de belirttiğimiz gibi bu işe daha fazla zaman ayırmayı abesle iştigal sayıyoruz. Bu konu ile ilgilenenlere ve bilhassa elinizde bulunan bu kitabımızın 1,2,3 ve 4'ncü baskılarının sonunda yer verdiğim tercümeyi okuyanlara hâlisâne tavsiye ve ricam, Dr. Reşad Halife'nin tutarsız ve sonu inkâra varan iddialariyle meşgul olmamaları, zaman harcamamalarıdır. Kur'ân'a hizmet düşüncesiyle bu konuda benim gibi yanılan diğer yazar, mütercim, nâşir ve hatiplere de tavsiyem, bu çalışmalarını durdurmaları, nâmütenâhî hizmet konuları içinde başka şeylerle mesâî ve imkânlarını değerlendirmeleridir. Yanılmayan yalnız Allah'tır. Tevfîk te sadece O'ndandır. ______________________________ 121. Nitekim 117 numaralı dip notunda sözünü ettiğimiz Mushaf-ı Şerif'te de bu kelime ص harfi ile yazılmıştır. 122. Misâl olarak bk. İbn Ebî Dâvûd. Kitâbu'l-mesâhif. s.108; Ebû Amr ed-Dânî, el-Mukni', s.85: Mekkî b.Ebî Tâlib, el-Keşf, |, 303. 105.sayfa: ... Son güncelleme 18/08/2018 15:13
1 note · View note
Text
TÜRKİYE DİYANET VAKFI YAYINLARI Yüce Kitabımız Hz. KUR'AN Dr. Tayyar ALTIKULAÇ ( www.twitter.com/tahirizade ) ... KUR'ÂN-I KERİMDE "19" MESELESİ 1. 19 İddiasının Mâhiyeti: Müddessir sûresinin 30. âyetinde geçen 19 sayısı ile ilgili olarak atılan iddianın 20 yıla yakın bir geçmişi olduğu söylemek mümkündür. İddianın sahibi aslen Mısırlı olan ve hâlen Amerika'nın Arizona eyâletinde (Tucson'da) imamlık yapan Dr. Reşad Halîfe'dir. Bu işle meşgul olmaya 1969'da başladığını söylemektedir110. İddiasına göre; "Orada 19 bekçi vardır."111 meâlindeki âyet-i kerimede geçen 19 sayısında ilâhî bir sır gizlidir. Kur'ân'ın îcâzı ile ilgili olan ve ancak bugün açıklanabilmiş bulunan bu sırra göre Kur'ân'ı Kerîm'in lafzî îcâzı, mûcizevî bir hesâba dayanmaktadır. Buna göre, meselâ "besmele" 19 harften ibârettir. İlk nâzil olan sûre, sondan geriye doğru sayıldığında 19'ncu sûredir. İlk nâzil olan âyetler 19 kelimeden meydana gelmiştir. Bu âyetlerdeki harf _________________________ 110. R.Halife, Kur'an Görülen Mûcize, s.10. 111. 74:30. 95.sayfa: sayısı da 19'un katıdır... Bunların hepsinden önemli olan, bazı sûrelerin başında yer alan ve "hurûf-i mukatta" dediğimiz harflerin, bulundukları sûreler içindeki sayıları istisnâsız, evet R.Halife'nin iddiasına göre istisnâsız 19'un katlarıdır... 2. Konu ile ilgimin Kısa Hikâyesi: Ben şahsen bu görüşlere 1-7 Eylül 1981 tarihinde Cezâyir'de katıldığım bir konferansta muttali oldum. Dr. Reşad Halife bu görüşlerini bir tebliğ ile sunmuş ve dinleyenlerin ilgisini çekmiştir. Teksir edilerek konferansa katılanlara dağıtılan bu tebliği, Türkiye'ye döndükten sonra tercüme ettim ve ilk baskısı o tarihlerde neşredilen bu kitabımızın sonunda "Metin üzerinde herhangi bir değerlendirme yapmadan, ama Kur'ân'ın ilâhî kelam olduğunu kavramakta güçlük çeken bazı kişilere büyük ölçüde yardımcı olabileceği görüşümüzü de gizlemeksizin" yer verdim112. Metin üzerinde bir değerlendirme yapmam, o yıllarda benim için oldukça zordu. Çünkü bu, uzun bir çalışmayı gerektirebilirdi. Bilhassa bazı sûrelerin başında yer alan الم، يس، ص gibi harflerin, gerçekten o sûre içinde 19'un katlarına eşit sayıda geçip geç- mediğini kontrol etmek, dikkatli ve sabırlı bir çalışma- yı gerektirirdi. O tarihlerdeki görev şartlarım içinde böyle bir çalışmaya zaman ayırmam imkansızdı. Kur'ân'ın üstün îcâzını bazı çevrelere anlatmakta ______________________________ 112. bk. T.Altıkulaç. Yüce Kitabımız Hz. Kur'an, s.70-90 96.sayfa: faydalı olacağını düşünerek ve doğuyu- batıyı görmüş müslüman bir akademisyenin tezi olmasına da güvenerek, tebliği neşredip bıraktım. Sonra gördüm ki, konu ile başka ilgilenenler, Kur'an'a hizmet düşüncesiyle bu görüşleri neşriyat alanında (yurt içinde ve dışında) değerlendirenler de var. Hatta bir hekim dostumuz (Sayın Dr. Halûk Nurbâkî) bundan birkaç yıl önce aynı iyi niyetle konuyu televizyon ekranına da getirdi. Bu arada R. Halife'nin 1982 yılında "Quran: Vısual Presentation of The Mıracle" adıyla Amerika'da (Tucson'da) neşrettiği kitabı, E. Yüksel tarafından tercüme edilerek "Kur'an Görülen Mûcize" adıyla 1983 yılında Türk okuyucusuna sunulmuş oldu. Derken, aleyhte sesler duyuldu ve R. Halife'nin tezi hakkında bazı tenkidler ileri sürüldü. Ancak bu tenkidler içinde haklı ve isabetli bulduğum ve R. Halife'nin görüşlerini çürütücü mahiyette gördüğüm olmadı113. Ama R. Halife'nin çalışmasını ilk fırsatta ele alıp inceleme arzusunu ve "Acaba hatalı bir görüşün neşrine vasıta mı oldum?" sorusunu içimde hep saklı tuttum. Nihayet bundan bir müddet önce Orhan Kuntman adında bir hekimin bu işle ilgilendiğine muttalî oldum. Bu zât, R. Halife'nin iddialarını incelerken metod olarak doğru bir yol seçmiş, -işin uzmanı olmadığı ve "resm-i hat" bilgisine vâkıf ________________________ 113. Bu tenkidlerden biri hakkındaki değerlendirme ve incelemeniz için bk. 20 Mart 1988 tarihli Tercüman Gazetesi. 97.sayfa: bulunmadığı için harf sayımındaki bazı isabetsizlikleri bir yana- bilhassa kelime sayımlarında önemli birkaç nokta yakalamış, hatta R. Halife ile mektuplaşmaya kadar, inançla ve sabırla işin peşine düşmüştür. Herhalde benim için R. Halife'nin iddiaları üzerine bizzat eğilmem zamanı artık gelmiş, hatta geçmişti. R. Halife'nin, Dr. Orhan Kuntman'ın bir nüshasını lütfettiği "Quran: Vısual Presentation of The Mıracle" adlı kitabın (E. Yüksel tercümesi ile birlikte) incelemeye başladım. İncelemenin hemen ilk çeyreği içindeki örneklerden itibaren gördüm ki ben, R. Halife'nin Cezâyir'de sunduğu tebligini tercüme ve neşretmekle hatalı -belki de maksatlı- bir teşebbüsün yayılmasına vâsıta olmuşum. Tabiidir ki bu inceleme sonuçlarını kendime saklamak yerine, açıklamam gerekirdi. Hatta bu bir görevdi. İşte Tercüman Gazetesinin 20 ve 21 Mart 1988 tarihli nüshasında da neşredilen bu satırları, bu görevin ifası için kaleme almış oldum. 3. R. Halife'nin İddialarının İncelenmesi: R. Halife'nin tezi içinde dikkatimi çeken en önemli nokta, bazı sûrelerin başında yer alan harflerin, bulundukları sûre içinde 19'un tam katı sayıda bulundukları iddiasıdır. "Hurûf-i Mukattaa" dediğimiz bu harflerden maksadın ne olduğu, herhalde Allah Rasûlü (s.a.)'in bilgi sınırları içinde idi. Ancak bu bilgi, ümmetin 98.sayfa: hemen hemen mechûlü olmuş, konuya bir açıklık kazandırılamamıştır. Müfessirler çeşitli yorumlarla bir sonuca varmaya çalışmışlarsa da, açıklamalarının sonunda "bundan murâdın ne olduğunu en iyi Allah bilir", demeyi de ihmal etmemişlerdir. Hatıra gelmiştir ki, acaba 19 tezi ile bu harfler üzerindeki kapalılık, bir açıklık mı kazanacaktır? Böyle bir şeyin olmasını kim arzu etmez? Sonra, Kur'ân-ı Kerîm'in tefsiri üzerine asırlar ilerledikçe yeni ışıklar düşmüyor, müsbet ilmin yeni yeni buluşları bazı âyetlerin daha iyi anlaşılmasına yardımcı olmuyor mu? İtiraf edeyim ki R. Halife'nin tezi, ilk planda bende böyle bir düşünceye (böyle bir inanca demiyorum) kapı açtı. İnceleme sonucunun, R. Halife lehine bitmesini de bu yüzden çok istedim. Ama gördüm ki bu kişi, hakikatin değil, mâcerânın peşindedir. Tezini savunmak ve zaman zaman bu tezde açılan gedikleri tıkamak için âyet inkârına kadar her şeyi göze almış biridir. Ortaya koyduğu sayım kaidelerine göre isabet kaydettiği bazı noktalar var ise de, verdiği örneklerin çoğu zorlama ürünüdür ve aladatmacadır. Sıkıştığı noktada çıkış yolları aramakta, kaidelerine yeni kaideler eklemekte, sayım sisteminde sık sık değişiklik yapmak zorunda kalmaktadır. Burada O'nun verdiği örneklerin hepsi üzerinde duracak değiliz. Buna gerek te bulunmamaktadır. Basit ve anlaşılması kolay diye tavsif ettiği birkaç misâl ve sistem üzerinde durmak, kanaatimce yeterli olacaktır. Zira sayımı iyice karmaşık örneklerde O'nu 99.sayfa: kontrol etmemiz daha zorlaşmaktadır. Sözü daha fazla uzatmadan örneklere geçelim: 1- Besmele'deki harflerin sayısı "resm-i hat" prensibine göre gerçekten 19 ise de, besmele'de geçen kelimelerden her birinin Kur'ân-ı Kerîm'de 19 veya 19'un katı kadar geçtiği iddiası doğru değildir. a) اسم kelimesinin Kur'an'da 19 defa geçtiği iddiası yanlıştır. Bu kelime 9 yerde (5:4; 6:118,119, 121,138; 22:28,34,3640) الله lafzına, 9 yerde bu lafz-ı celîl yerine رب kelimesine (55:78; 56:74,96; 69:52; 73:8; 76:25; 87:1,15, 96:1) muzâf olarak kullanılmış, bir yerde الاسم الفسوق olarak (49:11) zikredilmiş, iki yerde de yine الله lafz-ı celîline muzâf olarak, ama ب harf-i cerri ile بسم الله şeklinde (11:41; 27:30) kullanılmıştır. Böylece اسم kelimesi Kur'an'da 19 değil, 21 yerde geçmiş olmaktadır. Fâtiha sûresinin başındaki besmele'yi de alırsanız bu sayı 22'ye, diğer sûrelerin başındaki besmele'leri de sayarsanız 134'e yükselmektedir. R. Halife, başında harf-i tarif olan الاسم الفسوق terkibindeki الاسم kelime- sine sayımda itibar ettiği halde ب harf-i cerri ile بسم الله diye kullanılan اسم kelimelerini sayım dışı bırakmış ve 19'u böylece bulduğunu ileri sürmüştür ki, bu apaçık bir tutarsızlıktır. b) Benim tercüme ettiğim tebliğine göre besme- le'de geçen الله lafzının da Kur'an'da 19'un tam katı olarak(2698:19x142)zikredildiğini iddia etmiştir. Ben bu lafzın sayımı ile ilgili kontrolü yapmadım. Buna lüzum da kalmadı. Çünkü bu lafzın 2698 defa değil, 2699 defa geçtiği kendisine bildirilmiş olmalı ki 100.sayfa: R. Halife bu defa sayıyı 2698'e indirebilmek için Tevbe sûresinin son iki âyetini inkâr etme cür'etini göstermiş, bu sûrenin son âyetinde geçen حسبى الله cümlesindeki الله lafzından kurtulmaya çalışmıştır. Dr. Orhan Kuntman'a gönderdiği matbû bir bültende bu inkârını açıkça dile getiren R. Halife şöyle demektedir: "...Büyük bir ihtimalle bu iki âyet Ebû bekir, Ömer ve Zeyd'den çok sonra Peygamberin hayranları tarafından Kur'ân'a sokulmuştur..."114. Daha sonra R. Halife, Tevbe sûresinin son iki âyetinde yer alan bazı kelimeler için bir şema düzen- lemiştir. Bu şemada رسول، انفس، تولّوا، الله، اله، توكّلت ربّ، العرش kelimelerine yer vermiş, bu kelimelerin Kur'an'da 19 veya 19'un katı olarak hesaplanabil- meleri için bu iki ayetin Kur'an'dan sayılmaması lazım geldiği inkârına gitmiştir. Bu açık sapıklık karşısında daha fazla bir şey söylemeye, aksini izah ve isbâta çalışmaya bilmem ki gerek var mıdır? 2- Bir iki örnek te harf sayımlarındaki tutarsızlıklarından vermekte fayda görüyoruz: a) Kalem sûresinin başındaki ن harfinin bu sûre içinde 133 defa geçtiği ileri sürülmüştür115. Sûrenin başındaki besmele'de bulunan ن harfi de dikkate alınmak sûretiyle sayı ancak 132'ye çıkarılabilmiş, bu sayının 19'un katı olmadığı görülünce "resm-i hat" prensibi terk edilerek (veya "resm-i hat" kaidesi tahrif edilerek) bu defa sûrenin başındaki ن harfi, okunduğu _____________________ 114. Muslim Perespective, s.3. 115. R. Halife, Quran: Vısual Presentation of The Mıracale, s.90. 101.sayfa: gibi نون diye üç harfle yazılarak ikinci bir ن , elde edilmiş, böylece 133 sayısına ulaşılmıştır. Ama aynı iş meselâ حم deki م harfinde yapılmamış ve حم diye başlayan bütün sûrelerin başındaki م harflerine tek harf olarak itibar edilmiştir116. Kısaca söylemek gerekirse, Kalem sûresinde "resm-i hat" kaidesi açıkça çiğnenmiş, çünkü öyle icab etmiştir117. b) R. Halife bu harflerle ilgili olarak kaideyi: "Sûrelerin başında mevcut olan anahtar mesâbesindeki bu harflerin, bulundukları sûreler içindeki sayıları istisnâsız 19 sayısının katlarına eşit olarak karşımıza çıkmaktadır."118 diye ortaya koyduğu halde ق harfinden başka hiçbir harfte bu kaideyi işletememiş, bu defa harfin bulunduğu sûreyi, aynı harfin başında bulunduğu diğer sûrelerle ________________________________ 116. bk. Aynı eser, s.122, 128, 132, 136, 140, 144. 117. Son günlerde, R. Halife imzası ile muhtelif yerlere gönderildiği tahmin edilen ve sonunda adres ve banka hesap numarası da verilerek teberrû talebinde bulunulan Arapça bir genelge elimize geçmiştir. R. Halife bu genelgesinde 19 meselesi ile ilgili iddialarını tekrarlarken, Kalem suresinin başındaki ن harfine de sözü getirmiş, bu harfin Hz. Osman'ın mushaflarında üç harfle نون diye yazılı olduğunu iddia etmiştir. (s.4, madde, 29). Bu iddianın, ilmî ve tarihî kaynaklar açısından hiçbir değeri bulunmamakla birlikte, en eski kaynak olarak İstanbul Topkapı Sarayı Müzesi'nde muhafâza edilen ve Hz. Osman'ın şahsî mushafı olarak bilinen (en azından ashâb devrinde yazıldığında hiç şüphe bulunmayan) Mushaf-ı Şerîf'e başvurduk. Bir fotokopi nüshası -çok şükür- elimizde bulunan bu Mushaf-ı Şerîf'te gördük ki, R. Halife'nin iddiası hilâfına -diğer bütün mushaflarda olduğu gibi- bu harf, okunduğu şekilde üç harfle değil, tek harf olarak yazılıdır. 118. bk. T. Altıkulaç, Yüce Kitabımız Hz. Kur'an, s.85. 102.sayfa: harman ederek sonuca varmaya çalışmıştır. Çalışmış ama, yine de sonuca varamadığını (belki yaklaştığını) görünce, bu defa Kur'an'da harf değişikliği yapmaya kalkmıştır. Bunun bir misâli üzerinde durmak ve abesle daha fazla iştigal etmeden konuyu noktalamak istiyoruz: Bilindiği üzere Kur'ân-ı Kerim'de, başında ص harfi bulunan üç sûre vardır: A'raf, Meryem, Sâd. Bunlardan birincisinde 98, ikincisinde 26, üçüncüsünde ise 29 ص harfi mevcuttur. Ne bu sayılardan herhangi biri tek başına, ne de harman edilmeleri durumunda toplamları olan 153 sayısı 19'un katıdır. Bu durumda R. Halife'ye göre yapılacak iş, bu ص harflerinden birini yok etmenin çaresini aramaktadır. Nitekim öyle yapmış, A'râf sûresinin 69. âyetindeki بصطة kelimesinde mevcut ص harfine el atarak bu harfi س harfi ile değiştirmiş ve sayım dışı bırakmıştır119. Nitekim R. Halife, kitabının Türkçe mütercimine yazdığı 27 Kasım 1984 tarihli mektubunda bu konuya temas etmekte ve şöyle demektedir: "بصطة"... kelimesi hakkında sorun şuradan kaynaklanıyor: بصطة kelimesinin Cebrâil'in talimatiyle ص harfi ile yazıldığını iddia eden bir tefsire itimad etmiştik. Halbuki bu tamamen yanlıştır. Yani o tefsir yanlıştı. En eski Kur'an nüshalarına baktı- ğımda orijinal Kur'an'ın ص ile değil, س le yazılmış olduğunu müşahade ettim. Üstelik matematiksel şifre Kur'an metni üzerinde uygulanınca بصطة kelimesinin ___________________________ 119. bk. R. Halife, Quran: Vısual Presentation of The Mıracale, s.98. 103.sayfa: ص ile değil, س ile yazılması gerektiği kesinlik kaza- nır"120. Görüldüğü üzere R. Halife, 19'lu hesabını doğru çıkması uğruna burada da Kur'an'ın bir harfini değiştirmeye kalkmış, böylece tezini yürütebilmek için her şeyi göze alabildiğini bir kere daha ortaya koymuştur. Yukarıda sözünü ettiği Kur'an nüshaları hangileridir, bilemiyoruz ama, hemen belirtelim ki Allah'ın kitabı Hz. kur'an, binlerce hattat tarafından istinsâh edilegelmiştir. Bu nüshalar üzerinde bazı müstensih hataları bulunması da tabiidir. Onun içindir ki, hemen bütün İslâm ülkelerinde basımdan önce mushafları incelemek üzere uzmanlardan meydana gelen heyetler kurulmuştur. Bu heyetlerin görevi, basılacak nüshalardaki bu çeşit hataları tesbit edip tashihini sağlamaktır. Bu duruma göre R. Halife'nin başvurduğu şu veya bu el yazması mushafta بصطة kelimesinde ص yerine س yazılmış olmasının ne önemi olabilir? Zira resm-i hat için ölçü şu veya bu mushaf değil, Hz. Osman (r.a.) tarafından yazdırılan ve ashâbın ileri gelenlerinin tetkik, icmâ ve onayına mazhar olan mushaflardır. Bu mushafların çeşitli tarihî olaylar (harpler, yangınlar v.s.) içerisinde zâyî olmaları veya bu konudaki bilgilerimizin yetersizliği bir yana, İslâm âlimlerinin ilk asırlardan itibaren bu mushaflardaki yazı kaidelerini teker teker tesbit etmiş olmaları, kaide dışı misalleri dahi -bir tanesini bile ihmal etmeden- kağıda dökmüş bulunmaları, kezâ İslâmın henüz ilk asrı _______________________ 120. R. Halife, Kur'an Görülen Mucize, s.11. 104.sayfa: içinde yazılmış olduğu kesin bazı mushafların zamanımıza kadar ulaşmış olması, bu konuda müslümanlar için en büyük huzur kaynakları arasındadır. A'râf sûresinin 69. ayetinde bulunan بصطة kelimesi, yüzbinlerce eski ve yeni matbû ve yazma mushaflarda ص harfi ile yazılı olduğu gibi121, en eski muteber kaynaklarda da bu kelimenin Hz. Osman'ın mushaflarında ص harfi ile yazıldığı söz birliği ile ve sarâhaten kaydedilmiştir122. Bu kadarını tesbit ettikten sonra R. Halife'nin kitabındaki diğer örnekler üzerinde durmaya ihtiyaç duymuyor, biraz önce de belirttiğimiz gibi bu işe daha fazla zaman ayırmayı abesle iştigal sayıyoruz. Bu konu ile ilgilenenlere ve bilhassa elinizde bulunan bu kitabımızın 1,2,3 ve 4'ncü baskılarının sonunda yer verdiğim tercümeyi okuyanlara hâlisâne tavsiye ve ricam, Dr. Reşad Halife'nin tutarsız ve sonu inkâra varan iddialariyle meşgul olmamaları, zaman harcamamalarıdır. Kur'ân'a hizmet düşüncesiyle bu konuda benim gibi yanılan diğer yazar, mütercim, nâşir ve hatiplere de tavsiyem, bu çalışmalarını durdurmaları, nâmütenâhî hizmet konuları içinde başka şeylerle mesâî ve imkânlarını değerlendirmeleridir. Yanılmayan yalnız Allah'tır. Tevfîk te sadece O'ndandır. ______________________________ 121. Nitekim 117 numaralı dip notunda sözünü ettiğimiz Mushaf-ı Şerif'te de bu kelime ص harfi ile yazılmıştır. 122. Misâl olarak bk. İbn Ebî Dâvûd. Kitâbu'l-mesâhif. s.108; Ebû Amr ed-Dânî, el-Mukni', s.85: Mekkî b.Ebî Tâlib, el-Keşf, |, 303. 105.sayfa: ... Son güncelleme 18/08/2018 15:13 .
0 notes
nullcracktr-blog · 6 years
Text
Mix v1.3 - WordPress Themes For Musicians
Mix v1.3 – WordPress Themes For Musicians
Vısual Besteci. Slider Devrim. Kitle. Eklentileri Görsel Besteci için 2.1 Paketi. Kitle. Eklentileri Görsel Besteci için 2.0 Koleksiyonu. 1.0 Audip Oyuncu. 1.1 H. Mega Menü. Erişkin. Görsel Besteci için 1.1 düzenler.
Demo : https://themeforest.net/item/mix-wordpress-themes-for-musicians/18705021
http://hfiles.ro/download/mix13.rar/1558563 http://www.mirrorcreator.com/files/QXXAIJEQ/mix13.rar_links
View On WordPress
0 notes
thenvato-blog · 7 years
Text
Mix - WordPress Themes For Musicians
Mix – WordPress Themes For Musicians
  Vısual Composer 5.0
Slider Revolution 5.3
Mass. Addons Pack 2.1 for Visual Composer
Mass. Addons Collection 2.0 for Visual Composer
Audip Player 1.0
H.Mega Menu 1.1
Ult. Layouts 1.1 for Visual Composer
Templatera for Visual Composer
Block Builder 1.1 for Visual Composer
Ess. Grid 2.1
  Music Player Supported
Soundcloud
Shoutcast
Online Radio
Upload MP3
or Link to MP3
Create Drag & Drop Playlist
View On WordPress
0 notes
pvthemes-blog1 · 7 years
Text
Mix v1.3 – WP Themes For Musicians
Mix v1.3 – WP Themes For Musicians
[vc_row][vc_column][vc_column_text css_animation=”none”]Download Mix v1.3 – WP Themes For Musicians
Vısual Composer. Slider Revolution. Mass. Addons Pack 2.1 for Visual Composer. Mass. Addons Collection 2.0 for Visual Composer. Audip Player 1.0. H.Mega Menu 1.1. Ult. Layouts 1.1 for Visual Composer.
Music Player Supported : 
Soundcloud
Shoutcast
Online Radio
Upload MP3
or Link to MP3
Create Drag…
View On WordPress
0 notes
wpelegant · 7 years
Text
Mix - WordPress Themes For Musicians
New Post has been published on http://wpelegant.com/mix-wordpress-themes-for-musicians/
Mix - WordPress Themes For Musicians
Mix – WordPress Themes For Musicians http://themeforest.net/category/wordpress/entertainment/music-and-bands
SAVE ON PREMIUM WORDPRSS PLUGINS / $234
Vısual Composer 5.0
Slider Revolution 5.3
Mass. Addons Pack 2.1 for Visual Composer
Mass. Addons Collection 2.0 for Visual Composer
Audip Player 1.0
H.Mega Menu 1.1
Ult. Layouts 1.1 for Visual Composer
Templatera for Visual Composer
Block Builder 1.1 for Visual Composer
Ess. Grid 2.1
Music Player Supported
Soundcloud
Shoutcast
Online Radio
Upload MP3
or Link to MP3
Create Drag & Drop Playlist
Listen Statistics
Download Statistics
Add ADS mp3 in song
DISCOVER ALL FEATURES
49
Check WordPress Theme
0 notes