Tumgik
#tatlı çizimler
kolaycizimler · 5 months
Text
0 notes
jupiterliyazar · 1 year
Text
Gecenin güzelliği ve derin sessizliği ruhunu dinlendiriyordu. Yıldızların parlaklığı güzel bir hayali hatırlatıyordu. Teker teker takımyıldızlarını bulmaya çalışıyor ve zihninde çizimler yapıyordu. Bir yandan uzun zamandır kazanmak istediği bir zaferi elde etmiş gibiydi. Sonunda tek başına olmanın verdiği huzur tatlı bir heyecan oluşturuyordu. Hiçbir yerde olmak istemediği bu nadide anı dondurup saklamak istiyordu. Tek bir insan sesinin olmadığı bu eşsiz zamanı zihnine kazıyacaktı.
M.
39 notes · View notes
karincakarakedi · 2 years
Text
Şu an okuduğum kitaba biraz bile uymuyor belki ama yüzümü gülümsettiği için bu kez bu ayracı kullanmak istedim~
Buna baktığım zaman aklıma muhabbet kuşum geliyor "Sevimli hallerini resmedip bir ayraç da kendim mi yapsam?" diye düşündürüyor.
Aylardır çizim malzemelerime dokunmadım ama ne çizimi ne de biraz bile kontrol edemediğim sesimle şarkı söylemeyi bıraktım. Sadece ara verdim. Çok eğlendiğim bu iki hobiye de devam etmek hoş olur~
Ama ne zaman olur, nasıl olur gerçekten bilmiyorum.
Ayracı görünce bu düşüncelere daldım. Öyle harika çizen biri değilim ama manga tarzı çizimler, manzara boyamaları yapmak zihnen rahatlatıcı bir aktivite~
Bu kendi ayraçlarımı çizip boyama fikri burada dursun.
Çizim defterimi yeniden elime almaya cesaret edebileceğim güne dek.. Bu bir veda değil, bir ara sonuçta~
Bu geceyi okuyarak sonlandıralım bakalım. Yakında dans okulunda sınav olacağız. İçimde tuhaf, tatlı bir gerginlik heyecan var. O heyecanı başka şeyler düşünerek bastırıyorum~
Tumblr media
2 notes · View notes
adl1bbed · 1 year
Text
Clear and Muddy Loss of Love- Bölüm 18: Ejder kapılar açılır, eski dostlar kavuşuyor
Ziyafet öğleden gece yarısına kadar sürdü. Yiyecek ve şarap kapları masalarda dağılmış, ev sahibi ve davetliler hoşnutlukla dolmuştu.
Qi Yan dışında herkes kör kütük sarhoş olmuştu.
Vaktin gelmek üzere olduğunu gördüğünde, Xie An gelişigüzel bir şekilde elini salladı. İki sıra hane hizmetçisi yeniden balık sürüsü gibi içeriye aktı.
Hepsinin elinde üzerinde kırmızı bir örtü bulunan tepsiler vardı. Xie An ayağa kalktı, "Edebiyat vasıtas��yla dostlar edinmek gerçekten hayatın bir lütfu. Bunlar ise minnettarlığımın göstergesi, lütfen kabul edin."
Kırmızı örtüler sırasıyla kaldırıldı. Birisi nefesini tuttu ve sahne yeniden sessizleşti.
Parlak beyaz gümüş parçaları bir düzineden fazla tepsinin üzerine yayılmıştı. Her gümüş tepsisindeki miktar, Wei Krallığı'nda yaşayan sıradan insanların çoğunun ömrü boyunca kazanabileceğinden fazlaydı!
Xie An devam etti, "Bunlar, bir miktar gümüş para. Tüm kıymetli kardeşlerimin başkentte dolaşmasına yetse gerek. Kıymetli kardeşlerim reddetmeyi düşünmesin lütfen."
... ...
Ziyafetin ikinci turu başlamıştı. Qi Yan "vakit geç oluyor, korkarım yakında görüşüm bozulacak" bahanesini kullanarak izin isteyip Xie köşkünden ayrıldı.
Geri dönüş yolunda sırtında gümüşle dolu ağır bir çanta taşırken, Xie An'ın gümüşleri hediye ederken dediklerini düşündü.
'Dolaşmak' ifadesi insanı düşünmeye itiyordu. Xie An'ın sözleri, belli bir ölçüde Üçüncü Prens Nangong Wang'ın sözleriydi.
O zaman bu prens, mütevazı talebelerden oluşan bir toplulukta kendini göstererek neyi amaçlamıştı? Ya da bu insanlar üzerinden hedefine ulaşmak mı istemişti?
İlginçti, çok ilginç.
Wei Krallığı meclisi, Qi Yan'ın gözünde yüksek bir dağ gibiydi. Her ne kadar Jieyuan unvanını elde etmişse de varlığı hala dağın önünde bir karınca kadar kalıyordu.
Eğer bir prensin ona 'ayrıcalık' tanımasını sağlayabilirse, en az on yıllık vakit kazanmış olacaktı.
Qi Yan kaldığı konağa vardığı gibi kapıları kapattı, gelen tüm ziyaretçilere karşı da kapalı kaldı. Sonuçta büyük sınav hızla yaklaşıyordu. Eğer adını altın panoya yazdıramazsa, yıllardır çevirdiği dolaplar ve sıkı çalışmaları bir hiç uğruna olacaktı.
Yeni yılın gelmesine az kalmıştı. Duruma uyarak, başkentte yoğun kar yağışı başlamıştı. Bir şenlik ruhu caddeleri ve tüm ara sokakları doldurmuştu.
Fakat yılın sonunda, bir cinayet vakası meydana geldi. Bu kargaşa yalnızca yerel makamları harekete geçirmekle kalmamış, Ceza Bakanlığına bile ulaşmıştı.
Bahsetmişken, bu meselenin Qi Yan'a da değen bir ucu vardı.
Başkent gibi saygıdeğer bir şehir, İmparatorun ayakları altındaki topraklar, neyden yoksun olabilirdi? Yetkililer! Ve bu yetkililerin sonraki nesilleri.
Nangong Rang kariyerine talebe olarak başladığından, Wei Krallığı'nın aristokrat kesimi de kültürlü ve soylu talebelerle dolmuştu. Yılı kapatmak için en güzel hediyeler kıymetli yazılar, çizimler ve antik kitaplardı.
Münzevi çobanın aracısı olan dükkan sahibi, ilk yazının ne kadara satıldığını gördüğünde çarpık bir fikir üzerinden ilerlemeye başlamıştı.
Qi Yan'ın gönderdiği iki yazıdan birini dükkanın en göze çarpan yerine astı. Bir ay boyunca sergilenmişti.
Ne zaman birisi fiyat verse "münzevi çobanın mürekkep hazinesine dünyada çok nadir rastlanıyor" diyordu. Hatıra olarak saklama niyetinde olduğu "Jiucheng sarayında tatlı baharların yazıtı"ndan başka, elinde sadece bu el yazması kalmıştı. Çok fazla isteyen olduğundan dolayı on ikinci ayın sekizinci gününde en yüksek fiyata satmak için bir açık artırma düzenledi.
Dükkan sahibi kârdan daha büyük bir oran alabilmek için fiyatı biraz arttırmak istiyordu. Yeni yılı rahat geçirmek güzel olurdu.
Qi Yan'ın hattatlığı paha biçilemez bir hazine olmaya uzaktı. Yalnızca akranları arasında eşsiz sayılabilirdi ve otuzlarındaki birçok kişiden daha iyiydi. Fakat gerçek bir kaligrafi ustası ile kıyaslansa, nitelikleri kolayca ayrılırdı.
Sonuçta yalnızca on yedi yaşındaydı. Zamanla gelen olgunluktan ve deneyimden yoksundu.
Öyle olsa da, bu kültürsüz genç efendileri kandırmak için yeterince iyiydi. Bu tür insanlar yenilik avına çıkmayı severdi ve bu, açık artırmalar için mükemmeldi.
Açık artırmaya çok sayıda insan gelmiş, fiyat teklifleri üç yüz elli lianga kadar tırmanmıştı.
İki kişi en sert teklifleri vermişti. Biri İmparatorluk Özveri Meclisinde çalışan bakanın en küçük oğlu Lu Kuang, diğeri ise Yingtian mülkünün ikinci genç efendisi Jiang Wei idi. Lu Kuang dört yüz lianglık büyük bir ücret karşılığı el yazmasını almıştı.
Bu meselenin burada kapanması gerekirdi. Fakat ertesi gün, Lu Kuang'ın ölüm haberi yayıldı.
Ortaya çıktı ki: Lu Kuang mürekkep hazinesini kazandığında Jiang Wei'ye aşağılayıcı laflar etmişti. İki tarafın hane hizmetçileri arasında büyük bir kavgaya yaşanmış, ardından o kaosun ortasında Lu Kuang kafasına bir sopa yemişti. Kurtarılamamıştı.
Jiang Wei Ceza Bakanlığı tarafından göz altına alınmıştı ve ilkbaharın başlarında yargılanacaktı. Münzevi çoban da işte bu yüzden ünlenmişti...
İnsanlar her gün münzevi çobanın yazdığı metne bakmak için kitap dükkanına geliyordu. Ve o gün, sabah erken vakitte üç erkek kardeş gelmişti.
Nangong Jingnu ilk kez kılık değiştirip malikaneden çıktığı zamandan beri, sıradan sokaklara ve pazar yerlerine derin bir ilgi duyuyordu. Nangong Shunu'nun onu tekrar götürmesi için yaygara çıkarıyordu.
Lu Zhongxing tarafından yakalandıklarından beri uzun süredir dışarı çıkmamışlardı.
Bugün Lu Zhongxing'in boş günüydü, bu yüzden gönüllü olarak iki prensese eşlik etmeyi teklif etmişti. Nangong Shunu bundan, İmparator babasının bu duruma sessizce izin verdiği çıkarımını yaptı. Biraz burukluk hissetmesine rağmen, yine kabul etmişti.
Nangong Jingnu son derece mutluydu. Nangong Shunu'nun elinden tutup çekiyor, ara sıra tatlılıkla onu "er-ge" diye çağırıyordu. Gerçekten iki erkek kardeş gibi görünüyorlardı.
"Da-ge, burası bahsettiğin yer mi?"
Lu Zhongxing başını salladı, "Mm. Görünüşe göre, bu dükkanda münzevi çobanın bir yazısının aslı varmış."
"Hadi girelim o zaman."
"Pekala."
Üçü kitap dükkanına girdiler. Lu Zhongxing, "Bayım, elinizde 'Jiucheng sarayında tatlı baharların yazıtı'nın bulunduğunu duydum?" dedi.
Dükkan sahibinin abaküsle uğraşan eli dururken uzun bir iç çekti, "Eğer üç genç efendi kitap bakmak istiyorsa, lütfen çekinmeyin. Ama başka şeylerden bahsetmeyin."
Nangong Jingnu, "Neden?" diye sordu.
Nangong Shunu kız kardeşinin elini sıktırdı, "Jing-er, gitsek iyi olacak."
Lu Zhongxing bir gümüş külçesi çıkardı. Bunu dükkan sahibinin eline sıkıştırdı, ardından gülümseyerek şöyle dedi, "Bu iki kardeşim yalnızca bakmak istiyor. Sana kesinlikle bir sıkıntı çıkarmayacağız, bana bir iyilik yapar mısın?" 
Dükkan sahibi gümüş külçesini sıktırarak üçünü süzdü, "Peki o halde. Bu yaşlı adamı takip edin."
Dükkan sahibi onları içeride bir odaya götürdü, "Buyurun."
"Er-ge, hadi girelim!" Nangong Jingnu neşeyle Nangong Shunu'nun elinden tutup odaya götürdü. Anında 'Jiucheng sarayında tatlı baharların yazıtı' ile karşılaşmışlardı.
"Eh?" Nangong Jingnu nefesini tuttu. Başını yana eğdi, ardından ablasına baktı: bu, jiejie'sine o yelpazeyi veren kişi tarafından yazılmamış mıydı? Jiejie münzevi çobanı tanıyor olabilir miydi?
Tanıdık el yazısına bakarken Nangong Shunu'nun ağzı hafifçe açık kalmıştı. Göğsünün içinde kalbi hızla atıyordu.
Gongyang Huai'nin nehir kenarında otururkenki rahat ve huzurlu tavırları, şarap içişi ve şiirler okuyuşu aklından geçti. Narin yanaklarını hafif bir kırmızılık kapladı.
Nangong Shunu dudağını ısırdı: o gerçekten de meşhur münzevi çobandı!
"Ama neden yapsın..."
Geriden gelen Lu Zhongxing, "Kim?" diye sordu.
Nangong Shunu başını iki yana salladı, "Bir şey yok." Gözlerinin önündeki yazının dikkatle sadeleştirilmiş olmasına rağmen, Nangong Shunu yine de tanımıştı. Fakat, biraz şaşkındı: büyük sınav yaklaşıyordu. Maddi durumu gayet iyiyken Gongyang Huai'nin neden el yazmalarını satması gerekmişti ki?
Yoksa... dillendirilemez sıkıntıları mı vardı? Ya da başka bir amacı mı vardı?
"Da-ge, bu yazı..."
Nangong Shunu'nun kalbi tekledi. Kardeşinin elini sıktırdı.
"Ne olmuş ona?"
Nangong Jingnu gözlerini kırpıştırdı, "Onu gerçekten çok beğendim."
Nangong Shunu derin bir nefes verdi. Eğer Lu Zhongxing münzevi çobanın gerçek kimliğini öğrenecek olsa, muhtemelen Gongyang Huai'nin başına bela olurdu.
Lu Zhongxing başka bir şeyden şüphelenmedi. Gülümseyerek tatlı dille ikna etti, "Bu el yazması burada tek başına asılı olduğuna göre, galiba dükkan sahibinin favorisi. Yalnızca bakıp çıkalım."
Nangong Jingnu başını yana eğerek ablasına bakıyordu. Nangong Shunu'nun gözlerinde parlayan ışığı gördüğünde; gizli bir karar vermişti.
Yılın bitmesine az kalmıştı, bu yüzden Nangong Rang iki kız kardeşi saraya geri çağırdı.
O öğleden sonra Nangong Rang bizzat Weiyang Sarayı'na gelerek sevgili kızını ziyaret etti. İkisi uzun süredir saraydan ayrılma konusunda bir çıkmazın içerisindelerdi, fakat Nangong Jingnu bir ay ayrı kaldıklarında tüm bunları çoktan unutmuştu.
Nangong Jingnu onu gördüğünde, saray elbisesinin eteklerini hafifçe topladı ve uzaktan o tarafa doğru koşturmaya başladı, "İmparator baba~"
Nangong Rang şefkat dolu gözlerle kollarını iki yana açtı. Nangong Jingnu'yu kucağında havaya kaldırdı, "Evladım ağırlaşmış."
Nangong Jingnu oraya buraya dönerek kucağından kurtuldu, "İmparator baba~ kızın büyüdü artık!"
Nangong Rang içten bir kahkaha attı, "Gerçekten öyle. Göz açıp kapayıncaya kadar çocuğum uzun ve zarif bir leydi olmuş."
Nangong Rang bunu dediğinde, eski karısını yâd ederek neredeyse duyulmayacak bir sesle iç çekti: Yujin, görebiliyor musun? Kızımız büyüdü.
"Saray sınavından sonra evladımın on dördüncü yaş günü var. İmparator baban sana büyük bir hediye vermeyi planlıyor."
"Neymiş?"
Arkasını döndü, "Hepiniz dağılın."
"Anlaşıldı."
Nangong Rang'ın bakışları ciddileşti, ama şakayla karışık bir şekilde, "Senin için çekici ve yetenekli bir Fuma bulmama ne dersin?" diye sordu.
Nangong Jingnu'nun narin yanakları pembeleşti, ardından olduğu yerde tepindi, "İmparator baba, eğer yine böyle şeylerden bahsedersen, kızın seninle bir daha asla konuşmayacak!"
Nangong Rang normalde kızına uyarak konuyu değiştirirdi, fakat bugün ciddiyetle devam etti, "Yoksa İmparator baban yanlış mı söyledi? Evladımın çoktan sevdiği biri mi var?"
"İmparator baba!"
"O zaman, yok mu?"
Nangong Jingnu burnundan nefesini verdi, ardından sinirle puflayarak eteğini topladı ve koşarak kaçtı.
Nangong Rang Nangong Jingnu'nun arkasından baktı: İmparator baban sana kesinlikle her şeyin en iyisini verecek.
Akşam yemeğinden sonra, Nangong Jingnu ilk kez Nangong Rang'dan bir istekte bulundu: münzevi çoban tarafından yazılmış 'Jiucheng sarayında tatlı baharların yazıtı'. Öncesinde ablasının ona nasıl baktığını unutamıyordu.
Nangong Rang buna memnuniyetle izin verdi. Kitap dükkanının adresini sorduktan sonra, yeterli miktarda gümüşle beraber onu satın alması için birilerini gönderdi.
Üçüncü ayın üçüncü gününde, ejder kapıları açıldı.
Bahar sınavının perdeleri yavaşça açılıyordu.
Çok sayıda talebe, yalnızca bugün için yıllar boyu sıkı çalışmıştı. Bu kapıdan atlayabildikleri müddetçe yükseklerdeki tutkularına yelken açabilirlerdi.
Gongyang Huai gün ışımadan aceleyle sınav alanına gitmişti.
Her ne kadar son birkaç aydır cezalı olsa da, her zaman Qi Yan'ı düşünüyordu.
Gongyang Huai sırtında bir sandıkla platformda bekliyor, gözleri birini arıyordu. Sınav alanına giden kapılar açılmak üzereyken nihayet sürekli aklında olan o eski dostunu gördü.
Qi Yan geneli deniz mavisi olan fildişi beyazı bir talebe cübbesi giymişti ve başında aynı renk bir kep vardı. Sırtında sandığı ile uzaktan oraya geliyordu.
Gongyang Huai sevinçten havalara uçuyordu. Platformdan aşağı atladı, ardından hızla Qi Yan'a doğru yürüdü.
Gongyang Huai'yi gören Qi Yan da adımlarını hızlandırdı ve ona ulaştı, "Baishi, görüşmeyeli nasılsın?"
İlk karşılaşmalarının üzerinden üç yıl geçmişti. Artık ikisi de on sekiz yaşındaydı.
Gongyang Huai'nin yüz hatları çoktan çocuksu havasından sıyrılmıştı. Boyu da yetişkin erkekler arasında ortalamaydı. İlk karşılaştıklarında boyları hemen hemen aynıydı, fakat şimdi o Qi Yan'dan yarım baş uzunluğu kadar daha uzundu.
Neyse ki Qi Yan kadın olmasına rağmen yarı Çimenli Ovalar kanı taşıyordu. Her ne kadar boyu yetişkin erkeklerle kıyaslanamaz olsa da, Wei Krallığı kadınlarından daha uzundu.
Gongyang Huai'nin adımları durakladı, ardından Qi Yan'ın kolunu tuttu ve onu kenara çekti, "Tiezhu, bana kızgın mısın?"
Ç/N: Burada yaşlar yıla göre sayılıyormuş, doğum günlerine göre değil.
1 note · View note
kargavemezar · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Karakalem tekniğinde yeni evrimim gölgelendirme üstüne dinamik çizgiler bırakarak ilerlemek. Özellikle ilk fotoğraftaki çizimlerde hızlı ve tatlı çizimler bırakmaya biraz daha yaklaştığımı hissediyorum
8 notes · View notes
piggysaurus · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media
Çok seviyorum 🧡
O duvara da tatlı çizimler gelecek umarım 🥰
31 notes · View notes
denizkabuguincisi · 3 years
Text
Çok uzun zaman oldu sanki burada film, dizi, kitap konuşmayalı. Temmuzdaki yoğunluğa, koşuşturmacaya rağmen üç tane film izleyebilmişim. Haklı gururuyla ve izlediklerimi unutmadan ve de ağustos bitmeden artık yazmak lazımdı.
Kış Uykusu
Tumblr media
Nuri Bilge Ceylan’ın izlediğim ilk filmi oldu Kış Uykusu. Altın Palmiye’li 196 dakikalık uzun bir maratondu bu filmi izlemek. Haluk Bilginer, Demet Akbağ, Melisa Sözen olmasa seyir keyfim bu kadar yüksek olmazdı diye düşündüm izlerken. Filmi hayatımda bir daha izler miyim tam emin değilim. İzlemek için tek sebebim Haluk Bilginer’i üç saat boyunca bir kez daha hayranlıkla izlemek olabilir. Konusu, anlatım biçimi, süresi, akıcılığı gibi nedenlerle fazlaca bağ kuramadım. Filmlerle ne bağı allahaşkına denilebilir ama izlenilen şeyin hayata bir pencere açması beni tatmin ediyor açıkçası. 196 dakikayı soluksuz izlemek şöyle dursun 3 oturuşta anca sağlıklıca izledim. Böyle olunca da insan o ‘bağı’ bekliyor. Hoşuma gitmeyen kısımları kesinlikle uzun tiratlar, düşünce diyaloglarından sıkılmam değildi. Senaryosu daha başarılı filmler izledim desem ‘senin sinema bilgin ne ki’ gibi bi tepki gelebilir ama cahil cesaretine sığınıyorum. Filmin Çehov’un iki öyküsünden esinlenerek yazıldığını okumuştum. Anadolu’nun bozkırında Rus edebiyatını yeşertmek ilginç bi çalışma olmuş. Görüntüler, oyunculuklar, makyaj ve kostümler o manzarayı tamamlasa da kitap satırlarını sinemada karakterlere yüklemek zor olmalı. Mesela Necla’nın eski kocasına dönmesi konusunda yaşadığı iç karmaşayı Nihal’le konuştuğu diyaloglar çok yavan gelmişti. Oyuncu oradaki duyguları sözel olarak dile getirmese de hissettirebilirdi bence. Bunların dışında Aydın ve Nihal arasında geçen evlilik konuşması herhalde bu filmde unutamayacağım kadar doğal olan bi sahneydi. Buna hemen ekleştireyim; Aydın’la Necla’nın bi 20 dakikaya yakın süren sahnesini de beğendimd. Oyunculuklar ağız sulandırıcı, sahne uzun olmasına rağmen sanki seyirci odanın köşesinde izliyordu.
Tumblr media
Konusunu uzun uzadıya anlatmak istemedim. Emekli bir tiyatrocu Aydın’ın Kapadokya’da babasından kalan oteli keyfine işletirken çevresindeki ilişkilerini ve kendiyle olan hesaplaşmalarını izliyoruz aslında. İyi-kötü, entelektüel-cahil, alt-üst sınıf gibi çatışma ögeleriyle bir anlatım oluşturuyor ve felsefi sorgulamaları hem karakterler yaşıyor hem de izleyicide soru işaretleri yaratılıyor. Bu yönden duygusal taraf yerine zihin ve düşünceyi ele almış bir film. Geniş açılı, neredeyse tablo durağanlığında derin manzaralar var. Kar, soğuk, Anadolu… Kapadokya’nın taşlı, kayalı serin renklerini sarı ışıklı odalar, mumların titrek alevleri, şömine çıtırtısı, koyu yeşil-kırmızı koltuklar ve ahşap mobilyalar ısıtıyor. Görüntü yönetmeni Gökhan Tiryaki’ymiş. İşe Yarar Bir Şey filmindeki sinematografisine düşmüştük zaten. Üç saati izleten bir iş yapmış bu filmde de.
Tumblr media
Son zamanlarda ülkenin yaşadıklarına baktıkça Nuri Bilge Ceylan’ın ödülü yalnız ve güzel ülkesine ithaf etmesi biraz daha anlamlı geldi. Son dönemde Theo Angelopoulos filmlerini düşerek izlediğim için nedense hem ülke insanları anlatımından hem de uzunluk açısından karşılaştırmaya girmiştim. Ama Angelopoulos ne kadar şiirsel ve duyguya yönelik bi sinema dili kullanıyorsa Ceylan’ınki o kadar kitabi ve düşüncelere yönelik geldi. Bu noktada tarafım komşiden oluyor maalesef.
Frances Ha
Tumblr media
Uzuuun zamandır listemdeydi bu film. Mubi’den kalkmasına iki gün kala yetiştim. Çerezlik, keyiflik yağmurlu bir öğleden sonrasının filmiydi bence. 20’lerinin ortasında Frances hem kendine bir yuva arıyor hem de mesleği olan dansçılıktan hayatını geçindirmeye çalışıyor. Siyah beyaz 90 dakikalık filmde arkadaşlık ilişkileri, yetişkinliğe adımlar, hayatla nasıl anlaşılacağının kesitlerini izliyoruz.
Tumblr media
Greta Gerwig bu rol için o kadar mükemmel olmuş ki… Adam Driver, Marriage Story’den sonra daha bi mis gibi geldi. Yer yer Can Bonomo’ya benzeyen bi tarzı vardı filmin içinde hoşlaştık kendileriyle. Oyuncularından sadece Gerwig’in bu filmde olduğunu biliyordum. Michael Zegen’i görünce şaşırdım. The Marvelous Mrs. Maisel’in Joel’i kendisi. Adamda şeytan tüyü mü var bilemiyorum ama film/dizi içindeki partnerleriyle aşırı uyumlu duruyor. Etkileniyoruz ekran başında o elektrikten. Yeri gelmişken -ki tam yeri mi değil ama olsun- The Marvelous Mrs. Maisel’da yeni sezonda Milo Ventimiglia’nın kadroya dahil olmasını burada hiç kutlayamadım. 50lerin 60ların havasında beyefendiyi düşe düşe izlicez artık. Amy Sherman-Palladino bu sefer bu adamcağızı harcamamalı. Neyse konumuz neydi? Frances. Noah Baumbach’ın yönetmenliğini daha önce Marriage Story’de izlemiştim. Bu yumuşak, keyifli film için de her şey gayet yeterliydi bence.
Gake no ue no Ponyo / Küçük Deniz Kızı Ponyo
Tumblr media
Bir varmış bir yokmuş… Çoook uzak ülkelerden birinde mavi okyanusun taa derinlerinde Ponyo adında bir balık kız yaşarmış. Kız kardeşleriyle suyun içinde bir oraya bir buraya yüzerlermiş. Yosunların, pörtlek gözlü balıkların, uzun dokungaçlı şeffaf denizanalarının, yumuşak mercanların arasında bu kız kardeşler kırmızı bi buluta benzer şekilde yüzermiş. Bir gün Ponyo bu koca okyanusun ötesini merak etmiş. Hızla yüzmeye başlamış. Dost yunusa selam çakmış, deniz kaplumbağalarının kolları arasından kaymış, baloncuklara kapılıp gitmiş. Dalgaların kendisini kıyıya çıkarmasına izin verdiğinde bir oğlan elinde yeşil kovasıyla kayalıkların üstünde duruyormuş. Ponyo bu yeşil kovanın içine hop diye zıplamış. Sosuke adındaki oğlan bu işe çok şaşmış ama çok da sevinmiş. Oynayabileceği, bakabileceği balık bir arkadaş bulmuş çünkü böylelikle. ��zenle kovasına su doldurmuş. Annesine heyecanla balığını götürürken balık gözleri gibi parlayan okyanus, balık sürüsü gibi denizden taşmaya başlamış. Buna neden olan, Ponyo ve kız kardeşlerini okyanusun derinliklerinde hapseden kanca burunlu, büyük gözlü, çizgili takımlı babalarıymış. Aslında dünyanın kötülüklerinden korumaya çalışıyormuş kızlarını. Çünkü Ponyo ve kız kardeşleri büyüdüklerinde güzel mi güzel denizkızlarına dönüşecekmiş. Sihirleriyle okyanustaki her canlıya yardım edeceklermiş. O yüzden babası Ponyo’yu o oğlanın elinden geri almaymış. Dalgalar kocaman balıklara dönüşürken şehirde inanılmaz bir yağmur başlamış…
Tüm filmi böyle anlatabilirim. HARİKAYDI! Ha-ri-ka! Animelere, Japonya’ya, Uzak Doğu kültürüne bir türlü ısınamasam da Miyazaki filmlerini izlemek istiyordum. İzlediklerimin içinde en sevdiğim Ponyo oldu. Okyanusun diplerinde çeşit çeşit canlıyla başlayan film, deniz kızı olan Ponyo’nun onu “dış dünyanın kötülüklerinden” koruyan babasının yanından kaçmasıyla başlıyor. Dalgalar, balıklar, denizanaları… Mavinin binbir tonu… Muhteşem animasyonlar, tablo gibi çizimler.
Tumblr media
Sosuke, Ponyo’yu denizden yakalıyor ve küçük bir kırmızı balığa benzeyen bu kıza gözü gibi bakmaya çalışıyor. Çocukluğun en saf sevgisini, aşkın masum ilk hallerini ve büyüsünü, sadakati yansıtan bu ikilinin hikayesi sürükleyici bir o kadar da masalsı. Çocukken izlesem korkardım bazı sahnelerinden ama çok tatlı geleceğine de eminim. Çizimlerin gerçeklikle hayaller arasında gidip gelmesini, o düşsel dönüşümleri çok beğendim. Benim için feel good movielerden biri olmuş oldu. Şimdi zaman sevdiklerimi darlayarak bu filmi izletme zamanıdır!
Tumblr media
5 notes · View notes
anlikhuysuzluklar · 4 years
Text
Ghibli’ler
filmlerimizi bir süre seri çerçevesinde izleyeceğiz, eşimin tercihi miyazaki/ghibli filmleri oldu, bense Mad Max’leri fury road’un hatırına bir izleyeyim de öğreneyim istedim.
Prenses Mononoke
öncelikle, alıştığımız ghibli standardıyla bu da çok güzel görünen bir film, bunu belirtmek istiyorum. içeriği ele aldığımızda, bu benim 3. izleyişim falan ancak sembolik anlatımı ilk kez oturttuğumu söyleyebilirim. temel olarak nefrete karşı bir film, iki taraf arasındaki jeopolitik savaşa dahil olan / çekilen third party actor’ümüz (aynı zamanda audience proxy) nefretin ete kemiğe bürünmüş haliyle simbiyotik bir ilişki içinde. bu simbiyotun güçlendiği anlara bakın: savaş, çatışma, katliam. kendini iyileştirmek için önce bu durumları çözmek zorunda kılınıyor film/yönetmen tarafından. ancak nefreti nefretle yenemeyiz, güç’ün karanlık yanını sith lord’un kafasına kılıcı geçirerek alt edemeyiz. işte bu yüzden audience proxy üzerinden bize çatışmanın iki tarafına da sempati hissettiriliyor, bunların birine karşı çıkıyor olsak dahi! yani miyazaki insanlığının farkında, bunu reddetmiyor, ancak insanlığın yıkıcı olmak zorunda olduğu nosyonunu reddediyor. bu, filmin temaları üzerine eşimle yaptığımız tartışmada da karşımıza çıktı, onun aksine ben lady eboshi’nin halkının (ya da eboshi’nin kendisinin) şeytanın yeryüzündeki gölgeleri olduğunu düşünmüyorum. belki “iyi” insanlar değildiler, ancak onlara sıcaklık duyabilmeliyiz. neyse, sembolizm ağır ve ben de ancak yıllar ve tekrar izlemeler sonrasında yukarıdakileri söyleyebildim. ancak belli bir olgunluğa erişmiş her izleyicinin batı dualitesi dışındaki bu anlatıyı oturup sindirmesini tavsiye ederim. “bir şeye karşı olmanın farklı biçimleri vardır”
Ruhların Kaçışı
çizimler çok güzeldi ama ilk anda anne-babanın kalınlığı bana sanki başka stüdyodan film izliyoruz gibi geldi. bunu bir kenara koyabildiğimde görsellik gene büyüledi tabii, o ayrı. hikayeye gelirsek... sevimli bir coming of age. bana çokça coraline’i anımsattı, ancak daha az korkunç ve daha sosyal: başkalarından yardımın bini bir para, neredeyse tüm dünya kahramanımızı ileri yönlendirmek için çırpınıyor. açıkçası söyleyecek bundan başka çok bir şey yok, çizimler şahane, hikaye sevimli, coming-of-age yani biraz daha genç izleyici daha keyif alabilir, that’s it ^^
Umi ga kikoeru / Okyanustaki Dalgalar
hmm... bir gençlik lise romans filmi. üstelik de tv filmi! vay be tv-için anime filmi izlemeyeli baya olduydu sonraki adım ne ghibli’den OVA mı izleyeceğiz? açıkçası bu tür animelerin bini bir para ve beni animelere doyuran da biraz onlardı, hikaye pek inanılmaz değildi. GERÇİ 2 erkek ve 1 kadından oluşan bu aşk üçgeni filmde (zorlama bir şekilde) e1->k<->e2 diye verilmiş ama çok daha organik bir şekilde, yani film dilinin ima ettiği şekilde e2->e1->k->e2 diye olsa çok daha ilginç ve de zamanının (1993) ötesinde olurmuş. çizimler/ prodüksyon gene ghibli kalitesinde. sahne değişimlerindeki numaralar da hoşuma gitti. çok uzun da değil, o yüzden meraklısına önerilebilir ancak ben söz konusu “meraklı”lardan değilmişim.
Ponyo
bunu biraz “Miyazaki ile 10 yıl” belgeseli hatrına ben rica ettim. belgesel değil de ponyo filmi hakkında konuşursak, fantastik böcekleriyle biraz nausicaa’yı hatırlattı ancak geri kalanı tatlı bir andersen’in deniz kızı uyarlaması denilebilir. tabii daha az erotik daha romantik (karakterlerimiz ÇOCUK!) ama olsun. gerçi söz konusu arkadaşlığın şeklinin tuhaflığı sonuna doğru biraz canımı sıktı ama genel olarak bakıldığında miyazaki’nin daha çocuksu işlerinden, totoro ile yarışır derecede neredeyse. tam bir “aile filmi” ^^
1 note · View note
filmkafa · 5 years
Text
Bu yıl 4. Orta Avrupa Filmleri, Tuna Nehri Festivali konsepti ile (24-27 Ekim 2019 tarihlerinde) İzmir’e geliyor. Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya’dan seçilmiş filmler, kelimenin tam anlamıyla su, nehirler ve denizler temasını ve aynı zamanda metaforik anlamları ele alıyor. Çevresel ve sosyal bağlamların yanında akışkanlık ve bilinçsizlik konuları işleniyor.
Çek sinematografisi, Andersen’in peri masalının çarpıcı bir uyarlaması ile temsil edilecek. Denizden yoksun bir ülkede yaşayan bir yönetmen olan Karel Kachyňa, su altı krallığının fantastik bir görüntüsünü yaratıyor.
Acı tatlı bir komedi olan Jan Hřebejk’in Pupendo’su, 80’li yıllarda bir ailenin hikayesini anlatıyor. Yugoslavya’dan deniz yolu ile kaçmayı hayal eden ailenin hikayesi Macaristan’daki Balaton Gölü’nün sisli ve soğuk sularında sona eriyor.
Štefan Uher A Net’deki Güneş, genç otantik kahramanlara ve onların gerçekliğin tekil deneyimine odaklanan bir hareket olan Slovak Yeni Dalgası’nı başlattı. Tüm sinefillerin mutlaka izlemesi gereken bir film.
Miloslav Luter’in ‘’Tuna Karşısındaki Bir Yol’’ sıradan insanların kahramanlığını ve savaş sırasında dört orta Avrupa ülkesinin ortak kaderini anlatan özellikle ilginç bir yapıt.
Polonya sineması, dünya çapında ödüllü iki ilk filmle temsil edilecek: Roman Polański’nin Mazuristan Gölü’nde gerçekleşen ilk drama filmi: “Sudaki Bıçak” ve Agnieszka Smoczyńska’nın “The Lure / Deniz Kızlarının Şarkısı” adlı genç deniz kızlarını konu eden çok ilginç ve ödüllü filmi.
Macaristan son yıllarda yapılan 7 kısa film tarafından temsil edilecek. Ortak konusu su olan kısalar, belgeselden kurmacaya, akarsulardan göllere Macar sanatı ve coğrafyaları gezdirecek. İster Tuna nehrinin kenarındaki bir kulübün hikayesi, ister usta şair Attila József’in Tuna şehrini yeni açıdan anlatımı olsun, tümünü ilgi çekecek bir koleksiyon olarak göz önüne seriyor.
  nóż w wodzie (1962) yön. roman polanski
chodník cez dunaj (1989) yön. miloslav luther
slnko v sieti (1962) yön. stefan uher
İzmir Mimarlık Merkezi’nde gerçekleşecek film günlerinin programı şöyle:
24 Ekim 2019, Saat 19.00
Açılış kokteyli
The Lure [Deniz Kızlarının Şarkısı] (2015) yön. Agnieszka Smoczynska (24 Ekim 2019, saat 20:00)
İki Deniz Kızı Varşova’da bir gece kulübünde kıyıya vuruyor. Polonyalı yönetmen Agnieszka Smoczynska’nın kendi gençliğini yansıttığını söylediği, annesinin gece kulübünde büyürken yaşadıklarından ilham alarak yazdığı film, yönetmenin ‘ilk vodkasını, ilk sigarasını, ilk kalp kırıklığını ve ilk aşkını’ anlatıyor. Film, Hans Christian Andersen’in Küçük Deniz Kızı masalına bambaşka bir yorum getiriyor.
the lure (2015) yön. agnieszka smoczynska
Su Konulu Macar Kısa Filmleri (25 Ekim 2019, Saat 19:00)
Macar Kültür Merkezi’nin desteğiyle gerçekleşecek kısa film gösterimi
Slnko v sieti [Ağda Güneş] (1962) yön. Štefan Uher (25 Ekim 2019 Cuma 21.00)
Bu film Slovak Yeni Sinema Dalgası için temel olan her şeyi içeren bir eser olarak tanımlanır: sahte karakterler ve çizimler, gizli drama ve otantik atmosferin çağrışımı. Ağdaki Güneş genç kahramanlara olan ilginin de artmasını bekliyordu. Štefan Uher onları istisnai hale getirmenin yollarını aramıyordu; sessiz bir gözlemci, çağdaş Bratislava’daki sıradan bir apartmana girer ve sakinleri arasından iki ergen seçer. Fajolo, kız arkadaşı Bela’ya yarı varoluşçu bir sözlü taciz yönlendirir.Bela gönüllü bir yaz çalışma kampına katılmak için terk eder. Tuna nehri kenarında olan bu kampta büyükbabası ile karşılaşır.
slnko v sieti (1962) yön. stefan uher
Nóż w wodzie [Sudaki Bıçak] (1962) yön. Roman Polanski (26 Ekim 2019 Cumartesi, Saat: 19.00)
Polonyalı bir çift, Andrzej ve Krystyna, yolda karşılaştıkları genç bir otostopçuyu tekne gezisine davet eder. Suya açıldıktan sonra, Andrzej, Krystyna’yı etkilemek için yakışıklı genci aşağılamaktan kendini alamaz ve hoşnutsuz kadın, kendine aşırı güvenen adam ve yakışıklı yabancı arasında cinsel gerilimi yüksek bir güç, sınıf ve kıskançlık didişmesi başlar.
Polanski’nin Polonya yapımı ilk ve tek filmi olan Sudaki Bıçak, En İyi Yabancı Film dalında Oscar’a aday gösterilmişti.
nóż w wodzie (1962) yön. roman polanski
Chodník cez Dunaj [Tuna Nehri Üzerinde Bir Yol] (1989) yön. Miloslav Luther (26 Ekim 2019 Cumartesi, Saat: 21.00)
Savaş zamanı Slovak Devleti , Bohemya ve Moravya Koruma Bürosu’ndan sonraki dönemde iki genç arkadaşın trajik bir hikayesi. Slovak demiryolu şirketinin bir çalışanı olan Slovak Viktor, düzenli olarak Slovak ve Çek sınırlarındaki tren istasyonuna posta gönderir. Gençliğin dürtüsüzlüğüyle, önemli bir posta teslimini kasıtlı olarak yanlış yönlendiriyor. Gestapo kasabada ortaya çıktıktan sonra, Çek Yahudi dostuyla birlikte sınırdan kaçmak zorunda kalır. Slovakya’ya giden bir kargo treni ile Tuna’yı geçerek Macaristan’a kaçmaya karar verirler.
chodník cez dunaj (1989) yön. miloslav luther
Malá morská víla [Küçük Denizkızı] (1976) yön. Karel Kachyňa (27 Ekim 2019 Pazar, Saat: 19.00)
Küçük deniz kızı bir prensi boğulmaktan kurtarır ve ona aşık olur. Onunla birlikte olmak için, kötü büyücüyle bir anlaşma yapar: karadaki bir hayata karşı güzel sesinden vazgeçer. Başta işe yarar gibi gözüküyor, Prens güzel görünümüyle büyülüyor. Fakat yabancı bir prensesin hatırası hala onu etkiliyor: denizkızının onu terk ettiği sahilde ve kurtarıcısı olduğuna inandığı kişi. Bu hatayı çözmek dilsiz küçük denizkızı için çok zor ve tüm denizlerin kralı olan babası bile yaklaşmakta olan felakette ona yardım edemez.
malá morská víla (1976) yön. karel kachyňa
Pupendo (2003) yön. Jan Hřebejk (27 Ekim 2019 Pazar, Saat: 21.00)
Pratik sosyalizm’ döneminde 1984’ten hemen önce başlayan acı tatlı bir komedi. Politik sebeplerden dolayı, Bedřich Prag Sanat Akademisi’nde öğretmenlik yapmaktan vazgeçmek zorunda kalır. ve seramikçi eşi ve iki oğlu ile Prag’ın banliyösünde küçük bir dairede yaşar. Okul müdürü Míla ve Bedřich’in Akademi’den arkadaşı olan iddialı eşi yıllardır konformist bir yaşam sürdü. Davranışlarının gerekçesini olağan sözlerle anlatırlar: ‘ Toplumu iyileştirmek için onlarla birlikte yüzmek zorunda kaldık; Birileri bu fedakarlığı yapmalı!
pupendo (2003) yön. jan hřebejk
  Bu yıl 4. Orta Avrupa Filmleri, Tuna Nehri Festivali konsepti ile (24-27 Ekim 2019 tarihlerinde) İzmir’e geliyor. Çekya, Macaristan, Polonya ve Slovakya’dan seçilmiş filmler, kelimenin tam anlamıyla su, nehirler ve denizler temasını ve aynı zamanda metaforik anlamları ele alıyor.
2 notes · View notes
hepsibirsite · 7 years
Text
Pareidolia Rahatsızlığı Bulunan Sanatçının Gördüğü Yüzlerden Karakterler Yarattığı Harika Çalışmalar
Pareidolia Rahatsızlığı Bulunan Sanatçının Gördüğü Yüzlerden Karakterler Yarattığı Harika Çalışmalar
Pareidolia rahatsızlığı bulunan sanatçının gündelik hayatta gördüğü ve yüze benzettiği şekillerden karakter yaratması ile gelen sanat…
Pareidolia (sanrılar görme) hastalığı olan sanatçının gündelik hayatta yüze benzettiği şekillerden oluşturduğu inanılmaz sanat çalışması…
View On WordPress
0 notes
sanamisorcamit · 5 years
Note
şey webtoon okuyorum demiştin ya, bana önerir misin?
En iyisini unuttum o yüzden bunu güncellemek için yazıyorum EN İYİSİ RELİFE gerçekten şu önerdiğim ikisini de okumanı öneririm ama RELİFE’tan başla bence. Aynı zamanda hem animesi hem de live action’u var yani senin benim gibi insanların oyunculuğunu da izleyebilirsin gerçekten çok sükse yapmış güzel bir webtoon kendini okurken durduramayacaksın hep bir tane okuyacağım deyip otuz bölüm birden okuduğumu biliyorum.
Ya uygulamayı sileli epey zaman oldu açıkçası pek hatırladığım isim yok şu an. Manga Tr’den falan da okuyordum ben mavideniz vardı birde galiba genelde orada çok okunan mangalar webtoonlar vs önde oluyor sub’ların kendi sayfalarına girersen çıkar muhtemelen. About death adında bir webtoon okuduğumu hatırlıyorum epey hoştu bence bir de Winter Woods kaldı aklımda ben bu ikisini inanılmaz beğenmiştim. Winter Woods daha uzun ama güzel ilginç bir kurgusu var. Ona bakmanı öneririm. True Beauty diye bir tane okumaya başlamıştım sonra bıraktım. Cheese in the trap vardı hatta bunun dizisi de olması lazım izledim ben , bastard var herkes çok övüyor ben de başladım ama nedense sevemedim , siren’s lament diye bir şey vardı saçma geldi sevemedim , egg’li bir şey vardı yumurtanın içinden aşırı yakışıklı bir çocuk çıkıyor falan çizimleri tatlıydı ama glwlflldj açıkçası ben webtoon okumaya kore dizisi W’dan sonra başladım çünkü inanılmaz ilginç gelmişti. Bazı webtoon çizerleri inanılmaz iyi çiziyor , çok tatlı çizimler vs oluyor ama tabi ingilizce daha ön planda türkçe çevirenler olsa da bir yere kadar merak ediyorsan devamını kendin getirmen gerek.
2 notes · View notes
kolaycizimler · 1 year
Text
Basit Kalpli Emoji Nasıl Çizilir?
Emoji çizimi arayanlar için Kalplerle oluşturduğumuz Gülen Emoji Çizimi hazırladık. Çizim ve Boyama Kalemleriniz hazır ise hadi çizime başlayalım. 😊
0 notes
kaotikdusunce · 6 years
Text
Tonari no Totoro (1988)
Tumblr media
Tanıtım yazılarımıza devam ediyoruz. Henüz izleme listemdeki tüm Ghibli filmlerini izlemedim ama sanırım bu en iyilerinden biri. 
Çizimler her yönüyle harika diyebilirim. Çocuklar gene çok tatlı ve çok gerçekçi. Gene çok güzel mutfak sahneleri var. Gene hayal gücü akıyor. Dikkatimi çeken şey bu filmde çocuk davranışları harika verilmiş. O yaşlardaki çocuklarla muhatap olurken onların bazı şeyleri neden yaptığını anlamak zor. Ama bu filmi izlerken bu konuda baya tecrübe edinmiş gibi oldum. Özellikle küçük kızın davranışları ve ablası ile ilişkisi fln. 
Baya tatlı görsel olarak çok tatmin eden, izlerken de sıkmayan hoş bi film. 
Tumblr media Tumblr media
Şu sahnede ablasının kardeşiyle imtihanının yüzüne yansıması ahsdlfkajdskfasdf
Bi de ilk yarısı çok böyle sevimli neşeli geçerken son çeyrek baya hüzünlü bi kısma geçiyor. İzlerken dertlendirmişti gece gece :/ 
İyi seyirler :D 
19 notes · View notes
selametile · 3 years
Note
O kadar çok kafam karışık ki. 2 yıllık çizimle ilgili bir bölümden mezunum. Okumadan önce mezuna kalmıştım ve şehirdışı gelmişti ve babam göndermemişti 12.sınıftada. Bari memleketimde kalayım da önlisans diplomam olur dedim puanım düşük olduğu için de güzel bölümlere gidemedim önlisans mezunu oldum ve o bölümü sırf parası için okudum. İşe başladığımda ailem rahat eder dedim. Bölüm özel sektöre bağlı iyi bir iş. Ailem okul konusunda özellikle babam hiç destek olmadı. Oku nasıl okursan oku dedi ne para verdi kitap aldı nede başka bişey. Ama ben onları düşünüp sırf ilerde güzel paralar kazanırım onları rahat ettiririm diye düşünüyorum hep. Pandemi girince hepsi tuzla buz oldu.. şimdi ing öğretmenliği için hazırlanıyorum ailem dhbt hazırlan diyor. KPSS girsin polislik geldi gitmek istedim hayır dediler. Sağlıktan sonra en büyük şey aileyle imtihan. Bazen kaçıp gidesim geliyor sonra ahirette nasıl hesap veririm diyorum baya kısıtlıyolar ve üstüne geliyorlar şimdi de babam dört yıl daha okuyup napacaksın her şey okul değil okuyanlar boşta .. bana danıştın mı falan diyor. Sanki danışsam fikri değişecek. Rabbim sabr ver. 30yaşımdan sonrasını düşünüyorsan. Baksana pandemide devlette olan parasını aldı ya özel sektörde olan? Esnaf olan? Çalışamayanlar napsın? 21 yaşındayım ileriyi düşünmek adına tekrar okumayı istiyorum tereddütlerim de çok malum burası Türkiye. Herkes artık bunları düşünüyor.Sence napayım? Güzel fikirlerini almak isterim. (Bayanım)
Merhaba anonim. Dediğin gibi sağlıktan sonra aile ile uğraşmak gerçekten çok zor. Allah kolaylık versin. Aile içerisinde nasıl bir konumdasın, senin kişiliğin nasıl bilmiyorum ama belli ölçüde kendi kararlarımız adına başkaldırmak çok önemli. Mesela sen dedin ya il dışı kazandım ama babam göndermedi, Benim ailemde benim konumumda ben buna müsaade etmeyen bir pozisyonda olabiliyorum. İl dışında okumayı düşündüm bir ara, annem ve babam tabi ki bize yakın ol vb şeyler dedi ama engellemeye kalksalar bir ise yaramayacagini biliyorlardı. Bu yüzden soruyorum senin otoriten hangi konumda diye.Kaçıp gitmek isteğini anlayabiliyorum ama bu çoğu zaman sonu hüsranla biten bir durum. Tabi bir de 21 yasında olduğun gerçeği var. Bu yasta hâlâ üzerinde otorite kurulması benim kabul edebildiğim bir şey değil. Bunu karşılıklı güven ilişkisi içinde çözmeye çalış ve istediğin bolume hazırlan anonim. Hazırlandigin sure boyunca aileni buna alıştır. Tatlı dille ve ikna edici şekilde. Senin kalkistigin eylemlerin sonucuna senin katlanman daha çekilebilir bir sey. Bu yüzden yanlış yapsan da sen yap. Ama hep doğruyu kovalamaya çalış. Diyebileceğim bu kadar. 🌸
0 notes
denizkabuguincisi · 4 years
Text
Ruhların Kaçışı
Tumblr media
Bu ay aslında daha fazla film izlerim diye düşünmüştüm ama BoJack Horseman’a uzun bir aradan sonra geri döndüm. Ve son 4 bölümüm kaldı. Öte yandan da Stranger Things’e başladım ve 3. Sezona geldim.(bitirince ikisini de yazıcam) Gözüme belli dönemlerde çok fazla sokulan şeyleri izlemek istemiyorum. Hazır bunların popülerliği bir tık azalmışken aradan çıkarayım dedim. Şu ana kadar da bir film izledim. Yine bir Miyazaki filmi olan Ruhların Kaçışı.
Tumblr media
Yaklaşık 2 saat süren sihirli bir dünyanın içine giriyoruz. Her yazımda övdüm bunda da geri kalmayacağım. Çizimler, sahneler çoook güzel. Tabloların animasyon hali. Diğer izlediğim 2 filminden farklı olarak bu filmdeki hayali dünyayı daha fazla sevdim. Küçük kömür tozlarından ruhlarını arındırmaya hamama gelen ruhlara kadar olan gizlenmiş birçok metaforu yakaladım diye düşünüyorum. Fakat öyle bir kurgu var ki acaba ben mi zorluyorum acaba alt metnini anlamaya dediğim yerler de oldu. Hatta bence senaryonun zayıflığı burada daha fazla etki gösterdi. Mesela No Face harika bir karakter. Ne olduğunu anlamaya çalışırken sonunu çok kötü bitirdi.
Tumblr media Tumblr media
Genel olarak filmin sonu da beni memnun etmedi. Bir küçük kız var. Ailesiyle yolculukta bilinmeyen bir yola sapıyorlar. Bilinmeyen bir tapınağın içine giriyorlar. Anne baba domuza dönüşürken ana karakterimiz onları eski haline döndürmeyi arıyor. Buraya kadar her şey çok güzel. Sonu o kadar hızlı ve anlaşılmaz ve ‘neden’ sorularıyla bitti ki… Tatlı kızımızın arabada giderken rüya görmesine bile bağlansa daha mutlu olacaktım. Elimizde yeterince karakter ve yaratıcı olay varken bunları kullanamamak beni çok sinirlendiriyor. Filmin sanatsal görüntüleriyle çelişen bir öykü olmuş oluyor. İki saat de bunun için uzun bir süre. Yine de sakinleşip Alice Harikalar Diyarında’nın farklı bir versiyonunu izlemek isterseniz buyurun.
Tumblr media
4 notes · View notes
Photo
Tumblr media
New Post has been published on https://is.gd/R0AHHL
Çocukların Gelişimi için En Çok Tercih Edilen 15 Hareketli Kitap ve Bonus
Bana bir çok kişinin tavsiye ettiği ve yakın zamanda alıp çocuğum ile beraber incelediğimiz hareketli kitaplar kullanıcı yorumlarını da okuyunca haksız olmadıklarını gördüm. Çocuğum hareket eden objelerden o kadar keyif aldı ki katıla katıla gülüyordu. Önemli olan ilgisini çekmekti ve henüz 11 aylık. Belirli aralıklarla göstererek ona objeleri tanıtmayı hedefliyoruz. Bu nedenle, benim de beğendiğim ve herkes tarafından sevilen hareketli kitap önerisinde bulunmak istedik.
Çocuk gelişimi; zihinsel, duyusal, duygusal, motor, dil ve öz bakım yeteneklerinin sağlıklı ilerlemesi açısından çok önemlidir. Tüm hayatı boyunca üzerinde etkisi olacak bu gelişim dönemini kitaplarla desteklemek ve çocuğunuza kitapları sevdirmek sizin elinizde. Genellikle ilk defa çocuk sahibi olan ebeveynler, bu dönemde hangi kitapları seçmesi gerektiği konusunda zorlanıyor. Türkiye İş Bankası Yayınları sizin için eğitici, dikkat çekici ve soru-cevap şeklinde öğretici bir seri hazırlamış. Fiyatları, 23-28 TL arası değişiyor. Dilerseniz set olarak da alabilirsiniz. Bunun için de listenin sonuna bir bonus İş Bankası Hareketli Kitaplar önerisi bıraktık.
Şimdi listemizi inceleyelim.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Yılbaşı
Canlı renkleriyle dikkat çekici olan bu kitap, yılbaşı gecesinde noel baba ve yardımcılarının serüvenlerini konu alıyor. İş Bankası Hareketli Kitaplar serisinden yılbaşı çocuğunuz, parmaklarıyla şekilleri hareket ettirerek öykünün devamını görebilir.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Bir kitap bu kadar kaliteli ve ilgi çekici olabilirdi. Gerçekten çok sevdim. Hatta keşke küçükken böyle bir kitabım olsaydı nasıl mutlu olurdum bile dedim. Oğlum da sevdi ilgisini çekti. Hareketli kitaplar serisinin hepsini almayı planlıyorum.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Uzay Gemisi
Çocuğunuzun uzayı tanımasını istiyorsanız bu kitap tam sizin için. Astronomi ile ilgili güzel görseller sunuyor. Uzayla ilgili temel kelimeleri öğrenebileceği, oldukça eğlenceli bir kitap. Serinin bu kitabı, eminiz ki çok güzel bir hareketli kitap önerisi olacaktır.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: İş Bankası Hareketli Kitaplar serisini kızım 17 aylık kitapları çok seviyor ama dikkat süresi çok az olduğu için hareketli kitaplar ilgisini çekiyor ve inceliyor. Diğer kitaplara göre çok sağlam olduğu için diş kaşıntılarına da iyi geliyor. Kitaplardan sıkılınca kemirdiği için kullanılamaz hale geliyordu bu kitaplar öğretici olmasının yanında gayet dayanıklı aynı zamanda teşekkürler.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Oyun Saati
Çocuğunuz bu kitap ile; boyut algısını, el-göz koordinasyonunu ve çevreyle bağlantı kurma yeteneğini geliştirecek. Hem elinden düşürmeyecek hem de keyifli zaman geçirecek. Boyutları 18 x 18 cm ve 8 sayfadan oluşuyor.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Çok eğlenceli bir kitap. Sayfaları gayet kalın, 15 aylık bebeğim yırtamıyor. Kitap okurken bizi en çok yoran şey sayfalarını yırtıyor olmasıydı, bunda o sorundan kurtulduk 🙂 Yalnız hikâye kitabı gibi değil, okuyacak bir şey yok ama içinde “şu nerede, şundan kaç tane var” gibi sorularla bilgilendiriyor. Resimleri de gayet güzel, hareketli olması da çok ilgi çekici. Daha ne olsun 🙂 İş Bankası Hareketli Kitaplar serisini tamamlamaya çalışıyoruz.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli İnşaat
Listemizdeki diğer kitaplara göre biraz daha karışık olan bu kitap, 2 yaşındaki çocuklarınız için gayet ideal. Çocuğunuz, vinci hareket ettirerek inşaatın tamamlanmasına yardımcı olabilir. Ayrıca, Türkiye İş Bankası Hareketli Kitaplar serisinin en çok tercih edilen kitaplarından biri.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Baskı kalitesi görseller hareketli olması her şeyiyle harika. 1 yaşındaki bebeğime serinin diğer kitaplarını almıştım çok sevmişti şimdi 18 aylık seriyi tamamladık, anladıkça daha çok sevmeye başladı. Tavsiye ediyorum. Genellikle İş Bankası Hareketli Kitaplar serisini kullanıyoruz.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Kumsal
Çocuklar kumsalda top oynuyor, kumdan kale yapıyor. Ve en son, kumsala dondurmacı geliyor. Çocuğunuz, kitaptaki şekilleri hareket ettirerek bu tatlı öyküyü oluşturabilir. Hareketli kitaplar, çocukların hayal dünyasını ve gelişimini olumlu yönde etkiliyor.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Kızım 7 aylık ve sayfalarını çok kolay çeviriyor tam işlevini henüz anlamıyor ama o kadar üzerine su damlamasına yerden yere atılmasına rağmen sapasağlam. En önemlisi dişleri çıkıyor ağzına sokmaya çalışıyor ama kitap hiç parçalanmıyor. İş Bankası Hareketli Kitaplar oldukça dayanıklı.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Hayvanat Bahçesi
Bu kitap, çocuklarınızın küçük yaşlarda hayvanları tanıyarak hayvan sevgisi ile yetişmelerini amaçlıyor. Kitabın içerisinde, çocukların merakla inceleyeceği birçok hayvan bulunuyor. Parmaklarıyla objeleri hareket ettirerek hayvanat bahçesinde eğlenceli bir geziye çıkabilir.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Resimler harika, çizimler çok başarılı. Baskı kalitesi çok iyi. Kesinlikle almalısınız. İş Bankası Hareketli Kitaplar serisi çok güzel.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Tatil
Çocuğunuzun birçok yeni kelime öğrenebileceği, balıkları sayabileceği ve arabanın ne renk olduğunu öğrenebileceği eğlenceli bir tatil öyküsü. Hareketli kitaplardan destek almanız, okul öncesi çocukların motor gelişimi için çok önemli.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Parmak göz koordinasyonu için güzel bir kitap dayanıklı görünüyor tüm sayfalar Birkaç kat mukavva. Daha bebeğime sunmadım küçük olduğu için. Umarım büyüyünce o da sever.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Ev
Çocuğunuz parmaklarını kullanarak çamaşır makinesini çalıştıracak, perdeleri açacak, kek yapacak, odayı temizleyecek ve çiçekleri sulayacak. Ev işlerine yardım etmeyi öğreneceği bu kitap, aynı zamanda el becerilerinin de gelişmesini sağlıyor.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Bir yaşındaki oğlum çok eğleniyor. Birkaç çeşidini aldım tüm gün bunlarla ilgilense sıkılmıyor, o derece.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Hayvanlar
Eğer hareketli kitap önerisi arıyorsanız kesinlikle Türkiye İş Bankası Yayınları’nın bu kaliteli ve öğretici serisini incelemelisiniz. Serinin hayvan isimlerini öğreten güzel bir kitabı.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Oğlum severek okuyor. Yayınevinin de İş Bankası olması ekstra bir güven verdi alırken. Gayet eğlenceli bir kitap.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Bahçe
Pedagoglar da çocuk gelişimi için hareketli kitap önerisinde bulunuyor. Ayrıca, kolayca yırtılmaz ve çok dayanıklı.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu:  Çok kaliteli hareketli olması ilgilerini çekiyor biz çok memnun kaldık diğer serilerini de tamamlayacağım.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Pasta
Çocuğunuzla birlikte pasta yapmak ister misiniz? Pasta malzemelerini, kek yapmayı, pasta süslemeyi ve renkleri bu kitap ile öğrenecek.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: 7 aylık kızımın ilgisini çekti, oyalıyor ve faydalı bir kitap olmuş teşekkürler.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli İtfaiye
Çocuğunuz, yangın söndürme çalışmasına katılarak itfaiyecilerle tanışıyor. 2-5 yaş arası çocuklarınız için gayet uygun bir hareketli kitap önerisi.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: 10 aylık oğlum için aldım. El-göz koordinasyonuna çok yardımcı bir kitap. Uzun süre İş Bankası Hareketli Kitaplar serisinin kitaplarıyla vakit geçirebiliyor
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Okul
  Bir başka hareketli kitap önerisiyle devam ediyoruz. Okul fobisini yenmeyi amaçlayan bu kitap, çocuğunuzu okul aktiviteleri konusunda bilgilendirecek.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: 27 aylık yeğenime aldım deneme amaçlı bir tane almıştım ben ona okurken çok eğleniyor, hareket ettirmeleri kendisi yapıyor böylelikle motor gelişimi gelişiyor tavsiye ederim.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Süpermarket
Rengarenk meyve ve sebzelerin olduğu bu kitabı etkinlik saatlerinizde bırakmak istemeyeceksiniz. İş Bankası Hareketli Kitaplar serisinden süpermarket oldukça dikkat çekici.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Hareketli kitapların hepsi güzel ama bu kitap markette para ödenmeden alınan paketlerin açılmaması gerektiğini anlatmak için ideal oldu öneririm.
İş Bankası Kültür Yayınları Hareketli Liman
Listemize, deniz fenerinin ışığını yakıp söndürülebileceği bu kitapla devam ediyoruz. Şimdi sırada bonus hareketli kitap önerisi var.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Olağanüstü bir kitap harika bir ürün bence bu fiyata hem de bu emek teşekkürler. İş Bankası Hareketli Kitaplar serisindeki kitapları öneririm.
İş Bankası Hareketli Kitaplar 8 Kitap Set 1-3 Yaş Minik Parmaklarla Yönetilebilen Hareketli Sayfalar
1-3 yaş arası çocuklarınız için alabileceğiniz İş Bankası Hareketli Kitaplar seti, 8 kitaptan oluşuyor. Çocuğunuza “Kim möö der?”, “Bu işleri kim yapar?”, “Buradan ne geçecek?”, “Burada kim yaşıyor?”, “Saklanan kim?”, “Çiftlikte kimler yaşar?”, “Sen kimsin?”, “Kim oynuyor?” gibi sorular sorarak öğrenmesini sağlıyor.
Ürünün güncel fiyatını ve özelliklerini inceleyin.
Kullanıcı Yorumu: Ürün çok güzel paketlenmiş. Oğlumun en seveceği Kitaplar olmaya aday.
Hareketli kitap öneri listemizin sonuna geldik. Siz de ebeveynlere yol göstermesi için deneyimlerinizi bizimle paylaşabilirsiniz.
Bu arada pişik problemi de yaşıyorsanız bu yazımı da okuyabilirsiniz: En İyi Pişik Kremi : Hepsini Denemiş Baba Yorumuyla 9 Krem
0 notes