Tumgik
#ruhumun izi
gecesevdalimm · 1 month
Text
bedeninin ruhundan ayrılıp sadece yaşadığınızı hiç hissetiniz mi ? ben hissediyorum ruhen ölü bedenen ayaktayım bir robot gibi yaşamaktan farkı ne ki bunun ruhun uçmuş gitmiş zaten bedenin sadece yaşama ayak uydurmaya çalışıyor ruhumun bana bıraktığı tek bir satır yokki anlatayım dökeyim içimi satırlara yazayım şiirlerimi söyleyeyim şarkılarımı. Ama yok satırlar yok şiirler yok şarkılar veya hatıralar yok işte tonlarca harcanmışlıklar hiçbiri yok ki kafamın içinde ne bir üzüntü ne bir mutluluk parçası ne bir öfke ne de bir kırgınlık hayır hiçbirinden eser yok içimde sahi nedir bunun adı, ölmek mi? yoksa başka birşey mi kim bulur bu soruların cevaplarını... bir şarkı çalıyor arka planda geçer diyor neler neler geçmedi ki... sahi neler geçti neler geçiyor gram fikrim yok tek bir toz tanesi dahi bulunmaz bir durumda defterimin sayfaları tek bir silgi izi bile yok satırlarımda tek bir nokta dahi koyulmamış cümlelerime ama nokta cümlelerin bitimi içindir değil mi burada ne biten bir cümle ne de bir sayfa var yazıyorsun ama sanki hiç yazmamışsın gibi. başkalarına bakınca kendini görebiliyor insan, başka satırlara, sayfalara şahit olunca anlıyor insan kendi hayatımızı sevmemeye başladığımızda başkalarının hikayelerine dalıyordu gözlerimiz öyle değilmi. mesela tonlarca kitaplarda yazılmış hikayeler gibi kendini bulamayınca kitaplara kaptırıyor kendini insan belki diyor belki de benim hikayem kitapların birinin içinde, zor olan şey ise doğru kitabı bulabilmekte...
2 notes · View notes
derilx · 3 months
Note
Göğsümde bir boşluk, ışığın izi kayıp,
Gözlerim açık, fakat gerçek perdeli.
Bilinmez bir yolculuk, sessiz bir öykü,
Sesler yok olmuş, kulaklarımda yankı yok.
Parmaklarımda uyuşma, rüyalar içinde kaybolmuş, Ruhumun derinliklerinde, geçmişin gölgesi var. Karanlık koridorlarda dolaşıyorum, labirentin kıvrımlarında,
Uykusuz geceler, yorgun bir kalp, nefes kesik. Gökyüzü kapkara, yıldızlar izlerime düşmüş,
Yetim bir hikaye, yabancı bir dünyada kaybolmuş. Gölgeler arasında, anılar hayalet gibi dolaşıyor,
Kırık dökük duvarlarda, kalbimin yankısı yankılanıyor. Düşünceler sıkışmış, çıkmaz sokaklarda kaybolmuş, Uğultuların içinde, hayal kırıklıklarımın izini sürüyorum
Rüzgarın şarkısında kaybolmuşum, zamanla arınmış, Gökyüzüne serpiştirilmiş yıldızlarla dans ediyorum. Gözlerimdeki ışık, anın büyüsüne bırakmış kendini, Geleceğin gizemiyle dolup taşan bir ruhla yürüyorum.
gel, sarıl hadi, biraz dinlen.
2 notes · View notes
livinginthedark-e · 2 years
Text
Tumblr media
Ben siyahın tadını almıştım.
Damaklarımı parçalayan siyah, bir parça umududa tırnak izi gibi geçirmişti etime. Babasından hak ettiği sevgiyi alamayan kızlar, bir parça için elini uzatırdı o hak ettiği ama alamadığı sevgiye. Bir parçayı koparabilmek içinse paramparça olurlardı. Ben paramparçaydım. Belki de sen de öyleydin. Siz de. Ruhumun sesini duyurmaya çalışıp, satırların arasından kendini sarkıttığı kelimelerin arasına sıkışmış kimsesiz ruhlardık belki de.
Nefret en hakiki duygudur.
Siz hiç babanızdan nefret ettiniz mi?
Ben ettim.
Siz de ettiniz.
Belki benden daha fazla ama asla azı değil.
Her insan öldürür sevdiğini, demiş ya şair, hayır. Her baba en az bir kere katleder kızının ruhunu. Ve bilir. Katledilen ruh gerildiği çarmıhtan kurtulduğu an, ömür boyu saklanır ve bir daha aynı bakmaz küçük kızları babalarına.
Satır satır beni takip eden gözlerini bildim küçücüğüm. Seni de üzdüler. Bin parçaya böldüler. Seni bin parçaya böldüklerinde dökülen parçalarınla umarım aynı yerlerinden yüz bin parçaya bölünürler.
26 notes · View notes
badblackrose · 2 years
Text
Denedin bizi, ruhumun ikizi
Sandım aynı parmaklarımızın izi
16 notes · View notes
ebrrscll · 1 year
Text
"denedim bizi ruhumun ikizi sandım aynı parmaklarımızın izi "
4 notes · View notes
mavilisiir · 2 years
Text
ADALAR VAPURU'NDA
Martılar ağlaşır, insanlar gülüşür
vapurlarda
Bi kadının mat bakışları damlar suya
hayat biraz daha trajikleşir
Yanımda gül satanlar , gül alanlar...
eskiden biri düşer ruhumun ortasına
kalabalık bi anda yabancıllaşır
eşyadan bozma bakışlarıyla genç aşıkların elinde heykelleşir güneş
içime çiğ damlar ,
Herkes eğleşir, gülüşür de vapurlarda
alnımda bi izi daha takvimleşir
sevdanın
Ah, nerede o arabesk çağlar,
yüreğimin içinde Zeki Müren plaklaşır
"Elbet bir gün...yarım kalmayacak..."
A.A
5 notes · View notes
Text
Acılarımı döktüğüm kovalar fırsat bildiler kalbimin tuzunu, yıkandılar denizin körebesinden çalarken hayatı. Uğramaz oldu ilhamın aşk sopası; vurmaz oldu gönül çırağının cesarete nidaları... Yerini soldurdu doldurulamaz mutluluklar, ben en sevmeye meyilliydim ne ara acıktım susmaya? Susadığım bardakları kırıp özüne ulasacaktım hayatın, ne ara balgamını sıçrattı ayrılık? Kalbim çarpmıyor; o kapıları çarpıp gidemedigimden beri. Uysal seslenişlerde yaramaz bekleyişler kanıyor; gülün dikeni bunu kendinden bilmesin.
Yazmıyor be sevda, kalbimin hattatı kalemini kaybeden bir berduş olmuş, içtiği namuslu ickide benim rujumun izi var. Peçeteler götürmüyor silemiyor, kazınırken ruhumun içi, oralarda bir yerlerde mutluluk doğuyor sanıyorum. Yurtlar hep onlarla kaynamıyor mu? Verin birini evlat edineyim. Sevilmek için çareler yaratılmış, Adem ile Havvadan önce. Yasak elmayı ısıran sevilmek, sevilmemek cezasına çarptırılmış. Dönüyor başım, içim geçiyor gecelere; karanlık olmak zorunda mı? Kulaklığım dünyadan bir an için koparıyor benim gibi bir çalakalem soytarıyı.
Resmimde gözler dolmuyor, ağlatmak büyük risk. Gülmüyor da gamzeleri, bir film sahnesinin rejisörden izin alınmayan talihsizliği düşüyor gudubet ellerime. Nasılsın diyememekten bir daha, müebbet yiyorum gidişlere.
Seviyorum seni otuz iki fişim; dişimden önce senin serseriliginde güldü hayat, perdenin arkasında domestik bir yaratılışta Seviyorum repliği kaldı. Seyirci hiç duymadı.
Çöp poşetini attım şımarık geçmişin, benim yazgımı benim kartımdan çekemez. Borç getiremez üstüme. Had bilmek lazım.
Gözleri hep bakmamaya yeminli tercümanların gözlerimi anlamadıkları bir dil başkanıyım. Okutmam pedalına basmadan yaşamın; yürü de gidelim. Kıyamet de fikren kopmuştu umuttan önce, öyle mi?
Şaka yaptım çocuklar. Büyümek gardiyanı çekiştirip yakamı, sorumluluk veriyor elime bindallı...
Dilara AKSOY
4 notes · View notes
okyanussabriye · 6 months
Text
Beklemelimiyim seni bilmiyorum. Her anımı senin hayalinle geçirmek yoruyor. Artık hayalin bile yük oldu omuzlarıma. Ruhum altından kalkıcak gibi değil... Beni hiç görmüyor oluşun çok canımı yakıyor biliyormusun. Ne kadar umurunda bilemem. Ama İnan çok canım yanıyor. Sonsuz yeminler ederimki intikamım çok büyük olucak. Senin için değil, kendim için yapıcağım bunu. Seni öyle bi unutacağımki. Seni öyle bi yok sayacağımki, herşeyini kaybetmiş olucaksın o gün. Çünkü bi insan herşey olup aynı zamanda anca bu kadar hiçbişey olabilirmiş. Bana öyle bi ders miras bıraktınki, Ruhum öyle bi kamburlaştı ki onu bedenime asla yansıtmamayı öğreticeksin bana,  sonra ruhumun iyileşmesini izliyceksin. Ne kadar güçlü birinin yeniden doğuşuna şahitlik edeceksin. Seni öyle bi unutacağımki, öyle bi sileceğimki... Bana söylediğin o yalanlarına o kadar pişman edeceğimki. Sana öyle bi sevgi bahşetmişimki, o sevgimin olmayışının altında kaburgalarının ezilme sesini bile hissedeceksin. Ben ise ruhumu serbest bırakmış bi kuş gibi gökyüzüne bırakıcağım kendimi. Yeniden doğuşumun şerefine seni bi kere daha ziyaret edeceğim. Çünkü her katil görmek ister kurbanın cesedini. İlk ve son cinayetim olucaksın o gün. İlk günahım, ilk arzum, son günahım ama son arzum olmayacaksın. Hayır başkasıyla tamamlamayacağım açtığın yarayı... Kimseyede sevgisinede ihtiyacım yok. Ki sorun sevmek değildi hiç bi zaman. Herkez sever. Ama kimse gösteremez, kimse olayın ciddiyetinde olamaz. Kaybetme korkusuyla sevmekten o kadar korkarlarki. Ve sen bunu kaybettin. Sen kaybettin, ben kazandım. Henüz değil belki ama mutlaka bu oyunu ben alacağım. Ben duygunun ta kendisiyim. Sen bi bedenden ibaretsin oysaki. Öyle bomboş biri, nası yakıştırdım o temiz ve saf ruhumu yanına  bilmiyorum ama. Tek tek temizleyeceğim bende açtığın kirli yaraları. Senden geriye hiç bir şey bırakmayacağım. Bi kaç bıçak izi, oda ders olsun ruhuma.
28.10.23
Sabriye bakırhan
0 notes
eminck2 · 7 months
Text
Eve sığamayacaksın, dışarı atacaksın kendini. Kilometrelerce yürüyeceksin, yürüdüğünün farkına dahi varmadan. Yinede taşacak içinden hasretle harmanlanmış sevdanın acısı. "Bu nasıl özlemektir Allahım? bu duyguyu ceza diye mi yarattın?" diyeceksin içinden. "Allahım kurtar, al bu ruhumu boğan sancıyı diye haykıracaksın" kimseler duymayacak! İzi dahi kalmasını istemeyecek kadar unutmayı dileyeceksin. Sonra kıyamayacaksın, unutmaktan korkacaksın. Anılar gelecek aklına, güzel olan anılar. Daha bir seveceksin ve yine yakacak. Öyle bir savaş vereceksin ki, karşına geçip sıkıca sarılmasını isteyecek ama artık sarılsa da eskisi gibi olmayacağını bileceksin. Bunu en iyi izah eden bir alıntıyla anlatacağım "Birinin gidişiyle oluşan boşluk, onun dönüşüyle artık dolmaz. Zira boşluğun biçimi değişmiştir artık.."Bu boşluğu arkadaşlarınla, eş dostla doldurmak isteyeceksin ya da satın aldığın şeylerle doldurmaya çalışacaksın. Ama ben doldurmuyorum. İçimdeki bu boşlukla rüzgara karşı, doğru açıyla durduğumda ruhumun ıslık çaldığını farkettim. Ve ben bu ıslığın melodisine kendimi bırakıp dans etmeyi tercih ediyorum. Böylesi daha az yakıyor..
0 notes
nisaa-ttk · 10 months
Text
Her şeyin üzerine bir perde çekme zamanı şimdi. Hayır unutmak istemiyorum. Uzaklarda bir yerlerde anı olarak kalsın istiyorum. Kırgın değilim bi önceki yaşıma, getirdiği acıya, götürdüğü umutlarıma. 1 yıl önce çok güzel bi yaş olmasını dilemiştim metro da oturup söz vermiştim kendime. Eğer kötüydü dersem bu kadar mutluluğa, aşka haksızlık etmiş olurum ama güzelde dersem bu kadar acıyı nereye sığdırırım? Bazı anlar var hatırım da; bir otobüs durağındayım dünyanın en mutlu kadını benim, en umut dolu... Öyle miyim? Bir kaç ay sonra yine aynı duraktayım hayır bu sefer acı içindeyim. Bi bankta bedenimi saran kollar arasında dünyanın en huzurlu kadınıyım. Bir kaç ay sonra aynı banktayım hayır huzurluyum değilim kollar yok bu sefer yan tarafımda ki boşluğa bakıp izmaritimi söndürüyorum. Kalbim aşkla çarparken bi salıncakta sallanıyorum, evet bir kaç gün sonra yere çakılıyorum. Bugün aynanın karşısına geçtim. Kızarmış, dolu dolu gözlerime baktım. Onu bu hale getiren her şeye kapılarımı kapattım. Buram buram büyüdük. Buram buram sevdik. Buram buram aşık olduk hatta çok çok daha fazla. Buram buram acı çektik, ihanete uğradık, hatalar yaptık. Unuttum demiycem unutmak istemiyorum, geçti demiycem izi muhakkak kalıcak. Fakat affettim. Ben bu yaşımı affettim. Bu yaşımda kalan kimseyi affetmedim ama bu yaşımı affettim. Hakkımı helal edersem kendime ayıp etmiş olurum ama kızgın gibi de görünmek istemiyorum. .Kalıcı hasarlar aldı, bir yıl öncesine metro da yeni yaşına hayallerini yazan gözleri ışıl ışıl kızdan bir şeyler götürüldü. Bi daha asla eskisi gibi olmayacak kadar, gerçi eskisi gibi olmak istemiyorum. Ruhumun acısının üstüne toprak atıyorum bu gece. Zihnimde bir yerlerde hep hatırlıyor olucam ama daha fazla sızısını göğüs kafesimde taşımıycam. Belki bu yıl çok daha fazla sızlar kalbim ama bunun eskiden kaynaklı olmasını istemiyorum. Hiç kimsenin kalıcı olmadığını kabullendim. İnsanlar hayatımıza girer iyi ya da kötü bize bir şeyler öğretir ve giderler. Başrol biziz ve onlar yalnızca biz belli bir noktaya ulaşana kadar belli bir amaç uğruna hizmet ederler. Kendin dışında kimsenin bi anlamı yok. Şimdi tek bir söz yeni yaşıma kendinden daha çok kimseyi sevmeyeceksin. Ve asla aşık olmayacaksın. Kimseye sırtını yaslamiycaksin. Ayakta dur güzelim hep ayakta kal. Ne zaman canın yanarsa en zor gecenin sabahında güldüğünü hatırla. Ne zaman canın yanarsa neleri atlattığını hatırla. Kendin her şeyi yapabileceğini unutma.
0 notes
hasanakbal19 · 10 months
Text
YETER Kİ RABBİMLE KALAYIM BAŞ BAŞA
Şimdi bir kuş olmak vardı, ya… Latife yaptım, azizim kuşun hasıdır içimde saklı… Sökün etti edecek ruhumdaki kat izi Katlandığım defalarca kat ettiğim ömrün mezar taşına yazılı Akide şekeri ikramım bayram arifesinde Atıfta bulunduğum her acı açamadığım kalbimin Yongası mahiyetinde Üstü örtülü ruhumun… Gecenin peşkeş çektiği karanlığa asılı tutulan nutkum Bir mealdir ki kıpraşan…
View On WordPress
1 note · View note
kunyekultursanat · 10 months
Text
YETER Kİ RABBİMLE KALAYIM BAŞ BAŞA
Şimdi bir kuş olmak vardı, ya… Latife yaptım, azizim kuşun hasıdır içimde saklı… Sökün etti edecek ruhumdaki kat izi Katlandığım defalarca kat ettiğim ömrün mezar taşına yazılı Akide şekeri ikramım bayram arifesinde Atıfta bulunduğum her acı açamadığım kalbimin Yongası mahiyetinde Üstü örtülü ruhumun… Gecenin peşkeş çektiği karanlığa asılı tutulan nutkum Bir mealdir ki kıpraşan…
View On WordPress
0 notes
sonsuzsblog · 1 year
Text
E Y L Ü L
Sadece, takvimde bir ayın adı, değildir Eylül....
Her insanda, ayrı bir yeri, ayrı bir izi vardır.
Eylül bende,
hüzünlü bir şarkının,
mehtaplı bir gecede yalnızlığın,
ayrılığın,
sıla özleminin, yani gurbetin adıdır.
Uzayıp giden yollarda,
yorulmuş yolculara benzetirim eylülü.
Susamış insanları hatırlarım.
Çok bilen, az konuşan insanlar gelir aklıma.
Serin bir eylül sabahı ayrıldığım köyüm,
yaşamadığım çocukluğum,
baba oçağı,
ana kucağı sıralanır gözümün önünde.
Geçim için gurbete, vatan borcu için askere, cehle karşı ilim irfan öğrenmeye okullara giden insanların doldurduğu terminalleri, istasyonları hayal ederim.
İnsan taşıyan otobüsler,
trenler geçer gözümün önünden.
Gönüllerinde özlem,
sevda ve hüzün yükü taşıyan,
insanların hallerini düşünürüm.
Gökyüzünde selam yüklü turnalar takılır gözüme, el sallarım. Yüreğim çıkmak ister yerinden, veremem.....
Eylül, okulların açıldığı, milyonlarca insanın yer değiştirdiği, bir o kadar da kurdun kuşun göç ettiği, yaylaların indiği, bağın bahçenin hasat edildiği bereketli ve hareketli, ayrıca kızlarımıza kadınlarımıza da isim olarak verilmiş müstesna bir aydır.
Türk kahvesi aroması kadar leziz,
güzel bir kitabın içeriği kadar itici ve çekici, mehtaplı geceler misali hüzün yüklü,
şairlerin ilham kaynağı Eylül,
ilk defa sende bir şehir gördüm,
sende başladım,ne tesadüftür ki, varlık sebebim mesleğime,
Buluşması, ahirete kalmış ayrılıkarın ayı
Eylül....
hayatımın özetisin,
sırlarımın ortağısın.
Benim için zor....
ama, özel ve güzelsin...
Kusura bakma can kırıklarımla
eski bir hikayeden geldim sana
üstüm başım toz çamur içinde
sevgiye hasret kırgınlıklarımla
sev desem beni bütün saflığınla
yaslar mısın başımı omuzuna
ister misin bir olalım çektiğim acılarımla hasret kaldıgım aşk ile birlikte olmaya varmı sın.
Ben Seni, Umutlarımı kaybettiğim
En Çaresiz Anımda, Yarınlarıma Çare diye SEVDİM,Ben Seni, Yorgun Düşmüş YüreğiMLe AŞK Diye SEVDİM, Ben Senin Bir gün beni Sevebilme ihtimalini Sevdim, Ben Seni Canıma CAN
Gönlüme YÂR Diye SEVDİM..
Öyle masum öyle mahzun öyle süzgün gözlerin, Bir de yüreğimde derin yaralar açan sözlerin
Ruhumun ölgün hislerine usul usul dokunan ellerin, Her dokunuşta tarifsiz kederler söyleyen dillerin, Ve ölmüş bedenime çaresiz aşk fısıldayan sen, Seni hiç unutmayacağımı anlatan ben
0 notes
yoncq · 2 years
Text
"Denedin bizi ruhumun ikizi. Sandım aynı parmaklarımızın izi. Seni gördüğümde vurdu bir kalp krizi, inan ki, inan ki..."
0 notes
Text
Ruhunu karanlıkla besleyen kızlar,siyahın tadını aldıklarında ondan asla vazgeçmezlerdi.
ben siyahın tadını almıştım.
damaklarımı parçalayan siyahi,bir parça umuda da tırnak izi gibi geçirmişti etime.Babasından hak ettiği sevgiyi alamayan kızlar,bir parça için elini uzatırdı o hak ettiği ama alamadığı sevgiye.Bir parçayı koparabilmek içinse paramparça olurlardı.Ben paramparçaydım.Belki de sen de öyleydin .Siz de. Ruhumun sesini duyurmaya çalışıp,satırların arasından kendini sarkıttığı kelimelerin arasına sıkışmış kimsesiz ruhlardık belki de.
asi çakıltaşı.
0 notes
ozgurcemavi · 3 years
Text
Tumblr media
Keşke bir şiir okumuş,
Bir kedi sevmiş olsaydınız.
Belki bu kadar, kirletmezdiniz dünyayı…
Turgut Uyar
186 notes · View notes