Tumgik
#ne güzelmiş
mutsuzsonn · 2 years
Text
Sonra bir şeyler yazarım ,şuan sadece şu iki resme bakıp bakıp ağlamak geliyor içimden..
🥲
Tumblr media Tumblr media
29 notes · View notes
vignettess · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media
3 notes · View notes
grun-geist · 2 years
Text
Genel olarak insanları sallamadığım için beni üzmeye çalışan insanlara da siesiesie diyerek gülüp geçmelerim vardır gram umrumda olmaz etki etmedikleri için. Bu kez bir değişiklik yapayım dedim karşılık verdim bir sağlam geçirdim beklenmedik anda, uzunca süre toparlanabileceğini sanmıyorum
16 notes · View notes
godsfavkid · 1 year
Text
6 notes · View notes
dilperisanimmmm · 4 months
Text
Tumblr media
" çiçekler ve kuşlar uykuna kardeş olsun " :)
0 notes
murat-o41 · 25 days
Text
KARIMIN YAŞLI SIKICISI 2
Rıza abilerin bahçesine ailecek gitmiş ve mangal yapmıştık. Rıza abi tuvaletten karıma Mesaj yazmıştı bende okuyordum. Mesajda, Kıçına çok yakışacak bir kırmızı bir don aldım, şuan üzerini döllüyorum birazdan gel ve bunu giy, şu an kıçındakini de çıkararak aynı yere bırakı ver? diyordu.Doğrusu Rıza?nın taktiği beni çok azdırmıştı, Rıza tuvaletten geldikten bir süre sonra eşim yerinden kalkarak bana canım ben bir lavaboya gidiyorum çocuklara bakar ol uzaklaşmasınlar dedi. Bende merak etme canım dedim. Eşim giydiği dar kot pantolonlu kıçını kıvıra kıvıra tuvalete Rıza?nın döllediği hediyesini kıçına geçirmeye gitti. Eşim tuvalete gittikten sonra mesajları kontrol ettiğimde Eşim, Rıza?ya ?amma döllemişsin vıcık vıcık nasıl giyerim bunu ya pantolondan belli olursa? şeklinde mesaj çekti. Rıza da cevap olarak ?fazlasını temizlersin orospu? şeklinde talimat verdi.Heyecandan yerimde duramıyordum. Eşim yine kıvıra kıvıra geldi. Eşimin kıçına Rıza?nın döllediği külotu giydiği düşüncesi ile ben de hemen tuvalete gidip, eşimin sabah giydiği külotu çamaşır dolabında buldum ve koklayarak mastürbasyonla rahatladım. Tam o esnada Rıza?dan eşime mesaj geldi. ?o fazla dölleri kıçına akıtmak isterdim? diyordu. Eşim ise ?fazla dölleri ne yaptığımı birazdan kocamın yanında sözlü olarak söyleyeceğim? dedi.Yemek yendiği esnada eşim Rıza?ya ?Rıza abi valla ellerine sağlık çok lezzetli olmuş, vallahi balıkları yemedim resmen yuttum? dedi. O an eşimin Rızanın fazla döllerini ne yaptığını anladım.Rıza bir süre sonra tekrar tuvalete gidip oradan bu sefer, eşimin çamaşır dolabına bıraktığı külotunu sikine sarıp çektiği fotoğrafı göndererek donunu sikimde taşıyacağım bugün diyordu. Faaliyetin esnasında bol bol foto çekilmiştik. Fotoğraflardan birkaç tanesinde Eşim, Rıza ve Benim de olduğu fotoğraflar facebook?a koymuşlardı. Eşimin giydiği döllü külot ve Rıza?nın sikinde eşime ait donla çektirdiği fotoğraflardan birkaç tanesi benim için çok özeldi.Nihayetinde akşama doğru evlere gittik. Çocuklar yattıktan sonra eşimin kıçına el atıp sevişmek istediğimi belli ettim. Genelde yorgunluğundan dolayı pek olumlu cevap vermezdi ama bu sefer eşim de çok azdığı için karşılık verdi ve öpüşmeye başladık. Eşimi soymaya başladım, pantolonunu çıkardığımda çok güzel arkası şeffaf siyah bir külot vardı. Külotun ne güzelmiş yeni mi aldın diye sorduğumda evet canım dedi. Eşimi yatağa yatırarak başımı bacak arasına götürdüğümde eşim külotunu çıkarmak istedi ama ben izin vermedim. Külotunla seni becermek istiyorum dedim. Eşim biraz panik oldu ama belli etmedim. Amcığına külotunun üzerinden ısırıklar atarak yalamaya başladım. Resmen Rıza?nın spermlerini yalıyordu. Bu beni ve eşimi inanılmaz tahrik etmişti. Bir süre yaladıktan sonra amcığa girdiğimde eşimin her zamankinden çok ıslandığını fark ettim. Eşime ne kadar şanslı olduğumu söyledim. Eşim, neden şanslıymışsın bakalım dedi. Ben de ya baksana bugün Rıza Abi?nin şalvarlı eşini görmedin mi, ya öyle bir karım olsaydı sikim kalkmazdı herhalde dedim. Doğru söylüyorsun yazık adama ama o da başkalarına kaldırıyordur dedi. Neyi dedim. Eşim birden şaşırdı. Resmen eşimi becerirken Rıza?nın sikinden konuşuyorduk. Her ikimizde tahrik olmuştuk. Sorduğum soruya eşim, sikini tabi ki neyini olacak dedi. Bende muhabbeti uzatmak için siki kalkıyor mudur? diye bir soru daha sordum. Bilmem kalkıyordur herhalde dedi. Bende e tabi şalvarlıya değil ama senin gibi güzellere kalkıyordur dediğimde beraber doruklara ulaşmıştık.Biraz soluklandıktan sonra, eşime dönüp çok iyiydi ya Rıza Abi?nin sikinin muhabbetini yaparak boşaldık resmen diyerek espri yaptım. Beraber gülerek, eşim temizlenmek için banyoya gitti. O esnadan eşim Rıza?ya mesaj attı. ?Manyak bugün çok azdırdın beni, eşimin altındaydım biraz önce hatta benim için akıttığın döllerini adama yalattım? Rıza?da ?az orospu değilmişsin, daha dur sen sadece donundan değil amından da yalatacağım döllerimi kocana ? şeklinde cevap verdi. Yani yakın zamanda Rıza?nın, eşimi becerip bana göndereceğini anladığımda heyecanım daha da artmıştı.
63 notes · View notes
alexay76 · 9 months
Text
Demek Ki Benim İçimde De Orospuluk Yatıyormuş
Sırayla 5 bayan, ayda bir, birimizde kahvaltı partisi yapardık. O gün 4 arkadaşımla beraber, Filiz ablaya kahvaltıya gitmiştik. Filiz ablamız 44 yaşında olduğundan yaşça hepimizden büyük, ama yaşını göstermeyen, daima güleryüzlü, tombul, genelde hep mutlu tanıdığımız ve çevresine mutluluk veren biriydi. Bazen kendisiyle bukadar barışık olan bu kadının mutluluk sırrını merak ederdim. Neyse, kahvaltıdan sonra, çaylar içildi, sohbet eşliğinde kahvelerimizi de içtikten sonra, benden hariç herkes gitmişti. Kocamın ve çocuklarımın eve gelmesine daha çok vardı, o yüzden ben biraz daha kalmıştım…
Filiz abla bana, “Necla sen TV‘ye takıl, ben masayı toplayım, sonra birer kahve daha içeriz!” dedi. Ben de kumandayı aldım elime, kanalları yoklarken yanlış uyduya girmişim, birden pørnø kanalı açıldı ve adamın birinin kadına tam sikini sokması koca ekrana gelmişti. Panikleyip, delice tuşlara basıyor, o uydudan çıkmak istiyordum, ama nafile, sanki uydu alıcısı kilitlenmişti. Tam o arada Filiz abla mutfaktan geldi. Benim perişan halimi görünce kahkayı bastı, “Bu kanalda işin ne kız? Yoksa sen de benim herif gibi böyle şeylere mi meraklısın?” dedi. “Ya abla sende yani, bilerek mi açtım sanki?” dedim, ama çok utanmıştım…
Filiz abla kumandayı alıp, ekranda sikişenlere son kez bakıp, “Adamınki de güzelmiş, aynı benim herifinkine benziyor!” dedi ve kanalı değiştirdi. Hakikatten adamın siki güzeldi, orta boy, kalın ve dimdikti. Utanmıştım, ama böyle bir filmi ilk gördüğüm için, aynı zamanda hoşumada gitmişti. “Aman abla, sende amma yaptın, Hıdır abim 48 yaşında, yoksa eski halinden mi bahsediyorsun?” dedim. “Olurmu kız, Hıdır eski halinden hiç taviz vermedi, tam tersine cinsel hayatımız dahada kaliteli olmaya başladı!” dedi. “Nasıl yani?” derken, aklımdan bizim evdeki halimiz aklıma geldi. Oğlumdan sonra 8 yıl önce kızımız dünyaya geldikten sonra, eşimin istek gücü bayağı zayıflamış, bazen 2 ay kardeş gibi yanyana yatardık, ben de artık bu duruma alışık olmuştum, hiç bir istekte bulunmuyordum…
Filiz abla anlatmaya devam ederek, “Eskiden yaptığımız hızlı ve kısa sevişmelerden daha ziyade, şimdi uzun uzun sevişip, ilişki arasında fantaziler kurup birbirimizi zirvelere taşıyoruz!” dediğinde ciddi olduğu belliydi. Ben yine sadece, “Nasıl yani?” diyebildim. “Bak mesela, bazen, tabi her seferinde değil, böyle bir toplantı gününden sonra, Hıdırla sevişirken, bana sorar kimler vardı diye, ben de isimleri sayarım. O da, (Hayırsız kadın, hepsini niye yolladın, birisini yatağımda bıraksaydın ya!) der!. Ben de kocamı tamamen çıldırtmak için, (Hepsini yollamadım, bak Vildanı sana bıraktım, şimdi Vildanı sikeceksin!) derim. O da hemen Vildan yataktaymış gibi bana, (Vildan hanım hoşgeldin, niye geldin?) der. Ben de Vildanmışım gibi, (Hıdır abi amım sikini çekti, sana siktirmeye geldim!) derim. O da, (Madem öyle, hemen amına takayım!) der. Sonra, (Amın çok güzel Vildan, sokuyorum bak dibine kadar girdim!) der. Ben de, (Sok Hıdır abi, sok!) derim. O da, (Dayanamıyorum Vildan, amına fışkırtacam!) der. (Fışkırt Hıdır abi, döllerini içime akıt!) derim, ve iştahla içime boşalır! İşte buna benzer çok fantaziler yaparız. Bazen de benim başka bir erkekle sikiştiğim fantaziler yaparız. Ama herşey yatakta kalır ve biter!” dedi.
Kulaklarıma inanamıyordum, böylesini ne duymuş, nede yaşamıştım. Ama muazzam tahrik olmuştum. Kaybettiğim sandığım istek duygusu birden içimi parçalamış, amım sulanmaya başlamıştı. Filiz ablanın, “Noldu kız, şok mu oldun? Yoksa aklın halen deminki sikte mi?” dedi ve yine kahkahayı bastı. Utanarak güldüm, “Gerçekten içimi kıpırtdattı abla!” dedim ve birazcık bizim yatak odasında olan bitenden bahsettim, yani daha doğrusu olmayanlardan. Bana, “Vah zavallım!” dedi, biraz durdu, sonra, “Aklıma birşey geldi kız, Hıdırıma süpriz yapmak istiyorum, sen şimdi gidip soyunup yatağa yatacaksın, birazdan o da gelir seninle ilgilenir!” dedi. İşte buna şok olmuştum, “Saçmalama abla! Söylediğin ne biçim bir laf öyle?” dedim, ama gerçekten kızmıştım…
“Bak güzelim, 32 yaşındasın, şimdiden hayata küsmüş gibisin, hem sen biraz zevk, heyecan ve kadınlığını yaşarsın, hem ben de Hıdırımın en büyük arzusunu, fantazisini gerçekleştirmiş olurum!” dedi. “Asla yapamam ve yapmam!” dediysem de, o ısrar ettikçe bu fikre yatkın oluyordum. O da ne yaptı etti, sonunda bana kabul ettirdi ve öocuk gibi sevinerek, “Yaşasın!!! Bakalım bizim Hıdır bey fantaziden ileri gidebilecek mi?” dedi…
Üst kata çıkıp, çırılçıplak soyunup, yatağa girmiştim. Tahminen ateşim 45 derece vardı. Yorganı kafama çektim. Tanrım, ben burda yabancı bir yatakta çırılçıplak neler yapıyordum? Yorganı tekrar indirdim, vazgeçmeyi kafaya koymuştum, tam giyinip gitmek isterken kapı açıldı, Hıdır abi içeri girdi. Beni öyle görünce afallayıp kaldı. Yaklaşık 1 dakika kadar taş kesilmiş heykel gibi odanın girişinde durdu, sonra toparlanıp, aşağıya seslendi, “Sürprizine bayıldım karıcığım, harikasın, seni çok seviyorum!” diye ve kapıyı kapattı. “Hoşgeldin Necla hanım!” deyip, gömleğini çıkartmaya basladığında, ben başımı yana çevirmiş, deminki ateşimin yerini soğukluk almış, resmen havale geçiriyordum…
Hıdır abi soyunmuş olmalı ki, yatağa geldi, bir eliyle elimi tutarken, diğerini de yorganın altına atıp, ayağımı okşadı. Biraz olsun yumuşamıştım, ama yine gergindim. “Pişman olmayacaksın güzelim!” deyip, yanağımı hafifden öperken, sıcak nefesini yüzümde hissediyordum. Hıdır abinin sakin konuşmaları ruhumu okşuyor, gittikçe rahatlıyordum. Demin elinin bulundugu ayak kısmına şimdi yüzünü getirmişti, ayaklarımdan başlayarak yukarıya doğru, süt beyaz tenimi öpe öpe, inceleye inceleye çıkıyordu. Şimdi baldırlarıma varmış, parmak uçlarını baldırlarımın iç kısmında gezdirirken, sanki o büyük elleriyle değil de, bir kuştüyü ile okşuyor gibiydi…
Deminki tedirginliğimin yerini zevk ve istek almış, bundan sonra olacakları sabırsızlıkla bekliyordum. Şimdi kafası baldırlarımın arasında, öperek bana ilk orgazmımı yaşatıyordu. Nihayet dudakları amıma kavuşmuş, diliyle klitorisime çok hafif değiyordu. Okadar ustaydı ki, bacaklarım açıldıkça açılmış, bale dansçısı gibi ayırmıştım onları. Kendimden geçmek üzereydim, iki elimle başını kavramış, bazen bastırıp bazen çekiyor, orgazmlarıma destek oluyordum. O bölgeden yalayarak göbeğime, sonradan memelerime gelip, susamış bebek gibi onları avuçlayıp, hoyratça emmeye başladı. Uçlarını ısırıp, acıyla zevk arasında oyunlar yapıyordu süt beyaz diri göğüslerime. Dekoltemden çıkıp boynuma, boğazıma yapışmış, tenimi yalarken, benim içimde fırtınalar kopmuştu…
Kendimi zevk seline kaptırmış gidiyorken, birden amcığımın içine kalın sikinin hiç zorlanmadan oturduğunu hissettim. Artık akıntıya kapılmış, şelaleye doğru sürükleniyordum. Bu dakikadan sonra seks ve sevişmek benim için yeni bir defter acmıştı hayatımda. Hıdır abi sikini köküne kadar içime sokmuş, bir müddet böyle durduktan sonra, çekip geri gömmüştü. Şimdi gelip giderken, “Harikasın Necla hanım, daracıksın, çok mutlu ettin beni!” deyip, hoş sözleri bir yandan, amıma vuruşları öbür yandan, zincirleme orgazmlar yaratıyordu bende. Yaklaşık 9-10 dakika beni böyle sikti…
Sonra birden değişmeye başladı, sanki Hıdır abi deminki narin ince ruhunu terketmiş, gittikce kabalaşıyordu. Hoyratca amıma çarparken, benden de tepki gelmeyince dahada vahşileşiyor, buda bana ayrı bir zevk veriyordu. Kullandığı kelimeler argolaşmış, ikimizi de inanılmaz senaryolara sürüklüyordu. “Yarrağım amında Necla, hoşuna gidiyormu?”. “Gidiyor abi, sok amıma, sok, sertçe sok!”. “Vay kaltak vaay! Demin utanırken şimdi yarrağım yetmez oldu haa?”. “Ohhhh, ahhhh, abi harika yarrağın var, vur amıma, kudurt kaltak Neclanı!”. “Al ozaman kaltak karı! Ayır amını, amına soktuğumun orospusu!”. “Öyle deme abi…”. “Sus orospu! Orospu! Orospu! Orospu! Sen adi bir orospusun! Utanmıyor musun arkadaşının kocasına amını dayamaya?”. “Utanmıyorum lan pezevenk! Senin o Filiz denen orospu karın istedi, ben de açtım amımı! Kapa çeneni de, amıma geçir pezevenk!”. “Geçiriyorum lan orospu, senin pezevengin olacam, satacam seni, siktirecem herkese, kaltak karı, adi fahişe seni!”. “Oohhh geçir koçum! Offf offff, sok, sok, daha hızlı, fışkırt içime, döllendir beni!”…
Ve ikimiz de çığlık atarak aynı anda boşaldık. Hıdır abi üstümde yığılıp kaldı. İkimiz de bitmiştik. 2 dakika sonra, “Neclacığım, güzelim, umarım demin söylediklerimden dolayı bana kızmadın?” dedi. Gülümseyerek, “Yok abi, neden kızayım? Bana hiç yaşamadığım harika şeyler yaşattın, demek ki benim de içimde orospuluk yatıyormuş!” dedim, gülüştük. Doğrulup yatakta oturduk. Hıdır abi bana sarılıp uzun müddet saçımı okşadı. Sonra kalkıp ıslak mendille biraz temizlenip giyindim. Hıdır abiye sarılırken sonsuz minnettardım ona. O sırada Filiz abla kapıyı tıklatıp, müsade isteyip içeri geldi. Hemen koşup ona da sarıldım, “İyi ki varsın ablacığım, seni çok seviyorum!” deyip, muhteşem çifti başbaşa bıraktım.
250 notes · View notes
aynolmusnolmus · 2 months
Text
Şu mutlulukla sevişmek ne kadar güzelmiş ya
76 notes · View notes
tipitip213 · 17 days
Text
KÖYLÜ AİLE
8. Bölüm
                                                                                                     -  Emine kızım çok sevindirdin bizi…Şimdilik şunu al bakalım…
-     Sağol baba gerek yoktu…
-    Dur kızım bendende yarım…
-     Sağol Fatma ana gerek yoktu
-    Olur mu kızım…İlk torunumuzu verdin bize…Adettir kızım…
-  Emine kızım biz diyoz ki ilk torunumuz hemide kız ismini biz koyalım…İkinciyi sen koyarsın
-     Olur baba nasıl derseniz..
-  Fatma Dilber koyalım
-      Ooo baba iyi olur Dilber’de güzel kız ismi
-  Dilber olsunda anan gibi işveli olsun kız
-   Tamam Fatma Dilber olsun
-  E ne zaman çıkacak Emine?
-     Ana bugunde hastanede kalcak yarın kendini iyi hissederse çıkabilir dedi  doktor
-  Tamam o zaman bizde bugün evi yatağı hazırlarız yarına
-    Gece ben kalcam yanında…Odada herşey var zaten…Kız kıza… Emine’de rahat eder
-  Tamam kuzum…O zaman Bekir ile abin bizde kalsın bugün…Damat gece yalnız kalmasın evde
-     Ana sen yine bişeyler düşünüyon ya neyse…
-   Ne düşüncem kız…Damat evde yalnız kalacağına bizde kalsın anasının evinde ne yapacak?
-    Tamam ana bişey demedim…
-   Tamam canım
-    Baba bi müsaade et hemşire serum’u değişecek…
-  Tamam geç buyur hemşire kızım
-       Sağol amca
-    Ana baksana babama hemşirenin götüne nasıl bakıyo.
 "- Kuzum baban işte bilmez değilsin azgın teke. Hastaneye girdikten beri gözü hemşirelerde
-   Ana kızda güzelmiş ha.. Eteğide kısacık ne güzel…
-     Kızım eyi müsaade ediyorlar demekki böyle
-  Özel hastane ya ondan heralde…Neyse hemşire çıksın odada tuvalet var…Babamı bi yoklayim bakim…
-     Kızım burda bari rahat durun
-    Bişey olmaz ya..Ana zaten kimse yok görmüyon mu? Biz bizeyiz…Sen Emine’nin başında dur yeter…
-       Serum bitince haber verirsiniz…Bir isteğiniz olursa hemşire odasındayım
-     Sağolun hemşire hanım
-  Baba  gelsene bişey diycem
-     Söyle kızım
-  Baba odanın tuvaletine girelim kimse yok…Anam zaten Emine’nin yanında
-     Oh tamam
-  Hadi gel..
Kapıyı kapayalım tamaam…Sessiz konuşalım…
Of baba dimdik olmuşsun pantolon delincek nerdeyse… Hemşireyide gözünle yedin valla
-      Lokum gibiydi yavru
-  Hakket güzel sürtük ! Dur bi sakso çekimde rahatla…Akşam köye kadar dayanaman sen
-   Ohh doğru diyon kızım
-   Tamam dur klozete oturim…Oh dur bi işeyim önce...
-  Ohh tamam…Çişini içerim senin…
-     Hadi çıkar ver ağzıma…Mmm…Oh baba odun gibi olmuş…Mmmm…
-   Emineyle hemşireye azdım kızım yaa.Ohhh ..Yavaş kızım…Off…
-     Ohh…Emine’nin götten sikilişine azdın dimi ohh…Mmmm…
Cof cof cof!  Ohh yarrak ! Mmm…Oh..Hadi baba sik ağzımı !
-  Ohhh aç ağzını amcık kızım ! Ohhh!
         Cof cof ! Gorçç!
-    Ohhh
-      Cof cof !
-  Ohh baba düğünden beri sikişmedik senle…
-     Ohh evet kızım ohh yala !
-  Ohh Mmm…Emine olmasa sikişirdik az….Ama sesleri duyar..
-    Oh evet kızım
-  Ohh sik ağzımı !
-    Ohhh…
           Cof cof cof !
-   Baba ben hamileyken beni götümden sik tamam mı?
-     Ohh tamam kızım ohh
-    Ohhh ! Hadi ağzıma çek boşal…Biri gelir odaya hadi !
-  Ohh tamam kızım aç ağzını !
-    Emine’yi düşün ohh…Hadi hamile gelinini sik! Emine’yi  götünden sik !
-  Ohhhhh….Aç ağzını geliyoom
Aaaaaa
-  Ooooh ohh ohhhh ! Geldiiim !
Ohhhh…Yut kızım
-   Yuttum
-  Ohh yarasın kızıma…                                                                                                                Ohh datlı götlü kızım benim
-    Napıyon baba yaa…Yeni geldin daha…
-  Kızım özledim az sevim dur…Hemen çektin külotu
-    Of babaa…
-  Kızım az sevim…Deliğini yalayim yeter
-    Off tamam hadi…
-  Ohhh
-     Ohhhhh..Offff..
-  Ohhhh göt deliğini yerim senin ohhh
-    Oooohhh…
-  Ohhh
-   Ohh yeter baba… Ben daha eve varana kadar sikişemiycem zaten…Dahada azdırma
-  Tamam kızım benim
-    Tamam hadi çıkalım…
                                                ***
-       Kız baba kız tuvalete girdiniz çıkmadınız ne yaptınız bakem?
-  Oo iyi…Emine’de uyuyormuş…Ne yapcaz ana? Babamın sütünü alim dedim..Rahatlasın…Akşama köye daha var
-     Döl içmeden duraman dimi? Amı sidikli yaramaz seni
-  Avrat bırak şimdi bunları…Geldik torunu gelini gördük takısını verdik…Daha çarşıda işlerimiz var hadi gari
-     Tamam bey..Zaten o Seher kahpesi gelmeden biz çıkalım…Onlarda gelirler belki torun görmeye…Ağzına sıçtığımın suratını görmeyim
-    Ana bak Bekir’in yanında hep böyle konuşma…Anası sonuçta…
-     Neyse kuzum tamam…Zaten Seher kahpesi oğluna dua etsin…
-  Neyse hadi biz çıkıyoz kızım
-   Tamam baba…Emine çıkınca abimlerde buluşuruz yarın…Zaten gelen giden olur…
-     Tamam kızım…
-  Hadi görüşürüz “          
48 notes · View notes
helind · 2 months
Text
seçim zamanına yakın doğmak ne güzelmiş her gün bir partiden hediye geliyo
55 notes · View notes
benimsiyahnotdefterim · 3 months
Text
Tumblr media
-Beni niye bırakıp gittin Müzeyyen? -Elimde değildi. Kendime engel olamadım, ona aşıktım. Seni üzmek istemezdim ama kendimden de vazgeçemedim. -Değdi mi peki? -Mesele bu değil ki. Yaşamam gerekiyordu yaşadım. Ama biliyorsun işte, bitiyor en nihayetinde her şey gibi. -Çay için teşekkürler. -Gitme! Lütfen! Diyelim ki gitmedim. Seninle birlikte olmaya devam ettik. Ne değişecekti? Ne yapacaktık? -Sevişirdik. -Başka? -Sabahları beraber uyandırdık. Ben senden önce kalkardım, senin uyuyuşunu izlerdim. Sonra sen uyanırdın. Bana gülümserdin. -Sonra? -Sonra sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum. O ilk şekeri ben atardım çayına. Zarifçe eritişini izlerdim. -Sonra, en çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum. -Güzelmiş. -Sonra dışarı çıkardık. Dışarıda yağmur yağıyor olurdu. Biz şemsiyeyi almazdık, sırılsıklam olurduk. Sonra sen bana sokulurdun. Ama saçağın altına hiç girmezdik. Sonra sen üşütürdün. Ayakların buz gibi olurdu. Ben sana o en sevdiğin mavi çoraplarını getirirdim. Sonra bayramları babaannenin mezarını ziyaret etmeye giderdik. -Gider miydik gerçekten? -Giderdik. Hayatta en sevdiğin kadın için ağlayaşını izlerdim senin. Hiçbir şey yapmazdım, gözyaşlarını silmezdim. Seni teselli etmezdim. Orada öylece ağlayışını izlerdim senin. Başka insanların mezarları arasında dolaşarak hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. Sonra hiçbir şey yapmazdık. Öylece otururduk. Çok bilinmeyenli bir sorunun yanıtını arardık. Hayat bizi yalancı çıkarana dek bulduğumuz cevapları doğru sanardık. -O zaman bir çay daha içelim mi? -Daha fazla çay içmek istemiyorum ben.
54 notes · View notes
arbrenu · 10 months
Note
"Edebiyat güzeli" diyen bir tanecik Ezel...
Ne güzelmiş bazen yazdıklarımı unutuyorum sonra bir yerde rast gelip ne güzelmiş diyorum ve bir bakmıyorum ben yazmışım…
144 notes · View notes
japonyamesken · 14 days
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
..
We did it guyss 🙃
Dün Belçika’ya gittik bisikletle ama farklı bir Belçika’ya.
Bu Belçika, Hollanda’nın içinde yer alıyor.
Dünya üzerinde böyle olan kaç yer var? (Kendi kendime yazdığım “Kim Milyoner Olmak İster?” sorularındanflflf)
Gittiğimiz şehir, Baarle Nassau; Belçika ve Hollanda bölgelerinden oluşuyor, parça parça. Ama şehri Hollanda çevrelemiş.
Üstteki wiki sayfasındaki sarı yerler Belçika, beyaz yerler Hollanda. Mesela iki şeritli yolun 100 metresinde Belçika’dasınız, sonraki 400 metre Hollanda, karşıdaki şerit ise tamamen Hollanda’ya ait.
Bildiğimiz gibi bir sınır yok yani, yapboz gibi.
Alkol satış saatleri Hollanda bölgesinde yer alan dükkanlarda daha erken sona eriyorken, sokağın karşısındaki Belçika dükkanı satışa devam edebiliyormuş.
Bu karışık durum ise çok eski zamanlara burada Lordlar varken sahip oldukları toprak uyuşmazlıklarına dayanıyormuş.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
..
Gidiş yolu hiç yormadı ama dönerken bir ara rüzgar başladı ve bizi korkuttu çünkü buranın rüzgarı bazen bisikleti hareket ettirmemize bile engel oluyor.
Yol manzaraları çok güzel olsa da kaç kere saçlarımın içine koca sinekler girdi, kaç kere üstüme tırtıl düştü bilmiyorum. Arkadaşımın gözünün içine girip ölen sineği çıkarma molası gibi molalar vermek zorunda kaldık. Bir ara önde iki kişi konuşarak gittik uzun bir süre ve arkadaki arkadaşım yanımıza yaklaşıp aramızda örümce ağı olduğunu söyledikglgl. Böyle bi şey mümkün olabilir mi bilmiyorum.
..
Ve herkes bisikletle biniyordu, herkesss... Yapyaşlı bi grupla da karşılaştık, pro kıyafetler giymiş kafilelerle de, tek pro sürücülerle de, çocuklu ailelerle de. Çok güvende ve huzurlu hissettim.
..
Eve girdiğimde öyle bir öfori halindeydim ki anlatamam, vücudum iyi hissetmeye dair bütün hormonları ve nörottansmitterları harekete geçirdi sanırımflflfl. Spor bağımlısı insanları anlayabiliyorum şu an.
...
Tumblr media Tumblr media
Yolda, savaşta Almanların İngilizleri kandırmak için sahte uçak ve sığınakla hazırladıkları bir üssü de ziyaret ettik. Hikayesi uzun ama ilginç..
Velhasıl, buraya da bir zamanlar bombalar düşmüş. Bırakın sınırları aşıp savaşmayı bu insanlar kendi insanlarını öldürmüşler mezhep savaşları yüzünden. O yüzden kim ne derse desin Avrupa Birliğini çok büyük bir barış projesi olarak görüyorum hala. Dalga dalga farklı alanlara yayılan bir entegrasyon, bakalım yükselen sağcılık ve milliyetçilikle nereye evrilecek işler?
Spoiler alert: 9 Haziran’da AB parlamentosu seçimleri var, katılım hep çok düşük oluyor mlsf.
..
Ve son olarak, golden hour’da şöyle bir an yaşandı. Videoyu izlerken fark ettim kuş sesleri çok güzelmiş ama herkes biraz kendi halinde yol almaya karar verince kulaklıklarımı takmıştım, ve o sırada mor ve ötesinden “sultan-ı yegah” çalıyordu, o da çok güzeldi ❣️
İşte dün de böylece gelip geçti, anısı kaldı 🌸
..
Bunları yazarken bir yandan da Kızıl Goncaları izliyorum, Karamavoz Kardeşlere bi gönderme varmış sanırım, izlemem konusunda iki mesaj aldım. Cüneyd Efendiyle ilgisi yok konunun tamamen Dostoyevskidkddkdk. Şaka bi yana, hastalıklı erkekleri düzeltmeye çekilme konusu kollektif bir bilinçdışı meselesi mi düşünmeye başladım Cüneyd Efendi yüzünden.
Mesela, yeni rota hayalim Vincent Van Gogh’un doğduğu yer. Bu da mı kolektif bilinçdışı yoksa sevgili Jung? Jung efendi?
Mayıs 2024
Kuzey Brabant
38 notes · View notes
mavininincisiiderya · 4 months
Text
Neden neden hep üzüyorlar beni? NEDEN HEP KÖTÜ OLDUM?Neden hep dağıldım?Ailem bile beni sevmedi.Hep iyilik yapmak istedim.Ama hep kötü ben oldum.Ailemde bile kötü benim.Bu uygulamyı gelecekde hoş bi hatiram olsun diye indirdim.Ama burdada yahu burdada acı çekdim.Mutlu olmak istedim 1 uygulamada.Ya 1 uygulamada mutlu olmak istedim.ne özenle indirdim bu uygulamayı ben.1 uygulamada mutluluk aradım.Ve sonda Yine acı çekdim yine paramparça oldum.Eğer bu yazdıklarımı gelecekde Dery okuycaksınsa sana Bİ ŞEYLER DEMEK İSTİYORUM"Derya beni çok üzdüler be.Çok inditdiler çok öldürdüler.Hep gülüyorum ama ne acılar çekdigimi anlamıyorlar yemin ederim anlamıyorlar.Bak şimdide gülüyorum😅😅😅😅.Güzelmiş dimi?evet.Ama ben paramparçayım.Kendimi toparlayamıyorum Başkalarını mutlu etmek istedim ama hep suclu ben oldum.Ne yapsam kötü oldum.kendimi toparlayamadım başkalarını iyileşdirmek istedim.YEMİN EDERİM KÖTÜLÜK YAPMAK HİÇ Bİ ZAMAN İSTEMEDİM.Sana bi şey diyeyim.Nolur sen kendini koru.Sen güçlü ol.Sen kendini sev.Sen seni üzmelerine izin verme.Ve yanında kim varsa bilki o seni çok seviyor seni senden çok seviyor sen bile belki kendini sevmiyorsun çünki sen Deryasın Kendini sevmeyen kendinden hep kaçan birisin ama o yanındaki seni çok fazla seviyor.Eger bu cümleleri okuyorsa seni çok seviyor.Yanındakı kim bilmiyorum ama onada bişeyler demek istiyorum.Hey sen evet sen.Deryanın yanındakı yakışıklı.Derya seni çok seviyor.Nolur onu üzme.Onu kırma onu çok kırdılar.Çok üzdüler.Şu cümleleri okuyorsunsa demekki derya seni seviyor güveniyor.Nolur onu koru onu kendisi bile koruyamadı.nolur sev onu.O LeÇEKLERİ KOPARILMIŞ Bİ ÇİÇEK.Belkide okadarda güzel diyil ama işte Kendini çiçeye benzetiyor.Nolur onu üzme.Belkide bu cümleleri gelecekde okumayacaksında Derya.Kim bilir belkide odünyaya gitdin.Yanı evet evet öldün.gerçi ben ölümden korkarım sendemi korkuyorsun? AY BU NE SORU sende bensin ya zaten tabiki sende korkucaksın.Ama kim bilir belkide o dünya güzeldir.belkide o dünyada seni üzmeyecekler.Gerçi o dünya güzelmi aceba.
52 notes · View notes
murat-o41 · 9 days
Text
YAŞLI KOMŞUM VE KARIM(3)
Doğrudan Ayla'ya bakmaktan kaçındım, ama ölümcül bakışlarını üzerimde hissedebiliyordum. Başka bir şey söylemeden dönüp içeri girdim. Cep telefonumu çabucak buldum ve yazıyormuş gibi davrandım.
Bu arada olan biteni görebilmek için pencereye doğru yürüdüm. Beklenti içinde aptal gibi gülümsüyordum. Pencere aralıktı ve kendimi göstermeden dışarıda, verandada olanları görebilecek ve duyabilecektim.
Ayla çaresiz ve endişeyle sudan çıkarken, güzel ve diri kıçını pencereden tam ekran izledim. Karımın ıslak ve minik bikini üstü, iştah açıcı iri memelerini kapatamamış vaziyetteydi. Meme uçlarının ıslak kumaştan parmak gibi kabardığını evin içinden bile görebiliyordum.
Burhan da, havuzdan ağır hareketlerle çıkan karımın üzerine ne giydiğini net bir şekilde görebiliyordu şimdi… Ayla’ya baktığında gözleri genişledi, hayranlıkla bakakaldı, ama sonra kendini çabuk topladı.
“Vayy… Bikinin çok güzelmiş Ayla…” dediğini duydum.
Ayla kızardı, cevap verirken kekeledi. Hızla şezlongdan aldığı havluyla kendini kuruturken güneş ışığında parlayan harika bedenini izledim.
“Te… Teşekkürler Burhan. Timur ille de bunu giymemi istedi.”
Bahçede Burhan’ın evine, bizim havuza bakan salonun sürme kapısına doğru yürümeye başladılar. Karım önden yürüyor, Burhan onu takip ediyordu, gözleri karımın hareketli kalçalarına dikilmiş vaziyetteydi.
“Eh, kocanı tebrik ederim o zaman… Timur ağzının tadını kesinlikle iyi biliyor.”
Yaptığı biraz ahlaksızca yorumdan sonra sırıttığını gördüm. Garip bir heyecanla baktım. Komşumuzun evinin kapısında kaybolurken, eşimin kıçının ileri geri sektiğini, olduğum yerden baktığımda neredeyse çıplak olduğunu gördüm
Bizim mutfak penceresinden baktığımda komşunun salonunu bir hayli geniş olan sürme kapıdan görebiliyordum. Ayla adamın etrafında dolaşıp duruyordu, Burhan'ın amerikan mutfakta dolaptan malzemeleri almasına ve votkayı karıştırmasına yardım ediyordu. Adeta bir seks ilahesi gibi görünüyordu.
Artık söylenenleri duyamıyordum, ama Ayla ve Burhan gülmeye başladılar. Gördüğüme inanamıyordum. Yarı çıplak, hatta kasıklarını örtemeyen ve kalçalarının arasında kaybolan minicik bikini altını saymazsak çırılçıplak sayılabilecek olan güzel eşim, komşumuzun mutfağında rahatça dolaşıyordu.
Çıplaklığına pek aldırmıyor gibiydi karım… Ve sarhoşluğumuzu giderecek içkiyi hazırlayan Burhan’ın gözleri karımın üstünden ayrılmıyordu. Çok heyecan verici bir manzaraydı ve ne kadar tahrik olduğumun farkına varmak beni şaşırttı.
Olayın nereye varacağını dehşet merak ediyor, heyecandan titreyerek bekliyordum. Bir şey olmadı. Çok geçmeden hazırladıkları içkiyle evden çıktılar ve ikisi de bizim havuz başına doğru yürümeye başladılar.
Yine karım öndeydi ve elinde cam sürahiyle hemen arkasından gelen Burhan’ın gözü karımın çalkalanıp duran kalçalarından ayrılmıyordu. Telefonumu kanepeye attım ve havuz kenarında onları karşıladım.
“Kusura bakmayın çocuklar, yardım edemediğim için üzgünüm.”
İkisiyle de konuşuyordum, ama özürüm aslında Ayla içindi. Onu yarı çıplak bir vaziyette elin adamıyla yabancı bir eve göndermiştim. 
Bana öfkeyle baktı. Bir yandan da varla yok arası bikinisinin içinde daha rahat göründüğünü fark ettim. Artık kendini örtbas etmek, çıplaklığını saklamak için pek telaş etmiyor gibiydi…
“Endişelenme Timur.” dedi Burhan, sürahiyi masaya yerleştirirken gülümsedi, “Bana bikinisiyle yardım eden güzel bir kadın varken işten şikâyetçi olduğumu asla duyamazsın benden…” 
Ayla derinden kızardı ve kıkırdadı,
“Ah siz erkekler… Hepiniz de aynısınız doğrusu… Sanırım bikinili kadınlarla ilgili hep aynı şeyleri düşünüyorsunuz… ”
Burhan'ın ona iltifat etmesini duymak benim gibi onu da çok mutlu etmişti ama görünüşe göre Ayla'nın bizim hayran bakışlarımızdan havuz suyunun korumasına kaçmak için acelesi var gibiydi. Hemen kaçmasını engellemek için karımın elini tuttum.
“Ama sen başkasın bir tanem, kendini diğer vasat kadınlarla bir tutma lütfen… Burhan, bu güzel bikiniyi giymesi için güzel karıma dil döktüğüme inanabiliyor musun? Zorla ikna edebildim.”
“Biliyorum arkadaşım… İçeride epey sohbet ettik de… Karın bikiniyi senin zorunla giydiğini söyledi. Ama iyi ki ısrar etmişsin. Bunu yaptığın için çok mutluyum. İkiniz de beni çok mutlu ettiniz.”
Ayla'nın gözleri bizim konuşmalarımızı duydukça irileşti, yanakları kıpkırmızı oldu ve utanmasına neden olan erkek sohbetine engel olmak için araya girdi,
“Hey! Ben buradayım beyler! Timur aşkım… Beni utandırıyorsun!” Elimden kurtulup kendini suya bırakmıştı bunu söylerken, çıplaklığını bizim gözlerimizden saklamaya çalışıyordu.
Burhan kıkırdadı ve yaptığı içkiden bana bir bardak uzatırken karıma yanıt verdi,
“Ayla, canım… Bir erkek gözüyle söylüyorum, bence vücudun hakkında utanacak hiçbir şeyin yok. Eminim Timur da benimle aynı fikirde… Kocan senin gibi güzel bir eşi olduğu için gurur duyuyor, emin ol…”
Burhan bana bakarak gülümsedi. Derin bir yudum alırken başımı salladım onaylayarak… Sabah arkadaşlarla aldığımız alkolün verdiği rahatlık, arka bahçemizdeki ortam üzerinde kaygısız bir etki yaratıyordu. Soda ve limonla yaptığı içki boğazımdan aşağı kaydıktan sonra cevapladım adamı,
“Evet, bence de öyle Burhan… Kusursuz bir güzel benim karım… Lanet olsun, bu senin içecek çok iyi arkadaş…” diye ekledim.
“Teşekkür ederim efendim, yıllardır yapıyorum bunu, akşamdan kalmalara çok iyi gelir.”
Sonra suyun içinde duran karıma bakarak ona da bir bardak doldurdu ve kenarda diz çökerek içmesi için uzattı. Ayla bardağı aldı, hızlı bir yudum aldı içkiden, tadı onun da hoşuna gitmişti,
“Vay canına... Gerçekten iyi… Beraber yaptık ama ben bunun tarifini yazayım bir kenara…”
Burhan başını salladı kendinden emin… Havuz kenarında yukarıdan bakıyordu kenara tutunmuş, içeceği yudumlayan karıma… Minik bikininin içinde yukarıdan baktığında harika bir görüntü sunuyor olmalıydı karım…
Burhan kendinden geçmiş gibi karımın dudaklarına ve kim bilir nerelerini görüyorsa, oralara dikkatle bakıyordu ki, başını kaldırınca benim onlara baktığımı fak etti. Hoşgörüyle gülümseyerek, karıma bakmasına aldırmaz bir tavırla kadehimi onlara kaldırdım. Koca bir yudum aldım hazırladığı içkisinden…
Burhan da doğrulup kendi kadehini doldurdu. Üçümüz arka bahçede, karım havuzun içinde, biz erkekler şezlonglara yerleştik ve alkol kaynaklı bir rahatlama havasına girdik. Burhan su kenarında otururken nihayet ben de kalkıp havuzdaki eşime katıldım.
Konuşma konularımız işten spora ve eğlenceye değişti. Burhan’ın akşamdan kalmaya karşı içecek bitti. Bizim kokteyl stoğundan tekrar alkol almaya devam ettik. Sonunda üçümüz de bir hayli çakır keyif olmuştuk.
Ayla görünüşe göre üzerindeki açık saçık bikiniyi ikinci cildi gibi benimsemişti. Biz şezlonglara kurulmuş keyif çatarken karım Burhan'ın delici bakışlarına aldırmadan suya girip çıkıyordu. 
Komşumuz ise başka bir alem… Sarhoşluğu biraz daha artmıştı sanki… Karıma bakışları daha da belirgin hale gelmişti. Bilmiyorum, belki de karımın çıplak güzelliğiydi başını döndüren… 
Artık ne benden çekiniyordu, ne de karımdan… Ayla’ya baktıkça gördüğü şeyleri kesinlikle seviyordu adam… Zevkten dört köşe olmuştu.
Ayla havuzdan çıktı, evden bir tepsi peynir ve kraker, atıştırmak için bir şeyler getirdi. Güneşte parıldayan cildiyle vücudu bana doğru eğildiğinde doğrudan fütursuzca sergilediği büyük göğüslerine baktım. Dayanamadım ve yüksek sesle bir iltifat dudaklarımdan kaçtı,
“Offf… Harikasın bebeğim. Şu koca memelere bak. Isırırım ben onları…“
“Timur…! Misafirimiz var! Ahlaksız herif…” Ayla yüzünde utanmış bir bakışla gülümseyerek beni azarladı. Burhan'a doğru döndü.
Burhan söylediklerimi duymuş ve karımın nerelerini beğendiğimi o da kendi gözleriyle görmüştü. Karım tabağı uzatırken o da karımın göğüslerine baktı. Hayran hayran, gözlerini karımın memelerinden ayırmadan,
“Timur'la aynı fikirdeyim Ayla… Senin iki zirve şu anda normallerin dışında… Olağanüstü… Isırmak istemesi çok normal…” dedi. Kelimeler ağzından kaçtıktan sonra kızardı, yaptığı yorumun uygunsuz olabileceğini fark etmişti. “Çok pardon, haddimi aştım galiba…” dedi.
Ayla, yanakları kıpkırmızı ve utanmış durumdaydı. Fakat iki erkek tarafından beğenilmekten ve arzu edilmekten hoşnut olduğu o kadar belliydi ki… Burhan’a ve memeleri için yaptığımız iltifatlara biraz yumuşak bir tepki gösterdi,
“Tamam, hepsi bu kadar! Hadi bakalım, herkes suya…” diyerek kendini havuza attı.
Burhan ve ben de aynı anda bir kahkaha attık. Neşe içinde gülüyorduk. Benim şezlongum havuzun yanı başındaydı ve Ayla elimden tutarak beni suya çekiştirdi. Ben de havuza daldım, gülerek karımı kucakladım, suyun içinde oynaşmaya başladık.
Biraz yorulunca Burhan’ın yanı başında havuz kenarında tutunduk, şezlongda oturmaya devam eden Burhan’la sohbete devam ettik.
Bir ara sessizlik oldu. Kimse konuşmuyordu. İki erkek karımı süzüyorduk. Burhan çaktırmamaya çalışarak, bense apaçık, sikecek gibi bakıyorduk karıma… Ayla aniden Burhan'a zor bir soru sorana kadar hepimiz bir müddet sessizlik içinde durduk.
“Neden havuzda bize katılmıyorsun Burhan, sudan korkuyor musun?” Burhanın ağzının yarısı peynir ve kraker doluydu. Zorla onları yuttuktan sonra,
“Valla, havuzda giyebileceğim bir mayom yok Ayla’cım… Aslında bir mayo sahibi olduğumu bile hatırlayamıyorum.”
“Sen de altsız gir öyleyse Burhan…” diyerek bir kahkaha attım. Diğerlerine de komik geldi teklifim, onlar da güldüler. Gülmesi bitince,
“Yok artık sen de…” dedi koca adam… Aslında teklifimin çok hoşuna gittiğini, biraz üstelesem, hatta Ayla eh dese, bayıla bayıla yapacağını, çıplak vaziyette bize katılacağını biliyordum içten içe…
“Ne var canım… İnsanlar çıplaklar kampında nasıl dolaşıyorlar, görmedin mi hiç? Tanrının yarattığı bedenimizden niye utanacakmışız ki… Ayla’ya baksana… Bir avuçluk bez parçasının arkasına güzelliğini saklamaya çalışıyor. Ne gerek var aslında, değil mi?”
“Doğru söylüyorsun ama… Burası çıplaklar kampı değil ki canım…” dedi Ayla da… Dudaklarının kenarında şuh bir gülümseme vardı.
Usul usul Ayla'nın arkasına yanaştım, belinden tuttum. Birkaç dakika sonra suyun içinde vücutlarımızın teması beni kendimden geçirmişti bile… Onu istiyordum. Taş gibi olmuş sikimi kalçalarının arasından ona dayadım ve kenarda oturan erkeği umursamadım.
Karımın diri güzelliğinden ve içkilerden sarhoş olmuştum. Saçma bir şekilde karımın diğer erkeği etkilemesini ve Burhan'a yeni bir gösteri yapmasını istiyordum.
“Çıplaklar kampı değil ama… Ne var sanki… İki santim bikini memelerini zor örtüyor, geri kalan her şeyin meydanda işte… Hadi çıkar gitsin onu da… Hatta şimdi üstünü çıkarıp atarsan gerçekten hoşuma gider aşkım…” Bana döndü, tıslayarak,
“Saçmalama Timur…” dedi. Sonra da fısıldayarak, “Burhan tam karşımızda… Kes artık şunu… Yapma… Delirdin mi sen?”
Sinirlenmesine rağmen isteğimi duyunca gözlerindeki heyecanı, dudaklarının titreyişini görebiliyordum. O da istiyordu bunu aslında… İki erkeği birden delirtmek hoşuna gidiyordu kahpenin… Kasıklarımı onun kalçalarına iyice bastırdım,
“Hadi bebeğim. Nasıl heyecanla bekliyor baksana… Hadi kalbinden vur onu… Memelerini çıplak görsün… Böylece biraz eğleniriz hepimiz...” Ayla gözlerinde şehvetle bana baktı ve fısıldadı,
“Güzel… Madem öyle istiyorsun. İstediğin gibi olsun, yapayım. Adam karının memelerini çıplak görsün seninle beraber... Ama sonra pişman olursan bana kızma.”
Derin bir nefes alıp kollarımın arasından kayıverdi birden bire... Karım suyun altına, havuzun dibine süzülerek inerken ben donup baktım. Oh tanrım… Çılgınca bulmasına rağmen isteğimi yerine getiriyordu karım… Üstünü yavaşça çözdü ve az sonra minicik ince siyah bikini üstü suyun üzerinde yüzüyordu.
Manzarayı görünce heyecandan delirecek gibi oldum. Tamam, artık budur derken, onu suda daha da derinlerde oynarken gördüm. Aniden başka bir grup siyah kumaş su yüzeyinde belirdi. Eşim G string kıvamındaki bikini altını da çıkarmıştı!
Bikiniyi suyun yüzeyinde görünce dikleştim. İşi biten ve yüzeye çıkan karım alay edercesine bakışlarla bana baktı. 
Benimle beraber komşumuz da izliyordu bizi… Hayretle açılan gözlerle bize bakıyordu. Yeni çıkardığı iki parçalık minik bikinisini avucunun içinde topladı karım… Kolunu kaldırarak sertçe bir hareketle Burhan'a fırlattı.
“Mayom yok diye kendini üzme Burhan… Senin için bir mayo buldum!“ diyerek şuh bir kahkaha attı.
Gözlerime inanamadım! Burhan da öyle… Islak kumaş bir şaklamayla göğsünde patlamış, karımın ani hareketi onu hazırlıksız yakalamıştı. 
Burhan’ın yüzü karımın şimdi suyun içinde çırılçıplak olduğu bilgisiyle aydınlanıvermişti. Bikiniyi tuttu, şaka yollu şortunun cebine tıktı.
“Hatıra olarak alıyorum!” diye bağırdı. “Bunu giyemem, çünkü bana küçük gelir. Benim malzemem seninkinden çok fazla…”
Gözlerini karımdan ayırmadan bir kahkaha patlattı. Adam zekâ olarak epey hızlı ve hazırcevaptı. Aslında küçük oyunumuzu oynamaya başlamadan önce onu bu kadar küçük görmemeliymişim.
Burhan’ın cebine tıktığı bikini yüzünden karım havuzdan bir şekilde çırılçıplak bedeniyle çıkmak zorundaydı. Ayla ve ben de güldük, ama şimdi havuz başında ortamı saran bir erotizm havası vardı.
Burhan çabucak boş kadehini tuttu, şakacı bir gülüşle şikayet edercesine elinde salladı. Kadehin içinde yanlara vuran buz parçalarının şıngırtısı duyuldu.
“Kadehim boşaldı yine… Biri kadehimi yeniden doldurmalı…”
“Şişe masanın üstünde dostum…” dedim cevabını bilerek…
“Ben koyardım, ama şu anda çok rahatım. Hareket etmekten de nefret ediyorum. Ayla… Sen yapabilir misin?”
Ayla bana baktı. Adam havuzdan çıkmasını ve ona içki koymasını istiyordu. Böylece karımın çırılçıplak bedenini doya doya görebilecekti. Karımın yanakları kızarmış, gözleri yarı kapanmıştı. İçtiği alkol ve yaşadığımız olaylarla uyarılması onun üzerinde cinsellik yüklü bir bomba etkisi yapıyordu.
Sorar gibi bakıyordu bana… Dudaklarımı büküp kararı ona bıraktığımı belli ettim. Ne isterse yapabilirdi karım… “Bunu sen istedin” dercesine umarsızca omzunu silkti.
“Tamam beyler…” dedi sonra… “Madem misafirimiz içki istiyor, evin hanımı olarak benim vermem lazım sanırım…”
Yavaşça havuzun merdivenlerinden çıkarken muazzam bir uyarılmayla onu izledim. Büyük göğüsleri şimdi serbestçe sallanıyor, güzel solgun ve uyarılmış meme uçları öğleden sonra güneşinde son derece güzel görünüyordu.
Burhan’ın gözleri ve ağzı bir karış açılmış durumdaydı. Gayet doğal olarak o da karımı izliyordu. Ayla kenardaki metal merdivenden tırmanıp havuzdan tamamen çıktığında muhteşem kıçından su damlaları süzülüyordu. Burhan'a doğru döndüğünde tüysüz kadınlığının bir anını yakalayabildim.
Hayatımda hiç bu kadar uyarılmamıştım. Karımın tutumundaki değişime inanamıyordum. 
Sadece haftalar önce hayal edilebilecek en çekingen ve tutucu kadınlardan biriydi. Şimdiyse burada, havuzumuzun etrafında, yabancı bir erkeğin yanında tamamen çıplak vaziyette dolaşıyordu.
Ben ve komşumuz şehvetli gözlerle karımın vücudunda şölen yaptık. Alkolün kısmen suçlanacağını biliyordum, ama sürekli karımı buna yönlendirmem yüzünden ben de suçluydum aslında…
İki erkek, küçük arka bahçede seksi ve tahrik bombası bir şekilde yürüyen karımı şaşkın şaşkınlıkla izledik. Burhan’la beraber onun evinde hazırladığı karışımın sürahisini masadan aldı ve ona geri döndü.
Büyük göğüsleri öne eğilerek vücudunun hatlarını daha da seksi bir hale getirmişti. Adamın boş içki kadehini yavaş hareketlerle doldurup yanındaki sehpaya bıraktı. Sonra da tekrar eğilip adamın içki kadehini eline aldı. Dudaklarına götürüp onun içtiği kadehten kocaman bir yudum aldı.
Görünüşe göre alkolden değil cinsel uyarılmayla sarhoştu. Dudaklarını Burhan’ın kadehinin kenarlarında dolaştırırken pembe dilini çıkarıp ucuyla kadehe dokundu,
“İşte böyle Burhan…” dedi şehvet dolu sesiyle... “Evin kadını görevini yaptı.”
Son derece tahrik olmuş görünüyordu karım…Tüysüz parlak kadınlığı kabarmıştı, meme uçları dikilmiş, dudakları arzuyla aralanmış…
Sonra kadehi sehpaya bırakıp bir hamlede kendini balıklama havuza atıverdi. Birkaç kulaç attı suda, sonra da sırt üstü uzandı. Islak bedeninin çıplaklığını, uçları sertleşip kabarmış iri memelerini, gergin karın kaslarını, dudakları şişmiş kurabiye gibi görünen tüysüz amcığını meydana çıkardı.
Burhan kendini tutamadı, ağzı açık kalmıştı.
“Lanet olsun! Harikasın Ayla…!”
Yaşadıklarına inanamayan gözlerle dönüp bana baktı. Sadece gururla gülümsedim. Ayla suyun üzerindeki gösterisini bitirip yavaşça bana geri döndüğünde Burhan çıplak karıma aval aval bakmaya devam ediyordu.
Karımla hiç bu kadar gurur duymamıştım. Bu yüzden gülümseyerek aç bakışlarla karımı izleyen adama baktım.
“Ne düşündüğünü biliyorum Burhan… Dediğin gibi… Ben şanslı bir erkeğim.”
Bunu söylerken suyun içinde yanıma gelen karıma sımsıkı sarılmıştım. Ayla beni öfkeli bir tutkuyla öptü. Dudaklarımız birbirini emiyor, dillerimiz birbirini okşuyordu hırsla… 
Karımın şehvetle dolu olduğunu biliyordum. Boynuma ve kalkmış sikimi kasıklarına gömerek bedenime sımsıkı sarılırken, kulağıma fısıldadı,
“Ohh… Bebeğim… Şu anda çok azgınım.”
Aynı anda biraz çekilerek elini aramıza soktu, içgüdüsel olarak suyun altında şortuma ulaştı. Benim önü kabarık şortun belinden içeri soktu elini ve sertleşmiş sikimi parmaklarıyla kavradı. Tam bir şok yaşıyordum.
Elleriyle suyun altında çekiştirerek şortumu aşağıya indirdi sonra… Ben de onun gibi çırılçıplaktım havuzun içinde… Sikimi narin parmaklarıyla sıvazlamaya, okşamaya devam etti gözlerimin içine bakarak…
Ben de en az karım kadar uyarılmanın ötesine geçmiştim. Aynı zamanda aklım da karmakarışıktı. İçgüdüsel olarak kasıklarımı ona doğru itmeye başladım. Karımın kalçalarını pençelerimle tutup kepçelerken bacaklarını da belimin etrafıma sardım.
Burhan'ın orada olduğu ve bizi izlediği gerçeğine aldırmıyordum bile… Şehvet her yerimi sarmıştı, sikim taş gibi olmuş, zonklamaya başlamıştı. Bizi pür dikkat izleyen bir erkek seyircimizin dahil olduğu bir seks yaşanacağı düşüncesi iliklerime kadar tahrik ediyordu beni… Yabancı bir erkeğin önünde sikmek üzereydim karımı…
Karımı havuzun bir duvarına doğru götürdüm. Sırtını duvara dayarken bir elimle alttan kıçını tutup onu destekliyor, bir elimle havuzun kenarına tutunuyordum. Ve hiçbir şeye aldırmadan karımın amcığına daldırıverdim sikimi…
Karımı becerirken çıplak vücudunu neredeyse yarıya kadar sudan dışarıya çıkarmış vaziyetteydim. Büyük zevk girdabına kapılan karım da dikkatsizce inlemeye, zevk feryatları koparmaya başladı.
İkimiz de şehvetimizde kaybolduk. Kenarda bizi izleyen komşumuzla ilgilenmiyorduk bile… Bu bir riskti elbette, fakat kendimizi risklerden uzaklaştırmak için hiçbir şey yapmamıştık. 
O anda sadece ikimiz vardık, tutkulu cinsel organlarımız vardı… Birbirlerine kavuşması gerekiyordu onların ve biz de bunu yapıyorduk.
Ayla beni şaşırtarak çığlık atıncaya kadar tutkulu seksin zirvelerinde kendimi kaybettim. Durmadan gidip geliyordum karımın amında…
"Ah! Aman Tanrım!“
Sola, havuz kenarına ve daha da özel olarak Burhan'a bakıyordu.
Baktım ben de… Onun baktığı yere bakınca, komşumuzun varlığını hatırladım. Ve onu gördüğümde ilk pişmanlık ve utanç duygularımı hissettim.
Burhan, ben eşimle sevişirken kenardaki şezlonga oturmuş bizi izliyordu. Yine de Ayla’yı şok eden şey, yabancı bir erkeğin bizi sikişirken izlemesi değildi.
Karımı şok eden olay, adamın hiç bizden utanıp çekinmeden kendini açığa vurması ve sanki özel banyosundaymış gibi bize bakarak mastürbasyon yapmasıydı. Ancak bunun ötesinde, Burhan'ın büyük bir zevkle asıldığı erkeklik organının endişe verici bir boyutta olmasıydı.
Komşumuzun elindeki penis muazzamdı. Belki otuz santim uzunluğunda ve inanılmaz derecede kalındı. Ayla'yı şehvetle sikmemi izlerken o da koca sikine pompalama yapıyordu. İkimiz de adamın dehşet verici sikinin büyüklüğünü hemen fark ettik ve bu görüntü bizi sersemletti.
Burhan bizim elindeki koca şeye aval aval baktığımızı gördü ve konuşma ihtiyacını hissetti.
“Yaa, pardon… Kusura bakma Timur… Karın beni de, benim ufaklığı da gerçekten delirtiyor ve adamakıllı düşünemiyorum. Bu ufaklığı dışarı çıkarmamalıydım. Ne olur kusura bakma… Toparlamaya çalışacağım.” 
Büyülenmiş sikini şortuna geri koymaya çalışırken kızardı, ama tam bu sırada Ayla araya girdi,
“Yapma Burhan! Ben… İnan bana… Hiç umurumda değil… Yaptığın şeye devam et bence…” 
Konuştuğu sırada yüzü biraz daha kızardı, fakat komşumuzun elindeki koca aletle göz temasını da hiç kesmemişti. 
Komşumuzun canavarına bakarken çileden çıkmış durumdaydık. Karım etrafında döndü, başını çevirip gözleri ihtirastan kısılmış bir şekilde bana baktı.
"Sik beni bebeğim.” diye fısıldadı. İri ve çıplak göğüsleri havuzun kenarında duruyordu, şimdi kollarını uzatmış, pürüzsüz fayans yüzeyinde tutunuyordu.
Karıcığım benim sikmemi bekliyordu komşumuza aldırmadan… Ya da onun varlığıyla daha da azmış vaziyette… Tekrar, bu kez yüksek sesle tekrarladı, komşumuzun da duymasını ister gibi,
“Ohh… Hadi durma… Sik beni…”
Bu kadın kimdi? Ve neden ona her seferinde hayran kalıyordum? Benim tutucu, muhafazakar görünümlü, hanım hanımcık öğretmen karım, yabancı bir erkeğin yanında çırılçıplak, sikmem için yalvarıyordu bana…
Yine saldırmaya başladım. Onu arkadan kuvvetli ve hızlı bir şekilde aldım, o da itici gücüme kalçalarını geriye iterek cevap veriyordu. Hemen yanımızda duran Burhan'a bakıyordu ben onu sikerken… Ve karımın Burhan'a, onun elindeki otuz santimlik muhteşem sikine baktığını fark etmem sadece içimdeki tutkuyu daha fazla ateşlemeye yaradı.
Ayla yüksek sesle inliyordu. Tüm mahallenin onu duyacağından endişelenmeye başladım. Buna rağmen, suyun altında vajinasının diplerine kadar ulaştım ve kalçalarını sıkıca tutup karımı da patlatmaya çalıştım.
Burhan bizi izleyerek koca sikini sıvazlıyordu hala… Sarhoştu… Alabildiğine tahrik olmuştu… Biz şehvetli karımla havuzda sikişirken, bizi izleyerek mastürbasyon yapıyordu komşumuz… Bize bakarak… Ahh…
“Ohhh… Ayla…” diye homurdandı. “Senin kadar seksi kadın görmedim hayatımda… Beni bir kaya gibi sertleştirdin. İkiniz de harika görünüyorsunuz.”
Karımı pompalamaya devam ederken bir kez daha gözümü adama çevirdim ve kocaman sikini tekrar yakından gördüm. Zararsız yaşlı komşumuz dediğimiz adamın böyle bir canavarı şortunun içinde nasıl paketlediğine inanamadım.
Karımın orgazmın eşiğinde olduğunu titremelerinden hissettim. Bugüne kadar bundan daha fazla heyecanlanamayacağını düşünürdüm karımın… Oysa deliye dönmüş gibiydi. Şehvetli inlemelerinin arasında boğuk bir sesle adama
“Elindeki yarak çok büyükmüş Burhan!” dediğini duydum. Kulaklarıma inanamadım.
Karımın daha önce “Yarak” kelimesini kullandığını hiç duymamış olmam bir yana… Ayla bu kelimeyi başka bir adamın sikinin büyüklüğüne iltifat etmek için onun yüzüne karşı kullanmıştı.
Ben zaten kırılma noktasını aşmıştım. Ben boşalmaya başlarken karımın az kullanılmış vajinası sikimi sımsıkı sardı, o da kasılmaya başlamıştı. Büyük bir patlama yaşıyorduk, hiç yaşamadığımız bir patlama… 
Sonlara doğru karımın yüksek sesle inlemeleri minik feryatlara dönüştü ve hemen ardından Burhan'ın sesini duyduk.
“Ahhh… Siktir… Evet Ayla… Dediğin gibi sikim kocaman… Doyuramıyorum onu… Hep girecek amcık arıyor. Aslında tam sana göre yarağım Ayla… Timuur… Karın benim koca yarrağı çok beğendi Timur…”
Sözleri kenetlenmiş çenesi yüzünden dişlerinin arasından tıslayarak çıkıyordu. İkimiz de onun patlamasını izliyorduk. Yarağının ucundan fışkıran bembeyaz spermler önce havaya, sonra havuzun kenarındaki fayanslara, havuzun suyuna boşalıyordu. 
Balta gibi sikini kavrayarak boşalmasını izlemek bir harikaydı komşumuzun… Zevkle sikini sıvazlarken boğuk boğuk inliyordu.
Sonunda hepimiz durulduk. Devinim sona erdi. Zevk inlemeleri, feryatlar, suyun içinde karımı sikerken çıkan suyun şapırtıları… 
Sessizlik birden havuz başını kapladı. Her şey koca bir saçmalıktan ibaretti. Sonunda önce Ayla ve sonra da Burhan tarafından taklit edilen buruk bir kahkaha attım.
“Tamam komşu… Sanırım vakit geç oldu. Biz eve gidiyoruz.” dedim, yorgun bir sesle…
Burhan kendine gelip kalın penisini zorlukla şortuna gizlemeye çalışırken konuştu.
“Vay anasını çocuklar… Kasırga gibiydi. Az önce ne oldu?” Ayla biraz utanarak güldü ve ben de…
“Hiçbir fikrim yok.” diye cevapladım komşumuzu… “Birden bire oluverdi her şey…”
Burhan ayağa kalktı, utanmış gibiydi, yüzümüze bakamıyordu sanki… Eliyle sehpanın üzerinde ve havuz kenarındaki eşyaları işaret ederek,
“Bu şeyleri sabah alayım ben…” Alkol karışımını getirdiği sürahi ve bardaklarını söylüyordu. Evine gitmek için döndü ve, 
“Dünya standartlarındaydı misafirperverliğiniz gençler… Her şey için teşekkürler.” dedi.
Bir sırıtma vardı yüzünde bunu söylerken ve ilerledi, köşede kayboldu.
Eşim yaşadığı duygu kokteylini yansıtan karmakarışık gözlerle bana baktı. Bakıştık. Hiçbir şey konuşmadık. 
Yapabileceğim tek şey onu öpmekti… 
47 notes · View notes
dizimdedinlen · 7 months
Text
Tumblr media
-Beni niye bırakıp gittin Müzeyyen? -Elimde değildi. Kendime engel olamadım, ona aşıktım. Seni üzmek istemezdim ama kendimden de vazgeçemedim. -Değdi mi peki? -Mesele bu değil ki. Yaşamam gerekiyordu yaşadım. Ama biliyorsun işte, bitiyor en nihayetinde her şey gibi. -Çay için teşekkürler. -Gitme! Lütfen! Diyelim ki gitmedim. Seninle birlikte olmaya devam ettik. Ne değişecekti? Ne yapacaktık? -Sevişirdik. -Başka? -Sabahları beraber uyandırdık. Ben senden önce kalkardım, senin uyuyuşunu izlerdim. Sonra sen uyanırdın. Bana gülümserdin. -Sonra? -Sonra sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum. O ilk şekeri ben atardım çayına. Zarifçe eritişini izlerdim. -Sonra, en çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum. -Güzelmiş. -Sonra dışarı çıkardık. Dışarıda yağmur yağıyor olurdu. Biz şemsiyeyi almazdık, sırılsıklam olurduk. Sonra sen bana sokulurdun. Ama saçağın altına hiç girmezdik. Sonra sen üşütürdün. Ayakların buz gibi olurdu. Ben sana o en sevdiğin mavi çoraplarını getirirdim. Sonra bayramları babaannenin mezarını ziyaret etmeye giderdik. -Gider miydik gerçekten? -Giderdik. Hayatta en sevdiğin kadın için ağlayaşını izlerdim senin. Hiçbir şey yapmazdım, gözyaşlarını silmezdim. Seni teselli etmezdim. Orada öylece ağlayışını izlerdim senin. Başka insanların mezarları arasında dolaşarak hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. Sonra hiçbir şey yapmazdık. Öylece otururduk. Çok bilinmeyenli bir sorunun yanıtını arardık. Hayat bizi yalancı çıkarana dek bulduğumuz cevapları doğru sanardık. -O zaman bir çay daha içelim mi? -Daha fazla çay içmek istemiyorum ben.
71 notes · View notes