Alper adaya ilk havuçlu tarçınlıyı verdiğinde aslında kalbini vermişti filmin devamında ada sürekli kekin tarifini istedi (aşkının devamını)ama Alper hep erteledi sonra ada kekin tarifini başka bir yerde buldu(bir başkasıyla evlendi)ve seninki kadar güzel olmadı der... Acılar geçer zamanla aşka tövbe demem ben
hikâyeye göre adam kadını çok seviyor, sevdikçe ruhu büyüyor, ruh eve sığmıyor. sabahları kadından önce kalkıyor, şehrin uzak yerlerinden hikâyeler topluyor ve sonra tekrar gece yarısı kadına geri dönüyor. biraz şey gibi, rüzgârı kendinden menkul bir uçurtma gibi.
-Beni niye bırakıp gittin Müzeyyen? -Elimde değildi. Kendime engel olamadım, ona aşıktım. Seni üzmek istemezdim ama kendimden de vazgeçemedim. -Değdi mi peki? -Mesele bu değil ki. Yaşamam gerekiyordu yaşadım. Ama biliyorsun işte, bitiyor en nihayetinde her şey gibi. -Çay için teşekkürler. -Gitme! Lütfen! Diyelim ki gitmedim. Seninle birlikte olmaya devam ettik. Ne değişecekti? Ne yapacaktık? -Sevişirdik. -Başka? -Sabahları beraber uyandırdık. Ben senden önce kalkardım, senin uyuyuşunu izlerdim. Sonra sen uyanırdın. Bana gülümserdin. -Sonra? -Sonra sabahları çayı tek şekerli içtiğini, günün diğer saatlerinde şekersiz içtiğini biliyor olurdum. O ilk şekeri ben atardım çayına. Zarifçe eritişini izlerdim. -Sonra, en çok boynundan öpülmeyi sevdiğini biliyor olurdum. -Güzelmiş. -Sonra dışarı çıkardık. Dışarıda yağmur yağıyor olurdu. Biz şemsiyeyi almazdık, sırılsıklam olurduk. Sonra sen bana sokulurdun. Ama saçağın altına hiç girmezdik. Sonra sen üşütürdün. Ayakların buz gibi olurdu. Ben sana o en sevdiğin mavi çoraplarını getirirdim. Sonra bayramları babaannenin mezarını ziyaret etmeye giderdik. -Gider miydik gerçekten? -Giderdik. Hayatta en sevdiğin kadın için ağlayaşını izlerdim senin. Hiçbir şey yapmazdım, gözyaşlarını silmezdim. Seni teselli etmezdim. Orada öylece ağlayışını izlerdim senin. Başka insanların mezarları arasında dolaşarak hayatın ne kadar şahane bir şey olduğunu düşünürdüm. Sonra hiçbir şey yapmazdık. Öylece otururduk. Çok bilinmeyenli bir sorunun yanıtını arardık. Hayat bizi yalancı çıkarana dek bulduğumuz cevapları doğru sanardık. -O zaman bir çay daha içelim mi? -Daha fazla çay içmek istemiyorum ben.