Tumgik
#mayıs 5
bitmisimharbidenn · 1 year
Text
Neden konuşmuyorsun? seni de kırdılar dimi, seni de yordular..
Konuşmak rahatlatır derler, konuşsana, bağır istersen, kır dök.
-Yorgun değilim ben.
Konuşsana o zaman.
-Konuşsam ne anlatacaksın ki?Bu da geçer mi diyeceksin, boşver be mi diyeceksin.
Sıcak bardağa soğuk su mu dökeceksin?
Sıcak bardağa soğuk su dökülmez, çatlatırsın..
Hem bağırmak sadece konuşmakla mı olur
Sen hiç bağıra bağıra susmadın mı?
26 notes · View notes
pht80s · 2 years
Text
“eskisi kadar mutsuz değilsin acıtmıyor mu bizi mahvedişin
bana yaptığın sayısız kötülüğe rağmen nasıl hala kal demişim
sana tam beş kez kaybetmişim ama inatla bir yolu var demişim.”
1 note · View note
visalvakti · 11 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kur'an'ı Kerim hayât haritamız olacak..
|Üstadım Osman Nuri Topbaş 🥀
22 notes · View notes
sonerabanoz · 1 year
Text
Tumblr media
2 notes · View notes
e2i4-ud · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
#Bu var olma mücadelesinde Adana'nın çok önemli bir yeri vardır. Çünkü Atatürk'te kurtuluş ve bağımsızlık fikri bu güzel kentte ortaya çıkmış#'Bende bu vekayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette#bu güzel Adana'da doğmuştur' sözleriyle ifade etmiştir”#Adana Atatürk’e Bağımsızlık İlhâmını Veren Şehirdir#“Büyük Önder Mustafa Kemal Atatürk#19 Mayıs 1919’da emperyalist işgalci güçlere karşı Kurtuluş Savaşı başlatmıştır. Bu var olma mücadelesinde Adana’nın çok önemli bir yeri va#‘Bende bu vekayiin ilk hissi teşebbüsü bu memlekette#bu güzel Adana’da doğmuştur’#Emin olun bizler Adananılar olarak#ATATÜRK'ÜN söylemiş olduğu bu sözü ALTIN HARFLERLAR yazsak yine de azdır. Onun için bu söz yalnız Adana için değil bütün TÜRKİYE içindir.#“Mustafa Kemal liderliğindeki Ankara hükümeti Anadolu’nun her köşesinde düşmana karşı destansı bir mücadele verirken Adana’nın yiğit evlatl#Bundan 101 yıl önce 5 Ocak 1922’de Adana’yı işgalcilerden temizlemiştir. Bundan dolayıdır ki 5 Ocak Adana’nın bayramıdır. Her 5 Ocak’ta bu#“Atatürk’e düşmana karşı direnme ilhamını veren Adana#Büyük Önder açısından büyük önem taşımaktadır. Adana; Büyük Önder’in İstanbul’dan sonra en çok ziyaret ettiği şehirdir. Adanalılar olarak b#cumhuriyet değerlerine sonsuza kadar sahip çıkmak Atatürk’ün çocukları olarak bizlerin boynunun borcudur. Bu duygu ve düşüncelerle Adana’nı#Büyük Önder Atatürk ve tüm şehitler ve gazilerimizi saygıyla anıyorum.”#Herkese sıhhat; huzur; neşe dolu sonsuz mutlu yarınlar temenni ederim.#Udi Emin Bey-05.01.2023-Perşembe-ÇUKUROVA#Adana'nın verimi emin olun bütün dünyaya yeter
4 notes · View notes
erenist · 2 years
Text
seviyorsanız arayıp "Hıdırellez bayramı"nı kutlayın bence.
Bu nâz ü bu nigâh-ı tegâfül ki sende var Hızr olsa âşıkın sebeb-i terk-i cân olur
Nef'î
9 notes · View notes
firiigcr · 2 years
Text
Hıdırellez
Eskiden çok eskiden hıdırellezlerde umutla bir şeyler çizip gül ağacına asardım. Sonra 5 Mayıslar bana farklı şeyler hüzünlü şeyler hatırlatmaya başladı, çizip asacak dileklerimi de, çizince gerçekleşeceğine dair umutlarımı da kaybetmiştim. Ama bu sene içimde nedensiz bir umut yüklendi. Belki de 2 gün önce yaşadığım anın, yıllar önce hayalini kurduğun anla aynı olmasındandı. O an çok mutlu olsam da sıradan olduğunu bana şu an yetersiz gelen bir anın, bir an yıllar önce gerçekleşmesi için hayalini kurduğum, gözümde canlandırdığım anla aynı olduğunu fark ettim. Tam da dualarımın kabul olmadığını düşündüğüm, dua etmekten bile vazgeçmeye başladığım zamanlarda, şu an yaşadıklarımın yıllar önce gerçekleşmesi için dua ettiğim anlar olduğunu idrak ettim. Belki gerçekten de ne dilediğimize dikkat etmek lazım, yarım dua etmemek lazım. Bir de son zamanlarda istekleri şekillendirip gözümüzün önüne koydukça, o enerjiyi çağırdığına dair daha fazla inanmaya başladım. Böyle enerji falan diyince de öyle entel dantel konuşanlar gibi oldu ama umarım anlatabilmişimdir, yani işte "vision board" etkisi gibi düşünün. Velhasıl bu 5 Mayıs bir umut doğdu içime ve yıllar sonra kağıda bir şeyler çiziktirip, koydum gül ağacı dibine.
Şimdi internette gördüm, ne kadar gerçek bilmem: " Nesi varsa , bölüşecek biri olsun. Nesi yoksa , bulup getirecek biri olsun." Benim ki de bunun resme dönmüş hali diyelim :)
Karanlıklar içine bir ışık var , mor mor leylaklar!
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
13 notes · View notes
aktuelbul · 1 year
Text
0 notes
Text
BEYNİNİZİ HIZLANDIRMAK - HAZIRCEVAP BİRİSİ OLMAK - EĞLENCELİ BİRİSİ OLMAK - KİŞİSEL GELİŞİM
Merhaba! Bu videonun konusu: 'Beyni Hızlandırmak' 'Beyni Hızlandırmak' niye önemli? Derslerde başarı için okulda başarı için ilişkilerde sohbetteama en önemlisi mizah yeteneğinizi sohbet yeteneğinizi geliştirmek için, İnsanlar sizden sıkılmasın Beyin olduğundan daha yüksek kapasiteli kullanılabilir mi?, Evet Unutmayın! Ben bu videoda size dahi, olmayı ya da hafızanızın çok güçlü olmasını anlatmıyorum Mevcut sistemi i5 işlemci yerine.
i7 işlemciyle hatta kuantum mekaniğiyle kuantum işlemcileriyle falan filan fiziğiyle çalıştırmayı, anlatıyorum Daha hızlı, daha güçlü bir beyne nasıl sahip olursunuz? Ve daha hazır-cevap nasıl olursunuz? Tak-tak-tak-tak. İnsanlar eğlenir siz güçlü olursunuz Özgüveniniz tavan yapar Bu videonun konusu özgüven arttıran beyni hızlı çalıştıran hazırcevaplık ( intro ).
Hoşgeldiniz Size 15 tane tavsiyem var 1 No'lu tavsiyem; Beyninize ne girerse o çıkar Bunu bilin Beyninizi ne ile beslerseniz Yani besleyeceğiniz şey eğer ki daha önce çok uyararak söylediğim. . yabancı diziler yerine Türk dizileri, ise beyniniz boş viteste çalışmayı öğrenir Sit-com izlerseniz- yabancı sitcomlar- beyniniz hızlı veri almaya başlar , Sadece mizah komedi.
Için demiyorum Hızlı hızlı beslenmeyi öğrenir 'O dedi' " O da güldü " " O ne oldu?" " Bu ne, oldu? " Sadece sit-com değil mesela ''House of Cards''. gibi ya da ne. bileyim "Doctor House " gibi belki birazcık "Games of Thrones" gibi diziler izlerseniz , o zaman şunu öğreniyorsunuz: "Aha! 2sezonda.
şu vardı 3sezonda bu oldu'' Şimdi Türk dizilerinin hiçbirinin başında şeyi gördünüz mü? "Previously" Yani ''Daha önce ne, oldu?'' Bu dizide "Daha önce ne, olmuş?'' Hiç hatırlatmaya gerek yok ki Zaten dizi paçavra. bir dizi Hoş öncesinde 1 saat zaten bir önceki bölümü anlatıyorlar ama bir önceki , Türk dizisinin.
Bir önceki sezonunun bu sezona faydası oldu mu? Hiçbir Türk dizisini düşünüyor musunuz 7sezonunda öncesinin özetini yapsın? Hiç gerek yok O yüzden lütfen beyninize yabancı dizilerden bir şeyler sokun . Hızlı ilişkiler kursun 40 dakikalık şeyler izleyin 2- Eğlenmeyi doğru şeylerde bulmanız lazım Beyninizin bağ kurmasını arttıracak.
şeylerde satranç muhteşemdir Satranç eğitim seti çekeceğim ilk boş vaktimde Tabu , sessiz sinema , Arkadaş grubu mu, buldunuz hemen tabu sessiz sinema oynamaya çalışın Bırakın onları sömürün Çünkü bu yeteneğinizi arttırır Hiç açılmamış odalarınızı açar Kapasiteniz 2 katına 3 katına çıkar Beyniniz daha hızlı çalışır Tuvalette mutlaka 1 tane sudoku çözün.
Bir tuvalet kağıdı var üstünde sudoku var bulsam Türkiye'de satacağım Oksijen , Su ve serinlik Bunlar beyne çok gerekli Ne demek istiyorum;, Beynin soğutma sistemi -ki % 70-80 'i su ve geri kalanı yağlı doku. Beyin böyle bir sistem Başınız ağrıdı mı su için %80 geçecek Beyin susuz kaldıkça kurur Kurudukça sancı gelir size Lütfen günde en az 8, bardak su için Su. bir kenarda olsun Beyni, sakın sıcakta tutmayın Beyin sıcağı sevmez aptallaşır boşa düşer Ne kadar serin- soğuk demiyorum- serin olursa o kadar iyi, Ve, beyninizin hızlanmasını istiyorsanız bir sunuma bir şeye bir ortama girmeden önce açık havada biraz yürüyün Yürüyüş karar vermenizi büyük dolaşımı, ve beyne giden oksijeni. arttırır O yüzden, diyelim ki 15-20 dakika yürüyerek bir yere giderseniz , ve ortama girerseniz daha eğlenceli daha canlı olursunuz Daha güzel laf koyarsınız şak-şuka daha hazırcevap olursunuz Beyninizi hızlandıracak jet yakıtlarından bir tanesi Omega-3 ve Omega-6 Cevizde var Günde 100 gr ceviz- ki ben.
Mutlaka yerim Hadi 100 gr değilse 80-120 bilmem ama ayarlamıyorum ama gömüyorum Ceviz çok faydalıdır Fazlası değil tabi ki yani kürek ile de, ceviz yemeyin:) sonra ''Ooo ben niye obez. oldum'' Lütfen dikkat edin! Ceviz beynin yakıtıdır . Ceviz gibi birçok omega-3 omega-6 içeren gıdalar var Bunlar çok çok faydalı Junk food fast food.
Yani hamburger ıvır-zıvırlar ise beynin katilidir Monosodium glutamat içeren şeyler hazırcevaplığı bitirir Gri, hücrelerinizi pelteğe çevirir Beynin sinir ağlarının arasını açar Dolayısıyla lütfen hazırcevap ve zeki olmak. istiyorsanız ceviz gibi besinlerle beslenmeyi bilin Faydalı, yağları lipitleri bilin Dedik ya fast food yani bu hızlı yemek çöp yemek bunları.
Yemek sizi yavaşlatıyor Bu sohbetler ve insanlarda ''Ama ben onun yanında hocam , çok mutluyum hep aynı şeyler'' Yav hep aynı şeyler de o adam seni yavaşlatıyor Bir arkadaşın var , onun. yanında kafanı dinliyorsun Bi düşün bakalım onun, yanında sadece kafanı mı dinliyorsun sana güzel yeni fikirler veriyor mu? Yoksa sırf.
Uyuşturuyor mu? Bu insanlarla geçirdiğin zamanları biraz ayarla Ayarlayacağın 2şey beynini hızlandırmak, istiyorsan kopyala-yapıştır şeyler hiçbir işe yaramayacak bilgiler Örneğin; sosyal medya örneğin Instagram Instagram gibi yerler beyninize çok. fazla. veri*, sokup çıkartır ve bunların çoğu kalıcı değildir , Bazı, bilgiler sizin beyninizi çöplüğe çevirir Önbelleğiniz ve kalıcı belleğiniz , ayrıdır Önbelleği sürekli saçma şeylerle doldurursanız; ders bile çalışamazsınız O yüzden %100 önerim, eğer beyniniz hızlansın istiyorsanız olabildiğince sosyal medyayı azaltın Hele ki öğrenci arkadaşların yaptığı bir intihar var; ders çalışmanın arasında Instagramı açıp büyütece basıyor ve akışlarda geziyor İşte bu. bitiriyor ders çalışma ihtimalini Neden? Önbelleği dolduruyorsun çer çöp bilgiyle gelecek kalıcı bilgiye yer kalmıyor Dolayısıyla ne imiş tavsiye; ''Beyninizi kullanmadığınız, işleri azaltın'' Kendinize ait , şehir efsaneleriniz olmasın. Beyninizi hızlandırmak ve hazırcevap olmak istiyorsanız , kendi kendinizi gömmeyin Nasıl? ''Ya, Hocam. ben sabahları hiç çalışamıyorum'' ''Ben aç karına iken hiçbir şey, yapamam'' ''Hocam ben 16'dan sonra bitiyorum bitiyorum'' ''Çalışamam ben saat 4'den sonra, kan şekerim düşüyor'' YOK böyle birşey! , Her saat çatır çatır kütür kütür çalışırsın, kardeşim Acıkmışsındır ye bir şeyler İç bir şeyler Ama ne olur şunu bil; bir insanın bir, anda beyinen o kadar, çökmesi.
Mümkün değil Atomu bölmüyorsan ayrı Adam kalp cerrahı 14 saat ameliyat yapıyor o ne yapsın? Beyninizi hızlandırmak hazırcevap, olmak hikayeler üretebilmek istiyorsanız; kurgu bölümünü canlandırmanız lazım Beynin kurgu bölümü nedir biliyor musunuz?. -senaryo bölümü-. Kitap, okurken böyle gözünüzün önünde karakterler canlanır ya kitabın içine düşersiniz bi anda dünyayı.
Görürsünüz BU! Kitap okumayı bu yüzden öneriyorum Roman okuyun korku romanı okuyun Ne isterseniz , Beyniniz karakter yaratmayı öğrensin , Bunun için geçen gün tavsiye ettiğim bir şey var -bayılıyorum ve, %100 tavsiye ediyorum- TRT'nin Radyo, Tiyatrosu Arşivi Lütfen yolda o, Podcast'ler(sesli dinletiler) var ya onları bırakın Şarkıyı da bırakın Aleyna Tilki dinlemeyin Lütfen takın o kulaklıkları ve Arkası Yarın'ları dinleyin Gözünüzün önünde canlansın o karakterleri hayal edin Çok, uzun sezonlardır, onlar ve. çok seveceksiniz Beyninizin ilişki kurma karakter yaratma anlık espri üretme yeteneği hazırcevaplığı tavan yapacak Haftada 1 gün, - özellikle pazar günleri çok öneririm ben, her gün yapıyorum- araştırma, yapmayı öğrenmeniz lazım ama zincirleme araştırma 30 dakikalık seanslarınız olacak Mesela; Dünyada şekeri merak ettiniz. Dünya'da şeker nerede kullanılıyor? Bu bilgiyi buldun ya istersen not al YouTube'a video çekiyormuş gibi Ben öyle yapıyorum çünkü ama almasan da olur Hee . ''Şeker burada kullanılıyor'' ''En çok şekeri kim satıyor?'' ''En çok şeker üreten. ülke kim?'', ''Hangi şirket bu şekerden kar elde ediyor?''. şekerin zararları? Bilgiyi. böyle zincirleme üretirsen beyninde, bağ kurmayı öğrenir Anlatabiliyor muyum?, Böylece bir espri yapıp bitmez bir konu açılıp bitmez sen daha derin konuşabilirsin, Ondan sonra sevgilinin eşinin karşısına geçip ''Ya bizim niye.
Hiç konuşacak bir şeyimiz yok'' ''Niye muhabbet bir atımlık?' Sadece hemen bitiyor'' Demezz! , Sen daha eğlenceli hoşsohbet birisi olursun Ben asla tüketmiyorum ama öneriyorum Günde çok abartmadan 1 fincan Türk Kahvesi tüketin Kahvenin faydası da vardır Ama bilmem ne cafe bilmem ne hazır demiyorum bak İkisi üçü beşi bir arada şekerli şeyler demiyorum.
Kahve diyorum ''İçine 10 şeker at'' da demiyorum Kahve Ve kaygılarınız hazırcevaplığı öldüren, şey kaygılarınızı kafanızda büyütmeyin Ben size daha önce pozitif şizofreniyi önermiştim Unutmayın! ''Haluk-A'nın yapacağı şeyi Haluk-B dert etmesin Kendinizi 3-4 kişiliğe bölün Pozitif anlamda:) Bırakın onlar o ortamda öyle takılsın Bir insan bir sohbette bir, toplantıda olacaksa Haluk-C'dir o Haluk-A düşünsün faturaları Yapabilir misiniz? Ben deniyorum başarılı, . Duyularınızı renklendirmemiz lazım Yeni tatlar deneyin Bugün sizin zekanızı açacak birşey yapayım mı? Akşam daha zeki olacaksınız, Basit bir test Bakalım ben deli miyim değil miyim? Gidin bir markete-büyük bir markete- hiç denemediğiniz bir meyveyi alın . Ve yiyin Ne olur önyargılı olmayın meyve bu ne olabilir ki en kötü ihtimal yani öleceksen herkesin, ölmesi lazım Yeni, bir tat denesene Yeni bir müzik denesene Bunları dene bir bakayım Yani şimdi diyeceğim ki hiç dokunmadığın bir insana dokun sapıkça. olacak ama Duyularınızı. yeni bir şeylerle. denerseniz o zaman beyniniz daha da açılıyor , ve daha da hızlanıyor Daha da güçleniyor.
Mümkünse az uyuyun ama 6 saatin altına düşmeyin Bu maalesef benim hayatımla biraz çelişiyor benim durumum, ayrı, hastayım diyelim Vee çok zorda kalırsanız beyniniz birden parlasın istiyorsanız, -çok az ama yapın bunu- sakız çiğneyebilirsiniz Ben bunu çok çok nadir - yani yılda 1-2 defa falan yaptığım oluyor beyin biraz böyle uyku.
Hali açılsın diye Şekersiz sakız tabi ki İşte bütün bu söylediklerim beyninizin, daha hızlı daha hazırcevap olmasını sağlar 3 videoluk minik bir seri, idi bu , Amacım sizlerin daha hoşsohbet . daha esprili daha hazırcevap iyi şakalar yapan mizah kabiliyeti anlayışı daha eğlenceli, insanlar olmanız naçizane , Diğer 2, video birazdan ekrana gelecek İzlediğiniz için teşekkür ederim Ben Haluk.
TATAR Bir sonraki videoda görüşmek üzere
0 notes
bitmisimharbidenn · 1 year
Text
"Ahirette karşıma çıkma diye hakkımı helal ettim..."
"Yeter ki ahirette karşıma çık,geçtiyse hakkım haram olsun..."
9 notes · View notes
newsfindy · 2 years
Link
CHP, ‘ÜÇ FİDANI’ ULUCANLAR CEZAEVİ ÖNÜNDE ANDI
0 notes
indirimolog · 2 years
Link
0 notes
ozgur-ce · 2 months
Text
Deniz varken herkes her şehri sever, önemli olan seni sevmek Ankara'm 😍❤️
Size yine çok güzel caddelerini çektim Ankara'nın.. Burası Tunus caddesi, Bahçeli 7. Cadde'yi paylaşmıştım burası da çok renkli mekanları olan sonu Tunalı Hilmi caddesine çıkan yolu Kızılay'dan geçen meşhur cadde...
Ankara olunca "La Bebe" olmaz mı :) Sizin için deneyimledim çok tatlı bir mekan, içi ayrı manzarası ayrı içecekleri de kendi gibi çok farklı isimlerde :))) yolunuz Tunus caddesi'ne düşerse dalın içeriye sıcacık atmosferin tadını çıkarın...
Ankara’ya gelenlere duyurulur! Madde 1: Ankara’da deniz yoktur boşa aramayın. Madde 2: Ankara soğuktur. Rüzgârı keser ayazı süründürür. Kalın giyinin. Madde 3: her yol Kızılay’a çıkar Madde 4: Nisan ve Mayıs aylarında yanınızda şemsiyeyi eksik etmeyin. Madde 5: otogarda çığırtkanlara aldırış etmeyin. Madde 6: simitinden yemeden Özgürlük kokan caddelerinden geçmeden gitmeyin :))
Tumblr media
174 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 24 days
Text
NELER OLUYOR?
TÜRKİYE’YE NASIL BİR TUZAK KURULUYOR?
Şuan Türkiye’de;
1-Van DEM Parti adayı Abdullah Zeydan’ın mazbatasının verilmemesinden çok daha öte şeyler yaşanıyor.
2- Van’da başlayıp Siirt, Batman, Diyarbakır, Adana, İstanbul ve daha bir çok il ve ilçelerde başlayan olayların, seçimden sadece iki gün sonra bu kadar yayılmasının başka sebepleri de var. Bence bunların acilen dikkate alınması lazım.
3- PKK’nın direk sokak çağrıları, Kobani olaylarının ilk anlarını andıran protestolar daha da yayılabilir, Çok ciddi güvenlik krizine hatta İstanbul dahil, bir çok yerde sokak terörüne dönüşebilir.
4- 31 Mart yerel seçimlerinde CHP-HDP ortaklığının kazandığı moral üstünlük Türkiye’yi çok ciddi iç bölünmelere, çatışmalara hatta bölgesel krizlere sürükleyebilir. Bunun işaret fişeği ateşlendi. Bu ortaklık sadece demokratik tercihler için kurulmadı.
5- Aslında bu olayların başlayacağını zaten biliniyordu, bekleniyordu. Abartmıyorum, bekleniyordu. Neden? Anlatalım:
6- Türkiye’den Basra Körfezi’ne uzanan, bölge ülkelerini ekonomik, güvenlik hatta siyasi yakınlık olarak birbirine bağlayacak Güney Koridoru inşa ediliyor. Türkiye ve Irak, gecikmeli de olsa, bu konuda anlaştı.
7- Bu Koridor, Çin’den Londra’ya uzanan, Türkiye’yi ana eksenlerden biri yapan Orta Koridor’un benzeri. Sadece ekonomik değil, coğrafya inşasının da önemli bir parçası.
8- Bu kapsamda, Irak’ın Kuzeyi’nde tarihin en büyük operasyonlarından birine hazırlık yapılıyordu. Koridorun güvenliğini tehdit eden ne varsa bölgeden temizlenecek.
9- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu yaz Irak’ın kuzeyinde PKK’nı kalıcı olarak bitireceğiz. Ölümcül darbe indireceğiz” cümlesi bunun açık ilanıydı. O bölgede PKK tamamen temizlenecekti.
10- Türkiye ve Irak yönetimi, Koridor güzergahının güvenliğinin kalıcı olarak çözülmesi için kapsamlı anlaşmaları yaptı. Sadece ne zaman başlayacağı tam tarih olarak bilinmiyor. Ancak Nisan sonu-Mayıs ayı içinde bekleniyor.
11- Seçimlerden sonra, işte bu büyük operasyonun engellenmesi için Türkiye içinde, PKK’nın öncülüğünde, CHP’nin koruması altında çok büyük kitlesel hareketlerin, tepkilerin örgütleneceği hatta şehir terörünün yeniden devreye alınabileceği zaten biliniyordu.
12- PKK bu tepkiyi Van’daki “Mazbata olayı” ile başlatmış oldu. O olmasa da başlayacaktı, belki biraz daha geç başlayacaktı. Aslında bu olayla, güvenlik krizi erkene alınmış oldu.
13- PKK’nın burada iki amacı var: Birincisi; Irak’ın kuzeyinde başlayacak büyük operasyonu içeride büyük krizleri hatta terörü ateşleyerek durdurmak. İkincisi; Güney Koridoru’nun inşasını engellemek.
14- İkinci madde tamamen bölgesel ve küresel güç denklemleri bağlantısını ortaya koyuyor. Hangi ülkelerse (bir çoğunu tahmin edersiniz) bu projeyi baltalamak için harekete geçmiş görünüyor.
15- Bu ülke ve çevreler, PKK’yı en etkin ve en kirli bir şekilde kullanacak. Her şeye hazır olunmalı. Yine bu ülke ve çevreler, CHP’yi en etkin bir şekilde kullanacak, buna da hazır olunmalı. Seçim sonuçları 2 gün içinde güvenlik şantajı olarak Türkiye’nin önüne sürülmüştür!
16- Bu iş, Kobani olaylarının bile ötesine geçebilir. Çok daha yaygın bir krize dönebilir. Türkiye içeride ağır bir bunalıma sokulabilir. Bölgesel etkinlik alanının daraltılması için harekete geçilmiş olabilir.
17- Peki Türkiye tedirgin olup geri adım atar mı? “Terörle terbiye” gibi geleneksel yaptırıma boyun eğer mi? “İçeriden vurup dışarıda durdurma” silahı bu sefer işler mi?
18- Eğer boyun eğerse, “Türkiye’nin bölünebilirliği”, uzun bir aradan sonra yeniden tartışma alanına taşınacak. Bölgesel nüfuz alanındaki genişlemede gerileme dönemi başlatılmış olacak. Bunlar olursa zaten “iç güvenlik” diye bir şey artık bir daha asla mümkün olmayacak.
19- Türkiye boyun eğmemeli. Dışarıda birileri “Türkiye’de iç savaş çıkar” söylemlerini yeniden servis etmeye başladı bile. Bu bile aslında neler olduğunun, olabileceğinin bir göstergesi.
20- Seçim sonuçları ne olursa olsun, “Dirayetli Ülke, Güçlü Devlet” pozisyonu asla terkedilmemeli. İçeride, bunun tam tersi “mantıklı gerekçe” sunanların bu oyunun bir parçası olabileceği asla akıldan çıkarılmamalı. Kim olursa olsun…
21- Önümüzdeki 1, 2, 3 yıl içinde bütün bölge, Doğu Avrupa, Rusya, Pasifik, Doğu Afrika savaş bölgesine dönebilir. Bütün ülkeler buna hazırlık yapıyor ve bu gerçekten de bekleniyor.
22- Böyle bir dönemde her devletin öncelikleri değişmiştir. Bu değişikliği yakında Avrupa ülkelerinde göreceksiniz. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmayacak. Her devlet ayakta kalmak için olağanüstü tedbirlere gidecek.
23- Böyle bir atmosferde Türkiye asla “zayıf ülke, zaaflar devleti” olamaz. Terörle, siyasi şantajlarla, “iyi niyetli nasihatlerle” hizaya sokulursak, küresel bunalımda biz de ayakta kalamayız.
24- Türkiye’nin üstünde hiçbir siyasi önceliğin meşruiyeti yoktur!
İbrahim KARAGÜL
62 notes · View notes
Text
Fatma Ablanın Kalçalarından Kayarak Boşalmak! (Adil 40 Y., Giresun)
Fatma abla, ergenlik yıllarıma geçtiğim günlerde bana gösterdiği çocuksu ilgiye karşılık, seksi ilk keşif günlerimin idolüydü adeta. Boyu çok uzun sayılmaz, hatta kısa bile denilebilirdi. Birçokları onu sexy bulmayabilirdi, ama şarkıcı Nilüfer'e benzeyen yüzü, o sıcak tebessümü ve çıtı pıtı hali beni deli ediyordu. Hele o arkaya çokça çıkık biçimli kalçalarını seyretmek ve onun üzerinden kayarak boşaldığımı hayal ederek 31 çekmek müthiş bir keyifti.
Onu en son gördüğümde ben 16, o ise 20 yaşındaydı. Biz o mahalleden taşınalı 20 sene olmuş ve onunla bağlantımız kopmuştu. Fatma ablaların yeni taşındığımız sitede oturduklarını, bize hoşgeldin ziyaretine geldiklerinde öğrenmiştim. O da benim gibi hiç evlenmemişti. Aradan geçen 20 yıla rağmen onu görür görmez sikim yine taş gibi olmuştu. En az 20 yıl önceki kadar çıtır görünüyordu. Babası ölmüş, hayırsız kardeşi onları terk edip Almanya'da bir hayat kurmuş, Fatma abla ise annesiyle yaşıyordu. Benim bilgisayardan anladığımı öğrenince, "Bir gün geleyim de bana öğret!" demesi benim için sanki bir hediyeydi. "Seve seve!" dedim.
O gün Cumartesi idi. Aylardan Mayıs. Annemle babam Karadeniz turuna çıktıkları için evde yalnızdım. Bir haftalık yiyecek stoğum ve ben, ne yapsam diye düşünürken Fatma abla geldi aklıma. Ona telefon edip durumu anlattım ve bize gelirse ona bilgisayar konusunda bilmediklerini öğretebileceğimi söyledim. Telefonda bana annesinin iki günlüğüne teyzesine gittiğini, memnuniyetle gelebileceğini söyledi. Ben bambaşka ümitlerle ve üzerimdeki şort ve kolsuz tişörtle onu beklemeye koyuldum.
Fatma abla, 3 blok ötedeki evlerinden hemencecik gelivermişti. Üzerinde, çiçek desenli, kolsuz bir elbise vardı. Elbise boyu diz altıydı, ama dekoltesinin derinliği göze batıyordu. Elbiseden belli olan meme uçlarına bakılırsa sutyen takmamıştı.
Ona mail hesabı açıp, mail alıp verme konusunda bilgi verdim biraz. Çabuk sıkıldı ve "Adilciğim, içecek birşeyler var mı dolapta?" diye sordu. "Kola var, içer misin?" dedim, istedi. Kolalarımızı içerken eskilerden konuşmaya başladık. Ben onun rahat tavırlarından ve elbisesinin açıklığından iyice azmıştım. Benim gözüm sık sık onun meme uçlarına, onun bakışları ise önümde, an be an artan kabarıklığa takılıyordu. "Hadi ben evin sorumluluğunu yüklenmekten, anneme hayatımı adamaktan dolayı evlenemedim; ya sen Adil, sen niye evlenmedin?" diye sordu. "Biliyorsun durumları be Fatma abla... Önceleri ben istemedim, sonra da beni istemediler... Kaldık işte... Yaş 36 oldu, bu saatten sonra da zor!" dedim. "Olur mu öyle şey?" dedi Fatma abla, 20 yıl önceki gibi göz kırparak; "Daha gencecik adamsın!" diye ekledi.
Onun bu samimi tavrından kuvvet alarak; "Sen de... Sen de çok güzelsin!" dedim. Onun mahçup bakışından cesaret alıp, elimi bacağına koyarak devam ettim, "Biliyor musun, 20 yıl önce de seni çok beğenirdim; hatta laf aramızda, seni düşünerek az mı 31 çekmiştim!" dedim. Biraz utandı gülerken; ama tepki göstermeden de, "Halen masturbasyonla idare ediyorum deme sakın, inanmam!" dedi. "Önceleri kendimi eşime saklıyordum; sonra vazgeçtim, ama bu sefer de gerçekten istemenin ve istenmenin önemli olduğunu görüp kimseyle yatmadım." dedim ve bir an susup, şaşkın gözlerine bakarak güldüm ve devam ettim, "Pratiğim yoktur, ama teorim süperdir!" dedim.
Fatma ablanın ağzından farkında olmadan, "Ben de hiç yaşamadım!" cümlesi çıktı, pişmanlığı uzun sürmedi. Kolumu boyuna attım ve onu kendime çekip, çekingen ve itiraz eden anlık hareketlerine aldırmadan dudaklarından öptüm. Bir 5 saniye kadar direndi, ama sonra kendini saldı. Uzun öpüşmemizin ardından ikimiz de nefes nefeseydik. Kulağına eğilip, "Yaşamadıklarımızı yaşamaya ne dersin? Sana söz; sen istemedikçe bekaretine dokunmayacağım!" dedim.
Kızaran yanakları ve gözleriye onayladı beni...
Onu elinden tutup odanın diğer tarafındaki yatağa sürükleyip uzattım. Bu arada yatağı tam gören açıdaki kamerayı uzaktan kumandayla çalıştırmayı da ihmal etmedim. Hiç konuşmadan ve acele etmeden elbisesinin beline kadar inen fermuarını çekerek elbisesinden kurtuldum. Yaşına göre göğüsleri oldukça diriydi. Ben kendi üzerimdekileri çıkartırken, Fatma abla, kılları yeni alınmış sikime bakmamaya çalışıyordu. Üstüne çıktım, dudaklarından başlayarak boynunu, omuzlarını, memelerini ve göbeğini eme eme aşağıya indim. Pürüzsüz bir cildi ve beni çıldırtan bir kokusu vardı. Ben onu emip koklarken nefesi sıklaşmıştı ve ara ara bacaklarına değen sikim onu ürpertiyordu.
Dantelli külotunu çekip çıkarttığımda kılsız amcığı karşımdaydı. Göbeğinden başlayarak yaladım tekrar, amına indiğimde, geçen kısa süreye nazaran ıslak sayılırdı amı. Dilimle klitorisini her uyardığımda onun yay gibi gerilişi beni iyice heyecanlandırmıştı.
Artık iyice sertleşen sikimi daracık amcığından göbeğine doğru itinayla yerleştirerek usulca üzerine uzandım. Kulağına, "Korkma, sokmayacağım... Amacım senin gelmeni sağlamak! Bunun için de kızlığına erişmeden yavaş yavaş yapacağım!" dedim fısıltıyla. Bir taraftan sikimin uç kısmını hafif hafif amının girişine doğru bastırıyor, bir taraftan da memelerinin ve dudaklarının tadını çıkarıyordum, "Ohh yavrum benim; yıllardır nerdeydin sen? Çok güzelsin bir tanem!" diyordum. O da, "Ihhh, ohhh, ııhhh, çok güzelmiş, nasıl birşey bu, nasıl bir tat, nasıl bir heyecan... Sahip ol bana Adil, ıhhhh, ohhhh... Adil'im!" diyordu. "O da olacak yavrum, sen gelene kadar bozmadan sikecem seni, bozmadan... Ohhh!" diyordum.
Hareketlerim oldukça yavaş ve dikkatliydi. Fatma abla inlemeye başlamıştı. Amına girişim biraz fazla olunca hafif çığlık atıyor, geri çekilmemle normale dönüyordu. Dakikalar sonra bir deprem misali titreyerek orgazm olduğunu hissettiğimde, kızlığına zarar vermemek için göbeğine yasladığım sikimle üzerine yüklenerek ben de deliler gibi boşaldım!
Nefes nefese yana yattım, en çok bir dakika öyle durduktan sonra, hem zevkten, hem de yaşadığı olayın tesirinden yanakları kızarmış Fatma ablaya yan dönüp, küçük bir öpücük kondurduktan sonra, "Dur bekle, temizleyeceğim!" diyerek kalktım yanından. Yandan peçete ve ıslak mendil aldım bol bol. Göbek deliğinden neredeyse memelerine kadar olan bölüm bir sperm gölü olmuştu. Yan yatarak yavaşça önce normal peçeteyle spermlerimi aldım; sonra ıslak mendille spermlerin temizlendiği bölgeleri sildim.
Dizlerimin üstünde durarak, onun gözleri önünde benzer temizliği yapış yapış olmuş sikime de yaparken, Fatma abla konuştu, "Ufalmış... Halbuki demin ne biçimdi!" dedi. "Merak etme Fatma abla, yine olur... Bırakmam seni, bu gece buradasın! Nasılsa annen de yok, bizimkiler tatilde zaten!" dedim. "Ne biçim adamsın be Adil; yarım saattir neler yapıyorsun, halen abla diyorsun. Oldu mu şimdi?" dedi. Yanına uzanıp sarıldım ve "İşin güzelliği orda Fatma abla, işin zevki orda... Nasıldı, hoşuna gitti mi?" dedim. "Hem de nasıl! Tam söylenen gibiymiş, kızgın kumlardan serin sulara atlar gibi!" dedi. "Esas gerçek zevki yaşayınca daha da mutlu olacaksın, emin ol!" dedim.
"Senden birşey istesem..." dedi. "Söyle! Çekinme!" dedim. "Ona dokunabilir miyim?" dedi, gözüyle sikimi işaret ediyordu. "Elbette! Hatta nasıl yapacağını da göstereyim bak..." dedim. Ben sırtüstü yattım, o yanımda bacakları kıvrık duvara yaslandı. Ben 31 çeker şekilde sikimi sıvazlarken ona anlatıyordum, "Bak böyle yapacaksın bir elle, diğer elinle de taşaklarımın altını kaşır gibi okşayacaksın... Beni tekrar hazır et, ben de senden birşey isteyeceğim!" dedim. O işine başlamış bana gülücükler atarken ben de onun memişlerini okşuyordum. Fatma abla, "Elimde büyüdüğünü hissediyorum; hem sert, hem yumuşak... Ne tuhaf!" deyip duruyordu heyecanla.
O an Fatma ablanın cep telefonu çaldı. Arayan annesiydi. Telefonunu açmadan fısıltıyla konuştum; "Bir elle işine devam et, diğeri ile konuş!" dedim. İtiraz etmeden yaptı. "Alo anne, nasılsın? Ben mi? Adil'lerdeyim, bilgisayar öğretti bana. Halen de öğretiyor..." deyip, bana göz kırptı. O konuşurken olayın heyecanıyla sikim ilkinden daha sert ve haşmetli olmuştu. Telefonu kapattığında kahkaha atıyordu, "Annem, (Çocuğu çok yorma, yemek yap, doyur!) diyor. İçimden (Doyuruyorum merak etme!) dedim." dedi. "Deseydin ya; (Anne o da beni doyurdu!) diye!" dedim, gülüştük...
Sikim artık kıvama gelmişti, "Uzan yanıma şöyle!" deyip onu yanıma çektim ve "Şimdi de ben senden birşey isteyeceğim Fatma abla!" dedim. "Nedir?" dedi. "20 yıl önce, o çok beğendiğim kalçalarından kayarak boşalmayı hayal ederdim. Şimdi bunu gerçekleştirmek istiyorum; olur mu?" dedim. "Kayarak boşalmak derken? Götüme sokmayacaksın değil mi?" dedi. "Yok yok, girmeyeceğim! Sadece deminki gibi sürterek boşalacağım, bu sefer sırtına doğru olacak..." dedim. "Peki!" deyip yüzüstü döndü ve "Domalmam gerekiyor mu?" diye sordu. "Yok gerekmez, tam hayal ettiğim şekilde olmalı!" dedim.
Yüzüstü yatınca o muhteşem poposu ortaya çıktı. Nazikçe elimi poposunda gezdiriyordum, "Vay be... Kim derdi ki hayaller 20 yıl sonra gerçek olacak diye!" diyordum. Bir yandan da omzunu öpüyordum. "Biraz beline yük binebilir ağırlığımdan, ama çok sürmez merak etme!" dedim. Yavaşça kalkıp bitişik bacaklarını altıma alarak hafifçe oturdum. Poposunu birkaç dakika okşadıktan ve öptükten sonra sikimi bedenlerimizle paralel bir biçimde göt yanaklarının arasına, poposunun bitip bacakların başladığı yerden yukarı doğru yerleştirerek üstüne yattım. Bu sefer ağırlığımdan dolayı inliyordu. Memelerini avuçlayıp harekete başladım. "Ohh Fatma abla, ikimiz de tazeyken sikişemedik, ama şimdi bak her yola getirdim seni! Tahminimden de yumuşakmış götün! Ohhhh, muhteşem!" diyordum.
Tam 10 dakikalık gitgelden sonra boşalmak üzereydim. "Zevk suyumla yıkayacam seni yavrum, döl manyağı yapacam seni! Ohhh! İşte bu, işte bu! Geliyorum, geliyorum... Geldimmm!" diye çığlık atıyordum. Gelgitlerin şiddetiyle taşaklarım poposunda, sikimse beline paralel havada kalmıştı boşalırken. En çok ta o bölgesini severdim. Beliyle poposu arasında kalan kıvrım öyle derindi ki, (Küçük bir çocuk oturabilir buraya!) derdim eskiden :)
[Adil]
148 notes · View notes
bilgeyim · 21 days
Text
Tumblr media Tumblr media
Çiçekli elbiselerimin sadece ikisinin içine girebiliyorum. Geçen yaz sonu festivalde 3-5 tane şalvar almıştım bazıları boldu neyse ki daralttırmamışım. Kilosunu sabit tutamayanların dolabı birkaç beden barındırınca daha kullanışlı oluyor demek kiiii. Mayıs gelmeden çorapsız gezememci olduğum için her gün çorap atıyorum allahın cezası neden kaçıyorsun neden.
42 notes · View notes