İçimiz paramparça bir Miraç Kandili... Dualarımız 6 şubattan beri onlarla...
Ama bugün pozitiflik yok! Her kim bu yıkımın olmasında bir zerre sebep olduysa, görmezden geldiyse ya da buna sebep olanlara destek olduysa bilsinler ki Allah onların yanına koymayacak! Ve biz de üzerimize düşeni ayakta durarak, sesimizi çıkararak göstereceğiz! Ağlayın üzülün ama kendiniz için, ülkeniz için ayakta durun! Sadece izlemeyin üzerinize düşeni yapın artık!!! Çalanı çırpanı duyarsızları bencilliği cebini düşüneni Allah'ın gördüğünü unutmayın! İçinizde bir damla şüphe varsa ona göre hareket edin! Lütfen!...
Ne yaşadığınıza bağlı olarak iyi veya kötü oluşu değişir ama hayatım boyunca bir daha unutamayacağım anılar biriktiriyorum. İyi mi? İlk günler aşırı şikayetlensemde şu an mutluyum. Sanırım insan alışıyor her şeye. Ömründe Türkiye'de türkü bara gitmemiş bizi Tunus'ta götürdüler. Halay çekerken kafayı öne arkaya sallaya sallaya içmiş kadar sarhoş oluyor insan. Sebebini bir türlü anlayamadığımız bir şekilde burada kadın erkek fark etmeksizin herkes sürekli bizi izliyor. Bunun sebebinin giyim tarzımız olduğunu asla düşünmüyorum. Kapalı giysekte durum aynı. Arada sırada birileri tarafından takip ediliyoruz. Biraz acı bir durum olan kadın olmak nerde yaşarsan yaşa zor, denen noktaya geliyorum. Taksiye bindik. Adam müslüman mısınız diye sordu. Evet dedik, o zaman neden Arapça konuşmuyorsunuz diyor. Aga bu nasıl bir zihniyet.
Global village etkinliği vardı bugün. Herkes ülkesini tanıtmak amacıyla yiyeceklerini getirdi, geleneksel oyunlarını falan oynadı. Çinliye damat halayı çektirip, erik dalı oynattık. Gelin ortamı siz hayal edin. Tunuslular bizim horon şarkısını alıp kendilerinin gibi sahiplenip kareografi uydurmuşlar. İnsan sözlerini bir şekilde Arapça ya da Fransızca'ya falan çevirir bari. Bu kadar hazıra konmak fazla... Zaten kızarımış sosisle, mangalda tavuğu koymuşlar önümüze, bizim diye millete kakalıyorlar. Bizim lokum da oldu halkum. Ama çok seviyor herkes. Teyzenin biri bizim masadan karnını doyurdu gitti zaten krkrkrmmr. İtalyanlar pizzayı, Hollandalılar krepi dayadılar, miss. Btw Türkçe şarkıları bizim yerimize onlar seçti resmen. Alakasız biçimde bizim playlistimiz dışında bir dualar eder insan çalıyor, arkasından da Tarkan'dan yakalarsam 😘😘. Kız erkek karışık hepsinde bir hayranlık var zaten Türkiye'ye, Türklere karşı. Bunu sık sık hissettiriyorlar. Etkinlikten sonra dolaşırken göl gibi bir şeye rastladık. Meryem, ilk defa su gördüğü için göle bakana kadar gereksiz bir heyecana kapıldı. Ama göl müydü yoksa çöplük müydü tartışılır. Jwajem diye bir tatlısını denedik daha sonra. Belli çeşitleri vardı ama genel olarak yoğurdun içine kivi, muz, bisküvi, badem, ceviz, dondurma koyarak yapmışlar. Ne bulmuşlarsa karıştırmışlar kısaca. Lezzetine bişey diyemem ama. Bizdeki magnolia tatlısının muhallebi yerine yoğurt koyulmuş hali gibiydi. Ertesi gün taksiye bindik. Kapalı olan arkadaşa taksici, you are muslim dedi. Ayşe de, we are all muslim dedi. Taksici de beni gösterip this one no muslim dedi mdjdmdmdm. Saçı sarıya boyatmak zor iş arkadaşlar. Müslümansam da senle benim müslümanlığım zaten aynı değildir demek geldi içimden. Nour'dan bahsetmedim hiç. O burda tanıştığım en iyi insanlardan bir tanesi. Bizi evine davet etti, annesi yemek pişirmek istiyormuş. Tunus'ta bir eve misafir olmak... Burdaki normal bir ailenin yaşamına tam anlamıyla yakından şahit olmak. Çok tatlı insanlar Nour ve ailesi. Bana Türkiye'de aşılanan gittiğin eve olabildiğince minimum yük ol davası burda geçerli değil. Çeşit çeşit yemekler ve hediyeler... Sanırım kendimi uzun zamandır bu kadar değerli hissetmemiştim. Bir gün de evlerinde kaldık. Ama genel olarak inanılmaz şeker tüketen bir halk. Türk halkının pişi dediği şeyi bile şekere bulayıp yiyorlar. Yani yılların pişisini bizdeki fakir tatlısı olan halka tatlısı gibi bir şeye dönüştürüyorlar. Ben çok fazla şeker severim ama bana bile ağır geldi Tunusluların yediği kadar şekeri bir anda yemek. Alakası ne ben de bilmiyorum ama arabalarla yayaya aynı anda kırmızı yanan bir ülke burası kdjdjdj. Her şey mümkün yani. Sanırım Tunus'tan artı on kiloyla döncem o yüzden.
ben hâlâ iş arıyorum ve hollanda vizem reddedildi. meh zamanlar yine mehhh.....
sürekli ağlıyor ve durgunluk ve şanssızlık peşimi birakmıyor gibi görünmeyi istemiyorum ama çok sıkıldım bu ara bu durumlardan. bakalım ne zaman normal insanlar gibi düzene girecek hayatım merak içindeyim. güzel bir iş bulsam herşey yerine oturacakmış gibi hissediyorum.