Tumgik
#grizu patlaması
onderkaracay · 1 year
Text
Tumblr media
🗣️ Siyasetin Ürettiği Enkaz
Siyasetin ürettiği enkaz en büyük enkazdır. Deprem o enkazın bir parçasıdır. Büyük resmi görmediğimiz ya da görmek istemediğimiz için gerçek enkaz ile yüzleşemiyoruz.
Siyasetin ürettiği enkaz altında bir kültür, bir toplum ve devlet geleneği kaldı.
Ümmetçi Osmanlı imparatorluğu döneminde Ziya Paşa, Namık Kemal, Ziya Gökalp, Tevfik Fikret gibi ulus bilinci yüksek kahramanlar Türk siyasetinin yeniden rol oynamasını sağlayan değerlerdi.
Mustafa Kemal bu bilinci siyaset sahnesine bir kurtuluş savaşı sonrası taşıdı.
Bugün o bilinci yaşatmak isteyen kimseyi hiçbir siyasi anlayış tam olarak benimsendiği için siyasetin ürettiği enkazın biri bitmeden biri devreye giriyor.
Sırada ne var? Bilen yok!
Her işimizi us ve duyunç sahibi olduğumuz halde kendimiz yapmamız gerekirken birilerine yetki veriyor sonra da işi yaratana havale ediyoruz.
Onlarda haliyle suçu fıtrat, ilahi plan ve kader olarak yaratana atarak bu toplumun gözünden düşmemeyi başarıyorlar.
Enkaz üreten asıl bu toplumun bu kadar basiretsiz olmasıdır.
✓ İtiraz etmemek basiretsiz bir durumdur.
✓ Sessiz kalmak, suskun seyretmek olanı biteni kendini ilgilendirmiyormuş gibi izlemek basiretsiz bir durumdur.
✓ Verdiği oya sahip çıkmamak, takım tutar gibi siyasi parti taraftarı olmak basiretsiz bir durumdur.
✓ Kendi parasını harcama yetkisi verdiği kişi ve zihniyetlere hesap sormamak hesap vermemeyi kabul etmek basiretsiz bir durumdur.
Bu durum böyle devam ettiği müddetçe yeni enkaz üretecek ve acı sonuçlar dışında hiçbir şey yaşamak mümkün değildir.
Oturduğu yerden işini bir tek tavuklar yapabilir. Tavuklar da yumurta yapabilmesi için gezerek denlenip denciğini beslemesi gerekir.
Yutmak için çiğnemek gerekiyor. Lokma bile tek başına yetmiyor.
Yarın ülkemizin başka bir yerinde bir deprem, orman yangını, grizu patlaması vb olumsuzluk durumunda yine aynı konuları konuşarak bir arpa boyu yol gidemeyen bir toplum olmanın ötesine bu kafayla gitmemiz mümkün değildir.
Oysa biz hep ileriye doğru giden bir toplum olmalıydık.
Muasır medeniyet seviyesine nasıl ulaşmayı düşünüyoruz?
Ufkun ötesini ulusuna gösterebilmiş bütün insanlığın örnek aldığı Mustafa Kemal Atatürk gibi bir değerin değerini bilmeyen bir toplumun böyle bir enkaz altında kalması kimseyi şaşırtmamalıdır.
Tarihin bizi hiç istemediğimiz bir durumla yüzleşmek zorunda bırakmasını istemiyorsak, kendimize gelmemiz için kendimiz ile yüzleşmemiz gerekir.
Bütün üretim ve hizmet araçlarının sahibi olmaktan vazgeçen, yurttaş iken sömürgeci sermayeye müşteri olarak uyanan bir toplumu uyanmış saymak hatta ölmüş olduğunu görmemek en büyük aptallık olarak tarihe geçecektir.
] Önder KARAÇAY [
9 notes · View notes
gazetelinkmedya · 2 years
Text
Veli BEYSÜLEN: İş cinayetlerinin sebebi azgın sömürü politikalarınızdır
İŞ CİNAYETLERİNİN NEDENİ AZGIN SÖMÜRÜ POLİTİKALARINIZDIR! Veli BEYSÜLEN yazdı:  “Madencilik barındırdığı tehlikeler nedeniyle bilgi, deneyim, uzmanlık ve sürekli denetim gerektiren en tehlikeli iş koludur. İncelemeler sonucunda, maden kazalarının; teknik, sosyal, ekonomik, eğitim, planlama ve denetim sorunları gibi pek çok nedeni olduğu görülmektedir. Siyasetin bürokrasiye müdahalesi sonucu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
korkutkalkan · 2 years
Text
Grizu patlaması nedir, nasıl oluşur?
Grizu patlaması nedir, nasıl oluşur?
Kömür madenciliğinin en önemli sorunlarından biri olan grizu patlamaları, ülkemizde defalarca meydana geldi; can ve mal kayıplarına neden oldu. Grizu patlamaları hiçbir zaman yüzde 100 önlenemiyor, ancak alınan önlemler sayesinde olası tehlikeler en aza çekilebiliyor. GRİZU PATLAMASI NEDİR? Metan gazı renksiz ve kokusuz bir gazdır. Yandığında, koşullara göre, mavi, soluk mavi ve hatta beyaz renk…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
karaca2508-blog · 9 months
Text
Metan Drenajında İş Güvenliği
Tumblr media
Metan Drenajında İş Güvenliği yeraltı madenlerinin iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren konularda en yüksek risklerden birini taşır.
Metan Drenajında İş Güvenliği
Metan renksiz, kokusuz patlayıcı bir gazdır. Özgül ağırlığı 0.55 (g/cm3 )’dir. Aslında zehirli olmayan metan, eğer maden havasında oksijen oranını ’ nin altına düşürecek kadar mevcut ise boğucu özellik göstermektedir. Metan patlaması, maden havasında % 4 -15 metan bulunduğu durumlarda gerçekleşebilir; en güçlü patlama ortam havasında %9,5 metan oluşumu ile meydana gelir. Metanın yanma ısısı, ısı kaynağına bağlı olarak 650-750 ºC arasında değişmekte, patlamadan sonra çevrede ısı 1800-2500 ºC’ye çıkmaktadır. Patlamadan sonra ortamın basıncı 9 kat artış göstermektedir. Yanan 1 kg CH4, 13300 kcal ısı açığa çıkarmaktadır ki bu oran 1 kg barutta 580 kcal’dir. Grizu patlamasının olabilmesi için metan gazı(Ctf4) , oksijen (02) ve karışımın patlamasına neden olan ateşleme kaynağı olmak üzere üç etkenin bir araya gelmesi gerekir. 02 miktarı havada % 12-20 arasındaysa, metan miktarı %7-15 arasındaysa patlama gerçekleşebilir. 02’den az ise metan miktarı ’den fazla ise patlama gerçekleşmez. Metan, kapalı ocak maden işletmelerinde üç şekilde maden havasına karışabilir; - Metan emisyonu - Metan üflenmesi - Ani metan çıkışı  
Metan Nasıl Oluşur?
Metan; kısa aynalarda, dar alanlarda, jeolojik olarak kalınlığı sabit olmayan alanlarda, kömür madeninin kuru alanlarında ve toz çıkışı sırasında görülür. Ayrıca kömür aynasından, makine tarafından kırılan kömürden ve konveyörde taşınan kömürden de metan çıkışı gözlenebilir. Metan patlaması yeterli miktarda oksijenin (’ den yüksek), patlayıcı gazın CH4(%5-15) bir araya gelmesi ve bir tutuşturucu kaynak ile teması sonucunda gerçekleşir. Tutuşma kaynakları açık ateş, fazla ışınan yüzeyler, sürtünme veya elektrik ile oluşan kıvılcımlar ve patlayıcılar olabilir. Patlama sırasında sıcaklık dar alanlarda 2150-2650 ºC’ye, geniş yerlerde ise 1850 ºC ’ye ulaşabilir. Patlama sonrasında basınçlı hava dalgası ve alev dalgası oluşur, alev dalgası ikincil ve üçüncül patlamalara neden olabilir. Metan patladıktan sonra patlama noktasında yüksek bir basınç kuvveti ile “ileri şok” olarak adlandırılan hava dalgası oluşturur. Patlama noktasındaki gazların soğuması ve su buharının yoğunlaşması neticesinde düşen basınç etkisi ile “ters şok” isimli ikincil bir etki oluşur. İleri şoktan daha düşük kuvvetli olmasına rağmen ters şok daha fazla yıkıcı etkiye sahiptir. Metan tespiti için kullanılan detektörler: - Otomatik detektörler( alarmlar) - Ring Rose alarmı - Metan ölçerler (Dijital-normal) - Alevli güvenlik lambasıdır Yeraltında açığa çıkan metanı, drenaj yapılmadığı durumlarda, tam olarak kontrol edebilmek mümkün değildir. Bu nedenle, yeraltında kullanılan tüm ekipmanların grizuya karşı güvenli olması gereklidir. Buna rağmen çalışma esnasında kıvılcım oluşumunu tam olarak önlemek mümkün olmayabilir. Bu nedenle, grizu patlamalarının önlenmesinin en etkin yolu çalışma öncesi ve sırasında drenaj yapılmasıdır.   TÜRKİYE’DE ŞİMDİYE KADAR YAŞANAN BAZI MADEN OCAĞI KAZALARI ŞÖYLE: 7 Mart 1983: Armutçuk’ta grizu patlaması (103 ölü). 10 Nisan 1983: Kozlu’da grizu patlaması (10 ölü). 31 Ocak 1987: Kozlu’da göçük (8 ölü). 31 Ocak 1990: Bartın’ın Amasra ilçesinde grizu patlaması (5 ölü). 7 Şubat 1990: Amasya Yeni Çeltik’te grizu patlaması (68 ölü). 3 Mart 1992: Kozlu’da grizu patlaması (263 ölü). 26 Mart 1995: Yozgat’ın Sorgun ilçesinde grizu patlaması (37 ölü). 22 Kasım 2003: Karaman’ın Ermenek ilçesinde grizu patlaması (10 ölü). 8 Eylül 2004: Kastamonu’nun Küre ilçesinde yangın (19 ölü). 2 Haziran 2006: Balıkesir’in Dursunbey ilçesinde grizu patlaması (17 ölü). 10 Aralık 2009: Bursa’nın Mustafakemalpaşa ilçesinde grizu patlaması (19 ölü). 17 Mayıs 2010: Zonguldak’ta grizu patlaması (30 ölü). 8 Ocak 2013: Kozlu’da grizu patlaması (8 ölü). 10 Mayıs 2014 – Manisa ( Soma) Tarihimizin en büyük maden kazası (301 ölü) 28 Ekim 2014 – Karaman (Ermenek) (18 Ölü) 17 Kasım 2016 – Siirt  (Şirvan) (16 ölü) 4 Ekim 2022 – Bartın (Amasra) (42 ölü)    
Metan Drenajında İş Güvenliği
Metan drenajı, kömür ocaklarında damar ve tabakalardan ocak atmosferi içine nüfuz eden grizunun işyerlerine ulaşmadan bertaraf edilmesinde uygulanan bir işlemdir. Metan drenajı ilk olarak İngiltere’de uygulanmıştır ve daha sonra tüm dünyaya yayılarak hem güvenlik hem de ekonomik yararlar sağlanması amacıyla uygulanır hale gelmiştir. Metan drenajı, üretim faaliyeti başlamadan önce ve üretim sırasında olmak üzere 2 farklı şekilde yapılabilmektedir. Üretim faaliyeti başlamadan önce yapılan metan drenajı uygulamasıyla kömürün içermekte olduğu metanın % 50 - % 90 arasında bir oranda emilimi sağlanmaktadır. Kömür metan içeriğinin yaklaşık 10m3 /ton‘dan fazla olduğu yerlerde üretim öncesi mutlaka metan drenajı yapılması önerilmektedir. Üretim sırasında gerçekleştirilen metan drenajı uygulamasında ise % 30 - % 60 arasında bir oranda metan gazı emilimi sağlanabilmektedir.
Tumblr media
Üretim öncesi metan drenajı Üretim faaliyeti başlamadan metan drenajı ile metan gazı doğrudan kömür damarına ulaşılan sondajlar yardımıyla yapılmaktadır. Bu sayede kömürün metan içeri azaltılarak hazırlık ve üretim çalışmaları sırasında ocak havasında metanın risk yaratma potansiyeli azaltılmış olur. Metan drenajı üretim faaliyeti başlamadan 2-7 yıl önce yapılmalıdır. Bir sahada üretim öncesi metan drenajı yapılmış olsa dahi üretim sırasında da metan drenajı uygulamasına devam edilmelidir. Kullanılan drenaj delik sistematiği ve mühendislik teknolojisi açısından üretim sırasında metan drenajı uygulaması temel olarak 3’e ayrılmaktadır:   Yatay sondaj delikleri ile drenaj : Taban ve tavan deliklerinden metanın emilmesi ve emilen metanın uygun teçhizatlar ile yeraltında depolanıp yer üstüne iletilmesi sağlanır. Bu yönteme panodan üretim yapılmadan önce başlanmalı ve üretim sırasında devam edilmelidir. Böylece iş sağlığı ve güvenliği yönünden metan hususunda gerekli önlemlerin alınması sağlanır. 300 metrelik delikler kısa delik olarak kabul edilir ve metan emilimi yaklaşık ’ dir. 1200 metrelik uzun deliklerden ise metan emilimi yaklaşık kadardır.
Tumblr media
Yatay sondaj delikleri ile drenaj Çapraz sondaj delikleri ile drenaj : Özellikle tavan ve tabandan da metan gelirinin olduğu durumlarda maden açıklıklarından açılı olarak, çapraz şekilde delinen sondaj deliklerinden de metan drenajı yapılmaktadır.
Tumblr media
Tavan ve tabana açılan çapraz deliklerle drenaj Göçükten metan drenajı : Yeraltı kömür madeninde göçüğe bırakılan kısımda da metan oluşumu gözlenmektedir. Yeryüzünden göçüğe bırakılan alanın üstüne dikey sondajlar açılarak veya bir degazifikasyon galerisinden göçüğe bırakılan alana dik veya açılı sondajlar gerçekleştirilerek göçüğe terk edilmiş alandaki metanın emilimi sağlanır. Yerüstünden sondajlar ile göçükten metan emilimi sırasında elde edilen gazın metan içeriği - arasında olmaktadır.
Tumblr media
Göçükten metan drenajı yöntemi Drenaj sistemlerinin performansı ve elde edilen gaz içerisindeki metan oranı; sondajların lokasyonuna, kömür damarının gaz içeriğine, üretim yöntemine, kömür damarı sayısına, kömür damarının kalınlığına ve gaz üretim süresine bağlı olarak değişmektedir.    
Drenaj yöntemlerinin karşılaştırılması
Drenaj Yöntemi Yöntem tanımı Drenaj Verimi Gaz Kalitesi Düşey kuyularla drenaj Yüzeyden damara doğru delinirler ve damar işletilmeden gazı drene ederler ≤70 Oldukça saf metan Göçük kuyuları Madencilik öncesinde, çalışılacak olan damardan 3- 15m daha yukarıdaki bir seviyeye kadar delinirler ve sadece göçertme işlemi gerçekleştirildikten sonra faaliyete geçirilirler ≤50 Maden havasıyla kirletilmiş metan Yatay delikler Hazırlık galerilerinden damar içerisine doğru delinirler ≤20 Saf metan Çapraz delikler Maden açıklıklarından kömür damarını çevreleyen tabakalara doğru delinen deliklerdir ≤20 Maden havasıyla kirletilmiş metan  
Metan Drenajının Maliyet-Ekonomik Değerlendirmesi
ABD Ulusal İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü(NIOSH) tarafından yapılan araştırmada; Oda-topuk sisteminde gerçekleştirilen metan drenajı, 19m3 /ton metan geliri sağlanabildiği zaman ekonomik olarak değerlendirilmektedir. Uzun ayak yönteminde kömür üretilen yeraltı kömür madenlerinde ise metan drenajının ekonomikliği 12 m3 /ton metan geliri olduğu zaman oluşmaktadır. Yaklaşık 14 m3 /ton metan geliri olan kömür madeninde (20 yıl süreyle) yeryüzünden dikey sondaj delikleri oluşturularak yapılan metan drenajı yöntemi ile $11.000.000 tasarruf sağlandığı araştırmalar sonucu ortaya çıkmıştır. Buna ek olarak yatay sondaj delikleriyle metan renajı uygulanırsa ek olarak $3.000.000 daha tasarruf sağlanabilmektedir
Tumblr media
Metan drenajının avantajları
- Metan miktarı ile üretim arasında ters bir orantı mevcuttur. Ortamda yüksek metan oranı tespit edilirse üretime zorunlu olarak ara verilmek zorundadır ve üretimin sekteye uğraması sonucu ekonomik olarak kayıplar söz konusu olabilir. - Üretim öncesi açığa çıkabilecek metanın yaklaşık ila ’ı emilerek uzaklaştırıldığı için yeraltı çalışması sırasında tehlike yaratacak boyutta metan gelirinin olması önlenecektir. - Metan geliri azaldığı için havalandırma maliyetleri azalacak ve metan nedeniyle çalışılamayan süre önemli ölçüde kısalacağı için iş verimi artacak ve maliyetler düşecektir. Ayrıca toz oluşumu azalacak ve daha rahat bir çalışma ortamı oluşacaktır - Üretilen metandan ekonomik bir gelir sağlanacaktır. Drenaj ile elde edilen metan; elektrik enerjisi üretiminde, kömür kurutmada, araçlarda yakıt olarak, ısınma ve soğutmada, endüstriyel tesislerde ve termik santrallerde yakma havasına katılarak kullanılmakta, doğal gaz boru hatlarına dahi verilmektedir. - Metan drenajının uygulandığı ocaklarda havalandırma maliyetinin büyük ölçüde azaltılması sağlanmaktadır. Bu aşağıdaki şekilde açık bir şekilde görülmektedir.
Tumblr media
Metan Drenajının havalandırma maliyetine etkisi   Maden işletmelerinde uygulanan işlemler sürecine bir bütün olarak bakılmalıdır. İş sağlığı ve güvenliği tedbirlerine uygun olarak yapılmayan bir çalışmanın verimli bir şekilde yürütülebilmesi mümkün değildir. Yeraltı madenlerinin iş sağlığı ve güvenliğini ilgilendiren konularda en yüksek risklerden birini taşıdığı unutulmamalıdır. Bu yüzden yapılacak eğitimlerde işverenlerin ve çalışanların yeraltındaki gazları tanıması, riskleri öğrenmesi ve oluşabilecek tehlikeleri bilmesi yeraltı madenlerinde kalıcı iş sağlığı ve güvenliği kültürünün oluşmasını sağlayacaktır.   Read the full article
0 notes
bunedycom · 2 years
Text
Maden ocağındaki patlamada yaralanan işçi taburcu edildi
Maden ocağındaki patlamada yaralanan işçi taburcu edildi
Bartın’ın Amasra Taşköprü İşletme Müessesine ait maden ocağında 14 Ekim günü saat 18.15 sıralarında grizu patlaması meydan geldi. Patlamada yaralanan 6 işçi Sağlık Bakanlığına ait iki ambulans uçakla tedavileri yapılmak üzere Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne sevk edildi. Burada yoğun bakım servisinde tedavi gören yaralı maden işçisi İbrahim Çeliktaş taburcu edildi. Sağlık Bakanı…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
saglikagi · 2 years
Text
Ekim Ayının En Çok Konuşulan Haberleri Derlendi https://saglikagi.net/ekim-ayi-en-cok-konusulan-haberleri-derlendi/?feed_id=50685
0 notes
guzelhaber · 2 years
Text
Amasra Taşkömürü İşletme Müessese Müdürü Cihat Özdemir'den istifa sorusuna yanıt: 'Bir şey diyemeyeceğim'
Amasra Taşkömürü İşletme Müessese Müdürü Cihat Özdemir’den istifa sorusuna yanıt: ‘Bir şey diyemeyeceğim’
Bartın Amasra’da Türkiye Taşkömürü Kurumu Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında 14 Ekim günü akşam saatlerinde eksi 300-350 kotunda meydana gelen “grizu patlaması” sonucu 41 madenci yaşamını yitirdi. Faciada yaşamını yitiren Rahman Özçelik’in ablası, “Kardeşim 10-15 gün önce ‘Burada gaz kaçağı var’ demiş. ‘Bizi yakında patlatacaklar’ demiş. Nasıl ihmal oldu?”,  Şaban Yıldırım’ın eşi,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
listemakale · 2 years
Text
4.Uluslararası Meze Festivali Buruk Gerçekleşti
4.Uluslararası Meze Festivali Buruk Gerçekleşti
Akra Hotels tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen ‘Uluslararası Meze Festivali’, Bartın’da meydana gelen ve tüm ülkeyi yasa boğan grizu patlaması nedeniyle buruk geçti.  Festival katılımcılarına biletlerinin iade edildiği, tüm programların iptal edildiği etkinlik; şeflerce hazırlanan mezelerin sadece basın mensuplarıyla buluştuğu ‘tadım sunumu’ ve plaket takdimi ile son buldu.    Her yıl,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kadinruhu · 2 years
Text
4.Uluslararası Meze Festivali Buruk Gerçekleşti
4.Uluslararası Meze Festivali Buruk Gerçekleşti
Akra Hotels tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen ‘Uluslararası Meze Festivali’, Bartın’da meydana gelen ve tüm ülkeyi yasa boğan grizu patlaması nedeniyle buruk geçti.  Festival katılımcılarına biletlerinin iade edildiği, tüm programların iptal edildiği etkinlik; şeflerce hazırlanan mezelerin sadece basın mensuplarıyla buluştuğu ‘tadım sunumu’ ve plaket takdimi ile son buldu.    Her yıl,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kadinfikri · 2 years
Text
4.Uluslararası Meze Festivali Buruk Gerçekleşti
4.Uluslararası Meze Festivali Buruk Gerçekleşti
Akra Hotels tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen ‘Uluslararası Meze Festivali’, Bartın’da meydana gelen ve tüm ülkeyi yasa boğan grizu patlaması nedeniyle buruk geçti.  Festival katılımcılarına biletlerinin iade edildiği, tüm programların iptal edildiği etkinlik; şeflerce hazırlanan mezelerin sadece basın mensuplarıyla buluştuğu ‘tadım sunumu’ ve plaket takdimi ile son buldu.    Her yıl,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
habergecesi · 2 years
Text
4.Uluslararası Meze Festivali Buruk Gerçekleşti
4.Uluslararası Meze Festivali Buruk Gerçekleşti
Akra Hotels tarafından bu yıl dördüncüsü düzenlenen ‘Uluslararası Meze Festivali’, Bartın’da meydana gelen ve tüm ülkeyi yasa boğan grizu patlaması nedeniyle buruk geçti.  Festival katılımcılarına biletlerinin iade edildiği, tüm programların iptal edildiği etkinlik; şeflerce hazırlanan mezelerin sadece basın mensuplarıyla buluştuğu ‘tadım sunumu’ ve plaket takdimi ile son buldu.    Her yıl,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
seslimeram · 2 years
Text
Hayat Kazaya Kurban Gidiyor
Tumblr media
Kazaya kurban kılınıyor hayat. Behemehal tahayyül olunan, varlığı tescillenmiş doğrudan bir hakikatin ta kendisine dönüştürülmüş olanın yamacında bambaşka veçhe ve açmazlar ile hayat mefhumu kazaya kurban ediliyor aralıksız. Düzen sahiplerinin, madun siyaseti o yirmi bir yıldır yapılandıranların var ettiği her eylem bunun içindir. Bununla bir ve bariz bir biçimde beraberce düzenlemelerle o hayat mefhumu hiç edilir. Bunun varlığı afaki bir biçimde kesinleşsin diyerek atılır adımlar, kanun ve düzenlemeler. Bütünleşik bir halde bir toplumun mahvına yönelik her şeyin adım adım kurumsallaştırıldığı bir zeminde tüm o cerahatle hayat boğulur. Bedene, zihne, eyleme yönelik müdahalelerin toplamında tüm o hayat mefhumu çarçur edilir. Hayat muktedirin elinde oyuncak kılınır. Vahim olan ol icraatların hayata kastın ta kendisiyken müjde addedilmesidir. Kazaya kurban ediliyor iş bu hayat. Tümü birden var edilmiş olagelen her cerahat, her hamlede çıkagelen bütün o cürüm halleriyle bütünleşik yaşam akdi sakatlanıyor. Yaşama ket vuruluyor aralıksız belli bir istikamet dahilinde. Bu sahne simsiyah!
Her günü bir öncesinden ağır kuşatmalarla var eden bir menzilde hayatın ketlere “rehine” bilinmesinin yolu o nihai kazalara çıkageliyor. Yaşam istemi yerle bir edilirken insanlara oyalanması için bağlaç kılınan, enerji mavraları, çakra açmalar, yıldız okumaları, retroya göre hareket planları falan denilirken cürümlerle hayat çoktan kazaya kurban edilir bariz bir biçimde devletlinin oyunu tıkır tıkır işler. Yeni gün yeni umutları falan var edemez iş bu sathı mahalde. Bütünüyle ortaya çıkan simsiyah imgenin her yüzeyinde bambaşka ola gelenin sunduğu bir cerahat vardır. İletişim yolları sınırlandırılırken, sözün kerameti belli bir biçimde hiç edilirken, cerahat günbegün yaraları dönüştürmek adına yinelenirken her şey kaskatı bir gerçeklikle yıkımın kılınır. Baş Amir ve şürekasının suna geldiği ülkeyi ol pencereden kontrol ettiğinizde ne ilerlemesi, teslim alındığı vakitten de geriye çoktan ama çok öncesine düşmüş, dönüşmüş bir katran karası menzil karşımıza çıkartılır. Her günün az biraz değil basbayağı yaralarla donatıldığı bir menzilde, hayat bu bilinçle tasarlanmış ola gelen kazalara kurban edilir. Bunun adı da ilerleme, yenilenme, yeni ülkedir.
Bartın Amasra’da geçtiğimiz 14 Ekim Cuma günü akşam saatlerindeki mesai sırasında bir grizu patlaması meydana gelir. Bütünüyle var edilmiş olagelen cerahatin hayatı her nasıl, her ne şekilde kuşattığının da acı bir sureti var edilir, kırk bir insanın canı çalınır bir kere daha bir madende. Altı yaralı çıkartılan insanın da beşinin durumu hayati tehlike arz eden bir boyutta olduğu bilgisi geçilir. Bir kere daha yara görülmesin diye çabalanırken aslında memlekette hiçbir şeyin ama hiçbir şeyin doğru düzgün var edilmediğinin kanıtı olur bir cinayet temsili olarak Bartın, Amasra’daki grizu patlaması. İnşallah, maşallahlı, bizler tüm o kadere inanıyoruz yollu baş amir açıklamaları sırasında, hamdolsun kırk bir insana hızlıca ulaştık gibi bir garabetlik cümle dağarcığı varken hayatın kuşatılmasının her nasıl ne şekilde sürekli güncellenen bir mesel olduğu daha afaki ortaya çıkandır. Budur işte ülke diye var edilen.
Evrensel Gazetesi’nden sorulması gerekenleri bildiren bir haber metnini iliştirelim şu iki satırlık merama: Ezlem Nazlıer’in haberidir “Bartın’da maden ocağında meydana gelen patlamanın ardından yaralanan 11 kişiden 6'sının Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’nde tedavileri devam ediyor. Yaralı madencilerin yakınlarının da bekleyişi sürüyor. 14 yıldır madende çalışan ve patlamada yaralanan Ayhan Akgül'ün ağabeyi Kenan Akgül Evrensel’e konuştu. Akgül, “Kader denilemez, mutlaka bir insanın ihmali vardır ve bir tedbirsizlik vardır. Ancak şu anda kimse hiçbir şey bilmiyor, olay araştırılmadan konuşmak doğru olmaz çünkü madencilerin yarası taze, ateş düştüğü yeri yakıyor” dedi.
Madenleri Bir Umut Olarak Görüyorlar
Akgül sözlerine şöyle devam etti: “Bartın Amasra’mızın, Zonguldak'ımızın kaderi çünkü biz ekmeğimizi taştan çıkarıyoruz. Yani orada çalışmak zorundayız, başka çaremiz yok. Ailelerimize ekmek götürmek zorundayız. Kardeşim daha önce özel sektörde çalıştı ama burayı bir umut olarak gördü. Ailelerini daha iyi geçindirmek için insanlar bu kapılara başvuruyor.”
Madencilerin kelle koltukta çalıştıklarını söyleyen Akgül, “Madencilerin bir tabiri vardır ‘kellemizi koltuğumuzun altına alıp aşağıya iniyoruz’ derler. Abdestini alırlar, aileleriyle helalleşip maden ocağına gidip çalışırlar. Madenden geldiklerinde mutlu bir sevinçle karşılanırlar. Yani 5 dakika geç geldiğinde endişe duyar aileleri. Bu endişe her gün olur. Biz de istiyoruz riski fazla olmayan işlerde çalışmasını kardeşimizin ama dediğim gibi ekmeğini taştan çıkarması gerekiyor” ifadelerini kullandı.
Kendisinin Tekirdağ’da yaşadığını, yaşanan olayı haber kanallarında duyduğunu söyleyen Akgül, “Daha sonra olay yerine hareket ettik. Ambulans uçakla 6 tane yaralıyı İstanbul'da bulunan Başakşehir Çam Sakura Şehir Hastanesi’ne getirdiklerini öğrendiğimde İzmit'ten dönüş yaptım. Çam Sakura Şehir Hastanesi’ne geldim. Bekleyişimi burada sürdürüyorum” dedi.
"Yaralıların Durumunda Değişen Bir Şey Yok"
Yaralıların durumuna ilişkin ise Akgül şunları söyledi: Uçaklarla yaralılar indikten sonra ambulanslarla hastanemize getirildi. Hastanemize getirirken bir tanesinin kalbi durmak üzereydi. Kalp masajı yapıp hayata döndürdüm. Daha sonra 5 tane ağır yaralı geldi, tanınmayacak haldelerdi. Çok yüksek derecede yanıkları vardı, hemen acile alındı ve doktorlarımız tarafından müdahale edildi. Şu anda yaralı hastalarımızın dünden bugüne pek değişen bir durumları yok. Biz Başhekimimiz tarafından saat başı bilgilendiriyoruz. Şu anda kendileri yoğun bakımda gözetim altında olduğu için her an değişebilecek sağlık durumu olduğu için kötü bir durum olmadığından dolayı fazla bize bu konularda bilgi vermiyorlar. Kaymakamımız olsun, başhekimimiz olsun herr dakika bizim yanımızda, onuyla alakalı bizlere bilgi veriyorlar. Biz de buradan onların sayesinde takip ediyoruz.”
"Bu Facianın Yaşanmamasını İsterdik"
Kardeşinin 14 yıldır madende çalıştığını, evli ve iki çocuk babası olduğunu söyleyen Akgün, “Biri kız, biri erkek iki çocuğu var. Benim iki kardeşim o madende çalışıyordu. 4-12 vardiyasında iki kardeşim içerideydi. Bir tanesi asansörden aşağı inerken patlama gerçekleşince fazla etkilenmedi. Etkilenmediği için madene yaralı mesai arkadaşlarını kurtarmaya gidiyor. Kardeşimi de çıkartan kendisiydi ve aynı zamanda diğer arkadaşlarını çıkarmış, kardeşim çıktıktan sonra kardeşimin durumuna bakmadan diğer arkadaşlarını kurtarmaya inmiş aşağıya. Aynı şekilde vardiyası olan ya da olmayan bütün madenciler oraya akın ederek arkadaşlarını kurtarmak için aşağı inmiş. Yani büyük bir cesaret çünkü oradan çıkmama gibi durumumuz da var. Yani tekrar patlama da yaşanabilir içeride çünkü büyük bir sıcak hava akımı var. Madenci kardeşlerimi, arkadaşlarımı bu cesaretlerinden dolayı tebrik ediyorum. Allah onlardan razı olsun, hani şu anda burada yatan insanlar gerçekten onların sayesinde hayatta duruyor. Orada 41 tane şehidimiz var. Olayın akıbetini biz tahmin ettiğimiz için yani bildiğimiz için onlara Allah'tan rahmet diliyoruz. Tek temennimiz şu anda onların ailelerinin yaralarının sarılması, destek olunması. Bu facianın yaşanmamasını isterdik. Bizim için çok üzücü bir durum oldu.” ifadelerini kullandı.
"Madencilerden Gelecek İyi Haberleri Bekliyoruz"
“Herkesin gözü kulağı burada” diyen Akgül son olarak şunları söyledi: Madencilerimizden gelecek iyi bir haberi bekliyoruz. Yakınlarımızın buradan yürüyerek, sağlığına kavuşarak ailelerine gitmelerini diliyoruz, tek temennimiz bu. Duygularımızı bastırmaya çalışıyoruz, dik durmaya çalışıyoruz, güçlü olmaya çalışıyoruz ama bir yandan da kelimeler boğazımıza düğümleniyor, çok zor. Bartın büyük bir acı yaşıyor, matem içerisinde. Vefat eden arkadaşlarımıza görevimizi yerine getiremiyoruz, bunun büyük üzüntüsü var. Yani gerçekten anlatılamayacak duygular içerisinde buradaki yaralı 6 tane madencinin ailesi. Dualarınızı eksik etmeyin.”
Kazaya kurban kılınıyor hayat. Bütünüyle yukarıdaki tanıklık ve anlatının kıyısında tüm o yaralarıyla bir başına konulan insanların aksettirmiş oldukları mesel de hayat mefhumunu nasıl alt etmeye düzenin devam ettiğini göstere gelir. BirGün’den aktaralım: “AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Bartın'ın Amasra ilçesinde meydana gelen maden faciasında hayatını kaybeden işçilerin yakınlarıyla görüştü.
Faciada hayatını kaybeden bir madencinin yakını, Erdoğan'a "Kardeşim 'bizi patlatacaklar' demiş. Nasıl ihmal oldu?" diye sordu.
Madenci yakını "Kardeşim 'Gaz kaçağı var bizi yakında patlatacaklar' demiş. 10-15 gün önce söylemiş. Kardeşimin içine doğmuş. Nasıl ihmal oldu?" dedi.
Erdoğan bu sözlere, "Cümleten başımız sağ olsun" demekle yetindi.”
Kazaya kurban ediliyor bir memleket. Cürmün, çürümenin dibine kadar katran karasına rehin edilmiş olagelen bir yerin hikayesine eklenen her yeni bambaşka cürümleri var ediyor artık. Laf ola beri gele değil, kömürün karasına kan sıçratılıyor bir kere daha. Ama onlar şu partili, bunlar beriki, daha yeni iktidarı desteklemiş miydi bunlar diye hayıflanan bir zümre neyse, cümleten başımız sağ olsun diye bir isyana meramı duymazdan gelenin o var ettiği şey de aynı zalimaneliği barındırıyor. Bütünüyle hayatlar çalınırken, her şeyin bir normatif, akış, yazgı gibi gösterilmesinin hallerinden çıkageliyor kurban edilmiş hayat imgesi. Böyle bir toplamda, bu kadar afaki bir kötülüğün var edilebildiği, hakkın da hukuk mefhumunun da çöp, gereksiz bir teferruata yönlendirildiği yerde, nedir, nasıldır yaranın farkına varmak? Öylesine değil, laf olsun diye değil, devletli, erkanı en başından en dipteki temsiline devlet yanınızdadır buyururken, o yara sahiplerini, yas evlerine kan parası dışında ne gibi bir yardımı söz konusu olacaktır. Yöneten katının pespayeliği, bir dolu laf salatasının yanında hiçbir biçimde değinilmeyen yaralar, kırk bir eve düşen acıyı kim nasıl fark edecektir, ne zaman?
İki satırlık iki meram zaten var edilmiş olanı özetler, burada boylu boyunca anlatmaya hala çabaladığımız hallerin de özeti o iki isyana meramdadır. Medyascope’dan İbrahim Yayan’ın haberinden aktaralım: “Mehmet Bulut’un eşi Buse Bulut gözyaşları içinde şu konuşmayı yaptı: “Cinayet bu. Keserler sansür yaparlar kesmeyin. 11 aylık çocuğum içeride yatıyor. Her yeri yanmış sarılamadım. Öpemedim, sarılamadım. Gaz var gaz var dediler. Eşimin 3 aydır havalandırmalar yapılacaktı diyordu. Nefessiz kaldı 17 saat. Cesedini bekledim.” Bir diğeri Anka Haber Ajansından aktaralım: “Yaşamını yitiren madenci Soner Ak’ın eşi Özge Ak ise “Eşiniz size çalışma koşullarından bahsediyor muydu” sorusuna şu yanıtı verdi:
“Anlatıyordu, ‘Gaz kokusu çok var’ diyordu, ‘ama yapacak bir şey yok’ diyordu. Şef, ‘Bize kömür lazım, sizin keyfiniz lazım değil’ demiş. Eşim de bunu anlattı, salı günü aynısını anlattı, ben de şimdi size söylüyorum. 3 çocuğum var. Adalet yerini bulsun istiyorum. 41 can gitti, hepsinin de çocuğu var. Herkesin kendine göre hayalleri vardı, şimdi hiçbiri yok. Herkesin hakkını bulmasını istiyorum. Kimsenin hakkı kalmasın. 41 eve ateş düştü. Eşler öyle, çocuklar öyle, babasız kaldılar. Benim şu an küçük kız çocuğum bilmiyor babasının öldüğünü, bilmeyecek de.” Kazaya kurban kılınıyor hayat. Mevzu dönüp dolaşıp bir iş cinayetinde dahi, kadere bağlanıyor, teslimiyet için dini ses / söz aracı kılınıyor. Bartın Amasra’da geçtiğimiz Cuma günü meydana gelen gündelik bir tahakkümün en somut kanıtlarından birisi olarak çoktan yerini alır. Bir biçimde yaşamın, yaşama eyleminin kökünün böyle rahatça kazılmasının akıbeti karşısında, yanmış insanlar için hakkaniyet, sahiden yüzleşme, adalet önünde hesap verebilecek bir ülkeye varamayıp havanda su dövülecek ise nasıl bu menzilde hayat kazalara kurban edilmeyecektir sahi ama sahiden?
Misak TUNÇBOYACI – İstan’2022
Görsel: Yasin AKGÜL AFP / Getty Images via The Scotsman
0 notes
pusancatholic · 2 years
Text
Olay yeri inceleme maden ocağında!
Olay yeri inceleme maden ocağında!
Amasra’daki maden ocağı patlamasında 41 maden işçisi şehit olurken, 11 madencide yaralandı. Patlamanın üzerinden dört gün geçerken, sebebi olarak ilk değerlendirmelerde “Grizu patlaması” gösterildi. Net sonuç yapılan araştırma ve incelemelerin ardından açıklanacak.
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
korkutkalkan · 8 months
Link
Bartın’ın Amasra ilçesinde Türkiye Taşkömürü Kurumu'na (TTK) ait işletmede 14 Ekim 2022'de meydana gelen ve 43 madencinin ölümüyle sonuçlanan faciaya ilişkin; 7'si tutuklu 23 sanığın Bartın 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yargılandığı davanın dosyasına; faciada hayatını kaybeden işçilerden Aziz Köse’nin ailesinin TTK aleyhine açtığı davada hazırlanan bilirkişi raporu girdi. Köse’nin ailesinin TTK aleyhine Zonguldak 2. İş Mahkemesi’nde maddi ve manevi tazminat talebiyle açtığı davada; bir iş güvenliği uzmanı, 3 maden mühendisinden oluşan bilirkişi heyeti, 7 Temmuz 2023 tarihli raporunda TTK’yi faciada yüzde 100 kusurlu buldu. MADENDEKİ HAVALANDIRMA SORUNUNA DİKKAT ÇEKİLDİ! Bilirkişi heyeti, raporlarının sonuç ve kanaat bölümünde 43 madencinin hayatına mal olan ihmaller zinciri şöyle açıkladı: “ATİM'de ocak havasının derinlere indirilmesi ve havalandırmasının iyileştirilmesi için gerekli yatırım ve iyileştirme projelerinin hayata geçirilemediği, bunun için artı 40/ eksi 250 kuyu derinleştirilmesinin yapılamadığı, bu sebeple kazanın meydana gelmesinde yetersiz ve etkisiz havalandırma sisteminin önemli rol oynadığı; Eksi 300 ve 350 katına indirilen havanın ancak tali havalandırma pervanelerini çalıştırmaya yetebileceği bu sebeple işletme üretim bölgelerinden -ayaklardan- geçen hava miktarının ve artı 40 ana aspiratörden emilen havanın yetersiz kaldığı, buna bağlı olarak da taban yollarındaki metan konsantrasyonunun sık sık ve uzun süreli alarm seviyelerini aşmış olduğu, zaman zaman alt patlama sınırını geçtiği; Ocakta yeterli miktarda tali pervane bulunduğu ancak tali pervanelere gelen havanın yetersiz olduğu bu sebeple metan birikmelerinin önlenemediği, ayaklarda ve bacalarda yapılan kontrol sondajlarının yetersiz olduğu; Taban yollarında su barajları ve taştozu barajlarının oluşturulduğu ancak etkinliğinin yeterli olmadığı; “İŞÇİLER MASKELERİNİ TAKMAYA ZAMAN BULAMADI…” İşçilere İş Güvenliği Eğitimlerinin verildiği ve Acil Durumlara Yönelik Tatbikatların yaptırıldığı, ancak patlamanın şiddetinden işçilerin çoğunun OFK maskelerini takmaya zaman bulamadıkları; “TAVSİYE VAR, YAPTIRIM YOK” Maden işletmesinde gerçekleştirilen denetim faaliyetleri sonucunda hazırlanan raporlarda; yer yer havalandırma, metan drenajı, kömür tozu ile mücadele ve benzeri konularda tespit veya iyileştirmeye yönelik tavsiyelerde bulunulduğu, ancak işletmeye herhangi bir yaptırım uygulanmadığı, ihtiyaç duyulan personelin sağlanmasında etkin/hızlı çözümlerin üretilememiş olduğu; “KAZADA KAÇINILMAZLIK FAKTÖRÜ YOK” Tüm bu sebepler hep birlikte değerlendirildiğinde; Amasra Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından aldırılan 31 Ekim 2022 tarihli bilirkişi raporu ile 6 Aralık 2022 tarihli ek bilirkişi raporunda tespit edilen hususlara yer yer katılmakla birlikte, kazanın meydana gelmesine yol açan hususların bir bütün olarak değerlendirilmesi gerektiği dolayısı ile bu aşamada sorumluluğunun kişilere mal edilemeyeceği, sonuç olarak TTK Genel Müdürlüğü'nün kazanın meydana gelmesinde 100 kusurlu olduğu, kazanın oluşumunda kaçınılmazlık faktörünün bulunmadığı, kanaatine varılmış olup, İş bu Bilirkişi Raporumuzu Sayın Mahkeme'nizin takdirlerine saygıyla arz ederiz.”    "TTK'NİN İHMALİ YOK" DEMİŞ, GENEL MÜDÜR OLMUŞTU! Bilirkişiler TTK’yi yüzde 100 kusurlu bulmasına karşın, TBMM’de Amasra maden faciasındaki ihmalleri araştırma için kurulan komisyonda TTK’nin “ihmali olmadığını savunan” TTK Genel Müdür Yardımcısı Muharrem Kiraz, AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasının bulunduğu 14 Eylül 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayınlanan karar ile TTK Genel Müdürlüğü’ne atanmıştı. Kiraz, komisyonda faciaya ilişkin “Öngörümüz, kendi incelemelerimizle birlikte, havalandırmadan kaynaklanan bir kaza olmadığı” demişti.
0 notes
karaca2508-blog · 2 years
Text
Bartın'daki maden faciasında can kaybı 42
Tumblr media
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Amasra maden faciasında yaralanan ve İstanbul’da tedavi gören madenciler için, “Bartın’daki maden kazasında kalbi durmuş olarak hastaneye ulaştırılıp, hayata döndürülen hastamız tüm çabalara rağmen vefat etti. Halen 3 hastamız yoğun bakımda. Birinin durumu ciddiyetini koruyor” açıklamasını yaptı. 1 kişi yaşamını yitirdi Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Amasra maden faciasında yaralı olarak kurtulan ve Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi’ne kaldırılan maden emekçilerinin son durumu ile ilgili bugün açıklama yaptı. Bakan Koca’nın açıklaması şöyle: “Bartın’daki maden kazasında kalbi durmuş olarak hastaneye ulaştırılıp, hayata döndürülen hastamız tüm çabalara rağmen vefat etti. Başakşehir Çam ve Sakura Şehir Hastanesi yoğun bakımındaki tedavi 3 haftadır sürüyordu. Kendisine Allah’tan rahmet, yakınlarına başsağlığı diliyorum. Bilindiği gibi, Bartın’dan getirilip, İstanbul’da tedavi altına alınan hastalarımızdan biri taburcu edilmiş, biri ise önceki gün yoğun bakımdan servise alınmıştı. Halen 3 hastamız yoğun bakımda. Birinin durumu ciddiyetini koruyor.” Ne olmuştu? Bartın'ın Amasra ilçesinde, Türkiye Taşkömürü Kurumu (TTK) Amasra Müessese Müdürlüğü’ne bağlı maden ocağında 14 Ekim'de akşam saatlerinde paylama meydana gelmişti. Olayın gerçekleştiği gün, Bartın Valiliği tarafından kazanın grizu patlaması nedeniyle -300 kotunda gerçekleştiği açıklamıştı. 11 işçi arama-kurtarma ekipleri tarafından kurtarılmış, 41 işçi hayatını kaybetmişti. Read the full article
0 notes
guncelhaberleri · 2 years
Text
Bartın maden patlaması: Grizu patlaması nedir, önlenebilir mi?
Bartın maden patlaması: Grizu patlaması nedir, önlenebilir mi?
7 saat önceMerve Kara-Kaşka, BBC Türkçe Kaynak, Getty ImagesFotoğraf altı yazısı, Amasra’da maden ocağı patladıktan sonrasında bölge tozlar altında kaldı. Bartın Amasra’da 41 madencinin yaşamını kaybetmiş olduğu kazayla ilgili incelemeler sürüyor. Hemen hemen kati sebebi açıklanmamış olsa da kazaya grizu patlamasının niçin olduğu tahmin ediliyor. Peki grizu patlaması nedir, önlenmesi kömür…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes