Tumgik
#dua edeceğim
zayiflamamlazim · 13 days
Text
Günaydın
O gün geldi, biraz içim pır pır
Allah'ım hayırlısı ile rüm gün güzel duygular hissetmemi ve bu günü kuş gibi geçirmemi nasip eyle
2 notes · View notes
visalvakti · 1 year
Text
Dua listesi ile devam edeceğiz :) dua isteyen olmamış..
46 notes · View notes
mel-inoe · 11 months
Note
O zamana kadar dinimi bulana kadar (belki de bulamam muamma) sadece yaratıcı desem olur mu acaba?
olur neden olmasın. ve umarım bulursun :')
3 notes · View notes
uzaklarasavrulalim · 1 year
Text
Şu kalan 5 dakikada gol atılması gerek
3 notes · View notes
06muurat06 · 1 month
Text
SEVGİLİ ARKADAŞLAR...ALLAH İZİN VERİRSE YURT DIŞINA ÇIKIYORUM HAYIRLI BİR YOLA İKI SATIR YAZI YAZIP HELALLİK İSTİYORUM...BEN BURADAKİ TANIDIĞIM TANIMADIĞIM TÜM ARKADAŞLARIMA HAKKIMI HELAL ETTİM...SİZLER DE HAKKINIZI HELAL EDİN ALLAH İZİN VERİRSE SİZLERE DE KABE'DEN DUA EDECEĞİM RABBİME EMANETSINİZ BAYRAMINIZ ŞİMDİDEN MÜBAREK OLSUN ...KALIN SAĞLICAKLA 🙋🤲🙋
65 notes · View notes
papatya-guzeli · 1 month
Text
Tumblr media
Hz. Muhammed (s.a.v.) iftar duasının geri çevrilmeyeceğini belirtmiştir:
“Üç kimsenin duası reddedilmez: İftar edinceye kadar oruçlu kimsenin, âdil devlet başkanının ve mazlumun duası. Allah, mazlumun duasını bulutların üzerine kaldırır ve o dua için sema kapılarını açar ve ‘İzzetime yemin ederim ki belli bir süre de olsa mutlaka sana yardım edeceğim’ buyurur.”
(Tirmizî, De’avât, 115,129; İbn Mâce, Siyâm, 48; bk. İbn Hıbbân, Ed’ıye, 17, No:17228)
Tumblr media
Hayırlı bereketli iftarlar ☕
#cennetiistiyorsak
56 notes · View notes
zeyhal · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media
birbirimizi neye teşvik ediyoruz muhasebesinden sonra blog kullanma şeklimi değiştirmeye karar verdim. hayatımın teşvik eden parçalarını düzenleme gereği duydum. artık böyle devam edeceğim Allah nasip ederse.
hatırlayanlar olur belki 2020'deki Zeynep'in geri gelmesini istemiştim. yaptığı işlere, sevdiği şeylere, gönlünün aktığı noktalara çok imrenmiştim. 2020'ye geri dönemeyiz belki ama ilerde de imrenilecek başka bir Zeynep inşa edebiliriz diye düşündüm. siz de bu gayrete ucundan kıyısından ulaşmam için dua ederseniz çok sevinirim💐🤍
57 notes · View notes
semantin · 8 months
Text
Tumblr media
Yarın bu kadar yol yapacağız Allah izin verirse. Öncelikle sizden dua bekliyorum hayırla kavuşabilmemiz için. Sonra da postun altınıza yolcu duası kabul edilir şeklinde sizlere dua edeceğim.
Bu şehirden ayrılıyorum. Ve dedemi ilk defa ağlarken gördüm. Bilseniz nasıl biri olduğunu onun ağladığına çok şaşırırsınız. Gurbete evlenmeyin arkadaşlar. O ağladı içim parçalandı. Ama Allah'a şükürler olsun mürvetimi gördü. En çok buna seviniyorum. Dedemi çok seviyorum ve Nihat dayımı. İyi ki varlar.
37 notes · View notes
dolunay0 · 4 months
Text
Dua edeceğim sıra secdeye gidip "Rabbim, yorgunum" dedikten sonra gelen o uzun susuşta saklı tüm cümlelerim
23 notes · View notes
Text
Cumalaşma postudur♡ Sadakamizi vermeyi, kehfimizi okumayi yahut dinlemeyi ve askerimize, gazzedeki kardeşlerimize, bedevinura dua etmeyi unutmuyoruz 🫂
“Allah’ım! Katından vereceğin bir rahmet istiyorum ki, onunla kalbime hidâyet, işlerime nizâm, dağınıklığıma tertip, içime kâmil îman, amellerime temizlik ve ihlâs ver, rızâna uygun istikâmeti ilhâm et, ülfet edeceğim dost lûtfet ve beni her türlü kötülüklerden koru. Allah’ım, bana arkasından bir daha küfür gelmeyecek bir iman ve yakîn bahşet ve bana dünya ve ahirette kendisiyle senin kerametlerinin şerefine nâil olacağım bir rahmet bahşeyle.” (Tirmizi/Deavât 30/34-19)
17 notes · View notes
zayiflamamlazim · 1 month
Text
Elbise denedim.
"Ay kızlarrr elbisee denedimm o gün içinnb👗" şeklinde bir şeyler yazmak isterdim. Şye video çekmesini söyledim, arkadaşlada göndermek için. Videoya baktım, ne kadar çirkinim. Gıdım o kadar çok ki yüzüm görünmüyor. Ne kadar zayıflarsan zayıfla, şişmansın. ŞİŞMANSIN. Aynaya bakıp gurur duymayı çok istiyoeum ama ağlamakla sonuçlanıyor. Aylardım gram ilerleme gösteremedim. Olmadı. Yapamıyorum. Kanullenemiyorum da yapmak zorundayım. Kayınvalidem ve Ş bir yorum yapmıyor kilomla. Ama yemek yerken Ş nin babası şakasına da olsa bir cümle kurdu ki kalbim çok sızladı. Şnin annesi ye diye ısrar ediyordu ben doyduğumu daha fazla yiyemeyeceğimi söyledim. Şnin babası da gelin olacak biraz az yesin tarzında bir cümle kurdu. O an gülüp geçtim, önemli değildi. Çok yaşlı, bazen böyle konuşabiliyor normalde iyi davranıyor. Sonraki günler Ş bana arada tontişim demeye başladı. Ne kadar itici buldum. Kusacak gibi oldum. Beni sevdiğini söyledi, inandım ben de.
Dün kafamı çok karıştırdı. Mayıs'ta ailemin yanına gideceğiz. Bana sabah gidelim, akşam dönelim dedi. 8 saatlik yolu. İnanamadım. Olmaz dedim. Sorun değilmiş gibi neden olmayacağını sordu, ailemi özlediğimi söyledim. Cevap vermedi ama ifadesi çok memnunsuzdu. Sanırım beni ikna edeceğini düşündü. Sonrasında konu başkalarının bilmemesine geldi. Daha geçen hafta artık söylememiz lazım diye kendisi teklifte bulunmuştu, dün de söylememize gerek yok felan dedi. O zaman neden yüzük takıyoruz, gerek yok dedim. Sinirlendi. Ben de çok tepkili olduğum için uzatmadı. Bu durumun beni artık gerdiğini ve aradan çıkması gerektiğini söyledim, o da hala ne gerek vsr diyor. Neyden utanıyor, neyden çekiniyor? Ondan kiloluyum diye mi? Başkaları bu kız seni yer diye bir cümle kurar mı acaba. Öyle miyim? Ondan 9 kilo fazlayım. Her şeyin belirleyicisi bu mu? İğrenç miyim, neden güzel çıtkırıldım değilim? Beni gerçekten seviyor mu, eğer öyle ise bunları düşünmeme neden sebep oluyor.
Biz aile kurabilecek miyiz? Kendimi gördüğümde nefret etmekten ne zaman vazgeçicem. Dün balkon camında yansımamıza baktım, ondan büyük duruyorum. BÜYÜK, DEVE GİBİ, KALIPLI, SENİ YER, YANINDA EZİLİRSİN, BİR VURSA UÇARSIN, ALTINDA EZİLİRSİN, SENDEN ŞİŞMAN, BAŞKASINI BULAMADIN MI
Başka var mı? hepsini söyleyin. Gün geçtikçe bunlar işitilecek diye söylemiyor Ş, başka bir şey düşünemiyorum. İğreniyorum.
Hepinizden nefret ediyorum, bu hayatı neden yaşamaya geldim ki en baştan.
1 note · View note
behnantugrab · 3 months
Text
ÜÇÜNCÜ NOKTA
İman hem nurdur, hem kuvvettir. Evet, hakikî imanı elde eden adam, kâinata meydan okuyabilir ve imanın kuvvetine göre, hâdisâtın tazyikatından kurtulabilir. “Tevekkeltü alâllah” der, sefine-i hayatta kemâl-i emniyetle, hâdisâtın dağlarvâri dalgaları içinde seyran eder. Bütün ağırlıklarını Kadîr-i Mutlakın yed-i kudretine emanet eder, rahatla dünyadan geçer, berzahta istirahat eder. Sonra, saadet-i ebediyeye girmek için Cennete uçabilir. Yoksa, tevekkül etmezse, dünyanın ağırlıkları, uçmasına değil, belki esfel-i sâfilîne çeker.
Demek, iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dâreyni iktiza eder. Fakat yanlış anlama. Tevekkül, esbabı bütün bütün reddetmek değildir. Belki, esbabı, dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba teşebbüs ise, bir nevi dua-yı fiilî telâkki ederek, müsebbebatı yalnız Cenâb-ı Haktan istemek ve neticeleri Ondan bilmek ve Ona minnettar olmaktan ibarettir.
Tevekkül eden ve etmeyenin misalleri, şu hikâyeye benzer: Vaktiyle iki adam, hem bellerine, hem başlarına ağır yükler yüklenip, büyük bir sefineye birer bilet alıp girdiler. Birisi, girer girmez yükünü gemiye bırakıp, üstünde oturup nezaret eder.
Diğeri, hem ahmak, hem mağrur olduğundan, yükünü yere bırakmıyor. Ona denildi:
“Ağır yükünü gemiye bırakıp rahat et.”
O dedi: “Yok, ben bırakmayacağım. Belki zayi olur. Ben kuvvetliyim; malımı belimde ve başımda muhafaza edeceğim.”
Yine ona denildi: “Bizi ve sizi kaldıran şu emniyetli sefine-i sultaniye daha kuvvetlidir, daha ziyade iyi muhafaza eder. Belki başın döner, yükünle beraber denize düşersin. Hem gittikçe kuvvetten düşersin. Şu bükülmüş belin, şu akılsız başın, gittikçe ağırlaşan şu yüklere takat getiremeyecek. Kaptan dahi, eğer seni bu halde görse, ya divanedir diye seni tard edecek; ya “Haindir, gemimizi itham ediyor, bizimle istihzâ ediyor. Hapsedilsin” diye emredecektir. Hem herkese maskara olursun. Çünkü, ehl-i dikkat nazarında zaafı gösteren tekebbürünle, aczi gösteren gururunla, riyayı ve zilleti gösteren tasannuunla kendini halka müdhike yaptın. Herkes sana gülüyor” denildikten sonra o biçarenin aklı başına geldi. Yükünü yere koydu, üstünde oturdu. “Oh, Allah senden razı olsun. Zahmetten, hapisten, maskaralıktan kurtuldum” dedi.
İşte, ey tevekkülsüz insan! Sen de bu adam gibi aklını başına al, tevekkül et. Tâ bütün kâinatın dilenciliğinden ve her hadisenin karşısında titremekten ve hodfuruşluktan ve maskaralıktan ve şekavet-i uhreviyeden ve tazyikat-ı dünyeviye hapsinden kurtulasın.
16 notes · View notes
bedbahtt · 4 days
Text
Dua etmeye bile üşenir oldum. Nasıl duâ edeceğim duanın seyri ne yönde olmalı o kadar bilmiyorum ki üstelik tüm bunları çok iyi biliyor olmama rağmen. Ben yaradan ile iyileşen biri iken ibâdet etmeye üşenir oldum. Öyle bir hâl aldı ki gönlüm kendimi nasıl telkin ederim bilmiyorum
14 notes · View notes
yakazakalb · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Çalışırken denk geldiğim ayetlerden. Sürekli etmemiz gereken bir dua:
Mûsâ şöyle yalvarmaya başladı: “Rabbim! Dileseydin onları da beni de daha önce helâk ederdin. İçimizdeki bir takım beyinsizlerin yaptıkları yüzünden mi hepimizi helâk edeceksin? Bu iş, ancak senin bir imtihanındır ki, onunla dilediğini saptırır, dilediğini doğru yola erdirirsin. Sen bizim dostumuz ve yardımcımızssın. Bizi bağışla ve bize merhamet et. Çünkü sen, bağışlayanların en hayırlısısın!”
“Bize dünyada da âhirette de iyi ve güzel olanı takdir buyur. Şüphesiz biz sana yöneldik, senin yolunu tuttuk.” Allah şöyle buyurdu: “Azabım var, onu kimi dilersem onun başına dolarım. Rahmetim ise her şeyi kuşatmıştır. Fakat rahmetimi özellikle bana karşı gelmekten sakınanlara, zekâtı verenlere ve âyetlerimize iman edenlere nasip edeceğim.”
Araf/155-156
37 notes · View notes
maksurat · 1 day
Text
iç dökümü
bana çiçek almasına ihtiyacım vardı ve ben söylemezsem almıyor malesef. Dün iş çıkışı yanına gittim ve çiçek almasını istedim, aldı. fakat almış gibi hissetmedim kesinlikle. bir daha ben istemeden aklına gelmesi dileğiyle, dedim. içime oturdu.
yds'den barajı geçecek bir not almışım. alesin cevaplarına baktım, batırmışım. canım sıkkın ne olacak ne yapacağım diye düşünmeden edemiyorum. dua dua dua
mülakatta nesefi'nin medarik'ini okuttukları için bugün youtubedan bir hocanın medarik videosunu izlemeye başladım. hocanın vukufiyeti güzel, belli. Nesefi daha besmelede önceden duymadığım şeyler söylemiş, istifade edeceğim inşallah.
bir kaç aydır mutfakta zoraki vakit geçiriyorum, normalde yemek yapmak benim ruhuma iyi gelen bir şeydir fakat artık böyle değil. on yıldır her gün bugün ne pişirsem dediğim için mi, yoksa kızlarım yemek seçmeye başladığı için mi bilmiyorum isteğim hiç yok! normalde kek poğaça falan da yapardım, uzun zamandır yapmıyordum. Ama bugün üzümlü kek ve limonata yaptım (meryemler üzümlü kek çetesi ismiyle bir grup kurmuşlar okula veririm çete olarak yerler dedim) akşam ne yiyeceğiz daha belli değil. bakalım
youtube
bu ara bu grubu dinliyorum, iyi geliyor
11 notes · View notes
musfika-hanim · 6 months
Text
*okunması uzunluğundan dolayı zor ama okuyan olursa da yürekten dua edeceğim bir yazı oldu :)
dün çok yoğun, aşırı yorgun birgündü. sabahında evden dokuzda çıktığım akşam altı gibi gelip yemek yapıp yiyip tekrar yedi buçuk gibi çıkıp yaklaşık saat onikiye kadar dışarda olduğum birgün. dernekte mantı yapmaya başladık sıcak havalar bitince, iki haftada bir yapma rutinimize döneceğiz bir aksilik olmazsa. ben oturarak iş yapmayı sevmeyen biri olduğum için birkaç senedir hamur açma işini üstleniyorum. hamuru makinede yoğurup yine açma makinesinde belli boyuta kadar açıp yeterli boyuta gelinceye kadar da elde açma kısmı bende. eğer çok kalabalık olursak bir arkadaşım daha destek oluyor beraber yapıyoruz. bu işte ustalaştık diyebilirim. haliyle yoruyor ayakta olmakta. fakat iş anında bu yorgunluğu hiç hissetmiyorum hatta kalabalığa mutfaktan yufka yetiştirirken ağzım da hiç durmuyor. muhabbet, espri havalarda uçuşuyor tadı da böyle çıkar zaten. bu yoğunluk, yorgunluk tam bana göre aslında, hareketsiz olmayı sevmiyorum, kalakalmak hiç bana göre değil. nadiren evde olduğum zamanlarda da evdeki yalnızlığı seviyorum, eğer işim yoksa bomboş oturmayı, sakinliği arıyorum. insan istediği zaman kendince küçücük bir dünyadan ibaret de olabiliyor, genişleyen çevresiyle samimi insanların artışı ile büyük bir çevreye de sahip olabiliyor. son beş altı sene içinde dernek sayesinde değiştirdiğim çevreyle ne kadar çok insana ulaştığımı farkettim dün. hem ihtiyaç sahibi ailelerimiz, hem bizim gibi koşturan bazen beraber iş yaptığımız farklı görüşlere sahip olsakta alanı iyilik ve yardım olan stk'lar, kermeslerde tanıştığımız müşteri olarak blze gelen ve sonra bizi hiç bırakmayan bağ kurduğumuz kıymetli insanlar bağışçılar vs. dün filistin için yürürken bunu anladım. dernek grubu hanım arkadaşlarla yürürken o kadar çok tanıdık insana denk geldim ki. kalabalığın içinde sarılmalar, ne zamandır göremedik çocuğun mu oldu maşallahlar, nasılsınız ne güzel denk geldikler.. bissürü tanıdığa denk geldim. bizi yine niyeti hayr olan akıbeti de hayr olsun istediğimiz bir yerde buluşturdu Mevlâ. şükrettim, çok geniş ama boş olmayan varlıklarını gerçekten hissettirebilecek insanlar biriktirmişim seneler içinde bunu farkettim. arada küçük vefasızlıklar da oldu, olsun bu da buranın dünya olduğunu hatırlatıyor hep. bu yazıya başka bir şey anlatmak için başlamıştım aslında konu nereye evrildi. sağlık olsun.
insan içinde bulunduğu, meşgul olduğu hareketin, tavrın içeriğiyle şekilleniyor. bulunduğu yer onu ya dibe ya üste ya da aynı yerde sabitliyor. bu manen kastettiğim bir hal. hayatım boyunca çocukların küçük olduğu zamanlar hariç hep bir meşguliyetim oldu, küçük sohbet grupları, yardım içerikli konuların olduğu çalışmalar, dersler vs. ama yaşadığım acıdan hemen sonra küçük de olsa içime kapanma durumum olmuştu. çok fazla kalabalık eşlerimizin aynı meslek grubu içinde olduğu hanım arkadaş kalabalığının içindeydim ve hep dua ederim beni bizi hiç yalnız bırakmadılar. ama birkaç sene sonra hepsinin tayini çıktı ve ben bir süre kendimle başbaşa kaldım. farklı imtihanlar yaşadım ve yine bu yüzden çevre değişikliğine gittim. gittiğim çevre şu an içinde olduğum, çalışmaktan büyük zevk ve tat aldığım vakıf. ben vakfa başlamadan önce kızlarım genç grubu ile işler yapıyordu onlar benden önce tanıyorlar ve çalışmalara katılıyorlardı dernekte lise dönemlerinde. bana "anne sen de gel eminim sana da iyi gelecek çok seveceksin" vs dediklerinde kendimi eve kapatıp dışarı ile iletişimimi aza indirdiğim günlerdi. hep erteledim. ve sonra dernekten ablaları (daha sonra hepsi ekip arkadaşım oldular) küçük kızımı ziyarete geldiler "abla bekleriz seni de muhakkak gel bak" diye söyleyince birgün büyük kızımla vakfa ziyarete gittik. haftada bir tefsir sohbetleri varmış ona davet ettiler ve gitmeye başladım ortam, arkadaşlar çok güzeldi. sonra vakıf çalışmalarında bizimle olur musun dediler. tabi çok isterim dedim yetim birimi, sonra buradaki ihtiyaç sahibi ailelerimizi baz alan il içi birimi, şu an farklı bir birim vs derken bu yılın sonunda beş seneyi devreceğim kısmetse. çok şey gördüm, çok hikaye dinledim, yüzlerce aile ziyareti, projeler, ailelerin maddi manevi sıkıntıları, çözüm yollarını arama, kermesler, resmi ziyaretler, yetim şenlikleri, atölye çalışmaları ve daha daha birsürü şey. eğer Allah katında değerli olursam, gerçekten içimden gele gele, seve seve, yüksek empati duygumla hareket ederek, inşallah riyadan uzak, bana kim olduğumu hatırlatan, ruhuma iyi gelen, kalbimi ve hafızamı diri tutan, sorumluluk ve kardeş olarak yapmakta yükümlü hissettiğim bu işlerle olurum. yoksa bende bir numara yok, bunlar da O'nun sayesinde. eğer bir vicdana, merhamet duygusuna sahipsem O'nun sayesinde, bana verdiği imtihan ve acı vesilesiyle. eşekten düşenin halinden eşekten düşen anlar hesabı. Allah var ettiği sürece yaralara melhem, bir derdin azalmasında küçük de olsa vesile, bir yetimin tebessümüne, bir annenin derdinin çözümüne ortak etsin yaradan beni. ne çok yazasım varmış zaten bu kadar uzun yazıyı da kimse okumaz kendi kendime biraz sohbet etmiş, geçmişi yad etmiş ve şu anıma şükretmiş oldum. elhamdülillahirabbilalemin. Allah'ım bin şükür.
22 notes · View notes