Dayılarımın Yarrakları! (2) (Ayça 19 Y., İstanbul)
Artık tam bir orospu olmuştum, yarrak yemeden duramıyordum, ama evde olduğum için devamlı olmuyordu. Büyük dayım emlak işi yapıyordu, sekteri işten ayrılınca, benim sekreter olmam için babamı aramış, (Dayımın asıl niyeti beni rahat sikmekti), babam da kabul etmiş ve ben de çok sevinmiştim. Ertesi sabah hazırlanmış, dar gömleğimi giymiş, fakat altına sutyen takmamıştım, altıma tangamı giyip, diz üstü beyaz eteğimi de üstüne çekip, evden çıkarken belli olmasın diye pardedüsümü de üstüne giymiştim. Dayım sabah saat 8'de beni almaya gelmişti. Arabaya bindim, hareket ettik. Evin önünden uzaklaşır uzaklaşmaz, dayım elini bacağıma koyup, "Kız amını götünü sikmek için sabırsızlanıyorum!" dedi. "Valla ben de yanıyorum dayı, diğer dayılarım da gelecekler mi?" diye sordum. "Amına koduğumun orospusuna bak, lan benim yarrağım yetmiyor mu zilli? Ne doymazmışsın sen ya!" dedi. "Ne yapayım dayı, ben siz alıştırdınız!" diye gülümsedim. Dayım da, "Bana bak orospu, etrafdaki esnafa siktirmek yok, sikerim belanı!" dedi. Böyle konuşması bile amımı vıcık vıcık etmişti, dayıma gülerek, "Valla iyi sikemezseniz orasını bilemem artık!" dedim.
Dükkana varınca ben pardesümü çıkardığımda dayımın gözleri faltaşı gibi açılmıştı, "Yeğenim bir çay koy bakalım, mutfak arkada!" dedi. Mutfağa girip çayın altını yakacakken, arkamdan dayımın daymasıyla irkildim. "Ne oldu dayı, sabah sabah azdın mı? Yoksa akşam yengem vermedi mi?" dedim. "Azdım amına koduğum, bu nasıl giyinmek lan?" diyen dayımın boynumu yalamaya başlamasıyla kendimi bırakmıştım. Döndüm, "Biri falan gelmez değil mi?" diye sordum. "Merak etme kapıyı kilitledim!" cevabını alınca, eğilip fermuarını açarak koca yarrağını çıkardım ve ağzıma aldım ve yalamaya başladım. Dimdik olan yarrak karşısında soyunacakken, dayım, "Hayır soyunma, elbiselerinle sikmek istiyorum seni!" dedi. Gömleğimin düğmelerini açan dayım göğüslerimi serbest bırakarak yalamaya başladığında, ben orgazm olmuştum bile...
Mutfaktaki çekyata beni domaltarak, eteğimi kaldırıp, tangamı kenara çekmişti. Artık içime girecek yarrağı bekliyordum, "Hadi sikicim, orospun yarrak bekliyor, gir içime, yarrağa doysun bu am, yanıyor içim, söndür bu atesi!" diye dayımı iyice azdırmıştım. "Merak etme bu amı ve götü her gün sikecem orospu yeğenim!" diyerek yarrağı kökleyince, ikimizden de 'Ohhhhh!' diye ses gelmişti. Hiç durmadan amıma 15 dakika pompalayan dayım yorulmuş ve çekyata oturmuş, beni de üstüne oturmuştu. Şimdi göğüslerimi de yalıyordu. Amım su içindeydi. Biraz da böyle siktikten sonra, tezgahta duran zeytinyağını alan dayım götüme sürmeye başlamıştı. Götümü iyice yağladıktan sonra, sırtımı dayıma dönerek, götüme yarrağı dayamıştım. Yavaş yavaş içime alıyordum ki, dayımın bir anda belimden tutarak yarağını ittirmesiyle yarısından fazlası içimdeydi. Öyle bir çığlık attım ki, anlatamam. Dayım hiç aldırış etmeten alttan götüme pompalıyordu. Daha fazla dayanamayan dayım götümün içine boşalmıştı. Bir süre içimde bekledikten sonra yarrağı küçülmüş, kendiliğinden götümden çıkmıştı. Biraz dinlendikten sonra dükkanı açmıştık.
Bu arada dayılarım bekar evini de dükkana yakın yere taşımışlardı. Diğer dayılarım da beni işten erken çıkarıp oraya götürüp sikiyorlardı. Selim dayım da babama bahaneler uydurup, eve geç gitmeme ortam hazırlıyordu. Bu durumdan hiç şikayetci değildim. Ruhumda orospuluk varmış demek ki, hergün yarrak yemeden duramıyordum artık. Evde farklı giyiniyordum, işe giderken farklı giyiniyordum. Ofiste yapılacak işlerin yanısıra, artık gelen müşterilere emlak göstermeye de gidiyordum. Her gittiğim müşteri ya evi kiralıyor, yada satın alıyordu. Hiç boş gelmiyordum. Nasıl olduğu malum, ama siktirmiyordum. Üstelik hatırı sayılır para da kazanıyordum. Dayım da memnundu, sonuçta o da para kazanıyordu...
Portföyümüzde satılık lüx bir villa vardı, bunu satarsak çok iyi komisyon alacaktık (Komisyonumuz normal bir ev alacak kadar tutuyordu!). Dayım bana, "Bunu sat, komisyonun yarısını sana vereyim!" demişti. Ben de dayıma, "O zaman karışmak yok, nasıl satarsam satarım! Tamam mı dayı?" dedim. "Biliyorum nasıl satacağını amına koduğumun kaltağı!" dedi. "Koy dayı, bu kaltak yarrak istiyor!" diyerek mutfağa geçmiş ve dayıma siktirmiştim kendimi. Boşalan dayımı ikna ederek, villaya müşteri aramaya başlamıştım. Ara sıra dükkana gelen işadamı Murat beyin metresine ev aradığını duymuştum, onu arayarak elimde güzel bir villa olduğunu, ilgilenip ilgilenmediğini sordum. O da, "Görelim villayı!" deyince, villanın adresini verip, 1 saat sonrasına sözleşmiştik. Hemen birkaç kıyafet alarak hazırlanmaya başlamıştım. Dar beyaz bir gömlek almıştım, göğüslerim büyük olduğu için duğmelerini zor kapanıyordu, altıma da beyaz tayt giymiş, içine de kırmızı tangamı giyip, çıkmak üzereydim. Kıyafetimi gören dayım, "Amına koduğuma bak hele, ulan bana bile böyle süslenmiyorsun orospu!" diyerek götümü avuçlamıştı. "Sonra sana da giyinirim dayı, şu an acelem var!" diyerek istemeye istemeye ayrılmıştım. Dışarda pardesülü ve türbanlı olduğum için rahattım.
Villaya sözleştiğimiz saatten biraz erken gitmiştim ve Murat beyi bekliyordum. Murat bey villanın önüne gelince beni cepten aradı. Kapıyı açarak Murat beyi içeri davet ettim. Murat bey yardımcısıyla gelmişti, ama beni görünce yardımcısına arabada beklemesini söyledi. Kısaca teknik bilgi verdikten sonra villayı gezdirmeye başladım. Ama Murat beyin gözleri villadan ziyade göğüslerimde ve götümdeydi. İstediğim olmuştu, onu daha da azdırmak için gömleğimin düğmesini göğüslerimin ortasına gelecek yerden kopararak, farkında değilmişim gibi evi gezdirmeye devam ediyordum. Murat gözlerini göğüslerime dikmişti, "Ayça hanım düğmeniz kopmuş!" demesiyle, farkına varmış gibi yaparak döndüm ve "Sığmıyorlar, devamlı düğmelerim kopuyor!" deyip gülümsedim. Murat bey hemen, "İsterseniz uzatmayalım, akşama sözleşmeyi evime getirirsen villayı alacağım. Hem birlikte akşam yemeği yeriz, hem düğmeni de dikersin!" dediğinde, aynı kıyafetlerle beni sikmek istediğini almamıştım. Akşama hem yarrak yiyecektim, hemde para kazanacaktım...
Dükkana döndüğümde dayım hemen arkamdan yanaşarak sarılmış, koca yarrağını götüme dayamıştı. "Dayı işim var, villayı sattım, akşama sözleşmeyi imzalatacağım, hazırlanmam lazım!" dedim. "Amına koduğum, elalemin adamına vereceksin diye, artık bana da mı siktirmeyeceksin?" diye kızmıştı. Dayımın bu durumuna üzülmüştüm. "Sana söz dayı, evden izin al, sana çok özel bir gece yaşatacağım!" dememle, dayım yumuşamış, "Bari ağzınla boşalt orospu!" diyerek ağzıma vermişti. Ağzıma boşalmasıyla, ben işime bakmaya başlamıştım. Aslında satıştan kazanacağım para değildi beni heyecanlandıran, yiyeceğimi tahmin ettiğim yarrak heycanlandırıyordu...
Akşama anlaştığımız saatte, aynı kıyafetlerle Murat beyin evine gitmiştim. Kapıyı hizmetçisi açmış, "Murat bey sizi bekliyor!" diyerek, beni içeri buyur etmişti. İçeri geçtiğimde masanın hazır olduğunu gördüm. Murat beyle beraber yemeye başladık. Ordan burdan konuşurken, ona, sevgilisinin çok şanslı olduğunu, güzel bir villada oturacağından bahsettim. Sevgilisi olmadığını, orayı öylesine satın almak istediğini söylediğinde şaşırmıştım. "O kadar para vereceksiniz Murat bey, öylesine olur mu?" dediğimde gülmüştü, "İstersen sen otur o villada!" demesiyle şaşkınlığım iyice artmıştı. "Anlamadım, nasıl yani?" dedim. "Sevgilim ol, sen otur!" dedi. "Hayır, böyle birşey olamaz!" diyerek naza geçmiştim. Ama yemedi, "O zaman villayı almama gerek yok!" diyerek beni daha da şaşırtmıştı. "Ne istediğinizi tam olarak anlayamadım Murat bey?" dedim. Kulağıma eğilip, "Seni sikmek istiyorum!" dedi. Zaten dayımdan dolayı azgınlıkla, "Baştan söylesenize bunu!" diyerek gülümsedim. "Çek defterim yatak odamda, hadi beraber rakamı yazalım!" demesiyle, kendimi para karşılığı bu işi yapan orospular gibi hissetmiştim...
Yatak odasına gittiğimizde, villanın komisyonundan daha yüklü bir çek yazarak çantama koydu ve dudaklarıma yapıştı. Biraz öpüştükten sonra düğmelerimi çözerek göğüslerime yumulmuştu. "Çok güzel göğüslerin var, büyük ve dim dikler!" diyerek yalamaya devam etti. Bir süre sonra fermuarını indirip, orta boy, ama kalın yarrağını çıkarıp, ağzıma verdi. Büyük iştahla yaladığım yarrağı hazır konuma getridikten sonra soyunmak istemiştim. Ama buna izi vermeyen Murat beyin beni yatağa dörtayak üstüne domaltarak, taytımı yarıya kadar sıyırıp, tangamı kenara çekmesiyle götüme dayaması bir oldu. "İlk önce bu harika götü sikmek istiyorum!" diyerek bastırmaya başladı. Kalın olan yarrak kuru şekilde götüme girmiyordu, amımdan aldığı suları götüme sürmesiyle yarrağının başını götüme gömmüştü. İlk girişi biraz acılı olmuştu, fakat sonra sonunu bularak, beni de zevke getirmişti. O gece beni iki kez götümden, iki kez de amımdan sikerek, hem o rahatlamıştı, hem de benim azgınlığımı gidermişti...
Böyle büyük satışlarda amımı ve götümü kullanıyorum, işe yarıyor :)
Herkese iyi şikişler. Byyee!
[Ayça]
69 notes
·
View notes
Önce Açıköğretim Sınavında Gözleriyle Sikti! (Sevim 39 Y., Ankara)
Merhaba arkadaşlar. Adım Sevim. 39 yaşındayım, 1.65 boy, 73 kilo, beyaz tenli, balık etli birisiyim. Evli ve bir çocuk sahibiyim. İlköğretimde sınıf öğretmeniyim. Eşime bağlı, mutevazi hayatı olan birisiyim. Ama son zamanlarda erkeklerin bakışları beni tahrik etmeye başlamıştı. Kocamın artık bana yetmediğini düşünüyordum.
Açıköğretim sınavı için görevli olduğum okula geldim. Gözetmenlik yapacağımı sınıfa girip, sınava girecek öğrencileri bekliyordum. Tek tek gelmeye başlamışlardı, herkesin sırasını gösteriyordum. İçeriye birden mükemmel seviyede çok yakışıklı birisi girmişti. Manken gibiydi. Kasli yapısı vardı. Gözlerimi üstünden alamamıştım. Yerine oturdu. Sürekli bakışmaya başlamıştık. Kimliğini kontrol etmeye gittiğimde, bana yiyecek gibi bakıyordu, içim titremişti. 26 yaşında, karizmatik bir gençti. Adı Engin idi. Kimliği verirken elim eline değdi. Gülümsedi. Masaya oturduğumda aklım başımdan gitmişti. Tanrım, ne yapıyordum? Resmen canım istiyordu onu. Kibarca, "Herkes sizin kadar güzel gözetmen olsa keşke!" dedi. Gülümseyerek teşekkür ettim. Sınav bitene kadar sürekli bakışmıştık. Yürüdükçe arkamdan kalçama baktığına emindim. Sınıftaki camdan yansımaya baktığımda gerçekten kalçama bakıyordu.
Sınav bitene kadar sürekli baktı. Sürenin sonuna kadar bekledi. Süre bitince de sınav kağıdını en son o getirdi verdi. Gülümsemesi beni tahrik ediyordu. Sınav kağıdıyla birlikte, katlanmış bir de küçük not kağıdı bırakmıştı. O gittikten sonra heycanla not kağıdını açıp baktım, "Çok hoş bir bayansın, seninle sadece bir çay içmek istiyorum. Dışarıda bekliyor olacağım." yazıyordu. Heyecandan titriyordum. Kabul etmemek için kendime söz veriyordum. Ama içimden bir seste bu fırsatın kaçmayacağını söylüyordu.
İsim bittikten sonra okulun dışına çıktım. Kenarda arabayla bekliyordu. Uzaktan görünce elini kaldırdı 'Buradayım' der gibi. Yanına gitme zorunluluğu hissettim birden. Arabaya bindim, "Merhaba!" dedim. O da, "Ben Engin!" dedi. "Biliyorum, kimliğinde yazıyordu, ben de Sevim!" dedim. "Mado var şurda, çay icelim mi?" dedi. Kabul ettim. Çaylarımızı içerken sohbet ediyorduk. Diksiyonu düzgündu. Etkiliyordu konuşmasıyla. Kendisinin uzaktan kumandalı araçlara ilgisi olduğunu söyledi, "İstersen götüreyim, kullanırız!" dedi. Fazla geç kalamayacağımı, eşimin bekleyeceğini söyledim. "Fazla uzak değil, gider değişik bir gün geçiririz!" dedi. Kabul ettim.
Gittiğimiz yer Gölbaşında ailesine ait Bağ eviydi. Yüksek duvarları olan, büyük bir bahçesi bardı. Bizden başka kimse yoktu. Heyecan basmıştı beni. Uzaktan kumandalı arabasını bahçeye çıkardık. Oynamaya çalışıyordum. Bana öğretmek için kumandayı elimden tutup, arkama yaslanıp gösteriyordu. Resmen aletini kalçamda hissediyordum. Konuştukça sıcak nefesi boynuma, kulağıma geliyordu. Tahrik olmuştum. Kalçamı iyice ona yaslamıştım. Biraz öyle durduktan sonra, kulağıma çok güzel olduğumu söyledi. Ben artık dayanamadım ve birden dönüp dudağına yapıştım. Bahçede deli gibi öpüşüyorduk. Dilini ağzımın içinde gezdiriyordu, çok güzeldi. Bir yandan da iri kalçalarımı okşuyordu. İçeri gitmek istediğimi söyledim. İki eliyle popomdan kaldırdı, ben de bacaklarımı beline dolayıp, kucağında öpüşe öpüşe eve girdik...
Kendi odasına götürdü beni. O beni soyarken, ben de onu soymaya başladım. Çırılçıplak kalmıştık. Yarağı kocaminkiyle aynı uzunlukta, fakat daha kalın ve daha düzgün şekilliydi. Tertemizdi, hiç kıl falan da yoktu. Hemen eğilip emmeye başladım. Mis gibi kokuyordu. Taşaklarını emerken inlemeye başlamıştı. Sonra beni üzerine ters alaraki o da benim amımı yalamaya başladı. Bir yandan da parmağını götüme sokuyordu. Delirmek üzereydim, vıcı vıcık olmuş amımdan sular akıyordu, "Sik artık!" diye bağırıyordum. Fazla yalvartmadı, beni sırtüstü yatırıp kasıklarımdan tutup yatağın kenarına çekti, bacaklarımı omzuna alıp, yarrağını usulca kaydırdı amıma. Dibini bulduğunda, belimden tutarak deli gibi sikmeye başladı. Okadar hızlı girip çıkıyordu ki amıma, kasıkları kasıklarıma çarptığında 'Şap şap şap!' sesler geliyordu. Okadar güzel sikiyordu ki, sesim kısılacaktı inlemekten ve bağırmaktan...
Ben çoktan orgazm olmuştum, fakat o halen sikmeye devam ediyordu. Ben ikiniciye orgazm olurken, yarrağını çıkarıp, göbeğime ve göğüslerime doğru boşaldı. Sıcacıktı dölleri. İkimiz de aynı anda boşalmıştık. Yanyana uzandık ve dinlendik biraz. "Duşa girelim! dedi. "Tamam, ama saçımı ıslatmamam lazım, değilse kocam şüphelenir!" dedim. Elleriyle sadece vücudumu yıkadı. Sonra yine odaya geçtik ve öpüşüp sevişmeye başladık. Az sonra yarağı yeniden sertleşmişti. Bu sefer kendisi sırtüstü yattı ve beni ata biner gibi yarrağına oturttu. Deli gibi zıplıyordum. Zıpladıkça da 95 beden göğüslerim hopluyordu. Göğüslerimi avuçluyorken uçlarını ısırıyordu. Çığlıklarımı duydukça, "Gönlünce bağır aşkım!" diyordu. O henüz boşalmamıştı, ama ben yine orgazm olup boşalmıştım. Yorulmuştum, indim üzerinden ve yatağa attım kendimi...
Beni yüzüstü çevirdi ve kaba etlerimi öpüp, ısırıp, emmeye başladı. Kocam hiç yapmıyordu bunu, işi bitti mi arkasını döner uyurdu hemen. Engin bu arada götümün yanaklarını yoğuruyor, arasıra iyice ayırıp, göt deliğime dilini değdiriyor, deliğin etrafını yalıyordu. Parmağını götüme sokup, "Seni burdan da sikmek istiyorum!" dedi. "Tamam yap, fakat ilk kez olacak!" dedim. Biraz daha yaladı, parmağıyla genişletmeye çalıştı, sonra beni domaltıp yarağını sokmaya çalıştı, çok zorladı fakat giremedi. Yarrağının başı giriyordu, gerisi girmiyordu birtürlü. Aslında girerdi, ben eve geç kalırım telaşıyla kendimi çok kasıyordum. "Ordan başka bir zaman yapalım canım!" dedim. Beni kırmadı. Ben de onun yarağını yalayarak boşalttım...
Toparlandık ve beni evimin yakınına bıraktı. Birbirimize telefon numaralarımızı vererek vedalaştık. Artık Engin'le her fırsat bulduğumuzda sikişeceğim.
[Sevim]
200 notes
·
View notes
BU GİDİŞATIMIZ GİDİŞAT DEĞİL
müslümanca bir özeleştiri
🤔👇👇👇
Esrar, eroin, alkol ve madde bağımlısı Müslümanları AMATEM’e götürüp tedavi ettirdik diyelim.
Peki ya bizim ;
... mala,
... makama,
...mevkiye,
...koltuğa,
...lüks ve gösterişe,
... dünyaya,
... yani maddenin bizzat kendisine bağlanmış Müslümanları kim tedavi edecek?
Köşklerde “Baby Shower” mevlitlere oluk oluk para akıtan,
... düğün sonrası “After Party’leri” ihmal etmeyen,
... ezanla karışık müzikler çalarken gelinle damadın muhakkak bir merdivenden aşağı indiği,
...İngiliz kraliyet balosunu bile geride bırakan düğünlere özenen,
... lüks yatlarda beyaz elbiseleriyle doğum günü partisi kutlamaya alışan,
...gösteriş düşkünü, dünya ve madde bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?
Marka başörtüleri,
... siyah gözlükleri,
...yüksek topukları,
... ve lüks jipleriyle gecelere akan,
... bir konser biletine milyarlar saçan,
...hiçbir tesettür defilesini kaçırmayan,
... pahalı telefonlarıyla tik-tok videosu çeken,
tüm özel hayatlarını Instagram’a açan,
... kınadığımız ne varsa başına İslâmi ibaresini koyarak yapan,
... kadının kocasına bir dilim kek,
... bir bardak çay vermesine bile itiraz ederek,
... feminizmin kurucularını bile hayretler içerisinde bırakan,
... marka ve lüks bağımlısı tesettürlü Müslüman kızlarımızı kim tedavi edecek?
VİP umreden aşağı kabul etmeyen,
... Zemzem Towers’dan aşağı konaklamayan,
... rezidansların ve özel güvenlikli sitelerin dışında yaşayamayan,
... yurtdışı tatillerini ihmal etmeyen,
...sadece zenginlerle oturup kalkan,
... ve bu dünyayı küçük bir cennete çevirmeye çalışan,
... konfor ve madde bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?
Hazreti Peygamber (s.a.v) ;
...“Bir sürüye salınan iki aç kurdun sürüye verdiği zarar,
... kişinin mal ve şeref (makam, mevki, itibar) hırsıyla dine verdiği zarardan daha fazla değildir” ,
...hadis'inde uyardığı gibi,
... oturduğu makamı korumak,
... veya daha üst bir makama gelebilmek için ;
... sürüye dalan bir kurt gibi etrafında kim varsa boğup parçalayıp bir kenara atan,
...dişinin geçmediği hiçbir makam,
... dilinin değmediği hiçbir dünyalık bırakmak istemeyen,
... koltuk bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?
Makam arabasız,
... sekretersiz,
...özel kalemsiz,
... korumasız yaşayamayan,
... koltuğu elinden alınınca kriz üstüne kriz geçiren,
... küçük bir müdürlük için bile aşındırmadık kapı bırakmayan,
... şeref ve itibarı malda, makamda ve parada gören,
...bunları kaybedince de itibarını kaybettiğini zanneden,
...yeniden bir makama gelebilmek için gerekirse ahlakını,
... adaletini,
...merhametini,
... ve değerlerini bile gözden çıkarabilen,
... makam bağımlısı Müslümanları kim tedavi edecek?
Asıl işi bu sorunlara çare üretmek olması gerekirken ;
...devlet destekli projeleri kovalamaktan,
... protokol fotolarına girmek için çırpınmaktan,
... vekillerle,
... bürokratlarla,
... yapılan üst düzey,
... ve çok önemli toplantılardan vakit bulamayan,
... İslâmi çalışmaların sadece para ve güçle yapılabileceğine iman etmiş,
... adı sivil kendi resmi bir kısım STK’larımızı kim tedavi edecek?
Hazreti Peygamber'in (s.a.v) ;
... açlıktan karnına taş bağladığını anlatırken bile para kazanabilen,
... İslâm’ın ana prensiplerini,
... ve hatta kaderi bile inkâr edebilecek cesarette olmasına rağmen,
... haramlarla,
...faizle,
...haksızlıklarla,
... adaletsizliklerle ilgili gıkını bile çıkaramayan,
... statükoyu devam ettirmek ve kazanımlarını kaybetmemek adına kendini bile kaybeden,
... bir kısım hocalarımızı kim tedavi edecek?
Ve en kötüsü de bir asgari ücretle on nüfus geçindirmeye çalışan,
... çocuğunun okul masraflarını bile karşılayamayan,
...parasızlıktan evlenemeyen,
... borç batağında inim inim inleyen garip Müslümanların,
...tüm bu olup bitene,
... lükse,
... israfa,
...gösterişe,
...umarsızlığa,
... pervasızlığa bakarak din ve dindarlıkla ilgili yaptıkları sorgulamalarına kim cevap verecek?
Hiç kimse kusura bakmasın!
Bu gidişatımız gidişat değil.
Bu dünya sevgisi,
...bu madde bağımlılığı,
... bu vehn krizleri hepimizi mahvetti.
Hazreti Peygamber (s.a.v) ;
“Sizden öncekileri mal sevgisi helak etti.
Bu sevgi onlara akrabalarıyla ve dostlarıyla ilişkiyi kesmeyi emretti.
Kestiler.
Cimriliği emretti.
Cimrileştiler.
Günahı emretti.
Girdiler.
Zulmü emretti.
Yaptılar.
En sonunda da helak oldular”
... uyarısına muhatap olmadan derlenip toparlanalım.
Prof. Dr. Sıddık Ünalan
.........
THIS CURRENT OUR STAGE IS NOT THE STUDY
a Muslim self-criticism
🤔👇👇👇
Let's say we took Muslims addicted to marijuana, heroin, alcohol and substances to AMATEM and got them treated.
What about us?
... trowel,
... to the office,
...to the location,
...to the seat,
...luxury and ostentation,
... to the Earth,
... that is, who will treat Muslims who are attached to the substance itself?
Spending huge amounts of money on "Baby Shower" mawlids in mansions,
... who does not neglect the "After Parties" after the wedding,
... the bride and the groom were definitely going down a staircase while music mixed with the call to prayer was playing,
...aspiring to weddings that surpass even the British royal ball,
... accustomed to celebrating birthday parties in white dresses on luxury yachts,
...who will treat the ostentatious, worldly and drug addicted Muslims?
Brand headscarves,
... black glasses,
...high heels,
... and flowing into the nights with their luxury jeeps,
... who spends billions on a concert ticket,
...who never misses a hijab fashion show,
... who shoots tik-tok videos with their expensive phones,
Opening all their private lives to Instagram,
... who does whatever we condemn by putting the word "Islamic" in front of it,
... a slice of cake for the woman's husband,
... even objecting to him giving her a cup of tea,
... that amazed even the founders of feminism,
... who will treat our veiled Muslim girls who are addicted to brands and luxury?
VIP does not accept anything lower than Umrah,
... Accommodating no lower than Zamzam Towers,
... who cannot live outside residences and private gated communities,
... who does not neglect his holidays abroad,
...who only sits with the rich,
...and trying to turn this world into a little paradise,
... who will treat comfort and substance addicted Muslims?
Prophet Muhammad (pbuh);
...“The damage caused by two hungry wolves released into a herd,
... is not more than the damage a person does to religion with his ambition for wealth and honor (position, position, reputation)",
...as he warns in his hadith,
...to protect his position,
... or to reach a higher position;
...like a wolf plunging into a herd, who strangles and tears apart everyone around him,
...there is no position where his teeth cannot pass,
... who does not want to leave anything in the world untouched by his tongue,
... who will treat couch-addicted Muslims?
Without an official car,
...without a secretary,
...without special pen,
... who cannot live without protection,
... went through crisis after crisis when his seat was taken away from him,
... leaving no stone unturned, even for a small directorate,
... who sees honor and reputation in property, position and money,
...who thinks that when he loses these, he loses his reputation,
...his morals, if necessary, in order to reach a new position,
...your justice,
...your mercy,
...and can even sacrifice their values,
... who will treat position-addicted Muslims?
While its main job should be to find solutions to these problems;
...pursuing state-supported projects,
... struggling to get into the protocol photos,
... with proxies,
... with bureaucrats,
... high level made,
... and cannot find time for very important meetings,
... He believed that Islamic studies could only be done with money and power,
... who will treat some of our NGOs whose names are civilian?
Prophet Muhammad (pbuh);
... can earn money even while telling that he has a stone tied to his stomach because of hunger,
... the main principles of Islam,
...and even though he had the courage to deny fate,
... with harams,
...with interest,
...with injustice,
... who can't even say a word about injustice,
...who even loses himself in order to maintain the status quo and not lose his gains,
... who will treat some of our teachers?
And worst of all, trying to support ten people with one minimum wage,
... can't even afford their child's school fees,
...who can't get married because of lack of money,
... of strange Muslims who are groaning in the mire of debt,
...with all this going on,
...to luxury,
...to waste,
...to show off,
...to despair,
... who will answer their questions about religion and piety based on recklessness?
No one should be sorry!
This is not the way we are going.
This world's love
...this substance addiction,
... these vehn crises have devastated us all.
Prophet Muhammad (pbuh);
“The love of wealth destroyed those before you.
This love ordered them to cut off relations with their relatives and friends.
They cut it.
He commanded stinginess.
They became stingy.
He commanded sin.
They entered.
He ordered cruelty.
They did.
"And in the end they perished."
Let's get together and regroup without being subjected to the warning.
26 notes
·
View notes