Tumgik
#arkadaşlık bitmiş
tarkankurdu · 25 days
Text
Bugün yıllardır takıldığım iki kankamın arkadaşım olmadıklarını öğrendim. Hayat insanlara garip şeyler sunabiliyor
Tumblr media
19 notes · View notes
aynodndr · 3 months
Text
Tumblr media
Eskidenmiş o samimi sevmeler
Şimdi gönül yanar döner yapmacık
Değiştirildi dostum neler neler
Seven sevmez sevilenler yapmacık
Yıllar aktı geçti zaman değişti
İnsanlar az değil yaman değişti
Düşkün belli değil aman değişti
Arkadaşlık bitmiş dostluk yapmacık
Öne geçti gerilerden gelenler
Ağlar oldu bir zamanlar gülenler
Gün bitmeden unutuldu ölenler
Akar gider gözden yaşlar yapmacık
Sırtına bindi de zengin fakirin
Saflık kötü oldu düşmanlık şirin
Balların içindedir yeri zehirin
Sular içilmiyor tatlar yapmacık
Güler yüze enayilik dediler
Eşleri ayırdı kara kediler
Helal durur iken haram yediler
Kazanç şerli menfaatler yapmacık
Köreldi köreldi ve söndü hisler
Günah için beslendi hep nefisler
Güzellik bozuldu çoğaldı süsler
Haya yitirildi namus yapmacık
Hancı terk eylemiş bak han yapmacık
Bırakmam dediğin mekan yapmacık
Sağın solun önün arkan yapmacık
Yapmacık kardeşim insan yapmacık
13 notes · View notes
Text
24/5 MART PSYCHONAUT 4 KONSERİ (IF BEŞİKTAŞ)
Tumblr media
Yerde ayaklarımı uzatmış, sırtımı kanepenin ayaklarına yaslamış oturuyorum. Sağımda içi ağzına kadar dolu küllük, kenarından sarkan, sönmeye yüz tutmuş bir sigara. Solumda neredeyse bitmiş büyük bir şişe rakı (Bardak yok..) Önümdeki “Tv” ekranında “Loop”a alınmış, sürekli dönen “Lethargic Dialogue” klibi. Bir rakıya, bir sigaraya, arada bir de ekrana bakıyorum. Videonun başında elde dönen çakmak gibi başım dönüyor. Depresif düşünceler, bitik bir karaciğer, antidepresanlar, anksiyeteler, ilaçlar, mahvolmuş bir hayat, “Psychonaut 4”… 2015’te keşfettiğim “P4” (böyle deyince aklıma bir “DSBM” grubundan ziyade evdeki “Play Station 4 Pro” geliyor ama kısaltma işte.) “Youtube”da gördüğüm günden beri dinlemeye asla ara vermediğim bir “DSBM” grubu. “P4” Yukarıda anlattığım hikaye ve binlercesi gibi bir çok zor anımda bana arkadaşlık etti. Konsere geçmeden önce nedir bu “DSBM” sadece biraz sert müzikle harmanlanmış, üzgün ergen intihar girişimlerimi, yoksa fazlası mı? Biraz bunlara bakalım.
Tumblr media
“Depressive Suicidal Black Metal” 90’ların başında “Burzum” etkisiyle yeni şekillere bürünen Black Metal’in belki de en uç türlerinden biri. Ben şahsen tek albüm çıkarabilmiş olan “Silencer” grubu ve psikolojik vakaların en berbat donanımlarına sahip hasta ruhlu solistleri “Nattramn” ile “DSBM”le tanıştım. Bu müzikte, gruplarında, solistlerinde öyle hikayeler, öyle hezeyanlar var ki değme korku filmi senaryolarına taş çıkartır. Özellikle “Nattramn”ı hafif bir “google”larsanız ne demek istediğimi daha iyi anlayabilirsiniz. Bu tarz hikayeler okuyup birde bunlarla aşırı bağdaşan müziklerini dinlediğinizde, eğer sizde hafif, orta, şiddetli depresyon dönemleri geçirdiyseniz kendinizi bu işe fazlasıyla kaptırıyorsunuz. “Shining” “Lifelover” “Nocturnal Depression” “Apati” “Xasthur” “Happy Days” “Coldworld” “Thy Light” ve sayamayacağım diğerleri öyle gruplar ki, bunları acının müzikte şekil bulmuş halleri olarak yorumlayabilirim. Histeri krizleri yaşayan vokaller, hezeyan tarayan gitarlar, şarkıların arasındaki durulma bölümlerinde giren ilginç enstrümanlar, (Black metalde saksafon olur mu demeyin oluyor, güzelde oluyor.) zil kullanımı yüksek atmosferik davullar ve bazen şarkı aralarında, başında ya da sonunda giren diyalog bölümleri. Anlatılar, bozuk radyo konuşmaları, çocuk koroları, şarkıları…
Tumblr media
“P4” yukarıda saydıklarımı ve daha fazlasını icra eden bir grup. Artık üretim yapamayan “Silencer” (Nattramn’ın akıl hastanesi projelerini saymazsak.) ve “Lifelover”ın (Aşırı doz kullanımı sonrası ölen gitaristleri sebebiyle grup dağıldı.) yeri dolamayacak olsa da, “P4” bu tarzın ciddi bir takipçisi oldu ve bayrağı onlardan devraldı diyebilirim. (Saydığım iki grubunda önemli şarkıları “P4” tarafından son albümlerinde coverlandı.) Dinlemesi zor bir tarz olan, abilerimiz, ablalarımızın, genel metal müzik dinleyicisinin dahi çok anlamlandıramadığı “DSBM” hala kısıtlı bir kesim tarafından bağra basılsa da, yaşamak zorunda olduğumuz çağ gereği giderek daha fazla takipçi kazanan bir akım. Konser açıklandığında üzülsem mi sevinsem mi bilemedim, müthiş bir şaşkınlık yaşadım. Uzun zamandır dinlediğim bir grubu sahnede izleyecek olmak sevinç vericiydi fakat diğer yandan geçirdiğim zor zamanları hatırlamak ve o günlere geri dönmek acı verici olabiliyordu. Tamda böyle duygularla gittim konsere. İki arada bir derede… “DSBM” ve “sevinç” kavramları birbiriyle çok bağdaşmıyor zannedebilirsiniz fakat size şunu söyleyebilirim ki benim nazarımda “DSBM”in yalnızlık, ölüm, intihar güzellemesi, aşırı doz, kendine zarar verme, alkolizm, vs. temaları yanı sıra, insana destek olan, hayata devam etmesini sağlayan, “güç” veren bir tarafı da var.
Zor, katlanılamaz dönemler geçirdiğimde kendi kendime yıllar içerisinde geliştirdiğim belki hastalıklı sayılabilecek bir yöntemim var. Bu dönemlerde genellikle depresif şeyler okumak, izlemek ve dinlemeye meyilli olurum. Holokost filmleri, savaş anıları, özellikle Doom/Black metal müzikleri bana yardımcı olur. Dünyada, senin o an yaşadığın acıdan daha büyük dramların olması, senden çok daha zor durumda kalan insanların hikayelerine odaklanmak konuyu en azından biraz olsun senden uzaklaştırır, hafif bir rahatlama hissi getirir. “P4” Gürcistanlı bir grup ve tarzlarını “Post Soviet Black Metal” olarak tanımlıyorlar. Bu tanımlama bile tek başına benim dikkatimi çekmeye yetmişti. Oraya ne yazdılarsa bu adamlar onu yapıyor, yaşıyor. Biz hiçbir zaman kanatlarını sonuna kadar açmış, ideolojisini ve baskısını bütün topraklarına zorla yaymış, egemen, düşman bir kuvvet tarafından yönetilmek zorunda kalmadık. (Ruhun şad olsun büyük Atatürk!) Ama bu adamlar yıllar boyunca bunu yaşadı ve bu olayın etkileri onlarda izler bıraktı, yaralar açtı. İçlerinde belki hala o günleri yaşıyorlar, hatırlıyorlar. Bu gözlerinden bile belli oluyor, birçok jenerasyona yayılmış bir durum bu. Konser boyunca arka planda, logolarının gerisinde gösterilen eski Sovyet bloğu mimarisinden örmekler bu dediklerimi destekliyor. Mega, güçlü, haşmetli, soğuk bloklar, toplu konutlar, binalar… Şükürler olsun ki onları anlayamıyoruz, belki biraz hissediyoruz. (Mimari dışında…) Anlayabilecek durumlar yaşamadık. Onları anlamaya çalışmamız Nasılsın? “İyiyim” diyalogları kadar saçma bir çaba oluyor. Sovyetler birliği devri ve sonrası dönem acılarını bize geçiriyorlar ve ben yine bu tarz şeyler yaşamadığım için rahatlıyorum evet ama sadece bununla sınırlı kalmıyor. “P4” ve “DSBM” grupları sayesinde artık kendimi yalnız hissetmiyorum. Dünyanın neresinde olursa olsun, benimle benzer acıları ve durumları, hissiyatları paylaşan insanlar var! Evet, yalnız değilim ve bu çok büyük bir güç. Belki o yerilen intihar temasının, kendisini öldüren ya da zarar veren müzisyenlerin, bağımlılıkların tam aksine insanı yaşama bağlayan, devam etmesi için insana dayanak olan bir güç. Dibe vurduğunda ayaklarını sağlam bir şekilde yere vurup, hızla yüzeye doğru çıkma gücü…
Tumblr media
İŞTE OMUZ OMUZA JİLET ÇEKECEĞİMİZ AN!
Konsere giderken neyle karşılaşacağımı üç aşağı beş yukarı tahmin ediyordum ama yalan yok bu kadar iyi geçeceğini düşünmemiştim. Konser normalde Pazar günü gerçekleşecekti fakat grubun uçaklarındaki bir sorun nedeniyle “P4” gecikti ve etkinlik ertesi güne ertelendi. Bu konuda seyircide sıkıntılar yaşandı. Şehir dışından gelenler biletlerini iptal etti, konser hafta içine alındığı için gelemeyenler oldu vs. Sonuç olarak beklenenden biraz daha az bir kitleyle konseri geçirdik. Bu durum “P4” ün performansına bir eksi yazmadı, aksine daha da istekli ve enerjik şekilde konserlerini verdiler. Bu aksaklık için özür dilemeyi de ihmal etmediler. Genç nüfus ağırlıklı kitle tam bir “DSBM” dinleyicisiydi diyemem, zaten bunu beklemezdim de. Merakından gelen dinleyicide çok vardı, birkaç parça dinlemiş olup grup hakkında az buçuk fikir sahibi olanda, her şeye, bütün şarkılara hakim olup en önde translara girende. Tarzın gelişimi açısından bu yaşananlar gayet olumlu. Gördüğüm kadarıyla herkes konserden memnun ayrıldı. Memnun ayrılmamak mümkün değildi adamlar gerçekten o kadar hissiyatlı çalıp söyledi ki, hep birlikte gerçek bir inanmışlık, kendini adama deneyimi yaşadık.
Tumblr media
“P4” ün ilk albümü “Have A Nice Trip”in yazının başında söylediğim gibi bende ayrı bir yeri vardır. Konser “Setlist”leri internette fazla dönmüyordu ve benim gördüğüm kadarki kısmında konserlerinde artık ilk albümden hiç parça çalmıyorlardı. Bu konserde daha ilk şarkıda, ilk albümden “Parasite” (en sevdiğim ikinci parçaları.) ile girmeleri tahmin edersiniz ki beni binlerce farklı duygu durum içerisinde bıraktı. Telefonla çekim yaparken telefonumda “Headbang” yaptı. İnanılmaz anlardı. “We Will Never Find The Cure” “Moldy” ve “Too Late To Call An Ambulance” konser öyle hissiyatlı, öyle derin duygularla geçiyor ki başka hiçbir şey anlatmama gerek yok aslında. Şarkı isimlerini okusanız yeter. David kendinden geçiyor, (zaten kendinden geçmesi ile tanınır…) şarkıları yerde sürünerek söylüyor, bağırıyor, kendini yerden yere vuruyor, çığlıklar, yardım çığlıkları, Allah’ın belaları! David, “Lifelover”dan “Kim Carlsson”a benzettiğim hareketler sergiliyor, ölüyor, bitiyor. Seyirciyle birkaç kelime dışında çok fazla “konuşamadığı” (İstanbul, helö, hıı..) için, konuşmaları ve seyirci iletişimlerini genelde gitar/vokalleri yaptı. Konserlerde bu durumu iyi ayırmışlar, güzel çalışıyorlar. David konuşma konusunda sazı eline alsa hepimizin tadı kaçabilir. Sen şarkını söyle, çığlıklarını at abi. Grubun aklıselim, beyefendi, papyonlu gitaristi konuşmaları yapar. Bize özel olarak yapacaklarını söyledikleri ikili acı seansı, gitaristin söylemesine göre “üzerine çok fazla çalışılmamış” “deneysel bir şey” beceremezsek bize kızmayın dedi fakat kızmak ne kelime, resmen nutkumuz tutuldu! Bu bir “Şov” olarak değerlendirilebilirse eğer ben böyle “Şov” görmedim diyebilirim. IF’in duvarlarından acı fışkırdı. Gidin bakın hala orada duruyordur. Acı mekana sinmiştir. Mahvettiler bizi…
Tumblr media
“Beautyfall” (2020) albümlerinden “Sana sana sana cura cura cura” (Türkçe okuyunca ne kadar manalı oluyor, eski sevgiliye sitem edilen bir nefret şarkısı gibi.) çalınıyor. Bu hezeyan sonrası “Tbilisian trajedisi”. Yukarıda sigaraya çıkmıştım, melodiyi duyar duymaz merdivenleri üçer beşer inerek koştum geldim. Gitarist bunu çalmadan önce sanki “sıradaki şarkıyı biliyorsunuz, bunun için üzgün hissetmiyorum” deyip güldü. Konuşmanın başını kaçırdığım için ben pek bir mana veremedim, anlayan varsa yeşillendirsin. Hayırdır yani kardeş burasıda İstanbul tragedyası, hepimizin acıları var, bunlarımı yarıştıracağız… Neyse. “Beware the silence” sonrası bana ikinci şok geliyor. Yine yazının başında bahsettiğim, yıllar boyunca Loop’a aldığım şarkı “Lethargic Dialogue” (en sevdiğim “P4” şarkısı.) canlı çalınıyor! Benim bira fondiplendi, saçlar açıldı, darmadağın olundu… (Boynum hala ağrıyor…) Bu konserde ses o kadar iyiydi ki (belki “P4” için fazla iyi bile sayılır.) başka hiçbir konserlerinde bu kadar iyi ses aldıklarını düşünmüyorum bile. “Personal Forest” “My Sweet Decadance” (bu şarkı hep birlikte söylendi, elimizde çakmaklar eksikti.) ve “Bad morning” sonrası grup sahneden iniyor. Bizim çocuklar organize tabi “hurraa” kapıya derken “P4” tekrardan sahnede “The Stooges” Cover’ı olan “I wanna be your dog” şarkısını çalıyorlar. Hopluyoruz, zıplıyoruz. Resmen bu gece, burada, bütün acıları si……z!
Tumblr media
“P4” muazzam bir acı resitali sonucunda sahneden iniyor. Tekrar gelmek için söz veriyorlar ve ben tekrardan geldiklerinde yine benzer bir performans sergileyeceklerini düşünüyorum. (Daha iyi diyemiyorum, bundan daha iyisi nasıl olur bilemiyorum..) Grup, kuliste biraz dinlendikten sonra önceden söz verdikleri gibi “Meet And Greet” için seyircinin arasından geçip “Merch” standının arkasına gidiyor. Uzun bir kuyruk “P4”ten imza almak, fotoğraf çektirmek için bekliyor. Sıranın sonu gelmiyor, herkes grupla kucaklaşmak, sarılmak, konuşmak istiyor. Seyirci duygusaldı, grup duygusal ve yorgundu. Bu işin tamamlanması zor gibi gözüküyordu. Dolayısıyla bir süre sonra “tamam artık yeter arkadaşlar” diyorlar ve kalan sırayı toplu fotoğraf çekimiyle kandırıp kulise dönüyorlar. Bir “DSBM” grubuyla fotoğraf çektirmek, sırıtırken “P4” elemanlarıyla fotoğrafının olması falan bunlar… Ne bileyim biraz “sırıtan”, çelişkili, konuyla bağdaşmayan şeyler gibi gelmiyor değil. (Benimde oldu gerçi kardeşim, anıdır neticede kehkeh…) Konser o kadar güzel geçti ki olumsuz bir not, gözlem, izlenim sunamıyorum. Bu sene Metal müzik konserleri açısından çok verimli geçiyor, birçok enteresan grupla, “Sound”la, janrayla karşılaşıyoruz, tanışıyoruz. Bu etkinlikleri gerçekleştirenlere hakaret etmek yerine bence tekrardan teşekkür edelim. Şartları, zorlukları, aksilikleri anlamaya çalışalım, anlamasakta saygı duyalım. Güzel memleketimizin, yaşamak zorunda kaldığımız şu boktan dönemlerinde adamlar sevdiğimiz, müziklerinde nefes aldığımız, gelmesi için belki dualar ettiğimiz grupları getirmeye çalışıyor. Bu işi ne kadar profesyonel şekilde planlarsan planla, iki taraflı aksilikler yaşanabiliyor, kriz yönetimi yapmak gerekiyor, hızlı aksiyonlar almak zoruna kalıyorsunuz vs. Üzüntüyü, hayal kırıklığını anlarım ama klavye başından küfür etmek nedir? Şartlar gereği konsere gelemeyeni anlarım ama tepki olsun diye sevdiğin bir grubun konserine gelmemek nedir? Her neyse gelmeyen çok şey kaçırdı bir kez daha bunu belirteyim. Konserin etkisi hala üzerimde ve “P4”ün şarkıları beynimde çalmaya devam ediyor. Tekrardan yoğun şekilde “DSBM” batağına düşüyorum. Kaçabilen kendini kurtarsın, benim için artık çok geç. “Too Late To Call An Ambulance”… Sevgiyle kalın, görüşmek üzere!
Tumblr media
3 notes · View notes
sadeceyasiyorumiste · 5 months
Text
Arkadaşlık, dostluk bitmiş be
Dost değil de tost olunur bu devirde ancak giggugufy
2 notes · View notes
keemlenyekun · 10 months
Text
Lazarus Morell
Köleleri özgürleştirme ayağına daha da köleleştiren dolandırıcı Lazarus alçağına sevgiler saygılar.
Ah ulan kapitalist düzen. Herkesi köleleştirdin özgürlük yalanlarınla. Ben kapitalizm diyeyim sayın defter sen günlük siyasete uyarla.
Misalen ben sana zam yapayım, zam yaparken alacağım vergimi de artırayım ama. Ne güzel iş değil mi? Gelir vergisi dilimlerini değiştirmeyen kapitalist düzen neyi amaçlamaktadır? Amaaaannnn. Bana ne? Çok da fifi. Borca batmışım, iş yok, avukatlık bitmiş. Ama bu tip saçmalıklara verdiğim tepki net: bana ne? Bu tepkisizliğin seçimle de ilgisi yok, bu benim zaten dışlandığım toplumdan kendimi acısı ve tatlısıyla soyutlama şeklim.
Acısını dedik de sayın defter, tatlısında nasıl soyutluyorum kendimi? Misal geçen Galler maçında stattaydım. Mehterle gaza gelmeler, ne mutlu türküm diyeneler, şehitler ölmez vatan bölünmezler, bu anları yaşasa idi 2016 yılındaki serco, muhtemelen ağlardı. Öyle de ağlak bir tipti. Ama şimdi saygı duymakla birlikte, saçma bulup gülümsüyordu. Hakeme küfür ettiysem de, milli takımın gollerinde aşırı sevinmişsem de beni üzen bir şey vardı maçta. Onca kalabalığın içerisinde, -kalabalık insanı güçlü kılar biliyorsun, suçtan azade kılar- bu insanlara gönül koymak, tek kalmak, yanisi dışlanmış olmak beni üzdü. Nedendi ki? Neden dışladınız oğlum beni? Hain olmayan beni neden kör kuyulara attınız?
Tumblr media
Şurada tribünde defalarca aynı gole sevinmiş, göz yaşı dökmüş adamım neden yani? Devletin yatılı okulunda kara şimşeğe ben de kaşık salladım ulan! Yurtta yanmayan kaloriferlerin dibinde hasta olup ben de titredim, vatanımı gezmek yerine çok çalışacak kadar çok sevdim. Hala da seviyorum, yalan değil. Ama neden yani? Kurunun yanında yaş da yanıyormuş. Amk böyle işin. Yanmasın birader? Bu hikayede yanan neden ben oluyorum? İşte bu gönül kırgınlığı ömrümün sonuna kadar geçmeyecek. Ah bu gönül kırgınlığı. Arkadaşlık bağıyla kimseye bağlanamama sorunsalı. Bu gönül kırıklığından hep.
Bankalarda blokeliymişim. Nedeni belli değil. Vakıfbank beni reddedince dedim bir de şansımı garantide deneyeyim. Başvurular tamam ama kredi kartı sekmesine sokmuyor gişedeki kadını. O da diyor ki ilk defa rastlıyorum bu duruma. Onlara da beraat kararlarını attık. Cevap bekliyorum. Vakıfbqnkı BDDK'ya şikayet ettim bakalım ne sonuç çıkacak. Doğru düzgün cevap veren bile yok. Kredi kartı meraklısı değilim ama haksızlık içerisinde boğulmaktan bunaldım. Üzerime üzerime geliyor tüm kanunlar, tüm kurallar. Sorun kredi kartı kullanmak değil. Kullanmıyorum ki. Hanımınki yetiyor da artıyor. Kredi de çekmeyeceğim. Ama bu his var ya. Bu adaletsizlik hissi. Bu his. Bu ezilme hissi. Boğuluyormuşum gibi nefes almamı engelliyor. Tam da bu boğulma anında şu şarkı suyun derinliklerinde çalmaya başlıyor.
youtube
Loş karanlık gibi her yer işte.
Değişik hisler içerisindeyim. Avukatlık zor iş, kimsenin yanında çalışmak istemiyorum, kendi işimi yapacak ne vaktim ne param var. Cmk atamalarına gidiyorum. Gecenin bir yarısı sarhoşla uğraştım misal. Sarhoş olsa yine iyiydi adam haplanmıştı. Ah benim güzel şehrim. Uyuşturucu öyle bir seviyede ki. Şuan ıslık çalsam torbacı bulurum. Bir de buna üzülelim. Yetmiyor gibi buna da üzülelim.
Bein sports aboneliğimi yaptım. Samsun maçlarına stata da gidebilirim ara ara. Kitap okumaya başladım yine. 2014 yılında aldığım kitabı yeni bitirdim. Ahahaha. Biraz hızlı okuyorum sanki. Sonra kütüphanemde farkettim ki bazı kitaplarım kayıp. Cemil meriç bu ülke yok misal. Hanımınkiyle idare edicez. Ama notlarımı okumak isterdim. Bir kaç kitap daha yok. Çile yok misal. Nfkya kızgın olsam da kitaplarımın kaybolmasından hiç hoşnut değilim.
Hayat akıyor. Allah sağlık versin herşeye sabrederiz gibi.
Gibi mi sence sayın defter?
Bir gece, avluda sigara bidonuna yağmur suyu damlıyor, damladıkça pıt sesi duvara çarpıp paaat sesine dönüyor. Gece boyunca bu sesin altında düşünmek. İşte o sabrın gibisi budur.
Vesselam.
3 notes · View notes
sensizavareyim · 4 months
Text
aşk
bu konudan muzdaribim
hem de öyle böyle değil
şimdi size bu çağın hastalıklı, arkadaşlık adı altında aşkı yok sayan tiplerinden birini anlatacağım.
he bir de ona aşık beni
ben üniversite ikinci sınıf o da birinci sınıftı ilk tanıştığımızda. arkadaşımın oda arkadaşıydı ve ilk gördüğümde bir şeylerin ters gittiğini hissettiğim ilk insandı.
ilk tanıştığımız zaman hayatın biri vardı ve bende gerçekten arkadaşım olarak görüyordum. zamanla iletişimimiz kuvvetlendi ve neredeyse her şeyimizi birbirimizle paylaşır olduk.
ben bir bütünün parçası olduğumuzu sanmıştım ama tam tersi biz ayrı birer parça bile olamamıştık.
göğsüme sevgisini bırakıp ardına döndüğünde anladım bunu.
aradan geçen üç yılın ardından artık iyice bağlanmıştım ve duygularım beni korkutuyordu. hem kaybetme korkusu hem de duygularımla savaşma durumum gittikçe çıkmaza sürüklüyordu beni.
öyle ki hata üstüne hata yapıyordum. ama onu sevmekten vazgeçemiyordum.
bir gece, onun evindeyken dizime yattı. saçlarıyla oynarken elini elimin üstüne getirip okşadığında göğsümde atması gereken kalbin parmak uçlarıma sızdığını hissettim. 
sonra başka bir gece, elimi tuttu, öptü.
size bir sır veriyim mi? mutluluktan ağladığım günlerdi. 
kısa sürdü. 
bir gece de ansızın arkadaş olduk, yeniden. sebepsiz. öylesine.
'sadece arkadaşım olarak görüyorum'
'sen zaten samimi kızsın, yalnış anlamazsın diye düşündüm'
'umut verdiğimi düşünmüyorum.'
işte öylesine cümleler. 
sonra dedim ki, seviyordum seni. dedi ki bence yakınlığımızdan etkilendin takıntı yaptın. sonra beni suçladı, hala suçluyor. arkadaşlığımız bitmiş. çok güzelmiş arkadaşlığımız ve bitmiş. ben sebepmişim. eğer duygularım olmasaymış bu arkadaşlık çok güzelmiş.
öyle bir ağladım ki,
öleceğim sandım.
sonra geçti. 
tonca şey duydum ardımdan söylediği.
geçenlerde kulağıma geldi mesela, özlemiş beni ama arkadaş olarak :) 
0 notes
kendimezraporu · 10 months
Text
Resmi olarak 4.sinif oldum az önce. Sonunda akts m tamamlandı. En yakın arkadaşımla paylaştım ve inanılmaz modumu düşürdü. O kadar şaşırdım ki, inanamıyorum hala. Hasetten nefret ederim, birbirinin mutluluğuyla mutlu olmayan insanlardan nefret ederim. 5 yıllık arkadaşlık bu şekilde bitmiş sayılıyor şu an benim için. Kendisine de açıkça söyledim. Benim adıma mutlu olmak yerine böyle davranma hem komik hem üzücü hem de garip geldi dedim. Benim sınırım belli her zaman. Mutlu olmadığım rekabet gördüğüm yerde durmam.
1 note · View note
medyumrana · 10 months
Text
Aşık Etme Büyüsü
Tumblr media
Aşık Etme Büyüsü
Aşık etme büyüsü birçok kişinin tercihi olsa da bu büyünün yapılması için doğru karar vermek gerekir. Doğru kişiler için yapılması konusu önemlidir. Ayrıca büyü yaptıracağınız medyumun da bu konuda uzman olması gerekir. İşinde uzman olan medyumların yapacağı büyüler her zaman doğru sonuçları ortaya çıkaracaktır. Sevdiğiniz kişiyi kendinize aşık etmeniz için önce doğal yollara başvurmalı sonrasında manevi uygulamalardan faydalanmalısınız. Bu uygulamalardan birisi de büyülerdir.
Tumblr media
Aşık Etme Büyüsü Aşık etme büyüleri yüzyıllar öncesinden beri yapılmaktadır. Geçmiş tarih incelendiğinde kişilerin aşk ve aşık etme büyülerine sıklıkla başvurduğu görülür. Sevdiğini kendine aşık etme, eşi aşık etme büyüleri en sık karşılaşılan bir türler olarak da dikkat çekmektedir.   Aşık Etme Büyüsü Nedir? Aşık etme büyüsü platonik olarak aşık olduğunuz kişinin, sevdiğiniz ama aşkından emin olmadığınız sevgilinizin, aşkı bitmiş olan eşinizin size olan hislerini değiştirmek için yapılan bir büyü çeşididir. Buradaki amaç aşık olunan kişinin sizin gibi aynı hisleri beslemesini sağlamaktır. Uzun süreli bir arkadaşlık ilişkiniz varsa ve sevdiğiniz insanın aşkından şüphe duyuyorsanız bu büyüye başvurabilirsiniz. Ayrıca evli olan kişiler de eşinin aşkını canlandırmak için bu büyüye ihtiyaç duyar. Aşık etme büyüleri sevgiliye, nişanlıya, eşe yapılabilir. Fakat başkasının eşi ya da sevgilisi için yapılmaz. O yüzden büyü yaptıracak olan kişiler öncelikle kimin için aşık etme büyüsü yaptırmak istediğine doğru karar vermeli sonrasında medyumun yolunu tutmalıdır.   Aşık Etme Büyüsü Nasıl Yapılır? Her büyünün yapılış şekli farklıdır. Kullanılan malzemeler, okunan dualar ve söylenen tılsımlı sözcükler büyüden büyüye değişmektedir. İzlenecek yol ve yapılması gerekenler medyum hocaların bilgisi dahilindedir. İnsanların bilinçsiz bir şekilde büyü yapmak istemesi oldukça sakıncalı bir durumdur. İstenmeyen sonuçlarla birlikte tehlikeli boyutların yaşanması söz konusu olabilir. Aşık etme büyüsü insanların amaçlarına ulaşmasını sağlar. Sevdiğiniz kişinin size olan hislerinin değişmesine neden olur. İlgisiz ve alakasız olarak gördüğünüz karşı cinsin size olan hareketleri büyü yapıldıktan sonra değişecektir. Olumlu etkileri görmek için aşk büyülerinde uzman olan medyumlara gidilmesi gerekir. Onların gösterdiği yoldan ilerlenmesi ve büyü yapıldıktan sonra da sabırla beklenmesi konuları önemlidir.       Read the full article
0 notes
karanlikben · 1 year
Text
Nefret edilsem de, yok sayılsam da, özünde iyi insanım. Kendimden çok, değer verdiğime, değer veririm. Empati yeteneğim, tescilli bir şekilde kuvvetli. Bu sebeple de, o üzülmesin diye kendimi yoracak şekilde, onun menfaatlerini düşünürüm. Blogumdaki yok oluş hikayem de bu doğrultuda değil mi zaten?
Ayırt edebilme özelliğim biraz sıkıntılı, itiraf ediyorum. Burada da, en büyük problem, sahip olduğum bir şey, hiçbir zaman sürmemiş, bitmiş. Ee doğal olarak da zihnim, olumsuza göre çalışıyor ve olumlu bir durumda bile diğer tarafı sorguluyor. Acaba olumsuz olabilir mi diye zihnimdekiler savaşa başlıyor.
Evet, çevremdekilere göre, yakınlarıma göre, en değerlime göre; bir "hiç!" olabilirim. Yok sayılabilirim. Duygularımın, varoluşumun bir önemi olmayabilir. Kaçılan bir kişi, sevilmeyen bir karakter olabilirim. Ama düşünüyorum da; var oluş sebebim; onun için, değer verdiklerim için. Öyle diyorum çünkü, bana bir zaman dilimince değer verdiler, her ne kadar şimdi olmasa da. Bana, sahip olmadığım, tatmadığım, olağanüstü duyguları tattırdı, tattırdılar. Bu onun için, aşk idi, sevgi idi, ilgi idi, sırdaşlık vs idi. Çevrem için, arkadaşlık idi, dayanak idi, güven vs idi. Bunların bedeli de belki de yalnızlık idi... Belki de şimdi bu bedeli ödüyorum, bilemiyorum..
Değer verdiğimle yaşadığım adrenalin dolu, heyecan dolu, mutluluk, sevgi, aşk dolu her an için, onun oldum.
Bu ve anlatmayı beceremedim diğer tüm sebeplerden dolayı iyi biri olduğuma inanıyorum. Belki çirkinim, belki davranışlarım onun, onların nezdinde itici... Ama kalbim iyi bee. Kalbimde bir ışık var. Evet o ışık, demetler saçıyor. Her bir demet farklı bir problem olarak kalbimin odacıklarına vuruyor ve olumsuz anlam kazanıyor olabilir. Ama o ışığın kaynağı tek! Yayılırken istediği kadar probleme dönüşsün. O kaynak da sevgi de var, aşk da var. Tek bir kaynak var ne de olsa. Bence o ışık demetinin gittiği yolda neye dönüştüğünün bir anlamı, önemi yok. O yüzden kimse hoşnut da olmasa, sevmese de, yok saysa da, hiçmişim gibi davransa da; kalbim güzel...
0 notes
kubsthings · 1 year
Text
Yalnızlık
Her insanın farklı şekilde tanımladığı fakat hepsinde aynı hisleri uyandıran veya uyandırmış bu karanlık kutu insanın yaşama dair umutlarını bazen söndürse de aslında kurtulmak da bizim elimizde. Çabalamış olabilirsiniz, kendinizi dipsiz bir kuyuda gibi de hissetmiş olabilirsiniz, hiç geçmeyecekmiş hep yalnız kalacakmış gibi hissettiğiniz anlar da olmuştur. Beceremediğinizi suçu kendinizde bulduğunuz arkadaşlık ve aşk ilişkileriniz size sunulmuş bir fırsattır aslında. Her ne kadar beceremediğinizi zannetseniz de sizi olgunlaştıran sizi siz yapacak inşaa edecek olanlar da bu ilişkileriniz. Her ne kadar bitmiş olsa da üzülseniz de hep kendinizi suçlasanız da yalnız olmayacaksınız kimse yalnız kalacak kadar değersiz değil, ha yalnız kalacağım hiç kimseyle romantik ya da arkadaşlık ilişkisi kuramayacağım diye düşünüyor olabilirsiniz. Bazen olmaz dediğiniz şeyler bir bakmışsınız olmuş, ilişkiler konusuna gelecek olursam bazen kendinizi çok şanssız hissettiğiniz olmuştur ya da arkadaşlarımız tarafından umursanmadığınız zamanlar olmuştur, çok sevdiğiniz hayatımın anlamı evleneceğim kişi dediğiniz insan da sizi terketmiş olabilir. Ama her insan elbet bir gün kendini anlayacak onu bütünüyle sevecek insanlarla karşılaşacak. Demem o ki geç kalınmış insan yoktur zamanı gelmemiş insan vardır. 60 yaşında hayatınızın aşkını bekliyor olabilirsiniz, 20li yaşlarınızın başında yol arkadaşınızla tanışmış hatta evlenmişte olabilirsiniz yeter ki kendiniz olun başkaları için kendinizi değiştirmeye kalkmayın, kendinizi değiştirdiğiniz insanlar sizi terk eder, kendiniz olun, zamanınızın gelmesini bekleyin ve umutsuzluğa düşmeyin!
-kubs
1 note · View note
serrademirs · 2 years
Note
Sen kafada kurup oynuyosun gibi hep, aslında kimiyle aşk yaşıyorsun kimiyle dostluk kimiyle arkadaşlık ama hep kafada, sen kimseyi ne aşağı görüyorsun ne yukarı kim nereye çarpsa onu alıyo senden, hızlı değilsin ama kalitelisin ve bunu gerçekten laf olsun diye söylemiyorum toplumun oluşturduğu güzellik çerçevesinin dışında kalsaydın yani toplum seni çirkin diye sınıflandırsaydı bence sen yine çok dikkat çeken biri olurdun 👌falaattin kahve falı aq bulamazsın her yerde 😉😉😉😉
sanırım kafamda yaşıyorum* diyordum ben de eskiden ama yeni yeni görüyorum ki harbiden kafada yaşıyorum tüm sosyal ilişkilerimi. "e biz şöyleyiz ya hani" dediğimde çevremden manasız bakışlar aldıkça farkediyorum hepten.
"senin bende yerin ayrı, şöyle bi yerin var ya hani" diye izah etsem anlamayacak, çünkü o/onlar burdayken bile belli ki onların olmadığı zamanlara denk getirip aklımda sevmişim, konumlandırmışım kimseleri* oluyor olay ama bir şekilde sonradan da olsa anlıyorlar ya, üzerinden zaman geçmiş ve konu çoktan bitmiş oluyor ama anlıyorlar.
anlıyorlar yani kafamın içinde onlarla geçirdiğim zamanı, onlar anlayınca keyifleniyorum ve devam ediyorum ben de. böylesi daha eğlenceli heralde
kimsin sen bi de merak ediyorum o kadar soru cevap vesaire, kimsiniz siz? bu kadar beni tanıyan, el kaldırın
3 notes · View notes
aynodndr · 1 year
Text
Tumblr media
Eskidenmiş o samimi sevmeler
Şimdi gönül yanar döner yapmacık
Değiştirildi dostum neler neler
Seven sevmez sevilenler yapmacık
Yıllar aktı geçti zaman değişti
İnsanlar az değil yaman değişti
Düşkün belli değil aman değişti
Arkadaşlık bitmiş dostluk yapmacık
Öne geçti gerilerden gelenler
Ağlar oldu bir zamanlar gülenler
Gün bitmeden unutuldu ölenler
Akar gider gözden yaşlar yapmacık
Sırtına bindi de zengin fakirin
Saflık kötü oldu düşmanlık şirin
Balların içindedir yeri zehirin
Sular içilmiyor tatlar yapmacık
Güler yüze enayilik dediler
Eşleri ayırdı kara kediler
Helal durur iken haram yediler
Kazanç şerli menfaatler yapmacık
Köreldi köreldi ve söndü hisler
Günah için beslendi hep nefisler
Güzellik bozuldu çoğaldı süsler
Haya yitirildi namus yapmacık
Hancı terk eylemiş bak han yapmacık
Bırakmam dediğin mekan yapmacık
Sağın solun önün arkan yapmacık
Yapmacık kardeşim insan yapmacık
2 notes · View notes
sayisalciyazar · 3 years
Text
Günün birinde iki üniversite öğrencisi varmış.Mardin'de okuyan öğrencilerden erkek olan Yurtta kalıyor ve sağlık okumayı hedefliyormuş.Babasi karşıymis buna avukat olmasini istiyormuş. Öyle ki avukatlik kazandım deyip gitmiş ya zaten üniversiteye veterinerlik okuyormuş bizim Mutlu. Fidan 'da veterinerlik okuyan bir diğer öğrenciymiş. Aşıkmış bizim mutlu fidan'a Bir gün üniversite barınak hayvanlarına yem yardım kampanyası düzenlerken ilk defa tanışma sohbet etme imkanı bulmuş bu ikili.Temsilciymis mutlu ve fidan yanına gelip şunu sormuş: Selam mutlu bugünkü yardıma biz de gidicek miyiz? Diye sormuş heyecanla Fidan Mutlu şu cevabi vermiş:Hayır biz sadece yardımı yapicaz Dağıtım işini görevli kişiler uslenicek Barınak üniversiteye uzak araç karşılanmadi bize demiş. Hayal kırıklığına uğramış fidan çok istiyormuş hani hayvanları bizzat o beslemeyi.Bunu anlayan mutlu söz vermiş bir gün onu mutlaka barınağa götüreceğine dair aşk bu yaptırır ya her istediğini. Araba kiralamak için ehliyet sınavına çalışmaya başlamış Mutlu bir yandan da para biriktiriyormus. Bir araba kiralamak ve yem almak için.Ehliyet sınavı öncesi çoktan araba sürmeyi öğrenmiş bir şekilde almış bir kiralık araba her şeyi hazırlayıp dayanmış bizimkinin kapısına aylar geçmiş diye, unutmuş bizimki Mutlunun sözünü.Mutlu anlatmış böyle böyle diye.Her şey hazır ama benim ehliyetim yok demiş. Guvenememis Fidan ve gelmeyi reddetmiş. yıkılmış tabi bizimki bir an da. Ehliyet sınavını kazanan Mutlu bir kez daha denemiş şansını ve bu sefer başarmış ikna etmeyi. Haftada 3 kez gidiyorlar barınağa Fidanla. Fidanı o kadar mutlu ve gülerken görüyormuş ki mutlu Her an her saniyesini kazimış zihnine. Bu fırsatları yaratmak için okul dışında part time çalışıyor eziliyormuş işlerde ama bu sahneye varınca ne yorgunluk kalıyormuş ne de başka birşey.Aşk her yerini buram buram sarmış mutlunun artık açılmak istemiş Fidan'a oturmuşlar birgün yine barınağa gitme planı yaparken. Bizim mutlu Barınağın girişinde durmuş. Açılmış ona Aşkını ilan etmiş ona Hoş aşk bu tek taraflı yaşanır ya hani acı olmasa olmaz ya hani aşkda Reddetmiş bizimkini Fidan olmaz demiş ben seni Arkadaş olarak görüyorum İstersen arkadaş kalalım demiş. Kaybetmeye korkmuş Mutlu onu her ne kadar sevgisi devam etse de arkadaş kalmayı kabul etmiş.Gel zaman git zaman üniversite bitmiş. Mutlu'ya bir darbe de ailesinden gelmiş babasına her şeyi açıklamak zorunda kalan mutluya babası veteriner olmayi izin vermemiş. Evlatlıktan reddederim diye tehtid eden baba , Mutluyu Aile işi olan Manav dükkanının başına oturtmuş. Bu zaman içersinde mutlu istediğini yaşayamadıği için kendi kafasında Servet diye bir profil oluşturmuş. Bu servet Veteriner olmak isteyen sevdiği kıza açılan olumsuz yanıt alan Mutluymuş ama Mutlu'nun yaşamak isteyip olamadığı yaşayamadigi olayları da içeren bir kişi haline gelmiş. Var olmayan bu karakter Mutlu'nun karakteri Servet Veterinermiş Aşıkmış Mutlu'nun istediği herseymiş ve bir Ve Mutlu bir gün arkadaş olarak kaldığı Fidana Servet olarak mesaj atmış. Böylece başlamışlar arkadaşlığa. Bizim Fidan'da veteriner olmuş ya hani Konuşuyorlarmiş sabah akşam Mutlu'nun karakteri Servet ile.Mutlu Manavlik yaptığı süreç boyunca Yazmaya başlamış içini kalem kağıda döken biri haline gelmiş. Zaten Servet karakteri de bu sayede oluşmuş ya hani. Bizim Fidan' sürekli Mutluya Serveti anlatmaya başlamış servet böyle Servet şöyle diye. Süre gelmiş bu arkadaşlık böyle. Mutlu'nun karakteri Servet yazdıklarını taslak bir şekilde Fidan'a atıyormuş Hayvanlarla alakalı doğa ile alakalı yazıp çiziyormuş Mutlu'nun karakteri Servet. Fidan ise çok beğeniyormuş bunları. Fidanın her beğendiği taslağı düzenleyip bir kitap haline getirmiş ve bunu bastırmış. Mutlu'nun hayali karakteri Servet İlk baskısini Fidan'a hediye etmiş yazarın ismi ise Servetmiş çok şaşırıp bir o kadar da sevinmiş Fidan bu kitaba. Cunkü onun beğendiği Yazılar varmış Kitabın içinde Artık kahramanı olmaya başlamış Mutlu'nun hayali karakteri Servet onun için. Aşık olmaya başlamış ona Bunu öğrenen Mutlu çıkmaza doğru gidildiği için bir anda ilişkisini kesmiş Fidanla.
Artık Fidana Mutlu'nun hayali karakteri Servet olarak yazmiyormuş. şehri bile terk etmiş Ama nasıl hayatına kazınmış ise bu Servet karakteri Mutlu'ya Herşeyini değiştirip Servet olarak devam etmiş hayatına Yıllar yıllar geçmiş Bu Servet Bulunduğu şehrin meşhur yazarı olmuş. Herkesler tarafından onun kitapları okunuyor o konuşulur hale gelmiş.Evlenmemiş Servet Yani bizim Mutlu. Dedim ya ünlenmiş kendi şehrinde Bir şekilde bu haber bizim Fidan'a ulaşmış. Fidan araştırmış şehri o şehirde yaşayanlari derken birini bulmuş Ve onla sohbet ederek tüm ayrıntıları istemiş. Konuştuğu kişi Servetin kendi şehirlerinde yaşadığını inansin diye Servet ile çekindiği Bir fotoğrafi atmış.Fidan'in telefon bir an elinden düşmüş tanıdık gelmiş cunkü bu 30-35 yaşındaki adam ona. Ağlaya ağlaya herşeyin farkına varan Fidan atlamış o şehre gitmiş. Bir salı akşamı imza kampanyası düzenleyen Servetin kitap kuyruğunda artık tanıdık bir isim varmış. Kitabı uzatmış Fidan. Servet jmzayı attıktan sonra Kafasını kaldırıp Kimin adına sevgilerle yazmamı istersin diye sorarken Kalem elinden düşmüş. Fidanın cevabı ise şu olmuş Fidandan Kahramanı Mutlu'ya sevgilerle...........
Beğenilirse Devamı gelicek ilk karalamam lütfen yazım hatalarını mahzur görün
5 notes · View notes
aynurant · 4 years
Text
Tumblr media
Eskidenmiş o samimi sevmeler
Şimdi gönül yanar döner yapmacık
Değiştirildi dostum neler neler
Seven sevmez sevilenler yapmacık
Yıllar aktı geçti zaman değişti
İnsanlar az değil yaman değişti
Düşkün belli değil aman değişti
Arkadaşlık bitmiş dostluk yapmacık
Öne geçti gerilerden gelenler
Ağlar oldu bir zamanlar gülenler
Gün bitmeden unutuldu ölenler
Akar gider gözden yaşlar yapmacık
Sırtına bindi de zengin fakirin
Saflık kötü oldu düşmanlık şirin
Balların içindedir yeri zehirin
Sular içilmiyor tatlar yapmacık
Güler yüze enayilik dediler
Eşleri ayırdı kara kediler
Helal durur iken haram yediler
Kazanç şerli menfaatler yapmacık
Köreldi köreldi ve söndü hisler
Günah için beslendi hep nefisler
Güzellik bozuldu çoğaldı süsler
Haya yitirildi namus yapmacık
Hancı terk eylemiş bak han yapmacık
Bırakmam dediğin mekan yapmacık
Sağın solun önün arkan yapmacık
Yapmacık kardeşim insan yapmacık
9 notes · View notes
rizasizbahcaningulu · 5 years
Text
Üç soru var. İlki hüzünlü ve iç hesaplaşmaya dönük: “Ben bu adamla nasıl arkadaşlık etmişim?” Bir çeşit aydınlanma ve değişim barındırıyor içinde. Hatta bir yanıyla “bitmiş olana ağıt” da söz konusu. Artık geri gelmeyecek bir arkadaşlığa ağıt.
İkincisi kızgın ve hesap sorucu: “Sen nasıl arkadaşsın?” İçinde yine değişim talebi var bu sorunun, ancak bu kez yönü farklı. Bir bakıma “arkadaşlığa dair davranışını lütfen değiştir, aramızdaki kıymetli ilişkiye kıyma” çağrısı bu soru.
İlk soru bitişi, bu ikinci soru “yeniden başlama umudunu” barındırıyor içinde. Üçüncüsü neredeyse imkansız ve çok acıklı: “Arkadaş kalalım mı?” Ölmeden önce basılan, ancak asla işe yaramayacağını bildiğimiz bir çaresizlik butonu. Allah kimseyi, bu soruyu sormak ve bu soruya muhatap olmak zorunda bırakmasın.
***
“Ama arkadaşlar iyidir.”
11 notes · View notes
dhamucrpg-blog · 5 years
Text
Kaostan beslenen şehir;
Dhamu...
Tumblr media
Kurgu :
Bu kasvetli şehrin soğuk kaldırımlarına ayak basanların titrediği görülür. Mezarların üzerindeki toprağı örten yumuşak, gri bir battaniye gibi yükselir sis. Kenti karanlığa boğan esrarengiz olaylar zinciri atmosferi doldurur. Acımasız, ürkütücü ve tarifi imkansız bir manzara... Fakat gece sakin, hiç rüzgar yok. Tüm bu sessizliğin içinde bir silah sesi yankılanır... Bilinmezliğe doğru yol alınır.
Dhamu'ya hoş geldiniz!
Geniş pencereden baktığınızda aşağıda size gülümseyen kenti görebilirsiniz. On beşinci kattaki odanın konumundan ötürü, buradan neredeyse kentin tamamına yakınını sunuyoruz sizlere. Her zaman ışık ve hayatın olduğu yerlerde, gözünüze çalınan o gülümsemenin altında sinsi bir kadın yatıyor, farkına varın. Bu şehir nefes alıyor. Bu şehir yaşıyor. Bu şehir bir katil. Bu şehirde sizi nelerin beklediği belirsiz. Şimdi, olduğunuz yerde kalacak mısınız? Yoksa o odadan çıkıp şehrin karanlık sokaklarına mı dalacaksınız? Seçim sizin, kaderinizi çizecek olan yine sizlersiniz.
Çeteler :
Şehrimizde 4 çete ve bir de tarafsızlar olmak üzere 5 topluluk bulunmaktadır.
Tumblr media
Chat Rouge ◇
Üyeler : ♀
Temsili renk : Kırmızı
Temsili hayvan : Kedi
Özellikler : Chat Rouge, tamamı kadınları içeren bir oluşumdur. Bir kedi gibi çevik olmalarının yanında iyi birer sporcudur tüm üyeler. Oldukça zeki olan bu kadınlar Claw üyelerinden pek haz etmemeleriyle bilinirler. İçlerinde şehrin ünlü dansçılarının da bulunduğu çete, kuruluşu birkaç yıl öncesine dayanan hiphop dans grubuyla tüm şehre ün salmıştır. Oldukça sevecen ve sıcakkanlı görünen bu kızlar, tehlike anında silah çekmekten geri durmayacaklardır. Algıladıkları tehdit onlara göre hiç beklemeden yok edilmelidir. Claw çetesinin düzenlediği etkinliklere asla katılmazlar. Yine Claw çetesinden kimselerle ilişki yaşamaları çete kurallarına aykırıdır. Böyle bir ilişki söz konusu olursa kişi ya çetesini ya da ilişki yaşayacağı kişiyi tercih etmek zorundadır. Bilinenin aksine bu kızlar erkeklerden nefret etmez. Onların nefreti Claw üyelerine özeldir. Vixen çetesiyle de oldukça iyi bir ilişkisi olan Chat Rouge, Vulture çetesine karşı nötr bir tavır sergiler.
Tumblr media
Claw ◆
Üyeler : ♂
Temsili renk : Siyah
Temsili hayvan : Karga
Özellikler : Tam anlamıyla soğuk nevale diye adlandırılabilecek üyeleri içinde barındıran bir başka çete ise Claw. Soğuk tavırlarını yalnızca dışarıya karşı takınan, kendi içlerinde oldukça eğlenebilen bu çete; dövüşün her türlüsüne ilgilidir. Şehrin farklı bölgelerinde düzenledikleri kafes dövüşleriyle bilinirler. Tehlikeli aktiviteler onlar için her zaman daha çekici olmuştur. Üyelerinden bazıları sadist kişilikleriyle de ön plana çıkar. Chat Rouge üyelerine büyük bir nefretle dolu olan çete, rakibini küçük gördüğü için birçok kez mağlup olmuştur. Hırs, onların bedenini çok çabuk ele geçirebilir. Öfke ise onların zayıf yanıdır. Vixen çetesi ile iyi ilişkileri olsa da mesafeyi her daim korurlar. Claw üyelerine göre kadınlar bir çete üyesi olmamalıdır. Bu yüzden Vulture çetesindeki kadın üyelerle de sık sık karşı karşıya geliyorlar.
Tumblr media
Vulture ◈
Üyeler : ♀ ♂
Temsili renk : Mavi
Temsili hayvan : Akbaba
Özellikler : Vulture; kendini beğenmiş, zengin ve zorba üyeleriyle tanınır. Şehrin en iyi partileri de yine bu çetenin elinden çıkar. Düzenledikleri partiye her çeteyi mutlaka davet ederler. Sonrasında kendi köşelerins çekilip keyifle olacakları seyrederler. Bu çete tam anlamıyla kaostan beslenen bir yapıya sahiptir. Her partinin sonunda olay çıksa da eğlencelerinden asla ödün vermez, bir sonraki hafta tekrar parti düzenlerler. Onların bu savaş sevgilerine Vixen çetesi büyük tepki gösterir. Diğerlerine göre daha barışçıl olan Vixen çetesiyle iyi anlaşamazlar. Düzenledikleri bir partide Vixen üyelerine uyuşturucu sattıkları ve bunun sonucunda bir kişinin hayatını kaybettiği bilinmektedir. İki çete o olaydan sonra birbirine düşman olur. Claw ile iyi anlaşamayan Vulture; Chat Rouge kızlarına yaklaşırken oldukça sinsi davranabilir.
Tumblr media
Vixen ⟐
Üyeler : ♀ ♂
Temsili renk : Turuncu
Temsili hayvan : Tilki
Özellikler : Tilkiler oldukça kurnaz hayvanlardır. Vixen ise amacına ulaşmak için her yolu deneyebilecek üyelerden oluşur. Düşmanlarına oldukça barışçıl ve güzel duygularla yaklaşsalar da onlara karşı içten içe nefret duyarlar. Kavgalara çok az dahil olan tilkiler, genelde yatıştıran konumundadır. Vulture çetesine büyük kin beslerler. Diğer çetelerle ise - özellikle Chat Rouge - fazlasıyla iyi ilişkiler kurmuşlardır. Claw çetesini, Vulture çetesine karşı doldurur ve bunu çok sinsi şekilde yaparlar. Diğer çetelere göre daha sanatçı bir ruha sahip olan üyeler, şehirde açtıkları sanat galerileriyle ün salmıştır. Tüm bunların yanında bizi oldukça şaşırttıkları da olur. Özellikle savunma alanında kendilerini bir hayli geliştirmişler, strese ve acıya dayanıklı hale gelmişlerdir. Olası bir kavga sırasında tarafsızlıklarını korusalar da kavgaya girmeleri gerektiğinde geri durmazlar. Onlar korkak değil, zeki olduğunu düşünenlerle oyun oynayan sinsi varlıklardır. Deyim yerindeyse, eli kalem tutanı diğer elinden tutup gezdirirler arsızca ve utanmadan. Bir tilkiyle kumar masasına oturmak demek, tüm servetinden feragat etmekle eş değerdir.
Tumblr media
Urban
Üyeler : Sen, ben, biz, siz, onlar
Temsili renk : Gri
Özellikler : Tarafsızlar, tüm çeteleri reddetmiş insanlardan oluşur. Onları sabah işine koştururken de görebilirsiniz, bir sokak arasında adam döverken de. Yalnız takıldıkları için kafalarına ne esiyorsa onu yapma eğiliminde olan bu topluluk, şehirde bulunan çetelere pek de olumlu bakmaz aslında. Yine de onlarla arkadaşlık kurmaktan çekinmezler. Tarafsızlar her yaştan olabilir. Bünyesinde barındırdığı insanların geneli işinde başarılı olmuş ve ismini duyurmuş şahıslardır. Zamanında çeteleri dağıtmak için büyük uğraşlar veren tarafsızlar amaçlarına ulaşamayacaklarını anladıklarında bu işten vazgeçmişler ve kendi yollarında ilerleme kararı almışlardır.
Çöplük Savaşları
'Çöplük Savaşları' adı verilen kapışmalar Chat Rouge ve Claw arasında yıllardır süregelmiş rekabeti konu alır. Çöplük Savaşları bünyesinde birçok oyunu barındırmaktadır. Her düellonun ardından kazanan taraf ödüllendirilmiştir. Chat Rouge genelde içki yarışlarıyla meydan okurken, Claw araba yarışı tekliflerinde bulunarak kızları mağlup etmeye çalışır. İki taraf birçok kez de kumar masasında karşı karşıya gelmiş, birbirilerine üstünlük kurmayı hedeflemişlerdir. Neticesinde her iki taraf da geri çekilmeyi gururuna yediremediği için Çöplük Savaşları asla bitmez. Genelde kaybedenler bir diğer meydan okumayı gerçekleştiren taraf olur.
Oyun Kuralları :
➣ Oyunumuzda dilediğiniz ismi, yaşı ve mesleği seçebilir; kurgunuzu kurallara uygun olacak şekilde istediğiniz gibi düzenleyebilirsiniz.
➣ Yapacağınız paylaşımların içeriğine göre bizim belirlediğimiz tagleri kullanmalısınız :
▸ Çete : #DhamuGang
▸ Meslek : #DhamuRespon
▸ Mesaj : #DhamuText
▸ Dizi, film ve şarkı önerileri : #DhamuTaste
▸ Ana sayfa kurgusu : #DhamuRP
▸ Etkinlik : (Örn. #DhamuParty, #DhamuCamp, #DhamuRace)
▸ Mention : #Dhamution
▸ Out : #DhamuOut
➣ İsminizin başına ya da sonuna size gönderdiğimiz sembolleri eklemek zorundasınız.
◇ Chat Rouge
◆ Claw
◈ Vulture
⟐ Vixen
➣ Paylaşımların yanında günde en az 2 mention atmalı, 10 mentiona cevap vermelisiniz. Her gün kontrol edilecektir.
➣ Aşağıda belirtilen çeteler arasında ilişki yaşanması yasaktır.
▸ Chat Rouge - Claw
▸ Claw - Vulture
▸ Vulture - Vixen
Ya çeteyi seçip ilişkiyi bitirirsiniz ya da ilişkiyi seçip bir urban olmaya göz yumarsınız.
➣ İki haftada bir çeteyle ve mesleğinizle ilgili #DhamuGang ve #DhamuRespon taglerini kullanarak ayrı ayrı tweetler atmalısınız.
→ Katiller ve Soyguncular
Her hafta ana hesap bir oyuncuyu katil veya soyguncu olarak seçecektir. Oyuncu bunu gizli tutarak bir cinayet ya da soygun RP'si yazıp ana hesaba atacaktır. Attığı RP Delicto hesabında anonim olarak paylaşılacaktır. Geri kalan ise çetelerin suçu çözmeye çalışmasıdır.
➣ Sladre'nin kim olduğunu bulmaya çalışabilirsiniz. Bulduğunuz takdirde ana hesaba yazmalısınız. Çeteniz içinde ilk bulan sizseniz çete lideri olursunuz, gizli cevap : murderer ama bulsanız bile Sladre'nin kim olduğunu kimseye söylememelisiniz.
Cinayetler hakkında :
Oyunumuzda 2 hafta süreyle bir katil belirlenir. Ana sayfanın belirleyeceği oyuncuya teklif götürülür, eğer oyuncu katil olmayı kabul ederse ondan kurbanını seçmesini isteriz. (Teklifler pazartesi günü yapılmaktadır.
Katil, seçtiği ve bize bildirdiği oyuncuyu 2 gün içerisinde öldürmelidir. Kurbanını öldürmek için önce onunla buluşmalıdır elbette. Öldürme kısmına geldiğinde ana hesabın da olduğu bir grup açmalı ve karşısındakini nasıl öldürdüğünü anlatan bir kurgu yazmalıdır. (Kurbana kendisini savunması için bir şans verilir. Doğru hamleyi yaparsa kurtulabilir. Grup kurulduğunda her iki taraf da bulunduğu pozisyonu "//" out şeklinde anlatmalıdır. Öldürülecek kişi yanında herhangi bir silah taşıyorsa bunu gruba alındıktan sonra 5 dakika içerisinde belirtmelidir.)
Öldürülen oyuncu kendisini öldüren kişiyi rpout olsa bile kimseye söylememelidir. Öldürme işlemi tamamlandıktan sonra Delicto hesabında bir kurgu yazısı paylaşılır. Diğer oyuncular bu yazının ardından araştırmaya başlayabilir.
Pazartesi verilen görev çarşamba gecesi bitmiş olacaktır. Perşembe günleri öldürülen kişinin kimliği açıklanır. Sonrasında katili bulmak için tüm oyuncuların 4 günü vardır. Katil 4 gün içerisinde bulunamazsa o dava kapanır.
Öldürülen oyuncu oyuna farklı bir isim ve kurguyla geri dönebilir. Ölmeyi kendi seçmediği için o öldükten sonra karakterini düşürmeyeceğiz. Yani aynı karakteri kullanabilir. Tek şart isim ve kurgu değişimi olacaktır.
Katil 4 gün içerisinde yakalandığı takdirde öldürülen kişinin dostları ona düşman olmak konusunda serbesttir. Ana hesaba bildirip katili öldürmek için gönüllü olabilirler fakat bunun kolay olacağı düşünülmemelidir. Kim olduğu ortaya çıkan katil, öldürülmediği sürece oyunda kalmaya devam edecektir.
Kurallar :
➣ Oyunumuz Twitter platformu üzerinden oynanmaktadır. Tüm dünya ünlülerini kapsayan oyunumuza istediğiniz idol, oyuncu, model, ulzzang, internet fenomeni vs. ile katılabilirsiniz.
➣ Rezerve süreniz 1 "bir" gündür. 24 saat içerisinde başvuru formunu doldurmuş ve ana hesabımıza atmış olmanız gerekir. Aksi takdirde rezerveniz düşecektir.
➣ Yaş sınırımız 15'tir. 15 yaşından küçükleri maalesef ki oyunumuza alamıyoruz.
➣ Hesabınız gizli ve görüldünüz açık olmalıdır. Yalnızca oyunumuzdaki oyunculardan gelen istekleri kabul etmeli, rp dışı hesapları takip etmemelisiniz.
➣ Oyunumuza bağlı olan yan hesapları (Sladre, Delicto ve Revista) her şeyden haberdar olmak için takip etmeyi unutmayın.
➣ Üç uyarı alır, oyunda karışıklık çıkarırsanız adminlerin ortak kararı ile bir daha alınmamak üzere oyundan çıkartılırsınız. Aktifliğinizin yanında oyun içerisinde diğer oyunculara karşı tutum ve davranışlarınızın adminler tarafından kontrol edileceğini unutmamalısınız.
➣ Gönderi aktifsizlik süresi üç gündür. Aksi takdirde oyundan atılırsınız ve karakteriniz alıma açılır. Üç günde bir gönderi attığı gözlemlenen oyuncular da uyarısız şekilde oyundan çıkarılır. Oyuna alındıktan sonra iki gün içerisinde tanıtım tweeti atmış olmanız gerekmektedir.
➣ İkinci karakter oyun içindeki aktifliğinize bakılarak verilir. Fakat ikinci karakteriniz ya tarafsız olmalı, ya da ilk karakterinizin bulunduğu çetede bulunmalıdır. Aynı anda iki çetede bulunmanız yasaktır.
➣ Karakter değişim hakkınız 2'dir. Karakter değiştirdikten sonra tekrar değişiklik yaparsanız 3 gün beklemeniz gerekir. Aynı gün içerisinde karakter değişimi yapamazsınız.
➣ Bir ayda en fazla 10 "on" gün izin alabilirsiniz. Belirli durumlarda izin süreleriniz esnetilebilir.
➣ Profilinizde dilimizi düzgün ve doğru kullanmalısınız. Argo kelimeler, küfürler, cümlenin sonunda herhangi bir noktalama işareti bulunmadığı mention ve paylaşımlar, Türkçeye özgün olan kelimeler, “.s, .d, :D” gibi işaretlerin kullanımı yasaktır.
➣ Biyografinizde mesleğiniz, çeteniz ve yaşınız; konum kısmında 'Dhamu City' ve internet sitesi kısmında oyunumuzun linki (twitter.com/DhamuCRPG) yazmalıdır.
➣ Beğeni ve mention grubunda konuşmak, beş taneden fazla gönderiyi üst üste atmak, grubu fullemeden gönderi atmak kesinlikle yasaktır. Bunları yaptığınız takdirde beğeni ve mention grubu uyarısı alırsınız ve iki uyarıdan sonra gruptan çıkarılıp, 10 gün boyunca gruba alınmazsınız.
➣ Duyuru grubundan çıkmanız ve duyuru grubunda konuşmanız kesinlikle yasaktır.
➣ BL ve GL serbesttir, MPreg yasaktır.
➣ +18 gönderi atmak kesinlikle yasaktır.
➣ Resmi bir ilişkiye başlamak için yapmanız gereken tek şey magazin hesabımıza kolaj ve tarih ile birlikte ilişkinizi doğrulayacak bir mesaj atmaktır. gizli sorunun cevabı: sladreiswatchingyou Evlenmek için en az bir ay sevgili kalmış olmanız gerekmektedir.
➣ Bir sorun çıktığında ilk olarak adminlere ulaşmalısınız. Unutmayın biz sizin için her zaman buradayız.
Başvuru Formu ;
Sizin;
Adınız - Soyadınız :
Yaşınız :
Daha önce rp deneyiminiz oldu mu? Olduysa hangi rp'lerde bulundunuz? :
Kişisel bir hesabınız :
(Yukarıdaki bilgiler hiçbir koşulda başka bir şahısla paylaşılmayacaktır.)
Kullanacağınız ünlünün;
Adı - Soyadı :
Yaşı :
Grubu - Şirketi (ulzzang, oyuncu vs. belirtiniz) :
Karakterinizin;
Adı - Soyadı :
Yaşı :
Mesleği : (Dilerseniz Dhamu Üniversitesi'nde veya Dhamu Lisesi'nde öğrenci olabilirsiniz.)
Çetesi : (bizim önerimiz çetenizi testin sonucuna göre seçmenizdir ama isterseniz kendi istediğiniz çeteyi de seçebilirsiniz.)
Test linki :
Katılacağınız hesap :
Gizli cevaplar :
Karakteriniz ve kurgunuz hakkında bir metin :
Karakterinizin yatay ve HD bir gifinin linki :
6 notes · View notes