bir çocuğun yakarışları, bir annenin evladından ayrılması, bayram günü rengarenk olacak sokakların kan gölüne dönüşü, çocukların sevinç kahkahaları değil de ağlayışları, hepsinin tek tek kefenlere sarılması, bunları unutmayın lütfen bunları asla unutmayın, unutturmayın.
"Bir Zulme Engel Olamıyorsanız Onu Herkese Duyurun"
o vücutları paramparça olan ufacık canlar; bugün deli gibi maç kutlayan, havaifişek atan insanlardan hesap sormayacak mı zannediyorsunuz! vallâhi de, billâhi de soracak..
Yemin ederim şurada rahatça nefes bile alamıyorum. O çocukların yüzlerine bulaşan kanları gördükten sonra uyku tutmadı. Kefene sarılmış küçücük bedenleri gözlerimin önünden gitmiyor. Daha ben bu yaştayken savaş kelimesini duyduğumda ürperiyorum, onlar bu felaketi küçücükken yaşıyor! Bir sokak ilerimizde sadece bir el silah sesi duysak bütün gün huzursuz oluruz değil mi? Onların minicik bedenlerine isabet ediyor o kurşunlar! Annemizin eli kesilse yara bandını zorla takarız değil mi? Onların gözleri önünde can veriyor anneleri! Bir sayfa kuran okuyup, dua etmeye erinenler var işte. TEPKİSİZ KALAN O ÜLKELERİN DE ALLAH BELASINI VERSİN!
Filistin’de bitmeyen bir işgal, bitmeyen bir soykırım var. Bu zulüm gözümüze öyle bir sokuluyor ki, şahit olmamak için sırtını dönüyor, gözlerini kaçırıyor bütün dünya. Bugün Kudüs’e sahip çıkmak demek, İslam’a sahip çıkmak, ümmete sahip çıkmak, insanlığa sahip çıkmak demektir. Gönül ister ki, atlayalım uçaklara, biz de yürüyelim kardeşlerimizin yanında Mescidi Aksa’da. Elimizden, dilimizden ne geliyorsa yapmak için gönüllü olmamız lazım. Bu ayrılmışlık, bu çıkar eksenli düşünce biçimi 48′den bu yana İslam’a Ortadoğu’ya zarar veriyor. Müslüman kardeşim, bu İman, bu birlik bir gün sana da lazım olacak. Evimizin sıcacık ortamında hamur gibi mayalana mayalana yatıp duruyoruz ama, savaş bizim de kapımızı çalacak. Bugün Suriye’de, Filistin’de, Afganistan’da, Irak’ta, Yemen’de durmayan savaş bize de göz kırpıyor. Bugün kardeşine, dinine sahip çık ki, yarın inandığın yolda yalnız yürüme. İnsan hakları savucunuları kulaklarını tıkayıp sırtlarını döndüler. ABD, AB, o kadar kadın, çoluk, çocuk, yaşlı kim varsa İsrail köpeklerinin postallarının altında ezilirken, neden insan hakları diye bağıran ağızlarınız bir anda kapanıyor? Dini geçtim, insanlıktan da mı haya edilmez bu dünya da?!
Ne diyor Cahit Zarifoğlu;
“Dünyanın bazı bölgelerinde bazı Müslümanlar, İslâm'ı ve Müslümanları yok etmek isteyen bazı güçlere karşı, silahlı mücadele veriyorlar. Ve bizler görünüşte bu silahlı mücadelenin uzağındayız. İşte bizlere bir imtihan. İşte Allah'ın, kendisi için savaşanları şerefli kıldığı, ama onları kılları kıpırdamadan kendi haline bırakan, onlara ulaşmak için hiçbir gayret göstermeyen ve onların yanında olmak için içlerinde bir arzu olsun beslemeyenleri zelil kıldığı bir imtihan...
...devlet idaresinden kentlerin tanzim planına kadar teşkilatlanmış olan bâtılın çarkları arasında bir kum tanesi kadar bile hükmün olmadığını bilmemiş olsaydın, siyasi bakımdan süratle bilinçlenmek zorunda olduğunu henüz idrak etmemiş olsaydın ve bunu sana hiç kimse anlatmamış olsaydı, keşke Filipinler'de, Eritre'de, Filistin'de, Uganda'da, Suriye'de ve Afganistan'da Allah’ın nizamını ayakta tutmak için kanlarını akıtan Müslümanların varlığı ve onların senin omuzuna yüklediği sorumluluğu hiç duymamış olsaydın ve bunu sana hiç kimse duyurmamış olsaydı. O zaman, kim bilir belki o zaman, o şekilde düşünmekte belki mazur olurdun ve umulur ki kurtulurdun.”
“ Allah’ın mescidlerinde O’nun adının anılmasına engel olan ve onların harap olması için çalışandan daha zalim kim olabilir? Aslında bunların oralara ancak korka korka girmeleri gerekir. Böyleleri için dünyada rezillik var, âhirette de onlar için büyük azap vardır.”