Selahattin Eyyübi , Kudüs haçlı işgali altında iken , senelerce yüzü gülmedi ve hep ağlayıp durdu. Bir gün hatip minberde gülmenin , tebessüm etmenin gereğinden bahsetti. Namazdan sonra , hatip yanından geçerken Selahhattin hatibin elinden tuttu ve ….tarihin hafızasına nakşedilecek şu sözleri söyledi :
“ Hocam , zannederim sözlerinde benim kastettin. Fakat ALLAH aşkına söyle , Peygamber ‘in miraca çıktığı mescit , düşmanların elindeyken ben nasıl gülerim ?”
Zaten o büyük insan , Mescid-i Aksayı istirdat edip geri alıncaya kadar da hep bir çadırda kalmıştı. Böyle yaparken de; ALLAH’ın evi esir iken benim nasıl evim olur ki diyordu.
Onca İslam devletleri içinde bir Selahattin Eyyübi yok mu...!
70 küsür yıldır Filistin halkı kendi topraklarında tüm dünya müslümanlarının gözünün önünde ölüm kalım savaşı veriyor. Yıllardır ilk kıblemiz olan Mescidi Aksa siyonistlerin işgali altında. Şimdiye kadar tüm bu zülümlere sessiz kalan, ramazan demeden bayram demeden katledilen onlarca masum halkı görmeyen, tek kelime dahi etmeye lüzum görmeyen bir kesim şimdi nasıl da yahudi seviciliği yapıyor. Bir takım gerekçelerle müslüman kardeşinin değil de yahudinin yanında yer alabiliyor.
Bugün duadan başka bir şey elimizden gelmese de kelimelerimizle, duruşumuzla, kalbi dualarımızla; yangın söndürmeye ağzıyla su taşıyan karınca misali safımızı belli etme zamanı. Rabbim biz Filistin halkının mücadelesinin şahitleriyiz. Bizleri yapamadıklarımızdan ötürü affeyle...
Hayber kalelerine sığınan yahudiler yiyecek ve içecek stokları ile peygamber efendimizin gitmesini bekliyordu. Hayber kaleleri sağlam, yüksek bir yerdeydi. Ok atsan sana geri dönüyordu. Taş atsan yetişmiyordu.Bağırsan sesin yetişmezdi Hayber yıkılmıyordu Hayber fethedilmiyordu Günlerce bekledi islam ordusu Ama yahudiler kalelerden çıkmıyordu. Müslümanların stoğu tükenmek üzere,moralleri bitmek üzereydi Günlerce beklediler. Ama nafile!Bu uzun bekleyişten sonra peygamber efendimiz bir strateji geliştirdi. Hurma ağaçları kesilecekti. Hayber YAHUDİLERİNİN EKONOMİSİ birer birer KESİLECEKTİ. Servetleri devrilecekti. Gelecekleri köklerinden kazınacaktı. Zira yahudi için para, servet, zenginlik herşeydi. Ağaçlar kesildikçe yahudiler kahroluyordu. Ağaçlar kesildikten sonra burada kalmanın da bir anlamı kalmayacaktı. Anlaşma yoluna gittiler ve taşıyabilecekleri kadar yükle Yahudilerin başkenti Hayberi terk edeceklerdi. Sen de Hayber savaşına katılmak istiyorsan bir AĞAÇ da SEN KES!
Sen de bugün sövsen sesin yahudiye ulaşmaz! Taş atsan İsraile ulaşmaz! Ama sen de peygamber efendimizin stratejisini yapabilirsin!Al eline baltayı kes Yahudilerin ağaçlarını! Nasıl mı?
Evine giren her yahudi malı bir ağaçtır. Kullandığın her yahudi malı deterjan bir ağaçtır.