Tumgik
#Devrilmek
ayhancabakislar · 10 months
Text
Zaman zamana devrilir,
Eşya eskir, insan eksilir...
@ayhancabakislar
12 notes · View notes
veradansatirlar · 2 years
Text
Sen gitmezdin. Herkes gitse de sen gitmezdin. İnanmıştım. Güvenmiştim. Bir dağ misali sana yaslanmıştım. Sen gittin, o dağ üzerime devrildi. Neden inandırıp yarım bıraktın?
26 notes · View notes
mutlulukjeneratoru · 1 year
Text
Ayakta olduğun sürece devam etme şansın olacaktır.
Yorgunsam ve umutsuzsam ayakta olmanın ne faydası var?Her an devrilebilirim sonuçta.
Teslim olmak onursuzluk mu?
Çaresizce çırpınmamı söylüyorlar..Sonuna kadar kabullenmememi..
Olmuyor, Yapamıyorum.
Tüm soğukluğumla kenara çekiliyorum.
3 notes · View notes
cirkinkurbagaprenses · 7 months
Text
Tumblr media Tumblr media
GÜNLÜK 💁🏻‍♀️
Dün mütüş bir gündü gerçekten 00.30-01.00 gibi yatıp 03.00 te kalktım🥲 167 lik boyuyla siniri ve gerginliği tepesine hızlı çıkan babamla 4 saatlik yol çektim. Yol boyunca arkadaşının birinden yediği kazığı anlattı🥲 Sabahın 08.00 inde Tokata gelip arabadaki kırılacak eşyaları eve taşıdık. Ev sahibini arayabilmek için saatin insani sayılara gelmesini beklerken kahvaltı ettik ve babamın uzun arayışları sonucu ev sahibine ulaşıp abonelikleri açtırmak için yola çıktık. Doğal gazda fos çıktı çünkü önceki oturanlar aboneliği iptal etmemiş🥲 Sonra elektriğe gidip uzun ve yine bir takım sıkıntılarla elektriği açtırdık. Her şey müko ilerliyor tabii🥲 Sonrasında bana ve kardeşime çalışma masası ve ev için vestiyer almak için ikinci el eşyacıları gezmeye başladık. Benim için masalar tamam olsada yanımızda gelen bir akrabamız beğenmedi🥲 Neyse mütüş sorun çözücü kişiliğimle bi telefonla kardeşimin masa işini çözdüm ama benim halen yok🥲 Sonrasında üniversiteye geçip hocaların katında yemek yedim benim için tarihi bir andı çünkü gariban öğrenci katından yukarı ilk defa çıkıyordum. Sonrasında büyük ısrarlar sonucu babamı bizim fakültede (ilahiyat fakültesi) namaz kılmaya ikna ettim. Tabii babam mütüş sosyal kişiliğiyle karşılaştığımız bazı hocalarıma hayat hikayesini anlatmaya başladı🥲 Okuldan çıkıp en yakın arkadaşımı alıp ev için erzak alışverişine gidip babamı beni o kadar strese soktuğu için batırıp üstüne bir de laf soktum çünkü neden sokmayım😏 Sonra babam erzakları ve bizi yeni evimize bırakıp memlekete geri döndü. Tabii benim o sırada bi kaç gündür çektiğim boğaz kuruluğuyla beraber hastalığım nüks etmeye başladı. Bi kaç saat canım kankamla evdeki taşıyabileceğimiz şeyleri taşıyıp çooook tatlı sohbetten sonra ırmak kenarında kahve içmeye gittik. Tabii benim hastalık git gide ilerlemeye devam ediyor. Evde bi miktar sıkıntılar olduğu için ev sahibine ulaşmaya çalışıyorum bi yandan da. Biz kahveleri içtik kalkıyoruz. Kardeşimle annem memleketten sonunda geldi. Tam eve çıkıyoruz. Ev sahibi arıyor ustalar geldi diye. Ustalar işe girişti. Tam o sırada nakliye aracı geldi🥲 Ustalarda eksik bi parça var onu istiyor. En yakın arkadaşım onu almaya, ben ve kardeşim eşyaları taşımaya gittik. Anneciğimde ustaların başında bekliyor. O kadar uğraş sonucu eşyaları taşıdık. Ustalar gitti. Bende babamdan aldığım mütüş genlerimle onun yokluğunu hissettirmemek için herkesi gerdim. Ben hastalıktan yıkılıyorum. En yakın arkadaşımı evine bırakmaya gittik kardeşimle. Annemde evi düzenlemeye başladı. En yakın arkadaşımda akşamı kılıp çıktıktan sonra kardeşimle yemek yedik tabii her yerde hastalıktan limon istiyorum. Limon yaralarımı saracak beni iyileştirecek çünkü😌 Eve döndük ben ölüyorum hastalıktan artık devrilmek istiyorum. Ama sevgili ev sahibimiz bazanın döşeğini göndermedi🥲 Neyse fedakar anacığım koltukta bende memleketten getirdiğim yatağa kardeşimde evde bulunan çift kişilik yatağa devrildi çok fedakardır çünkü😒 Bu duş almak istedi bi baktık kombi elektriğe bağlanmamış🥲 Soğuk duş alarak cezasını çekti. Bugün oldu ben hala yatıyorum. Üstüne annemde hastalandı o da yatıyor. Kardeşimde kombi işini çözdü. Ve hala döşeğimiz yok sevgili ev sahibime saygılar. Sabah durumu anlatıp mesaj attığımda bana günaydın yazdığı içinde ayrı bir teşekkür ediyorum😒
15 notes · View notes
acid-gramma · 8 months
Note
Nej dolabımın içini düzenlemek istiyroum. Her şey üst üste ve çok düzensiz geliyor. Özellikle kazakları organize ederken sıkıntı yaşıyorum 3-4 tanesini üst üste koysam devrilmek üzere bekleyen bi gökdelene dönüşüyor. Kıyafet dolabı tips gelebilir mi lütfen 🙏🏻 sen nasıl önünü alıyorsun dolap içi karışma durumunu
ben ikiye boldum dolabi. buyuk iki cekmecem var oraya elimin hep gittigi RAHAT seyleri koyuyorum. sortlar tisortler fln. ama mesela hep giymedigim tisortleri degil? kumasina bogazina bagli iste anladiniz. rafli kisima da daha disari cikmalik kiyafetler ve occasional seyleri yerlestiriorm. etekler bi kenarda sortlar baska bi kenarda pantolonlar ust prcalari fln...
genelde elim hep cekmeceye gittigi icin cekmecem surekli dagilio ama onlari duZenlemek kolay oluo. cunku diger seyleri bozmamis oluyolar
10 notes · View notes
izbesel · 24 days
Text
kaldıramıyorum. kontrolsüz öfke, ataklar, sessizlikler, günlük yaşam sıkıntıları. hiçbir sikimi kaldıramıyorum. keşke hayat oyununda durdurma tuşu olsaydı mehlika. bir tuş ile durdursaydık tüm bu hengameyi. keşke yaşadığımız şeylerin tümü bizim seçimimiz olsaydı. keşke bir başkasının hatalarının bedeli dolanmasaydı bizim boynumuza. keşke kalbimizden zar zor kapı dışarı ettiğimiz insanları.. keşke aynı yatağa yattığımız, aynı kaldırımda ağladığımız, el ele tutuşup göz göze baktığımız, aynı gülüşmeye kahkahalarımızı sığdırdığımız o insanları bir daha görmeseydik bir sokak ortasında. insan canı bildiğine nasıl bu kadar yabancılaşabilir mehlika? insan insana bu denli nasıl yabancılaşabilir? delirmek ve devrilmek arasındaki ince ipin üstündeyim. ve o ipin boynuma dolanmasına çok az kaldı mehlika. boğuluyorum.
ben devam ederim sandım mehlika. aynı maskeleri geçirip yüzüme, devam ederim sandım. olmuyormuş. can benimki de. yaşanmıyormuş öyle kalpsiz. kalbimin soğumasını sanmam, yanmasına alışmamdanmış hep. cayır cayır yanıyormuşum ben mehlika. söndü zannettiğim o volkan benmişim meğer. içimde lavlarla, dışımda taştan duvarlarla yaşıyormuşum. sahi, yaşıyor muymuşum ben mehlika? çekmiş miyim o yaşam nefesini içime özgürce? mehlika kaldıramıyorum. toplanmıyor kafamın dağınıklığı hiçbir el ile. yitiyorum mehlika. yok oluyorum.
4 notes · View notes
Note
Tedavisi yok mu
Var ya delirmek ya da devrilmek
3 notes · View notes
ordupress · 1 year
Photo
Tumblr media
Altınordu’da öğle saatlerinde meydana gelen ve etkili olan şiddetli fırtına olumsuzluklara yol açtı. Fırtına sebebiyle Teleferik Alt İstasyonu ve Ters Ev yanında bulunan ağaç hasar gördü. Ağacın kök kısma çatlarken devrilmek üzere kolları halat ile bağlandı. Fırtına nedeniyle birçok binanın çatısında hasar oluştu. https://www.instagram.com/p/CpdBq01semo/?igshid=NGJjMDIxMWI=
0 notes
Text
"Bir Kadının Yaşamından 24 Saat"
Bir Kadının Yaşamından 24 Saat, Monte Carlo'da bir gece, intiharın eşiğindeki başarısız bir diplomatla karşılaşan kadının toplamdaki bir gününü anlatır. Ancak söz konusu zaman aralığı, kadının hayatının en heyecanlı ama sonu hayal kırıklığı ile biten en korkunç gündür.
Özgürlüğünü ilan ederek tutkularının peşinden giden bu kadının hikayesi, 1920'li yılların sonlarında Avrupa'nın "aristokrat" tabakasının ikiyüzlü ahlak anlayışına yönelik eleştirel tavrıyla da dikkat çeker.
📌Alıntı: Bütün yalnızlar gibi özgür, bütün özgürler gibi yalnızız...
📌Alıntı: Ve şunu korkuyla hissederim ki, daima iddialı bir dille ruh, zihin, duygu olarak nitelediğimiz, acı dediğimiz şey aslında son derece zayıf, zavallı, jöle gibi yapış yapıştır; çünkü bütün bunlar en üst seviyeye ulaştığında dahi ıstırap içinde bedeni, eziyet çeken vücudu paramparça etmeyi başaramaz, çünkü düşüp ölmek ya da şimşek çarpmış bir ağaç gibi devrilmek yerine, akmaya devam eden kanımızla böyle zamanlarda dayanırız.
📖📖📖📖📖
#kitap #kitapönerisi #tanıtım #okudumbitti #kitapkurdu #indigo #stefanzweig #öneri #okuyorum
📖📖📖📖📖
instagram
0 notes
gulkokanpapatya · 4 years
Text
Sandığım kadar güçlü değilmişim birkaç sözle devrilmişim.
6 notes · View notes
moonloveee · 2 years
Text
"Gününü mucizelerle doldurmaya kararlı keramet sahibi biri olarak kalkmak, sonra da akşama kadar temcit pilavı gibi aşk ve para sıkıntılarını ortaya sürerek dönüp dolaşıp yatağına devrilmek... Ne çok yoğunlaşma, hüner ve davranış inceliği gerekir bize, varoluş nedenimizi yok etmek için!"
6 notes · View notes
yarim · 2 years
Text
Yıkılmak ile devrilmek farklı şeylerdir Kemal. Bu duvar mesela, yıkılacak olsa yavaş yavaş yıkılırdı. Ama hiç beklemediğim bir anda birden üstüme devrildi Kemal.
4 notes · View notes
gokyuzununyasi · 2 years
Text
Kelimeler kaçtı benden. Gün kaçtı. Gece kaçtı. Ben kendimden bi yabancı kadar kaçabildim. Eski bir tanıdığın kaçtığı kadar geçmişten, kaçtım. Cehennemin 8. katına saklandım. Prangalar eskittim. Ağız dolusu konuştum. Yaslar tuttum. Yaşlar aldım, her anlamında. Yerin dibini terk edemedim. Kaçamamışım. Yalanmış. Kaçmakta kaderdeymiş. Ölmek, yaşamdan kaçmakmış. Eğer umudumuz olmasa bilinsin ki kaçarmışız. Yerin dibindeki çamura daha da batarmışız. Devrilmek anayasanın ilk 4 maddesiymiş. Değiştirilmesi teklif dahi edilmezmiş. Ve biz evrilirmişiz, yere. Konaklayan bu geçişler ya da geçilmeyenler için özürler getirdim. Çok şeyimi alıp kaçmışlar. Bir yangının tüm korları kalbimi dağladı. Borçlarıma karşılık soluk sattım. Düşüncelerim kilo aldı. Bunların hepsi için özürler getirmiştim. Çantam da kaçabilmiş. Ben dönemedim bile, geriye doğru. 5 karış toprağa döneyim dedim. Olmaz dediler. Bak gördün mü? Ben ne yerin dibini terk edebilirim ne de toprağıma geri dönebilirim. Bu gerçek seni bilmem ama beni yaşamdan kaçırtır.
11.09.21
4 notes · View notes
doriangray1789 · 2 years
Text
Ankara başkent olunca.
13 Ekim 1923. Tek maddelik bir kanunla, Ankara'nın başkent olması Meclis tarafından kabul ediliyor. Ankara başkent olmuştur ama savaşta yendiğimiz emperyalist ülkeler bu kararı tanımazlar. Evet, yanlış okumadınız. Tanımazlar! Temsilciliklerini İstanbuldan Ankara'ya getirmeyi reddederler. Türk Dışişleri Bakanlığı bunlara sürekli çağrıda bulunur ama sonuç hep aynıdır:Hayır! Dünya diplomasi tarihinde böyle bir olay olmamıştır. Direnenlerin başını İngiltere çekmektedir. Fransa, İtalya ve diğerlerinin tavrı da aynıdır. Arşivler açıldı. Bu büyükelçiliklerin kendi ülkeleriyle bu konuda yaptıkları resmi yazışmalar bugün elimizde. Bunlarda hep şu görüşe yer verilir:‘‘Cumhuriyet rejimi tutmayacak ve çökecektir. Dolayısıyla, İstanbul yeniden başkent olacaktır. Büyükelçiliği Ankara'ya taşımaya gerek yoktur.’’Aradan iki yıl geçer. 1925 yılında Ankara'da sadece iki büyükelçilik vardır. Sovyetler Birliği ve Afganistan. Genç Cumhuriyet rejimi, bunu bir onur sorunu yapar. Sürekli girişimde bulunur ama sonuç alamaz. Yabancılar da bir yerde haklıdır! İstanbul'daki büyükelçilikleri genelde Boğaz kıyısında, ya da kentin en seçkin yerlerindedir. Sosyete, kaymak tabaka oradadır. Şimdi ne yapacaklardır bir oteli bile olmayan bozkır kasabası Ankara'da! Gerçi yeni devlet onlara kasabanın en çok gelişecek yerlerinde, büyükelçilik binalarını yapsınlar diye arsalar vermiştir, ama kime ne!İstanbul'daki İngiltere Temsilcisi Henderson, Londra'ya yazıyor:‘‘Ankara'nın başkent olarak kalması, Mustafa Kemal'in plan ve ihtirasları için gereklidir. Ben bugünkü Büyük Millet Meclisi'nin 2 yıllık ömrü olacağını ve Ankara'nın da en az 2 yıl başkent kalacağını sanıyorum. İstanbul'un çekim gücü fazladır ama Türk hükümetini tekrar Boğaz kıyısına çekebilmek için 2 yıldan fazla zaman geçebilir.’’ Aradan tam 6 uzun yıl geçer ve direniş cephesi 1929 yılında önce İtalya ile çözülür. Bu ülke, büyükelçiliğini Ankara'ya taşımaya karar verir. Ardından Fransa çözülür...Ve İngiltere, büyükelçiliğini İstanbul'dan Ankara'ya 1930 yılında, Ankara'nın başkent oluşundan tam 7 yıl sonra getirir. İşte, Ankara'nın başkent olmasından sonra yaşadığı serüvenin bir bölümü böyle. Genç Cumhuriyet rejiminin bu emperyalist ülkelerle her konuda nasıl boğuştuğunu, bizi nelerle uğraştırdıklarını, ayağımıza çelme takmak, bizi zayıf düşürmek, peşlerinden koşturmak, incitmek, küçümsemek ve adam yerine koymamak için ne gibi oyunlara başvurduklarını görüyor musunuz!
Tumblr media
Ankara'nın başkent olmasından sonra gelişen olayları, Büyükelçi Bilal Şimşir'in ‘‘Ankara Ankara... Bir Başkentin Doğuşu’’ isimli kitabından (Bilgi Yayınevi) okuyunuz. Bir ibret belgesidir. Şimşir belgelerle aktardıktan sonra şöyle diyor:‘‘ Böyle bir ‘ikilik' tarihte görülmüş değildir. Bir devletin başkenti bir şehirde, o devlette görevli yabancı diplomatik temsilciler ise başka şehirde! Yeryüzünde hiçbir devlete böyle bir muamele reva görülmemiştir. Başka devletler de tarih içinde başkent değiştirmişlerdir. Başkent değiştirmek veya yeni bir başkent kurmak, bir devletin egemenlik hakkıdır. Başkentini değiştirdi diye cezalandırılan yalnız Türkiye olmuştur. Ankara'yı başkent yaptı diye yeni Türk rejimi yıpratılmak, devrilmek istenmiştir. Türk'ün en doğal hakkı, adeta bir suç gibi görülmüştür. Türk ulusu, bu en doğal hakkını kabul ettirebilmek için akla karayı seçmiştir.’’Kolay gelmedik bu günlere..........
4 notes · View notes