Tumgik
#12 nisan
papatya-derlerdi · 17 days
Text
Tarih boyunca erkeğin kadını koruduğu söylendi. Sahi; erkek, kadını kime karşı koruyordu?
~Nazım Hikmet
79 notes · View notes
yeniyeniseyler · 21 days
Text
TV’de Ramazan Bayramı 2024 – 3.Gün (12 Nisan 2024 Cuma)
2024 yılı Ramazan Bayramı 10-12 Nisan tarihleri arasında olacak. Ana akım televizyon kanallarımızda (TRT 1, Star, SHOW, atv, Kanal D, NOW)  bayram bu yıl da tekrarlar ve filmler ile geçiştirilmiş durumda. Ramazan Bayramı boyunca, bayram özel olarak yayınlanacak olan programların akışını Yeni Yeni Şeyler olarak bu başlıkta sizler için bir araya topluyoruz.   TRT 1’de Ramazan Bayramı 2024 17:45…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kitapkolikbirmanyak · 2 months
Text
There once was a girl who went for a walk,
even though it was dark and her dress was short
a man came up to the girl and asked
if she’d like go with him,
although the girl said no,
the man kept asking her to go
when the girl got upset he said
“Well why’d you wear that then?”
A choice of outfit is not consent,
and No means no don’t you forget,
Let me walk where I want and dress how I like,
WITHOUT BEING HARRASSED!
12 Nisan yaklaşıyor...
1 note · View note
yurekbali · 1 year
Text
Tumblr media
Leman Dergisi 12 Nisan 2023 Sayı: 2023/14
10 notes · View notes
paulthepoke · 9 days
Text
Preview: God’s Spring Appointed Holidays 5784/2024
Jesus was resurrected on First Fruits. He is the First Fruits or barley offering before God the Father. He is the High Priest who intervenes on our behalf for sin. He is the perfect offering.
There are seven God appointed holidays communicated through the Old Testament Law. The first three spring holidays were fulfilled on the appointed holiday by Jesus Himself. The names of the feasts are: Passover, Unleavened Bread, and First Fruits. In the Hebrew year 5784 or the Gregorian calendar year of 2024, the appointments occur as follows. Passover essentially begins at sunset on Monday,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aktuelbul · 27 days
Text
0 notes
Text
9 April 2024 - 1 Nisan 5784
Yes, today is Rosh Chodesh Nisan, the first of the month of Nisan!
Holidays to anticipate in Nisan:
Major Holidays Passover from 15-22 Nisan (April 22 - 30)
Minor Holidays Ta’anit Bechorot on 14 Nisan (April 22) Counting of the Omer starting 16 Nisan (April 24)
Special Shabbatot HaGadol on 12 Nissan (April 19-20)
199 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 27 days
Text
NELER OLUYOR?
TÜRKİYE’YE NASIL BİR TUZAK KURULUYOR?
Şuan Türkiye’de;
1-Van DEM Parti adayı Abdullah Zeydan’ın mazbatasının verilmemesinden çok daha öte şeyler yaşanıyor.
2- Van’da başlayıp Siirt, Batman, Diyarbakır, Adana, İstanbul ve daha bir çok il ve ilçelerde başlayan olayların, seçimden sadece iki gün sonra bu kadar yayılmasının başka sebepleri de var. Bence bunların acilen dikkate alınması lazım.
3- PKK’nın direk sokak çağrıları, Kobani olaylarının ilk anlarını andıran protestolar daha da yayılabilir, Çok ciddi güvenlik krizine hatta İstanbul dahil, bir çok yerde sokak terörüne dönüşebilir.
4- 31 Mart yerel seçimlerinde CHP-HDP ortaklığının kazandığı moral üstünlük Türkiye’yi çok ciddi iç bölünmelere, çatışmalara hatta bölgesel krizlere sürükleyebilir. Bunun işaret fişeği ateşlendi. Bu ortaklık sadece demokratik tercihler için kurulmadı.
5- Aslında bu olayların başlayacağını zaten biliniyordu, bekleniyordu. Abartmıyorum, bekleniyordu. Neden? Anlatalım:
6- Türkiye’den Basra Körfezi’ne uzanan, bölge ülkelerini ekonomik, güvenlik hatta siyasi yakınlık olarak birbirine bağlayacak Güney Koridoru inşa ediliyor. Türkiye ve Irak, gecikmeli de olsa, bu konuda anlaştı.
7- Bu Koridor, Çin’den Londra’ya uzanan, Türkiye’yi ana eksenlerden biri yapan Orta Koridor’un benzeri. Sadece ekonomik değil, coğrafya inşasının da önemli bir parçası.
8- Bu kapsamda, Irak’ın Kuzeyi’nde tarihin en büyük operasyonlarından birine hazırlık yapılıyordu. Koridorun güvenliğini tehdit eden ne varsa bölgeden temizlenecek.
9- Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Bu yaz Irak’ın kuzeyinde PKK’nı kalıcı olarak bitireceğiz. Ölümcül darbe indireceğiz” cümlesi bunun açık ilanıydı. O bölgede PKK tamamen temizlenecekti.
10- Türkiye ve Irak yönetimi, Koridor güzergahının güvenliğinin kalıcı olarak çözülmesi için kapsamlı anlaşmaları yaptı. Sadece ne zaman başlayacağı tam tarih olarak bilinmiyor. Ancak Nisan sonu-Mayıs ayı içinde bekleniyor.
11- Seçimlerden sonra, işte bu büyük operasyonun engellenmesi için Türkiye içinde, PKK’nın öncülüğünde, CHP’nin koruması altında çok büyük kitlesel hareketlerin, tepkilerin örgütleneceği hatta şehir terörünün yeniden devreye alınabileceği zaten biliniyordu.
12- PKK bu tepkiyi Van’daki “Mazbata olayı” ile başlatmış oldu. O olmasa da başlayacaktı, belki biraz daha geç başlayacaktı. Aslında bu olayla, güvenlik krizi erkene alınmış oldu.
13- PKK’nın burada iki amacı var: Birincisi; Irak’ın kuzeyinde başlayacak büyük operasyonu içeride büyük krizleri hatta terörü ateşleyerek durdurmak. İkincisi; Güney Koridoru’nun inşasını engellemek.
14- İkinci madde tamamen bölgesel ve küresel güç denklemleri bağlantısını ortaya koyuyor. Hangi ülkelerse (bir çoğunu tahmin edersiniz) bu projeyi baltalamak için harekete geçmiş görünüyor.
15- Bu ülke ve çevreler, PKK’yı en etkin ve en kirli bir şekilde kullanacak. Her şeye hazır olunmalı. Yine bu ülke ve çevreler, CHP’yi en etkin bir şekilde kullanacak, buna da hazır olunmalı. Seçim sonuçları 2 gün içinde güvenlik şantajı olarak Türkiye’nin önüne sürülmüştür!
16- Bu iş, Kobani olaylarının bile ötesine geçebilir. Çok daha yaygın bir krize dönebilir. Türkiye içeride ağır bir bunalıma sokulabilir. Bölgesel etkinlik alanının daraltılması için harekete geçilmiş olabilir.
17- Peki Türkiye tedirgin olup geri adım atar mı? “Terörle terbiye” gibi geleneksel yaptırıma boyun eğer mi? “İçeriden vurup dışarıda durdurma” silahı bu sefer işler mi?
18- Eğer boyun eğerse, “Türkiye’nin bölünebilirliği”, uzun bir aradan sonra yeniden tartışma alanına taşınacak. Bölgesel nüfuz alanındaki genişlemede gerileme dönemi başlatılmış olacak. Bunlar olursa zaten “iç güvenlik” diye bir şey artık bir daha asla mümkün olmayacak.
19- Türkiye boyun eğmemeli. Dışarıda birileri “Türkiye’de iç savaş çıkar” söylemlerini yeniden servis etmeye başladı bile. Bu bile aslında neler olduğunun, olabileceğinin bir göstergesi.
20- Seçim sonuçları ne olursa olsun, “Dirayetli Ülke, Güçlü Devlet” pozisyonu asla terkedilmemeli. İçeride, bunun tam tersi “mantıklı gerekçe” sunanların bu oyunun bir parçası olabileceği asla akıldan çıkarılmamalı. Kim olursa olsun…
21- Önümüzdeki 1, 2, 3 yıl içinde bütün bölge, Doğu Avrupa, Rusya, Pasifik, Doğu Afrika savaş bölgesine dönebilir. Bütün ülkeler buna hazırlık yapıyor ve bu gerçekten de bekleniyor.
22- Böyle bir dönemde her devletin öncelikleri değişmiştir. Bu değişikliği yakında Avrupa ülkelerinde göreceksiniz. Kimse kimsenin gözünün yaşına bakmayacak. Her devlet ayakta kalmak için olağanüstü tedbirlere gidecek.
23- Böyle bir atmosferde Türkiye asla “zayıf ülke, zaaflar devleti” olamaz. Terörle, siyasi şantajlarla, “iyi niyetli nasihatlerle” hizaya sokulursak, küresel bunalımda biz de ayakta kalamayız.
24- Türkiye’nin üstünde hiçbir siyasi önceliğin meşruiyeti yoktur!
İbrahim KARAGÜL
62 notes · View notes
hazanla · 18 days
Text
Bugün günlerden Rabia Naz
Sorumlusu hâlâ aramızda!
Bundan 6 yıl önce bugün Rabia Naz Giresun'da şüpheli bir şekilde ölü bulundu.
Babasının tüm girişimleri emniyet ve savcılık tarafından engellendi.
Aradan 6 yıl geçmesine rağmen Rabia Naz'ın şüpheli ölümü aydınlatılamadı.
(12 Nisan 2018)
#RabiaNazaNeOldu?
Tumblr media
40 notes · View notes
bir-devrin-tarihcisi · 2 months
Text
Selamün aleyküm Hanımlarrrrr çok güzel bir şeyy buldunmmmmm. İmkanı olan buyursun katılımcı hocaları araştırmadım henüz bilmediğim hocalar var iyice araştırma yapabilirsiniz. Konu ilgimi çekti hemencecik paylaşım yapayım dedim
Geçen yazan anonim inşaallah katılma imkanı vardır arkadaşınızın yoksa özelden ulaşabilir misiniz?
Tumblr media Tumblr media
"Hanım katılımcılarımıza mahsus düzenlenen Müstakil Akademi 12. Silsile, "Evliliğe Hazırlık" başlığıyla "evliliğin önemi, nişanlılık sürecinin püf noktaları, düğün ve kına merasimlerinin doğru şekilde yapılması, doğru eş adayı belirleme" ve daha nice konuları ele alıyor!
•Program hanım katılımcılarımıza mahsustur.
•Başkasına hediye etmek için alınıyorsa, formda hediye edilecek kişinin iletişim bilgileri yer almalıdır.
ÜCRET BİLGİSİ:
Başvuru Süresince Katkı Payı: 450 (Başka bir ücret alınmayacaktır.)
17 PROGRAM TAKVİMİ
•Kayıt Dönemi: 28 Şubat'ta başlayıp Nisan sonuna kadar •Eğitim Tarihi: 9 Mart-16 Nisan arası (dersler ağırlıklı olarak hafta sonları icra edilecektir.)
Canlı izleyemediğiniz dersler kayıttan takip edilebilecek ve kayıtlar Nisan ayı sonuna kadar aktif tutulacaktır.
Program sonunda katılım belgesi takdim edilecektir.
İşlenecek Konular:
•Niçin Evlilik?
•Nişanlılık Fıkhi
•Kıstasımız Kişisel Gelişim mi, Dindarlık Mı?
•Evlilik Görüşmesinde Konuşulması Gerekenler
•Ashâb ve Ehl-i Beyt Kadınları Nasıl Evlendiler?
•Evlilik Hazırlığı: Çeyiz ve Mehir
•Evliliğe Fiziksel Hazırlık
•Düğün ve Kına Merasimleri Fıkhi
•Evlenecek Gençlere Maddi Destek Sağlayan Kurumlar
Kaydolmak için profilimizde bulunan formu
doldurabilirsiniz."
35 notes · View notes
kitaplardangelen · 22 days
Text
Didem Madak kimdir??
Tumblr media
Edebiyat sahnesinin çiçekli ve anne kokan şiirlerinin güzel kadın şairi, Didem Madak’ın hayat hikayesidir....
Didem Madak, 8 Nisan 1970’de İzmir’de doğar. Annesi Füsun, Madak doğduktan 6 yıl sonra şiirlerinde bahsettiği ‘uzun siyah saçlı kız’ Işıl’ı dünyaya getirir. Öğretmen olan anne babaları ile birlikte çok mutlu olan bu iki kız kardeş aynı zamanda çok iyi arkadaştırlar.
“Işıl çocuktu o zaman, ben de öyle,
Mevsim kesin yazdı, karpuzdan feneriyle,
Hani her çocuğu başka bir çocuğa yaklaştıran bir şarkı vardır ya,
Kıyıya yanaşan bir gemi gibi.”Zorluklarla geçen çocukluk yılları
Didem Madak’ın çocukluğu fırtınalı geçmiştir. 12 Eylül döneminde babası okul müdürüyle tartıştığı için Uşak’a sürülür. Fakat annesi Füsun Hanım’ın tayini çıkmadığı için kızlarıyla birlikte Burdur’da kalır.
Ülkenin çok karışık bir süreçten geçtiği bu dönemde yalnız kalan Füsun Hanım ve kızları korku dolu günler geçirir. Füsun Hanım bir gün, geceleri onları uyutmayan arka bahçedeki mısır yapraklarının hışırtılarını engellemek için bıçakla hepsini yok eder.
Madak’ın her şiiri yaşanmış bir anıdır… Bu olayla ilgili de şu dizeleri yazmış defterine;
“Sen bir çocuk romanı annesi ol isterdim.
Ölü mısır tarlaları hışırdıyordu
Ve kalbimde çıngıraklı yılan sürüleri
.Diye başlayan bir çocuk romanında.”
Annesini kaybettiği (onu şiire iten) yıllar
Didem Madak 13 yaşındayken, henüz 38 yaşında olan annesini beyin kanseri nedeniyle kaybeder. Madak’ın zorlu günleri başlamıştır.
“Ölen her kadın için şiir yazdım. Onları Muc’a evin karşılığında verdim,
Çok ucuza.
Artık bütün üzgün oluşlarımın adı: Anne!”
Füsun Hanımın ölümünden kısa bir süre sonra babası ikinci evliliğini yapar. Bu evlilik artık Didem ile babasının arasına bir duvar örmüştür.
“O günleri hatırlayınca Edip Cansever’in şu dizesi gelir aklıma: ‘Bir azarlamayla ölümü düşünen çocuklar gibi…’ Bir azarlanmayla ölümünü düşünen çocuklar gibi.” Hayatın elini beline koymuş sinirli bir üvey anne gibi bizi azarladığını ve kardeşimle el ele tutuşup hayallerden balkonumuza sığındığımızı hatırlıyorum.”
Bu olay sonrasında babası için de tabii ki birkaç dize yazmıştır Didem Madak;
“Babam…Çıkarılmış bir adam bütün fotoğraflardan.
Kader neydi sanki o zaman,
Masada açık unutulmuş Turuncu kulaklı bir makastan başka…”
“Yaşasaydın, hayatının ortasına Güller yığan bir adam olsun isterdim babam.”
Bir gün Işıl’la oturup annesinden onlara bir şey kalmamasından yakınırken, teyzeleri onlara hayatlarını değiştirecek birkaç hediye verir. Bu hediyeler el yazması bir şiir defteri ve Varlık Dergisi koleksiyonudur. Bu andan sonra Didem Madak şair olur işte…
Üniversite yılları ve ilk evliliği
Tüm yaşadıklarını kaleme dökmeye başlayan Madak Dokuz Eylül Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ne başlar. Üvey anne ve babasıyla yaşadığı evden ayrılmak istediği için kendince bir yöntem bulur. Birinci sınıfta tanıştığı biriyle gizlice evlenir, evden ayrılır ve okulu bırakır.
“Ardımda kırık bir ayna Üvey anneleri hayatımın. Batsın diye güneşe tempo tutan o kız çocuğu… Evden kaçışımın pembe spor ayakkabıları vardı. Hüzün neydi sanki o zaman Artık kullanılmayan dikiş makinası annemden kalma.”
Evden kaçışı sonrasında çok zor dönemler geçiren Didem Madak, birçok farklı işte çalışır geçimini sağlamak için. Genç yaşta yaptığı evliliği pişmanlıkla sonuçlanır ve boşanır. Boşandıktan sonra maddi sorunlarla boğuşur ve bir bodrum katında yaşamaya başlar. Bu eve taşındıktan sonraki halini “Birden yazmaya başladım.” diye ifade eder.
Bodrum katında yaşadığı tüm zorlukları anlatır şiirlerinde. Bir söyleşide “Rutubete dayanıldığı sürece şiir yazmak için çok iyi yerler.” diye bahseder bodrum katından.
Didem Madak, bu dönemde çok yalnız kalır. Kardeşi Işıl, sadece süt ve çikolata yiyerek ayakta durduğunu, hayattan memnun olmadığını, hiçbir şeyin istediği gibi gitmediğini anlattığını söyler.
Didem Madak, üç yıl boyunca kaçar sevdiklerinden. Yakın arkadaşı Müjde Bilir bir röportajda onun kaçışını şöyle anlatıyor: “Didem beni bir akşam aradı ve annesini özlediğini anlattı. Taksiye binip bana gelmesi için ikna ettim. Geldiğinde mahcup ve çekingendi. Anne şefkatine duyduğu özlem derinden belli oluyordu. ‘Çok mutsuzum’ dedi. Ertesi gün buluşmak için sözleştik. Ancak Didem gelmedi. Didem’in evine gittiğimde duvara iliştirilmiş bir not buldum. ‘Sevgili Müjde, Maviş Anne içimden hiçbir şey söylemeden gitmek geldi. Seni seviyorum. Dün gecenin şiiri zaten yazılmıştı, ben sadece kaleme alacağım.’”
Müjde Bilir için yazdığı şiirde şöyledir;"İki kendim varmış maviş anne
Biri benmişim biri mutsuz
Ben ölürsem maviş anne, mutsuz için dünyanın bütün sabahlarına bir bilet al.
Ben ölürsem mutsuza iyi bak! ""Kadınlık kimliğimden sıyrıldım"
Sonraki üç yıl boyunca Madak’tan haber alınamaz. Sadece kardeşi Işıl’ın yanına gider ara sıra. Gidişlerinden birinde Işıl’ı çok şaşırtır. Örtünmüş olarak çıkar karşısına.
“Örtündüm ben… Her şeye karşı… Kadın kimliğimden de sıyrıldım. Bu beni rahatlattı.” der.
Didem Madak, bu dönemde tasavvufla ilgilenir. Kardeşi Işıl Madak’ın bu dönemiyle ilgili “Çok umutsuzdu. Kapanarak bu durumdan bir çıkış yolu bulacağını umdu. Ablam o dönemden inanarak kurtuldu. Yoksa kayıp gidecekti. Hukuk Fakültesi’ni de bu dönemde bitirebildi.” der.Bu durumu da şiirlerinde şöyle anlatıyor şair:
“Allah benim çaresizliğimdi, artık konuşabileceğim kimsem kalmadığı için konuştuğumdu.”
Çok şey yaşadığı bu dönemi “Ah’lar Ağacı” şiiriyle anlatır:
“Ben acılarımın başını
Evcimen telaşlarla okşadım bayım.
Bir pardösüm bile oldu içinde kaybolduğum.
İnsan kaybolmayı ister mi? Ben işte istedim bayım.
"Grapon Kağıtları"
Bu dönemde kardeşi Işıl, ‘İnkılap Kitapevi 2000 Şiir Ödülü’ yarışmasından bahseder.
Didem Madak bununla ilgilenmeyince kendisi bütün şiirlerini toplayarak yarışmaya gönderir. Üstünden bir süre geçtikten sonra “Grapon Kağıtları” dosyasının yarışmayı kazandığı haberi gelir.
Didem Madak, bu süreçte internette şair ve avukat olan biriyle tanışır. Şair olmasından çok etkilenerek bu adamla buluşur. Günün sonunda genç adam bir şiir yazmalarını teklif eder. Adam, ikinci buluşmada kendi şiirini okur. Sıra ona geldiğinde ise Didem şu şiiri okur;
"Çok şey öğrendim geçen üç yıl boyunca Alt katında uyumayı bir ranzanın
Üst katında çocukluğum...
Kâğıttan gemiler yaptım kalbimden
Ki hiçbiri karşıya ulaşmazdı.
Aşk diyorsunuz,
Limanı olanın aşkı olmaz ki bayım!"
“Kadın kimliğine geri dönüş”
Ödül töreni için İstanbul’a giden Madak, yarışma öncesinde örtüsünü çıkarır.
Bu bir nevi onun tabiriyle “kadın kimliğine
geri dönüş” sayılabilir.
Didem Madak, ödülünü aldıktan sonra İstanbul’da yaşamaya başlar. Bir süre sonra
eşi Timur ile evlenir ve 3 yıl sonra kızı Füsun’u dünyaya getirir.
Anne kokan şiirleriyle veda ettiği yıllar
Kızının doğumundan sonra şiir yazamayan Madak tıpkı annesi gibi kansere yakalanır.
24 Temmuz 2011'de yani 41 yaşında kolon kanseri nedeniyle yaşamını yitirir.
Didem Madak’ın ödül töreni sırasında tanıştığı arkadaşı Şükran Yücel’e gönderdiği e-postadaki metin şöyledir:
“Canım Kızım Sana mektup yazacağım.
Çünkü artık başka bir şey yazamıyorum.
Bu konuda pek de dertli değilim doğrusunu istersen. Sen bana belki bugüne kadar yazdığımdan başka türlü bir yazı yazmayı öğretirsin. Kendimi bir sonbahar ağacı gibi hissediyorum.
Mutlu bir sonbahar ağacıyım ben.
Yere düşen yapraklarımı eğilip topluyorum. Saçıma tutuyorum. Bakın yakışmış mı diye soruyorum. Sonra yaprakları havaya savuruyorum.
Ben iki kişilik bir kabilenin me isimli kölesiyim. Çünkü sen acıktığında me diye ağlıyorsun ve bu ismimi seviyorum reis! Canım kızım, cehaletimden şair oldum…
Annesizlikten.
Sen sakın şair olma!”
"Anlatarak bitiriyorum hayatımı
Bilmiyorum başka nasıl bitirilir bir hayat.
Bir çiçek çizdim bu akşam avucuma,
İsmini her şey koydum.
Simli ojeler sürdüm yanlızlıktan sıkıldığımdan,
Müsveddesi gibi şimdi tırnaklarım,
Yıldızlı bir gecenin"..
Didem MADAK
8 Nisan 1970 Doğum Günü Anısına
Sevgi, saygı ve rahmetle
Mekânın CENNET Olsun GÜZEL İNSAN
39 notes · View notes
femmelunee · 18 days
Text
12 Nisan 'a not: Varlığının verdiği tebessümle kısılan gözlerin saat üçte huzurla yumulmasi gerekirken, kızarmış ve sızlayan gözlere döndürmenin hakkını ben helal ederim de, ahını rabbim nasıl verir bilmiyorum...
Kırılmış bir kadın
20 notes · View notes
nefretim-kazand · 24 days
Text
Tumblr media
Türk Polis Teşkilâtımızın Polis Haftası Kutlu Olsun.
Polis Haftası (6 Nisan -12 Nisan )
Huzur ve güvenliğimiz için görev yapan,Türk Polis Teşkilatımızın ,Kuruluş yılını kutluyor,görev başında şehit düşen polislerimizi rahmetle yâd ediyor , gazilerimizi minnet ve şükranla anıyorum.
1845 tarihi, Türk Emniyet Teşkilâtı açısından önemli bir tarihtir. Çünkü bu tarihe kadar "zabıta" olarak nitelenen teşkilât 10 Nisan 1845'den itibaren "polis" adı altında hayata geçmiş ve Emniyet Teşkilatının kuruluş günü olarak kabul edilmiştir.
Türk Polis Teşkilatı Padişah Abdülmecid zamanında 10 Nisan 1845'te kurulmuştur. II. Mahmut döneminde kapatılan Yeniçeri Ocağı'ndan sonra iç güvenliği yürüten kuvvetler birden fazla kişiye bağlı ve düzensiz bir şekildeydi.
II. Mahmut'un başlattığı ıslahatların bir devamı olarak da, Sultan Abdülmecid 10 Nisan 1845'te Polis Teşkilatını kurmuş ve bu teşkilatın görevleri yine aynı gün yürürlüğe giren Polis Nizamnamesinde belirtilmiştir.
20 notes · View notes
Text
Four Criteria the Messiah Must Fulfill
by Jews for Jesus | July 01 2000
Tumblr media
So what’s the deal with the Messiah? For many, the Messiah figure seems like an ancient Jewish version of Superman—a childhood hero on whom most of us have long since given up. But according to the Talmud and the Jewish Scriptures the Messiah is not only real, but should have arrived a long time ago.
Maybe a Messiah who never comes is not such a big deal, but a God Who breaks His promises is a very big deal. The detailed messianic timetable in Daniel 9 allows us to explore solutions to these questions. Not only is there much more to be known about the Messiah, but we can know exactly when to expect him!
Fact One: The Messiah would arrive in a certain time frame.
The details of when Messiah will arrive are written in the book of Daniel. This prophet lived during the time of our exile in Babylon and received a vision that the Messiah would come 483 years after the command to restore Jerusalem and rebuild the Temple:
From the issuing of the decree to restore and rebuild Jerusalem until an Anointed One [ad mashiach], the ruler [nagid], will be seven weeks and sixty-two weeks. It will be rebuilt with a plaza and a moat, but in difficult times. (Daniel 9:25, CBS)
The “clock” on these 69 “weeks” (units of seven years) began ticking when Artaxerxes issued a decree to Nehemiah to rebuild the Temple and restore Jerusalem (Nehemiah 2:1-8). While other decrees went out, this was the only one that involved both the Temple and Jerusalem. History records this took place in Nisan (March/April) of 444 B.C.E. That would mean the Messiah would appear by 33 C.E. History does not record anyone, other than Yeshua (Jesus), who was from that time period and claimed to be the Messiah.
Fact Two: The Messiah would come before the destruction of the Second Temple.
Daniel predicted that after the appearance of Messiah, “…the people of a prince that shall come shall destroy the city and the sanctuary” (Daniel 9:26, JPS). We know that occurred when Titus’ Roman legions marched on Jerusalem in 70 C.E., destroying both the city and the Temple. The Talmud teaches that at that time people believed that the time of Messiah had already come, but because of the sins of the nation the messianic kingdom was withheld at the time it should have arrived.
The school of Eliyahu taught: Six thousand years is the duration of the world. Two thousand of the six thousand years are characterized by chaos; two thousand years are characterized by Torah, from the era of the Patriarchs until the end of the mishnaic period; and two thousand years are the period of the coming of the Messiah. That is the course that history was to take, but due to our sins that time frame increased. The Messiah did not come after four thousand years passed, and furthermore, the years that elapsed since then, which were to have been the messianic era, have elapsed. (Sanhedrin 97a and b [emphasis added])
Other passages support the understanding that the Messiah would come while the Temple was still standing. The psalm is one of the Hallel Psalms which praises God for His deliverance of Israel and of Israel’s leader, the king. Israel was rejected by its enemies, as was its king.
Hoshienu—Save now, I pray, O Lord; O Lord, I pray, send now prosperity. Blessed is he who comes in the name of the Lord! We have blessed you from the house of the Lord [emphasis added]. (vv. 25,26)
The only way that they could bless the Messiah from the house of the Lord was if the Temple was still standing! Ironically, these are the same words the Jewish people used to greet Yeshua when he rode into Jerusalem the week before Passover (Matthew 21:9–12).
Haggai, who was in Jerusalem as the Second Temple was being built, made the messianic prediction that the “glory of this last temple is to be greater than that of the first” (2:9).1 And Malachi confirmed it: “Then suddenly the Lord you are seeking will come to his Temple; the messenger of the covenant, whom you desire, will come” (3:1). Twelfth century Jewish scholar, Rabbi David Kimchi (also known as Radak), equated Malachi’s messenger of the covenant with the Messiah.2
According to Daniel, the Temple would not only be standing at Messiah’s appearance, but it would be destroyed soon after. That Temple, which was originally built by Ezra and beautified by Herod, was where Yeshua did most of his teaching and claimed to be the Messiah. The New Testament records the painful words of Yeshua to those who spoke of how beautiful the Temple looked after its refurbishing under Herod: “These things which you see—the days will come in which not one stone shall be left here upon another that shall not be thrown down.”3 Yeshua was pointing to Daniel’s prophecy being fulfilled. Less than 40 years later the destruction of the Temple was so thorough that, to this day, the exact location of the sanctuary is unknown.
Fact Three: The Messiah’s lineage could only be identifiable while the Temple stood.
The coming of the Messiah had another time constraint: it was connected to his descent from the tribe of Judah.
The scepter shall not depart from Judah, nor a lawgiver from between his feet, until Shiloh comes; [emphasis mine] and to Him shall be the obedience of the people. (Genesis 49:10)
This well-recognized messianic prophecy indicated that Judah was to retain its identity until Shiloh (one of the names for the Messiah according to rabbinical literature) was to come.
Apropos the Messiah, the Gemara asks: What is his name? The school of Rabbi Sheila says: Shiloh is his name, as it is stated: “Until when Shiloh shall come.” (Sanhedrin 98b)
According to the book of Ezra (1:5-8), Judah’s position was maintained throughout the 70 years of captivity in Babylon. It was also intact back in the Land, until the Romans made the kingdom of Judah a Roman province. While there was a provincial government in place, about 50 years later (in 70 c.e.) that too ended.
Not only was the Messiah to be from the lineage of Judah, but more specifically from the house of David: “I have made a covenant with My chosen, I have sworn to My servant David: ‘Your seed I will establish forever, And build up your throne to all generations’” (Psalm 89:3-4 NKJV). This messianic prophecy clearly refers to a descendant of David. Proof of such lineage was destroyed when the Temple was destroyed.
And while we do not have the Temple records, we do have the record of Yeshua’s family tree in the accounts of his life by both Luke and Matthew. They both identify that he is from the house of David. We don’t know anyone else who lived at that time and claimed to be the Messiah, who is descended from the tribe of Judah and the house of David, apart from Yeshua.
Fact Four: The Messiah would be cut off.
The Daniel prophecy (9:26) says that after the seven weeks and sixty-two weeks, the Messiah would be cut off, but not for himself. This phrase “cut off” meant to be killed or destroyed, often used in the Tanakh to describe how a sacrificial animal was ritually slaughtered (Gen. 15:18; Jer. 34:18).
The idea that the Messiah would die was not new to Judaism. Isaiah wrote of one who would suffer and die for the sins of the people: “…For He was cut off from the land of the living; For the transgressions of My people He was stricken.”4 Psalm 22 graphically portrays death by crucifixion, a method of execution not known to the author writing one thousand years before Yeshua was crucified.
Could it have happened just as Daniel so carefully predicted? Counting 483 years after Artaxerxes’ decree would bring us to 33 c.e. The Temple was destroyed in 70 c.e. That leaves a window of 37 years in which the Messiah from the tribe of Judah and the house of David could come. Not only that, but he was to die a violent death at that time.
Has Messiah Already Come?
God promised our people a Messiah, and He gave us a way of computing the time he’d be coming. Think about it. If Daniel is right and the Messiah came before the destruction of the Second Temple, that means we have to admit that the Messiah has already come. And if he’s already come, then who is he?
He had to arrive before 33 C.E, while the Temple was still standing, needed to be an identifiable descendant of David, and would be killed before the Temple was destroyed. The details of these facts together present some of the strongest evidence that he has in fact already come. The only person who fits that description is Yeshua from Nazareth.
Yes, for a Jewish person to consider the idea that Jesus might be the Messiah seems extreme. But every single one of us has been there and we’ve all come to believe that Jesus is exactly who he claimed to be.
If you’re unsure, why not ask God? The same God who communicated to us about when the Messiah would come and who he would be wants to reveal the truth to you, but it requires an open heart. He says, “Call to me and I will answer you, and will tell you great and hidden things that you have not known” (Jeremiah 33:3). Do you have the courage to call out to Him?
37 notes · View notes
paulthepoke · 1 year
Text
Preview: God’s Spring Appointed Holidays 5783/2023
The first three spring holidays were fulfilled on the appointed holiday by Jesus Himself. The names of the feasts are: Passover, Unleavened Bread, and First Fruits.
There are seven God appointed holidays communicated through the Old Testament Law. The first three spring holidays were fulfilled on the appointed holiday by Jesus Himself. The names of the feasts are: Passover, Unleavened Bread, and First Fruits. In the Hebrew year 5783 or the Gregorian calendar year of 2023, the holidays occur as follows. Passover essentially begins at sunset on Wednesday,…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
aktuelbul · 1 year
Text
0 notes