Tumgik
burcintas · 12 days
Text
Bazı duygular insanın sırtında yük gibi takip eder, aylar yıllar geçer ne bir gram hafifler ne de sırtından iner. Sonunu düşünmediğin her adım pişmanlık olarak seni gölge gibi takip eder. En çok bu bölgeden korunmak için bir dal arar, senin yükünü kendi sırtlandığı kadar tanırsınız bir birinizi , sonrasında hiç bir acı seni yıkamıcakmış gibi, bu son parçalanışın gibi. Kim olduğunu kaybetmiş, nereye ait olduğunu yitirmişsin gibi.
2 notes · View notes
burcintas · 25 days
Text
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun , git gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar , gitsinler oysa ben gözlerinsiz edemem bilirsin Oysa Allâh bilir bu gün iyi uyanmıştık Sevgiyeydi ilk açılışı gözlerimizin Bir kuş konmuştu parmaklarıma uzun uzun ötmüştü Bir sevilmek gelmiş bir daha gitmemişti Yoktu dünlerde evvelsi günlerde yoksulluğumuz Sanki hiç olmamıştı
2 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
Evet sevgilim, umarım bana anlatmadığın içindeki bütün sessiz savaşları kazanırsın.
3 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
İçimde ikinci bir insan gibidir seni sevme saadeti. Sen esirliğim ve hürriyetimsin, çıplak bir yaz gecesi gibi yanan etimsin, Sen memleketimsin. Sen ela gözlerinde yeşil hareler, Sen güzel ve muzaffer, ve ulaşıldıkça ulaşılamaz olan hasretimsin..
Nâzım Hikmet
1 note · View note
burcintas · 2 months
Text
Lüzumundan fazla güzelsin
Sen de çıkar göğsünün kafesinden yüreğini , yüreğini yüreklerimizin yanında at. İşin en aşağılık tarafı şu ki yavrum, muhtemelen yalnızlığa alışıyorum. Okuyorum Nazım Hikmet'i mısralarında seni arar gibi okuyorum inan ki. Diyor ki bana "Ben ki tâa senin yanında dâhi hasretim sana”
3 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media
10 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
içimi ne kadar acıtırsa acıtsın çok sevdiğim bir şeyi geride bırakmak bana hep çok korkunç bir şeymiş gibi geldi, sonra bir gün acının ayaklanıp beni olduğum yerden kazıyarak götürdüğünü hissettim. Bazı vedalar mecburidir. Bazı vedalar zaferdir.
...
Eğer bir şey size aitse, tamamen sizin içinse yönünü bir şekilde hep size çevirir.Kimse kendisine ait olanla vedalaşamaz. kimse kendisinin olanı arkasında bırakamaz. Sizin için olan hep sizinle kalacaktır.
2 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media
3 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
Yeşil pencerenden bir gül at bana, Işıklarla dolsun kalbimin içi. Geldim işte mevsim gibi kapına .Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ. Açılan bir gülsün sen yaprak yaprak. Tozlu yollarından geçtiğim uzak İklimden şarkılar getirdim sana.Bir kuş sesi gelir dudaklarından; Gözlerin, gönlümde açan nergisler.Geçiyorum mevsim gibi kapından Gözlerimde bulut, saçlarımda çiğ.
2 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
Günlerden bir gün şayet sesimi fark edemezssen rüzgarların kuşların nehirlerin sesinden , bil ki ölmüşüm fakat yine üzülme, müsterih ol kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini ve tekrar duyduğum gün sesimi , gök kubbeden hatırla ki mahşer günüdür , ortalığa düşmüşüm seni arıyorum işte aşk böyledi en zor anda bile seni arayışıydı.
1 note · View note
burcintas · 2 months
Text
Şimdi sen kalkıp gidiyorsun. Git.Gözlerin durur mu onlar da gidiyorlar. Gitsinler.
Oysa ben senin gözlerinsiz edemem bilirsin.Bir kuş konmuş parmaklarıma uzun uzun ötmüştü.Bir sevilmek gelmiş bir daha gitmemişti.Yoktu dünlerde evelsi günlerdeki yoksulluğumuz.Sanki hiç olmamıştı
Oysa kalbim işte şuracıkta çarpıyordu
Şurda senin gözlerindeki bakımsız mavi, güzel laflı İstanbullar. Seni bir kere öpsem ikinin hatırı kalıyordu.İki kere öpeyim desem üçün boynu bükük.
4 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
Renk renk bir çiçek gibi gözlerimde, bir bahar havası gibi burnumdasın.Sen beni kıskanıyorsun, ve benim gülmem tutuyor.Ben aşkı : hürmet,muhabbet,sadakat diye anlarım.Halbuki aşk sadece muhabbet sende.Kim bilir belki bu kadar sevmezdik birbirimizi.Uzaktan seyredemeseydik ruhunu birbirimizin.Seni görmek bir insan gözünün yapacağı en güzel ve ışıklı bir iştir.
3 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
Martısı eksik sanki İstanbul'un sahillerinde bir boşluk bir durgunluk. Kanlıca'da yitik hayaller Üsküdarda tek başına bir bank bekler gibi bizi. Terasında 2 bardak çay içmemişiz gibi bir durgunluk var mekanlarında. Yemekleri biz yerken mi bu kadar güzeldi yoksa renksizlik onları da mı vurdu. Soğuğunda atkı taktığımız sahillerinde yaz gelmiş , üşümüşüz ellerimizi ısıtamıyoruz karşılıklı. Hatırı da mı kalmamış Çengelköy'ün tek fincandan içtiğimiz kahvenin. Galata'da çiçekçi bekler bizi 2 dal gülünden birini vermek için. Eminönüne bir vapur yanaştı Karaköy'e hiç geçmicekmis gibi bir telaş aldı bizi koltuklarında 2 çift laf etmemişiz gibi.
2 notes · View notes
burcintas · 2 months
Text
Saatin ikisi mayhoş bir sessizlik var havada, bir kuruluk var bardaktan boşalır gibi yağmur yağmasına rağmen. Bir tadı yok, manası yok gibi yağmurun. Şairin sen yoksun ya boşuna yağıyor bu yağmurlar dediği noktadayız. Saatin yelkovanı kovalar misâli kaçıyor benden sanki saniyeden dakikaya koşar gibi bir havası var ve derinleşiyor yanlızlığım onun da bir havası var bir yerlerde yenilicekmiş gibi. Ceketimin cebine bir karanfil var sana saklı , delik astarından birkaç bozuk para dökülür gibi avuçlarına dökesim var tüm karanfilleri, yüzün onun gibi al al olana kadar. İstanbul'un tadı çekilmiş bir mayhoşluk var onda da sanki sahillerinde ellerin gibi inci taneleri bezenmiş. Galata dan semaya bir bulut gelmiş kokun sanki içinde saklanmış gibi. Ama git sen şimdi istanbul kıskanır seni, ne sen bana yâr olursun ne de seni bana yâr ederler.
2 notes · View notes
burcintas · 3 months
Text
İnsan yaşanılanın içinde kaybolup gider, her koku bir meltem eşliğinde zihinde yön bulur. Komplo gibi görünem her aşk içinde harabeler bırakarak yeni yüzlere bürünür. Kolay gelen her duygu aslında hüküm süren diğer duygunun esiridir
0 notes
burcintas · 4 months
Text
Yolculuğumun bir noktasında, sahil kenarında bir bankta öylece oturan yaşlı bir adamla karşılaştım üstünde sikre bir takım elbise, dudaklarına kadar uzanan pala bıyığı ile gayet centilmen bir beyefendiye benziyordu. Yakınına doğru birkaç adım yaklaştığımda, elinde sıkı sıkacağına tuttuğu çikolatasını ve yaşanmışlığın getirdiği o buruk yüz ifadesini farkettim. Gözlerinden; ceylanın, avcıya karşı olan vurulmadan hemen önceki son yakarışlarını andırırcasınsa, masum ve mazlum bir bakış süzülüyordu. Sanki karşısındakinden bir bağışlanma, bir af bekliyordu. Denizin köpürttüğü dalgalara, sükunetini kaybetmeden öylece bakarken, yaşlı adamın şuanda yaşamadığını farketmek işten bile değildi. Gözlerinin dolu olduğunu ve avuçlarında tuttuğu çikolatasıyla ellerinin titrediğini ancak konuşmak için yanına oturduğum sırada farkedebildim. İkimizinde acelesi yoktu. Sanki vicdanım ile karşı karşıya bir bardak çay içiyor gibiydim , sonra ürkek bir bakışla elindekini bana uzattı, ne kadardı? 3 kuruş ya da 5 mi ? Ne önemi var ki bakışlarındaki merhamet tükenmemişti ya. Sonra uzun uzun baktı, baktı ve baktı.. Sanki beni ilk gördüğünde zaten tanıyor gibiydi, sonra değişik yüzlere büründü en sevdiğim insandan en sevmediğim insana . Bu yanlızca bir adam değildi bu benim içimde öldürüp yabancılaştıklarımdı. Ve sonra orda gürültülerin arasında seni gördüm seni de gömüp tanımadığım yüzlere bürümüştüm.
4 notes · View notes
burcintas · 4 months
Text
"Öyleyse dudaklarından öperim, orada bir parça zehir kalmıştır belki... Bir zamanlar hayat veren dudakların, bu kez son versin hayatıma."
4 notes · View notes