Last Seen Blogs
eyecotton
EYECOTTON
belle-lettrist
ars poetica
colbyvip
until whenever~
nicael-falls
Nicael Falls's Memesion
Text
Park Bosphorus Otel Gümüşsuyu Restoran Sevgililer Günü Menüsü Tadımı
Şubat ayı gelir gelmez, her yeri kalpler kaplamaya başladı bile. Kimilerinin çeşitli sebeplerle ciddi itirazları olsa da, bazılarımız "canım, bizim için her gün özel, özel bir şey yapmaya hiç gerek yok" desek de 14 Şubat'ta herkes sevgilisiyle, hatta bugünü romantik anlamda yalnız geçirecek olanlar bile sevdikleriyle güzel bir gün geçirme hayalleri kurar.
Bu haftasonu sizler için yılın bu sevgi dolu gününe özel bir menü hazırlayan Park Bosphorus Hotel İstanbul'a konuk olup, 14 Şubat Sevgililer Günü Menüsünü tattık.
Otelin manzaralı yemek salonlarından birisi olan ve ismini bulunduğu semtten alan Gümüşsuyu Restaurant'a adım attığımızda ilk olarak açık mutfak konsepti dikkatimizi çekiyor.
Eyüp Şef'i (Eyüp Çevik) ekibiyle birlikte çalışırken seyretme ve bu görüntüleri sizlerle paylaşma fırsatıyla heyecanımız daha da artıyor.
Sevgililer günü için özel olarak hazırlanan menü, kavrulmuş renkli biberli somon pastası ile başlıyor. Yasemin aromalı somon lakerda tadıyla balık severleri, safranlı rezene kalpleri ve altın yapraklarıyla tüm görenleri mutlu ediyor.
Bu güzel başlangıcın ardından kurutulmuş gül yapraklarıyla süslenen ayvalı gül konsomesini (konsome: Kökeni Fransızca olan kelime kısaca "berrak çorba" anlamına geliyor) tadıyoruz. İsminden de anlaşılacağı üzere, çorba olarak düşünsek de alıştığımız çorbalar gibi tuzlu bir tat beklemeyin, fakat içindeki küçük kalplerle ve sıcaklığıyla ortamdaki romantizmi arttıracağından emin olabilirsiniz :)
Sıra geldi sevdiceğinizle birlikte tadacağınız size özel bir başka yemeğe; çıtır baklava hamuru ile süslenmiş ve truffle mantarı ile lezzetine lezzet katılmış olan cranberry soslu cavatelli üzerinde preslenmiş ördek eti. Yazarken bile ağız sulandıran bu lezzetin sunumunu yalnızca Sevgililer Günü ile sınırlamak insafsızlık olur Eyüp Şefim :)
Kırmızı et severleri de mutlu etmeden menüyü tamamlamak olmaz, değil mi? Bu nedenle, tatlıdan önce, tavada pişirilmiş dana madalyon da damağımızı bir ziyaret ediyor. Tatlı patates kreması ile süslenmiş bu yemeğe eşlik eden kadayıfa sarılı enginar ve kuşkonmaz kırmızı et sevmeyenleri bile cezbetmeye yeter.
Yemeğin sonunda tatlı olarak gelen fesleğen ile marine edilmiş kırmızı pancar üzerinde, çektirilmiş hindistan cevizi sütlü kek o kadar hafifti ki hindistan cevizi sevenler hızlı davranıp sevgililerinin tatlısını da sevgililer günü hediyesi olarak istesinler :)
Sevgililer Gününde İstanbul'da romantik bir akşam geçirmek için dışarıda olmayı tercih edenlere bu kalplerle donatılmış menüyü sunan Park Bosphorus Hotel'de, anlattığımız lezzetleri Boğaz manzarası eşliğinde tatmak isterseniz en güzel yerler kapılmadan önce rezervasyon yaptırmak konusunda elinizi çabuk tutmanızı öneririz.
Eyüp Şef'e bu lezzetleri bizimle buluşturduğu ve sizlerle paylaşmamıza vesile olduğu için, bu lezzet şöleninde bizlere güler yüz ve hoş sohbetleriyle eşlik eden otel yetkilileri Gözde Hanım ve Tuğçe Hanım'a ise misafirperverlikleri için sonsuz teşekkürler.
Nazlı Deniz Türker
#park bosphorus#gümüşsuyu#gümüşsuyu restoran#deniz mahsülleri#sevgililer günü#sevgililer günü menüsü
0 notes
Text
Eşraf Restoran Florya'da Osmanlı ve Türk Mutfağı
Eşraf Restoran, Florya'da Osmanlı ve Türk Mutfağı üzerine çeşitli lezzetler sunan ve dekorasyonu da tam buna uygun olarak altın varaklı, laleli, büyük sandalyeli, görüşterişli avizeli bir mekan. Müstakil bir restoran olduğu için kendi kuzineleri var ve yemeklerini burada pişiriyorlar, hatta o kadar ki şef doğalgazlı ocağı nasıl yakacağını hala öğrenemediğini söylüyor. Mekanın sahibi Gümüşhaneli, şefi de Trabzonlu olduğu için daha çok bir Karadeniz Türk mutfağı yemekleri var diyebiliriz. Her malzeme doğal ve büyük bir incelikle aslına sadık kalınarak yapılıyor, kullanılıyor. Mesela yoğurt gerçek manda sütü ile, ekmekler kendi üretimleri, etleri kuzu eti... Takdire şayan bir yatırım söz konusu.
Çok çeşitli zeytin yağlılar, salatalar var. Patlıcan ezme, yaprak sarma ve taze fasülye yedik. Yaprak sarma daha iri iri yapılmış, salçasız, benim damak zevkime göre çok güzel değildi. Patlıcan ezme çok lezzetliydi.
Zeytinyağlılar dışında hemen hemen her yemekte neredeyse et var, genelde de kuzu eti. Düğün çorbaları gerçekten iddialı bu anlamda. İçinde gerçek kuzu eti var, tereyağının konusunu ve süt kokusunu mis gibi alıyorsunuz.
Sıcak başlangıç olarak patlıcan sarma kebabı ve talaş böreği yedik. Talaş böreği de hazır milföy ile değil tamamen kendi yapımları, içinde kıyma var. Çok büyük ve doyurucu. Onun yerine daha farklı bri şey yemeği tercih ederdim.
Ali Paşa kebabı, karnıyarığın bir benzeri. Ancak o kadar lezzetli ki mis gibi kokuyor. Bütün yemekler kuzinede pişirildiği için ayrı bir lezzete sahip, alışık olmadığınız türden...
Tatlı konusunda da çok iddialılar. Yoğurt tatlısı revaniye benziyor ama çok daha lezzetli. Kullandıkları yağ kesinlikle çok doğal ve bu yemekleri ayrı bir güzel yapmış. Kadayıf da bol cevizli ve tel tel dağılan şekildeydi.
Bir de ek olarak döner ve iç pilavı ikram edildi ancak buraya gelirseniz döner almanızı önermem. Onun yerine bu farklı yöresel yemekleri keşfedin, döneri çok daha lezzetli yiyebileceğiniz yerler var ama bu lezzetler yok!
Afiyet olsun.
#eşraf restoran#osmanlı mutfağı#türk mutfağı#osmanlı yemeği#florya#zeytinyağlı#kuzu#et yemekleri#öğle yemeği#akşam yemeği
0 notes
Text
Şimdi Cafe Asmalı Mescit
Asmalı Mescit'te Mano Burgerin hemen yanında kapısını biraz zor farkettiğim Şimdi Cafe'ye gittim. Hava çok soğuktu ve içeridesi cozy yani ev hali ortam beni çok mutlu etti. Sıcacık bir havası ve dekorasyonu var. Rahat koltuklar, sandalyeler, geniş büyük masalar... Hep sevdiğim gibi.
Çay gurmesi olarak çay çeşitlerinin gayet zengin olduğunu söylemeliyim. Darjeeling, Keemun gibi dünya çaylarını da bulabiliyorsunuz, bitki çayları ve klasik Rize çayını da.. Ben çok sevdiğim Keemun çayı ve yanında portakallı kekle mücver aldım.
Portakallı kek, yanında portakal suyu ile servis ediliyor, portakal suyunu keke dökerek yiyorsunuz çok lezzetli oluyor.
Keemun Çayı da güzeldi. Çayları french press ile getiriyorlar demlenmesini görebiliyorsunuz bu güzel. Bardakları çok sevmedim çünkü çayı çok çabuk soğutuyor...
Son olarak mücver de gayet lezzetliydi. Çok küçük ve yanında süzme yoğurt ile geliyor.
Fiyatların da gayet uygun olduğu bu kafede fiyat /lezzet paritesi gayet yüksek.
Afiyet olsun.
0 notes
Text
Que Tal Tapas Bar / Şişhane'de bir İspanyol Tapas Restoranı
Que Tal Tapas Bar, Şişhane yokuşunda güzel bir İspanyol Tapas restoran & barı. Küçük olmasına rağmen güzel dekore edilmiş, rahat bir yer. Servis de oldukça ilgili ve hızlydı. Ancak fiyat / performans olarak pek tatmin olmadım.
Tapasların porsiyonları çok çok aşırı küçük ve hemen hepsi 20 TL civarında. Yanında küçük böyle ekmekcikler veriyorlar, sarmısaklı, kepekli, domatesli...
Bu tapasın adı Pulpo A La Gallega Ahtapot diye geçiyor. Çok küçük bir porsiyon olsa da çok lezzetliydi, gerçekten beğendim. Ahtapodun altında patates püresi var.
Kroketler, risottolu, patatesli ve peynirli karışık. Ben en fazla risottoluyu beğendim. Sebzeli risottlu kroket ilk defa yedim, güzelmiş. Kroketlerin yanında tatlı ekşi sos da getiriyorlar.
Sangrila ve diğer alkollü içeceklerin fiyatları da biraz yüksek. Atıştırmalık için gelinebilecek bir mekan ama doymak için asla gelmeyin!
Ağzınızın tadı hep yerinde olsun.
0 notes
Text
Plus Kitchen Sağlıklı Organik Yemekler
Zorlu Center AVM'de ilk defa gittiğim önünden geçince içeri davet eden bir mekan. Konsepti çok başarılı buldum. Her şey organik, doğal ve sağlıklı. Zorlu AVM içinde biraz kotu bir yerde olsa da (sinemanın yanı) yine de güzel. Bir de kendiniz alıyorsunuz, bütün yiyecekler hazır paketli yani kavanozların içinde. Yediğiniz içtiğiniz her şeyin kabını evinize götürebiliyorsunuz. Aşağıdaki şekilde size bohça yapıyorlar. Güzel bir geri dönüşüm fikri olmuş, özellikle ev hanımlarına iyi hitap ediyor.
Közlenmiş patlıcan çorbası ve domates çorbası var ikisi de çok başarılı. Kıvamları yerinde, doğal, lezzetli. Ekmek vermiyorlar ama sandviç ve dürümler var zaten ama sadece çorba yemek istiyorsanız ekmeksiz yiyorsunuz. Aslında en azından domates çorbası için ekmek kıtırları olsa güzel olurdu...
Aldığınız çorbanın yanında tahta kaşık var ancak metal servis de var ki bence elzem. Dürümleri de çok başarılı buldum. Menüde fazla seçenek yok, salata, dürüm, sandviç ve mezeler var bu açıdan biraz eksik gibi düşünülebilir. Meyveleri ikram olarak koymuşlar isterseniz alabiliyorsunuz. Aynı zamanda gübre ve tohum da alabiliyorsunuz...
İçecek olarak da çok güzel ve şık kavanozlarda ev yapımı limonata, ayran, naneli ayran, buzlu çay var.
Plus Kitchen hem şık dekoru, çevreci konsepti, doğal lezzetleri ve ikramları ile benim gönlümü kazandı. Size de öneririm.
Afiyet olsun.
1 note
·
View note
Text
Sushineko Chinese Etiler / Sushi Yemek İçin Mütevazi Bir Mekan
Etiler'de mütevazi görünen ama çok lezzetli sushi yapan bir mekan sushineko. Adında ''Chinese'' geçse de aslında gerçek bir japon sushi mekanına benziyor. Neden Türkiye'de sushi mekanlarında hep ''Chinese'' adı geçiyor hiç anlamıyorum.
Mekan ferah, mütavazi dekoru edilmiş (aslında tam olması gerektiği gibi). Mekan sahibi çok misafirperver, kibar ve hızlı bir servisi var. Hazır menü seçenekleri olduğu gibi istediğinizi ayrı ayrı da sipariş verebiliyorsunuz. Fiyat olarak toplam 35 TL kişi başı güzel bir yemek yiyebiliyorsunuz.
Acılı ekşili çorba tavuklu, çok yoğun bir kıvamı var ama lezzetli.
Menülerde değişiklik yapmayı pek istemiyorlar ama bizi kırmayıp yine de california roll'u philadelphia olarak değiştirdiler sağolsunlar. Yengeç yerine somonu her zaman tercih ederim sushide. Neden bütün menülerde california roll seçeneği var onu anlamadım, keşke philadelphialı bir seçenek de yapsalar... Burada avokado roll ve philadelphia roll var. İkisi de çok lezzetliydi.
Bu tabak neko2 menüsüne ait. Türkü türlü sushiler sashimiler (yani çiğ balık)... Hepsi yine çok başarılı, şefe teşekkürler...
Tavuklu noodle da güzeldi ama yine biraz yağlıydı. Tabak boyutu ve sunuşları çok beğendim.
Yemekten sonra bir de türk kahvesi ikram ettiler ve ondan para almadılar, böyle misafirperver mekanları çok seviyorum. Mutlaka tekrar gitmek isteyeceğim güzel bir sushi mekanı oldu benim için sushineko, size de öneririm.
Afiyet olsun.
1 note
·
View note
Text
İstanbul'daki Meksikalı: Ranchero Suadiye
Ranchero, Suadiye'de Cadde'de yer alan bir Meksika restoranı. Aynı zamanda Nişantaşı ve Trump Towers'da da şubeleri var.
Acı severler buraya bayılır ben de hem acı seven hem de Meksika yemeği seven biri olarak pek beğendim. Acı sevmeseniz de yiyebileceğiniz çok seçenek bulunuyor ya da aynı yemekleri acısız yaptırabiliyorsunuz.
Yemekten sonra ikram ettikleri bir alkolsüz kokteylleri var ismi Ranch. Bu aşağıda gördüğünüz gibi ve tadı kavunlu limonata. İçerisinde de zaten kavun, limon, portakal ve şeker var... Ayrıca biz yemekle de bundan içtik, fiyatı 8,5 TL.
Menü çok zengin ve hepsi çok lezzetli görünüyor. Nacho combo ve taco fiesta yedik ikisi de çok lezzetliydi.
Burada etliler yerine tavuklu ve kıymalıları tercih edin, etleri çok lezzetli değil, biraz sert.
Porsiyonları büyük ve doyurucu, yanında süzme yoğurt ve genelde pilav da getiriyorlar.
Meksika yemeği denemek isteyenler, acı sevenler, meksika mutfağı sevenler mutlaka gitsinler. Ayrıca caddedeki mekan sakin, rahat rahat oturmalık. Bir de son olarak içki olarak sangria öneriyorum.
1 note
·
View note
Text
Chelsea Tea House Akasya AVM
Akasya AVM'de İngiltere'den franchise olarak açılmış bir mekan Chelsea Tea House. Bir çay uzmanı olarak merak edip gittim. Malesef beklentimin çok altında bir yer ile karşılaştım.
Londra'daki Chelsea Tea House'a gitmedim ama burası küçük ve malesef dar bir mekan, oturma düzeni o yüzden pek hoş olmamış.
Çay menüsü yazdan kalma, bu yüzden yeni kış çaylarını masaya getirip tek tek tanıttılar, ben de christmas tea aldım. Çay fincan ile geldi, oysa fincan mı demlik mi belirtmemiştim. Çayın yanında bir çalar saat getiriyorlar 3 dk sonra çalıyor, ancak demlik içinde çay bir filtre bezi ile geldi ve hiç hoş bir görüntüsü yoktu. Çayı saat çalınca alttaki fincana doldurdum, ancak demlik içinde çay ve su kaldı, ikinci bardakta çok demlenmiş ve tadı çok kötü bir çay içmek zorunda kaldım.
Çay karışımını beğenmedim, siyah çay olarak ne kullanmışlar bilmiyorum ama içindeki tarçın çok çok bakın gelmiş, arkada acı bir portakal tadı aldım ama çay çok acıydı, acılık aromaları öldürdü ve hiç memnun kalmadım.
Menüde çok fazla çeşit yok, fiyatlar fincan için 10 TL demlik için 17 TL ve bence böyle bir yer bu çaylar için yüksek fiyatlar. Çaydan da ortamdan da keyif aldım diyemiyorum maalesef.
Mekanın ışıklandırması da çok yorucu, hem fotoğraflar kötü çıkıyor hem de otururken hoş gelmiyor. İç tasarımını da yorucu buldum, çok karışık geldi. Kısacası burası İstanbul'da gitmenizi önermeyeceğim çaycılardan biri.
2 notes
·
View notes
Text
İz Cafe Cihangir
Cihangir'de uygun fiyata güzel yemekler yiyebileceğiniz şirin, güzel, sakin bir kafe, İz Cafe.
Cihangir Kahvesi'nin arkasında kalıyor, bu yüzden daha sakin bir yer. Servisi yapan arkadaş çok ana yakın ve misafirperver davrandı bize. Seçtiğiniz yemeklere göre hızında yavaşlık oluyor ama bunu önceden belirtmesi çok güzeldi.
Menüde genelde güneydoğu ama farklı yörelerden yemekler vardı, ben etli abagannuş seçtim.
Etli abagannuş çok lezzetli bir yemek ve sunumu da çok şıktı. Altta közlenmiş patlıcan, közlenmiş biber, hafif acılı, üstte ise hafif baharatlı güzelce kızarmış et dilimleri. Yanındaki salatası da güzeldi, etin yanına yakışmış.
Tatlı olarak burada sadece tahinli sufle var. Cheesecake menüde yazmasına rağmen yoktu. Ama zaten tahinli sufle muazzam, farklı bir tat, mutlaka deneyin, ben çok beğendim. Fiyatlar da bu civara göre gayet uygun.
İz Cafe'yi karnınız acıkınca mutlaka deneyin..
Bilgisayarınızı alıp gelip çalışmak, arkadaşlarınızla laflamak veya sadece yemek yemek için gelinebilir.
Afiyet olsun.
1 note
·
View note
Text
IST TOO Restoran'da Hindistan'a Bahatli Lezzet Yolculugu
Ist Too, Shangrila Bosphorus Oteli içinde dünya mutfağından çok farklı lezzetleri sunan, Fransız baş aşçısının yanında aralarında Endonezya, Japonya, Türk olmak üzere şeflerin hazırladığı seçkin yemekleri yiyebileceğiniz, şık dekora ve ambiyansa sahip bir a la carte restoran. Shangrila Bosphorus'da iki tane a la carte resotran bulunuyor biri Ist Too, biri Shang Palace. Ist Too'nun içinde Türk yemeklerinden sushiye, bütün dünya mutfağı lezzetlerini bulabiliyorsunuz, Shang Palace ise Çin mutfağına özelleşmiş.
Ben Hindistan'a yolculuk icin Yeni Delhi'den ozel olarak geçici bir süreliğine gelen Şef Varun Bajaj'ın buraya özel hazırladığı Hint yemeklerinden oluşan özel seçkisini tatma şansı buldum.
İlk olarak Kuzey Hindistan'a ait bir yemek "Teekhi Multani Dhingri" yani kavrulmuş doldurulmuş mantar ve yanında özel baharat ve limondan oluşan sos ile başlangıç yaptık. Baharatlı sos çok yoğun olsa da beğendim ama fazla yiyemedim.
Ancak ikinci servis edilen bir gece önceden pişirilmiş tereyağlı ve kremalı mercimek hayatımda yediğim en özel tatlar arasına girdi! Yine Kuzey Hindistan'dan "Dal Makhani" isimli bu yemek için şefe teşekkür ediyorum.
Bu defa doğu Hindistan'dan Bengali'den bir lezzet "Sarson Jhingaa" yani yoğurt ve hardal marine edilmiş közde karides ve Kuzey'den " domates soslu kremalı tavuk geldi. Tavuğu karidesten daha cok sevdim ama ikisi de guzeldi. Karides hafif aciliydi. Aslinda Hint mutfaginda acı olmayan bir şey yememiştim simdiye kadar.. Şef Varun Türklere özel biraz baharatları dengelemiş acıyı normalleştirmiş.
Son olarak safranli risotto ve sütlaca benzer bir tatlı Hint yemeği geldi, ismi "Kesari Phirni", Kuzey Hindistan yemeği. Safranı ilk defa tatli yedim değişik bir tadı oluyormuş. Hiç de fena değildi.
En son darjeeling ve earl grey blend çay ictik özel kung fu servisi ile. Keske darjeelingi earl greyle karıştırmayıp sade verselerdi ve ah keşke gaiwanda servis etmeselerdi dedim. Gaiwan bir Çin çay bardağı ve oolonglarin içiminde iyi oluyor küçük yapraklı çaylarda darjeeling gibi güzel olmuyor içemiyorsunuz ki herkes zorlandı. Onun dışında harika misafirperverlik, şaşırtan hayran bırakan farklı tatlar ile çok keyifli bir akşam yemeğiydi. Farklı dünya lezzetleri yemek isteyenler kesin gelsin....
Shangrila-Bosphorus Otel'de IST TOO Restoran'da #hindistanayolculuk yemeklerini siz de tadabilirsiniz. Fix menü 118 TL.
Bu keyifli akşam için Zomato'ya teşekkürler, Zomato profilim burada, takip edebilirsiniz :)
Hindistan'a yolculuk'un detaylı menüsü ise burada. Şimdiden afiyet olsun.
#shangrila bosphorus#ist too#hindistan#hint yemegi#baharat#zomato#aksam yemegi#hindistana yolculuk#ist too restoran
0 notes
Text
Shang Palace'da Çin Yemekleri Tadımı
Avrupa'da daha önce yalnızca Paris'te bulunan Shang Palace, kıtadaki 2. restoranını İstanbul'da açmış. Konusunda uzman ekibiyle Türkiye'de de bir yandan müşterilerine Çin mutfağını sevdirirken bir yandan da Çin kültürünü tanıtmak için kolları sıvamışlar.
Beşiktaş-Kadıköy Vapur İskelesi'ne komşu olan Shangri-La Bosphorus otelinde bulunan restoranın önünden pek çoğumuz gibi ben de defalarca geçtim. Ancak içeriye ilk defa Zomato'nun davetlisi olarak harika bir tadım etkinliği için girip muhteşem tatlarla tanışma fırsatı buldum.
İlk olarak bu etkinliğe aracı olan Zomato'nun tatlı çalışanlarına ve Shang Palace'ın sıcak kanlı ve başarılı ekibine teşekkür ederim.
Etkinlik başlangıcındaki en güzel "dampling"i yapma yarışması hem ortama hem de katılımcılara daha çabuk ısınmamızı sağladı. Dampling bildiğimiz mantıya benzer malzemeler içeren, ancak tek lokmada yenilmesi zor olacak kadar büyük Çin mantısına verilen isim. Bizim için hazırlanan malzemeleri kullanarak, Çinli ustamızın tarifi ve yönlendirmesi ile yaptığımız damplinglerin en güzelini ben yapamasam da yeme konusunda gayet başarılı bir performans sergiledim :)
Gruplara yönelik, şık ve dışarıya kapalı bir ortamda toplanma imkanı sağlayan odalarında bizim için hazırladıkları özel menüde neler yoktu ki?:
Yılbaşı sofralarının vazgeçilmezi olduğunu öğrendiğimiz," "Lo Hei" Somon" ismi verilen, sashimi (çiğ balık) ile havuç, beyaz turp, kırmızı biber gibi çeşitli sebzelerin müthiş uyumunu tahinli sosla birlikte damaklara taşıyan yemek ile başlayan ziyafet, her sofrada bulundurmak isteyeceğiniz atıştırmalıklarla devam etti. Tempura sosuna benzer bir karışımla kaplanarak kızartılmış küçük patlıcan parçalarından oluşan "Çıtır sarımsak parçalarıyla kızartılmış patlıcan" ve görüntü olarak pastırmaya benzettiğimiz "Sichuan tarzıyla, ballı siyah sirke ile kızartılmış çıtır, ince bonfile dilimleri" kızartma sevmeyenleri bile baştan çıkaracak lezzetteydi.
Ana yemek olarak sunulan "fırında kızartılmış Pekin ördeği" her ne kadar riskli bir yemek olarak düşünülse de, ağzınızda çıtır çıtır yayılan lezzet patlamaları sonucunda aşçının cesaretinin altındaki sebebi anlıyorsunuz.
Tabii bu kadar "kızarmış" üründen sonra tabağıma gelen "yağda kızartılmış kadayıfa sarılı karides"leri tamamen yemem mümkün olmadı. Ancak davetler için eşsiz bir ara sıcak olarak tercih edilebilecek bir lezzet...
Kızartmalara "çömlekte ağır ateşte pişirilmiş zencefilli ve yeşil soğanlı deniz mahsülleri" ile kısa bir ara verip, karides, kalamar ve deniz taraklarına doyduk. Bundan sonra, menünün benim için 1 numarası olan "karabiber sosu ile tavada kızartılmış dana kuşbaşı" ile tat tomurcuklarım bayram etti.
Son olarak, "Sichuan tarzıyla, wok'ta kızartılmış, kurutulmuş kırmızı biber ve yer fıstıklı tavuk"u takip eden tavada hafifçe sote edilmiş mantar, brokoli, kırmızı biber gibi sebzeler ve "bonfile dilimli çalı fasülyeli Çin eriştesi" ile ana yemek bölümünü tamamladık.
Tatlı bölümünde bizi bekleyen bir sürpriz vardı: özel Kung Fu Çay Gösterisi. "Vanilyalı dondurma ile kızarmış kadayıfa sarılı muhallebi" benim damak zevkime tam olarak hitap etmese de yanında servis edilen "milky oolong" çayı hem sunum şekli, hem de tadıyla güzel bir kapanışa vesile oldu.
Etkinliğin sonunda, Shang Palace lokasyonu ve samimiyeti profesyonellikle birleştirmiş ekibinin yanıda sıradışı lezzetleriyle de takdire değer olduğunu benim gözümde ispatladı. Tadı damaklarda kalan bu güzel etkinlikte, leziz menüsünün yanı sıra güzel insanlarla da tanışmamıza aracı olan ekibe sonsuz teşekkürler.
Nazlı Deniz Türker
0 notes
Text
Büyükçekmece Mimarsinan'da Mis Gibi Balıkçı: Balık Osman
Yine bir Sonradan Gurmeler etkinliği ile bu sefer Büyükçekmece Mimarsinan'a uzandık, buradaki en köklü balıkçı Balık Osman'a misafir olduk. Gurme-blogger arkadaşlarla bir araya gelmek, sosyal medyadan sadece blog isimleri ile tanıştığımız gurmeler olarak yüz yüze de sohbet etmek bu etkinliklerin en büyük kazancı. Bir de üstüne Balık Osman'ın misafirperverliği, lezzetleri, bol kepçe servisi eklenince harika bir pazar öğleden sonrası geçirdik diyebilirim. Unutmadan Balık Osman'ın manzarası da bir harika:
Balık Osman'da öyle böyle değil tam 2,5 saat yemek yedik. İkramın ardı arkası kesilmedi. Önce mezeler ve balık çorbası ile başladık. Balık çorbasını çok fazla sevmedim ama mezeler çok lezzetliydi, özellikle deniz börülcesi ve levrek marin tavsiyemdir.
Sonrasında ise ara sıcaklar servis edildi. Ara sıcaklarda ilk olarak lavunyayı tattık. Lavunya hem görüntüsü hem de lezzeti ile hepimizi vurdu. İçerisinde karides ve sebzeler var, baharatlı bir tada sahip. Çalı fasulyesi, havuç, kalamar, karides nişasta ile karıştırılarak hazırlanan lavunya her yerde aynı güzel görünüşe sahip olmaz burada hem göze hem damağa hitap etti, tebrik ediyoruz!
Bir başka ara sıcak balık mantı. İçerisinde levrek, mantar, elde açılmış hamur, üzerinde sarmısaklı yoğurt ve salça ile yapılmış. Bu da yine aşırı lezzetliydi...
Ana yemek olarak iki çeşit tattık: levrek kavurma ve kalamar dolma. İkisi de birbirinden güzeldi ama kalamar dolmayı özellikle vurgulamak zorundayım. Öyle bir geldi ki kalp atışlarımız hızlandı... Geldiğinde 2dk. daha pişmeye devam etti, kasilip içinden kaşarları aktığında da yüreğimiz eridi.
Kalamar dolmanın içerisinde karides ve kaşar var, üzeri zaten kalamar, mantar, biber...
Son ana yemeğimiz levrek kavurma da artık midem dolduğu için çok yiyemesem de lezzetliydi.
Tatlılar da genelde balıkçılarda olmayacak kadar güzeldi, beni şaşırttı. Mekan sahibinin kendi keşfi osmani tatlısı ve sorbe tattık.
Osmani tarçınlı tatlı sevenler için çok hafif, yanında meyve ve dondurma ile servis ediliyor. Sorbe ise badem likörü ve hindistan cevizliydi.
Her şey birbirinden güzeldi. Sonradan Gurmeler'e, katılımcı gurme-blogger arkadaşlarıma ve Balık Osman'a teşekkür ediyorum...
Gidin siz de yiyin...
1 note
·
View note
Text
Pide Ban Etiler
Sarıyer'lilerin çok iyi bildiğin Pide Ban Etiler'de de var. Bu civarda olanlar için güzel yemeği bu çevreye göre uygun fiyata yiyebileceğiniz, kalite /fiyat endeksi gayet iyi olan bir mekan. Hal böyle olunca öğle saati oldukça kalabalık oluyor buna rağmen çalışanları ilgili insanlar.
Burada hem pide, hem döner, hem kebap, hem de yemek çeşitleri bulabiliyorsunuz. Sağlıklı yemek için de çok iyi bir alternatif olduğunu söyleyebilirim.
İlk geldiğimde pidelerini denedim. %90'ı neredeyse kapalı yapıyorlar, içerisindeki malzeme oranının da çok iyi olduğunu düşünmüyorum. Ayrıca biraz fazla yağlı. Pişirilmesine bir sözüm yok gayet çıtıt çıtır. Porsiyon boyu da büyük, buranın güzelliği isterseniz yarım porsiyon alabiliyorsunuz her şeyden.
Illa pidesini yemek istiyorsanız önerim kavurmalı peynirli.
Bana göre Pide Ban'ın en güzel yemeği kara lahana sarması. Mutlaka yarım porsiyon alın buraya yolunuz düşerse.
Pide Ban'ın ev yemeklerini, zeytinyağlılarını da pek beğeniyorum. Her gün farklı yemekleri çıkıyor ve her gün 5-6 çeşit de zeytinyağlı oluyor, bir tabak dolusu istediğiniz yemeklerden doldurup aldığınızda fiyatı 15 TL.
Döner porsiyon da 15 TL. Pidelerin fiyatları da 12 TL civarında değişiyor.
Tatlı olarak da sütlaç, cheesecake, kadayıf var ama sütlaç öneriyoruz.
Çay servisleri de çok güzel. Büyük bardakta veriyorlar, çayları da lezzetli karadeniz çayı.
Afiyet olsun.
0 notes
Text
Nar Dükkan Karaköy
Haftasonu kahvaltısı için en sevdiğim yer artık Karaköy, bayadır böyle. Boğaza inmeyi hem kalabalıktan hem sıradanlıktan sevmiyorum. Buranın havası, insanları, hipster ortamı daha hoşuma gidiyor. Gel gör ki Rumelihisarı'nda sevdiğimiz kahvaltıcımız Nar'ın Karaköy'deki dükkanı yine tercihimiz oluyor.
Dışarıda oturmak o kadar güzel değil çünkü hemen öndeki masaların arkasında aslında bir inşaatlar bir olaylar var, hem kötü koku hem gürültü yayıyor malesef.
Kahvaltı mekanıysa gelr gelmez çay getiren yerleri seviyorum. Masada hazır zeytin, zeytinyağı ve salça ile ekmek olması da büyük güzellik. Çayları fena değil.
Mekanda masalar çok şeker, örtüler ve tabaklar piknik konseptinde. Kahvaltı olarak serpme şekilde bütün şarküteri ürünlerini alabiliyorsunuz, onun yanında gözleme, pankek, tost gibi seçenekler de var. Omletler, sahanda yumurtalar, menemenler de özel isteklerinize göre yapılıp getiriliyor. Onun dışında Rumelihisarı'ndan da alışık olduğumuz gibi Fulya Londra'da, Ayşe tatilde konseptli kahvaltı seçenekleri buradaki menüde de yerini almış.
Kahvaltı tabağının içinde mevsim meyveleri olmasını çok seviyorum, özellikle yazın meyveli kahvaltılar çok iyi oluyor.
Gözlemenin görünüşünü çok beğenmemize rağmen lezzet için aynısını diyemeyeceğim. Burada güzelce doyuran çok da pahalı olmayan bir kahvaltı yapmaız mümkün ama aşırı lezzetli değil.
Afiyet olsun.
1 note
·
View note
Text
La Paz Latin Amerika Restoranı
Şişhane'nin o taraflarda farklı mtufakların restoranlarını bulmanız mümkün. Taj Mahal Hint Restoranının hemen yanında da La Paz Latin Amerika Retoranı bulunuyor.
İçerisi çok ferah, klima var ve bu sıcaklarda bile rahatça oturabiliyorsunuz.
Tahta masalar ve duvarlardaki resimler ortamı çok daha keyifli hale getirmiş. Büyük gruplar için daha uzun ve büyük bir masa da var.
Latin Amerika ülkelerinin değişilk yemeklerini burada deneyebilirsiniz. Çalışanları da oldukça ilgiliydi, bize menüdeki yemekleri ve içeriklerini tek tek anlattı. İçki olarak da mojito başta olmak üzere kokteyller deneyebilirsiniz. Peçetelerin arkasında mojito tarifi var.
Küba'nın yemeği Camorones yedim. Tereyağında kızartılmış karides, siyah pirinç ve meksika fasülyesi pilavı ve marul veriyorlar. Karidesler ve pilav lezzetli ama porsiyon küçük ve marullar çok sade, keşke biraz nar ekşisi gibi sos da ekleselermiş.
Aji de gallina bir Peru yemegi. Safranlı patates ve tavuk yanında beyaz pirinç pilavı, üzerlerinde de kırmızı biber var. Safranlı tavuk lezzetliydi, safran sevenlere öneririm. Bu yemekte yumurta da varmış ancak bizim gibi yumurta sevmiyorsanız koymuyorlar.
Salata olarak en salada de ojo de bife con mango aldık. El Salvadorlu bir salata. Antrikot, mango, marul, domates, meksika fasülyesi ve La Paz ekmeklerinden oluşuyor. Üzerine bolca nar ekşisi koymuşlar ve çok lezzetli olmuş.
Tatlı olarak da Budin de pan'ı seçtik. Kolombia tatlisi. Kirinti ekmek, süt, yumurta, çikolata ve üzerinde marmelattan oluşuyor. Tarçın çok baskın gelmiş ama tadı fena değil.
La Paz'ın özel meyve suyu kokteyllerini de yemeğin yanında içebilirsiniz. Çilekli olan çok lezzetliydi.
Fiyatları da çok aşırı pahalı değil. Beyaz şarap ile birlikte kişi başı 40 TL'ye tatlı dahil güzel bir yemek yiyebiliyorsunuz.
#la paz#latin amerika restoranı#latin amerika#küba#taksim#şişhane#öğle yemeği#şili#kolombia#peru#arjantin
1 note
·
View note
Text
Burada Her Şey Yerinden ve Organik: Gakkı Karaköy
Alın size küçük, güzel bir kahvaltı mekanı. Karaköy o kadar hızlı gelişti ki artık yetişemiyoruz hızına. Küçücük bir mekan olan Gakkı daha açılalı dört ay olmasına rağmen haftasonu oturmak için sıra beklediğimiz bir yer halini aldı. Karaköy gitgide daha kalabalık oluyor, özellikle haftasonu.
Kahvaltının haricinde böyle atıştırmalık ya da ikindide yiyebileceğiniz türden çok lezzetli seçenekler var menüde. Hıçın da onlardan biri. Patatesli börek yanında kaymak ve vişne reçeli ile sunuluyor.
Yumurtalı ekmek ve pişi de diğer seçeneklerden. Yumartalı ekmekler de çok güzel pişilmişti.
Tatlı olarak da buharda pişirilmiş kek yedik. Çikolatalı ama baymayan cinsten, yanındaki kreması da yurtdışındakiler gibi ne çok tatlı ne de bayık, gerçekten hakkını vermişler. Sıcak sıcak yemeniz gerekiyor.
Her şey çok lezzetliydi, Gakkı'yı öneriyorum.
1 note
·
View note
Text
Pirpirim Antep Mutfağı Cevizlibağ
Bir öğle yemeği için daha kalktık, üşenmedik Maslak'tan Cevizlibağ'a kadar geldik, Antep sofrasının en iyilerinden diye duyduğumuz (arkadaşımız Mevlana'nın önerisi ile) Pirpirim'e geldik. Pirpirim Antep'de semizotuna deniyor. Benim beklentim isminin tatlılığından belki daha mütevazi bir yerdi ancak burası bildiğiniz önemli insanların (biz oradayken ol rütbeli bir polis amca geldi) geldiği kocaman bir restoran.
Böyle kalabalık gruplar için uzun masaları var. Biz yuvarlak bir masada oturduk ki bence daha iyidi. Servisleri çok hızlı. Hemen gelir gelmez sofrayı donatıyorlar. Salata, çiğköfte, ezme, peynir&tereyağı, sımsıcacık pide, dolmalık turşusu, isterseniz de içli köfte (biz almadık).
Salata güzeldi, gevurdağı ama çok küçük doğramamışlar ben kendim daha küçüklü yapıyorum, nar ekşisi biraz daaha fazla olabilirdi, marul koymaları gereksiz olmuş ve çok fazla maydanoz vardı.
Acılı ezme çok acı değildi.
Çiğ köfteler etten yapılıyor, çok soğan ve sarmısak koymuşlar ve çok az acıydı hatta neredeyse hiç acı değildi.
Turşular fena değildi, onlar da acı değildi. Ekşisi azdı, tam turşu gibi değildi yani. Ama biberler güzel ve doğal görünüyorlardı.
Pirpirim çorbası semizotundan yapılan buranın meşhur çorbası.
Beyran ise kuzu eti sevenler için önerilen bir çorbamsı yemek.
Kilis usulü Ali Nazik de en meşhur yemeği buranın. Normal Ali Nazik'ten farkı sarmısaklı yoğurt olmamasıymış, e çalışırken ofise döneceğimiz için mantıklı bir seçimdi bizim içinde. Etleri gerçekten çok lezzetli. Bolca şiş eti, altta közlenmiş patlıcan ve kırmızı, yeşil biber var. Gerçekten denenmesi gereken bir lezzet.
Ali Nazik sevmeyenler veya farklı bir şey yemek isteyenler için ise işte fıstıklı kebap...
Son olarak Antep'in kraliçesi katmer yedik... Bu yukarıda görmüş olduğunuz bir porsiyon katmer yani oldukça büyük ve üç kişi çok rahat yiyor. Ellerine sağlık hakkını vermişlerdi.
Çayları da çok güzeldi, kaçak çay kullanıyorlarmış. Çayını daha detaylı caycek.com'da okuyabilirsiniz. :)
Kısaca Pirpirim'i ben beğendim.
Hadi afiyet olsun.
0 notes