Tumgik
#yalnızbiropera
med--cezir · 2 years
Text
Murathan Mungan’ın “Yalnız Bir Opera” şiirini bilen bilir. Zannımca Mungan bu şiire başladığında, yangının tam ortasındaydı. Sonra ateş söndü, gece gündüze evrildi, güneş fotoğraftaki gibi sahte kaldı hayatında…
“Şiiri hissetmek ayrı, yaşamak ayrı…” derdi Timur’um, devamında da “Onu sahiplenmek ise apayrı” diye eklerdi.
İşte ben, bu şiiri sahipleniyorum ve ekliyorum;
“…
acıyla baş etmeyi öğrendim.
Yoksa bu kadar konuşabilir miydim?”
1 note · View note
yemreyi · 5 years
Photo
Tumblr media
Gittin.şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana. 
Şimdi biz neyiz biliyor musun?
Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
Birbirine uzanamayan
Boşlukta iki yalnız yıldız gibi
Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
Ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim
Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden 
Bizden diyorum, ikimizden
Ne kalacak? #murathanmungan #yalnızbiropera (Yardımlarınız için teşekkür ediyorum. Yorumlarınız arasında çok güzel şiirler vardı, çok sevdiklerim, ilk defa okuduklarım hepsi bir hisse tercüman olacak şiirler. Seçerken zorlandığımı itiraf edebilirim. Gönül isterdi ki hepsini yazabileyim ama malum bu mümkün değil. 😒Zaten bazılarını da daha önceleri yazmıştım. İlk gönderide de belirttiğim gibi içinden çıkılmaz hislerime tercüman olan bir şiir arıyordum ve Murathan Mungan’ın Yalnız Bir Opera’sı iyi geldi onu seçtim. Diğer şiirleri de iyi geldikçe ve kahve içtikçe yazmaya çalışacağım. Günün şiirinin altına siz yarının şiiri için önerilerinizi yazmaya devam edebilirsiniz.. #şiirlekalın #şiirdekalın 👋) (Starbucks Türkiye)
https://www.instagram.com/p/BxVmndVpIJ7/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=1e0efe8u73olx
2 notes · View notes
heyyodenyy · 4 years
Audio
  Yaz başıydı gittiğinde. Ardından, senin için üç lirik parça yazmaya karar vermiştim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum.      Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.            Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu      yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından      kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine      çerçevesine sığmayan      munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine      lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu            Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, belki de ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma.      Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? "Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve saat 16.04'tü onu bulduğumda.     Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını      Takvim tutmazlığını      Aramızda bir düşman gibi duran      Zaman'ı      Daha o gün anlamalıydım      Benim sana erken      Senin bana geç kaldığını      Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri. Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıştı.      Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk.      Sanki ufacık birşey olsa birbirimizden kaçacaktık. Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize. Gittin.şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.      Şimdi biz neyiz biliyor musun?      Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.      Birbirine uzanamayan      Boşlukta iki yalnız yıldız gibi      Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz      Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca      Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız      Ne kalacak bizden?      bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim      Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında      Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden      Bizden diyorum, ikimizden      Ne kalacak?      Şimdi biz neyiz biliyor musun?      Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi.      Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi      Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek      Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz
27 notes · View notes
sereinsblog-blog · 6 years
Text
...şimdi biz neyiz biliyor musun?
akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz.
birbirine uzanamayan
boşlukta iki yalnız yıldız gibi
acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz
bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca
kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız
ne kalacak bizden?
bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim şu kırık dökük şiirim
sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında
ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden
bizden diyorum, ikimizden
ne kalacak...
0 notes
yabancibirsahsiyet · 4 years
Text
Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını;
Takvim tutmazlığını,
Aramızda bir düşman gibi duran 
Zaman'ı...
Daha o gün anlamalıydım;
Benim sana erken,
Senin bana geç kaldığını...
0 notes
siyahtutkulu · 7 years
Text
Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan , benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin. Ve hala bilmiyordun sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim #yalnızbiropera 
1 note · View note
yemreyi · 7 years
Photo
Tumblr media
.. Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, belki de ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma.       Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? "Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve saat 16.04'tü onu bulduğumda.      Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını       Takvim tutmazlığını       Aramızda bir düşman gibi duran       Zaman'ı       Daha o gün anlamalıydım       Benim sana erken       Senin bana geç kaldığını.. #murathanmungan #yalnızbiropera #01062017 #haziran #perşembe #mayıs #rüzgar #gibi #geçti #senbanageçgeldinbensanaerken #gidemeyiş #üzerine #zaman #yazbaşıydı #gittiğinde #ayrılık #gitmek #şiir #kahve #kitap #edebiyat #şiirsokakta #şiirkadıköyde #şiirheryerde #starbucks #coffee #kadıköy #istanbul #iyigeceler #tekrardan 👋 (Starbucks Türkiye)
8 notes · View notes
perinintozu · 8 years
Text
Yalnız Bir Opera
ölü bir yılan gibi yatıyordu aramızda yorgun, kirli ve umutsuz geçmişim oysa bilmediğin bir şey vardı sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim
imrendiğin, öfkelendiğin kızdığın ya da kıskandığın diyelim yani yaşamışlık sandığın Geçmişim dile dökülmeyenin tenhalığında kaçırılan bakışlarda gündeliğin başıboş ayrıntılarında zaman zaman geri tepip duruyordu. Ve elbet üzerinde durulmuyordu. Sense kendini hala hayatımdaki herhangi biri sanıyordun, biraz daha fazla sevdiğim, biraz daha önem verdiğim.
Başlangıçta doğruydu belki. Sıradan bir serüven, rastgele bir ilişki gibi başlayıp, gün günden hayatıma yayılan, büyüyüp kök salan , benliğimi kavrayıp, varlığımı ele geçiren bir aşka bedellendin. Ve hala bilmiyordun sevgilim Ben sende bütün aşklarımı temize çektim Anladığındaysa yapacak tek şey kalmıştı sana Bütün kazananlar gibi Terk ettin
Yaz başıydı gittiğinde. Ardından, senin için üç lirik parça yazmaya karar vermiştim. Kimsesiz bir yazdı. Yoktun. Kimsesizdim. Çıkılmış bir yolun ilk durağında bir mevsim bekledim durdum. Çünkü ben aşkın bütün çağlarından geliyordum.
Sanırım lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu yüzündeki kuşkun kedere, gür kirpiklerinin altından kısık lambalar gibi ışıyan gözlerine çerçevesine sığmayan munis, sokulgan, hüzünlü resimlerine lirik sözcüğü en çok yüzüne yakışıyordu
Yaz başıydı gittiğinde. Sersemletici bir rüzgar gibi geçmişti Mayıs. Seni bir şiire düşündükçe kanat gibi, tüy gibi, dokunmak gibi uçucu ve yumuşak şeyler geliyordu aklıma. Önceki şiirlerimde hiç kullanmadığım bu sözcük usulca düşüyordu bir kağıt aklığına, belki de ilk kez giriyordu yazdıklarıma, hayatıma. Yaz başıydı gittiğinde. Bir aşkın ilk günleriydi daha. Aşk mıydı, değil miydi? Bunu o günler kim bilebilirdi? "Eylül'de aynı yerde ve aynı insan olmamı isteyen" notunu buldum kapımda. Altına saat: 16.00 diye yazmıştın, ve saat 16.04'tü onu bulduğumda.
Daha o gün anlamalıydım bu ilişkinin yazgısını Takvim tutmazlığını Aramızda bir düşman gibi duran Zaman'ı Daha o gün anlamalıydım Benim sana erken Senin bana geç kaldığını
Gittin. Koca bir yaz girdi aramıza. Yaz ve getirdikleri. Döndüğünde eksik, noksan bir şeyler başlamıştı. Sanki yaz, birbirimizi görmediğimiz o üç ay, alıp götürmüştü bir şeyleri hayatımızdan, olmamıştı, eksik kalmıştı. Kırılmış bir şeyi onarır gibi başladık yarım kalmış arkadaşlığımıza. Adımlarımız tutuk, yüreğimiz çekingen, körler gibi tutunuyor, dilsizler gibi bakışıyorduk. Sanki ufacık birşey olsa birbirimizden kaçacaktık.
Fotoromansız, trüksüz, hilesiz, klişesiz bir beraberlikti bizimki. Zamanla gözlerimiz açıldı, dilimiz çözüldü güvenle ilerledik birbirimize.
Gittin.şimdi bir mevsim değil, koca bir hayat girdi aramıza. Biliyorum ne sen dönebilirsin artık, ne de ben kapıyı açabilirim sana.
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak?
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi. Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz... Murathan Mungan
8 notes · View notes
nilingemisi · 8 years
Quote
Yokluğu derin ve sürekli bir sızı halini alır ...
Yalnız Bir Opera / Murathan Mungan
2 notes · View notes
de-duivel-wand · 9 years
Text
Şimdi biz neyiz biliyor musun? Akıp giden zamana göz kırpan yorgun yıldızlar gibiyiz. Birbirine uzanamayan Boşlukta iki yalnız yıldız gibi Acı çekiyor ve kendimize gömülüyoruz Bir zaman sonra batık bir aşktan geriye kalan iki enkaz olacağız yalnızca Kendi denizlerimizde sessiz sedasız boğulacağız Ne kalacak bizden? bir mektup, bir kart, birkaç satır ve benim su kırık dökük şiirim Sessizce alacak yerini nesnelerin dünyasında Ne kalacak geriye savrulmuş günlerimizden Bizden diyorum, ikimizden Ne kalacak? Şimdi biz neyiz biliyor musun? Yıkıntılar arasında yakınlarını arayan öksüz savaş çocukları gibiyiz. Umut ve korkunun hiçbir anlam taşımadığı bir dünyada bir şey bulduğunda neyi, ne yapacağını bilemeyen çocuklar gibi. Artık hiçbir duygusunu anlamayan çocuklar gibi Ve elbet biz de bu aşkla büyüyecek Her şeyi bir başka aşka erteleyeceğiz
5 notes · View notes