Tumgik
#tomar
geopsych · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Ten photos are not adequate to show the glories of the Convento de Cristo in Tomar Portugal which I visited 4 years ago today but that’s as many as I can put in a post on Tumblr. The tour I helped to design that year was meant for fantasy lovers, so every stop had some elements of a place you might encounter in a fantasy book, game, or movie. This place (which has a fascinating history I won’t go into here) more than lived up to that, especially as evening light crept over it and the sun set. I was so caught up taking pictures that I didn’t know it was closing time until someone found me, escorted me to the huge metal gate and locked it behind me.
277 notes · View notes
boy-yaoi · 8 months
Text
Tumblr media
hello oneynation.
159 notes · View notes
ya-no-la-quiero · 1 year
Text
Tumblr media
Alejandro Sequera
214 notes · View notes
g0ldenstar · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media
real old ms paint doodles of some guys
125 notes · View notes
Text
Late autumn in ancient monastery
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Tomar, Portugal
36 notes · View notes
lovelyangryheart · 6 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Convent de Crist, Tomar Portugal
48 notes · View notes
coctelmolotov · 11 months
Text
- ¿Quieres hablar al respecto?
- Quiero beber al respeto
92 notes · View notes
dedibelyegei · 6 months
Text
Tumblr media
Egy újabb debüt, az első portugál bélyeg itt, ráadásul éppen idén 50 éves! Én sokkal újabbnak gondoltam valamiért, dehát annyi baj legyen. A '73-as Városok és tájak sorozat harmadik tagjáról beszélünk a négyből. Portugália nevezetsségei láthatóak a bélyegeken, kis méretükhöz képest igen gondosan megrajzolva. Rendre a lisszaboni Aguas Livrés ókori vízvezeték viadukt (5 centavo), a Santa Maria da Feirea vár (2,50 escudo), a képen látható tomari Krisztus-rendi kolostor ikonikus ablaka (3,50 escudo) és a Guimaráesben található Braganzai Hercegek Palotája (4,50 escudo).
Tumblr media
Ez egy elég nagytömegben nyomott sorozat volt, úgyhogy nem mondható érdemben értékesnek, bár egy komplett négyes postatiszta állapotban, azért megüti az 1-2.000 forintot. Ennek ellenére az én példányomon szerintem tök menő a '74 szilveszteri dátumpecsét :)
Tomar egy Portugália közepén fekvő város, az azonos nevű község (talán a magyar járásnak megfeleltethető közigazgatási egység) központja. A városnak kb 20.000 fő, a községnek pedig mégegyszer ennyi a lakossága. A várost a XII. században alapították, éppen a Templomosok kolostorában, melynek díszablaka látható a bélyegen is. A XV. században volt jelentősége csúcsán, a portugál terjeszkedés egyik központjaként. A Krisztus-rendi Kolostor (Convento do Cristo), mint Portugália legjelentősebb történelmi és kulturális emlékhelye, 1983 óta a világörökség része. Ennek oka, hogy a kolostor a Templomos alapítás után, gyakorlatilag hét évszázadon át folyamatosan épült, bővült, így tulajdonképpen élő múzeuma a XII-XVIII. század közötti portugál építészetnek és szobrászatnak. Egyik legjelentősebb eleme a bélyegen látható tomari díszablak, melyet I. Mánuel király (1495-1521) alatt építettek egy bővítés részeként, és a róla elnevezett Mánuel-stílus legnevezetesebb alkotása. A szerzetesi élet 1843-ig tartott a kolostorban, ekkor Tomar grófja vásárolta meg az ekkorra Portugália legnagyobb épületegyüttesévé avanzsált komplexumot. Ő gondoskodott az épületek állagának megörzéséről, mígnem 1910-ben aztán az államra szállt. Íme az ablak:
Tumblr media
25 notes · View notes
xraventhegreatx · 7 months
Text
Tomar saying "Don't beat up the bottom bitch"
24 notes · View notes
leregirenga · 6 months
Text
Tumblr media
Escondamonos de miradas extrañas, de ojos de escrutinio, de palabras necias.
Se me antoja amarte, besarte hasta los huesos, arrimarme a tu alma, acariciarte los sentimientos y pasionalmente tomarte el corazón para acunarlo entre mis brazos.
Tentar tus manos para provocar que me lleven al placer y toquen mis más íntimos deseos, que tus yemas me lean en braille, que me arrastren a la locura y que me sumerjan en la mar del amor.
Leregi Renga
19 notes · View notes
muttball · 1 year
Text
Tumblr media
Convent of Christ
The Convent of Christ is a former Catholic convent in Tomar, Portugal. Originally a 12th-century Templar stronghold, when the order was dissolved in the 14th century the Portuguese branch was turned into the Knights of the Order of Christ, that later supported Portugal's maritime discoveries of the 15th century. It belonged to the Order of the Templars and was founded in 1160 by Gualdim Pais, grand master of the Knights Templar. Built over the span of five centuries, the Convent of Christ is a testimony to an architecture combining Romanesque, Gothic, Manueline, Renaissance, Mannerist and Baroque elements.
49 notes · View notes
seershwordl · 1 year
Text
"Quería tomarte de la mano y pedirte que te quedarás, pero si tenía que pedirtelo ya había perdido la guerra yo."
Vida-rota
62 notes · View notes
ancientorigins · 11 months
Text
Santa Maria do Olival, just outside of Tomar, Portugal is a small church with a big history. You’d never guess it, but it was once a base of operations for the Templar order.
31 notes · View notes
ruhurevan-tr · 7 months
Text
Tumblr media
Yaşanmış müthiş bir olay.
HİÇ olmayı başarabilmiş bir mübarek kadın...
FATMA NİNE.
ÜÇ KERÂMET...
Yıl 1983. 17 Nisan Perşembe günü, Kur’ân kursları müfredat programına göre; akāid dersimizin konuları olan mûcize, kerâmet ve istidrac mevzularını işlemiştik. Mûcizelerden bilhassa Peygamber Efendimiz’in ve diğer Peygamberân-i İzâm Hazerâtının mûcizelerinden örnekler verip izah etmiştik.
Evliyâların kerâmetleri izah edilip örnekler verildi. Ancak, öğrencilerin bunu daha iyi anlayabilmeleri için canlı bir örneğe ihtiyaç vardı.
Öğrencilere;
“–Günümüzde de böylece kerâmet gösterecek evliyâlar var. Ziyaret etmek ister misiniz?” diye sorunca, öğrenciler bir el yerine iki ellerini kaldırarak ziyaret etmek istediklerini söylediler ve;
“–Hocam; o evliyâ nerede, söyler misiniz?” diye ısrar etmeye başladılar. Onlara;
“–Ziyaret edeceğiniz velî uzak bir yerde değil, kursumuza yüz metre kadar yakın bir yerde. Ders çıkışında, sizi onu ziyaret etmeniz için göndereceğim. Keşif ve kerâmeti canlı olarak yaşayacak ve öğreneceksiniz.” dedim.
Öğrenciler;
“–Sağ olun hocam, hemen gidelim!” deyince;
“–Sabırlı olun, her iş; usûlüne uygun ve zamanında yapılmalı, dersimizi bitirince göndereceğim. Bir işi yaparken, o işi bitirmeden diğer bir işi ihmal etmek doğru değildir. Her ikisini de ihmal etmeden zamanında yapmak fazîlettir.” dedim.
Kursta dördüncü ders bitmiş, beşinci yani son derse girmiştik. Derste tesettürün Allâh’ın emri olduğu, bundan dolayı kadının Kur’ân’a göre örtünmesinin farz olduğu meselesini ilgili âyet ve hadislerle izah etmeye çalıştık.
Ondan sonra defterlerine sözlerinin kime ait olduğunu bilemediğim şu şiiri yazdırmıştım:
Örtün namusun senin, ey müslüman kadını,
Tesettürle dünyaya duyurdun sen adını.
Ne demişti vatanı dört bir yandan kuşatan:
«Hanımının örtüsü bu milleti yaşatan.»
Sende bir sır gizlidir, ey gönüller fatihi,
Senin örtüne bağlı, milletimin talihi.
Annesin; olacaksın, genç nesiller annesi,
Yırtacak engelleri, nûrunun pervanesi.
Vatanımın mührüsün, gözümüzün nûrusun,
Yüce Allâh’ım seni kem gözlerden korusun...
Paydos vakti gelmişti. Öğrencilerimi; gerekli konularda bilgilendirerek, Pamukova’mızın Derebaşı Ninesi diye tanıdığı Fatma Ninemiz -kuddise sirruhâ- Hazretleri’ne selâm ve hürmetlerimin kabulü dileğim ile ziyarete gönderdim. Ziyaret esnasında vukû bulacak fevkalâde şeylere dikkat etmelerini ve sohbet ederse not almalarını tembih ettim. Sabah görüşmek üzere öğrencilerle vedâlaşıp ayrıldık.
Ertesi gün ilk derste, sınıftaki öğrencilerimde başka bir hâl vardı. Ziyaretle ilgili bilgi vermek için sabırsızlanıyorlardı. El kaldırıp anlatmak isteyen öğrencilere;
“Bak yavrum, şimdi şu saatte Kur’ân-ı Kerim dersi var. Dolayısıyla bu saatte onunla meşgul olacağız. Ders bitiminde (teneffüste) konuyu görüşürüz.” dedim ve derse başladık. 45 dakika dersten sonra, teneffüste öğrencilerin hiçbiri teneffüse çıkmadılar. İçlerinden hâdiseye hâkim, nâtıkası düzgün olan bir öğrencim; şimdi bir Fâtihamıza muhtaç, deprem şehidi diyebileceğim Hikmet Hanım kızımıza söz verdim. Şunları anlattı:
“Hocam, sizden ayrılıp Fatma Nine’nin yanına gittik. Selâm verip, elini öptük. Bize gösterdiği yerlere oturduk:
«Hoş geldiniz, Kur’ân bülbülleri!» diyerek bize iltifatta bulunduktan sonra ilk sözü;
«Evlâdım, defterini aç. Hocanızın yazdırmış olduğu ‘Örtün Namusun Senin’ şiirini bir oku da dinleyelim.» oldu. O an, hepimiz şaşırdık. Birbirimize bakmaya başladık. Çünkü hocamızın yazdırmış olduğu şiiri yarım saat önce yazmıştık. Kendi kendime;
«İşte kerâmet bir...» dedim. Şiiri açıp okudum, çok beğendi:
«Aferin benim kızım mâşâallah.» dedi.
«Kızım, benim hâlimi merak ediyorsunuz, onun için beni ziyarete geldiniz. Hocanızın dün size anlattığı mûcize, kerâmet Allâh’ın bir lütfudur. Allâh’ın kudretinin peygamberlerden zuhur etmesine mûcize, velî kullarından zuhur etmesine kerâmet denir. Allâh’ın kudreti yavrum, bizde bir şey yok...»
«Ben, tamam kerâmet iki...» dedim. Çünkü olayları görmüş gibi anlatıyordu. Bir müddet sükût etti, sonra;
«Kızım, hocanızın hürmet ve selâmını niçin söylemediniz? Sizi, buraya uğurlarken selâm söyleyip; ‘Orada zuhur edecek fevkalâde şeyleri not edip, sohbet ederse sohbetini yazın.’ diye tembih etmedi mi? Hem de kızım, seni sözcü seçti.»
«Tamam, kerâmet üç...» dedim.
Fatma Hanım Ninemiz;
«Soracağınız bir şey var mı kızım?» deyince birden soracağım şeyi unuttum. Bunun üzerine Fatma Nine;
«‘Bu keşf u kerâmete nasıl sahip oldunuz?’ diye soracaktın ya kızım...» deyince beni bir ağlama tuttu. Ağladım. Sonra;
«Evet efendim, aynen benim soracağım şey de o idi.» deyince Fatma Ninemiz konuşmaya başladı:
«Bak kızım, fakir sahip olduğum bu keşf u kerâmete şu sûretle nâil oldum. Allâh’ın rızâsına ermek ve Allâh’ın gazabından kurtulmak için nefsânî arzuları terk ettim. Rabbime kul olabilmenin gayreti içinde oldum. Annemin;
İki adımdurur derler bu râh’ın zîr u bâlâsı
Biri nefse kadem basmak biri Sultân’a ermektir.
sözünü düstur edinerek, daima nefsimi muhafaza ettim. Nâ-mahreme asla âzâlarımı, bedenimi hattâ saçımın bir telini dahî göstermedim. Yemeklerimi daima evlâd u iyâlimle yedim. İmam Ali -kerremallâhu vechehû- Efendimiz’in;
‘Bir kimse, dünya hayatında cehennemlik birisini görmek isterse; evlâd u iyâlini terk ederek ve hizmetçilerini karşısında dikerek yalnız başına yemek yiyen kişinin yüzüne baksın.’ sözünden çok etkilendim. Bundan dolayı ben, tek başıma yemek yemekten kaçınırım. Yemek yerken Allah Teâlâ’nın emirlerini onlara tebliğ ederim. İyiliği emreder, onlara tatlı sözler söyler, onları sevindiririm. Zira en büyük hayır ve sadaka evlât ve iyâline ikram etmektir.
Ezan okunmadan evvel o vaktin namazını kılmak için abdest alır, Allah Rasûlü’nün sünnetine tâbî ve sâlihlerin sîretlerine iktidâ ederim.
Abdestli olarak ölen kimsenin şehid olarak öleceğine dair, Allah Rasûlü’nün mübarek sözlerini daima hatırda tutarak abdestli ölmek için, devamlı abdestli gezer ve abdestli olarak yatarım. Okunan ezâna, mutlaka icâbet ve itâat ederim.
Zübeyde Hatun’u anlatayım:
Zübeyde Hatun, Harun Reşid’in en sevgili ailesi idi. Birkaç tel saçı nâ-mahreme göründüğü için;
‘Nâ-mahremin gördüğü saçı başımda taşımam!’ diye bütün saçlarını usturaya vurdurmuştur. Allah rızâsı için, Allâh’ın emrine uyarak başını örtmek, şereflerin en yücesidir.
Kızım!..
Erkek mü’minin kırk senede eremediği makama, siz kırk günde erebilirsiniz. Hanımlığını bil, ırzına ve iffetine sahip ol, namazını kıl, kocana itâat et, kanaat ehli ol, israftan kaçın, kocana karşı hiçbir zaman;
‘Senin neyini gördüm ki?’ deme. Nankörlük etme, erkeğinin yüzüne çatık kaşla ve asık suratla bakma, tatlı dil ve güler yüzle onu teselli eyle, derdine ortak ol! Onun için Allah Teâlâ’ya duâ et. Âsî bile olsa, ıslâhı için duâ et. Yine de kendisine itâatte kusur etme. Getirdiğine râzı ol ve kanaat eyle, hakkını ödeyemezsin.
Kadının kocasına itâati, kulun Allâh’a itâati gibidir.
Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz;
‘Bir kadın, beş vakit namazını kılar; Ramazan’da orucunu tutar; ırz ve iffetini muhafaza eder; kocasına da itâatte bulunursa; o kadın, sekiz cennetin hangi kapısından dilerse cennete girsin.’ (İbn-i Hibbân) buyurmuşlardır.
Diğer bir hadîs-i şerifte de;
‘Kadının hayırlısı; ırz ve iffetini muhafaza eden, kocasının malını israf etmeyerek koruyan, nefsini nâ-mahreme karşı sakınandır.’ buyurulmaktadır.
Allah Teâlâ’ya ve kocasına mutî bir kadın; erkeğinin elbisesini yıkadığı vakit, Allah o kadına bin sevap yazar, geçmiş günahlarından bin günahını affeder. Yerde ve gökte ne kadar mahlûkat-ı ilâhî varsa o kadın için istiğfar ederler. Cenâb-ı Hak, o kadın için cennette bin derece ihsan buyurur.
Kadının iplik dokuması, elbise dikmesi, yemek pişirmesi, dünyaya çocuk getirmesi ve çocuğunu emzirmesi, düşman ile gazası gibidir. Kendisine düşmanla cenk etmiş kadar sevap verilir.
İmâm-ı Ali -kerremallâhu vechehû- Efendimiz, bir gün Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz’in ağladıklarını gördü ve sebebini sordu. Buyurdular ki:
‘–Mîracda ümmetimden birçok kadınların azâba uğradıklarını gördüm. Şimdi, onların hâllerini hatırladım da onun için ağlıyorum.’
Hazret-i Ali -radıyallâhu anh- buyurdular:
‘–Acaba, onların azaplarına sebep neydi?’
-Aleyhissalâtü ve’s-selâm- Efendimiz buyurdular:
‘–Kocalarına ihânet etmeleri; kocalarını, dilleriyle incitmeleri sebebiyle bu azaba müstehak olmuşlardı.’
Yine Allah Rasûlü -sallâllahu aleyhi ve sellem- bir gün kadınlara hitaben şöyle buyurdu:
“Ziynet eşyalarınızdan tasaddukta bulunun, çünkü ben, cehennemliklerin çoğunun kadınlardan oluştuğunu gördüm.”
Bunun üzerine kadınlar;
“Neden ey Allah’ın Rasûlü!” diye sordular.
Efendimiz şöyle cevap verdiler:
“Zira siz kadınlar çok şikâyette bulunuyor, kocalarınıza nankörlük ediyorsunuz!” (Buhârî, Iydeyn 7)
İnsan, ne yapıp yapmalı, kendisini çekip çevirmeli; Kur’ân’ın boyasıyla boyanmalı; Rasûl -aleyhisselâm-’ın ahlâkı ile ahlâklanmalı; her nefes, ölümü düşünmeli; kabrin haşyetini, mahşerin şiddet ve dehşetini tefekkür etmeli ve Allah Teâlâ’ya hesap vermeye hazırlanmalıdır.
Güzel yavrularım, hakikî kerâmet işte bu anlattıklarımı yaşayıp bu muhtevada bir kul olabilmektir. Allah, hepimize yardım eylesin. Haydi hocanıza selâm götürün. Benim güzel Kur’ân bülbüllerim. Allah adedinizi çoğaltsın. Esselâmü aleyküm.»”
11 notes · View notes
borapraportugal · 1 year
Photo
Tumblr media
Convento de Cristo #tomar #portugal #worldheritage #patrimoniomundial #unesco #travel #viagem #turismo #visitportugal #ptpatrimonios #portugalpatrimonios #walkabout https://www.instagram.com/p/CpUxpSTuTKm/?igshid=NGJjMDIxMWI=
42 notes · View notes
lovelyangryheart · 4 months
Text
Tumblr media
Igreja Charola, Convento de Cristo, Tomar, Portugal
21 notes · View notes