Tumgik
#sempatik kedi
yasamsallik · 1 year
Text
Tumblr media
Kedilerin Muhteşem Duygusal Dünyası🐾
Canlılar arasında yalnızca kedidir yaşamı umursamadan seyreden... Ve var olmanın döner dolabını, mesafeli bir konumdan izleyerek süzen...
Onda sempatik olma kaygısı yoktur; yalnızca yaşar, uzak... dingin... ve bilge...
Aynı zamanda kimin kendisini sevdiğini, kimin sevmediğini de çok iyi bilir.
Ama düzeltmeye uğraşacak kadar da kafaya takmaz. İlgilenir ya da geçer gider..
***
Her miyav kalpten gelen bir mesajdır.
Stuart McMillan
Kedilerle kıyaslandığımızda hangimiz, temizliği, sevgisi, sabrı, ağırbaşlılığı ve cesareti açısından bir kedi olabiliriz?
Fernand Mery
Kedilerle eğitim prosedürünün zor olduğu söylendi.Değil. Benimki iki günde beni eğitti. Bill Dana
Bir kedinin verdiği teselliyi asla küçümsemeyin; bir şey söylemez ama küçük dokunuşlarla, sürtünme ve yaslanmalarla size sevgisini gösterir ve kederinizden uzaklaştırmaya çalışır. Pam Brown
Minicik bir kedi yavrusu bir sanat şaheseridir. Leonardo da Vinci
Bir kediyle geçirilmiş zaman asla vakit kaybı değildir.
Sigmund Freud
Kediler güllere benzer. Seviyorsanız, tırnakları canınızı acıtmaz.
Fransız Atasözü
İnsanlar hakkında psikolojik romanlar yazmak istiyorsanız yapacağınız en iyi şey bir çift kedi edinmektir.
Aldous Huxley
Bir kedinin öfkesi muhteşemdir; saf kedi aleviyle yanar, bütün tüyleri dimdik olur ve herbiri cızırdayan mavi kıvılcımlar saçar. Gözleri ise içinin aleviyle ışıl ışıldır.
William Burroughs
Yalnız kediler, ölecekleri zaman bir iz bırakmadan kaybolurlar.
Oğuz Atay
34 notes · View notes
zeyneptgrl · 28 days
Text
Bence insanların cv’sine arkadaşlarının nasıl gördüğü ile ilgili bazı bölümler konulmalı ve sosyal hayatına ait bölümler de konulmalı….
Ben zeynep. Bu da benim ‘gerçek’ CV’m
- 33 yaşındayım. Ama 23 gözüktüğüme yemin edebilirim. Ispatlayamam çünkü çokta umrumda değil. Sayılar sadece ‘sayı’ rakamlar sadece ‘rakam’. Ve ben matematik mühendisi değilim.
-Şuana kadar 4 nesil zeynep varyasyonu var. Bence iyisi bu. Tadımı çıkarın. Çünkü kesin hemen değişicem.
-Zihnim çok büyük bir kaos yaşıyor. Şöyle örnekleyebilirim ; uyandığımda tam bir moron gibi uyanıyor ve saatler ilerledikçe hiperaktivitem tavan yapıyor ve tüm evi baştan düzenlemek istiyorum. Sonra tüm herşeyi yere atıp düzenlemeye başlıyorum ve 15 dk sonra motivasyonum -500 oluyor kendimi yatağa atıp yorganı üstüme çekiyorum. Bana 10 dk gibi geliyor. Ama ertesi gün öğle saati olmuş. Sonra o dağınıklığı görüyor ve yine moron gibi uyanarak bir sigara yakıyorum. Net kederden.
-Her 5-6 günde bir radikal kararlar veriyor bir hevesle hepsine başlıyorum. Bu kararlar sırasıyla (ki genelde yeni bir hobi edinmek oluyor) gitar çalmak,ukulele satın almak,ispanyolca öğrenmek,dikiş dikmek,kicbox yapmak,yetişkinler için boyama kitabı boyamak,tarot…. Sorun şu ki tüm bunların hepsini o an yapmak istiyorum. Ve ben bir hobi ediniceksem herşeyi tam olmalı. Yani 3 farklı gitarı 5 farklı ukuleleyi,her boyama kitabını,her markasa her renk kalemi,her çeşit ve renk kumaşı,tarota dair yazılmış her kitabı ve her çeşit tarot destesini ALMALIYIM. Sonuö olarak alıyorum tüm paramı bitiriyorum. Sonra tüm bunları renk ve boyutlarına göre önce organize ediyor görsel olarak düzenliyorum. Ve hepsine olan hevesim geçiyor. Sonra yine yorganı çekip uyuyorum ve yine ertesi günü öğlen uyanıyorum. Moron gibi kalkıp bir sigara içiyorum.
- Aynı anda 5 farklı meslek grubunda aktif olarak çalışıyorum. Spor eğitmeni-dansçı-kapılarşılama-öğretmen-Garson… Hepsine 12 gün büyük bir hevesle enerjiyle gidiyor. 13.gün hepsinden ‘ruhsal olarak yorgunum’ diyerek istifa ediyorum.
- Sevdiğim bir şarkıyı 2000 defa üst üste dinleyip.Sıkılınca radyoda rastgele denk gelsem bile değiştirecek kadar tiksiniyor ve asla dinlemiyorum.
- ‘Yok kanka ya ben hayatımda bir çiçeğim bile sorumluluğunu istemiyorum’ diyip bir kedi sahipleniyorum.
- 3 gün asla yerimde duramicak enerjide dans edip eğleniyor geri kalan 2 günü domuz gibi bir suratla 0 enerji 0 iletişim ile geçiriyorum.
-Hiç susmadan 4 saat konuşabiliyorum.
-Kelimelerim gerçek anlamlarını gerçekten unutuyorum.
-Geçmişe dair çok az şey hatırlıyorum.
-Bazen çorabımdan donuma kadar pespembe giyinip ertesi günü simsiyah bir kombinle tam bir metalci olabiliyorum.
-İşime gelmeyen her durum için özenle uydurulmuş bir ‘anksiyete’ türüm var.
Bunların dışında; hayatımdaki herkesi olduğu gibi olduğu şekilde kabul ediyor ve seviyorum. Sevmediğim çok az insan var. Herkesin kalbindeki kötülüğü net görebiliyorum. Patavatsız seviyede dürüstüm. Her doğruyu heryerde umarsızca söyleyebiliyorum. Tüm bu modern görünüşümün aksine gelenekselci ve muhafazakar biriyim. Dışardan umursamaz,umarsız,pervasız,müsrif,dünya yansa zeyno saçını tarar imajımın aksine; minnoş, güzel ve sempatik biriyim. Ama piçlik istersen onu da çok iyi bilebilirim.
Geri kalan herşey için ‘zeynoyu nasıl bilirdiniz’ başlığı altında dm de buluşalım. Byz.
1 note · View note
irtifuck · 8 months
Text
Tumblr media
Tom ve Jerry, günümüzde yapılan pek çok kötü kedi-iyi fare şeklinde kodlanan çizgi filmlerin atasıdır... Kendisiyle hemen hemen aynı dönemde izleyicisiyle buluşmaya başlamış Sylvester ve Tweety'den en büyük farkı, bu çizgi filmde hiç diyalog olmamasıdır. Yani Tom ve Jerry'nin konuştuğunu görenlerin sayısı, muhtemelen Şirinler'i ormanda görenlerden daha azdır... Tom ve Jerry'deki ironi de, yüzünü göremediğimiz karakterleri konuşur görmemiz. Örneğin Tom'ın sahibi -daha doğrusu onu kullanan kadın- yüzünü gören cennetlik onun. Belki de bu yüzden Sylvester ve Tweety her daim daha sempatik geliyor, çünkü Tweety'yi konuşurken duyabiliyoruz. Onu sevimli bulmamız için bir sürü sebep var, tek cümleyle özetlemek gerekirse, "Biy kedi göydüm şanki."
Ama Allahın lağım faresi Jerry'de böyle bir durum yok. Sempatik olması için kahverengi olup sürekli sırıtması sağlanmış ama kaç kişi farelerden tiksinmez ki? Fare fobisini normal bulmaktan alamıyorum kendimi. Bildiğiniz üzere Orta��ağ'da 2. Dünya Savaşı'ndakinden bile daha çok insanı öldürdüğü söylenen bir veba gerçeği vardı ve her ne kadar doğru olmasa da vebanın farelerden bulaştığı bilgisi yaygındı . Yani bugün fare korkusu olan insanların bu fobisi genetik olabilir - kimse bilemez kökenlerinin nereye dayandığını. Ha'di bugün OrtaÇağ'da vebadan ölen bi' İngiliz asilzadesinin torunu yaptım sizi bendensiniz. Şaka BİR yana, fare uğraşılması zor bir hayvandır. Evime girdiğini hayal edemiyorum. Ona zarar vermeden ondan kurtulmak mümkün olmazdı herhalde. Ya fare zehri, ya kapan kullanılır böyle durumlarda... başka n'apılır ki? Valla başka BİR çözümü olsa keşke...
Neyse efenim, kediler öyle mi? Kediler , genetik olarak bize farelerden daha az benziyor olsalar bile onlara olan sevgimizi de tarihsel açıdan inceleyebilirim, ama boş verin, çünkü "nasty" konuları genetikle falan açıklayarak sizi aydınlatmak daha eğlenceli. Evet, ben lamba gibiyimdir, beni tanıdıkça aydınlanırsınız, ama lamba da elektrikle çalışıyor di mi?... kedi fanları olduğu kadar anti'leri de mevcut LOL. :( Dünyanın düzeni böyle. Bence kedileri sevmeyenlerin bi' incelemeye/açıklamaya ihtiyacı yok, onlar direkt hayvanları sevmiyor çünkü... kedinin bizlere genetik açıdan daha az benzediğinden dem vurmuştum, bu nedenle de nefret edilebilir, ama benim iddiam şu ki, kedinin antisi = hayvanın antisi; çünkü Sokrates'ten ötürü... mantık çok basit değil mi? İnsanlar kedilerden nefret eder. Kediler hayvandır. Öyleyse insanlar hayvanlardan nefret eder.
Tom ve Jerry'nin yapımcılarının Jerry'yi bol bol kayırıp Tom'ı bu kadar "eziklemesinin" başka bi' izahatı olamaz. Yapımcılar kedilerden nefret ediyor... dolayısıyla hayvanlardan da...
Hayır, bu kadar basit olmayacak, merak etmeyin. Kedilerin, fareleri yemediği bilinir - yiyenine şahsen rastlamadım. Ama onları sadece "Bu mekân benim" gibilerinden öldürürler... dolayısıyla bu şovda da Tom'ın Jerry'yi yeme gibi bi' amacı yok. Öyleyse Tom'ın Jerry'nin peşine düşmesinin bi' dayanağı olmalı. Jerry, Tweety gibi öyle kafeste beslenebilecek bi' hamster falan olmadığı için, evin deliğinde yaşıyor, ve Tom'ın elektriklerini üzerine çekebilmek için, Tom'la mütemadiyen uğraşıyor... Tom'la Jerry'nin dost dost geçindiği ponçik ama nadir bölümler, şovun bayağı bir ilerleyen bölümleridir, başlangıçta bu ikisi bittabi kedi-köpek gibidirler... "No pun intended..."
Kaç kez Jerry'nin, durduk yere Tom'ın bıyıklarını çekmesiyle başladı BİR bölüm ? Kaç kere, o yüzsüz (literally) sahip/sahibe, Tom'a Jerry'yi yakalama, vesaire görevi verdi ve Jerry, yapımcılardan torpilli bi' lağım faresi olarak, Tom'a yakalanmadığı için Tom bu sahibin istismarına uğradı? Tom yeri geldi dayak yedi, yeri geldi aç bırakıldı (balık ve sütten bahsediyoruz) yeri geldi sokağa atıldı... ve bütün bunları yaşarken hiç kimsesi yoktu Tom'ın. Jerry'nin müttefiklerine bi' göz atalım.
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Bakınız, resimleri konuşmaya gerek yok, zaten onlar Tom'ın müttefikinin olmadığının bir tescili adeta... sayılarının bu kadarla sınırlı olmadığına emin olduğum "yan karakterlerin" hepsi Jerry denilen lağım faresinin tarafında. Bu kadar "müttefiksizlik", Selena'daki Hades'te yoktu azizim...
Söyleyin bana, bu şovdaki asıl kurban kim ? Doğanın kendisine emrettiği şekilde sıçanın tekini yakalamaya çalışan Tom mı, yoksa güya "ezilenleri/sefilleri" temsil eden Jerry mi?
Kedilere duyduğu nefret, Tom ve Jerry'yi izlemesinden mütevellit bir çocukla karşılaşırsanız, onun izlemesine izin verilen programları bir gözden geçirmek isteyebilirsiniz sevgili okuyucular...
Emin olun, Squid Game'i izleyip gaza gelen nesilden daha tehlikelidir bunlar. Çünkü kedileri hedef alıyorlar.
İmza: Bodrum Masalı denilen rezil rüsva dizinin sadece Aslı denilen yaratığı kayırması nedeniyle Uzay denilen sefilden de tiksindirmesi sonucu Ateş ve Alara gibi pamuklara sarmak istediğim ponçik karakterlerin daima yanında bir muhafız gibi dikilen, Caed "Torpil Düşmanı" Lera.....
0 notes
henagel · 11 months
Text
Beni merak eden biri olsun istiyorum. En çok da kendimi merakta bırakıyorum. Acaba bundan sonra ne yapacağım? Belirli bir yönü olmaması da hoşuma gidiyor aslında düşüncelerimin. Kavgacı yönüm böyle ağır basar gibi olup hep merhamet tarafıma geri dönüyor... İnsanlara çok merhamet ediyorum yani onlara acıyorum. Peki ben kimim ki? Böyle yukarıdan bakmamın kimseye bir faydası yok yalnız uyandığım o son rüya neydi öyle?
Bir de taa Ihlamur kasrını ziyarete gittiğim zaman karşılaştığım o sevimli dayı nerede? Ne yapıyor acaba şimdi. Onunla durakta Eminönü'ne gidecek aracı beklerken fotoğrafını çekmek için izin istedim. İzin verdi tabi sempatik adam. Bir de hiçbir şey umrumda olmayan bir haylaz çocuk ifadesi var ki... Adamla aynı yaştayız gibi hissettim. Onun yaşı benim yaşıma benim yaşım onun yaşına karıştı sanki. Gayet mütevazı, tatlı bir adamdı. Sırtında taşıdığı hasır sepete yük yüklenip bir gün Aksaray'a bir gün de Ihlamur Kasrı'nın etrafında bazen de Kadıköy'de oluyordu. Benim gibi o da gezmeyi seviyordu. Otobüsle giderken bana maceralarını anlattı akşama kadar dinleyebilirdim onu. Benim tabirimle yaramaz bir kedi olup gençliğinde eşini Türkiye'de koymuş ve Almanya'ya kaçmıştı. Sonradan tabi konsolosluğa gidip güzelce bir vatandaşlık kimliği alıyor. Kendisi gibi orada çok fazla Türk bulunuyor ama bu tatlı amcamız oradaki Türklerden rahatsız. Yer içer yatarlar diyor. E devlet de bakıyor bunlara yan gelip yatıyorlar, yanlış. İnsan dediğin çalışacak diyor. Okulumu da sordu. Marmara Üniversitesi Edebiyat fakültesi dedim, iyi dedi. Bol bol çalış. Nereye gidersen git çalış öyle yan gelip yatmayla olmaz hiçbir şey olmaz! Tabi ki söylediği her şeye katılıyordum. Benim de hayatta bir amacım vardı. Ben de bu adam gibi gezmeyi çok seviyordum. Hem seyahat edebileceğim hem de işimi yapabileceğim bir şey yapmak istiyorum. Öyle ki yaptığım iş her neyse onda en usta ben olmalıyım. Tabi bu megalomaniac tavırlarımdan bahsetmedim adama. Aramızda garip bir dostluk oluştu. O anlattıkça benim hayretim ve hayranlığım da arttı. Almanya'ya kaçmak kendisini kesmemiş olacak ki adam bu sefer de Almanya'dan Fransa'ya kaçtım dedi. Ben tabi iyice ilginçleşmeye başlayan bu hikayeye ve adama daha çok bağlandım. İndim dil bilmiyorum, kaldım ortada. Zamanla onların dillerini öğrendim de öyle rahat ettim, dil bilmek önemli sen de ingilizce muhakkak öğren yarın öbür gün kendini Fransa'da buluverirsin ingilizce imdadına koşar.
Bu kadar yaşlı bir adamın bu kadar haklı konuşması... Bir de ilginç bir ortam noktamız olduğunu da öğrendim otobüsümüz Eminönüne yaklaşırken: o adam da Cerrahpaşa Mahallesi'nde yaşıyormuş. Kocamustafapaşa caddesinde... E ben bir şok daha geçirdim tabi. Geçen gün cuma pazarına gitmiştik annemle ve bu adamda oradaymış sırtında yine aynı hasır sepet. önümden hazırla geçip giden o muydu değil miydi bilmiyorum ama kader bizi bir şekilde ta Beşiktaşlarda karşılaştırdı. Bu tesadüfe de çok sevindim. Adamla aramızda baya baya dostluk ilişkisi oluşmuştu. Bazen kendimdeki bu dostluk kurma huyuna şaşırıyorum. Çünkü kim olduğu önemsiz herkesi canı gönülden dinlerim. Bu gerçekten büyük etki yapar. İnsanlar sonunda hikayelerini anlatacakları bir kişi bulurlar. Masum bir şekilde usul usul anlatırlar her şeylerini. Bu abiyle de öyle olmuştu. Artık abim sayıyordum onu. Eminönünde inip bir de otobüsle dirket Haseki duragina gideceğimi duyunca e yürüye yürüye git Eminönünden orası kısa zaten dedi. Eee onca yıllık gezgin. İnsanlara ihtiyaçlarını İstanbul'un bir ucundan diğer ucuna taşıyor. Yurt dışı geçmişi de olduğu için İstanbul'da bulunan yabancı uyruklu arkadaşlarına da her şeylerini o götürüyordu. Tam hayalimdeki gibi İstanbul'u bir uçtan bir uca dolaşıp durmuştu kısaca tam hayalimdeki gibi... Umarım ben de bu arkadaşımı örnek alarak dilimi geliştirip yurt dışına çıkabilirim. Ona göre halledermişim, bakalım. Göreceğiz... 🐈‍⬛
1 note · View note
gundem-haberleri · 2 years
Text
Gaziantep ALG’de şampiyonluğun sembolü Casper
Turkcell Bayanlar Futbol Harika Ligi’nin play-off final maçında Karagümrük’ü 2-1 yenerek şampiyonluğu kazanan Gaziantep takımı ALG Spor’un şampiyonluk sevinci sırasında platformda kaleci Selda Akgöz’ün kucağından görünen sempatik kedi geceye damga vurdu. Bayan ekibinin içindeki terk erkek olan, futbolcuların maskotu ‘Casper’ın birebir vakitte şampiyonluğun uğuru olduğu da böylelikle ortaya çıkmış…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
mrs-suicide · 6 years
Photo
Tumblr media
3 notes · View notes
sadeceask06 · 3 years
Note
1) adın ne?
2) kaç yaşındasın?
3) Hangi şehirde yaşıyorsun ve yaşadığın şehri seviyor musun?
4) Siyasi görüşün?
5) Hangi takımlısın
6) eşofman mı pantolon mu?
7) gömlek mi tişört mü?
8) sevgilin var mı?
9) saat mi bileklik mi?
10) spor ayakkabı mı topuklu ayakkabı mı?
11) eşcinseller hakkında ne düşünüyorsun?
12) çocukluğunu özlüyor musun?
13) telefonunun markası?
14) hayatın sence yolunda mı?
15) sinema mı televizyon mu?
16) kahveyi nasıl seversin ? Şekerli , sade,sütlü vs..
17 açken sen sen misin?
18) en sevdiğin cips?
19) gözlüklü kızları/erkekleri nasıl buluyorsun?
20) sempatik kelimesi senin için ne ifade ediyor?
21) ne tür müzik dinlersin?
22) hiç karakola düştün mü?
23) En sevdiğin alkollü içecek
24) en sevdiğin çikolata çeşidi?
25) herhangi bir şeye alerjin var mı?
26) tumblrda postların yürüdü mü?
27) twitterda hangi ünlüleri takip ediyorsun?
28) hiç wattpadde hikaye yazdın mı?
29) bir kızı/erkeği nasıl etkilersin?
30) parfüm mü doğal koku mu?
31) spor yapar mısın?
32) hiç öpüştün mü?
33) sence aşk mı sevgi mi dostluk mu?
34) kendini 3 kelimeyle anlat desem?
35) en çok gitmek istediğin ülke?
36) nutella mı çiğköfte mi?
37) klişe bir soru ama sence aşk nedir?
38) yağmurlu günlerde yürümeyi sever misin?
39) hiç porno izledin mi?
40) başını yastığa koyduğunda aklına gelen ilk isim?
41) bu aralar en çok hangi şarkının bokunu çıkardın?
42) ne tür kitaplar okursun?
43) rap dinler misin?
44) en sevdiğin komedyen?
45) siyah mı beyaz mı?
46) arkadaşların sana nasıl hitap ederler?
47) İsmini değiştirme şansın olsa ne yapardın?
48) hiç sex yaptın mı?
49) birini terk ettin mi?
50) Sayısal mı sözel mi yoksa dil mi?
51) en çok kullandığın küfür?
52) parfümünün markası?
53) en sevdiğin grup/şarkıcı?
54) Cem Yılmaz mı Şahan Gökbakar mı
55) hangi ünlülerin konserine gittin?
55) en çirkef huyun?
56) en sevdiğin tatlı?
57) en sevdiğin internet sitesi?
58) en sevdiğin tumblr bloğu?
59) kolay sevip zor mu vazgeçersin? Zor sevip kolay mı?
60) ayran mı kola mı?
61) en sevdiğin dizi?
62) en sevdiğin film?
63) kankan seni bir anda öpse ne yaparsın?
64) şu an ne yapıyorsun?
65) şu an karşında ne var?
66) en sevdiğin eşyan?
67) En sevdiğin mevsim?
68) Ülkenin durumu hakkında ne düşünüyorsun?
69) hiç ölümle burun buruna geldin mi?
70) kendinden hiç nefret ettin mi?
71) sen hiç hiç oldun mu?
72) dininin emirlerini yerine getiriyor musun?
73) sigara içer misin?
74) hiç tehdit altında kaldın mı?
75) hiç esrar/kokain vs. kullandın mı?
76) sence ağlamak zayıf bir davranış mı?
77) küfür eden kızlar/erkekler itici mi?
78) Dış görünüş önemli mi?
79) Favori ilk üç şarkın?
80) En sevdiğin renk?
81) Çok paran olsa ilk ne yapardın?
82) En cesurca davranışın?
83) Sevdiğin kişi için değişir misin?
84) Tikin var mı?
85) Gıcık mısın
86) En sevdiğin çiçek hangisi ?
87) Güven sorunun var mı?
88) Kendine güvenir misin?
89) 2. şans verilmeli mi?
90) Hangi ünlü ile evlenirdin?
91) Alerjin var mı? Neye?
92) Sakin misin sinirli mi?
93) Dövme yaptırsan nasıl bir şey olurdu?
94) Platonik aşık oldun mu
95) Kendine zarar verdin mi?
96) Aşık olduğun şehir?
97) Bir süper gücün olsa ne olurdu?
98) Gitmek istediğin ülke?
99) Şu an biriyle küs müsün?
100) Tek yaşamak mı ailenle yaşamak mı?
101) Hiç evcil hayvanın oldu mu?
102) Kalp kırılsa da sever mi?
103) Hayalindeki meslek?
104) Üşengeç misin?
105) Garip bir fobin var mı?
106) Fotoğraf çekmek mi? Çekilmek mi?
107) Birinin sana yalan söylediğini fark ettiğinde ne yaparsın?
108) URL'in ne anlama geliyor?
109) Dini inancın ne?
110) Sana gelen en son mesajda ne yazıyor?
111) Söylediğin en son yalan kime ve neydi?
112) Öfkeni nasıl belli ediyorsun?
113) Telefon görüşmesi mi yoksa videolu görüşmeyi tercih edersin?
114) Hayaletlere inanıyor musun? Ya da uzaylılara?
115) Karadeniz mi; Akdeniz mi?
116) Senin için hayatın anlamı nedir?
117) Son okuduğun kitap? 
1)Zeynep
2)15
3)Nevşehir.Evet yaşadığım şehri seviyorum...
5)Galatasaray
6)Pantolon
7)Tişört
8)Hayır
9)Saat
10)Spor ayakkabı
12)Aslında ben çocukluğumu yaşamadım.Yaşayamadım.
13)Apple iphone 11
14)Hayır.Herkesin hayatı düz çizgide giderken benimki kalbin izlediği yol gibi.İnişli,çıkışlı...
15)Sinema
16)Sütlü
17)Açken gözüm hiçbir şey görmez.Saldırgan kedi gibi...
18)Lays
19)Bence ya zekiler ya da elektronik bağımlısılar...
20)Cana yakın insan
22)Hayır
24)Bitter hariç hepsi...
25)Hayır
26)Hayır hatta hiç diyebilirim
28)Hayır
29)Duruşumla
30)doğal koku
31)Aklıma kilo aldığım düşünce.Çok sık değil yani...
33)Aslında 3 ünü de
34)Dürüst,sempatik,cesaretli..
35)Fransa
36)Çiğ köfte
37)Aşk aslında bir kilide benzer.Bir insan aşık olduğunda "aşık oldum"diyemez.Aşk anlaşılır bir duygu değildir.Bir insan aşık olduğunda onu görünce kalbi hızlı atar....
38)Evet
40)Bu hayatta kimseyi o kadar önemsemedim.
42)Aşk
43)Nadiren
45)Siyah
47)Erva
50)Sayısal ve dil
56)Trileçe
57)TUMBLR
59)Kolay sevip zor vazgeçenlerdenim
60)Ayran
63)Adrenalin yüksekliğinden bayılırım
64)Anonim sorularını cevaplıyoorum
65)Duvar
67)Kış
69)Geldim
70)Ettim
72)Hepsini değil ama evet
74)Birçok kez
76)Bence ağlamak zayıf bir davranış değil.
78)Benim için önemli değil.
80)Kırmızı
82)Başkası için araba önüne atlamak
83)Evet
84)Test edildi hiç yok
85)Hem de çok
86)Gül
91)Yok
92)Sinirli
93)Uçan bir kuş olurdu.Özgürlüğe..
94)Evet
96)Paris
97)Ateşi,havayı,suyu ve toprağı kontrol etme gücü
98)Fransa
99)Yani
100)Tek yaşamak
101)Hayır
102)Sever
103)Genel cerrah
104)Hayır
106)Fotoğraf çekmek
112)Bağırarak
113)Telefon görüşmesi
115)Karadeniz
116)Hayat bir çiçeğe benzer bir gün solar,hayat bir kuşa benzer bir yere kadar uçar...
117)3391 kilometre
Bu kadarını cevapladım...
10 notes · View notes
gmzekosar · 7 years
Photo
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Kedicik gibi hallere 🔺
6 notes · View notes
yantekerlek · 3 years
Text
mey?
bugün mey sorduk i.m.ç. bloklarındaki bir enstrüman dükkanına. direkt şöyle. kolay gelsin. mey var mıdır? vardır. fiyat öğrenecektim. ben ilgileneyim buyrun göstereyim. peki buyuralım. işte burada. evet. mey. mmm yalnız bizim konuyla alakamız yok. sadece alacağız. fiyat araştırması aşamasındayız.
neyini araştırıyorsunuz düdükler der gibi baktı sempatik abimiz (gerçekten çok sevimli bir abiydi ya). o öyle sevimli olunca ben direkt kafa atar gibi bakamadım. ayıp olmuyor mu abi düdük filan konuyla bağlantılı laf sokmalı hitaplar. yakışıyor mu sempatik abi?
piyasa... dedi. iktisat giriş filan başlayacaktı. sonra vazgeçti. enstrüman tanıtımına geçti. bakın sevgili arkadaşlarım müzik hakkında pek bilginiz yoksa bunlar delikler. ses bu delikler yardımıyla çıkar. yabbbmaaa yavvvv dememek için kendimi zor tuttum. tut kızım devam et bırakma. dalga geçme bu konuşmaya bir giriş cümlesi lazımdı. her konuşmaya bir giriş cümlesi lazımdır, hıyarlık yapma. evet dinliyorum. bu deliklerin işçiliği, meyin hammaddesi çok önemli. sesin güzel çıkması için elzem. hmmm. piyasa fiyat filan... (aha iktisat!) gidin burada istediğiniz mağazadan alırsınız ama bu pürüzsüzdür. fiyat değişmeyecek ama işçilik değişecektir.
abi ikna etmene gerek yok. ben geçen sene burada ölmek üzere olan kedinin başında beklerken yanıma geldiniz kediye baktınız. biz de veteriner çağırdık belediyeden geleceğiz dediler gelmediler dediniz. ben de aradım veterineri yine bir saat bekledim kedi başında. sürekli kontrol ettiniz dükkandan çıkıp çıkıp. biz meyi zaten buradan alırız. diğer mağazalara da bakmayacağız. küçükpazar üzerinden cağaloğlu'na geçeceğiz. görüşmek üzere. o kedi de ölmüştür.
150₺
10 notes · View notes
kemalsunalarsivi · 3 years
Text
Evlenme Teklifi - Nişan
1. Haber 
Şaşkın Damat
Türk sinemasında komedi modasının getirdiği yıldızlardan birisi de Kemal Sunal. Başarılı komedyen Salako'dan sonra «Şaşkın Damat» da yine başrol oynuyor. Aslında şaşkın maşkın değil, bal gibi salak bir damat Sunal...
  Türk sinemasının komediye yönelik filmler yapmaya başlamasından yana ortaya seyircinin büyük sempatisini toplayan bir komedyen çıktı. Adı Kemal Sunal... Zeki Alasya, Metin Akpınar ve Halit Akçatepe üçlüsü ile çevirdiği filmlerin yanısıra ilk kez «Salako» da başrolde görünen sanatçı şu sıralarda yeni filmine başladı. Adi «Şaşkın Damat»... 
  Evet filmin adı «Şaşkın Damat> ama sanatçı bakın ne diyor:
– «Ne şaşkını kardeşim... Düpedüz salak damatı oynuyorum.»
Hani yalan da sayılmaz... Ve sözü dilerseniz yine ünlü komedyene bırakalım:
– «Seyircinin gözünde bir kez salak damgasını yedik. Eee filmlerde de salak tipini canlandırmazsak olmaz. Bakın bu filmde neler geliyor başıma... Zengin bir evde bahçivanım. Evin kızı ise ailesine karşı mutaasıp görünen oysa açık saçıp partiler veren bizim Meral Zeren. Ben cahil kafamın kurbanı olarak o kıza aşık oluyorum. Aman nereden de aşık oluyorum. Neyse günün birinde bir eve davet ediyorlar beni... Tabii benimle alay edip gülmek için. Bir de ne göreyim... Herkesin elinde bir tas eritilmiş çukulata, birbirlerinin suratlarına sürüyorlar. Eee biz de az çok çukulatayı severiz yani... Alıp yemeğe başlıyorum. Meğerse o eritilmiş çukulata yenmek için değilmiş de birbirlerinin suratlarına sürmeleri içinmiş... Bir sürü genç kız ve erkek başlıyorlar gülmeğe... Sonra da bizim patron çıkageliyor. Eee iste ondan sonrasını da hiç sormayın daha iyi... Tabii kıyamet kopuyor.>>
«Şaşkın Damat da Kemal Sunal ve Meral Zeren'den başka Bülent Kayabaş da var. Örnek Film adına çekilen filmin yönetmeni Zeki Ökten.
ŞAŞKIN DAMAT» — Meral Zeren'le dördüncü kez bir araya gelen ünlü komedyen Kemal Sunal, «Ben Salak... Bu da benim sevgilim» diyerek
kadın oyuncuyla objektifimize poz verdi. 
Bir komedi filminden amaç, insanları karanlık bir salona toplayıp onların 1,5 saatini hoşça geçirmelerini sağ la maksa, "Şaşkın Damat" ama cina tam ulaşan, hedefi ön iki - den vuran bir filmdir.
Guere schi'nin eserinden yola çıkılan, birçok çıkarma ve eklemeler yapılan konu, yıllardır göre göre alıştığımız sempatik tipler üzerinde kurulu: Saf delikanlı, güzel kız, geleneklere bağlı zengin amca, ... Zengin amca, yeğenini saf delikanlıya verecek, bu arada yakışıklı delikanlı devreye girecek, aile onu zengin sanıp amcadan yüz çevirecek, delikanlının para peşinde olduğu anlaşılınca herkes yüz - geri edip amcaya dönecektir. Bu hengame arasında da kız, bunca zamandır tanıdığı saf delikanlı ile ilişkilerini düşünecek, "ihtida edip' ona dönecektir. Sadık Şendil bu öyküyü "pekala" yazmış, Zeki Ökten de elindeki senaryoyu akıcı bir sinema diliyle perdeye getirmiş. Buraya kadar iyi...
2. Haber
Bu sinema sezonunun, en çok hasılat yapan filmleri arasında. "Salako" üçüncü sırada yer alıyor. Başrolünü Kemal Sunal'ın oynadığı bu filmde sanatçı aptal bir eşkiya olmuştu. "Salako" toplam 465 bin lira hasılat yaptı.
ARTIK kimse aksini iddia edemez. Türk sinemasın
da bu yıl ne avantürlerin, ne aşk hikâyelerinin, ne de tarihi filmlerin sözü geçiyor. Komedinin altın yılı kesinlikle kabul edildi. Arkadaş haricinde beş yüz bin liralık barajı sadece üç komedi filmi yaptı. i Kötü başlayan sinema sezonu kötü devam ediyor. Büyük umutların bağlandığı filmler birer ikişer dökülüyor. Sadece ve sadece komedi filmleri yapan yapımcıların yüzü gülüyor. Sezon başında halkı sinemaya çekmek için komedide karar kılan yapımcılar kârlı çıktı. Şimdi tüm yapımcılar bu yolu deniyor. Bütün bunlar bizim şahsi görüşümüz değil. Filmlerin hasılat durumları ortaya koyuyor. Örneğin bu yıl “Arkadaş” filminden sonra en çok hasılat getiren üç film de komedi. İki milyona yakın bir hasılat toplayan “Arkadaş” istisna tutulursa, “Köyden İndim Şehire” birinci sırada. Başrollerini “Devekuşu Kabare Tiyatrosu"nun üç ünlü komedyeni Zeki Alasya, Metin Akpınar, Kemal Sunal ve Halit Akçatepe ile Meral Zeren'in paylaştığı bu film, İstanbul'da 10 sinemada bir hafta boyunca 676 bin lira topladı. Bu yüzden de uzun süredir ağlayan sinemacıları biraz güldürdü. Filmi yapan Arzu Film'e sinemacıların hediyeler yağdırdığını da hemen belirtelim.
Aynı ekibin filmleri
Yılın ikinci büyük komedi filmi Emel Sayın ve Tarık Akan'ın başrolünü paylaştığı “Mavi Boncuk” oldu. 590 bin lira toplayan bu filmde, yine Zeki Alasya ve Metin Akpınar'ın büyük emeği olduğunu söyleyelim. Ekip çalışması ile başarıdan başarıya koşan bu komedyenlerin hasılat getiren başka filmleri de vardır.
Üçüncü sırada ise Kemal Sunal'ın tek başına kazandığı başarıyı görüyoruz. “Salako” filmi ile sinemaya bir yenilik getiren Sunal, aptal eşkiya olmuştu bu filmde. Atıf Yılmaz'ın yönetmenliğini yaptığı Salako 465 bin lira topladı. Ama Anadolu'da diğer iki filmle at başı gitti.
Bir tesadüf mü, yoksa bilinçli bir olay mı bilemeyeceğiz, bu üç film de aynı şirketin filmi olup, ikisini Ertem Eğilmez yönetmişti.
3. Haber
Emel Sayın'ı güpegündüz, kaçırdılar. Evet, evet tanıdığımız, bildiğimiz ünlü şarkici Emel Sayin'.... Tank, Münir, Halit, Zeki, Kemal, Metin adında 6 kafadar bu işi niye yapti dersiniz?
Yazı ve Fotoğraflar: Turan AKSOY
Altı kafadar kendilerine yapılanı hazmedememişti bir türlü. Herkes Öfkesini, fikrini söyleyerek yatıştımaya çalışıyordu. Hepsinin tek düşüncesi, yedikleri dayağın öcünü almaktı. «Gazinosunu yakalım.” dedi biri. Diğeri yeni bir alternatif getirdi bu fikre:
- Hayır, biz de onu döğelim.
- Hem döğelim, hem yakalım herifin gazinosunu. Adam kazıklayıp sonra da döğdürmek nasıl olurmuş görsün gününü, dedi bir başkası.
- «Olmaz, olmaz! Gazino sahibini döğemeyiz. Bir sürü adamı var. Gazinoyu da yakamayız. Bi yakalanırsak yandık demektir.
- «Assolistini kaçıralım. Emel Sayın'ı kaçırdık mı, adamın gazinosuna müşteri gitmez ve zarar eder.
- Hah, bu güzel fikir. Üstelik bir defa Fidye istoriz. Bi 100 bin lira aldık me, gazinocudan, bizde bi gezino açar, ona rakip oluruz.
Bu altı kafadar işte bu niyetle Emel Sayın'ı evinden kaçırmak üzere harekete geçerler. «Emel Sayın'ı niye kaçırdılar?» diyeceksiniz. Napsin garibanlar.. Kırk yılda birçok sevdikleri Emel Sayın'ı çalıştığı gazinoda dinlemeye kalkışmışlar ama sonunda hesap pusulasının altından kalkamamışlar. Gazino patronu onları bir güzel döğdürmüş. Onun için hinçlanmışlar gazino patronuna. Intikamlarını da yukarıda okuduğunuz gibi, Emel Sayın'ı bir halının içine sarıp, kaçırıp fidye istemekle almaya yeltenmişler. Yeltenmişler ama
öyle şeyler başlarından geçmiş ki sormayın.
Arzu Film adına Ertem Eğilmez yönetiminde çekilen Mavi Boncuk ta Emel Sayın, şarkıcı Emel Sayın'ı oynuyor. Ya diğer altı kafadar? Başta Tarık Akan var.. «Yalancı Yarim den bir sene sonra tekrar Emel Sayın'la başrolü bölüşen Tarık Akan.. Ötekiler de, Arzu Film'in değişmez kadrosu. Kahkaha makineleri Münir Özkul, Zeki Alasya, Metin Akpınar, Halit Akçatepe ve Kemal Sunal.
Sanatçıların hepsi, elbirliğiyle, ilgili ve de yetkili görünen makamların bir türlü halledemediği bir konuyu; halka ucuz eğlence vaad eden gazinocuları hicveden komedi türü bir filmle anlatmaya çalışıyorlar.
4. Haber
Devekuşu KABARE Tiyatrosunda oynarken,
«Salak Milyoner» filmiyle Yeşilçam'da şansı birdenbire açılan ve «SALAKO»yla şöhretini perçinleyen Kemal Sunal,son filmi «HABABAM SINIFI»nda kılıktan kılığa girdi ve adeta kılık değiştirme şampiyonu oldu. Hele Sunal'ın mikrofonda bir Ali Rıza Bin boğayı taklit etmesi vardı ki, doğrusu görülmeye değerdi. Ünlü komedyen «YARINLAR» isimli şarkıyı tıpkı sempatik sanatçı Ali Rıza Binboğa'ya aratmayacak şekilde söyledi ve bir şarkılık konserinin sonunda, sette bulunanlar tarafından bol bol alkışlandı.
TEKLİF VAR...
Günün sürprizi, sette bulunan bir plâkcinin Kemal Sunal'a, «Yarınlar» plâga okumasını teklif etmesi oldu. Oysa ki, cazip teklif Sunal tarafından kabul edilmedi ve nedenleri şöyle belirtildi:
«Ali Rıza Binboğa, takdir ettiğim bir sanatçıdır. Plâklarda onu kopya ederek ona rakip olmayı ve onun sırtından para kazanmayı düşünemem.>>
«HABABAM SINIFI»nın gala gecesine Ali Rıza Binboğa'yı davet eden Kemal SUNAL, baştan sona kadar gülünç sahnelerle dolu olan filmi sık sık kahkaha atarak seyrettiler.
5. Haber
Haylazlıkta eşi yoktur onun…
Çek kulağını hoca!..
Halen çekimine devam edilen ünlü “Hababam Sınıfında Tarık Akan başrolde.İnek Şaban'ı da Kemal Sunal canlandırıyor.
Rıfat Ilgaz'ın ünlü eseri "Hababam Sınıfı", mizah dergisinin satırlarından kurtulup, baskısı beş kez yapılan kitap ve geçtiğimiz yıllar içinde bol kahkahalar arasında sergilenen “Tiyatro oyunluğu" döneminden sonra, şimdi de film haline getiriliyor.Yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı"Hababam Sınıfı"nın kadrosu hayli ilginç. Komedi filmlerinde "Güldürü makineleri" olarak sıfatlandırılan sanatçıların yer aldığı bu seferki "Habam Sınıfı''nı şöyle sıralayabiliriz:
Tarık Akan Damat Ferit" oluyor. Kemal Sunal "İnek Şaban", Halit Akçatepe “Güdük Necmi". Bülent ığdıroğlu “Kalem Şakir". Bülent Onaran “Palamut Recep", Cem Gürdap “Tulum Hayri", Ahmet Arıman "Hayta İsmail". Ve müdür yardımcısı "Kel Mahmut'' rolünde de kahkaha makinelerinden biri. yılların sanatçısı Münir Özkul var. Hademeyi de Adile Naşit oynuyor.
Lütfen şöyle bir hatırlayınız og. rencilik günlerinizi. Akıllı-uslu öğrencilerin yanı sıra, “Haylazlar takımı" denen bir grup da yok muydu sınıfınızda? Ama bu "Hababam Sınıfı" ismi üstünde. baştan aşağı “Haylazlar takımı!���
Hocaya ders yaptırmamak, o beylik öğrenci deyimiyle “Dersi kaynatmak" için ne mümkünse, ellerinden ne gelirse yapıyorlar. Örneğin sınıfa giren bir kedi, dersin kesilmesine. sözümüz şimdiki boykotlardan dışarı dersin boykot edilmesine neden oluyor. Ne kulak çekmeler, ne tek ayak üstünde durma cezaları, hiç biri para etmiyor!
İstediği kadar asılsın müdür yardımcısı "Kel Mahmut Damat Ferit'in kulağına. İstediği kadar not kırsın, istediği kadar kel kafası atsın. Yerinde terter tepinsin "Kel Mahmut" "Hababam Sınıfı" haylazlığından. "Hababam'liğından geri kalmıyor.
Yönetmenin deyişine göre. "Hababam Sınıfı" şimdiye dek yapılan en kahkahali filmlerin en kahkahalısı oluyor. Ve bize de bu yazının sonunda bekleyelim ve görelim demek düşüyor.
6. Haber
Tarık Akan "Damat Ferit", Kemal Sunal "inek Şaban", Halit Akçatepe "Güdük Necmi", Bülent Iğdıroğlu "Kalem Şakir", Bülent Onaran "Palamut Recep", Cem Gürdap "Tulum Hayri", Ahmet Arıman "Hayta İsmail" ve müdür yardımcısı Münir Özkul "Kel Mahmut" rolünde herkesi kahkahaya boğacaklar..(Fotoğraf: Sedat Dizici)
7. Haber
ÖNCE. bir gürültü koptu sınıfta.. Sonra bağrışmalar,
feryatlar.. Öğrencilerin hepsi yerinden fırlamış, sağa sola koşuşuyordu. Her kafadan ayrı bir ses çıkıyor, kimi "asalım" diyor, kimi "keselim" diye haykırıyordu. Müdür bile sınıftan içeri girmeye cesaret edemiyordu. Söylenenlere göre boykot vardı azılılar sınıfında..
Aslında, bu bildiğiniz boykotlardan değildi. Hele son yıllarda inoda olan üniversiteli öğrencilerin boykotlarına hiç mi hiç benzemiyordu. Ortada bir sağ-sol çatışmasından eser yoktu. Olanlar, sadece ünlü Hababam Sınıfının kendine özgü boykotlarından biriydi. Boykotun sebebi de hayli ilginçti: Sınıfa kedi girmişti.
MİZAH TEFRİKASINDAN
OYUNA, SONRA FİLME... 
"Hababam Sınıfı"nın beyaz perdedeki macerası böyle başlıyor işte. Bildiğiniz gibi, bu, mizah yazarı Rıfat Ilgaz'ın en çok okunan eseri. Önce bir mizah dergisinde tefrika halinde çıkan “Hababam Sınıfı” daha sonra kitap halinde yayınlandı. Bugüne kadar beş defa basıldı. Geçtiğimiz yıllarda tiyatro olarak da sahnelenen eser, 1975 yılında Yeşilçam'da komedilere rağbet artınca “şimdi de filme alınıyor. Yönetmenliğini Ertem Eğilmez'in yaptığı filmin oyuncu kadrosunun çoğunluğu, beyazperde ile ilişkisi olmayan gençlerden meydana geliyor. Ünlülerden yalnız dört isim var: Tarık Akan, Kemal Sunal, Halit Akçatepe ve Münir Özkul.
“HABABAM SINIFINA VE KENDİME GÜVENİYORUM”
Ertem Eğilmez, eseri iddialı olarak filme alıyor. Hem eserin gücü, hem de son zamanlarda onda uyanan bir şeyler yapmak arzusunun bir sonucu bu. Eğilmez: “Bu filimle festivallere katılmak arzusundayım” diyor... “Esere ve kendime güveniyorum."
3 notes · View notes
evyapimi · 5 years
Photo
Tumblr media
#karadır #kedi #pembedir #dili #içeri #al #bakışlı #sempatik #kedi https://www.instagram.com/p/Bq107dkBfd1/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=mghqt8whhx87
0 notes
transatlantikkedi · 3 years
Note
Ay bişi dicem sen bana çok sempatik ve tatliş geliyorsunnnnn. Tanımasamda seni seviyorummmm♡_♡ hep mutlu olllllllll. İyi geceleeeeerrr💜
Yayayyaya 😻 ama ben çokçaa- mutlu- olmak !!?  (Türkçe gitti bende asjklbdh )  yaa sende hep çoookça mutlu ol !!? Güzel geceleeer!!?  💛💛
Dipnot: gökyüzüne bakınnn bi kedi mutlululuktan uçuyor ;))
1 note · View note
nepourmourir · 7 years
Photo
Tumblr media
7 notes · View notes
Note
Mell karmasik biseyden bahsedecegim. Sevdigim T kişisi benden 3 yas buyuk ve yasimi soylemek istemiyorum ikimiz lisedeyiz. Ve nude isteyip evet cinsel konular konustuk ama 1.5 yil konusuyoruz ve o kotu biri degil sempatik ve derdime yardim etmis biri kendisinin de sikintilari var.. mesajlasirken bazen ben ona kalp attigim oluyor ve onunda kedi opucugu sticeri attigi oluyor bazen boyle manita gibi oluyoruz ama arkadasiz ve ben onu seviyorum sanirim bilmiyorum.ama ben aska fazla inanmam o bana fazla sevgi verdigini hissediyorum mel. Dun dogruluk cesaretlik oynadik ve bana kampta ben dahil arkadaslarin var gece kiminle uyurdun diye sorunca bende senle dedim aynisini ona sordum oda sen deyince aksam icim kipir kipir oldu ve ben bilmiyorum ve 3 yas farki var.sence bana hoslantisi varmi ve ben hoslanmakta haklimiyim? Benim ona ve onun bana karsi bagim hakkinda dusuncelerin neler buna ihtiyacim var ve seviliyorsun.
Yani bilemiyorum zaman gösterir bunu ama zaten seni seven biri sana bunu hissettirir böyle araştırmana gerek kalmaz
0 notes
beyzauyaar · 2 years
Text
Arkadaşlar ses tonu güzel yüz hatları belirgin boyu 190 ve üzeri hem sempatik hem yakışıklı hem elit hem keko hem maço hem anlayışlı tatlı kıskanç herkese aslan bana kedi olacabilecek varsa hemen gelsin manitim olarak işe başlasın'
1 note · View note
god-of-catts · 6 years
Text
Bütün hayvanIar arasında yaInızca “Kedidir” yaşamı seyreden. VaroImanın döner doIabını mesafeIi bir konumdan izIer. Kedide sempatik oIma kaygısı yoktur. YaInızca yaşar, uzak, dingin ve biIge.
Kedi Hakkında Bazı Mülahazalar
3 notes · View notes