#mustafa kemal pa?a | Explore Tumblr Posts and Blogs

onderkaracay · 1 year

Text

🗣️ 2023 Yılı Türk Ulusu İçin Büyük Kararların Alındığı Bir Yıl Olacak

İnsanlık yeniden bir devrim yapma aşamasına nasıl geldi?

Bütün devrimlerin sebebi sömürge ve tefeciliktir.

Kapitalizmin felsefesi sermaye ve işçi sınıfı zıtlığını sömürerek gücünü sürdürmek üzerine kuruludur.

Osmanlı imparatorluğu döneminde köle pazarları vardı.

Kölenin sadece sahibi değişirdi.

Kalacak yeri ve karnını doyurmak karşılığında satılırdı.

Günümüzde ise yerini köleliğin çok daha kötü ve ileri aşaması işçilik pazarları iş arama siteleri aracılığıyla emeğini insanların sermayeye satması için kuruluyor.

Cumhuriyet devrimi işte buna son vermek için yapıldı.

Kimse kimseye kul, köle ve işçi değildi.

Yurdun sahibi üretim ve hizmet araçlarının da sahibiydi.

Bu sahiplik özelleştirme talanı ve hilesi ile el değiştirdi.

Tefeci zulüm düzeni özelleştirme ile kuruldu.

1938 tarihinde Mustafa Kemal Atatürk öldürüldükten sonra toprak ağaları harekete geçerek para ağalığı sistemini kurmak adına devleti siyaset aracılığıyla ele geçirdiler.

Bugün siyaset bu para ağalarının emrinde emeğin hakkını kendisiyle pazarlık edecek bir tehdide dönüştü.

Darbeler, hukuksuzluk, siyasi ve ekonomik krizler, vurgunlar, talan ve hile ile sahip oldukları ve bize ait tüm maddi olanakları bizim aleyhimize kullanmaya başladılar.

Yarım kalan devrimin gerekçesi budur.

Bizden çalınanı hukuk içinde geri almaktır.

Özelleştirme bir işgal ve talan etme projesiydi.

Bugün gözleri o kadar dönmüş ki kendi düzenlerini yaşatacak bir hukuk adına toplum aleyhine sürdürülebilir sömürge düzenini kurmak için anayasa yapmaya kalkıyorlar.

Bunun mümkün olmadığını bildikleri halde buna kendilerini sahaya sürenler adına verdiğiniz görevi yapıyoruz dedirtmek için suç işliyorlar.

Türklüğü anayasadan çıkartmaya kalkanlar unutmasın yarın kendileri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı olma hakkını kaybederek bunun bedelini ödeyecekler.

Önce mevcut anayasa gereği hukuk önünde bunun hesabını vermek şartıyla.

Köle işçiden daha iyidir dedirten süreç bu süreç. Kölenin sahibi değişir şartları aynı kalırdı. Yiyecek ve yatacak yer verirlerdi. İşçiye maaş veriyor eve gidene kadar alışveriş ile hemen elinden alıp bankaya gönderiyorlar. Kredi al borçlu ve esir yaşa diyorlar. Asgari ücret, düşük emekli aylığı tefeciye müşteri pas etmektir.

Tek adam dayatmasının yönetimde olduğu seçimler bilinçli bir şekilde bu yıla denk getirildi.

Cumhuriyete son darbeyi vurarak yeni bir şeriat devletini kurmak istiyorlar.

Cumhuriyet rejimine aleyhte seçimi kim kazanır ise kazansın ekonomi battığı için ülkeyi yönetme iradesi olmayacak.

Sonuçta Türk ulusu duruma el koyacak ve kamulaştırma kararları alınacak.

Bugün ki yönetim bunu yapsa zarar daha az olabilir.

Kendileri ile ilgili hukuksuz talan ortaya çıktıkça köşeye sıkışacak ve Türk ulusunun merhametine sığınmak zorunda kalacaklar. Biz ettik siz etmeyin diye yalvarır noktasına gelecekler. Merhamet ile yargılanacaklar. Hukuk içinde kalmak şartıyla kamulaştırma kararları alınacak.

Büyük dahi Mustafa Kemal Atatürk'ün dediği gibi;

✓ Devrimin amacını anlamış olanların onu korumaya her zaman güçleri yetecektir.

İnsanlık devrimi dünyada tektir ve insanlık devrimini sonsuza kadar yaşatacak olan irade yeniden ortaya çıkaracaktır.

2023 yılı sonumuzu getirmek isteyenlerin sonu olacak.

] Önder KARAÇAY [

#önderkaraçay #mobbingbank #önder karaçay #mobbing bank #insan #devrim #mahşer tufanı #din #sermaye #sömürge #29 ekim 2023 #29 ekim 1923 #büyük kararların alındığı bir yıl olacak #kamulaştırma

2 notes · View notes

cihangir-uzunkaya · 1 year

Text

IYI AKŞAMLAR IYI DOSTLARIM

Bu akşam yine kafamızı bir kaç duble alkolle yıkayalım dedik ve güzel kardeşimizin yanına geldik.

Evet üzüm,Nar.

Ciğerparelerinizi sıkı tutun yanınızda.

Bugün Alexanderetta' ve Adana bölgesinde sağanak yağış bekleniyordu olmadı.

Nihayetinde Tanrı pas geçti.

İyide oldu.

Gece ne olur belli değil.

10 Kasım a kadar yağış,sel istemiyoruz.

10 Kasım günü bu şehrin halkı Başbuğ Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ü anacak.

Tabiki bazı Yobazlarda istemese bile hazır ola geçecek.

Yolu yok efendim fucky fucky.

Zaten son çırpınışları.

Adam olacaksınız oğlum pontuslunun avaneleri.

Zaten Atatürkçü adama kati suretle lafımız yok.

Esen kalın lütfen

Cihangir Uzunkaya

2 notes · View notes

brookstonalmanac · 8 months

Text

Events 9.9 (after 1900)

1914 – World War I: The creation of the Canadian Automobile Machine Gun Brigade, the first fully mechanized unit in the British Army. 1922 – The Greco-Turkish War effectively ends with Turkish victory over the Greeks in Smyrna. 1923 – Mustafa Kemal Atatürk, the founder of the Republic of Turkey, founds the Republican People's Party. 1924 – Hanapepe massacre occurs on Kauai, Hawaii. 1936 – The crews of Portuguese Navy frigate NRP Afonso de Albuquerque and destroyer Dão mutinied against the Salazar dictatorship's support of General Franco's coup and declared their solidarity with the Spanish Republic. 1939 – World War II: The Battle of Hel begins, the longest-defended pocket of Polish Army resistance during the German invasion of Poland. 1939 – Burmese national hero U Ottama dies in prison after a hunger strike to protest Britain's colonial government. 1940 – George Stibitz pioneers the first remote operation of a computer. 1940 – Treznea Massacre in Transylvania. 1942 – World War II: A Japanese floatplane drops incendiary bombs on Oregon. 1943 – World War II: The Allies land at Salerno and Taranto, Italy. 1944 – World War II: The Fatherland Front takes power in Bulgaria through a military coup in the capital and armed rebellion in the country. A new pro-Soviet government is established. 1945 – Second Sino-Japanese War: The Empire of Japan formally surrenders to China. 1947 – First case of a computer bug being found: A moth lodges in a relay of a Harvard Mark II computer at Harvard University. 1948 – Kim Il Sung declares the establishment of the Democratic People's Republic of Korea (North Korea). 1954 – The 6.7 Mw  Chlef earthquake shakes northern Algeria with a maximum Mercalli intensity of XI (Extreme). At least 1,243 people were killed and 5,000 were injured. 1956 – Elvis Presley appears on The Ed Sullivan Show for the first time. 1965 – The United States Department of Housing and Urban Development is established. 1965 – Hurricane Betsy makes its second landfall near New Orleans, leaving 76 dead and $1.42 billion ($10–12 billion in 2005 dollars) in damages, becoming the first hurricane to cause over $1 billion in unadjusted damage. 1966 – The National Traffic and Motor Vehicle Safety Act is signed into law by U.S. President Lyndon B. Johnson. 1969 – In Canada, the Official Languages Act comes into force, making French equal to English throughout the Federal government. 1969 – Allegheny Airlines Flight 863 collides in mid-air with a Piper PA-28 Cherokee over Moral Township, Shelby County, Indiana, killing all 83 people on board both aircraft. 1970 – A British airliner is hijacked by the Popular Front for the Liberation of Palestine and flown to Dawson's Field in Jordan. 1971 – The four-day Attica Prison riot begins, eventually resulting in 39 dead, most killed by state troopers retaking the prison. 1972 – In Kentucky's Mammoth Cave National Park, a Cave Research Foundation exploration and mapping team discovers a link between the Mammoth and Flint Ridge cave systems, making it the longest known cave passageway in the world. 1988 – Vietnam Airlines Flight 831 crashes in Khu Khot, Thailand, while on approach to Don Muang International Airport, killing 76. 1990 – Batticaloa massacre: Massacre of 184 Tamil civilians by the Sri Lankan Army in Batticaloa District. 1991 – Tajikistan declares independence from the Soviet Union. 1993 – Israeli–Palestinian peace process: The Palestine Liberation Organization officially recognizes Israel as a legitimate state. 1994 – Space Shuttle program: Space Shuttle Discovery is launched on STS-64. 2009 – The Dubai Metro, the first urban train network in the Arabian Peninsula, is ceremonially inaugurated. 2012 – The Indian space agency puts into orbit its heaviest foreign satellite yet, in a streak of 21 consecutive successful PSLV launches. 2015 – Elizabeth II becomes the longest reigning monarch of the United Kingdom. 2016 – The government of North Korea conducts its fifth and reportedly biggest nuclear test. World leaders condemn the act, with South Korea calling it "maniacal recklessness".

#Events

0 notes

yespat49 · 11 months

Text

Fractures turques

Mustafa Kemal Atatürk La chronique flibustière de Georges Feltin-Tracol Sinan Oğan est la grande surprise du premier tour de la présidentielle turque. Certes, il ne se qualifie pas pour le second tour, mais ses 5,17 % pèsent déjà sur le duel entre le président sortant Recep Tayyip Erdoğan qui frôle la réélection avec 49,52 % et son rival républicain du peuple Kemal Kılıçdaroğlu (44,88 %). Quant…

View On WordPress

0 notes

polhfone · 2 years

Text

Mehmet zeki iscan

#Mehmet zeki iscan full

Dr Mehmet Yazar quoted €5000 surgery alone.Mehmet Ozcan, MD | Oklahoma City, OK | Healthgrades mehmet eser meme kanserİ hakkinda merak edİlen her Şeyİ kanal d "hayat saĞlikli gÜzel" programinda anlatiyor MehmetCan has 13 photos and videos on their Instagram profile. Mehmet Ceyhan'dan virüsün bitiş tarihiyle ilgili. Mehmet Us Göz Hastalıkları Uzmanı 1,938 Followers, 744 Following, 118 Posts - See Instagram photos and videos from Dr. Make sure you find a good TA to understand the material during workshops. He speaks really fast, it is hard to keep up with the notes. His slides are text-heavy and contain almost 200 slides per chapter. Candas is a good professor and wants his students to learn more. Mehmet Ceyhan korona virüs salgınının ne zaman biteceği ile ilgili “1 buçuk, en fazla 2 yıl içinde toplumsal bağışıklık gelişir gibi gözüküyor.

#Mehmet zeki iscan full

See full list on (PDF) Dinî Bir Otorite Olarak Sahâbe Algısı (M. Physicians, Nurse Practitioners and PAs, already on Doximity. Mehmet Ercan, MD is a radiation oncologist in Canton, Georgia. He has provided voluntary contributions to many social responsibility projects both in Turkey and abroad. He received his speciality training at 19 Mayıs University’s Faculty of Medicine in Samsun. Mehmet graduated from Istanbul University’s Cerrahpa a School of Medicine, which is among the most distinguished faculties of Turkey in 1999. (PDF) Reconstruction life from the skeletonby Mehmet Yaşar.ĭr. i.ŞcAN 211 Tarih sona ereliğine göre, kurtuluş, onu yaşamak ve yaşatmak la mümkündür. (PDF) GENÇLİK HİZMETLERİ VE SPOR İL MÜDÜRLÜKLERİNDE ÇALIŞAN.ĭiNi BİR OTORiTE OLARAK SAHABE ALGJSI, Z.Mehmet Can - Yorumları incele ve randevu al. Mehmet(Plastic and Reconstructive Surgery) - Cosmeticium Mehmet Surmeli, MD, FEBOPRAS Reviews, Before and After Photos.BIGGEST MISTAKE!!! Ethnic Rhinoplasty Revision.BOTCHED by.(PDF) Dinî Bir Otorite Olarak Sahâbe Algısı (M.(PDF) Reconstruction life from the skeletonby Mehmet Yaşar.1858–1861 and the limits of permissability in music, “Din-i İslam'da hedef-i münakaşa olan mesailden: Musiki”, Beyanülhak, 24 Mayıs 1326 (6 June 1910), 3/63, pp. 426–428 on action and work ethic (without referencing ʿAbduh), “Din-i İslam'da hedef-i münakaşa olan mesailden: Say ve Servet”, Beyanülhak, 8 Şubat 1909 (21 February 1909), 2/48, pp. 1060–1062 he objected to photography (which ʿAbduh approved of), “Din-i İslam'da hedef-i münakaşa olan mesailden: Suret”, Beyanülhak, 26 Kanunusani 1324 (8 February 1909), 1/19, pp. 595–598 on Islamic inheritance, “Din-i İslam'da hedef-i münakaşa olan mesailden: İrs, Zekve”, Beyanülhak, 22 Şubat 1325 (7 March 1910), 2/50, pp. Examining Sabri's work in Istanbul and Cairo, ʿAbduh's early and later writing, and texts such as ʿAbduh's famous debate with Farah Antun, the islāmiyyāt literature of Egypt's liberal age, and material by Sayyid Qutb, I argue that Sabri was instrumental in formulating the hostile discourse that came to dominate Muslim views of ʿAbduh in the later twentieth century once the ideologies of Salafism and Brotherhood Islamism had eclipsed that of the reformers.ġ2 See his defence of the fez, “Fes ve Kalpak”, Beyanülhak, 3 Teşrinisani 1324 (16 November 1908), 1/7, pp. Debating the leading lights of the modernist movement in Egypt of the 1930s and 1940s, Sabri came to see its reform theology as little more than a calque on Enlightenment notions of religion his ideas became influential through his close relationship with Hasan al-Banna and other figures from the Muslim Brotherhood. One of Mustafa Kemal's most implacable foes, Sabri was alarmed to find Egyptian ʿulamaʾ and intellectuals advancing the positivist-materialist agenda he had challenged in Istanbul before fleeing in 1922 from Ankara's victorious nationalist forces. This article re-examines the theology of Egyptian ʿalim Muhammad ʿAbduh (1849–1905) through the writing of Late Ottoman sheikh ül-Islam Mustafa Sabri (1869–1954) and his radical critique of the Muslim reform ( tajdīd) movement.

#Mehmet zeki iscan

0 notes

semtinghettosu · 4 years

Text

#semtinghettosu #mustafa kemal atat?rk #mustafa kemal pa?a #ataturk

424 notes · View notes

minervanin-baykusuu · 4 years

Text

"İşte büyük zafer böyle ortak bir eserdir. Şerefler de ortaktır" dedi. Sonra içine dönük, adeta kendisiyle konuşur gibi ilave etti:

Ama yenilseydik sorumluluk ortak olmayacak, yalnız bana ait olacaktı.

/ M. Sadi Irmak - Atatürk'ten Anılar (s.18)

#ulu Önder #Mustafa #Kemal Atatürk #Atatürk #Zafer Bayramı #ulu kağan #30 Ağustos #victory #bayram #büyük Zafer #mustafa kemalin askerleriyiz #mustafa kemal pa?a #mustafa kemal atatürk #türk

125 notes · View notes

kemalistlerce · 4 years

Text

Adın yazılacak mücevher taşa🇹🇷

#bokmutluyuzaqq #velevkirenkliyiz #e?lence #kadehsenvegece #geceninbeklentisi #ne mutlu t?rk?m diyene #yalnzadam #mustafa kemal pa?a #atatürk anıtı #atatürk #mustafa kemal atatürk #mustafakemallerölmez #gazi mustafa kemal #mustafa kemalin askerleriyiz #mustafa kemal paşa

42 notes · View notes

zuko-always-lies · 3 years

Text

Was Zuko “Correct” to Object to General Bujing’s Plan?

So this is going to be a weird post, because war is entirely awful, so awful that we perhaps can’t or shouldn’t attach rules of morality to it. And clearly getting large numbers of Fire Nation troops killed off in imperialistic war of aggression is something awful, and at a certain level Zuko is absolutely right to object to what was going on.

Yet looking at what was going on through the lens of military ethics might give us a better understanding of why Zuko’s actions were looked upon so poorly.

“The Storm”:

General: The Earth Kingdom defenses are concentrated here. (Cut to a view from the throne, where the Fire Lord is watching the generals discuss the situation, the cut back to the speaker.) General: A dangerous battalion of their strongest earthbenders and fiercest warriors, so I am recommending the 41st division. Old General: But the 41st is entirely new recruits. How do you expect them to defeat a powerful Earth Kingdom battalion? General (coldly): I don't. They'll be used as a distraction while we mount an attack from the rear. What better to use as bait then fresh meat? Zuko (jumping up): You can't sacrifice an entire division like that! Those soldiers love and defend our nation! How can you betray them? (Cut to a view down the map as the generals look back to Zuko, clearly disapproving of Zuko's outburst. The scene fades to the present where Iroh continue his story to the crewmen.) Iroh: Zuko was right, you see, but it was not his place to speak out, and there were... dire consequences.

Bujing speaks in a very disrespectful and inconsiderate manner. Yet his plan is to deliberately sacrifice some troops as a distraction in order to gain a military advantage(presumably by avoiding the sacrifice of vital assets a straight frontal assault would entail). That is well within the norm of warfare. Even at the most basic level, the first wave of an attack can be expected to, under most circumstances, take extremely heavy casualties, yet the sacrifice of lives in order to gain an advantage is considered justified.

“Men, I am not ordering you to attack. I am ordering you to die. In the time that it takes us to die, other forces and commanders can come and take our place.”-Mustafa Kemal Ataturk.

And if we want to be completely honest, “fixing” an enemy force through attacking it from the front while simultaneously flanking it to attack from the rear is just normal military tactics.

So what Bujing is proposing is well within not only toxic and awful military norms of the Fire Nation, but also within military norms in general(which sets aside whether his plan is specifically the best way of handling the tactical situation). Iroh claims that Zuko was right, but Iroh is generally biased in favor of Zuko, and he has unusual opinions on how worthwhile the war is at this point anyways.

So what is my point? Zuko’s objection was to something which is considered entirely acceptable within military norms. Thus, when he objected, he looked not only like unruly and disrespectful child usurping the Fire Lord’s prerogatives, he also looked like an unruly and disrespectful child who hadn’t done his homework and who had no knowledge or understanding of military affairs doing the same. He looked like he was arrogantly proclaiming his authority over military affairs despite having no knowledge of the issues involved. And that helps us understand why Zuko’s faux pas elucidated such an extreme reaction, why Zuko was called upon to defend his honor.

And, it should be clear from this post why I find the fandom’s focus on the 41st division and how horrible it was that it specifically was sacrificed to be weird.

However, I also wish that the sentiments Zuko expressed here were developed more and formed a major part of his redemption arc, but they don’t. 16 year old Zuko never expresses the compassion for ordinary Fire Nation soldiers and citizens that 13 year old Zuko did.

#Zuko #Ozai #Iroh #general bujing #Zuko's redemption arc deserved better writing #Zuko's Redemption Arc #Issues with Zuko's Redemption arc

66 notes · View notes

escapades-planetaires · 5 years

Text

La byzantine Sainte-Sophie d’Istanbul

Photos Nathalie (1,2,4-11,14,16-18,22,23) et Bertrand (3,12,13,15,19-21) Donadille, février 2019

Basilique, puis mosquée dans l’ancienne Constantinople*, Sainte-Sophie (Ayasofya en turc) est depuis 1934, dans la nouvelle Istanbul**, un musée “offert à l’humanité” par le fondateur de la République de Turquie, Mustafa Kemal Atatürk.

Son nom grec, Hagia Sophia, signifie “divine sagesse”.

*Lors de la fondation de la cité en 330 par l’empereur Constantin Ier le Grand, ce dernier l’appelle la “Nouvelle Rome”. Ce n’est qu’après sa mort qu’elle deviendra Constantinople, de son nom en grec ancien, Kônstantinoúpolis).

** Lorsque les Ottomans de Mehmet II le Conquérant prennent la ville en 1453, ils la rebaptisent Istanbul (probablement, du grec, “eis tên polin” qui signifie "dans la ville"), mais le terme de Constantinople sera encore utilisé durant cinq siècles, jusqu’en 1930 et l’officialisation de son appellation actuelle .

C’est la troisième église de l’histoire édifiée à cet endroit, à l’emplacement d’un temple païen de l’ancienne cité grecque de Byzance. Les deux premières sont détruites par des incendies aux IVe et Ve siècles.

La construction de la basilique que l’on peut admirer est commandée par l’empereur byzantin Justinien en 532. Elle est terminée en 537.

Au fil du temps, les pillages, les incendies et les séismes entrainent de nombreuses destructions et les restaurations qui suivent perdurent encore aujourd’hui.

Transformée en mosquée sous la période ottomane par Mehmet II, les musulmans ajoutent des éléments caractéristiques de leurs édifices religieux, tels les quatre minarets élevés au XVe siècle et la fontaine destinée aux ablutions, près de l’entrée sud-ouest, qui date de 1740-1741.

A l’intérieur, les architectures byzantines et ottomanes se côtoient évidemment.

Après l’entrée, le narthex possède un magnifique plafond doré richement décoré.

Dans le vestibule, sur le tympan de la porte donnant accès au narthex, on peut voir, sur cette mosaïque du Xe siècle, la Madonne trônant avec l’Enfant, entourés par les empereurs byzantins, Constantin* (à droite) offrant au Christ la maquette de la ville de Constantinople et Justinien (à gauche) qui lui présente celle de Sainte-Sophie.

* Ce n’est pas Constantin Ier le Grand qui fait construire la première basilique, appelée à l’époque la Grande Eglise, mais son deuxième fils, Constance II le Jeune. Commencée vers 350 et terminée en 360, elle est détruite par le feu en l’an 404.

Sur un mur du Narthex sont exposées les reproductions* de cinq grandes plaques sculptées d’un texte en langue grecque qui énumère les canons édictés par les évêques orthodoxes à l’issue du grand concile de Constantinople de 1166 réuni pour envisager les déviations théologiques en matière de dogme trinitaire.

Cette question du Filioque divise l’Eglise romaine et l’Eglise grecque depuis le VIIIe siècle. C’est l’une des deux raisons principales, avec celle du rôle de l’évêque de Rome, qui sont à l’origine du schisme de 1054 entre les Eglises d’Orient et d’Occident et de la naissance des Eglises catholique et orthodoxe.

* Les pierres gravées originelles sont déposées à l’époque dans l’église Sainte-Sophie.

Dans la nef centrale, les éléments ajoutés par les Ottomans se mêlent à la structure architecturale byzantine.

Sur quatre panneaux ronds en chanvre (les cintres sont en bois de tilleul) du XIXe siècle sont calligraphiés en lettres d’or arabes, les noms d’Allah, de Mahomet et des quatre premiers califes.

Ils sont visibles depuis les différentes parties de la basilique.

Vue depuis la loge des impératrices byzantines située sur la galerie supérieure ouest, au-dessus du narthex.

En face, se trouvent le choeur, chrétien, ainsi que le minbar et le mihrab, islamiques.

(On ne peut pas voir la loge du sultan qui se trouve à gauche sous des échafaudages au moment de notre visite)

Vue, depuis la tribune nord, sur la tribune sud

Vue depuis l'abside

Au plafond, on aperçoit une demi-coupole* (une seconde joue le même rôle de l’autre côté) qui épaule la coupole centrale (ci-dessous).

* Chaque demi-coupole est flanquée à son tour de chaque côté par des voûtements en cascade. Tout cet ensemble donne cette impression de légèreté à la nef malgré ses dimensions extraordinaires : 77 m x 71 m (surtout pour l’époque).

Cette dernière a une hauteur de 55,60 m par rapport au sol. Son diamètre est de 31,87 m dans la direction nord-sud et de 30,86 m dans la direction est-ouest. Elle est entourée de 40 fenêtres cintrées. Elle représente le ciel, royaume de Dieu.

La coupole subit plusieurs fois des dommages au cours des siècles. Deux sont plus importants que les autres : en 558, un effondrement partiel du dôme provoqué par un tremblement de terre entraine la restauration de la coupole, puis, en 989, à la suite d’un nouveau séisme, dôme et coupole sont entièrement reconstruits.

Dans l’absidiole (petite chapelle en hémicycle. Ici, dans le prolongement de l’abside), des représentations symboliques des deux religions coexistent.

On trouve sur la conque absidale (partie circulaire terminant la grande nef d'une église) une mosaïque chrétienne de la Vierge et l’enfant, dite de la Theotokos (“mère de dieu” ou, “qui a enfanté dieu”), inaugurée le jour de Pâques 867.

Il y a également le mirhab, islamique, du XIXe siècle, indiquant la direction de La Mecque. Il est décentré par rapport à l’axe de la basilique orienté vers Jérusalem (au sud-est) et a remplacé le grand autel qui était dans le choeur.

Dans l’abside s’élève le minbar du haut duquel le khatib (prédicateur) prêche lors de la prière du vendredi.

Il remonte à la période du sultan Murad III (1574-1595).

Au sud-est de la nef centrale, au niveau du minbar, se situe l’omphalos*(omphalion en anglais), l'emplacement où a lieu la cérémonie de couronnement des empereurs byzantins.

* Ce mot grec signifie “nombril”. Dans la Grèce antique, c’est une pierre sacrée présentée dans la fosse oraculaire du temple de Delphes, où parle l'oracle d'Apollon, qui symbolise le nombril terrestre, l’origine du monde.

Ce pavement en opus sectile* est composé de grandes pièces de marbre de différentes couleurs dont 32 rotae (Latin : roue, pièce circulaire) en porphyre rouge et vert, en granit vert et rose, ou encore, en pierre verte de Thessalie.

* Technique de mosaÏque constituée par la juxtaposition de fragment de pierre colorées, taillées sur mesure, qui s’emboîtent les unes avec les autres, comme une marqueterie, pour former des motifs géométriques ou figuratifs.

On peut admirer également dans la travée latérale (le bas-côté) sud de la nef, la porte et les grilles, en bronze, de la bibliothèque de Mahmud Ier construite en 1739 lors de la restauration de l’édifice.

La nef centrale est séparée des bas-côtés par des colonnes de marbre vert (ici, dans la zone sud), d’une hauteur de 11 mètres, qui selon la légende proviennent du Temple de Diane d’Ephèse. En réalité, elles sont spécialement taillées pour Sainte-Sophie.

Au-dessus des travées latérales se trouvent les galeries supérieures auxquelles on accède par des rampes placées aux extrémités de la basilique.

Rampe nord-est

A l’étage, la Porte de marbre sépare la galerie ouest et la galerie sud dans laquelle se réunissaient les membres du patriarcat pour les grandes assemblées ecclésiastiques et où s’est tenu le synode de 1166.

C’est sur le mur ouest de cette dernière galerie que l’on peut voir la Mosaïque de la Deisis*, datant probablement de 1261, où Saint Jean-Baptiste et la Vierge Marie intercèdent auprès du Christ Pantocrator pour le salut de l'humanité lors du Jugement dernier, un thème fréquemment représenté dans l’art chrétien et plus particulièrement dans l’art byzantin.

* En grec, “deisis” veut dire “prière” ou “intercession”.

On peut apercevoir par les ouvertures sur l’extérieur de l’étage, la Mosquée Bleue...

... ainsi que l’enceinte où on peut visiter le mausolée du sultan Selim II (XVIe siècle) et les tombeaux de ses descendants (accessible par une entrée différente de celle de Sainte-Sophie et gratuit).

Précédemment : La Mosquée Bleue d’Istanbul

A suivre : Quartier d'Ortaköy, ISTANBUL

1 note · View note

turkcetarih · 6 years

Text

MEŞRUTİYET UĞRUNDAKİ SON ÇABALAR - ALİ FUAT CEBESOY (Tarihçi) - Türkçe Tarih

MEŞRUTİYET UĞRUNDAKİ SON ÇABALAR - ALİ FUAT CEBESOY

Cemiyet, bütün Makedonya’da teşkilât ve faaliyetini arttırmıştı. Açık ve pervasızca hareket etmekten de çekinmiyordu. İstanbul’un, 3. Ordu Kumandanı Esat Paşa’ya itimadı kalmamıştı. Kurmay Başkanı Ali Rıza Paşa, Topçu Nümune Alayı Kumandanı Haşan Rıza ve Kurmay Binbaşı Enver (Paşa) sorgu...

Devamını okumak için: https://turkcetarih.com/mesrutiyet-ugrundaki-son-cabalar-ali-fuat-cebesoy/

Ali Fuat Cebesoy, Atatürk, Meşrutiyet, Mustafa Kemal, Mustafa Kemal Atatürk

#Ali Fuat Cebesoy #Atatürk #Meşrutiyet #Mustafa Kemal #Mustafa Kemal Atatürk

7 notes · View notes

operasyon · 2 years

Text

İntihar eden tıp öğrencisinden sonra CHP’nin tavrı yeniden dikkat çekti.

AKP geçmişin, Demirel’in de değil Çiller’in DYP’sidir diyorum. CHP’ de Atatürk’ün kurduğu partiyle isim benzerliği dışında hiç bir ilgisi kalmamış gerici, aşırı sağcı bir partidir.

Bunu bilmeyenler de bir gün bilecek.

Dersim isyanındaki tavrından dolayı Mustafa Kemal’in çizgisini terketsinler diye oraya sembolik olarak alevi birini uygun görmüş emperyalizm. Bundan ibaret. Adamın böyle bir misyonu olmasa orda beş dakika tutmazlardı.

Benim için Mustafa Kemal İslamcıları orta çağdan çıkarmaya çalışan adam. Sadece bu yönüyle bile tüm dünyada saygıyı hakediyor.

Adam dinden nemalanan müslümanlıkta olmadığı söylenen ve bal gibi de olan ruhban sınıfına savaş açmış, herkes dininin bilsin diye Kuran’ı Türkçeye çevirtmiş, Hırıstiyanlığın Martin Luther’i, neyse İslam için de Atatürk o. Fakat şanssızlığı şuradaki dünyanın en gerici damarı belki bu topraklarda kök salmış. Koskoca imparatorluğu batırmış, çok güçlü bir gericilikten bahsediyoruz burda. Osmanlıyı o kadar geri o kadar kendi başına ayakta duramaz hale getirmişler ki, artık devlet memurları arasında bile yabancı dil bilen kimse kalmamış. 2. Mahmut bu perişanlığa çare olsun diye, dil öğrenmeleri için 150 kişiyi Avrupa'ya göndermek istemiş, ona bile engel olmuşlar gericiler. Padişah bunu bile başaramamış.

Lafa gelince ilk dünya haritasını Piri Reis çizdi derler. Dine aykırı olduğu gerekçesiyle haritaları yasaklamışlar. Yine Osmanlının son döneminde ülkede harita yok. Savaşa giden nereye gittiğini bile el yordamıyla biliyor. Sarıkamış'ta donan askerlerin komutanlarında bile sadece Rusların hazırladığı haritalar var. Çünkü Osmanlı ülkesinde harita yasak.

Ülkenin yöneticileri bile nereleri Osmanlı toprağı nereleri yabancı ülkelere bağlı artık bilemez hale gelmiş.

Düşünün gerileme halini. Böyle bir ülke ayakta kalabilir miydi?

Gericilik demiri kemiren pas gibi. Koskoca imparatorluğa yapışmış kemiriyor.

Aynı pas Osmanlıdan miras kalarak cumhuriyete yapıştı. Kurulur kurulmaz yapıştı çünkü gerici damar imparatorluğu yoketmiş olmakla kendi de ölmemişti. Cumhuriyetin ilk yıllarında gericilik virüs gibi mutasyon geçirdi. Dincilik ilk mutasyonsa, aşılar onu tanıyınca, gericilik bu sefer milletçilik kılığına giren mutasyon oldu. Bu sözde milliyetçiliğin milletle hiç bir ilgisi yoktu doğal olarak, -- apaçık gördüğünüz gibi şimdide yok- varyant virüsü faşizmdi.

Bir zaman ulusun bütün gelişme çabalarını “şeriat isterük” “Sümme haşaaa günahh” diye baltalıyorlarsa, sonrasında da bütün gelişmeleri, komünizim propogandası, moskof uşaklığı vb sayarak baltaladılar.

Öz değişmemiştir. Varyant ne olursa olsun özü hep ülkenin ilerlemesini durdurmak, geri bırakmak, değişimleri mümkün mertebe geciktirmektir.

Konunun sınıfsal temellerine girersem, üstüne bir de emperyalizmin gericiliğe olan desteğini, kullanışlı bulmasını da eklersem bu makale kitap olur zaten, ben özet geçmek niyetindeyim.

Güncel durumda ne güzel uydu sembollere. Şimdi artık kendini saklamak zorunda hissetmeyen dincilik ve faşizm olarak iki varyant birleşmiş halde, tüm güçleriyle vücuda saldırıyorlar yok etmek için. Aslında dedikleri şu “ Osmanlı’dan sonra CUmhuriyeti de yıktık yokettik. Sizin hatırladığınız eski Türkiye, biz en geri Türkiyeyi her gün yeniden inşaa edeceğiz. Tamamen yok edene kadar virüs gibi davranacağız.”

Özetle bunu diyorlar bunu diretiyorlar insanlara.

---------

Burdaki anlattıklarımı ben mi anlatmalıyım Kılışdar mı anlatmalı?

Her hafta konuşuyor en az bir gün. Her hafta polemiklere girmek yerine, boş suçlamalarla yada uyduruk savunmalarla uğraşacağına, her hafta on beş dakika halka bunları anlatsa, insanların bilinç düzeyi yükselir biraz daha, biraz daha aydınlanırlar, ama niyet halkı aydınlatmak değil ki, niyet varyantların gücüne tabii olup ölmekte olan ülkeden bir parçada kendi sefil nefislerine için koparmak. Bence başka hiç bir niyetleri yok.

0 notes

emek-dekorasyon · 3 years

Link