Tumgik
#meyan kökü karaciğer hastalıkları
Text
Meyan
Meyan
Tumblr media
#Meyan, #MeyanKökü, #MeyanKöküBalgamSöktürücü, #MeyanKöküÇay, #MeyanKöküÇubuk, #MeyanKöküFaydaları, #MeyanKöküGöğüsYumuşatıcı, #MeyanKöküHormonDengeleme, #MeyanKöküKaraciğerHastalıkları, #MeyanKöküKaraciğerKoruma, #MeyanKöküKortizon, #MeyanKöküKronikYorgunluk, #MeyanKöküKullanımı, #MeyanKöküKullanımıVeEtkileri, #MeyanKöküMenopoz, #MeyanKöküNeIşeYarar, #MeyanKöküNedir, #MeyanKöküŞekerHastaları, #MeyanKöküŞekerleme, #MeyanKöküSesKısıklığı, #MeyanKöküTansiyon, #MeyanKöküYanEtkileri, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler https://is.gd/BhUBXe https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/bitkiler/meyan/
Meyan, baklagillerden gelen meyan kökü olarak genelde bilinen özellikle ırmak kenarı gibi sulak ve nemli yerlerde yetişmekte olan Latince adı ”tatlı kök” anlamına gelen yabani bir bitkidir. Boyu yaklaşık olarak 50-150 santim kadar olabilir. Uzun ömürlü bitkiler arasında yer almaktadır. Yaprakları kanat şeklinde ve tüylüdür. Türkiye’nin yanı sıra pek çok farklı ülkede yetiştirilmektedir. Ilıman iklime sahip olan yörelerde yetişmektedir.
Meyan bitkisinin kökleri ve yeraltındaki gövdesi (rizom) baharat olarak kullanılır. Tatlı, sert ve tuzlu bir tada ve hoş bir kokuya sahiptir. En büyük üreticisi tüm dünyadaki meyankökü üretiminin %70’ini gerçekleştiren M&F Worldwide’dır ve üretiminin %73’ünü tütün ürünlerine tat ve aroma kazandırmak isteyen ABD orijinli sigara firmalarına satmakta olduğunu açıklamıştır.
Köklerin suyla kaynatılıp, suyun buharlaştırılmasıyla elde edilen balına çubuk şekli verilir. Bu bal, tatlı, pasta, şekerleme ve çikolata yapımında kullanılır. “Meyankökü”nü Kuzey Avrupalılar tatlılarda, Çinliler ise daha çok yemeklerde çeşni olarak kullanırlar. Ayrıca kolalı içeceklere de tat vermek için katılır.
Meyan Kökü Nedir?
Günümüzde sıklıkla adından bahsedilmekte olan meyan kökü nedir ve ne için kullanılır? Özellikle kullanmak isteyenlerin merak ettiği sorular arasında yer almaktadır. Çiçekli bitkiler arasında yer almaktadır. Açık morumsu, leylaki ve kelebek şeklinde oluşan meyvelere sahiptir. Kökleri kazık şeklindedir. Meyan kökleri söküldükten sonra yıkanarak doğranıp kurutulmaktadır. Nemden ve güneş ışığından uzak şekilde muhafaza edilmesi gerekir.
İçeriğinde bulunan rizom kökü normal şekere oranla 50 kat daha tatlı olan flavon, glisirizin ve kumarin maddelerini içermektedir. Geniş kullanım alanına sahiptir. Bira ve ilaç yapımında kullanılmaktadır. Aynı zamanda Anadolu’da köklerden şerbet yapılarak içilmektedir. Üç yıllık köklerin toplanmasıyla elde edilen koyu renkli toz, çubuk veya dörtgen şeklindeki parçalar satılmakta ve ilaç olarak kullanılmaktadır. Çok sayıda farklı faydası olması nedeniyle özellikle yaygın olarak kullanılmaktadır. Kullanım şekli kullanım amacına göre değişebilir.
DİKKAT: Meyan Kökü – Hamilelik döneminde kullanmayın!
Meyan kökü kökünün kurutulmuş çubukları da Hollanda’da kendi başlarına geleneksel bir şekerlemedir, ancak popülerlikleri son yıllarda hızla azalmıştır. Şeker olarak çiğnemek için basitçe zoethout çubukları (‘tatlı ahşap’) olarak satıldılar . Çiğneme ve emme yoluyla, yoğun bir şekilde tat veren lezzet salınır. Tatlılık, dişlere zarar vermeden sükrozdan 30 ila 50 kat daha güçlüdür. 1970’lerden bu yana, zoethout daha nadir hale geldi ve yerine şeker tüketmesi kolaylaştı
Meyan Kökü Faydaları
İnsan vücudu açısından sağlıklı olması nedeniyle kullanılmakta olan meyan kökü faydaları oldukça fazladır. Doğru şekilde kullanılması ve geniş kullanım alanına sahip olması nedeniyle özellikle kullanıcıların amaçlarına uygun şekilde uygulama yapmaları gerekir. Kullanılması durumunda edebilecek olan faydalar şunlardır;
İdrarın artmasını sağlamaktadır. Aynı zamanda müshil etkisi oluşturmaktadır.
Şişkinlik, hazımsızlık ya da gaz problemi olanlarda oluşan sorunun azalmasına yardımcı olmaktadır.
Özellikle kadınlarda hormon seviyelerinin normalleşmesini sağlamak amacıyla menopoz döneminde kullanılmaktadır.
Adet öncesi yaşanan gerginlik ve ağrının azalması için kullanılabilir.
Çay olarak tüketilmesi durumunda yorgunluk giderici etkisi bulunmaktadır. Karaciğerin korunmasını sağlamakta ve özellikle virüsler nedeniyle karaciğerde oluşacak hasarın önlenmesini sağlamaktadır.
Kronik yorgunluk sorunu olanlarda özellikle ortaya çıkan etkilerin azalmasını sağlayarak enerjinin artmasını desteklemektedir.
Ses kısıklığı problemine iyi gelmektedir.
Balgam söktürücü etkisi bulunmaktadır.
Göğüs yumuşatıcı etkisi bulunmaktadır.
Not: Nadiren bas dönmesi yada bas ağrısı yapabilmektedir. Yüksek tansiyonlu kişiler kullanmamalıdır. Kronik karaciğer iltihabı, siroz, yüksek kan basıncı ve kanda potasyum eksikliği durumlarında meyan kökü kullanılmamalıdır. Kortizon ve benzeri ilaçlarla birlikte kullanılmamalıdır. Şeker hastalarından iğne ve insülin kullananlar bu meyan şerbeti içmemelidir. Her zaman ki uymanız gereken açıklamamızı da ekleyelim, doktorunuza danışmadan kullanmayın-kullandırmayın!
0 notes
antikkuruyemis · 3 years
Text
Meyan kökü nedir? Meyan kökü şerbeti tarifi!
Tumblr media
Meyan kökü nedir? Meyan kökü şerbeti tarifi! Ramazan ayının vazgeçilmez besinlerinden biri olan meyan kökü şerbeti tamamen doğal ve bitkisel bir ürün olarak karşımızı çıkmaktadır.
Meyan Kökü nedir?
Meyan Kökü nedir Meyan kökü, asırlardır mide ve solunum problemlerinin tedavisinde kullanılan, şifalı bir bitkidir. Lifli kökleri tatlandırıcı olarak kullanılan meyan kökü, yönlendirici olduğu için Çin tıbbında, ‘kılavuz ilaç’ olarak kabul edilmektedir.
Meyan kökü neden tatlıdır?
Kökün tatlılığı, içeriğinde bulunan ve şekerden 50 kat daha tatlı olan glisirizik asitten kaynaklanır. Günümüzde öksürük ve soğuk algınlığı, mide hastalıkları, bağırsak iltihabı, kabızlık, menopoz semptomları da dahi pek çok rahatsızlığın tedavisinde kullanılmaktadır.
Meyan kökü nerelerde kullanılır?
Cilt ve saç bakımı için çok faydalı olan meyan kökü, baharat olarak, bitkisel ilaç olarak, şampuan yapımında ve gıda ürünlerine tat vermek için yaygın olarak kullanılır. Güçlü bir şeker aromasına sahip meyan kökü kaynatılarak şerbeti yapılır ve yaz aylarında bolca tüketilir. Çoğumuzun adını duyduğu ama faydalarını tam olarak bilmediği bitkilerden biridir. Aslında yöre yöre çeşitli illerde farklı isimlerle anılır ve bu isimle bilinir.
On bir ayın sultanı olarak nitelendirilen Ramazan ayında sıkça tüketilen şerbet, Osmanlı’dan günümüze sofralardaki yerini korumaktadır. Anadolu’da çok eski tarihlerden beri tüketilen şerbet türleri arasından en bilineni meyan kökü şerbetidir.
Bizim de yazımızda bu şifalı bitkiden bahsetmemizin sebeplerinden biri hem içinde birçok tıbbi açıdan yararlı madde bulundurması hem de tüm dünyanın bu bitkiden tıpta yararlanmasıdır.
Meyan Kökü nasıl tüketilir?
Kök kısımları kullanılmasının yanı sıra çayı yapılarak da tüketilebilir. Siz de evinizde mutlaka bu şifalı bitkiyi bulundurmalı ve faydalarından yararlanmalısınız.
Meyan Kökü Şerbeti Tarifi
Meyan kökü şerbeti yapımı için;
1 kök meyan kökü
3 litre su
3 litre su Tencereye konur. Eğer meyan kökü şerbetini akşam vakti hazırlıyorsanız, meyan köklerini beklemeye almak için sabaha kadar bekletin. Ancak, meyan kökü şerbetini hızlıca içmek istiyorsanız 1,5 saat kadar suda bekletmeniz yeterli olacaktır. 1.5 saat bekledikten sonra meyan kökleri lifleri tencerenin içinden sıkılarak alınır. Daha sonra bir süzgeçle süzerek bir kaba boşaltılır.
Tamamen meyan kökü şerbeti olması için meyan kökleri tülbentten geçirilerek iyi bir şekilde süzülür. Bu süzme işlemi bir kez daha tekrarlanarak şerbetin içinde tortu ve yabancı madde olmasını engellemiş olursunuz. Meyan kökü şerbeti hazırlarken en önemli püf nokta, dibinde tortu birikmemesidir. Şişelere doldurulduktan sonra meyan kökü şerbeti tüketime hazırdır.
Meyan kökü şerbetini köpürtmek için ise, şerbetçilerin yaptığı gibi yüksek bir yerden bardağa meyan kökü şerbetini dökerek rahatlıkla köpürtebilirsiniz
İçindeki Maddeler (Etken Maddeler) Ve İçeriği
Glikoz, sakaroz, nişasta, tanen, asparagin, yağ, zamk, reçine, çok tatlı olan glycyrhizik asidi ve glychrizin içermektedir.
Meyan kökü halk Arasında ; “Tatlı kök, boyam, piyam ve biyam” adlarıyla da anılır. Haziran, Temmuz ve Ağustos aylarında sarı, mavimsi mor veya kahverengi renkli çiçekler açan, genellikle akarsu kenarlarındaki kumlukları seven bir bitkidir.
7-15 cm boyunda parçalı yaprakları ve toprağın altında boyu 1 metreye ulaşan bir kök yapısı vardır. Bazı türlerin kökleri acıdır, bazı türlerin kökleri ise tatlıdır.
Genellikle sonbahar bitiminde Eylül – Ekim aylarında toplanır, kurutulur ve kullanım için saklanır.
Meyan Kökünün Faydaları
Bağışıklık sistemini güçlendirdiğini belirten Sağlık Uzmanları; “Ses kısıklığına iyi gelir, balgam sökülmesi, öksürük gibi rahatsızlıklar için de kullanılır.
Ateş düşürücü ve hücrelerdeki tahrişe bağlı ağrıları azaltıcı etkisi de vardır. İdrar söktürücü etkisi de bulunan meyan kökü, midedeki ülser, gastrit gibi mide hastalıklarına fayda sağlar. Kabızlığa karşı da iyi gelen meyan kökü, kramp çözücü olarak da kullanılabilir.
Meyan kökü siroz gibi karaciğer hastalıklarına fayda sağladığı gibi akne, sivilce, sedef hastalığı gibi ciltte oluşan problemler için de meyan kökü kullanılabilir.” dediler.
Meyan kökü hakkında uzman görüşleri
Meyan kökü tüketiminin vücudumuz için çok yararlı olduğunu belirten uzmanlar; “Ağız içindeki yaralar için de meyan kökü gargara yapılarak faydalı olabilir. Tansiyonun düzene sokulması ve addison hastalığı için de meyan kökü ile tedavi sağlanabilir. Birçok kişinin yakındığı peptik ülsere karşı koruma sağlar.
Böbrek üstü bezi hastalıklarına karşı kullanılması da meyan kökü faydaları arasındadır. Hormonal dengesizliklere karşı kullanılabilir. Meyan kökü ayrıca, karaciğeri korur.
Kışın sıkça karşılaştığımız hastalıklardan olan soğuk algınlığı, grip, nezle, bronşit, balgam oluşması gibi üst solunum yolu rahatsızlıklarına karşı şifa sağlar. Kışın sık sık karşılaştığımız ses kısıklığına karşı da koruma sağlar.
Dalak, böbrek ve karaciğere fayda sağlar. Vücudu toksinlerden korur. Antimikrobiyal, antioksidan ve tonik özellikleri vardır. Gut hastalığına karşı da kullanılabilir.
Ferahlatıcı ve rahatlatıcı etkisi vardır. Vücuttaki çıbanlar ve yaraları iyileştirir. Sindirim sistemini rahatlatır, hazımsızlığı ve kabızlığı önler. Mesane taşlarına ve idrara çıkma zorluğuna karşı tüketilebilir.
Ağzınızda çıkan aftlar için gargara yapmak suretiyle kullanabilirsiniz. Egzama için jel haline getirilerek kullanılır. Adet dönemi veya menopoz sorunlarına fayda sağlayabilir.
Yapılan araştırmalarda kolon ve meme kanserine karşı koruma sağladığı görülmüştür. Polistik over sendromu rahatsızlığı çekenler de bu şifalı bitkiyi tüketmelidir. Kronik yorgunluğa fayda sağlaması da meyan kökünün faydaları arasındadır. Tüberküloz, baş dönmesi gibi rahatsızlıklara karşı da kullanılabilir.
Balgam söktürücü olarak günde 3 kez 1 gr. bu şifalı bitkinin tozu yutulur. Gastrit ve ülser tedavisi için günde 20-25 gr. meyan kökü çiğnenerek tedavi sağlanabileceği gibi, 30 gr. meyan kökü tozu ile 1 tatlı kaşığı ketenotu 1 litre suda 20 dakika kaynatılarak bu sıvıdan günde 3 bardak içilebilir. Bu sıvı öksürük tedavisine de uygundur.” diye belirttiler. (Kaynak: Milliyet / AA / Haberiskelesi)
Meyan Kökü Çayı Nasıl Hazırlanır?
Meyan kökü çayı hazırlamak için 3 bardak suyun içine Antik Kuruyemiş’ten satın aldığınız 3 tatlı kaşığı meyan kökü karıştırılır, 20 dakika kadar kaynatılır.
Daha sonra 10 dakika kadar da kaynatılmaya devam edilir ve soğuduktan sonra meyan kökü çayı tüketilebilir.
Peki, meyan kökü çayı ne zaman içilmelidir ya da günde kaç kez içilmelidir?
Meyan kökü çayını açken veya yemeklerden sonra tüketebilirsiniz.
Öğle yemeği ve akşam yemeğinden sonra bir bardak içilebilir. Meyan kökü bilinen etkilerinden dolayı bu şifalı bitkinin çayı ve meyan kökü şerbeti olarak tüketilebilir. Sağlık için birçok faydası bulunan meyan kökü, bazı yan etkileri dolayısıyla dikkatli tüketilmelidir.
Meyan Kökünün Zararları ve Yan Etkileri nelerdir?
Fazla tüketilirse eklemlerde ve yüzde ödem oluşturabilir, yüksek tansiyona sebep olabilir ve vücutta potasyum kaybına yol açabilir.
Bu yüzden bu bitkinin fazla tüketilmesi zararlıdır. Ayrıca vücutta sıvı birikmesine ve böbrek rahatsızlığına yol açabilir. Bu şifalı bitkinin faydaları kadar zararları da bulunabilir.
Öncelikle şunu bilmelisiniz ki her bitkinin fazlası zarardır ve meyan kökünün de aşırı kullanımı zarar verebilir. Ayrıca bazı durumlarda, bazı kişilerin kullanmaması gerekir.
Gebelik yani hamilelik sırasında ve emziren bayanların kullanmamasını tavsiye ederiz.
Anemi yani kansızlık hastalığı bulunanlar ile hipertansiyon yani yüksek tansiyon hastaları kullanmamalıdır.
Çocukların da tüketmemesini tavsiye ederiz. Fazla miktarda tüketilirse yüksek tansiyona ya da baş ağrısına sebep olur.
Demirhindi nedir? Demirhindi şerbeti tarifi…
0 notes
ismail5658-blog · 5 years
Photo
Tumblr media
SAĞLIKTA AYIP OLMAZ!!! BU BİLGİ ÇOK ÖNEMLİ... Dışkıda yeşil renk neden olur? Gıdalar: aşırı sebze tüketimi (klorofil nedeni ile) İlaçlar: demir içerenler İshal Çölyak hastalığı Kistik fibrozis hastalığı Bağırsak enfeksiyonları (Gierdia) Antibiyotik kullanımı sonrasında Dışkıda sarı renk neden olur? Gıdalar: ekmekteki gluten nedeni ile Bağırsakta emilim bozukluğu (malabzorpsiyon) Çölyak hastalığı Kistik fibrozis hastalığı Bağırsak enfeksiyonları (Gierdia) İltihabi sarılık (hepatit) Pankreatit Pankreas kanseri Dışkıda kırmızı renk neden olur? Gıdalar: turp, şalgam, ıspanak, domates suyu ve çorbası, yabanmersini vb.İlaçlar: ağrı kesici ilaçlar, sukralfat vb. Dışkıda kan Hemoroidİlti habi bağırsak hastalığı Bağırsağın divertiküler hastalığı Bağırsak kanseri Rektum kanseri Makat kanseri İlaçlar: ağrı kesici ilaçlar, sukralfat vb. Dışkıda siyah renk neden olur? Dışkının siyah renkli olması dışkıda kan akla gelir ve özellikle mide veya on iki parmak bağırsağı gibi üst sindirim sistemi kanamalarında adeta ‘’katran renginde’’ ve çok kötü kokulu dışkı olur. Gıdalar: pancar, meyan kökü, ıspanak Vitaminler: demir içerenler İlaçlar: demir, bizmut (mide ilacı), loperamid Yemek borusundan kanama Mide kanaması Onikiparmak bağırsağı (duodenum) kanaması Diş kanamaları Burun kanamaları Dışkıda beyaz renk neden olur? Dışkının beyaz renk alması veya ‘’camcı macunu gibi dışkı’’ olarak adlandırılır. Cerrahi sarılık Mikrobik sarılık (hepatit) Karaciğer hastalıkları (siroz) Safra yolu hastalıkları (tümör, taş, vb. nedenlerle tıkanıklık) (Bioenerjist Ismail Yıldızkol) https://www.instagram.com/p/BvYW_L4nrVJ/?utm_source=ig_tumblr_share&igshid=9sclh6g205ik
0 notes
haberoldu-blog · 5 years
Text
Gastrit belirtileri, neden olur? Gastrit nasıl geçer, tedavisi...
https://haberoldu.com/gastrit-belirtileri-neden-olur-gastrit-nasil-gecer-tedavisi
Gastrit belirtileri, neden olur? Gastrit nasıl geçer, tedavisi...
Gastrit, ağırlıklı olarak erişkin kimselerde pek çok etkenden kaynaklı olarak görülebilen bir çeşit sindirim rahatsızlığı olarak karşımıza çıkmaktadır. Mide zarının iltihaplanması şeklinde de isimlendirilen Gastrit’in oluşum nedenleri incelediğinde; sıklıkla yanlış beslenmeden ötürü meydana gelebileceği gibi, bakteri ya da virüs gibi enfeksiyon kaynaklı ortaygastra çıkabilmektedir. Peki, erken evrede teşhis edilip tedavi yöntemine gidilmediği sürece ilerleyerek ülsere dönüşebilen bir hastalık olan Gastrit belirtileri nelerdir, neden olur? Bilhassa yemek yedikten sonra mide bölgesinde ağrı, bulantı, yanma, şişlik veya ekşime gibi rahatsızlıkların hissedildiği ve toplumumuzda çok yaygın bir şekilde karşılaşılan sağlık problemi olan Gastrit nasıl geçer, tedavisi nasıldır? 
GASTRİT NEDEN OLUR?
Öncelikli olarak belirtilmesi gerekir ki mide iltihaplanması olan Gastrit’in oluşum göstermesi tek bir faktöre bağlı olmamaktadır. Çoğunlukla yanlış beslenmenin bir sonucu olarak karşımıza çıksa da, kişilerin alkol ya da sigara gibi zararlı alışkanlıklarında meydana gelebilmektedir. Öte yandan bakteri yahut virüs gibi enfeksiyona bağlı olarak gelişebildiği gibi, uzun süreli ilaç kullanıma da Gastrit’e sebebiyet verebilmektedir.
GASTRİT NEDENLERİ…
-Sağlıksız Beslenme
-Kötü Alışkanlıklar (Sigara, Alkol)
-Bakteriler, Virüsler
-İlaçlar (Ağrı Kesiciler, Aspirin)
-Hastalıklar (Böbrek Yetmezliği, Karaciğer Hastalıkları, Solunum Rahatsızlıkları vb.)
-Yaş Faktörü (İlerleyen Yaşlarda Daha Sık Görülür=
-Stres
GASTRİT NEDİR?
Gastrit, kısaca “mide zarının iltihaplanması” olarak tanımlanır. “helikobakter pilori” isimli bakteri enfeksiyonu en temel faktördür. Bu bakteri, mideyi koruyan asit dengesinin bozulmasına sebep olarak gastriti tetikler. 
GASTRİT BELİRTİLERİ NELERDİR?
Gastritin belirtileri akut yahut kronik olmasına göre farklılıklar gösterebilmektedir. Akut gastritin belirtileri; karnın  üst kısmında ağrı, gaz, geğirme, yanma, ekşime, bulantı ve kusma gibi bulgular  görülür.
Kronik  gastritin belirtilerinde ise; ağrı daha az belirgin olup yemek sonrasında şişkinlik ve dolgunluk hissi, erken doyma, bulantı hissi, geğirme, iştahsızlık ve  ağızda kötü tat  gibi dispeptik yakınmalar daha sık görülür.
*Hazımsızlık, gaz oluşması
*Kusma
*Mide bölgesinde basınç duygusu
*Ağızda rahatsızlık verici bir tat
*Belirli gıda maddelerine karşı isteksizlik ve tiksinti
*Geğirme / midede ekşime
*Şişkinlik
*Üst karın bölgesinde ağrı (ağrının sırta doğru yayılması)
*Bulantı
*İştahsızlık
GASTRİT TEDAVİ EDİLMEZSE NE OLUR?
-Tedavi edilmemiş gastrit, mide ülserine ve mide kanamasına yol açabilmektedir. Kronik gastritin bazı formları ise nadiren de olsa, mide kanseri riskini artırabilmektedir. Özellikle eğer mide çeperlerinde kapsamlı şekilde incelme gelişmiş ve mide çeperi hücrelerinde değişiklik yaşanmış ise, mide kanseri riski de yüksek olacaktır. Ayrıca, tüm tedavi yöntemlerine rağmen gastritte düzelme yaşanmıyorsa, bu durumu doktora bildirmek gerekmektedir.
GASTRİT NASIL TEŞHİS EDİLİR? GASTRİT TANISI NASIL KONULUR?
Genel itibariyle gastrit; hastalar arasında yaygın veya benzer belirtilerle karakterizedir. Bununla birlikte, gastrit kişiden kişiye değişebilir. Durumun ciddiyetine bağlı olarak, bir gastroskopi gerekli olabilir.
*Nefes Testi
*Kan Testi
*Üst Mide-Bağırsak Endoskopisi
*Dışkı Testi
*Üst Mide-Bağırsak Röntgeni
GASTRİT TEDAVİSİ NASILDIR?
->Gastrit tedavisi iltihabın durumuna ve nedenine bağlı olarak kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Akut gastritte ilaç tedavisi ve diyet ile tamamen iyileşme sağlanırken kronik gastritte antibiyotik tedavisinden yararlanılmaktadır.
->Tıbbi tedavilerin yanında hastanın, sigaradan uzak durması, özellikle mideyi tahriş edebilecek baharatlı besinlerden uzak durması, kafein içerikli içecekleriz az tüketilmesi de gereklidir.
->Gastrit tedavisinde hastanın diyet uygulayarak tükettiği gıdaları dikkatli seçmesi oldukça önemlidir. Aksi halde beslenme şeklinin değiştirilmemesi iltihabın artmasına ve tedavinin olumsuz yönde etkilenmesine neden olacaktır.
->Ancak gastrite sebep olan etken her ne olursa olsun sigara, alkol, kafein, gazlı, asitli içecekler tüketimi bırakılmalıdır. Bununla birlikte baharatlı, tuzlu, yağlı besinler, turşu ve salamura gıdaların da tüketilmemesi gerekiyor.
->İçeriğinde bol miktarda A,C,K vitaminleri, folatdemir ve kalsiyum barındıran bu besinlerin tüketimi midenin kısa sürede kendini tedavi etmesini destekleyecektir.
GASTRİT NASIL GEÇER?
1)Nane: Nane anti inflamatuar, antibakteriyel ve antispazmodik özelliklerinden dolayı gastrit tedavisinde kullanılan diğer önemli bitkidir. Nanenin yatıştırıcı özellikleri mide zarı iltihabının azalmasına yardımcı olabilir. Ayrıca bulantı, hazımsızlık ve mide ekşimesinin azalmasını sağlar.
2)Zencefil; iltihap azaltıcı (antienflamatuar) ve bakteri karşıtı (antibakteriyel) özellikleri sayesinde gastrite iyi gelir. İltihaplanmayı ve enfeksiyonu azaltabilir. Aynı zamanda mide ağrısı, gaz, hazımsızlık, mide bulantısı ve şişkinlik gibi belirtileri de giderebilir.
3)Yoğurt; birçok yönden sağlıklı bir seçimdir ve özellikle gastrit için faydalıdır. İçeriğinde bulunan probiyotikler saysesinde yoğurt, gastrite neden olan H.pylori bakterisine karşı mide astarını korumaktadır. Ayrıca yoğurt, enfeksiyonun çabucak defedilmesini sağlayarak vücudun bağışıklık sistemini güçlendirmektedir.
4)Meyan Kökü: Doğal gastrit tedavisinde kullanılan en popüler yiyeceklerden biri, meyan köküdür. İltihap giderici ve yatıştırıcı özelliklere sahiptir. Mide iltihaplanması ve ekşimesine iyi gelir. Aynı zamanda hazımsızlık, mide yanması ve buna benzer gastrit semptomlarını kontrol altına almanızı sağlar. Meyan kökünün bir diğer faydası ise; mide iç astarını koruması ve gastrit ülser riskini azaltmasıdır.
5)Yeşil Çay : Normal beslenme düzeninde sürekli olarak yeşil çay tüketen birinin tıbbi olarak gastrit hastalığına yakalanma ihtimali, içmeyen bir bireye göre çok daha düşük olmaktadır. Bununla birlikte yeşil çay mideyi korurken bir yandan da sindirim sistemi sağlığına fayda sağlamaktadır. Gastritten kaynaklı olan mide yanması ve ekşime gibi sorunların da önüne geçebilmektedir. Yeşil çay aynı zamanda reflü hastalığına yakalanma ihtimalinin de önüne geçebilmektedir.
GASTRİTE NE İYİ GELİR?
1)Koyu Yeşil Yapraklı Sebzeler: Gastriti veya mide ülseri olan hastalar koyu yeşil ve yapraklı sebze tüketimini arttırmalıdır. Bu tür sebzeler A,C,K vitaminleri ile folat, demir ve kalsiyum yönünden zengindir. Bu vitaminler ve mineraller midenin kendi kendini tedavi sürecine destek olur.
2)Papaya: Bu nefis tropikal meyve, yanma ve mide ekşimesine iyi gelir. Bunu önlemek için her gün 2 veya 3 dilim papaya tüketin. Yağ miktarı az olan yoğurda 1 porsiyon papaya ilave edin. Mide rahatsızlıklarından kurtulacaksınız.
3)Çilek: Çileğin içerdiği antioksidan özelliği ve fenolik bileşiklerin yüksekliği gastriti iyileşmeye yardımcı olabilir. Çilek ayrıca mide astarı inflamasyonu başlamasını önlemeye yardımcı olabilir.
4)Kolay Sindirilen Gıdalar: Midenizi ve sindirim sisteminizi zorlamayacak gıdalar özellikle gastrit belirtilerinin arttığı zamanlarda kullanılabilir. Bu gibi dönemlerde az yağlı çorbalar, makarna, haşlanmış pirinç, patates püresi, yulaf ezmesi, pişmiş sebze, omlet, düşük yağlı süt tüketerek midenizi ve sindirim sisteminizi rahatlatabilirsiniz.
GASTRİT HASTALARININ DİKKAT ETMESİ VE UZAK DURMASI GEREKENLER NELERDİR?
*Meyve ve sebzeler iyice yıkandıktan sonra tüketilmelidir.
*Bol dinlenme ve uykunun sağlanması gerekmektedir.
*Alkol ve sigara kesinlikle kullanılmamalıdır.
*Pişmemiş yiyeceklerden uzak durmak mide rahatlatacaktır.
*Asit içerikli meyve sularından tüketmemek gerekmektedir.
*Günde 2-3 defa en az 2 bardak su içmek gerekmektedir.
*Ağrıları azaltmak için sıcak su kompleksleri uygulanmalıdır.
GASTRİT TEDAVİSİ İÇİN İBRAHİM SARAÇOĞLU’DAN KARNABAHAR KÜR��…
-Karnabahar yaprakları ayıklanır ve 200 gramı yıkanarak 2 su bardağı kaynayan suya atılır.
-15 dakika kısık ateşte kaynadıktan sonra 1 saat demlenmesi beklenir.
-Demlenen karnabahar suyu içilir ve karnabaharlar tüketilir.
-Karnabaharın gaz yaptığı kişiler bu kürü uygulamamalıdır.
GASTRİT TEDAVİSİ İÇİN İBRAHİM SARAÇOĞLU’DAN CENNET HURMASI KÜRÜ…
-Mide iltihaplanması nedeni ile büyük sorun yaşayan kişiler, mikrop öldürücü etkisi olan ceet hurması kürünü uygulayabilirler.
-Ceet hurmasının dış kabukları soyulur ve çiğ olarak tüketilir.
-Üzerine kireçsiz ve ılık bir bardak su içilir.
-Bu kür her sabah aç karına uygulanmalıdır.
Kaynak: HABER7.COM
0 notes
hakkindabilgi-blog · 7 years
Text
ŞİFALI BİTKİLER HANGİ BİTKİ HASTALIKLARA ÇAREDİR?
ŞİFALI BİTKİLER HANGİ HASTALIKLARA ÇAREDİR?
ACI BAKLA
Semen Lupini
Şeker hastalığına karşı kullanılır.
ACI YONGA
Lignum Quassiae
İştah açıcı, kuvvet verici, kurt ve ateş düşürücü
ADAÇAYI
Salvia officinalis
Gaz söktürücü, antiseptik, kuvvet verici ve uyarıcı
ALIÇ
Fructus Crataegi
Özellikle kalp üzerinde etkili, idrar söktürücü, kabız
ALTINOTU
Herba Ceterachi
İdrar söktürücü ve kabız etkileri vardır. Basura karşı, haricen kullanılır.
AMBER
Ambra Grisea
Kaşalot balığından elde edilir. Kalbi kuvvetlendirir, iştah açar ve cinsel arzuyu artırır.
ANASON
Fructus Anisi Vulgaris
Gaz söktürücü, iştah açıcı, süt artırıcı ve uyku vericidir.
ANDIZ KÖKÜ
Radix Helenii
Safra söktürücü, öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı,kuvvet verici ve kurt düşürücüdür.
ARDIÇ TOHUMU
Fructus Juniperi
İdrar artırıcı, terletici, midevî ve antiseptik özellikleri vardır.
ASPİR
Flos Carthami
Romatizma ağrılarına karşı etkilidir. Dahilen terletici, kurt düşürücü ve adet getiricidir.
BALIKOTU
Fructus Cocculi indici
Dahilen kurt düşürücü, sara nöbetlerini azaltıcı olarak kullanılır. Tehlikeli bir drogdur.
BAMYA ÇİÇEĞİ
Flos Hibisci
Dahilen göğüs yumuşatıcı, lapa halinde haricen çıbanları olgunlaştırıcıdır.Kabızlığa karşı etkili ve zararsız bir drogdur.
BESBASE
Rhizoma Polypodii
Müshil, safra ve balgam söktürücü ve kurt düşürücü etkilere sahiptir.
BİBERİYE
Folium Rosmarini
Dahilen kabız, hazım sistemi uyarıcısı, safra artırıcı ve idrar söktürücü, haricen ise iltihaplı yaraların tedavisinde kullanılır.
BÖĞÜRTLEN
Folium Rubi
Kabız, kuvvet verici, idrar söktürücü ve şeker hastalığına karşı kullanılır. Bademcik iltihaplarında da gargara yapılır.
CİVAN PERÇEMİ
Herba Millefolii
İdrar artırıcı, iştah açıcı, gaz söktürücü, adet söktürücü ve yara iyileştiricidir.
ÇAKŞIROTU KÖKÜ
Ferulae meifoliae
Cinsel kudreti artırıcı olarak etkilidir.
ÇAM SAKIZI
Terebenthina Communis
Solunum ve idrar yolları hastalıklarında kullanılan etkili bir antiseptiktir.
ÇEKEM
Fructus Visci albi
Kabız, idrar artırıcı, kusturucu, kuvvet verici ve tansiyon düşürücü etkileri vardır. Romatizma ağrılarında kullanılır.
ÇÖREKOTU
Semen Nigellae
İdrar ve süt artırıcı, iştah açıcı ve adet söktürücüdür.
ÇÖVEN KÖKÜ
Radix Saponariae albae
Tedavide nadiren kullanılır. Bilhassa tahin helvası yapımında kullanılır. İdrar ve balgam söktürücüdür.
DAĞÇAYI
Sideritis
Uyarıcı, gaz söktürücü, iştah açıcı ve mide ağrılarını kesici özelliklere sahiptirler.
DEFNE YAPRAĞI
Folium Lauri
Terletici, antiseptik ve midevi etkilere sahiptir.
DEVE ÇÖKERTEN
Fructus Tribuli
Taş düşürücü, idrar söktürücü ve kuvvet verici olarak kullanılmaktadır.
DEMİR HİNDİ
Pulpa Tamarindorum
Müshil ve müleyyin bir etkiye sahiptir. Hiçbir tahriş edici etkisi yoktur.
DENİZ KADAYIFI
Carrageen
Dahilen, çok kullanılan bir göğüs yumuşatıcı ve öksürük kesicidir.
DEVE DİKENİ
Herba Cardui mariae
Karaciğer hastalıklarına karşı ve safra artırıcı olarak kullanılır.
DUT MEYVASI
Fructus Mori nigri
Meyvalardan hazırlanan şurup, gargara halinde, ağız ve boğaz hastalıklarına (pamukçuk) karşı kullanılır.
EĞİR KÖKÜ
Rhizoma Calami aromatici
Gaz söktürücü, terletici ve antispazmotiktir. Dahilen Prostat, haricen ise romatizma için kullanılır.
FESLEĞEN
Herba Basilici
Yatıştırıcı, midevi, idrar artırıcı ve gaz söktürücüdür.
FUNDA
Herba Ericae
İdrar yolları dezenfektanı, idrar söktürücü ve kabız etkilere sahiptir.
GELİNCİK
Flos Rhoeados
Yatıştırıcı, öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı ve hafif uyutucu etkilere sahiptir.
GİNSENG
Ginseng
Kalp kuvvetlendirici ve yorgunluğu gidericidir. Cinsel gücü artırıcı etkileri vardır.
GÜNLÜK
Gummi Olibanum
Dahilen kuvvet verici, yatıştırıcı, kabız, idrar artırıcı, adet söktürücü, adet getirici ve romatizma ağrılarını dindiricidir.
HALİLE (Kara-Sarı)
Fructus Myrobalani
Sarı halile müshil, Kara halile ise kabız olarak kullanılır. Haricen ise yara iyileştiricidir.
HARDAL TOHUMU
Sinapis nigrae
Haricen lapası, yakısı ve banyosu yapılir. Kanı cilde toplamak ve ağrı kesmek için kullanılır.
HATMİ ÇİÇEĞİ
Flos Altheae
Göğüs yumuşatıcı ve tahrişleri gidericidir.
HAVACIVA
Radix Alkannae
Kabız ve yara iyileştiricidir.
HAVUÇ TOHUMU
Dauci carotae
Midevi, gaz söktürücü, gebeliği önleyici ve cinsel gücü artırıcıdır.
HAYIT TOHUMU
Agni-Casti
idrar artırıcı, gaz söktürücü ve yatıştırıcıdır.
HÜNNAP
Jujubae
Göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici, müshil ve kan temizleyicidir. Şeker hastalığına karşı da kullanılır.
IHLAMUR
Flos Tiliae
İdrar artırıcı, terletici, yatıştırıcı, uyutucu ve göğüs yumuşatıcıdır.
ISIRGAN
Folium Urticae
Yaprak veya kök, dahilen kan temizleyici, idrar artırıcı ve iştah açıcıdır.
İĞDE ÇİÇEĞİ
Flos Elaeagni
Kabız, kuvvet verici ve antiseptiktir. C vitamini deposudur. Gribe karşı etkilidir.
KAFUR
Camphora
Sinir sistemi, solunum ve kalp üzerinde uyarıcı etkileri vardır.
KAKULE
Cardamomi
İştah açıcı, gaz söktürücü ve midevi etkilere sahiptir. Kahveye konur.
KEBABİYE
Cubebae
Solunum sistemi antiseptiğidir. Belsoğukluğunda kullanılır.
KARANFİL
Caryophyllus
Uyarıcı, midevi ve antiseptik etkileri vardır.
KEKİK
Herba Thymi
Midevi, yatıştırıcı, antiseptik etkileri vardır.
KEREVİZ TOHUMU
Apii graveolentus
Uyarıcı ve iştah açıcıdır. Prostat için kullanılır.
KETEN TOHUMU
Semen Lini
Müshil, sindirim sistemi iltihapları ve tahrişlerine karşı koruyucudur.
KINAKINA
Cortex Chinae
midevi, sıtma ve gribal enfeksiyonlara karşı koruyucu, kalp yatıştırıcıdır.
KISA MAHMUT
Chamaedrys
midevi, uyarıcı, şeker hastalığına karşı etkilidir.
KIZILCIK
Corni maris
Etkili ve zararsız bir ishal kesicidir.
KİTRE
Tragacantha
Boğaz hastalıkları ve iltihaplarında koruyucudur.
KUDRET NARI
Momordicae charantiae
Mide ve barsak ülserine karşı dahilen kullanılır. Yara, çıban ve ekzemalarda haricen kullanılır.
KUŞBURNU
Rosae caninae
Bilhassa C vitamini bakımından zengindir. Kabız ve kuvvet vericidir. Şeker hastalığına karşı da kullanılır.
LAVANTA
Flos Lavandulae
İdrar artırıcı, romatizma ağrılarını dindirici, antiseptik, sinir ve kalp kuvvetlendiricidir.
MAHLEP
Pruni mahaleb
Afrodizyak, balgam söktürücü, nefes darlığı ve prostat için, ayrıca şeker hastalığına karşı kullanılır.
MENENGİÇ
Terebinthina Chia
Dahilen idrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanılır.
MEYAN KÖKÜ
Radix Liquiritiae
Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, tad düzeltici ve öksürük kesici etkileri vardır.
MISIR PÜSKÜLÜ
Stylus Maydis
İdrar söktürücü ve taş düşürücüdür.
MUSKAT
Myristicae
Gaz söktürücü ve antiseptik olarak bilhassa karın ağrıları için kullanılır.
MÜRSAFİ
Gummi Myrrihae
Antiseptik ve uyarıcıdır. Bilhassa solunum yolu hastalıklarına karşı kullanılır.
NANE
Folium Menthae
Özellikle sinirsel kaynaklı mide bulantılarını kesici olarak etkilidir.
OĞULOTU
Folium Melissae
Yatıştırıcı, midevi, terletici ve antiseptiktir.
PAPATYA
Chamomillae vulgaris
İdrar artırıcı, yatıştırıcı, safra söktürücü, boğaz iltihaplarında ve iltihaplı yaralara karşı etkilidir.
PELİNOTU
Herba Absinthii
Midevi, ateş düşürücü, adet getirici etkileri vardır.
REZENE
Foeniculi
Midevi, gaz söktürücü ve süt artırıcıdır.
SAFRAN
Crocus Stigmata
Uyarıcı, iştah açıcı, adet söktürücü, koku ve renk vericidir. Değerli bir baharattır.
SALEP
Tuber Salep
Afrodizyak, kuvvet verici, çocuk ishallerini kesicidir.
SANDALOS
Sandaraca
Haricen ve dahilen romatizma ağrılarını dindirici olarak etkilidir.
SARI SABIR
Aloe
Kalın barsağa etkili bir müshildir.
SARI KANTARON
Herba Hyperici
Dahilen antispazmotik, kabız, yatıştırıcı, haricen ise antiseptik ve yara iyileştiricidir.
SERVİ KOZALAĞI
Cupressi
Çocukların gece işemelerinde, haricen basura ve kokulu ayak terlemelerine karşı kullanılır.
SİNAMEKİ
Folium Sennae
Kalın barsak üzerinde etkili olan, kuvvetli bir müshildir.
ŞAHTERE
Herbe Fumariae
İdrar artırıcı, yatıştırıcı, zayıflatıcı ve tansiyon düşürücüdür.
ŞEYTAN TERSİ
Gummi Asa foetida
Sinir sistemi yatıştırıcısı, hazmı kolaylaştırıcı ve gaz söktürücüdür.
ÜZERLİK TOHUMU
Semen Pegani
Kurt düşürücü, adet söktürücü, uyuşturucu, terletici ve yatıştırıcıdır.
ZAHTER
Saturejae hortensis
Şeker hastalığına karşı kullanılır.
ZENCEFİL
Rhizoma Zingiberis
Yatıştırıcı ve gaz söktürücüdür.
ZERDEÇAL
Curcuma longae
Midevi, gaz söktürücü ve safra artırıcıdır.
ZULUMBA
Rhizoma Zedoariae
İştah açıcı, uyarıcı, idrar artırıcı, balgam ve gaz söktürücüdür.
ACI ELMA YAĞI
Salvia Triloba
Gaz söktürücü, midevi, ter kesici, idrar artırıcıdır. Haricen yara iyi edici ve antiseptik olarak kullanılır.
ANASON YAĞI
Oleum anisi
Sinir sistemi uyarıcısıdır.
BADEM YAĞI
Oleum Amygdalae
Dahilen müshil, haricen yumuşatı- cı ve yara iyi edici olarak kullanılır.
BİBERİYE YAĞI
Oleum Rosmarini
Haricen romatizma ağrılarını dindirici olarak kullanılır.
CEVİZ YAĞI
Juglandis regiae
Müshil ve safra artırıcı olarak kullanılır.
ÇAM TERE- BENTİN YAĞI
Oleum Terebinthinae
Neft yağı olarak da tanınır. Hari- cen romatizma ağrılarını giderici ve saçları besleyici olarak kullanılır
ÇÖREKOTU YAĞI
Nigellae sativae
Haricen saç dökülmesi ve kepeğe karşı kullanılır.
DEFNE YAĞI
Lauri expressum
Romatizma ağrılarını dindirici ve vücut parazitlerini öldürücüdür. Ayrıca, saç dökülmesini de önler.
HİNT YAĞI
Oleum Ricini
İnce barsak üzerinde etkili olan ve tahriş yapmayan bir müshildir
KAKAO YAĞI
Oleum cacao
Basur memelerini, kadınların göğüslerindeki yara ve çatlakları yumuşatmak için haricen kullanılır.
KARANFİL YAĞI
Oleum Caryophylli
Dişhekimliğinde antiseptik ve ağrı kesici olarak, dahilen ise gaz söktürücü olarak kullanılır.
KEKİK YAĞI
Oleum Thymi
Dahilen safra artırıcı, kurt düşürücü ve ağrı dindirici, haricen ise antiseptik olarak kullanılır.
KETEN YAĞI
Oleum Lini
Bezir yağı olarak bilinir. Yara ve yanık tedavisinde kullanılır.
KARABAŞ YAĞI
Lavandulae Romanae
Haricen ve dahilen antiseptik olarak kullanılır.
LİMON YAĞI
Oleum Limonis
Uyarıcı ve koku verici olarak kullanılmaktadır.
MERSİN YAĞI
Oleum Myrti
Dahilen bronşit, verem ve belsoğukluğu gibi hastalıkların tedavisinde ve şeker hastalığına karşı kullanılmaktadır.
NANE YAĞI
Menthae Piperitae
Hafif antiseptik, ferahlatıcı, koku verici ve mide bulantılarını giderici olarak kullanılır.
OKALİPTÜS YAĞI
Oleum Eucalypti
Antiseptik olarak haricen kullanılır.
SIĞLA YAĞI
Styrax Liquidus
Haricen antiseptik, yara iyi edici ve anti paraziter olarak kullanılır.
SUSAM YAĞI
Oleum Sesami
Dahilen müshil olarak etkilidir. Şe- ker hastalığına karşı da kullanılır.
TARÇIN YAĞI
Oleum Cinnamomi
İştah açıcı ve midevi olarak dahilen kullanılır
1 note · View note
alternatif-tip · 7 years
Link
AYRIK OTU Çok Yıllık | 0,3-1,2m | 6-7 Aylar | Ca,Ho,Na | Kökü Ayrık otu, Quecke, Agropyrom repens P.Beauv. Syn: Elymus repens (L) GOULD Triticum repens L. Familyası: Buğdaygillerden, Sübgrâser, Poaeeae Drugları: Ayrık kökü; Agropyri repentis rhizoma  (Graminis rhizoma) Ayrık otunun Kazık kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır ve saçak kökleri pek kullanılmaz.  Giriş: Ayrık otu buğdaygillerin bir alt grubu olan Agropyongillerden olup bu grubun takriben 100 türü mevcuttur. Latincede Repens kelimesi sürünen, Yunanca da Agrios yabani ve Pyros buğday anlamına gelen ke-limelerden türetilmiştir. Eskiden romatizma, nikris, karaciğer hastalıkla-rına karşı ve ayrıca kanı temizleyici olarak kullanılmıştır. Vatanı Avrupa ve Asya olan bitki sonradan Amerika ve Avustralya’nın keşfi ile buralarda da yayılmıştır.  Botanik: Boyu 30-120cm boyunda dikine yükselen, bulunduğu yerden sürgünler salarak kısa sürede çevresine yayılan çok yılık bir bitkidir. Yaprakları şerit şeklinde, uç kısmı sivrice 10-30cm uzunluğunda, 2-4cm eninde, kenarları bütün üst kısmı koyu yeşil veya mavimsi yeşil, alt kısmı koyu yeşil ve mat bir renktedir. Yapraklarını bir kısmı ise gövdeyi sarmalamış bir boru şeklindedir. Çiçekleri iki sıra ile dizilmiş olup hafif buğday başağına benzer, açık yeşil, nadiren kırmızımsı veya vişne çü¬rüğü renkte olabilir. Kökleri 2-6cm uzunluğunda 2-5mm kalınlığında, parlak ve saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Tarla, bağ, bahçe, mera, çimenlik ve yol kenarlarından toplanan Ayrık kökleri yıkandıktan sonra kurutulur, şayet suni olarak kurutulmak isteniyorsa kurutma işlemi sırasında ısının 45˚’yi geçmemesi gerekir.  Birleşimi: Ayrık kökünün birleşimindeki maddeleri öneminde göre şöyle sıralayabiliriz; a) Polisakkaritler %3-10 arasında olup en önemli türevi ise Triticin ve az miktarda İnulin içerir. Triticin İnuline (yer elmasına bak.) benzer. b) Şekerlerden %4 Mannit ve İnosit  c) Çok az miktarda Eterik yağ türevleri; Carvacrol (karvacrol), Carvon (Karvon), Thymol (Timol), Menthol(Mentol), trans-Anethol ve ‘-Hexyl-3-metil-Maleinasit-anhidrid d) Ayrıca %8-15 Musilaj, Silisikasit, Triterpenler, Vitaminlerden B ve Provitamin A, Fenilkarbonikasitler ve Minerallerden Potasyum içerir.  Araştırmalar:Tarihte J.A.Tabrenaemontaunus (1588), P.A.Matthioli (1501-1577) ve İngiliz asıllı Dr.Sydenham (1624-1689) Ayrık kökünü çok çeşitli hastalıklara karşı kullanmışlardır ve bunların başında idrar yolları iltihaplanması, romatizma, nikris (gut hastalığı) ve ödem gibi rahatsızlıklar gelir. İlk ilmi araştırma ise oldukça yeni ve olumlu bir çalışmadır.  1) Toplam 58 doktor; 313 idrar yolları rahatsızlığı olan hasta üzerinde Ayrık kökü ekstresinden elde edilen damla ile 1-2 hafta süren tedavi denemesi yapmışlardır. Hastalardan %34’ünde mesane zafiyeti, %29’unda mesane iltihaplanması, %19’u prostatitis (prostat iltihap-lanması), %5’i idrar yoları iltihaplanması (üretritis) ve %13’ünde birden fazla idrar yolları rahatsızlıkları tespit edilmiştir. Bu hastalar¬dan %43’ünde tamamen iyileşme, %55’inde ise kısmi olarak iyileşme görülmüştür. (ZP.5.00.252). Ayrık kökü ekstresi ile yapılan bu araştırma çok olumlu olup bunun devamının da gelmesi halinde Ayrık otuna olan güven daha da artacaktır.  Tesir şekli: İdrar söktürücü, terletici, bakterileri öldürücü, iltihapları önleyici, kanı temizleyici ve tahrişi önleyicidir.  Kullanılması:  a) Araştırmalara göre Ayrık kökünden elde edilen ilaçlar (damla, kapsül, draje, çay ve tentür) mesane zafiyeti, mesane iltihaplanması (Cystitis), prostat iltihaplanması (Prostatitis) ve idrar yolları iltihap¬lan-masına karşı kullanılır.  b) Komisyon E’nin 01/01/1990 tarih ve 22a nolu Monografi bildirisine göre Ayrık kökü preparatları (ilaçları) başta idrar yolları iltihaplanması ve böbrek taşlarına karşı kullanılır.  c) Homeopati’de mesane iltihaplanması, prostat büyümesi ve idrar yolları iltihaplanmasına karşı kullanılır.  d) Halk arasında mesane zafiyeti, mesane iltihaplanması, prostat ilti¬hap-lan¬ması, böbrek iltihaplanması ve taşları, romatizma, nikris, ekzema gibi rahatsızlıklara karşı ve metabolizmayı kuvvetlendirici ve kan temizleyici olarak kullanılır. Çayı: Kurutulmuş, ince kıyılmış Ayrık kökünden 2-3 kahve kaşığı demliğe konarak üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları Prof.Dr.Heupke mukoza iltihaplanması çayı; >20 gr Rezene tohumu >20 gr Hatmi kökü >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Ayrık kökü >20 gr Meyan kökü  Gökçek mesane ve böbrek çayı (idrar yolları iltihaplanması, böbrek taş ve kumlarına); >20 gr Huş yaprağı >20 gr Ayrık kökü >20 gr Altın başak otu >20 gr Kayışkıran kökü >20 gr Isırgan kökü  Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane ve böbrek üşütmesine); >40 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Kayışkıran kökü >15 gr Orta sifon yaprağı >15 gr Ayrık kökü >10 gr Isırgan kökü Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane ve böbrek üşütmesine karşı); >40 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Huş yaprağı >20 gr Ayrık otu kökü >10 gr Isırgan kökü >10 gr Ardıç kozalağı >5 gr Nane yaprağı  İsveç Kodeksine göre mesane ve böbrek çayı(mesane iltihaplanması ve kramplara karşı); >35 gr Ayı üzümü yaprağı >25 gr Meyan kökü >15 gr Ayrık kökü >15 gr Huş yaprağı >10 gr Sultan otu  Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane dezenfeksiyonuna karşı ve kramp çözücü); >35 gr Ayı üzümü yaprağı >25 gr Meyan kökü >15 gr Ayrık kökü >15 gr Huş yaprağı >15 gr Ardıç kozalağı Gökçek Mesane ve böbrek çayı (idrar yolları iltihap.,, bakteri, taş ve kumlara); >20 gr Huş yaprağı >20 gr Altın başak otu >20 gr Orta sifon yaprağı >20 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Ayrık kökü  Gökçek deri hastalıkları çayı (akne, akut ve kronik deri hastalıkları); >30 gr Ayrık kökü >20 gr Mahoniyakök kab. >20 gr Menekşe otu >20 gr Isırgan otu >10 gr Atkuyruğu otu  Homeopati’de: Ayrık otunun sadece kazık köklerinden (saçak kökleri kullanılmaz) taze iken ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70’lik Alkol ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopati’de <<Triticum repens>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 15-20 damla 4-6 hafta süreyle alınır.  Hastalığın belirtileri (semptom):  1) Ağrılı idrar yollarına  2) İdrar yaparken yanma ve sıkıştırma 3) İdrarın yoğun olması ve idrar yolları mukozasını tahriş etmesi 4) Hasta sürekli burnunu temizleme ihtiyacını duyar  5) İdrarın bırakılması sırasında anormallikler  6) Ağrılar sırasında genellikle idrar yolları ağrıması Posyonlar: Akut idrar yolları iltihaplanmasına karşı posyon; >20 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Kasık otu ekstresi >20 ml Ardıç kozalağı ekstresi >30 ml Altınbaşakot ekstresi >10 ml Ayıüzümü yaprağı ekstresi Kronik idrar yollarına karşı posyon; >30 ml Altın başak ekstresi >20 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Atkuyruğu otu ekstresi >20 ml Kasık otu ekstresi >10 ml Kekik ot ekstresi Böbrek ve mesane taşına karşı posyon; >30 ml Altın başak otu ekstresi >20 ml Huş yaprağı ekstresi >20 ml Isırgan kökü ekstresi >10 ml K.hindiba kökü ekstresi >20 ml Ayrık otu kökü ekstresi Deri hastalıklarına karşı posyon; >40 ml Menekşe otu ekstresi >40 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Civanperçemi otu ekstresi Romatizmaya karşı posyon; >30 ml Ayrık kökü ekstresi >30 ml Harpago ekstresi >20 ml Söğüt kabuk ekstresi >20 ml Ardıç kozalak ekstresi  Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
ACI BAKLA Semen lupini Şeker hastalığına karşı kullanılır. ACI YONGA Lignum Quassiae İştah açıcı, kuvvet verici, kurt ve ateş düşürücü ADAÇAYI Salvia officinalis Gaz söktürücü, antiseptik, kuvvet verici ve uyarıcı Hangi bitki neye yarıyor? ACI BAKLA (Semen lupini): Şeker hastalığına karşı kullanılır. ACI YONGA (Lignum Quassiae): İştah açıcı, kuvvet verici, kurt ve ateş düşürücü ADAÇAYI (Salvia officinalis): Gaz söktürücü, antiseptik, kuvvet verici ve uyarıcı ALIÇ (Fructus Crataegi): Özellikle kalp üzerinde etkili, idrar söktürücü, kabız ALTINOTU (Herba Ceterachi): İdrar söktürücü ve kabız etkileri vardır. Basura karşı, haricen kullanılır. AMBER (Ambra Grisea): Kaşalot balığından elde edilir. Kalbi kuvvetlendirir, iştah açar ve cinsel arzuyu artırır. ANDIZ KÖKÜ (Radix Helenii): Safra söktürücü, öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı,kuvvet verici ve kurt düşürücüdür. ANASON (Fructus Anisi Vulgaris): Gaz söktürücü, iştah açıcı, süt artırıcı ve uyku vericidir. ARDIÇ TOHUMU (Fructus Juniperi): İdrar artırıcı, terletici, midevî ve antiseptik özellikleri vardır. ASPİR (Flos Carthami): Romatizma ağrılarına karşı etkilidir. Dahilen terletici, kurt düşürücü ve adet getiricidir. BALIKOTU (Fructus Cocculi indici): Dahilen kurt düşürücü, sara nöbetlerini azaltıcı olarak kullanılır. Tehlikeli bir drogdur. BAMYA ÇİÇEĞİ (Flos Hibisci): Dahilen göğüs yumuşatıcı, lapa halinde haricen çıbanları olgunlaştırıcıdır.Kabızlığa karşı etkili ve zararsız bir drogdur. BESBASE (Rhizoma Polypodii): Müshil, safra ve balgam söktürücü ve kurt düşürücü etkilere sahiptir. BİBERİYE (Folium Rosmarini): Dahilen kabız, hazım sistemi uyarıcısı, safra artırıcı ve idrar söktürücü, haricen ise iltihaplı yaraların tedavisinde kullanılır. BÖĞÜRTLEN (Folium Rubi): Kabız, kuvvet verici, idrar söktürücü ve şeker hastalığına karşı kullanılır. Bademcik iltihaplarında da gargara yapılır. CİVAN PERÇEMİ (Herba Millefolii): İdrar artırıcı, iştah açıcı, gaz söktürücü, adet söktürücü ve yara iyileştiricidir. ÇAKŞIROTU KÖKÜ (Ferulae meifoliae): Cinsel kudreti artırıcı olarak etkilidir. ÇAM SAKIZI (Terebenthina Communis): Solunum ve idrar yolları hastalıklarında kullanılan etkili bir antiseptiktir. ÇEKEM (Fructus Visci albi): Kabız, idrar artırıcı, kusturucu, kuvvet verici ve tansiyon düşürücü etkileri vardır. Romatizma ağrılarında kullanılır. ÇÖREKOTU (Semen Nigellae): İdrar ve süt artırıcı, iştah açıcı ve adet söktürücüdür. ÇÖVEN KÖKÜ (Radix Saponariae albae): Tedavide nadiren kullanılır. Bilhassa tahin helvası yapımında kullanılır. İdrar ve balgam söktürücüdür. DAĞÇAYI (Sideritis): Uyarıcı, gaz söktürücü, iştah açıcı ve mide ağrılarını kesici özelliklere sahiptirler. DEFNE YAPRAĞI (Folium Lauri): Terletici, antiseptik ve midevi etkilere sahiptir DEVE ÇÖKERTEN (Fructus Tribuli): Taş düşürücü, idrar söktürücü ve kuvvet verici olarak kullanılmaktadır. DEMİR HİNDİ (Pulpa Tamarindorum): Müshil ve müleyyin bir etkiye sahiptir. Hiçbir tahriş edici etkisi yoktur. DENİZ KADAYIFI (Carrageen): Dahilen, çok kullanılan bir göğüs yumuşatıcı ve öksürük kesicidir. KETEN TOHUMU (Semen Lini): Müshil, sindirim sistemi iltihapları ve tahrişlerine karşı koruyucudur. DEVE DİKENİ (Herba Cardui mariae): Karaciğer hastalıklarına karşı ve safra artırıcı olarak kullanılır. DUT MEYVASI (Fructus Mori nigri): Meyvalardan hazırlanan şurup, gargara halinde, ağız ve boğaz hastalıklarına (pamukçuk) karşı kullanılır EĞİR KÖKÜ (Rhizoma Calami aromatici): Gaz söktürücü, terletici ve antispazmotiktir. Dahilen Prostat, haricen ise romatizma için kullanılır. FESLEĞEN (Herba Basilici): Yatıştırıcı, midevi, idrar artırıcı ve gaz söktürücüdür. FUNDA (Herba Ericae): İdrar yolları dezenfektanı, idrar söktürücü ve kabız etkilere sahiptir. GELİNCİK (Flos Rhoeados): Yatıştırıcı, öksürük kesici, göğüs yumuşatıcı ve hafif uyutucu etkilere sahiptir. GİNSENG (Ginseng): Kalp kuvvetlendirici ve yorgunluğu gidericidir. Cinsel gücü artırıcı etkileri vardır. GÜNLÜK (Gummi Olibanum): Dahilen kuvvet verici, yatıştırıcı, kabız, idrar artırıcı, adet söktürücü, adet getirici ve romatizma ağrılarını dindiricidir. HALİLE (Kara-Sarı) (Fructus Myrobalani): Sarı halile müshil, Kara halile ise kabız olarak kullanılır. Haricen ise yara iyileştiricidir. HARDAL TOHUMU (Sinapis nigrae): Haricen lapası, yakısı ve banyosu yapılir. Kanı cilde toplamak ve ağrı kesmek için kullanılır. HATMİ ÇİÇEĞİ (Flos Altheae): Göğüs yumuşatıcı ve tahrişleri gidericidir. HAVACIVA (Radix Alkannae): Kabız ve yara iyileştiricidir. HAVUÇ TOHUMU (Dauci carotae): Midevi, gaz söktürücü, gebeliği önleyici ve cinsel gücü artırıcıdır. HAYIT TOHUMU (Agni-Casti): İdrar artırıcı, gaz söktürücü ve yatıştırıcıdır. HÜNNAP (Jujubae): Göğüs yumuşatıcı, öksürük kesici, müshil ve kan temizleyicidir. Şeker hastalığına karşı da kullanılır. IHLAMUR (Flos Tiliae): İdrar artırıcı, terletici, yatıştırıcı, uyutucu ve göğüs yumuşatıcıdır. ISIRGAN (Folium Urticae): Yaprak veya kök, dahilen kan temizleyici, idrar artırıcı ve iştah açıcıdır. İĞDE ÇİÇEĞİ (Flos Elaeagni): Kabız, kuvvet verici ve antiseptiktir. C vitamini deposudur. Gribe karşı etkilidir. KAFUR (Camphora): Sinir sistemi, solunum ve kalp üzerinde uyarıcı etkileri vardır. KAKULE (Cardamomi): İştah açıcı, gaz söktürücü ve midevi etkilere sahiptir. Kahveye konur. KEBABİYE (Cubebae): Solunum sistemi antiseptiğidir. Belsoğukluğunda kullanılır. KARANFİL (Caryophyllus): Uyarıcı, midevi ve antiseptik etkileri vardır. KEKİK (Herba Thymi Midevi): yatıştırıcı, antiseptik etkileri vardır. KEREVİZ TOHUMU (Apii graveolentus): Uyarıcı ve iştah açıcıdır. Prostat için kullanılır. KINAKINA (Cortex Chinae): Midevi, sıtma ve gribal enfeksiyonlara karşı koruyucu, kalp yatıştırıcıdır. KISA MAHMUT (Chamaedrys): Midevi, uyarıcı, şeker hastalığına karşı etkilidir. KIZILCIK (Corni maris): Etkili ve zararsız bir ishal kesicidir. KİTRE (Tragacantha): Boğaz hastalıkları ve iltihaplarında koruyucudur. KUDRET NARI (Momordicae charantiae): Mide ve barsak ülserine karşı dahilen kullanılır. Yara, çıban ve ekzemalarda haricen kullanılır. KUŞBURNU (Rosae caninae): Bilhassa C vitamini bakımından zengindir. Kabız ve kuvvet vericidir. Şeker hastalığına karşı da kullanılır. LAVANTA (Flos Lavandulae): İdrar artırıcı, romatizma ağrılarını dindirici, antiseptik, sinir ve kalp kuvvetlendiricidir. MAHLEP (Pruni mahaleb): Afrodizyak, balgam söktürücü, nefes darlığı ve prostat için, ayrıca şeker hastalığına karşı kullanılır. MENENGİÇ (Terebinthina Chia): Dahilen İdrar ve solunum yolları antiseptiği olarak kullanılır. MEYAN KÖKÜ (Radix Liquiritiae): Göğüs yumuşatıcı, balgam söktürücü, tad düzeltici ve öksürük kesici etkileri vardır. MISIR PÜSKÜLÜ (Stylus Maydis): İdrar söktürücü ve taş düşürücüdür. MUSKAT (Myristicae): Gaz söktürücü ve antiseptik olarak bilhassa karın ağrıları için kullanılır. MÜRSAFİ (Gummi Myrrihae): Antiseptik ve uyarıcıdır. Bilhassa solunum yolu hastalıklarına karşı kullanılır. NANE (Folium Menthae): Özellikle sinirsel kaynaklı mide bulantılarını kesici olarak etkilidir. OĞULOTU (Folium Melissae): Yatıştırıcı, midevi, terletici ve antiseptiktir. PAPATYA (Chamomillae vulgaris): İdrar artırıcı, yatıştırıcı, safra söktürücü, boğaz iltihaplarında ve iltihaplı yaralara karşı etkilidir. PELİNOTU (Herba Absinthii): Midevi, ateş düşürücü, adet getirici etkileri vardır. REZENE (Foeniculi): Midevi, gaz söktürücü ve süt artırıcıdır. SAFRAN (Crocus Stigmata): Uyarıcı, iştah açıcı, adet söktürücü, koku ve renk vericidir. Değerli bir baharattır. SALEP (Tuber Salep): Afrodizyak, kuvvet verici, çocuk ishallerini kesicidir. SANDALOS (Sandaraca): Haricen ve dahilen romatizma ağrılarını dindirici olarak etkilidir. SARI SABIR (Aloe): Kalın barsağa etkili bir müshildir. SARI KANTARON (Herba Hyperici): Dahilen antispazmotik, kabız, yatıştırıcı, haricen ise antiseptik ve yara iyileştiricidir. SERVİ KOZALAĞI (Cupressi): Çocukların gece işemelerinde, haricen basura ve kokulu ayak terlemelerine karşı kullanılır. SİNAMEKİ (Folium Sennae): Kalın barsak üzerinde etkili olan, kuvvetli bir müshildir. ŞAHTERE (Herbe Fumariae): İdrar artırıcı, yatıştırıcı, zayıflatıcı ve tansiyon düşürücüdür. ŞEYTAN TERSİ (Gummi Asa foetida): Sinir sistemi yatıştırıcısı, hazmı kolaylaştırıcı ve gaz söktürücüdür. ÜZERLİK TOHUMU (Semen Pegani): Kurt düşürücü, adet söktürücü, uyuşturucu, terletici ve yatıştırıcıdır. ZAHTER (Saturejae hortensis): Şeker hastalığına karşı kullanılır. ZENCEFİL (Rhizoma Zingiberis): Yatıştırıcı ve gaz söktürücüdür. ZERDEÇAL (Curcuma longae): Midevi, gaz söktürücü ve safra artırıcıdır. ZULUMBA (Rhizoma Zedoariae): İştah açıcı, uyarıcı, idrar artırıcı, balgam ve gaz söktürücüdür. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
1-ADAÇAYI: Kalp krizi riskini azaltır. Aşırı terlemeye neden olan hastalıkları giderir. Kramp, omurilik rahatsızlığı, beze ve sinirsel titremelerde mucize etkileri vardır. Böcek sokmalarına karşı ısırılan bölgeye adaçayı yaptığını toz olarak uygulamanız önerilir. 2-CEVİZ: Damar koruyucu, ishal kesici, cildi temizleyici, siğil giderici, mantar hastalıklarında etkili, tümör engelleyici ve bağışıklık sistemini koruyucu özellikleri bulunmaktadır. Ceviz kanın pıhtılaşmasını önler, kan dolaşımını düzenler… Karaciğer için de çok faydalıdır. 3-IHLAMUR: Gribal enfeksiyonların yanı sıra güzellik ve ciltteki lekelere karşı da mucize etkileri vardır. Cilt lekeleri için iyice kaynatılıp, leke olan kısma sürülmesi öneriliyor. Bunun yanında strese karşı da ıhlamuru mutfağınızdan eksik etmeyin... 4-HİNDİBA: Safra kesesi ve karaciğer hastalıklarında mucizeler yaratır. Kronik karaciğer iltihaplanmalarına karşı tedavi edici özelliği vardır. Şeker hastalığına da iyi gelmektedir. Bunun yanı sıra deri kaşıntıları ve sivilcelere karşı da şaşırtıcı derecede etkilidir. 5-KARABAŞ OTU: Ağrıları dindirir, kalbe kuvvet verir… Özellikle sigara kullananlar için belirtelim, balgam sökücü özelliği vardır. Uyuşukluk gideren bu bitki zindelik kaynağıdır. Sara ve beyin hastalıklarının tedavisinde de kullanılır. 6-KEREVİZ: Huysuz ve asabi biri misiniz? Kereviz tüketin. Sakinleştirici özelliği var. Böbrek için çok yararlı, kanı temizliyor, kilo almayı önlüyor ve cinsel gücü artırıyor. 7-KUŞBURNU: Hangi vitamini ararsanız var. Grip ve soğuk algınlığı için bire bir. Kabızlık için de çare... Yorgunluk ve halsizlik için öneriliyor. Kan yapıcı ve tansiyon düzenleyici özelliği ile mutfaktan eksik edilmemeli. 8-MAYDANOZ: Bir tutam maydanoz vücudun günlük C vitamini ihtiyacının tamamını karşılıyor. Toksinleri vücuttan atıyor, kanı temizliyor, kansızlığa, böbrek ve karaciğer rahatsızlıklarına iyi geliyor... 9-MEYAN KÖKÜ: Balgam söktürücü özelliği olan bu bitki mide ülseri tedavisinde kullanılır. Böbreküstü bezlerini çalıştırdığı gibi kramp girmelerinde de çözücü etkisi vardır. Ayrıca iyi bir kabızlık gidericidir. 10-NAR: Narda bol miktarda antioksidan, C vitamini, demir ve potasyum var. Bir bardak nar suyunun antioksidan özelliği, iki kadeh kırmızı şarap ve 10 bardak yeşil çay ile aynı seviyede. Üstelik, bu özellikleri sayesinde kalbi ilaç gibi koruyor. 11-SEMİZ OTU: Uzmanlar, Parkinson tedavisinde hastalarına mutlaka semiz otu salatası yemelerini öneriyor. Zihin yorgunluğu, sinirlilik ve uykusuzluğa iyi gelir. Kanı temizleyici özelliği vardır... 12-PELİN OTU: Mideniz ile sorun yaşıyorsanız, gastrit derdiniz varsa pelin otu birebir... Bu bitki sindirim zor besinlerin hazmını kolaylaştırıyor. Tonik etkisiyle de kan dolaşımını artırarak, vücuda zindelik veriyor. Bir önemli özelliği ise vücuda sürüldüğünde haşereleri uzaklaştırması... 13-SOĞAN: Mümkün olduğu kadar çiğ tüketin. Zira çiğ tüketildiğinde mideyi güçlendirir, sindirim sistemini uyarır, idrarı arttırır. Grip, nezle, gırtlak iltihabı ve öksürüğü önleyici olarak kullanılır. 14-ZERDEÇAL: Zerdeçal en etkin ve en yaygın kullanılan antioksidanlardan biridir. üst solunum yolu enfeksiyonu, astım, bronşit ve sinüzit tedavisinde kullanılır. Kansere karşı etkilidir. Beyni güçlü tutarak, alzheimerı önler. 15-ZEYTİN: Özellikle zeytinin yağı mucize kaynağı olarak görülür. Vücudun ihtiyaç duyduğu omega 6 yağ asidine sahiptir. Hücre yenileyici özelliği ile cildi besleyip, güçlendirir... Zeytin ve zeytinyağı asla mutfaktan eksik edilmemeli, bolca tüketilmeli. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
NANE Çok Yıllık | 0,3-0,9m | 6-8 Aylar | Ça,Na,Ho | Yaprak ve Yağı Nane, Pfferminze, Mentha x piperita  Biberi Nane Syn: Mentha piperita(L) HUDS İngiliz Nanesi Bahçe Nanesi Çay Nanesi Familyası: Ballıbabagillerden, Lippenblütengewachse, Lamiaceae Drugları: Nane yaprağı: Menthae piperitae Lolium Nane yağı: Menthae piperitae aetheroleum Nanenin yaprakları ve çiçek açmaya başlamadan hemen önce ve de sonra Su buharı ile elde edilen Eter yağı ve ya kısaca yağı Çay, Tentür, Baharat, Aromaterapie ve Homeopatide kullanılır. Giriş: Nanenin M.Ö 1200-600 yılları arasında eski Mısırlılar tarfından kul-lanıdığı yapılan kazılarda anlaşılmıştır ve onlardan Yunanlılar ve Romalıların bu bitkiyi tanıdıkları ve kullandıkları bilinmektedir. Eski Mısırlılar medeniyeti Sümerler’den (Türkler’den) almışlardır. Sümerler ise ogünün bütün değerlerini Orta Asyadaki ANUA Türk medeniyetinden alıp Orta Doğuya taşımışlardır. Günümüzde bilinen 25 Nane türü mevcuttur. Bunlardan en önemlisi Biberi Nane ve ya İngiliz Nanesi olarak tanıdığımız Mentha piperitadır. Bu nane su nanesi ve Kıvırcık Nanesinin İngiliz John Ray tarafından melezlemesi ile elde edilmiştir. Bu nedenle Çiçekleri ile değil Kök ve ya sürgüleri ile çoğaltılır. İngiliz Nanesinin iki önemli alt türü mevcuttur ve bunlar Siyah Nane Mentha piperita var. Rubescens ve Beyaz Nane M.p. var. Pallescens olup Siyah Nane daha sert ve daha çok Eterik yağ içerir. Ayrıca Kıvırcık Nane; Mentha spicata, Su Nanesi; Mentha aquatica, Yarpuz; Mentha pulegium, Tüylü Nane: M. Longifolia, Limon Nanesi; Mentha citrata ve Yabani Nane ve ya Japon Nanesi ismi ile anılan Mentha arvensis’i sayabiliriz. Botanik: Nane çok yıllık 30-90 cm boyunda, hafifi tüylü oldukça sık ça¬tal-laşan, gövde, esmerimsi kahverengimsi renktedir. Yaprakları yumurta şeklinde, uca doğru sivri, kenarları kertikli, hafif kahverengimsi yeşil renkte, karşılıklı bir sonraki ile çaprazdır. Çiçekleri başak şeklinde ve boğumları çember şeklinde bir demet şeklinde çiçekler dizilmiştir. Taç yapraklarının geri kısmı borucuk şeklinde uca doğru beşli bir lopu vardır ve Kupa yaprakları taç yaprakları sarmalamış şekildedir. Yetiştirilmesi: İstanbul’da yetişen Nanenin %3,25 İzmir’de %3,8 ve Maraş’ta %3,00 oranında Eterik yağ içerirken, Avrupa’da yetişen Na-nelerde %0,8-1,7 arasında Eterik yağ içermektedir. Bu Türkiye’de yeti¬şen Nanenin çok fazla kaliteli olduğunu, fakat her nedense gerekli ilgiyi görmediğidir. Hasat Zamanı: Başta ABD ve Arjantin, Bulgaristan, Japonya gibi ülke¬ler-de hasatı ¬makinelerle yapılır. Çiçek açmaya başlamadan önce toplanır, kurutularak kaldırılır ve ya Su buharı ile damıtılarak Eterik yağı elde edilir. Nane porselen ve ya ışık geçirmeyen özel kaplarda muhafaza edilmelidir. Naneyi kuruturken paslı gibi gözüken yapraklara Mantar (Puccinia menthae) düşmüş demektir. Bu nedenle paslı yapraklar kurutulurken ayıklanmalıdır.  Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlem¬leri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğin¬den kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşimi: Nanenin birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırala-yabiliriz. a) Eterik yağ % 0,8-4 arasında olup en önemli alt türevleri şunlardır. Mentol % 35-45, Menton %15-20, Sineol % 5-10 Mentofuran % 2-5, Mentilacetot % 3-5, Neomental % 2-4 Izoneomenton % 2-3 ve ayrıca Limonen, Pulegon, Piperitenon, α- ve β- Pinen, Sabinenhidrat ve Sesquiterpenlerden; β- Caryophyllen ve Cadinen içerir. Yan ürünlerden Neomentol, İzoneomentol ve Neoiomentolün hoş olmayan kokuları nedeni ile kristalleştirerek ayrılması gerekir. İyi bir Nane yağı ne Kıvırcık Nanede olduğu gibi Kervon (carvon) nede Yarpuzda olduğu gibi Pulegon içermemesi gerekir. b) Fenolkarbonikasitler % 3-5; p- Kumarinasit, Chlorogenasit, Kaffeasit, Rosmarinasit ve Ferulaasit. c) Flavonitler; Apigenin, Diosmetin, Luteolin, Rutin, Apigenin-7- rutinosit, Luteolin-7-0- rutinosit, Hesperetinve Diosmin. d) Triterpenler; Ursolasit, Oleanolasit, α- Amyrin, Sitosterol, β- Sitosterol ve Squalen e) Minarelerde; Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum, Demir, Mangan, Çinko ve Bakır içerir. Tesir şekli: Kramp çözücü,gaz söktürücü,safra artırıcı, iltihapları önle¬yici, anti bakteriyel, dezenfekte edici, ağrı dindirici ve teskin edici. Araştırmalar: Nane yağı ile iki farklı rahatsızlığa karşı yoğun araştır-malar yapılmıştır. Bunlardan biri Kalın bağırsağın hassaslaşması (Colon irritable) ile ortaya çıkan Şişkinlik, İshal, Kabızlık, Karın ağrısı, Bulantı ve Hazımsızlık gibi rahatsızlıklar ve ikinci olarak sinirsel gerginlik nedeni ile Baş ağrısı ve Migren gibi rahatsızlıklardır. 1) Kiel Üniversitesi Nevralaji Kliniğinden Doç. Dr. Med. H. Göbel ve ekibi Baş ağrısı ve Migrenden müzdarip olan 105 Hasta üzerinde Tedavi denemesi yapmışlardır. Denekler 4 gruba ayrılmış olup 1. gruba sa-dece Nane yağı,2. gruba Paracetemol, 3. gruba Palzebo (sahte ilaç deney için) ve 4. gruba Nane yağı ve Paracetemolla denemiş¬ler-dir.Grupta % 56 2.grupta %54 3.grupta %30 ve 4. grupta %67 iyileşme görülmüştür. Bundan da anlaşılacağı üzere Nane yağının Paracetemoldan az bir farkla da olsa önde olduğu ve yan tesir ininde olmaması nedeni ile ne kadar uygun olduğu anlaşılmıştır. (ZP 398.154 ve 1.99.17) 2) Doç. Dr. H. Göbel ve ekibi Kiel Üniversitesi Nevralaji Kliniğinde 32 Denek üzerinde dört ayrı Eterik yağ terkibi ile deney yapmıştır. Günde 3-4 defa Alın ve şakaklara 2-3 damla Eterik yağ terkibinden sürülür. 1. Gruba 10 ml Nane yağı + 5 ml Okaliptus yağı + 85 ml Alkol %90 Etanol) 2. Gruba 10 ml Nane yağı + Zerece Okaliptus yağı 90 ml Alkol 3. Gruba Zerece Nane yağı + 5 ml okaliptus yağı + 95 ml Alkolve 4. Gruba Zerece Nane yağı + Zerece okaliptus yağı + 100 ml Alkol karışımlı terkiplerle tedavi etmişlerdir. Birinci terkiple tedavi olanların Baş ağrısı, Migren, Genel bir rahatlama ve güç kazandırdığı görülmüştür. Bu deney Alma şifalı bitkilerle araştırma birliğince 1993 R.F Weip 1993 ödülüne layık görülmüştür. (ZP. 1.95.23) 3) Wildgrube ve ekibi 1998 Midede çözülmeyen içi Nane yağı dolu olan Kapsüllerle (M…….) Kalın bağırsak hassasiyeti (Collon irritable) 40 hasta üzerinde tedavi denemesi yapmışlardır. Kalın bağırsak has-sasiyeti (Kalın bağırsak tahrişi) ile kişide; Hazımsızlık, Şişkinlik, Ba¬ğır-sak gürültüsü, Karın ağrısı, İshal ve Kabızlık gibi haller görülebil-mektedir. Bu tedavi denemesi ile bu durumdaki hastalar iyileşmiştir. Buna benzer deneyleri Rees ve ekibi 1979 da ve Dew ve ekibi 1984 de aynı neticeleri elde etmişlerdi. 4) Sigmund ve Mc Nally Yemek borusunda basınç rahatsızlığı olan hastalarına Günde 3-4 defa 15 damla Nane yağını 30 ml Su ile vererek tedavi etmişlerdir. Kullanılması:  a) Araştırmalara göre; Nane yağı başta Baş ağrısı, Migren, Sinirsel gerginlik ile kalın bağırsakların hassalaşması nedeni ile orta¬ya çıkan; Hazımsızlık, Şişkinlik, Geğirme, Bulantı, Karın ağrısı, Kolikler, ishal ve Kabızlığa karşı kullanılır. b) Komisyon E Nane yağı ve yaprağı üzerine monografi bildirileri yayınlamıştır. 1) Komisyon E 128 Nolu ve 14.07.93 tarihli Monografili bildirisinde Nane yağının kramplı yukarı sindirim sistemi (Mide ince bağırsaklar) ra-hatsızlıkları ve safra yolları, kalın bağırsağın hassalaşması, Yukarı nefes yollarını (Burun boşluğu, Alın boşluğu, Boğaz gırtlak, Yutak ve Ağız için) ve Ağız içi mukazasının iltihaplanmasına karşı kullanılır. Komisyon E 223 Nolu 30.11.85 tarihli, 50 Nolu 13.03.90 ve 164 Nolu 01.09.90 tarihli Monografi bildirisinde Nane yaprağının başta kramplı Mide-Bağırsak, Safra kesesi ve Safra yollar rahatsızlıklarına kullanıla-bileceği beyan edilmektedir. 2) Aroma tedavide Migren, Baş ağrısı, Baş dönmesi, Şişkinlik, Kuru ök¬sü-rük, Üşütme, Seyahat hastalıkları (Kinesiya) Bulantı, Diş eti, Ağız yutak iltihaplanması ve Sinüzite karşı kullanılır. 3) Halk arasında; Bulantı, Kusma, Karaciğer safra mide ve bağırsak rahatsızlıkları, Uyuyamama, Sinirlilik, Kalp zafiyeti, Ağız içi ve Diş eti iltihapları ile seyahat esnasındaki Bulantı ve Baş dönmesi gibi hallere (Kinesia) karşı kullanılır. Çay: İki kahve kaşığı kurutulmuş, ince doğranmış Nane yaprağından demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynar su ilave edilir, 5-10 dakika demlemeye bırakılır ve sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Gökçek iştah açıcı çayı: >20g Nane yaprağı >20g Pelin otu >20g Rezene tohumu >20g Anis tohumu >20g Kimyon tohumu Gökçek iştah açıcı çayı: >20g Pelin otu >20g Kantaron otu >20g Nane yaprağı >20g Turunç Kabuğu >20g Çentiyan Kökü  Gökçek Stres çayı (iç huzursuzluk ve sinirsel nedenle uyuyamamaya): >30gr Acıyonca yaprağı >30gr Nane yaprağı >20gr Kedi ot kökü >20gr Kılçotu Gökçek iştah ve sindirim çayı; >25 gr Nane yaprağı >25 gr Papatya çiçeği >25 gr Kimyon tohumu  >25 gr Turunç kabuğu Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >35 gr Nane yaprağı >35 gr Papatya çiçeği >20 gr Meyan kökü >10 gr Mavi çiçek Gökçek göre Üşütme çayı >30g Ihlamur çiçeği >20g Papatya çiçeği >20g Keçi sakalı Çiçeği >20g Kuşburnu çiçeği >10g Nane yaprağı Gökçek Böbrek ve Mesane çayı  >30g Hindiba otu ve Kökü >20g Isırgan otu >20g Altın başak otu >20g Huş yaprağı >5g Meyan kökü >5g Nane yaprağı Gökçek sancılı adet görmede çay: >20g Hayıt tohumu >20g Nane yaprağı >20g Oğulotu >20g Kılıç otu >10g Kedi ot kökü >10g Civanperçemi otu Gökçek Karaciğer ve Safra çayı >20g Devedikeni tohumu >20g Hindiba otu ve kökü >20g C. Zerdeçal kökü >10g Kantaron otu >10g Nane yaprağı >10g Kimyon tohumu Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Nane yaprakları >20 gr Civanperçemi otu >10 gr Mavi çiçek >10 gr Sefa çiçeği Gökçek Teskin edici çay (Sinirsel Heyecanlanma ve Uyuyamamaya) >40g Kedi ot kökü >20g Nane yaprağı >15g Oğul ot yaprağı >15g Şerbetçi ot kozalağı >10g Lavanta Çiçeği Gökçek Şişkinlik çayı;  >20 gr Kimyon tohumu  >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Nane yaprağı >20 gr Kediotu kökü >20 gr Nane yaprağı Gökçek Şişkinlik çayı: >20g Anason tohumu >20g Rezene tohumu  >20g Kimyon tohumu >20g Kişniş tohumu >20g Melek ot kökü Gökçek Mide çayı; >30 gr Nane yaprağı >30 gr Eğri kökü >20 gr Kimyon tohumu  >10 gr Papatya çiçeği >10 gr Pelin otu Gökçek Teskin edici çay (Sinirsel Heyecanlanma ve uyumama gibi) >40g Kedi ot kökü >20g Lavanta çiçeği >20g Oğul ot yaprağı >20g Nane yaprağı Gökçek Şişkinlik çayı (Hazım ve Şişkinliğe karşı) >30g Nane yaprağı >30g Kedi ot kökü >20g Papatya çiçeği >20g Kimyon tohumu Gökçek Karaciğer Safra çayı: >30g Hindiba otu ve kökü >30g C. Zerdeçal kökü >30g Devedikeni tohumu >10g Nane yaprağı Gökçek Bulantı, Kusma ve Bağırsakların hareketsizlik çayı: >50g Nane yaprağı >20g Oğul otu yaprağı >20g Civanperçemi otu >10g Turunç kabuğu Gökçek Mide çayı: >20g Papatya çiçeği >20g Nane yaprağı >20g Oğul otu yaprağı >20g Çörek tohumu >5g Turunç kabuğu >15g Kimyon tohumu Gökçek Romatizma çayı: >30g Şeytan pençesi kökü >20g Hindiba ot ve kökü >15g Huş yaprağı >15g Isırgan ot yaprağı >10g Nane yaprağı >10g Kuşburnu Gökçek Şişkinlik çayı; >30 gr Nane yaprağı >30 gr Papatya çiçeği >20 gr Kediotu kökü >20 gr Kimyon tohumu Gökçek iştah çayı  >30g Eğri kökü >30g Nane yaprağı >20g Kedi ot kökü >20g Çentiyan kökü Gökçek Safra çayı; >40 gr Nane yaprağı >30 gr Cava Zerdeçal kökü >20 gr Kırlangıçotu >10 gr Şahtereotu Gökçek Romatizma çayı: >30g Şeytan pençesi kökü >20g Hindibaotu ve kökü >10g Isırgan yaprağı >10g Huş yaprağı >10g Civanperçemi otu >10g Atkuyruğu otu >10g Söğüt kabuğu Ar; Taze ve ya kurutulmuş Nane yaprakları ve çiçekleri su buharı ile damıtılarak Nane yağı (Nane Eterik yağı) elde edilir. Nane yağı Migren, Baş ağrısı, Baş dönmesi, Şişkinlik, Kuru öksürük, Üşütme, Seyahat es-nasındaki Bulantı, Baş dönmesi gibi rahatsızlıklar (Kinesia), Diş eti, Ağız içi, Yutak iltihaplanması ve Sinüzite karşı kullanılır. Baş ağrısı, Migren, Baş dönmesi gibi hallerde 2-3 damla Nane yağı Şakaklara ve alna sürülür. Diş eti, Ağız içi ve yutak iltihaplarında ise 3-5 damla bir miktar su ile Gargara yapılır ve ya 2-4 damla Dişetlerine sürülür. Diğer rahat¬sızlıklarda ise 2-4 damla bir parça ekmeğe ve ya kesme şekere dam¬latılarak ve ya bir Kahve kaşığı balla karıştırılarak alınır. Me: Üşütmeye karşı merhem 6g Nane yağı, 5g Kafur,3g Okaliptus yağı, 5g Çam yağı (Terpentin yağı), 1g Kekik yağı önceden hafif eritilmiş 40g Vazelin ve 40g Parafinle karıştırılarak Üşütmeye karşı yağ hazırlanır. Bu yağın 6 haftada kullanılması gerekir. Göğse sürülürse daha fazla Balgam üretir, bu nedenle göğse sürülmesi mahzurludur. Homeopatide: Taze Nane yapraklarından 100g bir şişeye konur ve üzerine %70lik 500ml Alkol (Etenol) doldurulur ve Güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza edildikten sonra süzülerek Homoopathide ‘’Mentha Piperita’’ ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu Tentürden günde 3-5 defa 10-19 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Nane Tentürü başta kuru Öksürük, Ses kısılması ve Yutak iltihabına karşı kullanılır. Hastalığın belirtisi (Semtom);  1) Boğazda yatay vaziyette bir iğne duruyormuş gibi hissi.  2) Aşırı Şişkinlik  3) Hasta aşırı derecede Elma ye-mek ister.  4) Yüksek sesle konuşurken, Şarkı söylerken ve soğuk hava-larda ağrıları artar.  5) Yatarken ve yemek yerken ağrıları azalır. Bu hal-lerde Nane Tentürü gerekir. Yan tesirleri: Nane yaprağının tarife uyularak çayının içilmesi halinde yan tesiri yoktur. Nane yağının da yan tesiri yoktur, fakat tarife uyulmaz uzun süre veya aşırı dozajda alınırsa bulantı, kusma, kanlı ishal, korku, titreme, iç huzursuzluğa neden olabilir. Nane yağı kişiden kişiye farklı şekilde etki eder. Bazıları 2mlde bazıları da ancak 9ml de zehirlenebilir. Birleşiminde Nane yağı ve Okaliptus yağı bulunan üşütme rahatsızlıkla¬rına karşı kullanılan merhemler ciğerlerin daha çok balgam salgılamasına ve bu nedenle bronşitli ve astımların daha da kötüleşmelerine neden olur. Yakalandığım astım nedeniyle rahatsızlıklarımın azalması için fakat daha çok rahatsızlandım. (27/03/02) Bu nedenle nane ve Okaliptus yağı içeren merhemlerin göğse sürülmesi gerekir. B) Japon Nanesi, Japonishe Minze, Mentha arvensis  Yabani nane Japon nanesi 30-60 cm boyunda, yaprakları geniş mızrak veya yumurta şeklinde, kenarları hafif kertikli ve hafif tüylüdür. Birleşiminde daha yüksek oranda menthol bulunur. Bu nanede İngiliz nanesi gibi kullanılır. C) Su nanesi, Bachminze, Menta aquatica  Su nanesi 30-100 cm boyunda çok yıllık gövde esmerimsi kırmızı, yaprakları yumurta veya oval şekilde, çiçekleri 2-3 adet kümeden oluşur ve bitkinin tepesindedir. Su nanesi İngiliz nanesi gibi kullanılırsa da onagöre daha zayıftır.  D) Tüylü nane, Roβminze, Menta longifolia  Bu nane üzeri tüylü, grimsi yeşil renkli, yaprakları oval veya yumurta şeklinde, uca doğru sivrice, kenarları kertikli, çiçekleri leylaki renkte ba-şak şeklinde 40-120 cm boyunda ve çok yıllıktır. Eterik yağın birleşi¬min-deki ana madde Piperitonoxin’dir ve ayrıca β-Caryophyllel, Germacren ve Sineol içerir. Bu nane özellikle ağrılara başta baş ağrısına karşı iyi gelir. E) Limon nanesi, Zitronenminze, Menta citrata Lavanta gibi güzel kokulu, tüysüz, su nanesine benzer, fakat daha kü-çüktür. Eterik yağının birleşimindeki en önemli madde Minalool ve Linalylacetat’tır. Bu nane genellikle parfüm, kozmetik eşya ve sabun yapımında kullanılır.  F) Aroma nanesi, Tropiche Minze, Mentha suaveolens L. Tropik nane  Ev nanesi Bu nane sıcak ülkelerde veya evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilebilir. Yaprakları grimsi yeşil, yer yer beyaz renkli ve kenarları kertiklidir. Çiçekleri beyaz renkli, başak şeklinde ve güzel kokuludur. G) Kıvırcık nane, Krauseminze, Mentha spicata Çok yıllık 50-100cm boyunda yaprakları mızrak şeklinde kenarları kertikli kıvırcık gibi olduğundan Kıvırcık nane diye de anılır ve üzerinde yer yer küçük benekler bulunur. Bu nanede aynı İngiliz nanesi gibi kullanılır. H) Yarpuz, Poleiminze, Mentha Pulegium  Bu nane 10-40cm boyunda, yaprakları eliptik veya yumurta şeklinde kısa saplı, kenarları bütün, çiçekleri tepede, küre şeklinde ve açık leylaki renktedir. Birleşimindeki eterik yağın içindeki en önemli madde Pulegon olup ayrıca menthon ve izomenthon içerir. Bazı yörelerde adet rahatsızlıklarına karşı kullanılsa da zehirli olması nedeni ile çocuk düşürülmesine nende olabilir. Bu nedenle yarpuzun kullanılmaması daha iyi olur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
SİNİRLİ OTU  Çok Yıllık | 0,1-0,5m | 5-9 Aylar | Ça,Na,Ho | Yaprakları Sinirliot, Spitzwegerich, Plantago lanceolata L. Yara otu  Çıban otu Körçıban otu  Pişik otu Ateş otu  Ayak otu Kurbağaotu  Bağ yaprağı Sivri Sinirli ot Familyası: Sinirliotgillerden, Wegwerichgewachse, Plantaginaceae. Drugları: Sinirli ot; Plantaginis lanceolatae herba Sinirli ot Çay ve Natürel ilaç, Büyük Sinirli ot ise Tentür yapımında kul-lanılır. Giriş: Sinirli otun bilinen 260 türü mevcuttur ve bunlardan en çok Sivri Sinirli ot; P. Lanceolata L. ve Büyük Sinirli ot; P.major L. tedavide kullanılır. Sivri Sinirli ot genelinde Çay ve Natürel ilaç, Büyük Sinirli ot ise Tentür yapımında kullanılır. Bu iki türün haricinde Dağ Sinirli otu; P. Alpinal, Beyaz Sinirli ot, P. Medial ve Karga ayağı Sinirli otu; P. Coronopus L sayabiliriz. Almanca wegerich Yolların kralı, yol kenarlarında çok geliştiğinden Latince plan tago Ayak tabanı ve de lanceolata mızrak anlamına gelir. Türkçede ise Sinirli ot denir. Zira yapraklarını koparınca içinden beyaz ipliğimsi damarlar çıkar bu nedenle Sinirli ot da denir. Ayrıca Çıban otu, Kör çıban otu, Yara otu, Pişik otu da denir. Yaraları, çıbanı ve pişikleri (Ayak parmakları arasında ki) iyileştirdiğinden bu bitkiye Sinirli ot denilmesi çoğunlukla Sinirli otu olarak bilinen Kılıç otu ile karıştırılmasına eden olmaktadır. Kılıç otu sinirsel rahatsızlıklar, stres, depresyon, bunalım gibi rahatsızlıklara karşı etkili olduğundan bazen sinir otu diye de anılır. Eskiden Çinliler Verem’e, Büyük İskender Baş ağrısına, Romalılar, Yaralara ve Türkler Öksürüğe karşı kullanmışlardır. Vatanın neresi olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur ve günümüzde Avrupa, Asya ve Kuzey Amerikanın ılıman bölgelerinde yabani olarak yetişir. Botanik: a) Sivri Sinirli ot Çay ve Natürel İlaç yapımında, Büyük Sinirli ot Homeopatide Tentür yapımında kullanılır. 1) Sivri Sinirli ot 10-50cm boyunda çok yıllık, kökleri saçak şeklinde ve dikine yükselen bir bitkidir. Yapraklar mızrak şeklinde, kenarları bütün, ucu sivri, hafif tüylü, baştan uca doğru 5-9 adet ana damardan oluşur, koyu yeşil renkli roset yapraklardır. Çiçekleri 10-50cm uzunluğunda bir sap üzerinde bir silindir veya küre şeklinde çiçek demeti bulunur ve Taçları beyazımsı veya pem-be renkli bir sap üzerinde 2-3 mm büyüklüğündedir. Meyveleri 3-4mm büyüklüğünde yumurta şeklinde içinde iki adet tohumları bulunur ve tohumları uzunca ve de siyahımsı renktedir. Büyük Sinirli otun farkı yap-raklarının geniş olmasıdır, takriben 8-12cm uzunluğunda,5-9cm enin¬¬de yumurta şeklinde kenarları hafif dalgalıdır. Yetiştirilmesi: Hemen her yerde yetişen Sinirli otun tohumlarından bir-kaç tane bahçenizin bir köşesine ektiğinizde o orada herhangi bir özene gerek kalmadan gelişir ve yayılır. Hasat Zamanı: Sinirli otun yaprakları, özellikle taze yaprakları ezilme¬den Mayıs'tan Ekim’e kadar toplanır, havalı, kuru yerlerde kurutulur ve kaldırılır. Tentür ise Büyük Sinirli otun taze yapraklarından yapılır. Ma-alesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur ku¬ru¬maz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşimi: Sivri Sinirli otun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) İridoidglikozitler % 2 -4 oranında olup en önemlileri % 1-3 de Aucubin ve % 0-1 Catalpol’dan oluşur. Ayrıca Asperulosit, Globularin, Desasetilasperulosidasitmetilester içerir. Taze yapraklarda daha çok Catalpol ve eski yapraklar genellikle Aucubin ağırlıklıdır.  b) Phenylethanoid (feniletanoit) % 3-8 oranında olup en önemlileri Acteosid (Asteosit), İzoacteosid, Plantamajosid ve Lavandulifoliosid. c) Fenolkarbonikasitler: Cistanosit F, Chlorogenasit, Neochlorgenasit, Ferulasit, p-Hidroksibenzoasit, Protokateşuasit ve Gentisinasit. d) Flavonlar ;  1) Luteolin ve Apigenin  2) Flavonglikozitler; Apigenin -7-O- glİkosit, Apigenin -6, 8- di –C – glikosit, Apigenin -7-O- glukronit, Apigenin -7-O- glukronilglikosit, Luteolin -7-O – glikosit ve Luteolin -7-O- glukronit. e) Müsilajpolisakkoritler % 2-6,5 arasında olup; Rhamnogalakturonan, Rhamnoarabinogalaktan, Poligalakturanarabinoz, Glakomannan ve Arabinogalaktanlar içerir.  f) Kumarinler : Aesculetin ve Loliolid. g) Ayrıca Minerallaerden ; Potasyum, Kalsiyum, Demir, Sodyum ve Çinko C ve K Vitaminini, β- Karotin, Silikasit % 1, - 1,5, Tanin % 6-7, Saponinler, Eteryağı Lab – Enzim ve Invertin (Hamşeker) içerir.  Araştırmalar: Son yıllarda Sinirli ot Ekstresi veya şurubu ile Nefes yolları hastaları üzerinde Kliniklerde tedavi denemeleri yapılmaya başlanmıştır. Bu deneylerde Sinirli ot ekstre veya şuruplarının Tahrişli Öksü¬rük, Bronşit ve Nefes yolları Enfeksiyonunu iyileştirdiği görülmüştür. 1) Sinirli ot Şurubu ile 326 Nefes yolları rahatsızlıkları olan hastalar üzerinde tedavi denemesi yapılmıştır. Bu hastalardan % 35’i Nefes yolları enfeksiyonu, % 30 Bronşitli ve % 20 si Tahrişli Öksürükten ra-hatsız olan kişiler üzerinde 3-14gün süren tedavi denemesi yapılmış-lardır. Hastaların % 92’ si bu şurubun % 92 oranında Kimyasal ilaç¬lara göre aynı oranda iyi veya daha iyi olduğu kanaatine varılmıştır. Hastalar ilaç üzerinde % 21 çok iyi, %62 iyi, % 4 orta, %’ 3 az etkili ve % 10’ u çok az etki demişlerdir.  Ayrıca uyumluluk (ilacın vücuda uyumu) konusunda hastaların % 49’u çok iyi, %48’i iyi ve % 3’ü orta derecede olduğu beyan edil¬miştir. (Nhp.4.96.93) 2) Nefes yolları rahatsızlıkları olan 593 hasta üzerinde Sinirli ot Şurubu ile Tedavi denemesi ortalama 9 gün sürmüş ve hastalardan % 22’ si çok iyi, % 63’ü iyi, % 9,9’u orta derece, % 1,1 ‘ i az %3,3 etkisiz olduğunu beyan etmişlerdir. Bu tedavi denemesinde de Nefes darlığı, Tahrişli Öksürük, Göğüs ağrısı ve Nefes yollarında hırlamaya karşı etkili olduğu görülmüş ve Balgam söktürdüğü tespit edilmiştir. (Z.P.4.98.219)  3) Bir gün pikniğe gitmiştik (Haziran 1997) orada meyve suyu içerken meyve suyu içindeki üzüm arısı damağımı soktu ve bir anda kafam ateş gibi yanmaya başladı. Hemen arabaya binerek topluca eve geldik. Eşyaları eve taşırken bahçedeki Sinirli otu gördüm hemen on-lardan birkaç yaprak topladım yıkadım ve çiğnedim. Arının sokması ile ateş gibi yanan başımın ağrısı 5-10dakika sonra tamamen iyileşti. 4) Ayak parmakları arasındaki pişiklere karşı Sinirli otun tazesi veya kurusu parmak arasına koyup sarınca pişikleri 2-3günde iyileştirir. Ben 2-3defa denedim ve etkisini gördüm. 5) Şamil’le 29.07.2003 günü Böğürtlen toplarken çocuğu (6 yaşında) sağ gözünün üstünde ve sol kolundan üzüm arısı soktu, hemen orada bulunan Sinirli otu hafif ezerek sokulan yerlere sürdüm. Çocuk 5 dakika sonra ağrısının bulunmadığını söyledi. Tesir Şekli: Antibiyotik, Antiinflogistik (iltihapları önleyici) , öksürük ke-sici, balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, immun sistemini kuvvet¬len¬dirici (bağışıklık sistemini kuvvetlendirici) , yaraları iyileştirici, antitoksik, antiviral, krampları çözücü ve antihepatoksik (karaciğer zehirlerini za-rarsız hale getirici). Kullanılması: Sinirli ot ekstresi veya Şurubu;  a) Klinik araştırmalarına göre: Başta Nefes yolları rahatsızlıklarından; Öksürük, tahrişli öksürük, Bronşit, Nefes darlığı, Göğüs ağrısı ve Nefes yolları enfeksiyonuna karşı kullanılır. Ayrıca iltihaplı deri hastalıkları, ayak parmakları arasındaki mantar ve arı sokmasına karşı kullanılır. b) Komisyon E’ye göre: Komisyon E 30.11.1985 tarihli ve 223 Nolu Monografi bildirisinde başta; Nefes yolları ve üşütmesi, Ağız v yutak mukozasının iltihaplanması, haricen ise iltihaplı yaralara karşı kullanılır. c) Homöopatide; Diş ağrısı, kulak ağrısı, Nevralji (Sinirsel ağrı), Yüz Nevraljisi (Trigeminusnevralji) ve yatağı ıslatmaya karşı kullanılır. Ayrıca ayak parmakları arasındaki pişikleri de iyileştirir. d) Halk arasında; başta Öksürük, Bronşit, Bronşitli Astım, Astım, Boğmaca, Verem ve genel üşütme hastalıklarına, yatak ıslatma, ayak ağrısı, Basur, İshal, Böbrek ve Mesane rahatsızlıklarına karşı ve Kan temizleyici olarak kullanılır. Haricense; Sivrisinek, Arı ve benzeri böceklerin sokmasına karşı Sinirli ot yaprağı ezilerek bağlanır veya öz suyu sürülür. Ayak parmakları arasındaki pişiklere ve de parmak arasındaki cerahatli iltihaplı dolamaya Sinirli ot ezilerek sarılırsa 2-3 günde iyileştirir. Çay: İki kahve kaşığı Sinirli ot demliğe konur ve üzerine 200 -300 ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dakika demlenmesi beklenir ve de süzülerek içilir. Açıklama: Sinirli otun birleşimindeki Aucubin, β – Glukozidazlar anzimi tarafından parçalanarak Aucubigenin ve Glikoza ayrılır ve ortaya çıkan Aucubigenin antibakteriel bir özelliğe sahip olduğundan mikropları yok-eder. Yapılan bir dizine araştırma da Sinirli ot ekstresi kaynatıldığında β – Glukozidazanzimi etkisiz hale gelmekte ve Aucibine parçalamakta ve Sinirli ot ekstresi etkisini büyük oranda yitirmektedir. Şurup veya ekstreye %2 oranında β – Glukozidazanzimler katıldığında ekstre veya Şurup çok aktifleşmektedir. Bu nedenle Sinirli ot yaprağı, ekstresi veya şurubu kaynatılmamalıdır. Sinirli ot bir yandan müsilaj, diğer yandan Silisikasit, ayrıca Fridoit gli-kozitler ve de Feniletanoit içermesi bu bitkiye çok farklı özellikler ka¬zan-dırır. Müsilaj Mukazayı (sümüksü iç deriyi) korucu ve balgam söktürücü, Silisikasit içeren bitkiler (Kuşekmeği, Atkuyruğu otu, Sinirli ot ve Kedi başı otu) eskiden Vereme karşı kullanılmıştır ve de Ividoitler ile Fe-niletanooitlerin anibiotik ve antivirel olduğu da yapılan araştırmalarla belgelenmiştir. Çay Harmanları: Gökçek Göğüs ve Öksürük Çayı  >25 g Anason tohumu  >25 g Öksürük otu  >20 g Meyan kökü  >20 g Sinirli ot  >10 g Ebem gömeci Çiçeği  Gökçek Bronşit ve Öksürük Çayı >25 g Çuha kökü >25 g Kekik otu >20 g Sinirli ot  >20 g Ebem gömeci Çiçeği  >10 g Rezene tohumu Gökçek Göğüs ve Öksürük Çayı  >25 g Sinirli ot  >25 g Kekik otu >20 g Rezene tohumu >20 g Meyan kökü  >10 gr Güveotu Gökçek Öksürük çayı; >30 gr Kekik otu >35 gr Hatmi kökü >25 gr Sinirli ot >10 gr Meyan kökü >10 gr Rezene tohumu Gökçek Kuru Öksürük Çayı  >40 g Sinirli ot  >20 g Ebem gömeci Çiçeği  >20 g Calba Çiçeği  >10 g Meyan kökü  >10 g Rezene tohumu Gökçek Öksürük ve Bronşit Çayı  >25 g Sinirli ot  >25 g Öksürük yaprağı >25 g Kekik otu >15 g Rezene tohumu >10 g Calba Çiçeği  Gökçek Öksürük ve Nefes yolları İltihap çayı  >40 gr Sinirli ot  >20 gr Kuşburnu >10 gr Calba Çiçeği  >10 gr Mürver Çiçeği >10 gr Rezene tohumu >10 gr Güveotu  Gökçek Öksürük çayı; >30 gr Kekik otu >20 gr Hatmi kökü >20 gr Sinirli ot >10 gr Rezene tohumu >10 gr İzlanda likeni >10 gr Meyan kökü Gökçek Deri Hastalıkları Çayı  >30 g Menekşe otu >30 g Sinirli ot >10 g Sefa Çiçeği  >10 g Papatya Çiçeği >20 g Hamamelis yaprağı  Gökçek Üşütme Çayı  >30 g Sinirli ot  >20 g Ihlamur Çiçeği  >20 g Kuşburnu  >20 g Nane yaprağı >10 g Papatya Çiçeği  Gökçek Kramplı Öksürük Çayı  >30 g Sinirli ot  >30 g Itır kökü >15 g Ebem gömeci Çiçeği  >15 g Calba Çiçeği  >10 g Anason tohumu  Gökçek Öksürük ve Bronşit Çayı (Kramplı Öksürük ve Boğmaca)  >30 g Sinirli ot  >20 g Kekik otu >20 g Çuha kökü >30 g Itır kökü Şurup: Şurup hazırlanırken bitki kaynatılır. Süzülür bal veya Natürel şekere belli oranlarda karıştırıldıktan sonra Şurup elde edilir fakat Sinirli ot kaynatıldığında etkisini kaybeder. Bu nedenle Sinirli ot Şurubu hazırlanırken farklı bir metot izlenir ve Sinirli ot ekstresi bal veya Natürel ilaçla hazırlanır. Homeopati’de: Homöopatide genellikle Büyük Sinirli otun taze yapraklarından 20 -30 g bir şişeye konur ve üzerine 100 ml % 70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta bekledikten sonra süzülerek Homöopatide “ Plantago major” ismi ile anılan Tentür elde edilir. Bu Tentürden günde 3-5 defa 15-25 damla alınır.  Ekstre: Sinir otun yaprakları % 70’lik Alkole (Etanel) ekstresi yapılır ve bu ekstre aynı Tentür gibi kullanılır.  Hastalığın belirtisi (Semptom):  1) Kulak ağrısı, sinirsel diş ağrısı ile birlikte ise,  2) Ağrılar dişle kulak arası gelip gidiyor ise, 3) Ağrıyan yüzün yarısı genellikle şiş ise, 4) Kulak ağrıları, orta kulak iltihabı ile, 5) Geceleri yatağı ıslatma, 6) Kulak ağrısı birinden öbürüne geçiyorsa, 7) Diş ağrısı ve diş çürümesi  Yan Tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
LAHANA İki Yıllık | 0,5-2m | 5-9 Aylar | Se,Ho,Na | Yaprağı Lahana Kohl Brassica oleracea var.capitata L.  Baş Lahana  Beyaz Lahana Başlı Lahana Familyası: Turpgillerden, Kreuzblütengewâchse, Brassicaceae Drugları: Lahana yaprakaları; Brassica oleraceae folium Lahana yapraklarından yemek yapılır, suyu çıkarılarak içilir ve natürel ilaç yapımında kullanılır. Giriş: Lahananın M.Ö 600 yıllarından beri başta Doğu Akdeniz ülkeleri tarafından kültür bitkisi olarak yetiştirildiği, yemeğinin yapıldığı tarihi kayıtlarda geçmektedir. Önceleri yabani olarak yetişen Lahananın kültür bitkisi olarak yetiştirilmeye başlanması ile birlikte zamanla çok çeşitli türler ortaya çıkmıştır ve bugün 130 civarında Lahana türü bulun¬maktadır. Bunlardan en önemlileri; Baş Lahana; B.O.var.capitata f.alba, Kırmızı Lahana; B.O. var. Capitata ruber, Gül Lahanası; B.O. var. Gemmifera Dc., Milano Lahanası; B.O. var sabauda L., ve Kara Lahana; B.O. var. Acephola’yı sayabiliriz. Bunlardan Baş Lahana en çok yemeği yapılan ve şifa maksadı ile natürel ilacı veya sağrısı yapılan türdür ve onu kırmızı Lahana takip eder. Botanik: Lahana iki yıllık bir bitkidir. İlk yıl yaprakları ortaya çıkar ve ikinci yıl çiçek açar. Lahananın yaprakları iç içe kıvrım kıvrım mavimsi yeşil. Açık veya koyu yeşil renkte olup açıldığında dış yaprakları 30-50 cm eninde, uzunluğunda ve küre şeklinde olup iç yaprakları ona göre biraz küçükçedir. Yerden 10-30 cm yukarıda bilek kalınlığındaki bir sap üzerinde, 20-30 cm çapında bir kafa şeklindedir. Lahana ikinci yıl çiçek açar ve boyu 2 metreye kadar yükselebilir ve çiçekleri sarı renkli, küçük taç yapraklardan meydana gelir ve dört çiçekleri topluca bir arada bu-lunur.  Yetiştirilmesi: Türkiye’nin hemen her bölgesinde yetişir ve yetiştirilme-sinde problem olmaz. Hasat zamanı: Sonbaharda Lahana kafaları kesilerek toplanır ve bozul-maması için uygun depolarda muhafaza edilir veya taze olarak suyu çıkarılır veyahut da natürel ilacı yapılır.  Birleşimi: Birleşimindeki en önemli maddeler sırasıyla şöyledir;  a) Proteinlerin alt grubu, Aminoasitlerin bir alt türü olan Metilmetioninsulfoniumbromit içerir. Bunu ilk keşfeden Amerikalı bilim adamı Cheney keşfetmiş ve mide-bağırsak ülserini iyileştirdiğinden Antiulkus faktörü ismini takmış ve de aynı zamanda bu maddeyi yanlışlıkla U-vitamini diye adlandırmıştır. Oysa bu U-vitamini değil bir Aminoasit türüdür.  b) Glukosinolatlar %0,05-0,15 oranında olup en önemlileri; Glucobrassicin, 4-Metoxyglucobrassicin, Neoglucobrassicin, Sinigrin ve Glucoiberverin içerir. c) Vitaminlerden; C,E,K,B1,B3,B6,B12-Vitaminleri ve Provitamin A (Carotin). 100 gr Lahana 50-150 mg C-Vitamini içerir.  d) Minerallerden; Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum, Fosfor, Demir, Çinko, Iyot ve Mangan. e) Ayrıca; Nişasta, Şeker, Organik asitler ve selülozlar içerir. Özellikleri: Serin, hafif tatlımsı, tuzlu ve kurutucudur. Tesir şekli: Antibakteriyel, Antiflagostik (iltihapları önleyici), cerahatleri kendine çekici, ülseri iyileştirici, sindirim sistemini kuvvetlendirici, uzun süre kullanıldığında şişkinlik yapıcıdır.  Araştırmalar: Kaliforniya’nın Standford Üniversitesi’nde Cheney ve ekibi 1950-52 yılları arasında Lahana suyu ile üç büyk tedavi denemesi yapmıştır ve bunu 1956’da Wasler ile Miller’in tedavi denemeleri takip etmiştir. Hastalar mide, onikiparmak bağırsağı ve ince bağırsak ülseri olanlardan seçilmiştir ve de 1-4 hafta süre ile günde 1 lt Lahana suyu verilmiştir. Lahana suyunun gün boyu yudum yudum içilmesi gerekir. 1) Cheney tarafından 1950’de yapılan 13 hasta üzerinde deneye yapıl-mıştır ve bunların altısında mide, yedisinde onikiparmak bağırsağı ülseri olduğu röntgenle tespit edilmiştir. Tamamı Lahana suyu ile normal tedavi süresinden önce iyileşmişlerdir.(Age).  2) Ekim 1984’de iç hastalıkları doktoruna (internist) gittim ve midemde yara (ülser) olduğunu söyledi. Bunun üzerine Civanperçemi otu, Kaz otu, Kimyon ve Meyan kökü karışımından oluşan çay harmanı içtim ve iyileştim. Ocak 2000’den itibaren de kahve içince mide ağrısı ve siyah çay içince de karnım davul gibi şişiyordu. Bunun üzerine 15/02/2000’den 06/03/2002’ye kadar her gün 500-700 ml Lahana suyu içtim ve bundan sonra kahve ve çay içince rahatsız olmadım.  3) Cheney ve ekibi 1950’de 65 mide, onikiparmak bağırsağı ve ince bağırsak ülseri olan hastalar seçilmiş olup hastalar 8-24 gün içinde Lahana suyu ile iyileşmişlerdir. (Age)  4) Cheney ve ekibi 1952’de aynı şekilde rahatsız olan 95 hasta üzerinde Lahana suyu ile tedavi denemesi yapmıştır. Birinci haftanın sonunda %81’i İkinci haftanın sonunda %95’inin ağrılarından kurtulduğu tespit edilmiştir. (Nh.5.97.262, NH.8.96.480, HHB IV.555, NH.2.96.104)  5) Kendi tecrübem; Sürekli, karın ağrılarından rahatsız olan ve bazen karaciğer, bazen safra, bazen de pankreasından rahatsız olduğunu söyleyen bir tanıdığa doktoru onikiparmak ülseri olduğunu ve ame¬liyat olması gerektiğini söyler. Ben ona 1 ay süreyle her gün 1 lt Lahana suyu içmesini söyledim. Bu şahıs 1 ay Lahana suyu içti ve rahatsızlıklarından kurtuldu.(22/05/1999).  Kullanılması:  a) Araştırmalara göre; Lahana suyu ile dahilen Mide, onikiparmak ve ince bağırsak ülseri ve de iltihaplanmalarına (enterit ve gastrit) tedavi eder.  Açıklama: Bu özelliği yapılan araştırmalarla ilmi olarak tespit edilmiş ve de ispatlanmıştır. Tabiî ki günde 1 litre (bir defada değil bütün gün yudum yudum) 3-6 hafta süreyle taze ve çiğ Lahana suyu içmek şartı ile bu mümkündür. Şayet ısıtılır veya pişmiş Lahana yenirse, başta Antiulkus-faktör olmak üzere vitaminler bozulur ve etkisini kaybeder. La¬hana yaprakları hafif haşlanır veya ütü ile ısıtılır, ana damarları kesi¬lerek çıkarılır ve de oklava ile iyice ezdikten sonra göğüs, karın, bel, sırt, omuz ve baldıra sarılır ve sargı 4-10 saat kalabilir. Bu genellikle bronşit, karın ağrısı, romatizma, siyatik, bel ağrısı, boyun ağrısı, ekzema, açık veya iltihaplı yaralar ve çıbanda uygulanan bir metottur. Eğer rahim ve yu-murtalıkları iltihaplanan bayanlar, karınlarına Lahana yaprağı sararlarsa iltihap ve cerahatlara sebep olan bakteriler Lahana yaprağındaki kü¬kürtlü Proteinlere hücum ederler. Böylece gevşeyen iltihap ve cerahatlar Beyaz kan hücreleri (akyuvarlar) (Fagositler, T-hüc¬releri, B-hücreleri vb.) harekete geçerek iltihapları ve cerahatları yok ederler. Bu bronşit, romatizma, ekzema ve diğer iltihaplı rahatsızlıklar içinde geçerlidir.  Yan tesirleri: Tarife uyularak kullanıldığında binen bir yan tesiri yoktur fakat aşırı miktarda ve uzun süre (4 hafta’dan fazla her gün 1 litre içilirse) mide ve bağırsaklarda şişkinlik yapabilir. Şişkinliğe karşı kimyon, rezene, kişniş veya kakule çayı içilirse iyi gelir. Bazı hastalarda Kalkan bezine zarar verebilir. Lahananın birleşimindeki Rhodanidler Kalkan be¬zinin iyot oranını düşürür. Bu da Kalkan bezinin şişmesine neden olabilir. Bu durum 4 hafta’dan fazla günde 1 litre Lahana suyu içenlerde görü¬lebilir. Milano Lahanası daha çok Rhodanidler içerdiğinden çok yenmesi daha mahzurludur. Rhodanidler’e Thiocyanat da denir ve bu Rhodanidler iyotla rekabet ederek onun Kalkan bezine girişini engeller. Lahana’nın yantesirlerini bazı şifalı bitkilerle önledim, daha etkli ve uzun süre bo-zulmadan kalabilecek hale getirdim. Bu ürüne Gökçek Tonik ismini verdim. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
SİNİRLİ OTU  Çok Yıllık | 0,1-0,5m | 5-9 Aylar | Ça,Na,Ho | Yaprakları Sinirliot, Spitzwegerich, Plantago lanceolata L. Yara otu  Çıban otu Körçıban otu  Pişik otu Ateş otu  Ayak otu Kurbağaotu  Bağ yaprağı Sivri Sinirli ot Familyası: Sinirliotgillerden, Wegwerichgewachse, Plantaginaceae. Drugları: Sinirli ot; Plantaginis lanceolatae herba Sinirli ot Çay ve Natürel ilaç, Büyük Sinirli ot ise Tentür yapımında kul-lanılır. Giriş: Sinirli otun bilinen 260 türü mevcuttur ve bunlardan en çok Sivri Sinirli ot; P. Lanceolata L. ve Büyük Sinirli ot; P.major L. tedavide kullanılır. Sivri Sinirli ot genelinde Çay ve Natürel ilaç, Büyük Sinirli ot ise Tentür yapımında kullanılır. Bu iki türün haricinde Dağ Sinirli otu; P. Alpinal, Beyaz Sinirli ot, P. Medial ve Karga ayağı Sinirli otu; P. Coronopus L sayabiliriz. Almanca wegerich Yolların kralı, yol kenarlarında çok geliştiğinden Latince plan tago Ayak tabanı ve de lanceolata mızrak anlamına gelir. Türkçede ise Sinirli ot denir. Zira yapraklarını koparınca içinden beyaz ipliğimsi damarlar çıkar bu nedenle Sinirli ot da denir. Ayrıca Çıban otu, Kör çıban otu, Yara otu, Pişik otu da denir. Yaraları, çıbanı ve pişikleri (Ayak parmakları arasında ki) iyileştirdiğinden bu bitkiye Sinirli ot denilmesi çoğunlukla Sinirli otu olarak bilinen Kılıç otu ile karıştırılmasına eden olmaktadır. Kılıç otu sinirsel rahatsızlıklar, stres, depresyon, bunalım gibi rahatsızlıklara karşı etkili olduğundan bazen sinir otu diye de anılır. Eskiden Çinliler Verem’e, Büyük İskender Baş ağrısına, Romalılar, Yaralara ve Türkler Öksürüğe karşı kullanmışlardır. Vatanın neresi olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur ve günümüzde Avrupa, Asya ve Kuzey Amerikanın ılıman bölgelerinde yabani olarak yetişir. Botanik: a) Sivri Sinirli ot Çay ve Natürel İlaç yapımında, Büyük Sinirli ot Homeopatide Tentür yapımında kullanılır. 1) Sivri Sinirli ot 10-50cm boyunda çok yıllık, kökleri saçak şeklinde ve dikine yükselen bir bitkidir. Yapraklar mızrak şeklinde, kenarları bütün, ucu sivri, hafif tüylü, baştan uca doğru 5-9 adet ana damardan oluşur, koyu yeşil renkli roset yapraklardır. Çiçekleri 10-50cm uzunluğunda bir sap üzerinde bir silindir veya küre şeklinde çiçek demeti bulunur ve Taçları beyazımsı veya pem-be renkli bir sap üzerinde 2-3 mm büyüklüğündedir. Meyveleri 3-4mm büyüklüğünde yumurta şeklinde içinde iki adet tohumları bulunur ve tohumları uzunca ve de siyahımsı renktedir. Büyük Sinirli otun farkı yap-raklarının geniş olmasıdır, takriben 8-12cm uzunluğunda,5-9cm enin¬¬de yumurta şeklinde kenarları hafif dalgalıdır. Yetiştirilmesi: Hemen her yerde yetişen Sinirli otun tohumlarından bir-kaç tane bahçenizin bir köşesine ektiğinizde o orada herhangi bir özene gerek kalmadan gelişir ve yayılır. Hasat Zamanı: Sinirli otun yaprakları, özellikle taze yaprakları ezilme¬den Mayıs'tan Ekim’e kadar toplanır, havalı, kuru yerlerde kurutulur ve kaldırılır. Tentür ise Büyük Sinirli otun taze yapraklarından yapılır. Ma-alesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur ku¬ru¬maz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşimi: Sivri Sinirli otun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) İridoidglikozitler % 2 -4 oranında olup en önemlileri % 1-3 de Aucubin ve % 0-1 Catalpol’dan oluşur. Ayrıca Asperulosit, Globularin, Desasetilasperulosidasitmetilester içerir. Taze yapraklarda daha çok Catalpol ve eski yapraklar genellikle Aucubin ağırlıklıdır.  b) Phenylethanoid (feniletanoit) % 3-8 oranında olup en önemlileri Acteosid (Asteosit), İzoacteosid, Plantamajosid ve Lavandulifoliosid. c) Fenolkarbonikasitler: Cistanosit F, Chlorogenasit, Neochlorgenasit, Ferulasit, p-Hidroksibenzoasit, Protokateşuasit ve Gentisinasit. d) Flavonlar ;  1) Luteolin ve Apigenin  2) Flavonglikozitler; Apigenin -7-O- glİkosit, Apigenin -6, 8- di –C – glikosit, Apigenin -7-O- glukronit, Apigenin -7-O- glukronilglikosit, Luteolin -7-O – glikosit ve Luteolin -7-O- glukronit. e) Müsilajpolisakkoritler % 2-6,5 arasında olup; Rhamnogalakturonan, Rhamnoarabinogalaktan, Poligalakturanarabinoz, Glakomannan ve Arabinogalaktanlar içerir.  f) Kumarinler : Aesculetin ve Loliolid. g) Ayrıca Minerallaerden ; Potasyum, Kalsiyum, Demir, Sodyum ve Çinko C ve K Vitaminini, β- Karotin, Silikasit % 1, - 1,5, Tanin % 6-7, Saponinler, Eteryağı Lab – Enzim ve Invertin (Hamşeker) içerir.  Araştırmalar: Son yıllarda Sinirli ot Ekstresi veya şurubu ile Nefes yolları hastaları üzerinde Kliniklerde tedavi denemeleri yapılmaya başlanmıştır. Bu deneylerde Sinirli ot ekstre veya şuruplarının Tahrişli Öksü¬rük, Bronşit ve Nefes yolları Enfeksiyonunu iyileştirdiği görülmüştür. 1) Sinirli ot Şurubu ile 326 Nefes yolları rahatsızlıkları olan hastalar üzerinde tedavi denemesi yapılmıştır. Bu hastalardan % 35’i Nefes yolları enfeksiyonu, % 30 Bronşitli ve % 20 si Tahrişli Öksürükten ra-hatsız olan kişiler üzerinde 3-14gün süren tedavi denemesi yapılmış-lardır. Hastaların % 92’ si bu şurubun % 92 oranında Kimyasal ilaç¬lara göre aynı oranda iyi veya daha iyi olduğu kanaatine varılmıştır. Hastalar ilaç üzerinde % 21 çok iyi, %62 iyi, % 4 orta, %’ 3 az etkili ve % 10’ u çok az etki demişlerdir.  Ayrıca uyumluluk (ilacın vücuda uyumu) konusunda hastaların % 49’u çok iyi, %48’i iyi ve % 3’ü orta derecede olduğu beyan edil¬miştir. (Nhp.4.96.93) 2) Nefes yolları rahatsızlıkları olan 593 hasta üzerinde Sinirli ot Şurubu ile Tedavi denemesi ortalama 9 gün sürmüş ve hastalardan % 22’ si çok iyi, % 63’ü iyi, % 9,9’u orta derece, % 1,1 ‘ i az %3,3 etkisiz olduğunu beyan etmişlerdir. Bu tedavi denemesinde de Nefes darlığı, Tahrişli Öksürük, Göğüs ağrısı ve Nefes yollarında hırlamaya karşı etkili olduğu görülmüş ve Balgam söktürdüğü tespit edilmiştir. (Z.P.4.98.219)  3) Bir gün pikniğe gitmiştik (Haziran 1997) orada meyve suyu içerken meyve suyu içindeki üzüm arısı damağımı soktu ve bir anda kafam ateş gibi yanmaya başladı. Hemen arabaya binerek topluca eve geldik. Eşyaları eve taşırken bahçedeki Sinirli otu gördüm hemen on-lardan birkaç yaprak topladım yıkadım ve çiğnedim. Arının sokması ile ateş gibi yanan başımın ağrısı 5-10dakika sonra tamamen iyileşti. 4) Ayak parmakları arasındaki pişiklere karşı Sinirli otun tazesi veya kurusu parmak arasına koyup sarınca pişikleri 2-3günde iyileştirir. Ben 2-3defa denedim ve etkisini gördüm. 5) Şamil’le 29.07.2003 günü Böğürtlen toplarken çocuğu (6 yaşında) sağ gözünün üstünde ve sol kolundan üzüm arısı soktu, hemen orada bulunan Sinirli otu hafif ezerek sokulan yerlere sürdüm. Çocuk 5 dakika sonra ağrısının bulunmadığını söyledi. Tesir Şekli: Antibiyotik, Antiinflogistik (iltihapları önleyici) , öksürük ke-sici, balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, immun sistemini kuvvet¬len¬dirici (bağışıklık sistemini kuvvetlendirici) , yaraları iyileştirici, antitoksik, antiviral, krampları çözücü ve antihepatoksik (karaciğer zehirlerini za-rarsız hale getirici). Kullanılması: Sinirli ot ekstresi veya Şurubu;  a) Klinik araştırmalarına göre: Başta Nefes yolları rahatsızlıklarından; Öksürük, tahrişli öksürük, Bronşit, Nefes darlığı, Göğüs ağrısı ve Nefes yolları enfeksiyonuna karşı kullanılır. Ayrıca iltihaplı deri hastalıkları, ayak parmakları arasındaki mantar ve arı sokmasına karşı kullanılır. b) Komisyon E’ye göre: Komisyon E 30.11.1985 tarihli ve 223 Nolu Monografi bildirisinde başta; Nefes yolları ve üşütmesi, Ağız v yutak mukozasının iltihaplanması, haricen ise iltihaplı yaralara karşı kullanılır. c) Homöopatide; Diş ağrısı, kulak ağrısı, Nevralji (Sinirsel ağrı), Yüz Nevraljisi (Trigeminusnevralji) ve yatağı ıslatmaya karşı kullanılır. Ayrıca ayak parmakları arasındaki pişikleri de iyileştirir. d) Halk arasında; başta Öksürük, Bronşit, Bronşitli Astım, Astım, Boğmaca, Verem ve genel üşütme hastalıklarına, yatak ıslatma, ayak ağrısı, Basur, İshal, Böbrek ve Mesane rahatsızlıklarına karşı ve Kan temizleyici olarak kullanılır. Haricense; Sivrisinek, Arı ve benzeri böceklerin sokmasına karşı Sinirli ot yaprağı ezilerek bağlanır veya öz suyu sürülür. Ayak parmakları arasındaki pişiklere ve de parmak arasındaki cerahatli iltihaplı dolamaya Sinirli ot ezilerek sarılırsa 2-3 günde iyileştirir. Çay: İki kahve kaşığı Sinirli ot demliğe konur ve üzerine 200 -300 ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dakika demlenmesi beklenir ve de süzülerek içilir. Açıklama: Sinirli otun birleşimindeki Aucubin, β – Glukozidazlar anzimi tarafından parçalanarak Aucubigenin ve Glikoza ayrılır ve ortaya çıkan Aucubigenin antibakteriel bir özelliğe sahip olduğundan mikropları yok-eder. Yapılan bir dizine araştırma da Sinirli ot ekstresi kaynatıldığında β – Glukozidazanzimi etkisiz hale gelmekte ve Aucibine parçalamakta ve Sinirli ot ekstresi etkisini büyük oranda yitirmektedir. Şurup veya ekstreye %2 oranında β – Glukozidazanzimler katıldığında ekstre veya Şurup çok aktifleşmektedir. Bu nedenle Sinirli ot yaprağı, ekstresi veya şurubu kaynatılmamalıdır. Sinirli ot bir yandan müsilaj, diğer yandan Silisikasit, ayrıca Fridoit gli-kozitler ve de Feniletanoit içermesi bu bitkiye çok farklı özellikler ka¬zan-dırır. Müsilaj Mukazayı (sümüksü iç deriyi) korucu ve balgam söktürücü, Silisikasit içeren bitkiler (Kuşekmeği, Atkuyruğu otu, Sinirli ot ve Kedi başı otu) eskiden Vereme karşı kullanılmıştır ve de Ividoitler ile Fe-niletanooitlerin anibiotik ve antivirel olduğu da yapılan araştırmalarla belgelenmiştir. Çay Harmanları: Gökçek Göğüs ve Öksürük Çayı  >25 g Anason tohumu  >25 g Öksürük otu  >20 g Meyan kökü  >20 g Sinirli ot  >10 g Ebem gömeci Çiçeği  Gökçek Bronşit ve Öksürük Çayı >25 g Çuha kökü >25 g Kekik otu >20 g Sinirli ot  >20 g Ebem gömeci Çiçeği  >10 g Rezene tohumu Gökçek Göğüs ve Öksürük Çayı  >25 g Sinirli ot  >25 g Kekik otu >20 g Rezene tohumu >20 g Meyan kökü  >10 gr Güveotu Gökçek Öksürük çayı; >30 gr Kekik otu >35 gr Hatmi kökü >25 gr Sinirli ot >10 gr Meyan kökü >10 gr Rezene tohumu Gökçek Kuru Öksürük Çayı  >40 g Sinirli ot  >20 g Ebem gömeci Çiçeği  >20 g Calba Çiçeği  >10 g Meyan kökü  >10 g Rezene tohumu Gökçek Öksürük ve Bronşit Çayı  >25 g Sinirli ot  >25 g Öksürük yaprağı >25 g Kekik otu >15 g Rezene tohumu >10 g Calba Çiçeği  Gökçek Öksürük ve Nefes yolları İltihap çayı  >40 gr Sinirli ot  >20 gr Kuşburnu >10 gr Calba Çiçeği  >10 gr Mürver Çiçeği >10 gr Rezene tohumu >10 gr Güveotu  Gökçek Öksürük çayı; >30 gr Kekik otu >20 gr Hatmi kökü >20 gr Sinirli ot >10 gr Rezene tohumu >10 gr İzlanda likeni >10 gr Meyan kökü Gökçek Deri Hastalıkları Çayı  >30 g Menekşe otu >30 g Sinirli ot >10 g Sefa Çiçeği  >10 g Papatya Çiçeği >20 g Hamamelis yaprağı  Gökçek Üşütme Çayı  >30 g Sinirli ot  >20 g Ihlamur Çiçeği  >20 g Kuşburnu  >20 g Nane yaprağı >10 g Papatya Çiçeği  Gökçek Kramplı Öksürük Çayı  >30 g Sinirli ot  >30 g Itır kökü >15 g Ebem gömeci Çiçeği  >15 g Calba Çiçeği  >10 g Anason tohumu  Gökçek Öksürük ve Bronşit Çayı (Kramplı Öksürük ve Boğmaca)  >30 g Sinirli ot  >20 g Kekik otu >20 g Çuha kökü >30 g Itır kökü Şurup: Şurup hazırlanırken bitki kaynatılır. Süzülür bal veya Natürel şekere belli oranlarda karıştırıldıktan sonra Şurup elde edilir fakat Sinirli ot kaynatıldığında etkisini kaybeder. Bu nedenle Sinirli ot Şurubu hazırlanırken farklı bir metot izlenir ve Sinirli ot ekstresi bal veya Natürel ilaçla hazırlanır. Homeopati’de: Homöopatide genellikle Büyük Sinirli otun taze yapraklarından 20 -30 g bir şişeye konur ve üzerine 100 ml % 70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta bekledikten sonra süzülerek Homöopatide “ Plantago major” ismi ile anılan Tentür elde edilir. Bu Tentürden günde 3-5 defa 15-25 damla alınır.  Ekstre: Sinir otun yaprakları % 70’lik Alkole (Etanel) ekstresi yapılır ve bu ekstre aynı Tentür gibi kullanılır.  Hastalığın belirtisi (Semptom):  1) Kulak ağrısı, sinirsel diş ağrısı ile birlikte ise,  2) Ağrılar dişle kulak arası gelip gidiyor ise, 3) Ağrıyan yüzün yarısı genellikle şiş ise, 4) Kulak ağrıları, orta kulak iltihabı ile, 5) Geceleri yatağı ıslatma, 6) Kulak ağrısı birinden öbürüne geçiyorsa, 7) Diş ağrısı ve diş çürümesi  Yan Tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
AYRIK OTU Çok Yıllık | 0,3-1,2m | 6-7 Aylar | Ca,Ho,Na | Kökü Ayrık otu, Quecke, Agropyrom repens P.Beauv. Syn: Elymus repens (L) GOULD Triticum repens L. Familyası: Buğdaygillerden, Sübgrâser, Poaeeae Drugları: Ayrık kökü; Agropyri repentis rhizoma  (Graminis rhizoma) Ayrık otunun Kazık kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır ve saçak kökleri pek kullanılmaz.  Giriş: Ayrık otu buğdaygillerin bir alt grubu olan Agropyongillerden olup bu grubun takriben 100 türü mevcuttur. Latincede Repens kelimesi sürünen, Yunanca da Agrios yabani ve Pyros buğday anlamına gelen ke-limelerden türetilmiştir. Eskiden romatizma, nikris, karaciğer hastalıkla-rına karşı ve ayrıca kanı temizleyici olarak kullanılmıştır. Vatanı Avrupa ve Asya olan bitki sonradan Amerika ve Avustralya’nın keşfi ile buralarda da yayılmıştır.  Botanik: Boyu 30-120cm boyunda dikine yükselen, bulunduğu yerden sürgünler salarak kısa sürede çevresine yayılan çok yılık bir bitkidir. Yaprakları şerit şeklinde, uç kısmı sivrice 10-30cm uzunluğunda, 2-4cm eninde, kenarları bütün üst kısmı koyu yeşil veya mavimsi yeşil, alt kısmı koyu yeşil ve mat bir renktedir. Yapraklarını bir kısmı ise gövdeyi sarmalamış bir boru şeklindedir. Çiçekleri iki sıra ile dizilmiş olup hafif buğday başağına benzer, açık yeşil, nadiren kırmızımsı veya vişne çü¬rüğü renkte olabilir. Kökleri 2-6cm uzunluğunda 2-5mm kalınlığında, parlak ve saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Tarla, bağ, bahçe, mera, çimenlik ve yol kenarlarından toplanan Ayrık kökleri yıkandıktan sonra kurutulur, şayet suni olarak kurutulmak isteniyorsa kurutma işlemi sırasında ısının 45˚’yi geçmemesi gerekir.  Birleşimi: Ayrık kökünün birleşimindeki maddeleri öneminde göre şöyle sıralayabiliriz; a) Polisakkaritler %3-10 arasında olup en önemli türevi ise Triticin ve az miktarda İnulin içerir. Triticin İnuline (yer elmasına bak.) benzer. b) Şekerlerden %4 Mannit ve İnosit  c) Çok az miktarda Eterik yağ türevleri; Carvacrol (karvacrol), Carvon (Karvon), Thymol (Timol), Menthol(Mentol), trans-Anethol ve ‘-Hexyl-3-metil-Maleinasit-anhidrid d) Ayrıca %8-15 Musilaj, Silisikasit, Triterpenler, Vitaminlerden B ve Provitamin A, Fenilkarbonikasitler ve Minerallerden Potasyum içerir.  Araştırmalar:Tarihte J.A.Tabrenaemontaunus (1588), P.A.Matthioli (1501-1577) ve İngiliz asıllı Dr.Sydenham (1624-1689) Ayrık kökünü çok çeşitli hastalıklara karşı kullanmışlardır ve bunların başında idrar yolları iltihaplanması, romatizma, nikris (gut hastalığı) ve ödem gibi rahatsızlıklar gelir. İlk ilmi araştırma ise oldukça yeni ve olumlu bir çalışmadır.  1) Toplam 58 doktor; 313 idrar yolları rahatsızlığı olan hasta üzerinde Ayrık kökü ekstresinden elde edilen damla ile 1-2 hafta süren tedavi denemesi yapmışlardır. Hastalardan %34’ünde mesane zafiyeti, %29’unda mesane iltihaplanması, %19’u prostatitis (prostat iltihap-lanması), %5’i idrar yoları iltihaplanması (üretritis) ve %13’ünde birden fazla idrar yolları rahatsızlıkları tespit edilmiştir. Bu hastalar¬dan %43’ünde tamamen iyileşme, %55’inde ise kısmi olarak iyileşme görülmüştür. (ZP.5.00.252). Ayrık kökü ekstresi ile yapılan bu araştırma çok olumlu olup bunun devamının da gelmesi halinde Ayrık otuna olan güven daha da artacaktır.  Tesir şekli: İdrar söktürücü, terletici, bakterileri öldürücü, iltihapları önleyici, kanı temizleyici ve tahrişi önleyicidir.  Kullanılması:  a) Araştırmalara göre Ayrık kökünden elde edilen ilaçlar (damla, kapsül, draje, çay ve tentür) mesane zafiyeti, mesane iltihaplanması (Cystitis), prostat iltihaplanması (Prostatitis) ve idrar yolları iltihap¬lan-masına karşı kullanılır.  b) Komisyon E’nin 01/01/1990 tarih ve 22a nolu Monografi bildirisine göre Ayrık kökü preparatları (ilaçları) başta idrar yolları iltihaplanması ve böbrek taşlarına karşı kullanılır.  c) Homeopati’de mesane iltihaplanması, prostat büyümesi ve idrar yolları iltihaplanmasına karşı kullanılır.  d) Halk arasında mesane zafiyeti, mesane iltihaplanması, prostat ilti¬hap-lan¬ması, böbrek iltihaplanması ve taşları, romatizma, nikris, ekzema gibi rahatsızlıklara karşı ve metabolizmayı kuvvetlendirici ve kan temizleyici olarak kullanılır. Çayı: Kurutulmuş, ince kıyılmış Ayrık kökünden 2-3 kahve kaşığı demliğe konarak üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları Prof.Dr.Heupke mukoza iltihaplanması çayı; >20 gr Rezene tohumu >20 gr Hatmi kökü >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Ayrık kökü >20 gr Meyan kökü  Gökçek mesane ve böbrek çayı (idrar yolları iltihaplanması, böbrek taş ve kumlarına); >20 gr Huş yaprağı >20 gr Ayrık kökü >20 gr Altın başak otu >20 gr Kayışkıran kökü >20 gr Isırgan kökü  Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane ve böbrek üşütmesine); >40 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Kayışkıran kökü >15 gr Orta sifon yaprağı >15 gr Ayrık kökü >10 gr Isırgan kökü Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane ve böbrek üşütmesine karşı); >40 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Huş yaprağı >20 gr Ayrık otu kökü >10 gr Isırgan kökü >10 gr Ardıç kozalağı >5 gr Nane yaprağı  İsveç Kodeksine göre mesane ve böbrek çayı(mesane iltihaplanması ve kramplara karşı); >35 gr Ayı üzümü yaprağı >25 gr Meyan kökü >15 gr Ayrık kökü >15 gr Huş yaprağı >10 gr Sultan otu  Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane dezenfeksiyonuna karşı ve kramp çözücü); >35 gr Ayı üzümü yaprağı >25 gr Meyan kökü >15 gr Ayrık kökü >15 gr Huş yaprağı >15 gr Ardıç kozalağı Gökçek Mesane ve böbrek çayı (idrar yolları iltihap.,, bakteri, taş ve kumlara); >20 gr Huş yaprağı >20 gr Altın başak otu >20 gr Orta sifon yaprağı >20 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Ayrık kökü  Gökçek deri hastalıkları çayı (akne, akut ve kronik deri hastalıkları); >30 gr Ayrık kökü >20 gr Mahoniyakök kab. >20 gr Menekşe otu >20 gr Isırgan otu >10 gr Atkuyruğu otu  Homeopati’de: Ayrık otunun sadece kazık köklerinden (saçak kökleri kullanılmaz) taze iken ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70’lik Alkol ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopati’de <<Triticum repens>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 15-20 damla 4-6 hafta süreyle alınır.  Hastalığın belirtileri (semptom):  1) Ağrılı idrar yollarına  2) İdrar yaparken yanma ve sıkıştırma 3) İdrarın yoğun olması ve idrar yolları mukozasını tahriş etmesi 4) Hasta sürekli burnunu temizleme ihtiyacını duyar  5) İdrarın bırakılması sırasında anormallikler  6) Ağrılar sırasında genellikle idrar yolları ağrıması Posyonlar: Akut idrar yolları iltihaplanmasına karşı posyon; >20 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Kasık otu ekstresi >20 ml Ardıç kozalağı ekstresi >30 ml Altınbaşakot ekstresi >10 ml Ayıüzümü yaprağı ekstresi Kronik idrar yollarına karşı posyon; >30 ml Altın başak ekstresi >20 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Atkuyruğu otu ekstresi >20 ml Kasık otu ekstresi >10 ml Kekik ot ekstresi Böbrek ve mesane taşına karşı posyon; >30 ml Altın başak otu ekstresi >20 ml Huş yaprağı ekstresi >20 ml Isırgan kökü ekstresi >10 ml K.hindiba kökü ekstresi >20 ml Ayrık otu kökü ekstresi Deri hastalıklarına karşı posyon; >40 ml Menekşe otu ekstresi >40 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Civanperçemi otu ekstresi Romatizmaya karşı posyon; >30 ml Ayrık kökü ekstresi >30 ml Harpago ekstresi >20 ml Söğüt kabuk ekstresi >20 ml Ardıç kozalak ekstresi  Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
NANE Çok Yıllık | 0,3-0,9m | 6-8 Aylar | Ça,Na,Ho | Yaprak ve Yağı Nane, Pfferminze, Mentha x piperita  Biberi Nane Syn: Mentha piperita(L) HUDS İngiliz Nanesi Bahçe Nanesi Çay Nanesi Familyası: Ballıbabagillerden, Lippenblütengewachse, Lamiaceae Drugları: Nane yaprağı: Menthae piperitae Lolium Nane yağı: Menthae piperitae aetheroleum Nanenin yaprakları ve çiçek açmaya başlamadan hemen önce ve de sonra Su buharı ile elde edilen Eter yağı ve ya kısaca yağı Çay, Tentür, Baharat, Aromaterapie ve Homeopatide kullanılır. Giriş: Nanenin M.Ö 1200-600 yılları arasında eski Mısırlılar tarfından kul-lanıdığı yapılan kazılarda anlaşılmıştır ve onlardan Yunanlılar ve Romalıların bu bitkiyi tanıdıkları ve kullandıkları bilinmektedir. Eski Mısırlılar medeniyeti Sümerler’den (Türkler’den) almışlardır. Sümerler ise ogünün bütün değerlerini Orta Asyadaki ANUA Türk medeniyetinden alıp Orta Doğuya taşımışlardır. Günümüzde bilinen 25 Nane türü mevcuttur. Bunlardan en önemlisi Biberi Nane ve ya İngiliz Nanesi olarak tanıdığımız Mentha piperitadır. Bu nane su nanesi ve Kıvırcık Nanesinin İngiliz John Ray tarafından melezlemesi ile elde edilmiştir. Bu nedenle Çiçekleri ile değil Kök ve ya sürgüleri ile çoğaltılır. İngiliz Nanesinin iki önemli alt türü mevcuttur ve bunlar Siyah Nane Mentha piperita var. Rubescens ve Beyaz Nane M.p. var. Pallescens olup Siyah Nane daha sert ve daha çok Eterik yağ içerir. Ayrıca Kıvırcık Nane; Mentha spicata, Su Nanesi; Mentha aquatica, Yarpuz; Mentha pulegium, Tüylü Nane: M. Longifolia, Limon Nanesi; Mentha citrata ve Yabani Nane ve ya Japon Nanesi ismi ile anılan Mentha arvensis’i sayabiliriz. Botanik: Nane çok yıllık 30-90 cm boyunda, hafifi tüylü oldukça sık ça¬tal-laşan, gövde, esmerimsi kahverengimsi renktedir. Yaprakları yumurta şeklinde, uca doğru sivri, kenarları kertikli, hafif kahverengimsi yeşil renkte, karşılıklı bir sonraki ile çaprazdır. Çiçekleri başak şeklinde ve boğumları çember şeklinde bir demet şeklinde çiçekler dizilmiştir. Taç yapraklarının geri kısmı borucuk şeklinde uca doğru beşli bir lopu vardır ve Kupa yaprakları taç yaprakları sarmalamış şekildedir. Yetiştirilmesi: İstanbul’da yetişen Nanenin %3,25 İzmir’de %3,8 ve Maraş’ta %3,00 oranında Eterik yağ içerirken, Avrupa’da yetişen Na-nelerde %0,8-1,7 arasında Eterik yağ içermektedir. Bu Türkiye’de yeti¬şen Nanenin çok fazla kaliteli olduğunu, fakat her nedense gerekli ilgiyi görmediğidir. Hasat Zamanı: Başta ABD ve Arjantin, Bulgaristan, Japonya gibi ülke¬ler-de hasatı ¬makinelerle yapılır. Çiçek açmaya başlamadan önce toplanır, kurutularak kaldırılır ve ya Su buharı ile damıtılarak Eterik yağı elde edilir. Nane porselen ve ya ışık geçirmeyen özel kaplarda muhafaza edilmelidir. Naneyi kuruturken paslı gibi gözüken yapraklara Mantar (Puccinia menthae) düşmüş demektir. Bu nedenle paslı yapraklar kurutulurken ayıklanmalıdır.  Malesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlem¬leri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğin¬den kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur kurumaz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşimi: Nanenin birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sırala-yabiliriz. a) Eterik yağ % 0,8-4 arasında olup en önemli alt türevleri şunlardır. Mentol % 35-45, Menton %15-20, Sineol % 5-10 Mentofuran % 2-5, Mentilacetot % 3-5, Neomental % 2-4 Izoneomenton % 2-3 ve ayrıca Limonen, Pulegon, Piperitenon, α- ve β- Pinen, Sabinenhidrat ve Sesquiterpenlerden; β- Caryophyllen ve Cadinen içerir. Yan ürünlerden Neomentol, İzoneomentol ve Neoiomentolün hoş olmayan kokuları nedeni ile kristalleştirerek ayrılması gerekir. İyi bir Nane yağı ne Kıvırcık Nanede olduğu gibi Kervon (carvon) nede Yarpuzda olduğu gibi Pulegon içermemesi gerekir. b) Fenolkarbonikasitler % 3-5; p- Kumarinasit, Chlorogenasit, Kaffeasit, Rosmarinasit ve Ferulaasit. c) Flavonitler; Apigenin, Diosmetin, Luteolin, Rutin, Apigenin-7- rutinosit, Luteolin-7-0- rutinosit, Hesperetinve Diosmin. d) Triterpenler; Ursolasit, Oleanolasit, α- Amyrin, Sitosterol, β- Sitosterol ve Squalen e) Minarelerde; Potasyum, Kalsiyum, Magnezyum, Demir, Mangan, Çinko ve Bakır içerir. Tesir şekli: Kramp çözücü,gaz söktürücü,safra artırıcı, iltihapları önle¬yici, anti bakteriyel, dezenfekte edici, ağrı dindirici ve teskin edici. Araştırmalar: Nane yağı ile iki farklı rahatsızlığa karşı yoğun araştır-malar yapılmıştır. Bunlardan biri Kalın bağırsağın hassaslaşması (Colon irritable) ile ortaya çıkan Şişkinlik, İshal, Kabızlık, Karın ağrısı, Bulantı ve Hazımsızlık gibi rahatsızlıklar ve ikinci olarak sinirsel gerginlik nedeni ile Baş ağrısı ve Migren gibi rahatsızlıklardır. 1) Kiel Üniversitesi Nevralaji Kliniğinden Doç. Dr. Med. H. Göbel ve ekibi Baş ağrısı ve Migrenden müzdarip olan 105 Hasta üzerinde Tedavi denemesi yapmışlardır. Denekler 4 gruba ayrılmış olup 1. gruba sa-dece Nane yağı,2. gruba Paracetemol, 3. gruba Palzebo (sahte ilaç deney için) ve 4. gruba Nane yağı ve Paracetemolla denemiş¬ler-dir.Grupta % 56 2.grupta %54 3.grupta %30 ve 4. grupta %67 iyileşme görülmüştür. Bundan da anlaşılacağı üzere Nane yağının Paracetemoldan az bir farkla da olsa önde olduğu ve yan tesir ininde olmaması nedeni ile ne kadar uygun olduğu anlaşılmıştır. (ZP 398.154 ve 1.99.17) 2) Doç. Dr. H. Göbel ve ekibi Kiel Üniversitesi Nevralaji Kliniğinde 32 Denek üzerinde dört ayrı Eterik yağ terkibi ile deney yapmıştır. Günde 3-4 defa Alın ve şakaklara 2-3 damla Eterik yağ terkibinden sürülür. 1. Gruba 10 ml Nane yağı + 5 ml Okaliptus yağı + 85 ml Alkol %90 Etanol) 2. Gruba 10 ml Nane yağı + Zerece Okaliptus yağı 90 ml Alkol 3. Gruba Zerece Nane yağı + 5 ml okaliptus yağı + 95 ml Alkolve 4. Gruba Zerece Nane yağı + Zerece okaliptus yağı + 100 ml Alkol karışımlı terkiplerle tedavi etmişlerdir. Birinci terkiple tedavi olanların Baş ağrısı, Migren, Genel bir rahatlama ve güç kazandırdığı görülmüştür. Bu deney Alma şifalı bitkilerle araştırma birliğince 1993 R.F Weip 1993 ödülüne layık görülmüştür. (ZP. 1.95.23) 3) Wildgrube ve ekibi 1998 Midede çözülmeyen içi Nane yağı dolu olan Kapsüllerle (M…….) Kalın bağırsak hassasiyeti (Collon irritable) 40 hasta üzerinde tedavi denemesi yapmışlardır. Kalın bağırsak has-sasiyeti (Kalın bağırsak tahrişi) ile kişide; Hazımsızlık, Şişkinlik, Ba¬ğır-sak gürültüsü, Karın ağrısı, İshal ve Kabızlık gibi haller görülebil-mektedir. Bu tedavi denemesi ile bu durumdaki hastalar iyileşmiştir. Buna benzer deneyleri Rees ve ekibi 1979 da ve Dew ve ekibi 1984 de aynı neticeleri elde etmişlerdi. 4) Sigmund ve Mc Nally Yemek borusunda basınç rahatsızlığı olan hastalarına Günde 3-4 defa 15 damla Nane yağını 30 ml Su ile vererek tedavi etmişlerdir. Kullanılması:  a) Araştırmalara göre; Nane yağı başta Baş ağrısı, Migren, Sinirsel gerginlik ile kalın bağırsakların hassalaşması nedeni ile orta¬ya çıkan; Hazımsızlık, Şişkinlik, Geğirme, Bulantı, Karın ağrısı, Kolikler, ishal ve Kabızlığa karşı kullanılır. b) Komisyon E Nane yağı ve yaprağı üzerine monografi bildirileri yayınlamıştır. 1) Komisyon E 128 Nolu ve 14.07.93 tarihli Monografili bildirisinde Nane yağının kramplı yukarı sindirim sistemi (Mide ince bağırsaklar) ra-hatsızlıkları ve safra yolları, kalın bağırsağın hassalaşması, Yukarı nefes yollarını (Burun boşluğu, Alın boşluğu, Boğaz gırtlak, Yutak ve Ağız için) ve Ağız içi mukazasının iltihaplanmasına karşı kullanılır. Komisyon E 223 Nolu 30.11.85 tarihli, 50 Nolu 13.03.90 ve 164 Nolu 01.09.90 tarihli Monografi bildirisinde Nane yaprağının başta kramplı Mide-Bağırsak, Safra kesesi ve Safra yollar rahatsızlıklarına kullanıla-bileceği beyan edilmektedir. 2) Aroma tedavide Migren, Baş ağrısı, Baş dönmesi, Şişkinlik, Kuru ök¬sü-rük, Üşütme, Seyahat hastalıkları (Kinesiya) Bulantı, Diş eti, Ağız yutak iltihaplanması ve Sinüzite karşı kullanılır. 3) Halk arasında; Bulantı, Kusma, Karaciğer safra mide ve bağırsak rahatsızlıkları, Uyuyamama, Sinirlilik, Kalp zafiyeti, Ağız içi ve Diş eti iltihapları ile seyahat esnasındaki Bulantı ve Baş dönmesi gibi hallere (Kinesia) karşı kullanılır. Çay: İki kahve kaşığı kurutulmuş, ince doğranmış Nane yaprağından demliğe konur ve üzerine 300-400 ml kaynar su ilave edilir, 5-10 dakika demlemeye bırakılır ve sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları: Gökçek iştah açıcı çayı: >20g Nane yaprağı >20g Pelin otu >20g Rezene tohumu >20g Anis tohumu >20g Kimyon tohumu Gökçek iştah açıcı çayı: >20g Pelin otu >20g Kantaron otu >20g Nane yaprağı >20g Turunç Kabuğu >20g Çentiyan Kökü  Gökçek Stres çayı (iç huzursuzluk ve sinirsel nedenle uyuyamamaya): >30gr Acıyonca yaprağı >30gr Nane yaprağı >20gr Kedi ot kökü >20gr Kılçotu Gökçek iştah ve sindirim çayı; >25 gr Nane yaprağı >25 gr Papatya çiçeği >25 gr Kimyon tohumu  >25 gr Turunç kabuğu Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >35 gr Nane yaprağı >35 gr Papatya çiçeği >20 gr Meyan kökü >10 gr Mavi çiçek Gökçek göre Üşütme çayı >30g Ihlamur çiçeği >20g Papatya çiçeği >20g Keçi sakalı Çiçeği >20g Kuşburnu çiçeği >10g Nane yaprağı Gökçek Böbrek ve Mesane çayı  >30g Hindiba otu ve Kökü >20g Isırgan otu >20g Altın başak otu >20g Huş yaprağı >5g Meyan kökü >5g Nane yaprağı Gökçek sancılı adet görmede çay: >20g Hayıt tohumu >20g Nane yaprağı >20g Oğulotu >20g Kılıç otu >10g Kedi ot kökü >10g Civanperçemi otu Gökçek Karaciğer ve Safra çayı >20g Devedikeni tohumu >20g Hindiba otu ve kökü >20g C. Zerdeçal kökü >10g Kantaron otu >10g Nane yaprağı >10g Kimyon tohumu Gökçek Mide ve Bağırsak çayı; >30 gr Papatya çiçeği >30 gr Nane yaprakları >20 gr Civanperçemi otu >10 gr Mavi çiçek >10 gr Sefa çiçeği Gökçek Teskin edici çay (Sinirsel Heyecanlanma ve Uyuyamamaya) >40g Kedi ot kökü >20g Nane yaprağı >15g Oğul ot yaprağı >15g Şerbetçi ot kozalağı >10g Lavanta Çiçeği Gökçek Şişkinlik çayı;  >20 gr Kimyon tohumu  >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Nane yaprağı >20 gr Kediotu kökü >20 gr Nane yaprağı Gökçek Şişkinlik çayı: >20g Anason tohumu >20g Rezene tohumu  >20g Kimyon tohumu >20g Kişniş tohumu >20g Melek ot kökü Gökçek Mide çayı; >30 gr Nane yaprağı >30 gr Eğri kökü >20 gr Kimyon tohumu  >10 gr Papatya çiçeği >10 gr Pelin otu Gökçek Teskin edici çay (Sinirsel Heyecanlanma ve uyumama gibi) >40g Kedi ot kökü >20g Lavanta çiçeği >20g Oğul ot yaprağı >20g Nane yaprağı Gökçek Şişkinlik çayı (Hazım ve Şişkinliğe karşı) >30g Nane yaprağı >30g Kedi ot kökü >20g Papatya çiçeği >20g Kimyon tohumu Gökçek Karaciğer Safra çayı: >30g Hindiba otu ve kökü >30g C. Zerdeçal kökü >30g Devedikeni tohumu >10g Nane yaprağı Gökçek Bulantı, Kusma ve Bağırsakların hareketsizlik çayı: >50g Nane yaprağı >20g Oğul otu yaprağı >20g Civanperçemi otu >10g Turunç kabuğu Gökçek Mide çayı: >20g Papatya çiçeği >20g Nane yaprağı >20g Oğul otu yaprağı >20g Çörek tohumu >5g Turunç kabuğu >15g Kimyon tohumu Gökçek Romatizma çayı: >30g Şeytan pençesi kökü >20g Hindiba ot ve kökü >15g Huş yaprağı >15g Isırgan ot yaprağı >10g Nane yaprağı >10g Kuşburnu Gökçek Şişkinlik çayı; >30 gr Nane yaprağı >30 gr Papatya çiçeği >20 gr Kediotu kökü >20 gr Kimyon tohumu Gökçek iştah çayı  >30g Eğri kökü >30g Nane yaprağı >20g Kedi ot kökü >20g Çentiyan kökü Gökçek Safra çayı; >40 gr Nane yaprağı >30 gr Cava Zerdeçal kökü >20 gr Kırlangıçotu >10 gr Şahtereotu Gökçek Romatizma çayı: >30g Şeytan pençesi kökü >20g Hindibaotu ve kökü >10g Isırgan yaprağı >10g Huş yaprağı >10g Civanperçemi otu >10g Atkuyruğu otu >10g Söğüt kabuğu Ar; Taze ve ya kurutulmuş Nane yaprakları ve çiçekleri su buharı ile damıtılarak Nane yağı (Nane Eterik yağı) elde edilir. Nane yağı Migren, Baş ağrısı, Baş dönmesi, Şişkinlik, Kuru öksürük, Üşütme, Seyahat es-nasındaki Bulantı, Baş dönmesi gibi rahatsızlıklar (Kinesia), Diş eti, Ağız içi, Yutak iltihaplanması ve Sinüzite karşı kullanılır. Baş ağrısı, Migren, Baş dönmesi gibi hallerde 2-3 damla Nane yağı Şakaklara ve alna sürülür. Diş eti, Ağız içi ve yutak iltihaplarında ise 3-5 damla bir miktar su ile Gargara yapılır ve ya 2-4 damla Dişetlerine sürülür. Diğer rahat¬sızlıklarda ise 2-4 damla bir parça ekmeğe ve ya kesme şekere dam¬latılarak ve ya bir Kahve kaşığı balla karıştırılarak alınır. Me: Üşütmeye karşı merhem 6g Nane yağı, 5g Kafur,3g Okaliptus yağı, 5g Çam yağı (Terpentin yağı), 1g Kekik yağı önceden hafif eritilmiş 40g Vazelin ve 40g Parafinle karıştırılarak Üşütmeye karşı yağ hazırlanır. Bu yağın 6 haftada kullanılması gerekir. Göğse sürülürse daha fazla Balgam üretir, bu nedenle göğse sürülmesi mahzurludur. Homeopatide: Taze Nane yapraklarından 100g bir şişeye konur ve üzerine %70lik 500ml Alkol (Etenol) doldurulur ve Güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta muhafaza edildikten sonra süzülerek Homoopathide ‘’Mentha Piperita’’ ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu Tentürden günde 3-5 defa 10-19 damla 4-6 hafta süreyle alınır. Nane Tentürü başta kuru Öksürük, Ses kısılması ve Yutak iltihabına karşı kullanılır. Hastalığın belirtisi (Semtom);  1) Boğazda yatay vaziyette bir iğne duruyormuş gibi hissi.  2) Aşırı Şişkinlik  3) Hasta aşırı derecede Elma ye-mek ister.  4) Yüksek sesle konuşurken, Şarkı söylerken ve soğuk hava-larda ağrıları artar.  5) Yatarken ve yemek yerken ağrıları azalır. Bu hal-lerde Nane Tentürü gerekir. Yan tesirleri: Nane yaprağının tarife uyularak çayının içilmesi halinde yan tesiri yoktur. Nane yağının da yan tesiri yoktur, fakat tarife uyulmaz uzun süre veya aşırı dozajda alınırsa bulantı, kusma, kanlı ishal, korku, titreme, iç huzursuzluğa neden olabilir. Nane yağı kişiden kişiye farklı şekilde etki eder. Bazıları 2mlde bazıları da ancak 9ml de zehirlenebilir. Birleşiminde Nane yağı ve Okaliptus yağı bulunan üşütme rahatsızlıkla¬rına karşı kullanılan merhemler ciğerlerin daha çok balgam salgılamasına ve bu nedenle bronşitli ve astımların daha da kötüleşmelerine neden olur. Yakalandığım astım nedeniyle rahatsızlıklarımın azalması için fakat daha çok rahatsızlandım. (27/03/02) Bu nedenle nane ve Okaliptus yağı içeren merhemlerin göğse sürülmesi gerekir. B) Japon Nanesi, Japonishe Minze, Mentha arvensis  Yabani nane Japon nanesi 30-60 cm boyunda, yaprakları geniş mızrak veya yumurta şeklinde, kenarları hafif kertikli ve hafif tüylüdür. Birleşiminde daha yüksek oranda menthol bulunur. Bu nanede İngiliz nanesi gibi kullanılır. C) Su nanesi, Bachminze, Menta aquatica  Su nanesi 30-100 cm boyunda çok yıllık gövde esmerimsi kırmızı, yaprakları yumurta veya oval şekilde, çiçekleri 2-3 adet kümeden oluşur ve bitkinin tepesindedir. Su nanesi İngiliz nanesi gibi kullanılırsa da onagöre daha zayıftır.  D) Tüylü nane, Roβminze, Menta longifolia  Bu nane üzeri tüylü, grimsi yeşil renkli, yaprakları oval veya yumurta şeklinde, uca doğru sivrice, kenarları kertikli, çiçekleri leylaki renkte ba-şak şeklinde 40-120 cm boyunda ve çok yıllıktır. Eterik yağın birleşi¬min-deki ana madde Piperitonoxin’dir ve ayrıca β-Caryophyllel, Germacren ve Sineol içerir. Bu nane özellikle ağrılara başta baş ağrısına karşı iyi gelir. E) Limon nanesi, Zitronenminze, Menta citrata Lavanta gibi güzel kokulu, tüysüz, su nanesine benzer, fakat daha kü-çüktür. Eterik yağının birleşimindeki en önemli madde Minalool ve Linalylacetat’tır. Bu nane genellikle parfüm, kozmetik eşya ve sabun yapımında kullanılır.  F) Aroma nanesi, Tropiche Minze, Mentha suaveolens L. Tropik nane  Ev nanesi Bu nane sıcak ülkelerde veya evlerde süs bitkisi olarak yetiştirilebilir. Yaprakları grimsi yeşil, yer yer beyaz renkli ve kenarları kertiklidir. Çiçekleri beyaz renkli, başak şeklinde ve güzel kokuludur. G) Kıvırcık nane, Krauseminze, Mentha spicata Çok yıllık 50-100cm boyunda yaprakları mızrak şeklinde kenarları kertikli kıvırcık gibi olduğundan Kıvırcık nane diye de anılır ve üzerinde yer yer küçük benekler bulunur. Bu nanede aynı İngiliz nanesi gibi kullanılır. H) Yarpuz, Poleiminze, Mentha Pulegium  Bu nane 10-40cm boyunda, yaprakları eliptik veya yumurta şeklinde kısa saplı, kenarları bütün, çiçekleri tepede, küre şeklinde ve açık leylaki renktedir. Birleşimindeki eterik yağın içindeki en önemli madde Pulegon olup ayrıca menthon ve izomenthon içerir. Bazı yörelerde adet rahatsızlıklarına karşı kullanılsa da zehirli olması nedeni ile çocuk düşürülmesine nende olabilir. Bu nedenle yarpuzun kullanılmaması daha iyi olur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
SİNİRLİ OTU  Çok Yıllık | 0,1-0,5m | 5-9 Aylar | Ça,Na,Ho | Yaprakları Sinirliot, Spitzwegerich, Plantago lanceolata L. Yara otu  Çıban otu Körçıban otu  Pişik otu Ateş otu  Ayak otu Kurbağaotu  Bağ yaprağı Sivri Sinirli ot Familyası: Sinirliotgillerden, Wegwerichgewachse, Plantaginaceae. Drugları: Sinirli ot; Plantaginis lanceolatae herba Sinirli ot Çay ve Natürel ilaç, Büyük Sinirli ot ise Tentür yapımında kul-lanılır. Giriş: Sinirli otun bilinen 260 türü mevcuttur ve bunlardan en çok Sivri Sinirli ot; P. Lanceolata L. ve Büyük Sinirli ot; P.major L. tedavide kullanılır. Sivri Sinirli ot genelinde Çay ve Natürel ilaç, Büyük Sinirli ot ise Tentür yapımında kullanılır. Bu iki türün haricinde Dağ Sinirli otu; P. Alpinal, Beyaz Sinirli ot, P. Medial ve Karga ayağı Sinirli otu; P. Coronopus L sayabiliriz. Almanca wegerich Yolların kralı, yol kenarlarında çok geliştiğinden Latince plan tago Ayak tabanı ve de lanceolata mızrak anlamına gelir. Türkçede ise Sinirli ot denir. Zira yapraklarını koparınca içinden beyaz ipliğimsi damarlar çıkar bu nedenle Sinirli ot da denir. Ayrıca Çıban otu, Kör çıban otu, Yara otu, Pişik otu da denir. Yaraları, çıbanı ve pişikleri (Ayak parmakları arasında ki) iyileştirdiğinden bu bitkiye Sinirli ot denilmesi çoğunlukla Sinirli otu olarak bilinen Kılıç otu ile karıştırılmasına eden olmaktadır. Kılıç otu sinirsel rahatsızlıklar, stres, depresyon, bunalım gibi rahatsızlıklara karşı etkili olduğundan bazen sinir otu diye de anılır. Eskiden Çinliler Verem’e, Büyük İskender Baş ağrısına, Romalılar, Yaralara ve Türkler Öksürüğe karşı kullanmışlardır. Vatanın neresi olduğu konusunda kesin bir bilgi yoktur ve günümüzde Avrupa, Asya ve Kuzey Amerikanın ılıman bölgelerinde yabani olarak yetişir. Botanik: a) Sivri Sinirli ot Çay ve Natürel İlaç yapımında, Büyük Sinirli ot Homeopatide Tentür yapımında kullanılır. 1) Sivri Sinirli ot 10-50cm boyunda çok yıllık, kökleri saçak şeklinde ve dikine yükselen bir bitkidir. Yapraklar mızrak şeklinde, kenarları bütün, ucu sivri, hafif tüylü, baştan uca doğru 5-9 adet ana damardan oluşur, koyu yeşil renkli roset yapraklardır. Çiçekleri 10-50cm uzunluğunda bir sap üzerinde bir silindir veya küre şeklinde çiçek demeti bulunur ve Taçları beyazımsı veya pem-be renkli bir sap üzerinde 2-3 mm büyüklüğündedir. Meyveleri 3-4mm büyüklüğünde yumurta şeklinde içinde iki adet tohumları bulunur ve tohumları uzunca ve de siyahımsı renktedir. Büyük Sinirli otun farkı yap-raklarının geniş olmasıdır, takriben 8-12cm uzunluğunda,5-9cm enin¬¬de yumurta şeklinde kenarları hafif dalgalıdır. Yetiştirilmesi: Hemen her yerde yetişen Sinirli otun tohumlarından bir-kaç tane bahçenizin bir köşesine ektiğinizde o orada herhangi bir özene gerek kalmadan gelişir ve yayılır. Hasat Zamanı: Sinirli otun yaprakları, özellikle taze yaprakları ezilme¬den Mayıs'tan Ekim’e kadar toplanır, havalı, kuru yerlerde kurutulur ve kaldırılır. Tentür ise Büyük Sinirli otun taze yapraklarından yapılır. Ma-alesef şifalı bitkiler toplama, kurutma, paketleme ve depolama işlemleri sırasında çok yanlışlar yapılmaktadır. Bitkinin şifalı kısmı yaprak veya çiçekleri ise asla Güneş altında kurutulmaz ve mutlaka gölgede kurutul-malıdır. Ayrıca örneğin bitki 5 günde kurudu ise, 2 gün daha kurumada bırakmak mahzurludur, çünkü birleşimindeki eterik yağları kaybettiğinden kalitesi düşer. Sadece bitki kökleri Güneş’te kurutulur ve kurur ku¬ru¬maz hemen paketlenip depolanması gerekir. Şifalı bitkilerin Aktarlar’da açıkta satılması kalitesini kısa sürede düşürür ve etkisini oldukca azaltır. Birleşimi: Sivri Sinirli otun birleşimindeki maddeleri önemine göre şöyle sıralayabiliriz. a) İridoidglikozitler % 2 -4 oranında olup en önemlileri % 1-3 de Aucubin ve % 0-1 Catalpol’dan oluşur. Ayrıca Asperulosit, Globularin, Desasetilasperulosidasitmetilester içerir. Taze yapraklarda daha çok Catalpol ve eski yapraklar genellikle Aucubin ağırlıklıdır.  b) Phenylethanoid (feniletanoit) % 3-8 oranında olup en önemlileri Acteosid (Asteosit), İzoacteosid, Plantamajosid ve Lavandulifoliosid. c) Fenolkarbonikasitler: Cistanosit F, Chlorogenasit, Neochlorgenasit, Ferulasit, p-Hidroksibenzoasit, Protokateşuasit ve Gentisinasit. d) Flavonlar ;  1) Luteolin ve Apigenin  2) Flavonglikozitler; Apigenin -7-O- glİkosit, Apigenin -6, 8- di –C – glikosit, Apigenin -7-O- glukronit, Apigenin -7-O- glukronilglikosit, Luteolin -7-O – glikosit ve Luteolin -7-O- glukronit. e) Müsilajpolisakkoritler % 2-6,5 arasında olup; Rhamnogalakturonan, Rhamnoarabinogalaktan, Poligalakturanarabinoz, Glakomannan ve Arabinogalaktanlar içerir.  f) Kumarinler : Aesculetin ve Loliolid. g) Ayrıca Minerallaerden ; Potasyum, Kalsiyum, Demir, Sodyum ve Çinko C ve K Vitaminini, β- Karotin, Silikasit % 1, - 1,5, Tanin % 6-7, Saponinler, Eteryağı Lab – Enzim ve Invertin (Hamşeker) içerir.  Araştırmalar: Son yıllarda Sinirli ot Ekstresi veya şurubu ile Nefes yolları hastaları üzerinde Kliniklerde tedavi denemeleri yapılmaya başlanmıştır. Bu deneylerde Sinirli ot ekstre veya şuruplarının Tahrişli Öksü¬rük, Bronşit ve Nefes yolları Enfeksiyonunu iyileştirdiği görülmüştür. 1) Sinirli ot Şurubu ile 326 Nefes yolları rahatsızlıkları olan hastalar üzerinde tedavi denemesi yapılmıştır. Bu hastalardan % 35’i Nefes yolları enfeksiyonu, % 30 Bronşitli ve % 20 si Tahrişli Öksürükten ra-hatsız olan kişiler üzerinde 3-14gün süren tedavi denemesi yapılmış-lardır. Hastaların % 92’ si bu şurubun % 92 oranında Kimyasal ilaç¬lara göre aynı oranda iyi veya daha iyi olduğu kanaatine varılmıştır. Hastalar ilaç üzerinde % 21 çok iyi, %62 iyi, % 4 orta, %’ 3 az etkili ve % 10’ u çok az etki demişlerdir.  Ayrıca uyumluluk (ilacın vücuda uyumu) konusunda hastaların % 49’u çok iyi, %48’i iyi ve % 3’ü orta derecede olduğu beyan edil¬miştir. (Nhp.4.96.93) 2) Nefes yolları rahatsızlıkları olan 593 hasta üzerinde Sinirli ot Şurubu ile Tedavi denemesi ortalama 9 gün sürmüş ve hastalardan % 22’ si çok iyi, % 63’ü iyi, % 9,9’u orta derece, % 1,1 ‘ i az %3,3 etkisiz olduğunu beyan etmişlerdir. Bu tedavi denemesinde de Nefes darlığı, Tahrişli Öksürük, Göğüs ağrısı ve Nefes yollarında hırlamaya karşı etkili olduğu görülmüş ve Balgam söktürdüğü tespit edilmiştir. (Z.P.4.98.219)  3) Bir gün pikniğe gitmiştik (Haziran 1997) orada meyve suyu içerken meyve suyu içindeki üzüm arısı damağımı soktu ve bir anda kafam ateş gibi yanmaya başladı. Hemen arabaya binerek topluca eve geldik. Eşyaları eve taşırken bahçedeki Sinirli otu gördüm hemen on-lardan birkaç yaprak topladım yıkadım ve çiğnedim. Arının sokması ile ateş gibi yanan başımın ağrısı 5-10dakika sonra tamamen iyileşti. 4) Ayak parmakları arasındaki pişiklere karşı Sinirli otun tazesi veya kurusu parmak arasına koyup sarınca pişikleri 2-3günde iyileştirir. Ben 2-3defa denedim ve etkisini gördüm. 5) Şamil’le 29.07.2003 günü Böğürtlen toplarken çocuğu (6 yaşında) sağ gözünün üstünde ve sol kolundan üzüm arısı soktu, hemen orada bulunan Sinirli otu hafif ezerek sokulan yerlere sürdüm. Çocuk 5 dakika sonra ağrısının bulunmadığını söyledi. Tesir Şekli: Antibiyotik, Antiinflogistik (iltihapları önleyici) , öksürük ke-sici, balgam söktürücü, göğüs yumuşatıcı, immun sistemini kuvvet¬len¬dirici (bağışıklık sistemini kuvvetlendirici) , yaraları iyileştirici, antitoksik, antiviral, krampları çözücü ve antihepatoksik (karaciğer zehirlerini za-rarsız hale getirici). Kullanılması: Sinirli ot ekstresi veya Şurubu;  a) Klinik araştırmalarına göre: Başta Nefes yolları rahatsızlıklarından; Öksürük, tahrişli öksürük, Bronşit, Nefes darlığı, Göğüs ağrısı ve Nefes yolları enfeksiyonuna karşı kullanılır. Ayrıca iltihaplı deri hastalıkları, ayak parmakları arasındaki mantar ve arı sokmasına karşı kullanılır. b) Komisyon E’ye göre: Komisyon E 30.11.1985 tarihli ve 223 Nolu Monografi bildirisinde başta; Nefes yolları ve üşütmesi, Ağız v yutak mukozasının iltihaplanması, haricen ise iltihaplı yaralara karşı kullanılır. c) Homöopatide; Diş ağrısı, kulak ağrısı, Nevralji (Sinirsel ağrı), Yüz Nevraljisi (Trigeminusnevralji) ve yatağı ıslatmaya karşı kullanılır. Ayrıca ayak parmakları arasındaki pişikleri de iyileştirir. d) Halk arasında; başta Öksürük, Bronşit, Bronşitli Astım, Astım, Boğmaca, Verem ve genel üşütme hastalıklarına, yatak ıslatma, ayak ağrısı, Basur, İshal, Böbrek ve Mesane rahatsızlıklarına karşı ve Kan temizleyici olarak kullanılır. Haricense; Sivrisinek, Arı ve benzeri böceklerin sokmasına karşı Sinirli ot yaprağı ezilerek bağlanır veya öz suyu sürülür. Ayak parmakları arasındaki pişiklere ve de parmak arasındaki cerahatli iltihaplı dolamaya Sinirli ot ezilerek sarılırsa 2-3 günde iyileştirir. Çay: İki kahve kaşığı Sinirli ot demliğe konur ve üzerine 200 -300 ml kaynar su ilave edildikten sonra 5-10dakika demlenmesi beklenir ve de süzülerek içilir. Açıklama: Sinirli otun birleşimindeki Aucubin, β – Glukozidazlar anzimi tarafından parçalanarak Aucubigenin ve Glikoza ayrılır ve ortaya çıkan Aucubigenin antibakteriel bir özelliğe sahip olduğundan mikropları yok-eder. Yapılan bir dizine araştırma da Sinirli ot ekstresi kaynatıldığında β – Glukozidazanzimi etkisiz hale gelmekte ve Aucibine parçalamakta ve Sinirli ot ekstresi etkisini büyük oranda yitirmektedir. Şurup veya ekstreye %2 oranında β – Glukozidazanzimler katıldığında ekstre veya Şurup çok aktifleşmektedir. Bu nedenle Sinirli ot yaprağı, ekstresi veya şurubu kaynatılmamalıdır. Sinirli ot bir yandan müsilaj, diğer yandan Silisikasit, ayrıca Fridoit gli-kozitler ve de Feniletanoit içermesi bu bitkiye çok farklı özellikler ka¬zan-dırır. Müsilaj Mukazayı (sümüksü iç deriyi) korucu ve balgam söktürücü, Silisikasit içeren bitkiler (Kuşekmeği, Atkuyruğu otu, Sinirli ot ve Kedi başı otu) eskiden Vereme karşı kullanılmıştır ve de Ividoitler ile Fe-niletanooitlerin anibiotik ve antivirel olduğu da yapılan araştırmalarla belgelenmiştir. Çay Harmanları: Gökçek Göğüs ve Öksürük Çayı  >25 g Anason tohumu  >25 g Öksürük otu  >20 g Meyan kökü  >20 g Sinirli ot  >10 g Ebem gömeci Çiçeği  Gökçek Bronşit ve Öksürük Çayı >25 g Çuha kökü >25 g Kekik otu >20 g Sinirli ot  >20 g Ebem gömeci Çiçeği  >10 g Rezene tohumu Gökçek Göğüs ve Öksürük Çayı  >25 g Sinirli ot  >25 g Kekik otu >20 g Rezene tohumu >20 g Meyan kökü  >10 gr Güveotu Gökçek Öksürük çayı; >30 gr Kekik otu >35 gr Hatmi kökü >25 gr Sinirli ot >10 gr Meyan kökü >10 gr Rezene tohumu Gökçek Kuru Öksürük Çayı  >40 g Sinirli ot  >20 g Ebem gömeci Çiçeği  >20 g Calba Çiçeği  >10 g Meyan kökü  >10 g Rezene tohumu Gökçek Öksürük ve Bronşit Çayı  >25 g Sinirli ot  >25 g Öksürük yaprağı >25 g Kekik otu >15 g Rezene tohumu >10 g Calba Çiçeği  Gökçek Öksürük ve Nefes yolları İltihap çayı  >40 gr Sinirli ot  >20 gr Kuşburnu >10 gr Calba Çiçeği  >10 gr Mürver Çiçeği >10 gr Rezene tohumu >10 gr Güveotu  Gökçek Öksürük çayı; >30 gr Kekik otu >20 gr Hatmi kökü >20 gr Sinirli ot >10 gr Rezene tohumu >10 gr İzlanda likeni >10 gr Meyan kökü Gökçek Deri Hastalıkları Çayı  >30 g Menekşe otu >30 g Sinirli ot >10 g Sefa Çiçeği  >10 g Papatya Çiçeği >20 g Hamamelis yaprağı  Gökçek Üşütme Çayı  >30 g Sinirli ot  >20 g Ihlamur Çiçeği  >20 g Kuşburnu  >20 g Nane yaprağı >10 g Papatya Çiçeği  Gökçek Kramplı Öksürük Çayı  >30 g Sinirli ot  >30 g Itır kökü >15 g Ebem gömeci Çiçeği  >15 g Calba Çiçeği  >10 g Anason tohumu  Gökçek Öksürük ve Bronşit Çayı (Kramplı Öksürük ve Boğmaca)  >30 g Sinirli ot  >20 g Kekik otu >20 g Çuha kökü >30 g Itır kökü Şurup: Şurup hazırlanırken bitki kaynatılır. Süzülür bal veya Natürel şekere belli oranlarda karıştırıldıktan sonra Şurup elde edilir fakat Sinirli ot kaynatıldığında etkisini kaybeder. Bu nedenle Sinirli ot Şurubu hazırlanırken farklı bir metot izlenir ve Sinirli ot ekstresi bal veya Natürel ilaçla hazırlanır. Homeopati’de: Homöopatide genellikle Büyük Sinirli otun taze yapraklarından 20 -30 g bir şişeye konur ve üzerine 100 ml % 70’lik Alkol ilave edilir. Şişe güneş ışınlarından uzakta 4-6 hafta bekledikten sonra süzülerek Homöopatide “ Plantago major” ismi ile anılan Tentür elde edilir. Bu Tentürden günde 3-5 defa 15-25 damla alınır.  Ekstre: Sinir otun yaprakları % 70’lik Alkole (Etanel) ekstresi yapılır ve bu ekstre aynı Tentür gibi kullanılır.  Hastalığın belirtisi (Semptom):  1) Kulak ağrısı, sinirsel diş ağrısı ile birlikte ise,  2) Ağrılar dişle kulak arası gelip gidiyor ise, 3) Ağrıyan yüzün yarısı genellikle şiş ise, 4) Kulak ağrıları, orta kulak iltihabı ile, 5) Geceleri yatağı ıslatma, 6) Kulak ağrısı birinden öbürüne geçiyorsa, 7) Diş ağrısı ve diş çürümesi  Yan Tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes
alternatif-tip · 7 years
Link
AYRIK OTU Çok Yıllık | 0,3-1,2m | 6-7 Aylar | Ca,Ho,Na | Kökü Ayrık otu, Quecke, Agropyrom repens P.Beauv. Syn: Elymus repens (L) GOULD Triticum repens L. Familyası: Buğdaygillerden, Sübgrâser, Poaeeae Drugları: Ayrık kökü; Agropyri repentis rhizoma  (Graminis rhizoma) Ayrık otunun Kazık kökü çay, tentür ve natürel ilaç yapımında kullanılır ve saçak kökleri pek kullanılmaz.  Giriş: Ayrık otu buğdaygillerin bir alt grubu olan Agropyongillerden olup bu grubun takriben 100 türü mevcuttur. Latincede Repens kelimesi sürünen, Yunanca da Agrios yabani ve Pyros buğday anlamına gelen ke-limelerden türetilmiştir. Eskiden romatizma, nikris, karaciğer hastalıkla-rına karşı ve ayrıca kanı temizleyici olarak kullanılmıştır. Vatanı Avrupa ve Asya olan bitki sonradan Amerika ve Avustralya’nın keşfi ile buralarda da yayılmıştır.  Botanik: Boyu 30-120cm boyunda dikine yükselen, bulunduğu yerden sürgünler salarak kısa sürede çevresine yayılan çok yılık bir bitkidir. Yaprakları şerit şeklinde, uç kısmı sivrice 10-30cm uzunluğunda, 2-4cm eninde, kenarları bütün üst kısmı koyu yeşil veya mavimsi yeşil, alt kısmı koyu yeşil ve mat bir renktedir. Yapraklarını bir kısmı ise gövdeyi sarmalamış bir boru şeklindedir. Çiçekleri iki sıra ile dizilmiş olup hafif buğday başağına benzer, açık yeşil, nadiren kırmızımsı veya vişne çü¬rüğü renkte olabilir. Kökleri 2-6cm uzunluğunda 2-5mm kalınlığında, parlak ve saman sarısı renktedir.  Hasat zamanı: Tarla, bağ, bahçe, mera, çimenlik ve yol kenarlarından toplanan Ayrık kökleri yıkandıktan sonra kurutulur, şayet suni olarak kurutulmak isteniyorsa kurutma işlemi sırasında ısının 45˚’yi geçmemesi gerekir.  Birleşimi: Ayrık kökünün birleşimindeki maddeleri öneminde göre şöyle sıralayabiliriz; a) Polisakkaritler %3-10 arasında olup en önemli türevi ise Triticin ve az miktarda İnulin içerir. Triticin İnuline (yer elmasına bak.) benzer. b) Şekerlerden %4 Mannit ve İnosit  c) Çok az miktarda Eterik yağ türevleri; Carvacrol (karvacrol), Carvon (Karvon), Thymol (Timol), Menthol(Mentol), trans-Anethol ve ‘-Hexyl-3-metil-Maleinasit-anhidrid d) Ayrıca %8-15 Musilaj, Silisikasit, Triterpenler, Vitaminlerden B ve Provitamin A, Fenilkarbonikasitler ve Minerallerden Potasyum içerir.  Araştırmalar:Tarihte J.A.Tabrenaemontaunus (1588), P.A.Matthioli (1501-1577) ve İngiliz asıllı Dr.Sydenham (1624-1689) Ayrık kökünü çok çeşitli hastalıklara karşı kullanmışlardır ve bunların başında idrar yolları iltihaplanması, romatizma, nikris (gut hastalığı) ve ödem gibi rahatsızlıklar gelir. İlk ilmi araştırma ise oldukça yeni ve olumlu bir çalışmadır.  1) Toplam 58 doktor; 313 idrar yolları rahatsızlığı olan hasta üzerinde Ayrık kökü ekstresinden elde edilen damla ile 1-2 hafta süren tedavi denemesi yapmışlardır. Hastalardan %34’ünde mesane zafiyeti, %29’unda mesane iltihaplanması, %19’u prostatitis (prostat iltihap-lanması), %5’i idrar yoları iltihaplanması (üretritis) ve %13’ünde birden fazla idrar yolları rahatsızlıkları tespit edilmiştir. Bu hastalar¬dan %43’ünde tamamen iyileşme, %55’inde ise kısmi olarak iyileşme görülmüştür. (ZP.5.00.252). Ayrık kökü ekstresi ile yapılan bu araştırma çok olumlu olup bunun devamının da gelmesi halinde Ayrık otuna olan güven daha da artacaktır.  Tesir şekli: İdrar söktürücü, terletici, bakterileri öldürücü, iltihapları önleyici, kanı temizleyici ve tahrişi önleyicidir.  Kullanılması:  a) Araştırmalara göre Ayrık kökünden elde edilen ilaçlar (damla, kapsül, draje, çay ve tentür) mesane zafiyeti, mesane iltihaplanması (Cystitis), prostat iltihaplanması (Prostatitis) ve idrar yolları iltihap¬lan-masına karşı kullanılır.  b) Komisyon E’nin 01/01/1990 tarih ve 22a nolu Monografi bildirisine göre Ayrık kökü preparatları (ilaçları) başta idrar yolları iltihaplanması ve böbrek taşlarına karşı kullanılır.  c) Homeopati’de mesane iltihaplanması, prostat büyümesi ve idrar yolları iltihaplanmasına karşı kullanıl��r.  d) Halk arasında mesane zafiyeti, mesane iltihaplanması, prostat ilti¬hap-lan¬ması, böbrek iltihaplanması ve taşları, romatizma, nikris, ekzema gibi rahatsızlıklara karşı ve metabolizmayı kuvvetlendirici ve kan temizleyici olarak kullanılır. Çayı: Kurutulmuş, ince kıyılmış Ayrık kökünden 2-3 kahve kaşığı demliğe konarak üzerine 300-400ml kaynar su ilave edilerek 5-10dk demlenmeye bırakıldıktan sonra süzülerek içilir. Çay Harmanları Prof.Dr.Heupke mukoza iltihaplanması çayı; >20 gr Rezene tohumu >20 gr Hatmi kökü >20 gr Papatya çiçeği >20 gr Ayrık kökü >20 gr Meyan kökü  Gökçek mesane ve böbrek çayı (idrar yolları iltihaplanması, böbrek taş ve kumlarına); >20 gr Huş yaprağı >20 gr Ayrık kökü >20 gr Altın başak otu >20 gr Kayışkıran kökü >20 gr Isırgan kökü  Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane ve böbrek üşütmesine); >40 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Kayışkıran kökü >15 gr Orta sifon yaprağı >15 gr Ayrık kökü >10 gr Isırgan kökü Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane ve böbrek üşütmesine karşı); >40 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Huş yaprağı >20 gr Ayrık otu kökü >10 gr Isırgan kökü >10 gr Ardıç kozalağı >5 gr Nane yaprağı  İsveç Kodeksine göre mesane ve böbrek çayı(mesane iltihaplanması ve kramplara karşı); >35 gr Ayı üzümü yaprağı >25 gr Meyan kökü >15 gr Ayrık kökü >15 gr Huş yaprağı >10 gr Sultan otu  Gökçek Mesane ve böbrek çayı (mesane dezenfeksiyonuna karşı ve kramp çözücü); >35 gr Ayı üzümü yaprağı >25 gr Meyan kökü >15 gr Ayrık kökü >15 gr Huş yaprağı >15 gr Ardıç kozalağı Gökçek Mesane ve böbrek çayı (idrar yolları iltihap.,, bakteri, taş ve kumlara); >20 gr Huş yaprağı >20 gr Altın başak otu >20 gr Orta sifon yaprağı >20 gr Ayı üzümü yaprağı >20 gr Ayrık kökü  Gökçek deri hastalıkları çayı (akne, akut ve kronik deri hastalıkları); >30 gr Ayrık kökü >20 gr Mahoniyakök kab. >20 gr Menekşe otu >20 gr Isırgan otu >10 gr Atkuyruğu otu  Homeopati’de: Ayrık otunun sadece kazık köklerinden (saçak kökleri kullanılmaz) taze iken ince kıyılarak bir şişeye konur ve üzerine 80 ml %70’lik Alkol ilave edilerek güneş ışınlarından uzakta muhafaza edilir. Şişe iki günde bir çalkalanır ve 4-6 hafta sonra süzülerek Homeopati’de <<Triticum repens>> ismi ile anılan tentür elde edilir. Bu tentürden günde 3-5 defa 15-20 damla 4-6 hafta süreyle alınır.  Hastalığın belirtileri (semptom):  1) Ağrılı idrar yollarına  2) İdrar yaparken yanma ve sıkıştırma 3) İdrarın yoğun olması ve idrar yolları mukozasını tahriş etmesi 4) Hasta sürekli burnunu temizleme ihtiyacını duyar  5) İdrarın bırakılması sırasında anormallikler  6) Ağrılar sırasında genellikle idrar yolları ağrıması Posyonlar: Akut idrar yolları iltihaplanmasına karşı posyon; >20 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Kasık otu ekstresi >20 ml Ardıç kozalağı ekstresi >30 ml Altınbaşakot ekstresi >10 ml Ayıüzümü yaprağı ekstresi Kronik idrar yollarına karşı posyon; >30 ml Altın başak ekstresi >20 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Atkuyruğu otu ekstresi >20 ml Kasık otu ekstresi >10 ml Kekik ot ekstresi Böbrek ve mesane taşına karşı posyon; >30 ml Altın başak otu ekstresi >20 ml Huş yaprağı ekstresi >20 ml Isırgan kökü ekstresi >10 ml K.hindiba kökü ekstresi >20 ml Ayrık otu kökü ekstresi Deri hastalıklarına karşı posyon; >40 ml Menekşe otu ekstresi >40 ml Ayrık kökü ekstresi >20 ml Civanperçemi otu ekstresi Romatizmaya karşı posyon; >30 ml Ayrık kökü ekstresi >30 ml Harpago ekstresi >20 ml Söğüt kabuk ekstresi >20 ml Ardıç kozalak ekstresi  Yan tesirleri: Bilinen bir yan tesiri yoktur. Alternatif Tıp ve Alternatif Tedavi, bitkisel ürünler, sifamarket
0 notes