Tumgik
#mehmet ozan dolunay
xxjblackr0sexx · 30 days
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Happy 34th Bırthday Ozan Dolunay!
Let happiness be for you like a movie in which good wins and everything happens as we most want. Happy Birthday! Warm greetings from Bulgaria
2 notes · View notes
picklesfromthejar · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
aykutiltertr · 2 months
Video
youtube
Gitme - Reynmen ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Pop)  Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın: ( Join this channel to enjoy privileges.) ✩ https://www.youtube.com/channel/UCqm-5vmc2L6oFZ1vo2Fz3JQ/join Şarkının Orijinal Versiyonunu Linkten Dinleyip Ritim Karaokesiyle Çalışabilirsiniz. ✩ https://youtu.be/ziqStxHvg9A Aykut ilter Ritim Karaoke Kanalıma Abone Olun Beğenip Paylaşın. Gitme - Reynmen ✩ Ritim Karaoke Orijinal Trafik (Türkçe Pop) Söz: Serdar Ortaç Müzik: William Enriguel Guillermo Düzenleme: Ozan Çolakoğlu Mix-Mastering: Utku Ünsal Yönetmen: Melih Kun Görüntü Yönetmeni: Ömer Berkli Uygulayıcı Yapımcı: Evrensel Derman Yapım Asistanları: Halit Heval Sarı, Semih Gül Kamera Ekibi: Ferhat Baş, Arif Baş, Alperen Çetinkaya Işık Şefi: Bülent Yenidünya Best Boy: Erkan Şahin Işık Asistanları:Ersin Bağçecik, Hikmet Erkan Taş, Yahya Kesgin Set Amiri: Bilal Çiman Set Asistanları: Sinan Dinler , Ersin Bıyık, Mustafa Furkan İrik Dansçılar: Katia İngrid Ornella Kouame, Kemal Alp Ermiş , Soykan Ermiş Kurgu: Mert Halili Color: Musap Çelik Bm Elimde olsa kalbine taht kuracaktım Vakit gelince                           A Ben bu buhranlı çağı atlatıp F#m              Bm Sana esir olacaktım Bm Düşünüyorduk seninle aynı şeyleri Zaman gelince                       A Unutmuyorduk eski günleri F#m                 Bm Bu kalpte tek olacaktık Em Nasıl güzeldi elini tutmak G                  F# Dudaklarında mühür olmak    ( Bm    ( Ne olur gitme    ( Am                         Bm    ( Ufak tefek şeylere kızıp gitme    (     Am                        Bm 0    ( Ne yapmadım ki sen çok istedin de I  (  Am                  Bm    ( Yavaş yavaş kabul edelim    (          Am    ( Senin ilacın benim. Reynmen Madde Tartışma Oku Bekleyen değişiklikler Değiştir Kaynağı değiştir Geçmişi gör Araçlar Vikipedi, özgür ansiklopedi Reynmen Reynmen Müzikonair Doğum Yusuf Aktaş 6 Aralık 1995 (28 yaşında) İstanbul, Türkiye İkamet İstanbul Eğitim İstanbul Aydın Üniversitesi, Nişantaşı Üniversitesi Meslek İnternet ünlüsü, şarkıcı Etkin yıllar 2015-günümüz Reynmen ya da doğum adıyla Yusuf Aktaş (d. 6 Aralık 1995, İstanbul), Türk vlogger, internet ünlüsü ve şarkıcıdır. Scorp ve YouTube'da paylaştığı videolar ile tanındı. Aktaş'ın YouTube kanalı, Mayıs 2023 verilerine göre en çok abonesi olan 25. Türk YouTube kanalıdır.[1] İlk yılları Yusuf Aktaş 6 Aralık 1995 tarihinde doğdu. Sivaslı olan Yusuf Aktaş’ın babası Azerbaycan göçmenidir.[2][daha iyi kaynak gerekli] İlköğretimi Ahmet Kabaklı İlköğretim Okulunda okurken Fatih Sultan Mehmet İlköğretim Okuluna nakil olmuş ve ilköğretimi orada tamamlamıştır. Daha sonra Bahçeşehir İMKB Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesine yazılmıştır. Ancak oradan da mezun olmadan Başakşehir Lisesine geçiş yapmış son olarak oradan da ayrılarak açıköğretimden liseyi tamamlamıştır. Aktaş, tanınmadan önce babasıyla halde meyve sebze ticareti ve pazarcılık yapmıştır.[3] İstanbul Aydın Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı kazanan Aktaş, daha sonra geçiş yaparak günümüzde Nişantaşı Üniversitesi Radyo ve Televizyon Programcılığı okumaktadır.[4][5][6] Kariyeri Aktaş, Scorp isimli video paylaşım ve canlı yayın uygulamasında çekmiş olduğu videolar ile bir anda sosyal medyanın en çok takip edilen isimleri arasında yer aldı. Daha sonra platformunu YouTube'a kaydıran Aktaş, fenomen Berkcan Güven ile #Biziz adında bir şarkı çıkardı. Enes Batur'un "YouTuberların Düşüşü" adlı diss şarkısında kendi isminin geçmesine ithafen "Enes Batur'u aradım" adında bir video çekerek yaklaşık 400.000 abone kazandı. Ancak daha sonra bu videoyu kaldırdı. 2019 yılının Ocak ayında "Derdim Olsun" adlı şarkı ile Türkiye çapında büyük yankı uyandırdı. Daha sonra 2019 yazında "Ela" adlı müzik videosu ile Türkiye'nin en çok izlenen videoları arasına girdi. Reynmen, 2019 yılında Houze Istanbul ismini verdiği müzik şirketini kurdu. Son EP'si RnBesk'i de bu şirket üzerinden yayımladı. EP'deki parçalardan "Hevesim Yok", "Yoksun Başımda", "Radyoda Neşet" ve "Dolunay" klipsiz olarak, "Leila" adlı parçasını ise video klipli olarak çıkarttı. Houze Istanbul bünyesinde henüz Yusuf Aktaş'ın kurumsal iletişimini sağlayan asistanı Burak Koşar ve şirketin müzik direktörlüğünü yapan Oğulcan Nihat bulunuyor. Şirketin merkez ofisi ise İstanbul'da bulunmaktadır. Tartışmalar İzlenme sayısı sahtekârlığı iddiası Aktaş'ın 2019'da yayınlamış olduğu "Ela" adlı parçanın YouTube'da izlenme sayısından çok beğeniye sahip olması Işın Karaca tarafından eleştirildi ve Aktaş YouTube sistemini manipüle etmekle suçlandı. Aktaş bunun üzerine "Cahil olmak ne güzel şey, her şeyi biliyorsunuz. Hayır üzülüyorum, inanmış bir de bu söylediğine. Bayağı ingilizcesini yazıp inandırmış, yazık günah ya Allah'ım esirgesin" yorumunda bulundu ve Instagram hesabında sorulmuş bir soruda cevap olarak isim vermeden Karaca'ya küfür içeren bir gönderme yaptı.[7][8] Demet Akalın da izlenme sayısı ile ilgili bir sahtekârlık olduğunu iddia eden bir paylaşımı beğendi.[9]
0 notes
fairfordrp · 2 months
Text
Good evening everyone! Or good morning/good afternoon if you're in a different timezone. I'd absolutely love to see our inbox fill up with some apps for some gorgeous male FCS. I'll list some of our most wanted faces: Avan Jogia, Darren Barnet, Paul Mescal, Diego Boneta, Mason Gooding, Sterling K. Brown, Sinqua Walls, Jordan Fisher, Mert Yazıcıoğlu, Mehmet Ozan Dolunay, Oscar Isaac, Aaron Taylor-Johnson, Pedro Pascal, Matthew Lillard, Eric Dane, Jacob Batalon, Nick Robinson, Jack Quaid, Logan Lerman, Dylan Minnette, Andrew Garfield, Tyler Posey, Dylan O'Brien, Nat Wolff, Idris Elba, Simu Liu, Cillian Murphy. I'll even make life easier and link you to the application, right here!
Tumblr media
1 note · View note
gezginnerede · 9 months
Text
instagram
Cumhuriyet’in 100 yıllık dillere destan yolculuğunu, 2 bin yıllık efsaneleşmiş Anadolu ve Türk tarihinden ilham alarak anlatan “100” gösterisi Fahir Atakoğlu'nun piyanosu ve besteleri eşliğinde, Özen Yula'nın yazıp yönettiği, Hakan Şensoy'un orkestra şefliği ile
“100”ün tarihe damga vurmuş karakterlerinden Atatürk’ü Ozan Dolunay, Zübeyde Hanım’ı Vahide Perçin, Fatih Sultan Mehmet’i Burak Deniz, Tarihçi Naima’yı Beyti Engin, Mevlana’yı Tansel Öngel, Mehmet Akif Ersoy’u Ahmet Tansu Taşanlar, Halide Edip Adıvar’ı Sezin Akbaşoğulları, Alparslan’ı Timur Acar ve Yunus Emre’yi Güven Kıraç canlandırıyor.
0 notes
Text
Yannis Ritsos / Özgürlük ancak tüm insanlığı severek, barış ve huzurla sağlanabilir
Tumblr media
Ömrü, barış ve özgürlük için mücadele, tutukluluk ve sürgünle geçti. Yazıt adlı kitabı Zeus tapınağında törenle yakıldı. Yunan ozan, 1984 yılında, Mehmet Ünal'ın sorularını yanıtlamıştı.
Paros Adası. Kikiladen adalarının tüm özelliklerini üzerinde taşıyor. Gemi iskeleye yanaşırken gördüğümüz bu bembeyaz adaya daha bakar bakmaz hayran kalıyoruz. Bir dinlendirici ışık saçıyor ada. Kikiladen adaları.... Işığın adaları olarak tanımlanıyor, okuduğumuz kitaplarda. Gerçekten de öyle.
Günler geçiyor. Adaya alıştıkça dostlarımızın yanısıra, yerli halkı da tanımaya başlıyoruz. Elimdeki sözlükçük ile derdimi Yunanca anlatmaya çalıştığımı görenler şaşırarak nereli olduğumu soruyorlar. (Ada halkı derdini kendi dilinde anlatmak isteyen ziyaretçiye rastlamamış herhalde.) Söylüyorum. Şaşırıyorlar. Tekrarlıyorum. Sarılıyorlar. Bağırlarına basıyorlar beni. Sonra? Sonra her sabah görüştüğümüzde: "Yasu Fili!" (Merhaba Dost!)
İşte bu arkadaşlarımızdan biri de Juli. Kendisi sanatçı. Geleneksel el işlemesine, kendisi de katkıda bulunarak, konulu, duvara asılabilecek resimler işliyor.
Bulunduğumuz körfezin tek lokantasında oturuyoruz. Ay dolunay biçimini almış, tepemizdeki kamışlardan yapılmış güneşliğin arasından dinlendirici ışık saçıyor. Uzo içiyoruz, anlaştığımız konuların çokluğu, yeni tanışmamızın heyecanı. Sürekli birbirimize birşeyler anlatmak için yarış eder gibiyiz. Birbirimizin sözünü yarıda kesmek durumunda kaldığımızda, ne o sinirleniyor ne de ben.
Bu gibi dostça karşılaşmalar benim için Federal Almanya'daki Alman dostlara bir yanıt niteliğinde. Her yıl Yunanistan'a gideceğimi söylediğimde onlar şaka mı, ciddi mi olduğunu anlayamadığım bir tek soru sorarlar: "Korkmuyor musun?" Önceleri bu soruyu ciddiye alarak, kafalarındaki yanlış bilgileri düzeltmek amacı ile yanıtlamaya çalışırım. Artık gerek duymamaya başladım. Her Yunanistan gezisinden geri döndüğümde gelecek yılı hasretle bekler oldum. Her yıl eski dostluklar pekişiyor; yeni dostlar ediniyorum.
Ritsos ile görüşmek ister misin?
İşte Juli de bu dostlarımdan bir tanesi. Komşu ülkeden olduğumu öğrenince, hemen Nazım Hikmet'i anımsadı. Bildiği şiirleri bana İngilizce aktarmaya çalıştı. Ben de. Çevirimiz mutlaka çok kötüydü. Ancak önemli olan bizim birbirimizi anlamamızdı, Ritsos'u anıyorum. Türkçe dilinde ve Almanca dilinde okuduğum şiirlerin başlıklarını sayıyorum. Çok seviniyor. Hemen sözümü keserek:
- "Bak Memet, sen fotoğrafçısın. Ritsos ile görüşüp, fotoğraflarını çekmek ister misin?"Bende bir sevinç. Yutkunma. Neredeyse gözlerim yaşaracak. Kendimden iki kuşak yaşlı bir büyük sanatçının fotoğraflarını çekebilmek yerküremizde kaç kişiye nasip olur ki?
Juli daha sonra Ritsos ile ailece görüştüklerini, annesi ile Ritsos'un birlikte tiyatro yaptıklarını, görüşmemin hiç de zor olmayacağını anlatıyor. Adadan Atina'ya annesine telefon ediyor hemen. Yarım saat sonra Atina'dan adaya telefon geliyor. Juli telefonda söylenenleri bana acele çeviriyor: Ritsos ile pazar gününe kadar görüşebilme olanağı olduğunu, daha sonra Paris'e gitmesi gerektiğini söylüyor.
5 Eylül, Çarşamba. Adadan Atina'ya giden son gemiye biniyorum. Heyecanım hâlâ geçmedi. Ritsos'a neler soracağım. Nasıl davranmalıyım? Keşke başka gömlek pantolon mu giyseydim? gibisinden binbir türlü karışık duygular... Daha sonra soruların dışında düşündüklerimin gereksiz olduğunu kavrıyorum.
İki gün önce en iyi arkadaşı, büyük tiyatro adamı Katrakis ölmüştü. Aynı yaştaydılar. Birlikte sürgün yemişlerdi. Ritsos'un içinde bulunduğu bu durumu göz önüne alarak, sorular hazırlamalıydım.
Ve gemi demir atıyor
6 Eylül '84, Perşembe günü. Saat 6.30. Gemi demir atıyor. Tayfalar büyük bir el çabukluğu ile halatları iskeleye atıyor, gemiyi sağlamcana iskeleye bağlıyorlar.
Juli annesine gemiden iner inmez telefon etmemi söylemişti. Onun tavsiyesini tutarak telefon ettim. Bayan Damvergi benim erken telefon ettiğim için özürlerimi kabul etmiyor: "Zararı yok. İyi yaptın." Hemen gelmemi söylüyor; 8.30'da buluşmaya karar veriyoruz.
Tam saatinde orada oluyoruz. Asansörün kapısı önünde karşılıyor beni bayan Damvergi. Oturma odasına giriyoruz. Büyük bir fincan ile orta şekerli bir kahve yapıyor hemen. Kendisine daha fazla eziyet etmek istemediğimi belirttiğimde, "sen de aynı şeyleri yapardın" diyerek beni susturuyor.
Ritsos'a telefon ediyor. Bir saat sonra gelebileceğimizi öğreniyorum. Heyecanım son haddinde. Hazırlamış olduğum soruları asgariye indirmemin gerektiğini anlıyorum.
Bayan Damvergi artık hem şoförüm, hem de çevirmenim. İyi Almanca bilmesine karşın, benimle bu dili konuşmuyor. Naziler, İkinci Dünya Savaşı'nda babasını ve kocasını öldürmüşler. Dili öğrenmiş olduğuna bile pişman. Anlaşma dilimiz İngilizce.
On beş dakika sonra Ritsos'un oturmuş olduğu apartmanın önündeyiz. Sokakta pazar kurulmuş. Bir demet her renkten karanfil alıyoruz.
Evi bir müze gibi; kitaplar, tablolar, taşlar, heykelcikler
Ritsos apartmanın en üst katında oturuyor. Asansör ile çıkıyoruz. Ritsos kapıyı açıyor. Evde yalnız. Hanımı ve kızı adadalar. Önce Bayan Damvergi'ye sonra bana sarılıyor, yanaklarımdan bir baba, bir dost sıcaklığı ile kucaklıyor, öpüyor beni.
Evi bir müze niteliğinde. Kitaplar, tablolar, taşlar, heykelcikler... Kendisi de bu müzenin hem sahibi, hem de bu müzenin önemli bir parçası.
Oturmamız için yer gösteriyor. Ben sürekli Ritsos'u izliyorum. Telefonu sürekli çalıyor. Telefonlarda arkadaşlarının sıhhati hakkında sorular sorduklarını anlatıyor Bayan Damvergi daha sonra. Ben hâlâ Ritsos'u seyrediyorum. Fotoğraf çekmeyi bile unutmuşum. Bayan Damvergi'nin uyarısı ile aygıtımı elime alıyorum.
Ritsos beni tanımak istiyor. Anlatıyorum. Fotoğrafçılık yaptığımı, çeşitli dergi ve gazetelere, özellikle Federal Almanya'daki göçmen işçiler üzerine yaptığım sergileri, yazıları anlatıyorum. Seviniyor. Daha da anlatmamı istiyor. Sonra:
- "Bu çok ilginç. Yaptığın iş hem mesleki hem uğraş olarak, hem de toplumsal işlevi açısından çok önemli" diyor. Ve sürdürüyor konuşmasını:-
 "Gerek Türkiye'den gerekse diğer ülkelerden Federal Almanya'ya göçenlerin, oturma ve çalışma koşulları fotoğraf, edebiyat, sinema, TV, tiyatro yoluyla belgelenmeli."
Türkiye'de Nazım Hikmet gibi çok değerli insanlar yetişti
Konuşmamız Türkiye üzerine dönüşüyor. Türkiye'de son yayınlanan kitaplarını gösteriyor bana. Bir dergide Nazım Hikmet'in şiirleri üzerine yazdığı yazıyı gösteriyor. Hepsini okuduğumu, kendisinin şiirlerini artık Almanca dilinde de okuyabildiğimi söyleyince, gülümsüyor; seviniyor. İngilizce konuşmama karşın beni anlamış olduğuna hayret ettiğimde, sürgünde bu dili okuyarak ve yazarak öğrendiğini bu nedenle anladığını ancak konuşamadığını anlatıyor. Benim kendisi ile anlaşabileceğim bir dili konuşmadığım için hayıflanıyor. Bayan Damvergi "hadi artık sorularını sor" gibisinden işaretler yapıyor. Bense kendisini iyi tanıyan bu hanımın tüm dediklerini yapıyorum. Ve hemen sorularımı sormaya başlıyorum:
Yunan ve Türk halklarının dostluğu hakkında birkaç cümle söyler misiniz?
- Hem tarihi değeri olan hem de Yunanistan'ı çok derinden ilgilendiren bir konu. Ne salt Türkiye'nin ne de Yunanistan'ın isteğine bağlı. İşler başkalarının elinde. Küçük halkların (gerek nüfus gerekse haritada kapladıkları yüzölçümü küçük olan) ancak tarihsel, düşünsel ve kültürel alanda güçlü olan halkların kaderini başkaları çiziyor. Onun için gerçekten Türkiye'de, Yunanlılara kin beslendiğine inanmıyorum. Bu düşmanlık duygularını, üçüncüler, çıkarları nedeniyle yaratıyor ve körüklüyor. Açıkçası; büyük devletlerin çıkarları ve bugün hepimizin bildiği gibi, Amerika'nın çıkarları için yaratılıyor. Böylelikle, tüm bu toprakları başka halklara saldırıda ileri karakol olarak kullanmak amacını taşıyor. Gerek Ortadoğu'daki halklara karşı, Araplara, petrol ve yeraltı zenginlikleri olan ülkelere karşı kullanmak için.
Ben şahsen şimdiye dek tanıdığım Türklerden en iyi izlenimlerle doluyum. Unutmamalıyız ki, Türkiye'nin de kültürel geçmişi çok zengindir. Çağdaş Türkiye'de büyük ve saygıdeğer insanlar yetişti. Örneğin; çok sevgili ve değerli dostum Nazım Hikmet bunlardan biridir..."
Özgürlük hep birinci durumda
Sözlerinin burasında gözleri doldu Ritsos'un. Dokunsan ağlayacak. Onun bu durumunu bozmak istemeyen bir tavırla seyrediyordum. Bir sigara yaktıktan sonra, bana bakmaya başladığında, artık diğer sorumu da sormamın gerektiğini anladım. 1 Mayıs 1984'de, 75 yaşına giren Ritsos, hâlâ dimdik. Bir dağ gibi heybetli karşımda oturuyor. Ve yaşının izlenimlerini üzerinde taşımıyor. İçinde bulunduğu üzüntülü durumu sezdirmemek isteyen bir tavrı var. Aynı şiirlerindeki gibi.
Bir şiirinizde, "Ölümdür hep ikinci durumda olan / Özgürlük hep birinci durumda" demiştiniz. Çok zor durumlarda kalmanıza karşın, her gün yeni güzel şiirler yazdınız. Dünyamıza daha aydınlık bakabilmesini başardınız. Kendinizi yenilediniz. Biz genç sanatçılar için bunun sırrını açıklar mısınız?
- Sanırım yaşamın kendisi; ruhi, düşünsel ve duygusal mekanizması ile ve insanlık tarihini tüm geçmişi ile, yaşamın sürekliliğini ve niteliksel gelişmesi için, harekete geçmemizi bize dayatıyor. Bunun sağlanması için tek ve temel şart tüm insanlığın gerekliliğini duyduğu, vazgeçilmez gereksinimi olan özgürlüktür. Bu özgürlük, ne keliminin ulusal anlamı ile sınırlı, ne de yalnız teorik bir anlam. Biyolojik ve bedensel gereklilikten doğan özgürlüktür. Ve ancak tüm insanlığı severek, barış ve huzurla sağlanabilir.
Özgürlüğün temel şartı barıştır. İnsan mutluluğunun temeli ise özgürlüktür. Tek tek insanlar arasında varolan kardeşlik ve sevgi bağları ile, her ülkenin ve ülkelerin birbirleri ile karşılıklı sevgi ve dostluk bağlarının tümü, insanlığın mutluluğunu yaratır. Ve bu öylesine bir gereksinimdir ki, bunu benim önermem gerekmeyebilir. Çünkü her insan kendi içinde bunun gereksinimini hissediyordur. Ve tek tek insanların gereksinimi tüm insanlığın gereksinimidir. Bu gerçekten hareket ederek, ben eserlerimde bu istemi dile getiriyorum. Eğer eserlerim seviliyorsa, senin de isteminin tümümüzün istemini yansıttığı içindir. Bir gün birbirimizin ellerini sıkıp, birbirimize bir 'merhaba' diyebilmek içindir. Birbirimizin kuyusunu kazmak için değil! 1984, sürgündeki ilk yıl şiirimde şöyle demiştim: "Ve şimdi ne ben senden üstün olmalıyım, / ne de sen benden üstün olmalısın. / Her birimiz kendimizi aşmalıyız!"
İşte o zaman gerçek insan oluyoruz. İşte o zaman gerçek tarih yazılıyor. Gerçek uygarlık beliriyor. Gerçek şiir oluşuyor. Ve işte bu gerçekleri yaşamış, bunun bilincine varmış ve bunun gerçekleşmesi için savaşım veren her insan, Türk, Alman, Yunan, İtalyan, İngiliz hangi ülkeden olursa olsun, işte o tüm insanlığın kardeşidir. Örneğin bugün Homeros'u okurken 3000 yıllarından gelen ve günümüz insanlığı ile kardeş olan birisi ile karşılaşıyoruz. Ve şöyle diyoruz: İşte bir yol arkadaşımız daha. Şair ve gerçek insan. Aynı bizler gibi özgürlük istemi ile dolu. 3000 yıl boyunca yaşıyor. Ve eğer bir nükleer savaştan kurtulursak, yalnız 3000 ya da 5000 yıl değil, sonsuza dek yaşayacak. Böylelikle her insanın özlemini başarmış olacak. Çünkü, ancak yılmadan, yorulmadan çalışarak, insanlığa eser bırakmakla, sonsuza dek kalıcılık gerçekleşir..."
Aragon ve Nazım Hikmet ile çekilmiş fotoğraflar
Konuşmamızın soru - yanıt bölümü burada bitiyor. Fotoğraf çekmem için odasının çeşitli bölümlerinde duruyor. Aygıtımın ona verdiği rahatsız durumu hissetmeme karşın, dileğim bir poz daha fazla çekim yapabilmek. Terasa çıkıyor. Çekimi sürdürüyoruz. Bitirdiğimizde, şimdiye değin yayınlanmış ve yayınlanmamış fotoğraflarını gösteriyor bana; Aragon ile, Nazım Hikmet ile...Ritsos geldiğimizde çalışıyordu. Masasının üstünde o güzel el yazısı ile başlamış olduğu bir yazıyı bitirmesi gerekiyordu. Artık ayrılık zamanı gelmişti. Tekrar görüşmek dileği ile ayrılıyoruz.Adaya geri dönene dek Ritsos'un bana anlattıklarını Türkçe dilinde duymak istiyorum. Bu işi bana ancak değerli dostum Sula yapabilir. Üç gün büyük bir özveri ve özenle çeviriyor Sula. Birlikte okuyoruz. Beğenimizi anlatmak için sözler bulamıyoruz. Ama bakışmalarımız ile her şeyi anlar gibiyiz.
Ayrılıp gelip dayatıyor. Vedalaşma, "Yasu fili!" Gelecek seneye... Gelecek senelere.
(Mehmet Ünal / Kasım 1984 / Bilim ve Sanat dergisi)
Linkler
Yannis Ritsos-Nazım Hikmet / Sınırsız şiir hakkında söyleşi
1 note · View note
gallipolidaytours · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/harbiye-acik-hava-yaz-oyunlari-basliyor.html
Harbiye Açık Hava Yaz Oyunları Başlıyor
Tumblr media
İBB Şehir Tiyatroları’nın, her yaştan seyircisini Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde buluşturacağı Açık Hava Yaz Oyunları, 15 Haziran 2022 Çarşamba günü sahnelenecek İki Efendinin Uşağı oyunu ile başlıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Haziran ayında sanatseverlerin karşısına üç klasik oyunla çıkıyor. Açıkhava Yaz Oyunları’nda; İki Efendinin Uşağı, 12. Gece ve Hastalık Hastası olmak üzere üç oyun sahneleniyor.
Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği İki Efendinin Uşağı; 15, 16 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği 12. Gece; 18, 19 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği Hastalık Hastası; 21, 22 Haziran tarihlerinde 21.00’de sahneleniyor.
Oyunların biletleri, İBB Şehir Tiyatroları gişeleri, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/ adresi ve İBB Şehir Tiyatroları mobil uygulamasından temin edilebilir.
“Açık Hava Yaz Oyunları” Ağustos ayında yeni oyunlarla Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde sahnelenmeye devam edecek.
İyi seyirler…
İKİ EFENDİNİN UŞAĞI
Pantolone, kızı Dottore’yi oğlu Slvio ile evlendirmeye karar vermiştir ve evinde bir tören düzenler. Gençler birbirlerine aşıktır ancak daha önce Pantolone’nin kızını evlendirme sözünü verdiği ve öldüğünü sandıkları Federico Rasponi’nin bu törene gelmesiyle işler karışır. Sözlü gelenekten beslenen İtalyan Halk Tiyatrosu Commedia Dell Arte’nin seçkin örneklerinden biri olan ve uşak Truffaldino’nun kurnaz hazırcevaplığı ile ilerleyen oyun izleyicilerine keyifli bir seyir sunuyor. Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği oyunda, Çağlar Ozan Aksu, Dolunay Pircioğlu, Eraslan Sağlam, Hamit Erentürk, Mert Tanık, Murat Bavli, Müslüm Tamer, Seda Çavdar, Volkan Öztürk, Yeliz Gerçek, Yılmaz Aydın rol alıyor.
12. GECE
Shakespeare’in en sevilen komedilerinden biri olan 12. Gece’de, ikiz kardeşler Viola ve Sebastian, bir gemi kazasından sonra, birbirlerini öldü sanıp ayrı düşerler. Viola, Illyria dükü Orsino’nun hizmetine girebilmek için erkek kılığına girer. Orsino adına güzel Olivia’ya kur yapmakla görevlendirilir. Olivia ise kardeşinin ölümünden sonra yastadır ve ayağına gelen herkesi geri çevirmektedir, ta ki şimdi erkek kılığındaki Viola’ya aşık olana dek. Bu sırada, Olivia’nın dayısı Tobi, tutucu hizmetkâr Malvolio’ya şamatalı bir oyun oynarak, bu cümbüşlü kimlik yanılması ve karşılıksız aşk hikâyesini iyice kızıştırır. William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği oyunda Ali Gökmen Altuğ, Bennu Yıldırımlar, Doğan Şirin, Emrah Özertem, Ersin Umulu, Gürkan Başbuğ, Mehmet Avdan, Neşe Ceren Aktay, Nilay Bağ, Özge Kırdı, Özge Özder, Seda Fettahoğlu, Senan Kara Tutumluer, Tolga Yeter rol alıyor.
HASTALIK HASTASI
Argan hastalık hastasıdır. Evde bir doktor bulunursa hem istediğim zaman tedavi olurum, hem de cebimden beş kuruş çıkmaz düşüncesiyle, kızını bir doktorla evlendirmeye karar verir. Kızı ise bir başkasına âşıktır. Argan’ın sırf parasını seven karısı ise onu hem aldatmakta, hem de elinde avucunda ne varsa almaya çalışmaktadır.
Evin, her şeyden haberdar olan son derece zeki ve iş bilir hizmetçisinin gönlü bu duruma razı olmaz. Hakikatin ve aşkın kazanması için elinden geleni yapar.
Aşk gülücüklerinin sahtesini, gerçeğinden ayırmak zordur.
Hastalık Hastası, Klasik Fransız Tiyatrosu’nun kurucularından Moliere’in (1622 – 1673) yazdığı son oyundur. İlk kez 1673 yılında sahnelenen oyunda Moliere, eleştirilerini mesleğini kötüye kullanarak zengin hastalarını sömüren doktorlara yöneltir.
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Besim Demirkıran, Çağrı Büyüksayar, Çiğdem Gürel, Ersin Sanver, Gün Koper, Hüseyin Tuncel, Sevinç Erbulak, Şirin Asutay, Şükrü Türen, Tuğçe Açıkgöz rol alıyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
0 notes
anzacdaygallipoli · 2 years
Text
Harbiye Açık Hava Yaz Oyunları Başlıyor - Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/harbiye-acik-hava-yaz-oyunlari-basliyor.html
Harbiye Açık Hava Yaz Oyunları Başlıyor
Tumblr media
İBB Şehir Tiyatroları’nın, her yaştan seyircisini Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde buluşturacağı Açık Hava Yaz Oyunları, 15 Haziran 2022 Çarşamba günü sahnelenecek İki Efendinin Uşağı oyunu ile başlıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Haziran ayında sanatseverlerin karşısına üç klasik oyunla çıkıyor. Açıkhava Yaz Oyunları’nda; İki Efendinin Uşağı, 12. Gece ve Hastalık Hastası olmak üzere üç oyun sahneleniyor.
Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği İki Efendinin Uşağı; 15, 16 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği 12. Gece; 18, 19 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği Hastalık Hastası; 21, 22 Haziran tarihlerinde 21.00’de sahneleniyor.
Oyunların biletleri, İBB Şehir Tiyatroları gişeleri, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/ adresi ve İBB Şehir Tiyatroları mobil uygulamasından temin edilebilir.
“Açık Hava Yaz Oyunları” Ağustos ayında yeni oyunlarla Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde sahnelenmeye devam edecek.
İyi seyirler…
İKİ EFENDİNİN UŞAĞI
Pantolone, kızı Dottore’yi oğlu Slvio ile evlendirmeye karar vermiştir ve evinde bir tören düzenler. Gençler birbirlerine aşıktır ancak daha önce Pantolone’nin kızını evlendirme sözünü verdiği ve öldüğünü sandıkları Federico Rasponi’nin bu törene gelmesiyle işler karışır. Sözlü gelenekten beslenen İtalyan Halk Tiyatrosu Commedia Dell Arte’nin seçkin örneklerinden biri olan ve uşak Truffaldino’nun kurnaz hazırcevaplığı ile ilerleyen oyun izleyicilerine keyifli bir seyir sunuyor. Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği oyunda, Çağlar Ozan Aksu, Dolunay Pircioğlu, Eraslan Sağlam, Hamit Erentürk, Mert Tanık, Murat Bavli, Müslüm Tamer, Seda Çavdar, Volkan Öztürk, Yeliz Gerçek, Yılmaz Aydın rol alıyor.
12. GECE
Shakespeare’in en sevilen komedilerinden biri olan 12. Gece’de, ikiz kardeşler Viola ve Sebastian, bir gemi kazasından sonra, birbirlerini öldü sanıp ayrı düşerler. Viola, Illyria dükü Orsino’nun hizmetine girebilmek için erkek kılığına girer. Orsino adına güzel Olivia’ya kur yapmakla görevlendirilir. Olivia ise kardeşinin ölümünden sonra yastadır ve ayağına gelen herkesi geri çevirmektedir, ta ki şimdi erkek kılığındaki Viola’ya aşık olana dek. Bu sırada, Olivia’nın dayısı Tobi, tutucu hizmetkâr Malvolio’ya şamatalı bir oyun oynarak, bu cümbüşlü kimlik yanılması ve karşılıksız aşk hikâyesini iyice kızıştırır. William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği oyunda Ali Gökmen Altuğ, Bennu Yıldırımlar, Doğan Şirin, Emrah Özertem, Ersin Umulu, Gürkan Başbuğ, Mehmet Avdan, Neşe Ceren Aktay, Nilay Bağ, Özge Kırdı, Özge Özder, Seda Fettahoğlu, Senan Kara Tutumluer, Tolga Yeter rol alıyor.
HASTALIK HASTASI
Argan hastalık hastasıdır. Evde bir doktor bulunursa hem istediğim zaman tedavi olurum, hem de cebimden beş kuruş çıkmaz düşüncesiyle, kızını bir doktorla evlendirmeye karar verir. Kızı ise bir başkasına âşıktır. Argan’ın sırf parasını seven karısı ise onu hem aldatmakta, hem de elinde avucunda ne varsa almaya çalışmaktadır.
Evin, her şeyden haberdar olan son derece zeki ve iş bilir hizmetçisinin gönlü bu duruma razı olmaz. Hakikatin ve aşkın kazanması için elinden geleni yapar.
Aşk gülücüklerinin sahtesini, gerçeğinden ayırmak zordur.
Hastalık Hastası, Klasik Fransız Tiyatrosu’nun kurucularından Moliere’in (1622 – 1673) yazdığı son oyundur. İlk kez 1673 yılında sahnelenen oyunda Moliere, eleştirilerini mesleğini kötüye kullanarak zengin hastalarını sömüren doktorlara yöneltir.
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Besim Demirkıran, Çağrı Büyüksayar, Çiğdem Gürel, Ersin Sanver, Gün Koper, Hüseyin Tuncel, Sevinç Erbulak, Şirin Asutay, Şükrü Türen, Tuğçe Açıkgöz rol alıyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
0 notes
turkeytraveltours · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/harbiye-acik-hava-yaz-oyunlari-basliyor.html
Harbiye Açık Hava Yaz Oyunları Başlıyor
Tumblr media
İBB Şehir Tiyatroları’nın, her yaştan seyircisini Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde buluşturacağı Açık Hava Yaz Oyunları, 15 Haziran 2022 Çarşamba günü sahnelenecek İki Efendinin Uşağı oyunu ile başlıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Haziran ayında sanatseverlerin karşısına üç klasik oyunla çıkıyor. Açıkhava Yaz Oyunları’nda; İki Efendinin Uşağı, 12. Gece ve Hastalık Hastası olmak üzere üç oyun sahneleniyor.
Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği İki Efendinin Uşağı; 15, 16 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği 12. Gece; 18, 19 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği Hastalık Hastası; 21, 22 Haziran tarihlerinde 21.00’de sahneleniyor.
Oyunların biletleri, İBB Şehir Tiyatroları gişeleri, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/ adresi ve İBB Şehir Tiyatroları mobil uygulamasından temin edilebilir.
“Açık Hava Yaz Oyunları” Ağustos ayında yeni oyunlarla Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde sahnelenmeye devam edecek.
İyi seyirler…
İKİ EFENDİNİN UŞAĞI
Pantolone, kızı Dottore’yi oğlu Slvio ile evlendirmeye karar vermiştir ve evinde bir tören düzenler. Gençler birbirlerine aşıktır ancak daha önce Pantolone’nin kızını evlendirme sözünü verdiği ve öldüğünü sandıkları Federico Rasponi’nin bu törene gelmesiyle işler karışır. Sözlü gelenekten beslenen İtalyan Halk Tiyatrosu Commedia Dell Arte’nin seçkin örneklerinden biri olan ve uşak Truffaldino’nun kurnaz hazırcevaplığı ile ilerleyen oyun izleyicilerine keyifli bir seyir sunuyor. Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği oyunda, Çağlar Ozan Aksu, Dolunay Pircioğlu, Eraslan Sağlam, Hamit Erentürk, Mert Tanık, Murat Bavli, Müslüm Tamer, Seda Çavdar, Volkan Öztürk, Yeliz Gerçek, Yılmaz Aydın rol alıyor.
12. GECE
Shakespeare’in en sevilen komedilerinden biri olan 12. Gece’de, ikiz kardeşler Viola ve Sebastian, bir gemi kazasından sonra, birbirlerini öldü sanıp ayrı düşerler. Viola, Illyria dükü Orsino’nun hizmetine girebilmek için erkek kılığına girer. Orsino adına güzel Olivia’ya kur yapmakla görevlendirilir. Olivia ise kardeşinin ölümünden sonra yastadır ve ayağına gelen herkesi geri çevirmektedir, ta ki şimdi erkek kılığındaki Viola’ya aşık olana dek. Bu sırada, Olivia’nın dayısı Tobi, tutucu hizmetkâr Malvolio’ya şamatalı bir oyun oynarak, bu cümbüşlü kimlik yanılması ve karşılıksız aşk hikâyesini iyice kızıştırır. William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği oyunda Ali Gökmen Altuğ, Bennu Yıldırımlar, Doğan Şirin, Emrah Özertem, Ersin Umulu, Gürkan Başbuğ, Mehmet Avdan, Neşe Ceren Aktay, Nilay Bağ, Özge Kırdı, Özge Özder, Seda Fettahoğlu, Senan Kara Tutumluer, Tolga Yeter rol alıyor.
HASTALIK HASTASI
Argan hastalık hastasıdır. Evde bir doktor bulunursa hem istediğim zaman tedavi olurum, hem de cebimden beş kuruş çıkmaz düşüncesiyle, kızını bir doktorla evlendirmeye karar verir. Kızı ise bir başkasına âşıktır. Argan’ın sırf parasını seven karısı ise onu hem aldatmakta, hem de elinde avucunda ne varsa almaya çalışmaktadır.
Evin, her ��eyden haberdar olan son derece zeki ve iş bilir hizmetçisinin gönlü bu duruma razı olmaz. Hakikatin ve aşkın kazanması için elinden geleni yapar.
Aşk gülücüklerinin sahtesini, gerçeğinden ayırmak zordur.
Hastalık Hastası, Klasik Fransız Tiyatrosu’nun kurucularından Moliere’in (1622 – 1673) yazdığı son oyundur. İlk kez 1673 yılında sahnelenen oyunda Moliere, eleştirilerini mesleğini kötüye kullanarak zengin hastalarını sömüren doktorlara yöneltir.
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Besim Demirkıran, Çağrı Büyüksayar, Çiğdem Gürel, Ersin Sanver, Gün Koper, Hüseyin Tuncel, Sevinç Erbulak, Şirin Asutay, Şükrü Türen, Tuğçe Açıkgöz rol alıyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
0 notes
gallipoliguide · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/harbiye-acik-hava-yaz-oyunlari-basliyor.html
Harbiye Açık Hava Yaz Oyunları Başlıyor
Tumblr media
İBB Şehir Tiyatroları’nın, her yaştan seyircisini Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde buluşturacağı Açık Hava Yaz Oyunları, 15 Haziran 2022 Çarşamba günü sahnelenecek İki Efendinin Uşağı oyunu ile başlıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Haziran ayında sanatseverlerin karşısına üç klasik oyunla çıkıyor. Açıkhava Yaz Oyunları’nda; İki Efendinin Uşağı, 12. Gece ve Hastalık Hastası olmak üzere üç oyun sahneleniyor.
Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği İki Efendinin Uşağı; 15, 16 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği 12. Gece; 18, 19 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği Hastalık Hastası; 21, 22 Haziran tarihlerinde 21.00’de sahneleniyor.
Oyunların biletleri, İBB Şehir Tiyatroları gişeleri, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/ adresi ve İBB Şehir Tiyatroları mobil uygulamasından temin edilebilir.
“Açık Hava Yaz Oyunları” Ağustos ayında yeni oyunlarla Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde sahnelenmeye devam edecek.
İyi seyirler…
İKİ EFENDİNİN UŞAĞI
Pantolone, kızı Dottore’yi oğlu Slvio ile evlendirmeye karar vermiştir ve evinde bir tören düzenler. Gençler birbirlerine aşıktır ancak daha önce Pantolone’nin kızını evlendirme sözünü verdiği ve öldüğünü sandıkları Federico Rasponi’nin bu törene gelmesiyle işler karışır. Sözlü gelenekten beslenen İtalyan Halk Tiyatrosu Commedia Dell Arte’nin seçkin örneklerinden biri olan ve uşak Truffaldino’nun kurnaz hazırcevaplığı ile ilerleyen oyun izleyicilerine keyifli bir seyir sunuyor. Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği oyunda, Çağlar Ozan Aksu, Dolunay Pircioğlu, Eraslan Sağlam, Hamit Erentürk, Mert Tanık, Murat Bavli, Müslüm Tamer, Seda Çavdar, Volkan Öztürk, Yeliz Gerçek, Yılmaz Aydın rol alıyor.
12. GECE
Shakespeare’in en sevilen komedilerinden biri olan 12. Gece’de, ikiz kardeşler Viola ve Sebastian, bir gemi kazasından sonra, birbirlerini öldü sanıp ayrı düşerler. Viola, Illyria dükü Orsino’nun hizmetine girebilmek için erkek kılığına girer. Orsino adına güzel Olivia’ya kur yapmakla görevlendirilir. Olivia ise kardeşinin ölümünden sonra yastadır ve ayağına gelen herkesi geri çevirmektedir, ta ki şimdi erkek kılığındaki Viola’ya aşık olana dek. Bu sırada, Olivia’nın dayısı Tobi, tutucu hizmetkâr Malvolio’ya şamatalı bir oyun oynarak, bu cümbüşlü kimlik yanılması ve karşılıksız aşk hikâyesini iyice kızıştırır. William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği oyunda Ali Gökmen Altuğ, Bennu Yıldırımlar, Doğan Şirin, Emrah Özertem, Ersin Umulu, Gürkan Başbuğ, Mehmet Avdan, Neşe Ceren Aktay, Nilay Bağ, Özge Kırdı, Özge Özder, Seda Fettahoğlu, Senan Kara Tutumluer, Tolga Yeter rol alıyor.
HASTALIK HASTASI
Argan hastalık hastasıdır. Evde bir doktor bulunursa hem istediğim zaman tedavi olurum, hem de cebimden beş kuruş çıkmaz düşüncesiyle, kızını bir doktorla evlendirmeye karar verir. Kızı ise bir başkasına âşıktır. Argan’ın sırf parasını seven karısı ise onu hem aldatmakta, hem de elinde avucunda ne varsa almaya çalışmaktadır.
Evin, her şeyden haberdar olan son derece zeki ve iş bilir hizmetçisinin gönlü bu duruma razı olmaz. Hakikatin ve aşkın kazanması için elinden geleni yapar.
Aşk gülücüklerinin sahtesini, gerçeğinden ayırmak zordur.
Hastalık Hastası, Klasik Fransız Tiyatrosu’nun kurucularından Moliere’in (1622 – 1673) yazdığı son oyundur. İlk kez 1673 yılında sahnelenen oyunda Moliere, eleştirilerini mesleğini kötüye kullanarak zengin hastalarını sömüren doktorlara yöneltir.
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Besim Demirkıran, Çağrı Büyüksayar, Çiğdem Gürel, Ersin Sanver, Gün Koper, Hüseyin Tuncel, Sevinç Erbulak, Şirin Asutay, Şükrü Türen, Tuğçe Açıkgöz rol alıyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
0 notes
xxjblackr0sexx · 4 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Ozan Dolunay x LACOSTE
3 notes · View notes
picklesfromthejar · 10 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
1 note · View note
traveltourstrips · 2 years
Text
New Post has been published on Lutars Turizm
New Post has been published on https://www.lutarsturizm.com/harbiye-acik-hava-yaz-oyunlari-basliyor.html
Harbiye Açık Hava Yaz Oyunları Başlıyor
Tumblr media
İBB Şehir Tiyatroları’nın, her yaştan seyircisini Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde buluşturacağı Açık Hava Yaz Oyunları, 15 Haziran 2022 Çarşamba günü sahnelenecek İki Efendinin Uşağı oyunu ile başlıyor.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Şehir Tiyatroları, Haziran ayında sanatseverlerin karşısına üç klasik oyunla çıkıyor. Açıkhava Yaz Oyunları’nda; İki Efendinin Uşağı, 12. Gece ve Hastalık Hastası olmak üzere üç oyun sahneleniyor.
Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği İki Efendinin Uşağı; 15, 16 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği 12. Gece; 18, 19 Haziran tarihlerinde 21.00’de,
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği Hastalık Hastası; 21, 22 Haziran tarihlerinde 21.00’de sahneleniyor.
Oyunların biletleri, İBB Şehir Tiyatroları gişeleri, https://sehirtiyatrolari.ibb.istanbul/ adresi ve İBB Şehir Tiyatroları mobil uygulamasından temin edilebilir.
“Açık Hava Yaz Oyunları” Ağustos ayında yeni oyunlarla Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava Sahnesi’nde sahnelenmeye devam edecek.
İyi seyirler…
İKİ EFENDİNİN UŞAĞI
Pantolone, kızı Dottore’yi oğlu Slvio ile evlendirmeye karar vermiştir ve evinde bir tören düzenler. Gençler birbirlerine aşıktır ancak daha önce Pantolone’nin kızını evlendirme sözünü verdiği ve öldüğünü sandıkları Federico Rasponi’nin bu törene gelmesiyle işler karışır. Sözlü gelenekten beslenen İtalyan Halk Tiyatrosu Commedia Dell Arte’nin seçkin örneklerinden biri olan ve uşak Truffaldino’nun kurnaz hazırcevaplığı ile ilerleyen oyun izleyicilerine keyifli bir seyir sunuyor. Carlo Goldoni’nin yazdığı Aslı Öngören’in yönettiği oyunda, Çağlar Ozan Aksu, Dolunay Pircioğlu, Eraslan Sağlam, Hamit Erentürk, Mert Tanık, Murat Bavli, Müslüm Tamer, Seda Çavdar, Volkan Öztürk, Yeliz Gerçek, Yılmaz Aydın rol alıyor.
12. GECE
Shakespeare’in en sevilen komedilerinden biri olan 12. Gece’de, ikiz kardeşler Viola ve Sebastian, bir gemi kazasından sonra, birbirlerini öldü sanıp ayrı düşerler. Viola, Illyria dükü Orsino’nun hizmetine girebilmek için erkek kılığına girer. Orsino adına güzel Olivia’ya kur yapmakla görevlendirilir. Olivia ise kardeşinin ölümünden sonra yastadır ve ayağına gelen herkesi geri çevirmektedir, ta ki şimdi erkek kılığındaki Viola’ya aşık olana dek. Bu sırada, Olivia’nın dayısı Tobi, tutucu hizmetkâr Malvolio’ya şamatalı bir oyun oynarak, bu cümbüşlü kimlik yanılması ve karşılıksız aşk hikâyesini iyice kızıştırır. William Shakespeare’in yazdığı, Serdar Biliş’in yönettiği oyunda Ali Gökmen Altuğ, Bennu Yıldırımlar, Doğan Şirin, Emrah Özertem, Ersin Umulu, Gürkan Başbuğ, Mehmet Avdan, Neşe Ceren Aktay, Nilay Bağ, Özge Kırdı, Özge Özder, Seda Fettahoğlu, Senan Kara Tutumluer, Tolga Yeter rol alıyor.
HASTALIK HASTASI
Argan hastalık hastasıdır. Evde bir doktor bulunursa hem istediğim zaman tedavi olurum, hem de cebimden beş kuruş çıkmaz düşüncesiyle, kızını bir doktorla evlendirmeye karar verir. Kızı ise bir başkasına âşıktır. Argan’ın sırf parasını seven karısı ise onu hem aldatmakta, hem de elinde avucunda ne varsa almaya çalışmaktadır.
Evin, her şeyden haberdar olan son derece zeki ve iş bilir hizmetçisinin gönlü bu duruma razı olmaz. Hakikatin ve aşkın kazanması için elinden geleni yapar.
Aşk gülücüklerinin sahtesini, gerçeğinden ayırmak zordur.
Hastalık Hastası, Klasik Fransız Tiyatrosu’nun kurucularından Moliere’in (1622 – 1673) yazdığı son oyundur. İlk kez 1673 yılında sahnelenen oyunda Moliere, eleştirilerini mesleğini kötüye kullanarak zengin hastalarını sömüren doktorlara yöneltir.
Moliere’in yazdığı Tolga Yeter’in yönettiği oyunda Barış Çağatay Çakıroğlu, Besim Demirkıran, Çağrı Büyüksayar, Çiğdem Gürel, Ersin Sanver, Gün Koper, Hüseyin Tuncel, Sevinç Erbulak, Şirin Asutay, Şükrü Türen, Tuğçe Açıkgöz rol alıyor.
Kaynak: (BHA) – Beyaz Haber Ajansı
0 notes
goarwago · 2 years
Text
Tumblr media Tumblr media
2 notes · View notes
whumpty-dumpty · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Zalim Istanbul (Episode 5 + 6)
- requested by anon
@of-wounds-and-woes also made GIFs of that show here.
14 notes · View notes
dizisturkish · 3 years
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
like/reblog if you save
(c) @sadmrtina
15 notes · View notes