Tumgik
#gömdü
plutonasiginan · 2 years
Text
İnsanlar ölünce toprağa gömülür derler.Ben ölmeden gömüldüm senin toprak gözlerine...
5 notes · View notes
dogtrainingblogs · 2 years
Text
"Canavar" Onu Kir Höyüğünün 6 Santim Altına Gömdü ve Olay Yerindeki Memurlar Ağladı
“Canavar” Onu Kir Höyüğünün 6 Santim Altına Gömdü ve Olay Yerindeki Memurlar Ağladı
Bu, günümüz dünyasındaki gerçekliğin trajik bir örneğidir. Florida, Williston’daki çalılıklardan gelen bir çığlığı araştırmak için polis gönderildiğinde, koşarak yaklaştılar. Olay yerine vardıklarında ve yaklaştıklarında bir şeyin gömülü olduğunu keşfettiler. Resim/Öykü Kaynak Kredisi: Korkak Gülümseme/Youtube İki adam, inleyen yaratığı kurtarmak için elleri ve dizleri üzerinde diz çöktü.…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
Text
Birileri öldü,toprağın altına gömdüler. Ben doğdum, toprağın üstüne gömdüler.
1 note · View note
Text
Otobüste Götümü Okşayan Yakışıklıya Evinde Verdim! (Zeynep 30 Y., İstanbul)
Selam, ben Zeynep, 30 yaşında, 1.65 boyunda, 50 kilo civarında, esmer tenli, evli bir bayanım. Kocam bir fabrikada çalışıyor. Kocamı seviyorum, ama fabrikada yorulup eve geliyor ve hemen yatıp uyuyor. Haftada en fazla iki sefer ancak sikiyor, ona da sikmek denirse. En fazla 2-3 dakikada boşalıp, hemen arkasını dönüp yatıyor, ben de kendimle oynayıp boşalıyorum.
Bir gün arkadaşım Jale bana oturmaya geldi. Jale de evliydi, ona derdimi anlattım. O da bana, "Kızım bul kendine sağlam bir sikici, siktir kendini!" dedi. "Ne yani, kocamı mı aldatayım?" dedim. Jale, "Kızım bu aldatmak sayılmaz ki, seninki kendini tatmin etmek sayılır! Kocan olacak herif adam gibi sikseydi seni! Ben bile kendimi siktiriyorum! Napayım, kocam doyurmuyor beni!" dedi. Şok olmuştum, "Ciddi ciddi kocandan başkasıyla mı yatıyorsun?" dedim. "Evet, hemde ne yatma, resmen parçalıyor amımı götümü, yarım saat sikmeden boşalmıyor!" dedi. "Yuh yani, Jale sen ne diyorsun? Beni yarım saat sikseler delirirdim herhalde!" dedim. Bu arada bu konuşmalar bile amımın sulanmasına yetmişti. Biraz daha konuştuktan sonra Jale gitti, ben de hemen yatak odasına gidip, amımı parmaklayarak boşaldım. Akşam kocam işten çıkıp geldi, yemeğini yeyip hemen yattı. Ben yine yarraksız öylece kalmıştım.
Aradan bir hafta kadar geçmiş, Jale'nin söyledikleri kulağımda çınlıyordu. O gün anneme ziyarete gitmiştim, kocam da gece mesaisine gidecekti. Annemlerden geri dönerken otobüse bindim. Otobüs duraklarda durup yolcu aldıkça kalabalıklaşmaya başladı. Ben otobüsün en arkasında kalmıştım, ayakta öyle camdan dışarı boş boş bakıyordum. Birden kalçama bir el dokundu. Önce umursamadım, yanlışlıkla değmiştir diye düşündüm. Ama dokunmalar gitgide okşamaya dönüştü. Aslında dönüp müdahale etmem gerekiyordu, ama yapmadım, hoşuma gitmişti taciz edilmek. Götümü okşadıkça amım sulanmaya başladı. Kafamı çevirip baktığımda, arkamdaki 30 yaşlarında yakışıklı biriydi. Ona gülümsedim.
Birden elimi tutup arkaya çekti. Ben ne yapacak diye düşünürken, elimi önüne götürdü. Hemen elimi çektim. Ama tekrar elimi tutup, pantolonun üzerinden yarrağını tutturdu. Biraz okşadım. Sonra yönümü ona döndüm, bir an göz göze geldik. Kararımı vermiştim, kendimi ona siktirecektim. Kulağıma doğru eğilip, "İnelim mi?" dedi. "Evet!" diye cevap verdim. İlk durakta indik, ama beni bir heyecan kaplamıştı, elim ayağım titriyordu. Elini uzattı, isminin Fevzi olduğunu söyledi. "Ben de Zeynep!" dedim. Ordan bir taksi çevirdi, taksiye binip yola çıktık, ama hiç konuşmuyorduk. Bir bayinin önünde taksiyi durdurdu, "Sen heyecanlısın, içecek birşeyler alayım!" diyerek indi, birşeyler alıp geldi. Fazla gitmeden bir apartmanın önünde durduk, taksiden inip apartmana girdik. Kendime hayret ediyordum, hiç tanımadığım bir adamın evine kendimi siktirmeye giriyordum.
Eve girdiğimizde bekar evi olduğu belliydi, ortalık karma karışıktı. Odaya geçip oturdum. Fevzi de iki tane bardak alıp geldi. Poşetin içinden Votka ve enerji içeceği çıkarıp bardaklara doldurdu. Bana uzatıp, birkaç soru sordu, ben de cevapladım. Bu aradada Votkayı yudumluyordum. Bir bardak daha doldurup verdi, onu da içtikten sonra heyecanım gitmiş, heryerimi ateş basmaya başlamıştı. Fevzi elimdeki bardağı alıp kenarı koydu ve yanıma yaklaşıp, dudaklarımı öpmeye başladı. Ben de karşılık veriyordum. Bodymin üzerinden göğüslerimi okşuyordu. Boynumu falan öperken, Bodymi yukarı sıyırıp çıkarttı. Sonrada südyenimi çıkarıp, "Off şu göğüslere bak!" diyerek göğüslerimi öpmeye, yalamaya başladı. Ben de kafasını tutup, saçlarını okşuyordum.
Bir yandan da kotumun düğmelerini açmıştı, sonra ayağa kalkıp kotumla külodumu sıyırıp çıkardı. Kendisi diz çöküp, beni koltuğa oturttu. Bacaklarımı ayırıp, başını bacakarama gömdü, iştahlı bir şekilde amımı yalıyordu. Ben artık zevkten inliyor ve kocamın ne zamandır amımı yalamadığını düşünüyordum. Fevzi sonra ayağa kalkıp, bir çırpıda kendi de soyundu. Yarrağına baktığımda oldukça kalın bir yarraktı. Önüme gelip dikildi, ben de hemen doğrulup yarrağını yalamaya başladım. Fevzi de saçlarımı okşuyordu. Sonra tutup beni kaldırdı, çekyatı açıp yatırdı, kendi de bacaklarımın arasına yerleşip üzerime uzandı ve dudaklarımı öpmeye başladı. Yarrağını amımda hissettiğimde öpmeyi bıraktı ve içime ittirmeye başladı. Nefesimi tutmuş halde Fevzi'nin gözlerine bakıyordum.
Yarısını falan soktu ve "Off harika! Daracık amın varmış!" dedi ve birden yüklendi. O anda ben bir, "Ahhhhh!" çektim. Fevzi ise hemen sokup çıkarmaya başladı. İnlemeye başlamıştım, bir yandanda kocam gibi hemen boşalacak mı diye merak ediyordum. Fevzi bir yandan sikiyor, bir yandan da dudaklarımı, boynumu falan öpüyordu. Müthiş zevk alıyordum. Sonra içimden çıktı, pozisyon değiştirdik, kendi sırtüstü yattı, ben de yarrağının üzerine oturup zıplamaya başladım. Bir müddet sonra ben orgazm olup boşaldım. Ama hayatım boyunca böyle şiddetli boşalmamıştım. Yarrağın üzerinde oturup kalmıştım.
Fevzi beni üzerinden indirip, hemen domalttı, arkadan amıma girip hızla sikmeye başladı. Daha yeni olduğum orgazmın etkisi geçmeden yeniden orgazm olmak üzereydim. "Hadi devam et, sik beni, harikasın Fevzi, becer beni!" gibi sözler söylüyordum. Ben boşalıp çekyatın üzerine yüzüstü uzandım, Fevzi de üzerime uzanıp halen pompalıyordu. Sonra beni yan yatırdı, tek bacağımı havaya kaldırıp, öbür bacağımın üstüne oturdu ve o pozisyonda amıma yarrağını gömüp sikmeye başladı. Ben resmen orgazm üstüne orgazm olup, zevk denizinde yüzüyordum. Bir müddet sonra bacağımı indirdi ve beni tekrar sırtüstü yatırıp bacak arama girdi, amıma girip o kadar süratli gidip gelmeye başladı ki, herhalde o da boşalmak üzereydi. Bacaklarımı beline doladım. "Sik beni aşkım, sik beni erkeğim!" diye inliyordum. Fevzi kasılarak içime döllerini fışkırtmaya başlamıştı. Aslında içime boşalmasını istemiyordum, ama aldığım zevkten söyleyemedim bunu ona.
Fevzi'nin boşalması bitmiş, üzerime uzanmıştı, yarrağı halen içimdeydi ve sertliğinden birşey kaybetmemişti. Fevzi sonra doğrulup tekrar sokup çıkarmaya başladı. Ben şaşkın şaşkın bakarak, "Napıyorsun, boşalmadın mı sen?" dedim. Fevzi de, "Dur bakalım yavrum, daha yeni başladık!" diyerek dudaklarıma yapıştı, aynı zamanda da amıma pompalamaya devam etti. Hayran kalmıştım Fevzi'ye, kendi kendime (Keşke kocam da böyle sikseydi!) dedim. O gün aralıklarla Fevzi beni üç posta daha sikti.
Gece eve taksiyle döndüğümde hemen geceliğimi giyip yatağa girdim. Yaşadığım müthiş geceyi düşünürken uyuyup kalmışım. Sabah kocam eve geldiğinde, ben yorgunluktan yerimden kalkamadım. Kocam pijamalarını giyip yatağa gelerek, "Ne oldu aşkım, neyin var?" diye sordu. Ben de rahatsız olduğumu söyledim. "Aman kendine dikkat et, şu aralar Grip salgını var ortalıkta!" diyerek yanıma yattı ve uykuya daldı. İçimden (Sen zaten başka birşey bilmezsin ki!) diyerek, ben de ona arkamı dönüp uyudum. Ama neyseki sikicimi bulmuştum, iki günde bir gidip her pozisyonda kendimi siktiriyorum.
[Zeynep]
96 notes · View notes
mavitizim · 1 month
Text
Çökmüş bir duvar dibinde bilmem kaçıncı sigaranı yakarken nabzının atışlarını hisseder çocuk. Hıçkırıklarını bastırmış olsa gerek kekeliyordu bir şeyler. Perdeler inmiş gözlerine ve kendisi de oldukça gecmişteydi. Üflediği dumanların seyirini izliyordu bir yandan. Bir kaç kez haykırmayı denedi, denedi de sesi oldukça kısılmıştı. Uyuşmuş olan avuçılarını açtı titrek bir şekilde başını okşadı. Ve dökülüyordu saçları. Dökülüyordu kirpikleri ve durmadan yağmalaniyor kalp atışları. Evet üşüyordu hemde çokca üşüyordu. Bir ara nerdeyim dercesine bakındı etrafına. Ama hayır karanlık bir çukurda olduğunu farkındaydı. Belkide delirmişti. Olmazmiydi? Hayır olamazdi. Çünkü acıyı iliklerine kadar hissediyordu çocuk.Plakta çalan şarkı ruhunu kemiriyordu, surturmayı denesede susturamadı. Belkide plak yoktu? kafasının içindeydi sesler. Durdu gülümsedi, ama hayır, bu acı saçan bir tebessümdü. Ve aniden frekans değiştiren bir çığlığa dönüşebilirdi. Nitekim kulak zarını delecek şekilde çığlıkta buldu kendisini.Örselenerek kalktı geçti banyoya. Aynanın karşısına, ve göremiyordu kendisini. Perdemi inmişti gözlerine yoksa çok mu cirkindi? Yada çok mu ruhu ağrıyordu? Bilinebilir miydi, peki Bu gerçekmiydi? Küfretti ve tüm gücüyle indirdi aynayı parçalayarak. Elinde sıcak bir şeyler, siyah şekilde durmadan akan kanlar süzülüyordu. Korkarak geçti küvete uzandı gömdü kafasını bir şey görmemiş gibi. Ağlıyordu, durmadan ağlıyordu çocuk ve kaç gündür uykusuz olsa gerek sızdı cam kırıkları ve kan dolu küvette. Evet başını gömüp okşayarak uyumuştu siyaha dönüşen mavi. Uyudu çocuk!
... .
Mavitizim
95 notes · View notes
chocolate135 · 4 months
Text
Bir zamanlar çok mutlu bir kız vardı
Yüreği sevgiyle kabaran
Hayat dolu
Hayaller kuran bir kız vardı
O kız yok artık
Ailesi açtı mezaranı
Güvendikleri öldürdü
Sevdikleri gömdü...
63 notes · View notes
murat-o41 · 6 days
Text
SAF KOCAMIN KURNAZ MÜHENDİSİ (6) SON.
Murat’ın önüne geçtim. Ellerim belimde, bekledim. Murat okşaya okşaya tanga külodumun iki yanından tutup çıkardı, bacaklarımdan aşağıya sıyırdı. Omuzlarına tutunup dizlerimi kaldırdım. Külodumu çıkarmasına yardım ettim.
Yeni traş ettiğim, kılsız amcığım gözlerinin, burnunun dibindeydi. Gözleri parlayarak amıma, kabarmış dudaklarına bakıyordu. Kocamın yanında hem de… Öyle tahrik olmuştum ki… Suyum akıyordu. Saçlarını parmaklarımın arasına geçirip kendime çektim. İnleyerek,
-“Öp onu Murat… Yala…” dedim. Kocama döndüm, “Hasanım, mühendis bey amımı yalasın mı aşkım? İzin veriyor musun?”
-“Ohhh… Yalasın… Amını yalasın Gül… Abim o benim… Her yerini yalasın…”
-“Hadi sen de memelerimi yala aşkım…”
İki erkek de emirlerimi yerine getirdi. Murat başını kasıklarıma götürüp amcığımın çevresine öpücükler kondururken, kocam da oturduğu yerden kalkıp memelerime yumuldu.
Aynı anda her yerimden zevk alıyordum. İnlemeye başladım. Murat dilini am dudaklarımın arasına kaydırdı. Islak ve sıcak dil klitorisimi yalamaya başladığında kendimden geçtim.
Az sonra Lale geldi yanımıza… Üstünde memelerini sımsıkı saran, meydanda bırakan siyah askılı bir bluz… Belinde minicik tülden bir etek… İçinde hediye gelen önü arkası yanları açık külotlu çorap… Ayağında yüksek topuklu lame ev terlikleri…
Kırıta kırıta geldi yanımıza… Murat yan gözle kızkardeşimi izlerken bir yandan da benimle, amımı yalamakla meşgüldü. Kocam memelerimi yalamayı bırakmış, açık ağızla baldızına bakıp kalmıştı. Alık alık, fakat şehvetle bakıyordu.
Yabancı bir erkek yanıbaşında karısının amcığını yalarken kocamın gözü baldızından başkasını görmüyordu. Kardeşim buğulu bir sesle,
-“Enişte? Çok mu açık giymişim?” Hasan kekeledi,
-“Çok…” Yutkundu. “Çok açık… Giymişsin…”
-“Ama eniştee… Bugün ablamın doğum günü yaa…”
Dudaklarını büzmüş, lolita gibi şımarık bir edayla tül eteğini kaldırmış, eniştemin burnuna dayamıştı külotlu çorabın önünde bembeyaz parlayan amcığını… Kocamın elini tuttu, amına götürdü, avuçlattırdı,
-“Eniştecim… Beni ister misin? Baldızını siker misin eniştem? Bak, amım nasıl sulanmış, elle elle…”
Kocam bir baldızının amına, bir bana bakıyordu. Mühendisinin yanıbaşında amını yaladığı karısına… Orospu kardeşim kocamın başını tutup kendi amına çevirdi, kendine çekti. Burnunu ıslak amına dayadı. Kocam kendinden geçmişti adeta… Gözleri yarı kapanmıştı zevkten… Eli kabarmış önünden ayrılmıyordu. Kardeşimin amını yalarken eli sikinde, okşayıp duruyordu.
Lale kocamı bırakıp odanın ortasına geldi. Bizim duymadığımız bir müziğin ritmine uyar gibi sallanarak yavaş hareketlerle striptiz yapıyordu adeta…
Daracık bluzunu sıyırıp başından çıkardı attı… Tül eteği sıyırdı, ayaklarından silkeleyerek attı. Üstünde sadece özel külotlu çorap ve topuklu terlikler kalmıştı. Gözleri kapalı vaziyette, elleriyle bedenini, uçları kabarmış iri memelerini okşayıp durdu, kıvrandı ayakta… Sonra da gelip eniştesinin elini tuttu, kaldırıp ortaya çekti.
-“Gel enişte… Beni istiyorsan al… Dayancak halim kalmadı artık… Hadi sik beni…”
Yere, tüylü halının üzerine uzandı sırt üstü… Çoraplı bacaklarını ayırdı. Önü açık külotlu çorabın ortasında beyaz teni ve merkezde pembecik dudaklarını açmış ıslak amı meydandaydı. Bacaklarını aralayıp davetkar bir şekilde bacak içlerini okşaya okşaya eniştesini bekledi.
Kocam kendinden geçmiş, hipnotize olmuş gibiydi. Gözü o ıslak pembelikteydi. Lale yerde kıvranıp inleyince kendine geldi. Hızla üstünde ne varsa fıydırtıp attı. Bacaklarının arasında o ezberlediğim kalın siki dimdik duruyordu.
Diz çöküp kızkardeşimin ikiye ayrılmış, sikilmeyi bekleyen bacaklarının arasında yerini aldı ve bir anda o koca sikini hoyratça kardeşimin amına gömdü.
-“Aahhh…” diye inleyerek boynuna sarıldı eniştesinin… “Eniştee… Canım yandı… Sikin çok büyükmüş… İçimi yardın… Amım yarıldı eniştem… Offff…”
Onların sikişmesini görünce ben de kendime geldim. Önünde diz çöktüm, Murat’ın sikini ağzıma aldım. Somura somura yalamaya emmeye başladım. Saçlarımı tutuyor, kendine çekiyor, ağzımı sikip duruyordu.
-“Yeter, bırak yarrağımı emmeyi, bitirdin beni orospu…” diyerek saçımdan çekti, kaldırdı beni… Koltuğun üzerinde domalttı.
Kocamın yanında orospu diye aşağılaması öyle tahrik etmişti ki beni… Kalçamı geriye atarak heyecanla bekledim erkeğimi… Bacaklarımı tutup biraz ayırdı. Ben sikini beklerken dili geldi önce… Islak dili istekle, şehvetle bekleyen am dudaklarımın arasında dolaştı. Yukarıya çıktı, minik deliğimin kenarlarını, büzüğümü yaladı. Zevkten kıvranıyor, inliyordum. Öyle zevk veriyordu ki…
Odanın içinde benim ve Lale’nin şehvetli inlemelerimiz, erkeklerin boğuk nefes alışverişleri duyuluyordu. Kocam her zaman sevişmeye başlar başlamaz koca sikini amıma kökleyip zevk almaya başlar, ben ancak kalın yarak içimde gidip gelmeye başladıktan sonra ıslanırdım.
Oysa bu gece katıksız zevk denizinde yüzüyordum. Amımda, göt deliğimde dolaşan sikicimin dili, ıslak parmakları öldürüyordu beni… Sonra kalktı, dilinin yerine sikini geçirdi. Başıyla sular fışkıran amımı okşayıp sürttü önce, sonra da bir anda amıma kökledi. Belimden tutup hırsla gidip gelmeye başladı. Zevk suyum bacak içlerimden süzülüyor, jartiyer çorabımı ıslatıyordu. Başımı koltuğun koluna koymuş, dizlerim koltuğun üzerinde sikilip duruyordum.
Kocam da baldızını, benim azgın kardeşimi sikiyordu yerde, halının üzerinde… Koca yarak sürekli amına girip çıkıyordu kızın, sürekli orgazm halindeydi… Kolları bacakları kocamın altında kukla gibi sallanıp duruyor, zevkten ölecek hale geliyordu. Eniştesi tüm sarhoşluğuna rağmen hayvani içgüdülerinin emirlerini yerine getiriyor, dişisini döllemek için çalışıyordu.
Murat amımdan çıkardı sikini, arkama sokmaya çalıştı. Girmedi, inledim, bağırdım. Her nasılsa kocam o hengamenin içinde sesimi duymuş,
-“Yapma mühendis bey, karımı götünden sikme… Hem günah, hem canı yanar…” diye seslendi. Bu kez ben tersledim kocamı,
-“Karışma sen aptal herif… Bırak, ne yapmak istiyorsa yapsın…” diye hırladım.
Her zamanki gibi fırçamı yiyince tırstı koca hayvan… Önüne döndü, kardeşimi pompalamaya devam etti sanki hiçbir şey olmamış gibi…
Bir zaman göt deliğimle uğraştı mühendis… Yaladı, emdi, ıslattı… Sikini tükürükleyip kayganlaştırdı iyice, öyle sokabildi götümün deliğine… Dişimi sıkıp acının geçmesini bekledim. Biraz gidip geldi, hevesini aldı, sonra da tekrar amıma döndü.
Zevkten deliriyordum. Biraz sonra ben sikini tutup zevkten deliği iyice açılan arkama soktum. Ön, arka derken ben birkaç kez orgazm oldum. Sonunda o da çıkarıp ağzıma soktu sikini, spermlerini boşalttı, yutturdu.
Kendime geldiğimde kocam sırt üstü yere devrilmiş, kollar bacaklar iki yanda, sızmış yatıyordu. Siki inmiş, ölgün ölgün yatıyordu bacaklarının arasında… Kızkardeşim bize bakıyordu amını avuçlayarak… Murat kalkıp yanına gitti. Sikini kardeşimin ağzına verdi. Az sonra yine aynı sertliği bulmuştu siki… Bana döndü,
-“Bana bal getirsene Gül…” dedi.
Kalktım, gidip mutfaktan bal kavanozunu getirdim. Ne yapacak diye merak ederek uzattım. Elimi öperek kavanozu aldı, açıp kardeşimin göğüslerine, karnına, amına akıttı. Eğilip amını yalamaya, balları eme yalaya temizlemeye başladı.
Lale kıvranıp duruyordu altında… Amını bitirip yukarıya çıktı balları yalaya yalaya… En son memelerindeki balları yalarken sikini amına gömdü. Bir yandan eğilip yalıyor, bir yandan amını pompalıyordu.
Kızkardeşim yine yükselmeye başladı sikilirken… Bacaklarını beline doluyor, altında çırpınıp duruyordu. Sonunda boşaldı kardeşim… Aygır herif önündeki taş gibi sikiyle bana yöneldi bu kez… Kaldırıp kucağına aldı. Yavaş yavaş indirip amıma girdi. Kucağında hoplata hoplata ayakta sikmeye başladı.
Duvara yasladı sikti, kaldırdı, odanın içinde gezdire gezdire kucağında sikti, diğer duvara dayadı, sikmeye devam etti. Kollarımı boynuna sarmış, zevkten geberiyordum. En son yere, kocamın yanına uzandı. İyice kabarıp damarları parmak gibi olmuş sikinin üzerine yerleştim, oturup kalkmaya başladım.
Mühendisin sikinin üzerinde çırpınıp dururken kocama çarptım bir iki kez… Gözlerini açtı. Başını kaldırıp bize baktı. Ben ara vermeden devam ediyordum. Elini kaldırıp çoraplı bacağımı okşadı gülerek… Zıpladıkça sallanan, hoplayan memelerimi tutmaya çalıştı.
Murat da yatmaktan sıkılmış olmalı ki, kalktı, sikini içimden çıkarmadan yere yatırdı, pompalamaya başladı. Kocam kolunu başımın altına koymuş, omuzlarımı sararak destek olmaya çalışıyordu sikilen karısına…
Bir yandan Murat amcığımı pompalayıp dururken, bir yandan da kocamın memelerimi okşayan elleri bitirdi beni… Haykıra haykıra boşalmaya başladım. Arkamdan Murat da geldi. Titreyerek, kasılarak orgazm olurken kocam da eğilmiş memelerimi yalıyor, uçlarını kemiriyordu. İkisi birden delirttiler beni… Bıraktıklarında yerde, deney kurbağası gibi kaslarım zevkten seyirip duruyordu.
Biz ölü gibi yatarken Murat kalkıp toparlandı. Tüm gece kanırta kanırta siktiği biz iki kardeşi, azgın orospuyu öptü. Giyinip çıktı. Yatağa nasıl gittiğimizi hatırlamıyorum.
Telefon çalıp beni uyandırdığında vakit öğleye yaklaşmıştı. Üzerimizde ne çorap, ne çamaşır kalmış… Üçümüz de çırılçıplak, yatakta sızıp kalmışız. Kocam ortada, biz iki yanda yatıyoruz. Murat, nasıl olduğumuzu soruyordu. Telefonun sesini hoparlöre aldım. Lale de başını kaldırmış, eniştesinin sikini okşaya okşaya bizi dinliyordu,
-“Nasıl olabiliriz Murat?” dedim. “Sikilmiş, yorgun, bitkin… Aygır herif… Bizi mahvettin dün gece… İkimizi de acımadan sikip attın.” 
-“Suç bende değil bebeğim… Sizde… Orospu gibi giyinip beni tahrik etmeyecektiniz. Hak ettiğiniz gibi siktim sizi… Sesinden anladığım kadarıyla pek şikayetçi değilsin gibi?”
Mmmm… Yattığım yerde gerindim. Dün gece yaşadıklarım, aldığım korkunç zevkler gelmişti aklıma… Bu arada kocam da uyanmış, masum masum bizi dinliyordu. Dayanamadım, eğilip dudağından öptüm kocacığımı…
“Şikayetçi değilim canım. Çok mutluyum. En kısa zamanda gel, yine becer bizi… Bak, kocam da yanımızda şu anda, bizi dinliyor. Geldiğinde ikiniz birden sikeceksiniz beni… Canım aranızda tost olmak istiyor. Tamam mı?”
Hem ona, hem kocama soruyordum bu soruyu… Kocam sanki tost olmanın ne olduğunu anlamış gibi başını sallayarak onaylarken Murat da telefonda,
-“Tamam Gülüm, tamam… Sen nasıl istersen öyle sikerim seni… Kocanın yanında, kocanla beraber… Seksi kadın… Seni de Lale… İkinizi de seviyorum. İkinizi üst üste koyup öyle sikicem. Akşama bekleyin beni…” dedi.
Telefonu kapattım. Baktım bizimkiler oynaşıp duruyorlar. Ben Murat ile telefonda konuşurken, Lale kocamın sikini okşaya yalaya kaldırmayı başarmış, dikilitaş gibi havaya dikmişti. Benimse karnım acıkmış, açlıktan ölüyordum.
Kahvaltı hazırlamak için yataktan çırılçıplak kalkıp mutfağa giderken kızkardeşim çoktan eniştesinin kalkmış sikinin üstüne oturmuş, yaylanmaya başlamıştı bile…
39 notes · View notes
ruhasuikast · 8 months
Text
"içimizde zehirli bir ur gibi büyüyüp duran şey. kimse kimseye hiçbir şey itiraf etmedi. herkes acısını içine gömdü."
79 notes · View notes
loneasther · 11 months
Text
Ölmüş ruhunu kendi elleriyle gömdü ve hiç bir şey olmamış gibi devam etti, bitmiş hayatına.
47 notes · View notes
Text
NASIL BAŞLADI 1
Takipçi mizden gelen devamı olan bir hikaye
Ben 19, sevgilim 17 yaşındaydı, yaklaşık 1 yıla yakındır sevgiliydik, rahat buluşacağımız ortamlar pek olmuyordu, geceleri parklarda veya piknik yerlerinde tenhalarda sevişiyorduk, bakire değildi, ben de sormamıştım nasıl oldu diye, o konuda sorun yoktu ama yer sorunu vardı.
Bir akşam bir mekânda bira içerken bizden en az 10 yaş kadar büyük birisi sevgilim Derya'ya selam verdi, kısaca hatır sordu, o arada samimi bir şekilde bana da selam verdi, izin isteyip uzaklaştı. Derya'nın bir ara kısa süre sevgilisiymiş, aynı zamanda dershaneden de öğretmeni, çok hoşsohbet kültürlü iyi birisi olduğunu söyledi Derya, ben de "adama ayıp oldu davet etseydin masaya keşke" dedim. Derya "Biz gidelim masasına istersen, çok misafirperverdir" deyince biralarımızı alıp masasına gittik, ayağa kalktı “hoş geldiniz ne iyi ettiniz dedi, gerçekten hoşsohbetmiş devamlı ilginç şeyler anlattı, sorular sordu. Güzel bir sohbet oldu, derken zamanın nasıl geçtiğini anlamadık, o arada kaç bira içtiğimizi sayamadık, Derya'nın da benim de kafalarımız çok iyi olmuştu, masada otururken hafif sallanmaya başlamıştık.
“Çocuklar isterseniz benim eve gidelim, hemen iki sokak arkada evim, orada devam ederiz, isterseniz size kahve konyak ikram ederim, burası az sonra kapanacak” dedi
Derya “aa hocam taşındınız mı? eski evin dekoru çok güzeldi ama dedi,
Hoca Timur Bey, "Buranın dekoru daha da güzel, hadi kalkın" deyince kalktık, bu arada Derya'nın eski eve gittiğini de öğrenmiş oldum, daha o zamanlar, küçük yaşta hocasının evine gidiyormuş yani.
Biz hafif sallanarak iki sokak arkada Timur hocanın evine gittik, ev küçük ama çok iyi, modern dekore edilmiş bir evdi, evin içi ayna doluydu, konyaklarımızı içerken Hoca müzik açtı, ben iyice kafayı bulmuştum bu arada, gözlerim yarı açık durumdaydı. Hoca birden ayağa kalktı Derya'nın elinden tuttu, bana dönüp, "dans için izin var mı" diye sordu, ben ağzımı zor açıp yarım yamalak "aa tabii ne demek buyurun hocam" diye geveledim, konuşacak halim kalmamıştı.Birbirlerine sarılıp dans etmeye başladılar, dans ilerledikçe birbirlerine daha sıkı sarıldılar, Derya’nın kolları hocanın boynuna dolanmıştı, hocanın elleri önce Derya’nın beline dolanmıştı, sonra hocanın elleri Derya’nın kalçalarında doğru kaydı mı? Yoksa ben sarhoşum diye bana mı öyle geliyordu derken, dikkatli bakınca hocanın Derya’nın etekliğini kalçalarını okşayarak yukarı doğru yavaşça sıyırdığını fark ettim. Derya'nın arkası bana dönüktü, etek iyice yukarı sıyrılmış, kalçalarının arasına giren siyah tangası ve yuvarlak iri kalçaları ortaya çıkmıştı.
O kadar sarhoştum ki sadece seyrediyordum, o arada bu manzarayı görünce çok sarhoş olmama rağmen aletimin sertleştiğini fark ettim, hem bir şey diyemeyecek kadar sarhoştum hem de tahrik olduğum için ses etmemiştim.
Benim ses etmeden izlediğimi görünce sanırım cesaret aldılar, ben kalçalara bakarken o arada öpüştüklerini fark ettim, dans ederek yavaş yavaş dönüyorlardı. Derya’nın dudakları hocanın ağzının içindeydi, sarmaş dolaştılar. Nasıl oldu tam fark edemedim, Derya’nın tanga külotu iri kalçalarından aşağı sıyrıldı, Derya bacaklarını hareket ettirerek külotunu ayaklarına kadar indirdi, ayak bileğini sallayarak külotu önce tek ayağından çıkarttı sonra diğer ayağından fırlatıp attı.
Artık bu dans değil, seks şov haline gelmişti ve ben de bu şovu ağzımın suyu akarak izliyordum, onlar da bana aldırış etmeden devam ediyorlardı.
Karşımdaki kanepeye geçtiler hoca oturup pantolonunu aşağı sıyırdı, ne zaman kemerini açmıştı fark etmemiştim, Derya etekliğinin fermuarını çözüp aşağı yere bırakıp tekmeledi etekliğini, sonra yüzün bana dönüp ama beni görmezden gelerek bacaklarını açtı, Derya’nın bacaklarının arasından hocanın kocaman sikini gördüm, dimdik kazık gibi duruyordu
Derya hocanın kucağına ata biner gibi otururken ustaca bir hareketle hocanın sikini amının dudaklarının arasına yerleştirdi, sanırım çoktan sırılsıklam olmuş amını gömdü sikin üzerine yavaşça oturarak. Üzerindeki tişörtü çabucak çıkarttı attı memelerini de sutyenin dışına çıkartıp avuçlayıp uçlarını sıkmaya başladı, bir yandan da sikin üzerine hafif hafif oturup kalkıyordu
Ben ise gelmek üzereydim, sevgilimi canlı porno film gibi izliyordum. Gözleri kısık bir şekilde bana doğru bakıyordu ama sanırım içkiden ve zevkten beni fark etmiyordu bile, beni fark edemeyecek kadar kendisini kaptırmıştı, belki de fark ediyor, aldırış etmiyordu.
İkisi de inlemeye başlamıştı, hocanın eski öğrencisini sevgilisine izlettirerek sikmesi ikisine de çok zevk veriyor olmalıydı. O anda ben de kendimi tutamadım, elim sikimdeydi ve boşaldım, gelmem uzun sürdü. Giyiniktim, pantolonumun altında külotuma boşaldım tabii.
Boşaldıktan sonra bir rehavet çöktü, gözlerim kapandı, sızarken her ikisinin de inleyerek “geliyorum geliyorum, ben de geliyorum” seslerini duyduğumu hatırlıyorum.
Sabah uyandığımda kalkıp baktım, hoca mutfakta kahvaltı hazırlıyordu eve şöyle bir baktım, Derya hocanın yatağında çırılçıplak uyuyordu ben kanepede sızdığım yerde uyumuşum.
Sabah uyandığımda ilk işim tuvaleti girmek oldu, elimi yüzümü yıkayıp kendime gelmeye çalıştım, o arada Derya uyanıp giyinmişti, hiç bir şey olmamış gibi hocanın hazırladığı kahvaltı çok az konuşarak yaptık ve çıktık, Derya dışarı çıkınca anlattı Hoca 14 yaşından beri ara sıra evine atıp sikiyormuş Derya’yı, kızlığını da hoca bozmuş, sevişirken parmaklayarak bozmuş, hafif bir kan sızmış, sonra da “pardon kaza oldu kasıt yok, parmağım kaydı” filan demiş, biraz teselli edip Derya sakinleşince de devam etmişler sevişmeye. o olaydan birkaç ay sonra da ayrıldık” diye kısaca anlatmıştı. O olaydan hiç bahsetmedik, taa ki Derya bir ay sonra kadar “Timur Hoca’nın takıldığı mekâna gidelim mi?” sorana kadar, önceden böyle bir şey soracağını bilseydim büyük ihtimalle yok derdim ama o anda nasıl oldu bilmiyorum ağzımdan “olabilir” çıkıverdi.
141 notes · View notes
oylesinebiriistee0 · 8 months
Text
Tumblr media
Hocam övdü mü yoksa gömdü mü bilemedim
33 notes · View notes
meeddusa · 17 days
Text
Bencilimdir ben herkese karşı, kendimi mükkemmel bulup kimseyi düşünmem . Fakat ona olan zafim beni o kadar dibe gömdü ki şimdi öldüğüm yerden dirilmeye gücüm yok , kendi kendimi bitirdim .
10 notes · View notes
dusungecc · 8 months
Text
Şimdi ansızın kaybol kim bilir ki olmadığını kim bulur ki seni olduğun yerde saklandığın için parkı da köhneleşti içinde ki çocukta kaçtı saklandı parkın köşesine oturdu ağladı çok fazla o kadar ağladı ki artık duyamıyorsun çünkü sesini alçattı artık kimseler duymuyor diye sustu gömdü içine gözyaşlarını ve o da içten içe çürüdü gitgide senin de dıştan çürüdüğün gibi
22 notes · View notes
veganlogicdinamo · 1 month
Text
HALK FRENE BASTI!
Ekonomik krizin silindir gibi ezip geçtiği emekliler ve emekçiler son nefeslerini vermek üzereyken AKP’li Cumhurbaşkanı'nın alay eder gibi bütçede onlar için para kalmadığını söylediği, Filistin meselesi siyasette kullanılırken İsrail ile ticaretin son hızla sürdürüldüğü, adliyelerde şeriat ve hilafet çığlıklarının atıldığı, anayasanın ilk dört maddesinin tartışmaya açıldığı, iktidarın 29 Ekim’de Cumhuriyetin 100. yılında kutlama yapmaktan bile kaçındığı bir ortamda, seçmenler bu gidişata birilerinin dur demesi gerektiğini gördü.
Muhalefetteki ittifak siyaseti bozulup partiler kendi adaylarını çıkarınca da seçmen AKP’yi cezalandırmak için onun karşısında en şanslı gördüğü adaylar için oy kullandı. Karşıdevrim bu kadar azmışken, halk yoksulluktan inim inim inlerken gereğini yaptı ve AKP’yi sandıkta gömdü.
Bu nedenle 31 Mart’ta alınan sonuçlar, öncelikle sağduyulu seçmenin, Cumhuriyetçi demokrasiyi savunan laik kesimin başarısıdır.
7 notes · View notes
yalnzardc · 2 months
Text
İsmail Aleyhisselam
* İsmail Aleyhisselâm: Hz. İbrahim'in oğludur. Annesi Hacer'dir. Hz. İbrahim'in şeriatı ile amel etmek üzere Yemen kabilelerine ve Amalika denilen eski bir kavme peygamber gönderilmiştir.
* İsmail aleyhisselâm; Cürhümilerin çocukları ile büyümüş, onlardan ok atmayı da öğrenmişti. 
Cürhümiler, Mekke'de av etiyle geçinirlerdi. Bunun için, Mekke hareminin dışına çıkarak avlanırlardı.
İsmail aleyhisselâm da onlarla birlikte çıkar, avlanırdı.
İsmail aleyhisselâm; ok atıcılıkta olduğu gibi ata binicilikte de çok mahirdi. Yaban atları yakalayıp ehltleştiren ve onlara binen ilk insandı. Ondan önce, vahşi hayvanlara binilmezdi. Yüce Allah, ona denizden yüz at çıkarıp sevk etmişti.
Carhümiler, Mekke'ye gelip yerleştikleri zaman, İsmail aleyhisselama yedi tane dişi keçi vermişlerdi ki İsmail aleyhisselâmın ilk malı bu olmuştur. davarları haremin sınırları içinde yayılırlar, harem sınırlarını aşmazlardı.
İsmail aleyhisselâm, on üç yaşında iken sünnet oldu.  Cürhümilerden, Arapçayı öğrendi. Arapçayı öğrendiği zaman, on üç yaşında olup İbrahim aleyhisselamın oğullarından Hicaz'da Arapça konuşan, dili açık ve düzgün Arapçaya döndürülen ilk kimse idi,
İsmail aleyhisselâm, erginlik çağına bastığında Mekke çevresinde oturan Imlaklardan bir kızla evlendi. İsmail aleyhisselâmın, ondan çocuğu olmadı. 
* İsmail aleyhisselâm, yirmi yaşında iken annesi Hz. Hacer vefat etti.
O zaman, Hz. Hacer doksan yaşlarında idi. İsmail aleyhisselâm, annesini (bugün, Kâbe'nin bitişiğinde yarım daire şeklin bir duvarla çevrili) Hicr diye anılan mübarek yere gömdü. 
* İsmail aleyhisselâm, harem sınırının dışına çıkar, avlandıktan sonra dönerdi,
Umare kaba, katı, kötü huylu bir kadındı. İbrahim aleyhisselâmın tavsiyesi ile İsmail aleyhisselâm onu boşadı
İsmail aleyhisselâm, Mudad b. Amr'ın kızını görüp beğendi ve babasından istedi. Onunla evlendi. 
Kızın ismi Ra'le veya Seyyide olup kendisi güler yüzlü, tatlı dilli, güzel huylu ve nezaketli bir kadındı.
İsmail aleyhisselamın, Ra'le'den doğan oğullarının isimleri şöyle idi:
1. Nabit, 2. Kaydar, 3. Ezbel veya Ezbil 4. Mebşa veya Menşâ, 5. Mişma veya Meşmae, 6. Maşi, 7. Duma, 8 Ezer veya Ezür. 9. Tayma, 10. Yatur, 11. Nebiş veya Neyış. 12. Kayzuma 
* Yüce Allah Onu; Mekke'de ve Mekke çevresinde oturan Cürhüm ve Amalika halkı ile Yemen kabilelerine Me'rib ve Hadramevt taraflarına peygamber olarak gönderdi. Elli yıl, onları İslamiyet'e davet etti.
* Şam'a gitti, atasının kabrini ziyaret etti. Hem de Hazreti İshak'ı gördü. İshak'ın İys ve Yakup adındaki iki oğlundan İys'e kızı Saliha'yı verdi. İshak'ı (a.s.) da kendisine vasi kıldı. Mekke'ye dönünce elli yıl, insanları doğru yola davetten sonra öldü. Çocukları onu anası Hacer'in yanına gömdüler.
Yüz otuz yıl ömrü sürmüştü.
* Rivayete göre 137 sene yaşamış, vefatında annesinin Hicr'deki kabri civarına defnedilmiştir. İşte Peygamber Efendimiz bu mübarek zatın soyundan dünyaya şeref vermiştir.
* İsmail aleyhisselâm da vefat ettiği zaman, yüz otuz yedi yaşında idi.  Hicr'de gömülü bulunan annesi Hz. Hacer'in yanına gömüldü
* İsmail Aleyhisselamın Şemaili
İsmail aleyhisselâm boylu boslu, ak saçlı, güzel ve nurlu yüzlü, kırmızımsı tenli, küçük başlı, büyük gözlü, uzun burunlu, kalın boyunlu, geniş omuzlu, uzun elli ve uzun ayaklı, çok güçlü ve kuvvetli idi
8 notes · View notes
bitmissinmercann · 2 months
Text
Aşk ne yalanmış ya, beni en dibe gömdü.
7 notes · View notes