Tumgik
#doğal yağ
bironerinet · 4 months
Link
Evde kolayca uygulayabileceğiniz sağlıklı yağlar, saçlarınıza parlaklık ve canlılık katar. Sağlıklı saçlara sahip olmak için hangi yağları tercih etmelisiniz?
0 notes
bloggozcomtr · 1 year
Text
Tumblr media
🌿🌸 Doğal yağların cilt bakımındaki gücünü keşfedin! İşe yarayan 10 doğal yağı sizin için derledik. Cilt sağlığınıza destek olmak için profildeki linke tıklayın! 💆‍♀️💧🌟
0 notes
syorell · 2 years
Link
Cilt Bakımında Neden Doğal Yağları Tercih Etmelisiniz?
Cildimiz, su kaybını önleyen, bakterilerin vücuda girmesini durduran, vücut ısısını düzenleyen, yağ ve su depolamadan sorumlu en büyük ve hayati bir organdır.
Çoğu zaman cilt kusursuz bir şekilde işlevlerini yerine getirir. Bazen ise yardıma ihtiyacı vardır. İşte burada cilt bakımı devreye giriyor.
Tüketicilerin onlarca sentetik girdi ile formüle edilen cilt bakım ürünlerinden, doğal içerikli cilt bakım ürünlerine yönelmesi ile doğal yağların popülaritesi de artmaya başladı.
Peki bu doğal yağlar her cilt tipine uygun mu? Nasıl kullanmalıyız?
Gelin göz atalım.
0 notes
Text
Karabaş Otu ve Lavanta Aynı Bitki mi?
Karabaş Otu ve Lavanta Aynı Bitki mi?
Tumblr media
#AromaterapiBitkileri, #BahçeBitkileri, #BahçeDekorasyonu, #BahçeTasarımı, #BitkiYetiştirmeIpuçları, #DoğalKokuBitkileri, #GelenekselTıpBitkileri, #LavandulaStoechas, #LavandulaStoechasVeLavantaFarkı, #Lavanta, #PeyzajDüzenlemesi, #UçucuYağBitkileri https://is.gd/Ed8suj https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/blog/karabas-otu-ve-lavanta-ayni-bitki-mi/
Karabaş otu ve lavanta görünüm itibari ile karıştırılan bir bitki (öncelikle renkler ayırt edici bir örnek), ama bu konuya biraz derinlemesine bakalım ne dersiniz?
Lavandula stoechas bitkisi genellikle “karabaş otu” olarak da adlandırılmaktadır. Türkçe’de “karabaş” olarak bilinen bu bitki, lavanta familyasına aittir ve özellikle Akdeniz bölgesinde yetişir. Lavanta familyasının bir üyesi olarak, Lavandula stoechas’ın çiçekleri güzel ve aromatiktir. Aynı zamanda, bu bitkinin uçucu yağları bazı kozmetik ve aromaterapi ürünlerinde kullanılmak üzere çıkarılır.
Lavandula stoechas ve lavanta, her ikisi de güzel çiçekleri ve karakteristik kokuları ile bilinen bitkilerdir, ancak belirli benzerliklere ve farklılıklara sahiptirler.
Karabaş Otu ve Lavanta Benzerlikleri
Familya ve Cins: Her iki bitki de Lamiaceae (ballıbabagiller) familyasına ve Lavandula cinsine aittir. Aroma: Hem Lavandula stoechas hem de lavanta bitkileri, tipik lavanta kokusuna sahip olan uçucu yağlar içerir. Bu nedenle, her iki bitki de aromaterapide kullanılabilir.
Karabaş Otu ve Lavanta Farklılıkları
Çiçek Başakları: Lavandula stoechas, başak şeklindeki çiçeklerin üstünde belirgin renkli “kanatlar” veya “kulaklar” olarak adlandırılan yapılar içerir. Lavanta ise genellikle daha silindirik ve yoğun çiçek başaklarına sahiptir.
Boyut ve Büyüme Şekli: Lavandula stoechas genellikle lavantadan daha düşük ve yayvan bir büyüme şekline sahiptir.
Yaprak Şekli: Lavandula stoechas’ın yaprakları genellikle daha geniş ve koyu yeşil renkteyken, lavanta bitkisinin yaprakları griye yakın ve daha dar olabilir.
Her iki bitki de bahçelerde süs bitkisi olarak kullanılır ve çeşitli kültürlerde geleneksel ve modern tıpta çeşitli amaçlar için kullanılmaktadır. Lavandula stoechas’ın özellikle Akdeniz bölgesine özgü olduğu unutulmamalıdır, bu nedenle iklim ve toprak gereksinimleri konusunda lavantadan farklılık gösterebilir.
Lavandula stoechas ve lavanta, tarih boyunca çeşitli kültürlerde farklı amaçlar için kullanılmıştır. Her ikisi de kozmetik, parfümeri, aromaterapi ve geleneksel tıpta kullanılan uçucu yağlar içerir. Lavanta, özellikle rahatlatıcı ve sakinleştirici özellikleriyle bilinirken, Lavandula stoechas’ın daha güçlü ve odunsu bir koku profiline sahip olduğuna inanılmaktadır.
Ayrıca, lavanta genellikle peyzaj düzenlemelerinde, çiçek aranjmanlarında ve koku torbalarında dekoratif bir öğe olarak kullanılırken, Lavandula stoechas’ın ilgin�� çiçek başakları ve benzersiz görünümü nedeniyle özellikle bahçe tasarımında vurgu noktası olarak tercih edilebileceği unutulmamalıdır.
Her iki bitki de genellikle güneşli, iyi drene edilmiş toprakları tercih eder, ancak Lavandula stoechas’ın daha sıcak ve kuru iklimlere daha iyi adapte olduğu söylenebilir. Lavandula stoechas ve lavanta, doğal güzellikleri, hoş kokuları ve çeşitli kullanım alanlarıyla bahçe severler, peyzaj tasarımcıları ve aromaterapi meraklıları için çekici bitkilerdir. Her iki bitkinin de bakımı, yetiştirildiği bölgeye ve iklim koşullarına bağlı olarak değişebilir, bu nedenle bu bitkileri yetiştirenlerin özel ihtiyaçlarını ve önerilerini dikkate almaları önemlidir.
0 notes
blogkalits · 3 months
Text
VİTAMİNİN - DRAGON+
Tumblr media
Vitaminin.com: Sağlıklı Yaşam İçin Doğru Adres
Sağlıklı bir yaşam için dengeli beslenme büyük önem taşır. Ancak bazen yeterli miktarda vitamin almak için doğru besinleri tüketmek zor olabilir. İşte tam da bu noktada devreye vitamin takviyeleri girer. Vitaminin.com, vitamin takviyesi konusunda size en iyi seçenekleri sunarak sağlıklı bir yaşam için gereken destekleyici ürünleri sağlar.
Vitamin Takviyesi: Sağlıklı Yaşamın Tamamlayıcısı
Vitamin takviyeleri, günlük vitamin ihtiyacınızı karşılamak için ideal bir seçenektir. Vitamin, geniş bir vitamin ürünleri yelpazesi sunar. A, B, C, D gibi temel vitaminlerin yanı sıra, omega-3 yağ asitleri, demir, magnezyum gibi mineraller de içeren ürünlerimizle sağlıklı bir yaşam için gereken destekleyici ürünleri temin edebilirsiniz.
Vitamin Ürünleri: Doğal ve Kaliteli
Vitaminin.com, vitamin ürünleri konusunda doğal ve kaliteli seçenekler sunar. Güvenilir markaların ürünlerini bünyemizde bulundurarak, sağlığınızı riske atmadan vitamin ihtiyacınızı karşılamanızı sağlarız. Sağlık uzmanlarının önerileri doğrultusunda seçtiğimiz ürünlerimizle sağlıklı bir yaşam için gerekli olan destekleyici vitamin ve mineralleri temin edebilirsiniz.
Multivitamin: Tüm Gereksinimlerinizi Karşılayın
Multivitamin, vücudunuzun günlük vitamin ihtiyacını karşılamak için ideal bir seçenektir. Vitaminin.com'un geniş multivitamin ürün yelpazesi ile tüm gereksinimlerinizi karşılayabilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirsiniz.
Sağlıklı Yaşam için Vitaminin.com
Sağlıklı bir yaşam için vitamin ve mineral takviyeleri büyük önem taşır. Vitaminin.com, size sağlıklı yaşamın tamamlayıcı ürünlerini sunarak sağlıklı yaşamınızı destekler. Güvenilir markaların ürünleriyle geniş ürün yelpazemizi keşfedin ve sağlıklı bir yaşam için gerekli olan vitamin ve mineralleri temin edin.
896 notes · View notes
blueeagls · 4 months
Text
AYDİZEYTİN - PLATİN
Tumblr media
Aydı Zeytin: Lezzetin ve Sağlığın Anahtarı
Aydı Zeytin, doğanın bize sunduğu en değerli hazineleri sofralarınıza getiriyor. Siyah zeytin, yeşil zeytin, naturel sızma zeytinyağı gibi özel ürünlerimizle kalite ve sağlık arayışında olanların tercihi oluyoruz.
Siyah Zeytin: Doğanın En Lezzetli Hali
Aydı Zeytin'in siyah zeytin, özenle seçilen zeytin ağaçlarından toplanır ve geleneksel yöntemlerle işlenir. Tamamen doğal bir fermente süreç sonucunda elde edilen siyah zeytinlerimiz, sofralarınıza benzersiz bir lezzet sunar. Zengin aroma ve besin değeri ile sofralarınıza sağlık ve lezzet katıyoruz.
Yeşil Zeytin: Taptaze ve Doğal
Yeşil zeytinlerimiz, hasat edildikleri gün tazeliğini ve lezzetini korur. Doğal yöntemlerle işlenen yeşil zeytinlerimiz, özel salamura işlemi ile en iyi lezzeti elde etmemizi sağlar. Aydı Zeytin'in yeşil zeytin, her lokmada tazelik ve kalite vaat eder.
Naturel Sızma Zeytinyağı: Sağlıklı Yağın Adı
Sağlıklı beslenme için doğru tercih: Aydı Zeytin Naturel Sızma Zeytinyağı. Zeytinlerimizin özenle sıkılmasıyla elde edilen bu eşsiz yağ, vitamin ve antioksidanlarla doludur. Doğallığı ve tazeliği ile sofralarınızı şenlendirir, sağlıklı bir yaşam için vazgeçilmez bir tercih sunar.
Aydı Zeytin, geleneksel zeytin işçiliğini modern üretim teknikleriyle birleştirerek, en kaliteli ürünleri sizlere sunmayı hedefler. Sofralarınıza lezzet ve sağlık katmak için Aydı Zeytin'i tercih edin. Doğanın taptaze hediyeleri, Aydı Zeytin güvencesiyle sofralarınıza gelir.
836 notes · View notes
belgeile · 2 months
Text
ECCİCO - DEVASA+ (2)
Tumblr media
Kore Cilt Bakımının Sırrı: ECCICO ile Etkili ve Doğal Ürünler
Güzellik ve bakım dünyasında Kore'nin etkisi gün geçtikçe artıyor. Kore cilt bakım ürünleri, doğal içerikleri ve etkili formülleriyle dikkat çekiyor. İşte tam da bu noktada, ECCICO sizlere Kore güzellik sırlarını sunuyor ve cildiniz için en iyi bakımı sağlıyor.
ECCICO'nun Kore cilt bakım ürünleri, cildinizi besleyen ve onaran doğal içeriklerle zenginleştirilmiştir. Ürünler arasında bulunan tonikler, serumlar, nemlendiriciler ve maskeler, cildinizin ihtiyaç duyduğu nemi sağlamanın yanı sıra, cilt tonunu eşitleyerek daha sağlıklı bir görünüm kazanmanıza yardımcı olur. Kore cilt bakımının sırrı, cildinizi sakinleştiren ve besleyen özel bileşenlerle formüle edilmiş ürünlerde yatmaktadır.
Dudak maskesi, dudaklarınızı nemlendirir ve besler. Özellikle kuru ve çatlamış dudaklar için ideal olan bu maskeler, dudaklarınızı yumuşatır ve daha dolgun bir görünüm kazanmalarını sağlar. ECCICO'nun sunduğu dudak maskeleri, doğal içerikleriyle dudaklarınıza yoğun bir bakım sağlar.
Kil maskesi ne işe yarar, cildinizi derinlemesine temizler ve gözeneklerinizi sıkılaştırır. Ayrıca, ciltte biriken yağ ve kirleri temizleyerek mat ve pürüzsüz bir görünüm kazanmanıza yardımcı olur. Kil maskesi düzenli olarak kullanıldığında, cildinizdeki yağlanma ve sivilce oluşumunu da önler.
ECCICO, Kore güzellik sırlarını Türkiye'ye getirerek, cilt bakım rutininizi yeniden tanımlamanıza yardımcı olur. Doğal içeriklerle zenginleştirilmiş ve etkili formüllerle tasarlanmış ürünleriyle ECCICO, cildinizin ihtiyaçlarını karşılar ve size sağlıklı ve parlak bir cilt sunar. Siz de ECCICO'nun Kore cilt bakım ürünleriyle güzellik rutininize yeni bir soluk getirin ve cildinizin en iyi şekilde bakımını sağlayın!
324 notes · View notes
fatomahperi · 6 months
Text
Önceden pastahanelerden poğaça yemeyi çok severdim. Hele büfelerde çıtır çıtır patates kızartmasına bayılırdım. Geçen gün tesadüfen bu işletmelerin kullandığı yağ tenekelerini gördüm, tövbe ettim. Arkadaşlar mümkün mertebe evinizde yemeğinizi kendiniz hazırlayın, mide başta olmak üzere birçok hastalığın sizden gittiğini göreceksiniz. Ve her rahatsızlıkta ilaç kullanmayın. Öncelikle doğal yöntemleri deneyin lütfen .
Sağlıkla, şifayla
Tumblr media
20 notes · View notes
nevzatboyraz44 · 5 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Dişlerinizi Bu Yağlarla Fırçalayın ve Ömür Boyu Dişçiye Gitmeyin...
İçindekiler:
1-Çay Ağacı Yağı,
2-Karanfil Yağı,
3-Çay Ağacı Yağı ve Karanfil Yağı Karışımı,
Bitki özleri alternatif tıpta ve aromaterapide sıklıkla kullanılıyor ve bildiğiniz gibi faydaları saymakla bitmez.
Muhtemelen bilmediğiniz şey bu bitki özlerinin dişlerinize ne kadar iyi geleceği.
Hatırlarsanız, daha önce de ağız sağlığınızı korumayı kolaylaştırmak için başka bir içerik paylaşmıştık, eğer dilerseniz o içeriğimize de buradan ulaşabilirsiniz.
Plak, leke ve bakteri oluşumunu engellediğini hatta diş ve diş etlerinizi daha sağlıklı hale getirdiğini zamanla siz de göreceksiniz.
En etkili iki yağımız çay ağacı yağı ve karanfil yağı.
Çay Ağacı Yağı:
Çay ağacı yağında bakteri, virüs ve mantar kaynakları hastalıkları önleyen doğal özellikler bulunur.
Bu sebeple, ağız kokusu ve ağız içi tüm sorunlarınızda, ağzınızı temiz tutmak için rahatlıkla kullanabilirsiniz.
Karanfil Yağı:
Karanfil yağı diş hekimlerinin ağzınızı uyuşturmak için kullandığı yapay bileşenin aynısını doğal olarak barındırıyor.
Ayrıca içerdiği antioksidanlar sayesinde ağız sağlığı için harika bir araç oluyor.
Çay Ağacı Yağı ve Karanfil Yağı Karışımı:
Bu iki yağı her gün karıştırarak kullandığınızda, kısa süre içerisinde ağız sağlığınızda ciddi farklılıklar meydana gelecek.
Tek yapmanız gereken birer damla çay ağacı ve karanfil yağını, taşıyıcı bir yağ olan hindistancevizi yağıyla birleştirip dişlerinizi bununla fırçalamak.
.......
Brush Your Teeth with These Oils and Never Go to the Dentist in Your Lifetime...
Contents:
1-Tea Tree Oil,
2- Clove Oil,
3-Tea Tree Oil and Clove Oil Mixture,
Plant extracts are frequently used in alternative medicine and aromatherapy, and as you know, their benefits are countless.
What you probably don't know is how good these plant extracts are for your teeth.
If you remember, we have previously shared another content to make it easier to protect your oral health. If you wish, you can access that content here.
Over time, you will see that it prevents the formation of plaque, stains and bacteria and even makes your teeth and gums healthier.
Our two most effective oils are tea tree oil and clove oil.
Tea Tree Oil:
Tea tree oil has natural properties that prevent diseases caused by bacteria, viruses and fungi.
For this reason, you can easily use it to keep your mouth clean in case of bad breath and all your oral problems.
Clove Oil:
Clove oil naturally contains the same artificial ingredient that dentists use to numb your mouth.
It is also a great tool for oral health thanks to the antioxidants it contains.
Tea Tree Oil and Clove Oil Mixture:
When you mix these two oils every day, you will see serious differences in your oral health in a short time.
All you have to do is combine one drop of tea tree and clove oil with coconut oil, a carrier oil, and brush your teeth with it.
19 notes · View notes
sillagen · 6 months
Text
Anneannem benim midemin ağrısını benden daha çok takıyor ve üzülüyor. Bunun en büyük şeyi ise bir gün aynı odada yatıyoruz. Kendi de hipertansiyon hastası çok uyuyamaz tansiyondan ve uykusu hafif oluyor geceleri. Mide ağrım başladı halıya uzandım. Anladım ki spazm oluyorum. Sessizce ağlayarak kıvranıyorum. Ya istifra etmem lazım ya bu ağrıyı çekmem. Ya da hastane kimseyi de uyandırmak istemiyorum. İstifra da edemiyorum o yüzden yatak ses çıkarır uyandırmayayım diye odada ki halıya yattım kıvrandım. Onu meğerse görmüş bana belli etmemiş. Ondan beri bana çok üzülüyor doktora git adak adadım temiz çıksın diye dedi. Temiz çıktı adağını kesti. Benim midemin ağrıdığını annemden falan duyunca kafama çok takıyorum senin bu mide ağrını gece uyumadım diyor. Söylemeyin diyorum söylüyorlar. Dayıma söylemiş dayım doğal bir yağ var onu yollayacam diye aradı. Böyle bir kadın
13 notes · View notes
syorell · 2 years
Link
Jojoba veya Kuşburnu Çekirdeği Yağı ile beraber kullanımda cildin daha gençleşmiş, parlak, esnek ve güçlü göründüğünü söylüyorlar.
Kimler mi? Tabii ki kullananlar.
0 notes
Text
Aromatik Yağlar ve Frekansları
Aromatik Yağlar ve Frekansları
Tumblr media
#AromaterapiFrekansları, #AromatikYağEnerjisi, #AromatikYağFrekansları, #AromatikYağTitreşimleri, #AromatikYağlarınRezonansı, #BitkiselYağTitreşimleri, #DoğalYağFrekansları, #EssentialOilFrequencies, #FrekansAnaliziAromaterapi, #YağlarınTitreşimFrekansları https://is.gd/S3C1QT https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/manset/aromatik-yaglar-ve-frekanslari/
Aromatik yağlar ve frekansları, doğanın bize sunduğu eşsiz bir hazineyi temsil eder. Bu değerli yağlar bitkilerin özünden elde edilir ve birçok kültürde yüzyıllardır sağlık ve zindelik kaynağı olarak kullanılmıştır. Aromatik yağlar ve frekanslar konusu, son yıllarda daha fazla ilgi görmeye başlamıştır, çünkü bu yağların sadece kimyasal bileşenleri değil, aynı zamanda enerjisel frekansları da büyük öneme sahiptir.
Her bir yağ, bileşenlerinin kimyasal yapıları tarafından belirlenen kendine özgü bir frekansa sahiptir. Bu frekanslar, bir insan tarafından duyulamayan çok düşük frekanslardadır. Aromatik yağların frekanslarının, insan vücudu üzerinde çeşitli etkileri olduğu düşünülmektedir. Örneğin, bazı yağların, bağışıklık sistemini güçlendirmeye, kalp sağlığını iyileştirmeye ve ruh halini iyileştirmeye yardımcı olduğu iddia edilmektedir. Ancak, bu iddiaları destekleyecek bilimsel kanıtlar sınırlıdır.
Aromatik yağlar ve frekansları nasıl ölçülür ?
Bitkisel yağların frekanslarını ölçmek için çeşitli yöntemler kullanılmaktadır. En yaygın yöntem, kızılötesi spektroskopidir. Kızılötesi spektroskopi, bir maddenin kızılötesi ışığı nasıl emdiğini ölçerek maddenin kimyasal yapısını belirler.
Bitkisel yağların frekansları, farklı amaçlar için kullanılabilir. Örneğin, bitkisel yağların frekansları, bitkisel yağların kalitesini kontrol etmek için kullanılabilir. Ayrıca, bitkisel yağların frekansları, bitkisel yağların farklı bileşenlerini ayırmak için kullanılabilir.
Bitkisel yağların frekansları, insan sağlığı üzerinde henüz tam olarak anlaşılmamış bir konudur. Ancak, bitkisel yağların frekanslarının, insan vücudu üzerinde çeşitli olumlu etkileri olabileceği düşünülmektedir.
Nane Yağı (Mentha piperita): Yaklaşık 78-85 Hz frekansıyla bilinir. Uyarıcı ve canlandırıcı etkileriyle bilinir, sindirime yardımcı olabilir.
Lavanta Yağı (Lavandula angustifolia): Yaklaşık 118-125 Hz frekansına sahiptir. Rahatlatıcı ve stres giderici özellikleriyle tanınır, uykusuzluk ve anksiyeteye karşı kullanılır.
Melisa Yağı (Melissa officinalis): Yaklaşık 102-107 Hz frekansı vardır. Sakinleştirici ve ruh açıcı etkileriyle bilinir, sinirsel gerilimleri azaltabilir.
Biberiye Yağı (Rosmarinus officinalis): Tahmini 105-320 Hz arasında değişen frekanslara sahiptir. Zihinsel netlik ve enerjiyi artırmak için kullanılır.
Çay Ağacı Yağı (Melaleuca alternifolia): Yaklaşık 118 Hz frekansına sahiptir. Antiseptik ve antimikrobiyal özellikleriyle ünlüdür, cilt sorunlarında ve temizlikte kullanılır.
Limon Yağı (Citrus limon): 75-95 Hz arasında değişen frekanslara sahiptir. Temizleyici ve canlandırıcı etkileri vardır, ruh halini yükseltebilir.
Gül Yağı (Rosa damascena): Tahmini 320 Hz frekansıyla en yüksek frekanslardan birine sahiptir. Yüreği açıcı ve duygusal dengeleyici özellikleriyle bilinir.
Unutmayın ki frekanslar aromaterapi ve doğal sağlık alanlarında yaygın olarak tartışılan ancak bilimsel olarak tam olarak kanıtlanmamış bir konsepttir. Bu nedenle, bu bilgileri kullanırken dikkatli olmalı ve uzman görüşüne başvurmalısınız.
0 notes
epifizz · 6 months
Note
İnternette bir video gördüm sonradan Müslüman olan biri kuranın mucizelerini anlatıyor onlardan biri de şu tatlı suyla tuzlu suyun karışmama olayı. İnanan için açıklaması kolay peki sence 1400 sene önce nasıl bilinebildi dünyanın bir köşesinde böyle bir olayın olduğu o zamanlar duyulabilir miydi?
İnançta böyle kanıtlara ihtiyaç duymayı uygun bulmuyorum, bu inancın yapılanmasına ters. Ancak böyle bir olgu attın ortaya bunun neden yanlış olduğunu söyleyeyim. Yine de belirtmek isterim inanmak için böyle kanıtlara ihtiyacınız varsa siz inancın ne olduğunu pek anlamamışsınız demektir.
Öncelikle tatlı su ile tuzlu su her zaman karışır. Yarısı içme suyu dolu şişene tuzlu deniz suyu döktüğünde gayet açık görürsün sonucun ne olduğunu. Bazen su kütlelerinin birleşim noktalarında renk farkları olması (bu hep olmaz) denizlerin karışmadığı anlamına gelmemektedir, bu akı gücü ve rüzgar etkisiyle bazen gözlenebilir bir durumdur ve bu birleşim noktaları da sabit belirli noktalar değildir dinamiktir her zaman. Tıpkı kahvene süt döktüğünde karışım sağlanırken başta belirli renk farklarının görülmesi gibi bir durum bu. Sütüm kahveye karışmaktayken fotoğrafını çekip renk farkından yola çıkarak karışmadığını iddia etmekten farksız bu. Ki dediğiniz gibi olsa denizlerin ortasında nehirlerin beslediği ve yağ damlatılmış gibi deniz akıntılarının topladığı tatlı su öbekleri falan olması gerekiyordu. Meşhur Alaska körfezi resminde de akan nehrin demirce zengin olması "karışma noktasında" bir renk farkı yaratmış. Benzer bir şeyi kendim Main nehri ile Rhein nehrinin birleştiği noktada görmüştüm. İki nehirin birleşme noktasında çeşitli renk farkları vardı, o zaman tatlı su ile tatlı su da mı karışmıyor?
1400 yıl önceki insanların bilgisini genel olarak çok küçümsüyorsunuz, bu insanlar taş çağında yaşamıyor. Bence oralarda bahsedilen de her ne kadar birleşim noktaları olsa da nehirlerin deniz gibi tuzlu olmaması ve bunun sebebi de akı yönü pekala, akı yönü değişse nehir suları da tuzlu olmaya başlar sonuçta. Mısır'da Nile bakan bir insanın özellikle kıyıya yakın noktalarda bunu karışmama olarak algılaması doğal ancak ileride denizde Nilin aktığı yerde denize karışmış oluyor, Alaska körfezinde de öyle. Zaten hiç karışmasalar birbirini katı maddeler gibi itseler nehirler deniz karşısında bir barajla karşılaşmış gibi davranarak kıyı şeritlerine taşmak durumunda kalırdı. Su seviyesi artmıyorsa mantıken karışmak zorunda zaten. Ve hiç beslenmeyen "tuzlu" deniz suları da buharlaşma yoluyla yok olup dipte tuz çökeltisi ile koca bir tatlı su dünyasında yaşıyor olmamız gerekiyordu milyon yıllık döngüler sonucunda, kurduğunuz mantık bizi buna götürüyor. Burada bahsi geçen karışmama olayı nehirlerin genel olarak tuzlu suyla dolmaması denizle bağlantıları olmasına rağmen. Bu da mucize sayılabilir öyle bakmak isterseniz ama inancınızı eksik akışkan dinamiği bilginize temellendirmezseniz sizin için daha hayırlı olur. Zaten inancı böyle kanıtlar üzerinden temellendirmenin, dayanak ihtiyaçları ile inanmanın bence yanlış olan tarafı da budur. Böyle bir inanç dayanakları oranında "sallantılı" olmaya mahkumdur.
İyi günler dilerim.
5 notes · View notes
aynodndr · 6 months
Text
Tumblr media
SOSYAL YAŞAMDA DEĞİŞİME DOLUDİZGİN
SANA ve VİTA Dönemi
1950’lerin ikinci yarısından öte, bazı temel gıda maddelerinin sıkıntısı çekiliyordu. “Sana” ve “Vita” yağ kuyruğu meselâ… “Sana” paketi, el kadardı, “Vita” ise 20 kiloluk tenekelerde satılırdı. Daha ziyade büyük ailelerin, lokantaların tercihiydi ve hiçbir şeyi ziyan etmeyen halk, bu tenekelere ya üstten tahta kulp takar su taşımada kullanırdı; ya da içlerine toprak doldurup duvar diplerine dizer çiçek ekerdi.
Her Ürünün Ayrı Kuyruğu Vardı
Hangi malın hangi bakkala geldiğini duyan, orada kuyruk olurdu; kahve için “kahve kuyruğu”, şeker için “şeker kuyruğu” gibi… “Gedikpaşa Caddesi”ndeki fırına bitişik bakkala gelen “pirinç” için annem beni de kuyruğa sokmuştu. O da arkalarda bir yerde galiba “şeker” için kuyruktaydı. Semtin yegâne doktoru olan anneme saygı duyan esnaf, gelen malzemeden alacağımız kadarını ayırırdı. Annem ayrıcalığı sevmezdi, mutlaka sıraya girerdik. Sıramız gelince de sakladığı yerden çıkarır verirdi.
Güleryüzlük Tombul Ekmekler
O alışverişlerden en çok aklımda kalanı, sırtlarında hangi fırına a,t oldukları yazılı minik etiketler taşıyan ekmeklerin kiloluk olmasıydı; fiyatları da 30 kuruştu. Üzerinde adeta dişlerini göstererek gülümseyen ağız benzeri yarığı ile yuvarlak ve tombul bir yüz gibiydiler. Fırının vitrininde sıra sıra dizilip yoldan geçenlere gülücük atarlardı. Odun ateşinde pişen bu halis esmer buğday ekmeğinin dilimleri büyük ve doyurucu olurdu. İki annem ile ben onu çabuk bitiremezdik, bu yüzden 15 kuruşa yarım ekmek alırdık.
Sonra beyaz ekmek ve francala modası çıktı, herkes elektrikli fırınlarda pişen hamurları yemenin keyfine varıp mide fesadına uğradı. Şimdilerde sündürülmüş "sandviç" gibi 300 gramlık bir şeyi "ekmek" diye alıyoruz ya, helâl olsun, bize...
Tepsi Börekleri, Kebapları
Ekmek haricinde, belli saatlerde, evlerden tepsi börekleri, tepside çeşitli kebaplar, et yemekleri, pişirme ücreti karşılığı fırına gönderilirdi. “Fırınlı ocaklar” çıktıktan sonra, mahalle fırınları yavaş yavaş gözden düştü.
Buz Konan Dolaplar: Buzdolapları
Alışverişlerimiz sırasında, bazen de kuyrukta beklerken, bir kamyonete yüklenmiş uzun buz kalıplarının kasap ve lokantalara dağıtıldığını görürdüm. Kesitleri kare biçiminde ve üzerleri talaşla kaplı olurdu, hatta çuval ile sarıp sarmalanırdı. Taşımak için de boyları bir metreyi bulan buzlara iki ucundan kanca takılırdı. Sonradan öğrendim ki, etler veya soğuk tutulması gereken yiyecekler için bunlar, özel fabrikalarda üretiliyordu. Dükkâna veya lokantaya gelince de özel dolaplara konuyordu.
Telli Dolap Dönemi
Çoğu şeyi taze alır ve tüketirdik, evde bayatlaması bir yana, henüz “buzdolap”ları evlerimize girmediği için “tellİdolap”larımız vardı. Sineğe, böceğe engel olmak için ince tel kaplı, bazen çekmecesi de olan, ahşap kafeslerdi. Raflarına ekmek, kısa süreli et veya kıyma, sebze konurdu. Bir sonraki öğünde yemek üzere, artan yemekler de saklanırdı. Çekmecelerine çatal, kaşık konurdu. Mutfağın esintili bir yerine yerleştirilir ve hava cereyanı, doğal kuruluğunu ve serinliği sağlardı.
Derken kasaplardaki buzluklar ile telli dolap birleşti ve yabancıların “frigidare” (soğutucu) dedikleri “Buzdolabı” önce gazete reklamlarında belirdi ve hızla evlere girdi.
Mutfak m Makine Dairesi mi?
Yeni gelişmeler, icatlar, buluşlar ile birlikte, yaşam tarzımız da değişiyordu. Rafları süsleyen mütevazı kap kaçak dolaplara girdi., Ocakların biçimi değişti, Hanımların gün boyu yaşadıkları, büyük bir özenle adeta oturma odası olarak da kullanılan mutfaklar, Batı’nın yaşam tarzına göre yeniden düzenlendi. Kahvaltı ve yemek masası, eskilerin dokunulmaz saydıkları misafir odasının salon salamanje denilen kısmına taşındı.
Derken sınır kapıları, işçi olmak amacıyla insanlar Avrupa’ya ihraç ediliı6ken; biriktirdikleri Türk lirasını, Dolar ve Marka çeviren ev kadınları da yurtdışı çıkarması yaptılar. Amerikan Pazarlarında gördükleri mutfak araç gerecinin daha da fazlasını ele geçirmek üzere ortalığı tozu dumana kattılar. Sonuçta mutfaklar, çeşitli kesici, dilimleyici, sıkıcı, sarıcı, öğütücü, yoğorucu aletler; çeşitli fincan, bardak, tabak çanak takımları; fırınlı ocaklar, ızgaralar; bulaşık makinesi, buzdolabı, hatta çok nadir de olsa çamaşır makinesinin yer aldığı bir makin odasına dönüştü.
Sonra ne oldu? Artıklar bulaşan bu makinelerin temizlenmesi sorun oldu. ☹ Giderek yavaş yavaş az kullan9lan makineler terkedildi, paylaşıldı… ve yeni yapılan binalarda ya en azından bir kahvaltı köşelisi yapıldı veya sahipleri tarafından tadil edilerek genişletildi. Salon ve oradalş yemek masası, yüzyılların geleneğine uyularak, Misafi Odası dokunulmazlığına büründü.
Hayat bir döngüden ibaret, tüm yaşanmışlıklara selam olsun 😊
Sevgiyle ve sevgide kalın dostlarım.
Selma Mine
Not: Fotoğraflar alıntı olup, tarafımdan düzenlenmiştir.
2 notes · View notes
entelektia · 6 months
Text
Kas Kütlesinin Artması ve Sağlığa Olan Faydaları Nelerdir?
Tumblr media
Modern yaşamın hızlı temposunda, sağlığımıza verdiğimiz önem giderek artıyor. Fiziksel sağlık genellikle dikkat çekerken, kas kütlesinin artmasının mental sağlık üzerindeki olumlu etkilerini göz ardı etmek kolay olabilir. Ancak, bu yazıda kas kütlesinin artmasıyla birlikte gelen mental sağlık faydalarını keşfedeceğiz. Düzenli egzersizin, özellikle aerobik aktivitelerin, vücutta endorfin salgısını artırarak ruh halini iyileştirdiğini ve stresle başa çıkma kapasitesini güçlendirdiğini göreceğiz. Kas kütlesinin artmasının, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda yaşam kalitesini ve ruh sağlığını da nasıl etkilediğini anlamak, sağlıklı bir yaşam tarzının önemli bir bileşenidir. Metabolizmanın Hızlanması ve Yağ Yakımı Kas kütlesinin artması, metabolizmanın doğal bir hız artışına neden olur. Kaslar, vücutta enerji harcanmasından sorumlu olan metabolizmanın ana lokomotifidir. Daha fazla kas, daha fazla enerji tüketimine yol açar ve bu da dinlenme durumunda bile daha fazla kalori yakılması anlamına gelir. Bu durum, yağ depolarının azalmasına ve kilo kontrolünün daha etkili bir şekilde sağlanmasına katkı sağlar. Ayrıca, düzenli egzersiz sırasında kaslar daha fazla enerji gerektirir ve bu enerjiyi sağlamak için vücut yağ depolarını kullanır. Bu süreç, yağ yakımının artmasına ve yağ oranının azalmasına yol açar. Özellikle aerobik egzersizler, kalp atış hızını artırarak metabolizmayı daha da hızlandırır ve yağ yakımını optimize eder. Bu, sadece fiziksel görünümü değil, aynı zamanda genel sağlık durumunu da olumlu yönde etkiler. Metabolizmanın bu artışı, sadece kilo kontrolü ve yağ yakımı için değil, aynı zamanda genel enerji seviyelerinin artması ve günlük aktivitelerin daha rahat bir şekilde gerçekleştirilmesi açısından da önemlidir. Bu nedenle, kas kütlesini artırmak, metabolizmanın güçlenmesine ve sağlıklı bir yaşam tarzının sürdürülmesine katkı sağlar. Şeker Kontrolü ve İnsülin Duyarlılığı Kas kütlesinin artması, sadece fiziksel gücü değil, aynı zamanda metabolizmanın şeker kontrolü üzerindeki etkilerini de içerir. Düzenli egzersiz, kas hücrelerinin glukozu daha etkili bir şekilde işlemesine ve enerji üretiminde kullanmasına olanak tanır. Bu süreç, kan dolaşımındaki glukoz seviyelerinin dengede tutulmasına ve dolayısıyla şeker kontrolünün sağlanmasına yardımcı olur. Kas hücrelerinin glukozu daha etkili bir şekilde işlemesi, insülinin daha etkili bir şekilde kullanılmasına ve insülin duyarlılığının artmasına katkı sağlar. Bu, tip 2 diyabet riskini azaltabilir, çünkü düzenli egzersiz ile beraber gelen insülin duyarlılığının artışı, vücudun daha etkili bir şekilde glukozla başa çıkmasını sağlar. Ayrıca, düzenli egzersiz sadece anlık etkilerle kalmaz; uzun vadede insülin duyarlılığını artırarak metabolik sağlığı geliştirebilir. İnsülin duyarlılığının artması, vücutta biriken yağların azalmasına ve kilo kontrolünün daha sürdürülebilir olmasına da katkı sağlar. Kemik Sağlığı ve Güçlenmesi Kas kütlesinin artması, sadece fiziksel gücü değil, aynı zamanda kemik sağlığı üzerinde önemli bir etki yaratır. Kaslar, kemiklere uygulanan stresi artırarak kemik yoğunluğunu artırır. Bu, özellikle düzenli egzersizle birlikte, kemiklerin dayanıklılığını ve gücünü artırarak osteoporoz gibi kemik hastalıklarının riskini azaltabilir. Egzersiz sırasında kemiklere binen yük, kemik hücrelerinin yoğunluğunu artırarak kemik dokusunun güçlenmesine katkı sağlar. Bu, özellikle ağırlık taşıyan egzersizlerin, kemikleri güçlendirmekte etkili olduğu bir gerçektir. Kemik sağlığını artırmak için direnç eğitimi, kemik dokusunu uyararak daha sağlam ve dayanıklı hale getirir. Ayrıca, kemik sağlığını olumlu yönde etkileyen bir diğer faktör de vücut ağırlığının dengeli bir şekilde dağılmasıdır. Egzersiz, vücut postürünü düzeltir ve kasların eşit şekilde gelişmesine katkı sağlar. Bu da eklem sağlığını ve kemiklerin daha etkili bir şekilde çalışmasını destekleyerek sakatlanma riskini azaltabilir. Postür İyileşmesi ve Sakatlık Riskinin Azalması Kas kütlesinin artması, sadece fiziksel gücü değil, aynı zamanda vücut postürünü iyileştirme ve sakatlık riskini azaltma konusunda da önemli bir rol oynar. Düzenli egzersiz, özellikle direnç antrenmanları, vücuttaki kas gruplarının dengeli bir şekilde gelişmesine katkı sağlar. Bu, omurga ve eklem sağlığını olumlu yönde etkiler ve doğru bir duruşun sürdürülmesine yardımcı olur. Kas kütlesinin artmasıyla birlikte, vücut ağırlığının eşit şekilde dağılması postürü düzeltir. Güçlenen sırt, karın ve omuz kasları, omurga üzerindeki stresi azaltarak doğru duruşu destekler. Bu duruş düzeltmeleri, sadece fiziksel görünümü değil, aynı zamanda günlük aktiviteler sırasında rahat hareket etmeyi ve belirli pozisyonlarda daha uzun süre durabilmeyi de kolaylaştırır. Düzenli egzersiz, kasların esnekliğini artırarak ve eklem hareketliliğini iyileştirerek sakatlık riskini azaltabilir. Kaslar esnedikçe, vücut daha geniş bir hareket aralığına sahip olur ve bu da kas ve eklem yaralanmalarını önlemeye yardımcı olur. Özellikle esneklik egzersizleri, kasların uzunluğunu artırarak gerginlikleri azaltır ve kas liflerinin sağlıklı bir şekilde çalışmasını destekler. Mental Sağlık ve Stres Azaltma Kas kütlesinin artması, sadece fiziksel sağlığı değil, aynı zamanda mental sağlığı da olumlu yönde etkiler. Düzenli egzersiz, özellikle aerobik aktiviteler, vücutta endorfin salgısını artırarak ruh halini iyileştirir ve stresle başa çıkma kapasitesini güçlendirir. Endorfinler, doğal bir mutluluk hissi yaratarak depresyon, anksiyete ve stresin azaltılmasına katkı sağlar. Egzersiz sırasında ortaya çıkan endorfin salgısı, sadece egzersiz anında değil, aynı zamanda egzersiz sonrasında da devam eder. Bu, düzenli egzersizin, stresin uzun vadeli etkilerini azaltmada etkili bir strateji olduğunu gösterir. Ayrıca, fiziksel aktivitenin düzenli olarak yapılması, vücudun stres hormonlarını düzenlemesine yardımcı olur, bu da genel stres seviyelerini düşürür. Kas kütlesinin artmasıyla birlikte gelen mental sağlık faydaları, özgüveni artırabilir ve pozitif bir yaşam perspektifi geliştirebilir. Kendini iyi hissetmek, yaşamın zorluklarına karşı daha dirençli olmayı sağlar. Ayrıca, düzenli egzersiz, bilişsel fonksiyonları artırabilir, odaklanmayı güçlendirebilir ve zihinsel berraklığı artırabilir. Kas kütlesinin artmasıyla gelen mental sağlık faydalarını keşfetmek, sağlıklı bir yaşam tarzını sürdürmek adına önemli bir adımdır. Düzenli egzersiz, vücutta endorfin salgısını artırarak ruh halini iyileştirirken, stresle başa çıkma kapasitesini güçlendirir. Bu, sadece fiziksel sağlığın değil, aynı zamanda zihinsel sağlığın da güçlenmesine katkı sağlar. Kendini iyi hissetmek, yaşamın zorluklarına karşı daha dirençli olmayı ve pozitif bir yaşam perspektifi geliştirmeyi sağlar. Unutulmamalıdır ki, kas kütlesini artırmak, sadece dış görünüşü değil, aynı zamanda içsel dengeyi ve huzuru güçlendiren bir anahtardır. Bu nedenle, düzenli egzersizi yaşam tarzının bir parçası haline getirerek, hem fiziksel hem de mental sağlığınıza katkıda bulunabilirsiniz. Read the full article
2 notes · View notes
livefootballscore254 · 9 months
Text
Doğal Cilt Bakım Ürünleri: Kimyasallardan Arınmış Bir Güzellik Rutini
Sağlıklı ve güzel bir cilde sahip olmak, pek çok kişinin hedefi ve önceliğidir. Ancak, günümüzde cilt bakım ürünleri arasında pek çok kimyasal madde bulunmaktadır ve bu kimyasallar cildimize zarar verebilir. Kimyasallardan arınmış bir güzellik rutini izlemek, cildinizi doğal ve sağlıklı bir şekilde beslemenin en iyi yoludur. Doğal cilt bakım ürünleri, cildinizi tahriş etmeden, besleyerek ve koruyarak güzelliğinizi destekler. Bu makalede, kimyasallardan arınmış doğal cilt bakım ürünlerini ve onların sağladığı faydaları keşfedeceksiniz.
Doğal Yüz Temizleyiciler:
Doğal yüz temizleyiciler, cildinizi derinlemesine temizlerken kimyasalların agresif etkisinden kaçınmanıza yardımcı olur. Özellikle bitki özleri, doğal yağlar ve aloe vera gibi bileşenler içeren ürünler, cildinizi nazikçe temizler ve cildinizin doğal nem dengesini korur. Kimyasallardan arınmış yüz temizleyicileri düzenli olarak kullanarak cildinizi kir, yağ ve makyaj kalıntılarından arındırabilir ve tazelik kazandırabilirsiniz.
Organik Tonikler:
Organik tonikler, yüz temizleyicinin ardından cildinizi dengelemek ve cildinizin pH dengesini korumak için mükemmel bir seçenektir. Çay ağacı yağı, lavanta suyu ve gül suyu gibi doğal bileşenler içeren tonikler, cildinizi rahatlatır ve nemlendirir. Cildinizin doğal savunma mekanizmasını güçlendirerek cilt problemlerine karşı direncinizi arttırır.
Saf Doğal Yağlar:
Doğal cilt bakımında en etkili ürünlerden biri saf doğal yağlardır. Hindistan cevizi yağı, argan yağı, jojoba yağı ve badem yağı gibi saf doğal yağlar, cildinizi besleyerek ve nemlendirerek sağlıklı bir görünüm kazanmasına yardımcı olur. Aynı zamanda antioksidan ve anti-inflamatuar özelliklere sahip olan bu yağlar, cilt yaşlanmasını geciktirir ve cilt tonunuzu düzenler.
Organik Nemlendiriciler:
Organik nemlendiriciler, cildinizin ihtiyaç duyduğu nemi sağlarken kimyasalların zararlı etkisinden kaçınmanızı sağlar. Aloe vera, yeşil çay özleri, shea yağı ve hindistan cevizi yağı gibi doğal içerikler içeren nemlendiriciler, cildinizi besler ve yumuşaklık kazandırır. Düzenli olarak organik nemlendiriciler kullanmak, cildinizin pürüzsüz ve parlak kalmasına yardımcı olur.
Doğal Peeling Ürünleri:
Cildinizi ölü hücrelerden arındırarak daha genç ve canlı bir cilde kavuşmak için doğal peeling ürünleri kullanabilirsiniz. Özellikle meyve enzimleri, salisilik asit ve şeker gibi doğal bileşenler içeren peeling ürünleri, cildinizi nazikçe temizler ve cildinizin yenilenmesine yardımcı olur.
Organik Güneş Kremi:
Güneşin zararlı UV ışınlarından cildinizi korumak için organik güneş kremleri tercih edin. Kimyasal içeriklerden uzak durarak doğal minerallerle güneş kremleri üreten markalar, cildinizi güneşin zararlı etkilerine karşı korurken cildinizi besler.
Doğal Maskeler:
Evde kendi doğal maskenizi yapmak için bal, yoğurt, kil ve yulaf ezmesi gibi malzemeleri kullanabilirsiniz. Bu doğal maskeler cildinizi besleyerek ve onararak cildinizin canlılığını arttırır. Ayrıca cilt tonunuzu düzenler ve akne gibi cilt problemlerine karşı etkilidir.
Organik Göz Kremleri:
Göz çevresi cildi diğer bölgelere göre daha hassas ve incedir, bu nedenle kimyasallardan arınmış organik göz kremleri kullanmak önemlidir. Aloe vera, jojoba yağı ve gül suyu gibi doğal içerikler içeren göz kremleri, göz çevresini nemlendirir, kırışıklıkları azaltır ve göz altı torbalarını hafifletir.
Doğal Sabunlar:
Günlük temizlik için doğal sabunları tercih edin. Kimyasal içermeyen ve doğal yağlarla yapılan sabunlar, cildinizi tahriş etmeden temizler ve cildinizin doğal nem dengesini korur.
Tumblr media
Organik Ağız Bakım Ürünleri:
Cilt bakımı kadar ağız bakımı da önemlidir. Organik ağız bakım ürünleri, diş macunu ve ağız gargarası gibi ürünlerde kimyasal içermeyen ve doğal bileşenlere sahip olan ürünler tercih edin. Böylece ağız sağlığınızı korurken zararlı kimyasallardan kaçınmış olursunuz.
Sonuç olarak, kimyasallardan arınmış doğal cilt bakım ürünleri, cildinize nazikçe bakım yapmanın ve sağlıklı bir güzellik rutini oluşturmanın en iyi yoludur. Doğal cilt bakım ürünlerini düzenli olarak kullanarak cildinizin ihtiyaç duyduğu bakımı sağlayabilir, sağlıklı ve parlak bir cilde kavuşabilirsiniz. Sağlıklı ve doğal güzellik için kimyasallardan uzak durun ve cildinizi doğanın gücüyle besleyin.
2 notes · View notes