Tumgik
#düzelsin yeter
kalplibulutlar · 1 year
Text
ağır çekimde hayat.
0 notes
sefil-patates-cuvali · 4 months
Text
Abi karantinanın başından beri depresyonda olan insanlar tanıyorum ulan tamam bazen olmaz ama beyler hiç mi olmuyo ya yeter lan artık bi düzelsinize olum
9 notes · View notes
280323 · 5 months
Text
Özledik işte amk ya acı da çektim tamam yeter düzelsin aramız
0 notes
icimdekisessiz · 4 years
Text
Nasıl başlayacağımı bilemiyorum. Seni görmeyeli 5 ay oldu. Dışarı çıkınca seni görme ümidi ile çıkıyorum gözlerim hiç durmuyor herşeye, herkese bakıyorum kaçırmıyorum belki seni görürüm diye. Görsem de ne yapacağımı bilmiyorum ama kalbimin ne yapacağını biliyorum seni görünce. Hiç düşünüyor musun beni aklına geliyor muyum? bir an bile olsun.. çok merak ediyorum. Rüya gören biri değildim ama şimdi rüyalarımdan eksik olmuyorsun. Bazı sabahlar gülerek uyanıyorum hiç uyanmak istemiyorum uyanınca ağlıyorum. Bazı sabahlar ise ağlayarak uyanıyorum yanaklarımdan süzülenleri siliyorum. Hiç bir şey umrumda değil hiç bir şey düşünmüyorum hiç bir şey yapmıyorum sadece sen. Uyu uyan sen, uyu uyan sen, filmler sen, müzikler sen, sen sen sen. Düşünüyorum ne yaptı beni bu kadar bağlayacak? gülüşün geliyor aklıma, sesin geliyor, gözlerin geliyor.. başka birini sevme diye dua bile edemiyorum aramız düzelsin arkadaş kalalım mutlu olsun, sevsin sevilsin diye ediyorum. Aslında senden o kadar korkuyorum ki canımı bile isteye yaksan bile elimi yine uzatırım hiç umrumda olmaz.. hayatım daki tek güzel şeysin seni düşündükçe mutlu oluyorum. Senden başka güzel bir şey kalmadı hayatımda. Şuan sana sarılıp ağlamak için canımı verirdim. Beni bu kadar üzme ne olur bir şey istemiyorum senden yüzüme gül merhaba de muhtacım sana. Arkadaşından başka hiç bir şeyin olmam söz yeter ki uzak tutma beni senden. Senin yaşadığını görmek istiyorum ben. En kötü zamanında da en mutlu anında da ister bir kardeş ister bir abi ister bir arkadaş gibi. Ben kalbimi dinliyorum onun söylediklerini yazıyorum..
86 notes · View notes
gunceler · 7 years
Text
şuan hiç bilmediğim bir sokağın ortasındayım galiba. kaybolmuş gibiyim. şarkılar insana "al başını git" dedirtiyor bazen. nereye gideceğini söylemeden. sadece git diyorlar. kaybolman mühim değil git. yeter ki bir şeyler iyi olsun, düzelsin, toparlansın. malum mevsim sonbahar. yerde ki yaprakları takip ediyorum. beni yıllanmış bir ağaca götürdüler. sırt çantamdan çıkardığım atkımı serip yaslandım ağaca. gözlerimi kapadım şarkıları dinledim teker teker. araya ister istemez hayaller ve hayal kırıklıkları giriyor. hangisi öne geçiyor bilinmez ama sadece aklım bunalıyor onu söyleyeyim. gözlerimi açtığımda her şey düzelsin istiyorum. açıyorum ve her şey kaldığı yerden devam ediyor. şarkıyı kapatmam gerek, yoksa doğru yolu hiç bulamayacağım. ve kendime asla gelemeyeceğim.
138 notes · View notes
gokhanerturkey · 3 years
Text
Tumblr media
Herkesin bir inancı vardır ve inançlara müdahale en büyük zorbalıktır. Birileri kurtarıcı bekler Mehdi bekler bu bir inançtır en büyük tehlike inanmak değil beklemektir bu mücadele ruhunu bitirir çünkü.
•Kıyametin kopacağını bilseniz dahi elinizdeki fidanı dikiniz. •
Hz. Muhammed ( S.A.V. )
(Hadis-i Şerif)
Mücadele ruhunu kaybetme kurtarıcı & Mehdi inancın mı var onu gördüğünde zaten dahil olursun. Mücadele ruhunu bırakanlar “kurtarıcı gelsin düzelsin” diyenler kurtarıcı geldiğinde en büyük nankörlüğü yapanlar olmuştur.
Hz. Harun’un yanında yaptılar böğürebilen bir buzağı heykelini (tanrı) edindiler “Bizi gelsin kurtarsın” bu anlayış uçurumdur sen yeter ki mücadeleni en iyi şekilde sürdür o seni bulur beklemene gerek yok seni önce o bulur.
🌹
(Tûr’a giden) Mûsâ’nın arkasından kavmi, ziynet takımlarından, böğürebilen bir buzağı heykelini (tanrı) edindiler. Görmediler mi ki o, onlarla ne konuşuyor ne de onlara yol gösteriyor! Onu (tanrı olarak) benimsediler ve zulümde karar kıldılar.
•A'râf Suresi - 148 . Ayet•
🌹
Öncesinde bir yolun olması gerekir ve inancın neyse susmayıp mücedele etmelisin bu yoksa gelen kurtarıcıyla zaten uyumlu olman mümkün değil.!
🌍🌹🦋
Yaşamın en büyük dramı; insanların yok olması değil, mücadeleden yılmasıdır.
•Cemil MERİÇ•
Bu çile bitecek.
Başka biri sıraya girecek..
Hayat böyle gelmiş,
Böyle gidecek.!
Yani ederse;
Beni mücadelem mutlu edecek., •
•Gökhan ER• 📚ARŞİV
Yaşam yalnızca bir ekim dönemidir, hasat mevsimi yoktur burada.
•Vincent Willem van Gogh•
🦋 🖊
https://twitter.com/gokhanerturkey/status/1322551404603559937?s=21
0 notes
fromthecapital · 5 years
Text
Yanlış hissetmişim. İyileştigim fln yok. Takip ettiği orospuları gördükçe tiksintim geri geliyor. Sayko gibi sürekli bakmaya zorluyor beynim beni. Ve haklı da cıkıyor
Madem böyle devam etmek istiyorsun hayatına
O zaman ben de kendi bildiğimi okur keyfime bakarım
Bitişimizi izlerim
Bir gram da üzülmem
Ama benim bu ruh haline geçmeme sebep kendisinin sebep oldugunu bilmeyecek her zamanki gibi. Neden çünkü SAĞLIKLI BIR ERKEEEĞĞĞOO BÖN gibi bir cümle kurması zaten yetiyor bunu düşünemeyecegini anlamam.
Ben adama biz cok güzel bir aile olacagız diyorum. O bana öyle bir şeyin olmayacagını söylüyor. Ben inandıgımı söylüyorum,o buna kim inanır ki diyor. Amına koyayım güçlüyüm diye herşeye dayanacagım diye bir şey mi var. Bir şeyler düzelsin diye ygrasıcaz dıdısının dıdısına kadar geldi ama yok adam yalnız kalmaktan korkuyor zaten gelmeleri onun için coook iyi olmus. Siktiğimin ilişkisini düzeltmek için uğraşayım ben ama sen benim gözüme soka soka o kızları takip etmeye devam et ama ben sana gelip hiç bişy yokmuş gibi dokunayım (!) Ya hadi şu süreçte bari insan der ki biraz kendimi tutayım. Kız uğraşmaya basladı bişyler düzeltmek için adım atıcak bir şeyleri kabul etmeye basladı ben de kendimi tutayım amaa yooook beyfendinin uçkuru bizim bu ilişkimizden daha önemli.
Bundan sonra ben de duygusallıgı kesiyorum.
Sikerim duygusallıgını da sadakatini de
Madem sana aldatma gelmiyor milletin karısını kızını eklemek iyi ben de ekliyim o zaman her gözüme yakısıklı geleni de görsün AQ
BENI DELIRTMEYIN YETER
0 notes
melaldamlasi · 6 years
Text
Tumblr media
Olamadığım yerlerde olabilmenin hasreti midir
bende bu keder?
bu güneşli kış günlerinde :
meselâ, İstanbul’umda köprünün üzerinde,
meselâ, Adana’da arasında ırgatların,
meselâ Yunan dağlarında, meselâ Çin’de,
meselâ, beni artık sevmeyenin başucunda.
Yoksa, bir oyunu mu bu
karaciğerin?
Yoksa, bir rüya mı düşürdü bu hale beni,
yoksa, yalnızlık yine çullandı da üstüme,
yoksa, elliye dayadık da merdiveni ondan mı?
Bende bu keder,
bende bu kederin ikinci faslı
ayaklarının ucuna basıp
geldiği gibi gider :
yeter ki bitireyim bu yazıyı,
yahut uykum biraz düzelsin,
yeter ki, bir mektup gelsin,
yahut radyoda bir haber…
☆☆☆
Nazım Hikmet
0 notes
fatmazehraakyigit · 4 years
Text
DEVAM EDİYOR...
(bu metin sekiz yıl önce yazmaya başladığım bir şiirim. üzerine eklemeler yapmaya devam etmeyi düşünüyorum. şu an için birinci halini sizlere sunuyorum. ismimle birlikte paylaşabilirsiniz.)
FEZA SOUL
Cevabını bilip de ısrarla sordukların vardır.
Bazen bildiğin halde anlayamadığın cevapların…
Anlamazdan geldiklerin vardır
Bal gibi de anladığın ama yaşamaya cesaretsizliklerin…
Bilmediklerin vardır sonra Cevabını duymaya korktukların,
Aranıp durduğun cevapların, Merak edip de soramadıkların,
Sormadan cevabını aldıkların, Sorduğuna pişman oldukların…
Hayatın dilsiz imtihanları vardır; yaşanmadan anlaşılmayanlar
Öyle çetrefillidir ki, diller kabul etse de gözlerin şekle muhtaç oldukları vardır.
Gizemli sözler duyarsın cevap niyetine, gönlün sorduklarına kifayetsiz kaldıkları vardır.
Soruların da cevapların da Manaya hapsoldukları vardır.
Nasıl yüründüğünü bilip de adım atamadığın gidişler vardır
Neden dendiğinde bir sebep diyemediğin, anlamı bilmem nerede saklı dönüşler vardır
Arkasına bakmadan gidenlerin vardır, Bir veda bile edemediklerin…
Ateşin küllendim derken çıkıp gelen dönenlerin vardır, Artık çok geçlerin, hoş geldinlerin…
Yanında olsun istediklerin vardır Seni çok yormalarına rağmen
Terk edemediklerin vardır Git demelerine rağmen
Kıramadıkların vardır Sadece yanımda kal yeter diyenlerin…
Gitmek zorunda oldukların vardır
Hep gerisin geri giden ayaklarına Çaresizliğini söylendiklerin…
Aslında bağırmak istediğin, susmak zorunda oldukların vardır.
Biriktirip susturduğun sonra tutamayıp haykırdıkların vardır
Keşke sussaydım dediklerin, artık susmaktan bıktıkların vardır…
Susmakta bulduğun kaygısızlıkların…
Dağları yankılatan çığlıkların boşalttığı sıkıntıların vardır
Anlatışa sığmayanlar vardır.
Hiçbir kelimenin anlamını bilmediği hissettiklerin…
Bir hecenin dudaklara ağır geldikleri vardır.
Sayfalarca konuştukların vardır
Bir damla gözyaşı sızan gözlerin,
Yüzüne harf harf yansıyan kelimelerin vardır.
Hiç istemeden konuştuklarınla kırdıkların vardır
Onların konuştuklarına alındıkların…
Konuşamadığın için üzülenlere açıklayamadığın huzurların vardır.
Bağrına çöreklenen yumru sızıyı kimseden saklayamadıkların…
Silinsin diye üstünü karaladıkların vardır.
düzelsin diye yeniden yazdıkların, yırtıp attıkların, yakıp kül ettiklerin…
bir denize savurdukların vardır, bir toprağa gömdüklerin…
müsveddelerin arasından kurtardıklarını bir makasla kesip çöpe attıkların…
dimağında yer etmiş yankılarından çıkarıp sil baştan yazdıkların…
şairler vardır kafiyesiz yazar şiirlerini
şiirler vardır kafiyesini ilmekli yaşantılar işlemiş,
çektikleri dilini lal etmiş, ne diyeceğini bilemeyenler vardır.
Dursun da biraz dinleneyim dediğin bir dünya vardır.
İçinde bir yerlerde sonsuzluğa duyduğun bir özlemin…
Kaçmak istediğin zamanlar vardır kendine, Kendinden saklanmak istediklerin…
Kapanmak istediğin içinde, bir yalnızlık vardır.
Bazen de sıkıldığın tek başınalıkların…
Söz geçiremediklerin vardır, sessiz kalan bir şeyler…
İstemsizce yaptıkların vardır
Bazen kendiliğinden gelenler bazen içinden gelmeyenler…
Bazen susar insan, dudakları çatlar susuzluktan
Bazen de susar insan söylenecek çok söz varken bile
Bazen dolarsın, kimse anlamaz.
Bazen herkes anlar da senin kendini anlamadıkların vardır.
Dünyaya yalnız baktıkların vardır; Gece ayazı yatağın, içten içe sancıların…
Hayata nasıl baktığını bilirsen Bir an bile yalnız kalmadıkların vardır.
Özleyenlerin vardır hepsine birden yetişemediğin
Nefesin kalp atışına tutuklanırcasına özlediklerin vardır.
Defalarca gördüğün rüyalarda Siluetinin dahi yanağına dokunamadıkların…
Ne yapsan da can kuşunu konduramadıkların…
Güç yetiremediklerin vardır, elinden geleni yaptıkların…
Önüne geçemediklerinden dahi kendini sorumlu tuttukların vardır.
Kıymetini bilemediklerin vardır, başını kaldırıp yüzüne bakamadıkların…
Uzaklara baktıkça dinlendiklerin vardır.
Uzaklığa bir yakınlığı vardır gözlerin ve gönlün de…
Baktıkça özlediğin yakınların vardır
Zahiren uzaklarda olduğunu bildiğin, canından yakında olanların vardır.
Uzaklara bakıp gidemedikçe yoruldukların,
Sevgiyi hissettikçe dinlendiklerin vardır.
İçindeki sesi duyurmasın diye son ses açtığın bir şarkı vardır.
İçinden geçeni anlatsın diye başa sarıp, gökyüzüne sarılıp,
büyüsüne kapılıp ezberlediğin, başını ağrıtan kulaklığa kızdığın,
sessiz sessiz mırıldandığın nakaratlar vardır.
Unutmak zorunda oldukların vardır, hiç unutmak istemediğin…
Unutmak isteyip de unutamadıkların vardır.
Aradan geçen yıllardan sonra unutmuş olduğunu hatırladıkların vardır.
Hala bugün o günmüş gibi hatırasını sayıkladıkların…
Ömür kokan anıların vardır
İçinde bulunduğun anı bir daha yaşayamayacağını hissettiklerin…
Bilmeden girdiğin bir sınavdan kaçamadıkların vardır
Kazanabilecekken bilerek kaybettiklerin…
Kaybedeceğim zannederken kazanmış olduğuna inanamadıkların vardır.
Aciz bakıp kendini büyük gördüklerin vardır
Acizliğini fark ettiren imtihanlardan geçer not aldıkların vardır.
İnsanı insanlıktan çıkaran sınavlar vardır
Açlık, susuzluk, fakirlik, hastalık…
Yüzünde renk, gözünde fer, gönlünde hal bırakmaz insanın.
İnsanı insanlıktan çıkaran vicdansızlar vardır
Zulmü gördükçe kabaran intikam duyguların…
Mazluma kanat germeyen ama zalime kin kusanlar vardır
İnsanlıktan çıkanlara rağmen insan kalmayı başaranlar vardır.
Gerçeğini bilip de sahtesinden kurtulamadıkların vardır.
Sahtenin gerçek olmasını dilediklerin…
Keşke bir yalan olsaydı dediğin gerçekler vardır.
Bir yalan mıydı yani dediğin gerçeklerin…
Cesurca savaştığın cephe tutmuş duygular vardır.
Defalarca yara aldığın bir savaşın…
Pes etmemekle kazandığın bir zafer vardır.
Bazen şehit olduğun bazen sağ kaldığın…
Tüm zayıflığına rağmen hiçbir yere sığamadıkların vardır.
Bacaklarında güç bulamadığın bir anda gitmek istediğin bir yerler vardır.
Bir sızın vardır sol yanında bağrına düşen bir ateş vardır
Ansızın çöken bir ağırlık vardır, altından kalkamadığın sorumlulukların…
Bir yük vardır sırtında ki ne yere ne göğe bırakamadığın…
Yoruldukların vardır küçük şeyler üstüne üstüne geldikçe
Hayrette kaldıkların vardır her biri sırlarını önüne serdikçe…
Gelişleri vardır zamanın ansızın, terk edişleri keyfi yetince, öyle geçiverişleri…
Öpüşleri vardır rüyaların, titreyişleri umutların…
Gülümseyip kaçışları vardır gelir gibi yapanların.
Soluna dokunan ağır içişleri vardır serabı
Siliverişleri vardır zamanın kızgınlığını kumların
Öyle hapsoluşları vardır izlerin, geçmeyişleri zamanın, sızına sırıtışları…
Patladıkların vardır ona buna şuna herkese ve her şeye!
Bazen yutamadığın bir öfken vardır boğazında düğümlenen o bir şeye
Serinliklerin vardır hiç takmayan bir kafan hiçbir şeye…
Önüne gelene öğütler dağıttığın vardır.
Verdiğin öğütlerden bihaber yaşadıkların…
Kıvrımı bitmez yokuşu tükenmez yollar vardır.
Yürümeye başlamadan yoruldukların…
Daha hızlı koşabilmek için takat umdukların vardır.
Yıkılmaktan yorulup ayağa kalkamadıkların…
Yine düşeceğini bildiğin halde çıkmaya niyet ettiğin yüksekler vardır.
Defalarca düşüp belini kırdığın…
Kırıklarına rağmen dik durmaya çalıştıkların vardır.
Yolculuklar vardır kendinden uzaklara
Vardığın her yerde biraz daha aradığın, hiç bilmediğin bir kendin vardır.
Başlangıçların vardır havada kalan, yere çakılmakla başlayan sonların…
.
ta eskiden beri kalkıp gitmek istediğin uzaklardaki bir yer vardır.
gitmeye her niyetlendiğinde düşüp kaldığın yerler vardır.
kalkman gerektiğini bildiğin halde düştüğün yerde öylece beklediklerin vardır.
yeniden kalkmaya gücün yettiği halde seni kaldıracak bir eli beklediklerin vardır.
düştüğün her bir yerde sırtına yüklenen bahane kılıklı korkuların vardır.
cesaretini korkuların esaretinden kurtarıp cılız da olsa bir ümidin ardına salasın vardır.
bilirsin ki varacağın yerde seni bekleyenler vardır.
istesen kalkabileceğinin farkındasındır.
kalkmayı başardığında senden beklenenler vardır.
gitmek istediğin yere yaklaştıkça yollarda ödemen gereken bedeller vardır.
varacağın yerin hayalini kurar gülümsersin.
henüz kalkamadan düştüğü yerde ölenler de vardır.
derin bir nefes alıp mesafeyi ölçmeye başlarsın.
niyet etmeye bile vakti kalmayanlar vardır.
ya başlangıca döner yürürsün baştan uca ya kaldığın yerden devam eder,
yeni bir hayatın başlangıcında olduğunu hissedersin.
kararlı bir inançla ve sevgiyle bakarsın yola.
ne kayıplar verdiği halde vazgeçmeyenler vardır.
varacağı yere sayılı adımlar kala gözyaşları sevinçliyken
bir lahzacık dinlendiği kaldırımda yığılıp kalanlar vardır.
terini içecek su edersin, hararetini soğuk gecelerine yorgan…
ciğerlerine doldurduğun nefesi sıcak gündüzlere rüzgar…
gidebildiğin yerde senin için bir bahar vardır.
hayal ettiği yerin yakınlarında bulunduğu mevsimin tadını çıkaranlar vardır.
mor çiçekli deve dikenlerini kokladıkların vardır.
hayretle bakarsın etrafına, onların özünden bal yapmak için gurbete gelmiş arılar vardır.
neden bir gül değilim diye şikayetlenmez deve dikeni.
neden bir çiçek bahçesinde doğmadım diye sızlanmaz arı.
yürüdüğün yollarda hayatta kalman için alman gereken ibretler vardır.
çakıllarla dertleşirken tökezleyen ayakların,
çakallarla cenk ede ede cengaverleşen bileğin vardır.
senin varabilmek için canın çıktığı yerde şu perişan haline bakıp gülen yerliler vardır.
vardığın yerde sana gülümseyen güzeller vardır.
belki seni bambaşka biri yapacak sihirli bir değnek!
belki herkesin mutlu ve huzurlu olduğu bir ütopya vardır!
kim bilir, belki de tüm bu sonlu güzelliklerin seni terkettiği bir anda
sonsuz bir cenneti sana armağan eden eşsiz bir ölüm vardır!
Bunlar dahi yolun varma noktası değildir belli ki.
yavaş yavaş anlamaya başlarsın.
keşke güzelliğin bile yaratıcısı olan O YEGANE GÜZEL’E varsa bütün yollar dersin…
…tam avucuna alıp yudumlayacakken seraba dönüşen göller vardır.
aniden uyanıp kalktığın derin bir uykun vardır, adı gaflet!
gözlerini açtığında pencereden süzülen gri gölgeler vardır.
tekrar yumup gözlerini görmek istediğin rüyalar vardır.
rüyaların gerçekleştiği bir dünya vardır, adı yürek!
Gerçekleşmek için onun uyanmasını bekleyen bir sen vardır içinde.
içindeki seni yüreğinle konuşarak uyandırmak isteyen nice hikmetli imtihanlar vardır.
uyanmak istersin nihayet!
her gece daldığın rüyalardan gerçeğine varabilmek ümidiyle her sabah yeniden kalktıkların vardır.
gün ortasında yorgun düşsen bile yüreğindeki sese dayanıp kaldığın yerden devam edişlerin vardır.
ve muhakkak birgün vardığın yerden geriye dönüp gelmek isteyen herkesi çağırdıkların,
umut var hadi kalkın diye
başa dönmüşlere, yolda düşmüşlere gerçekleşen rüyalarından el salladıkların vardır.
Ümit etmekten bıktıkların vardır, yüzde birlik ihtimalleri ümit saydıkların…
Almayı beklediğin bir haber vardır iyi ya da kötü fark etmeyen…
Keşke öğrenmeseydim dediklerin vardır, habercinin alnından öptüklerin…
Zorlar vardır imkansızdan acı, tebessümler vardır gözyaşından sancılı…
Pansumanı yapılmamış kesik ümitlerin vardır
Üzerinden kan sıza sıza dua olmuş al çiziklerin…
Hiç dinmesin dediğin yağmurlar vardır
Hiç güneş doğmasın dedirten yıldızların,
hiç karanlık olmasın dediğin sabahların vardır.
Gölgenden korktukların vardır, gölgenin şahsında kendinden…
Gölgen kendi eserindir bilirsin, güneşin önüne kendin geçtiklerin vardır.
Kendini kaptırdığın karanlıktan seni çıkarsın diye duymak istediğin birkaç kelam vardır
Aynadan yağmuru seyredip ruhuna hakikati fısıldayışların vardır.
Beyaza koşarken karanlığa düştüklerin vardır, siyahtan yoruldukça yıldızlarla gülüştüklerin…
Hüznü neşeyle örtmek icap eder de bazen güneşin bulutu teselli edemedikleri vardır.
Ölüşlerin vardır gözlerin açık renkli, gülüşlerin koyu siyah
Son sözlerin günah içindeki ellerin donuk su rengi içindeki ah
Çözülüşleri vardır kopuk düğümlerin, Bedenin taş, ruhun ipsiz seyyah.
Ölümü unutturan güzelliklerin içinde yaşama sıkıca bağlandıkların vardır
Dünyayı fani kılan gerçeğe teslim oldukların vardır
Güzeli çirkin kılan ölüm rabıtalarına daldıkların vardır
Dünyayı köprü bildiklerin vardır
Ölümü güzel kılacak iyiliklere ömür adadıkların vardır.
Bazen durur dünya inecekler iner, o, yoluna devam eder.
Durma vakti yakın, yolu uzun olanlar vardır.
Kimine ise dünyanın dönmemeye and içtikleri vardır.
Başı ufka daireler çizen, midesi bulanan, dünyanın tuttuğu yolcular vardır.
Bedeninde tutsak ruhlar vardır alemden aleme bayrak açan…
Önemsediğin için canını yakanların, bir türlü yaranamadıkların vardır.
Güvenemediklerin, elini tutamadıkların…
Ne haliniz varsa görün deyip kendi haline kaldıkların vardır.
Boşvermişliklerin, umursamazlıkların…
Bin bir türlü insan vardır; yardım ettiğinden diş bilediğine kadar…
Vediğin emekleri helal hoş ettiğin, koynumda yılan beslemişim dediklerin vardır.
Aklından geçenler vardır; düşünürken içini çektiğin, hafifçe gülümsediğin,
Kaşlarını çattığın, gözlerinden taştığın…
Şükretmekten aciz oldukların vardır, şikayet etmekten göremediklerin…
Kaderine yazılan mutluluklar vardır, hüzne dalıp bir kenarda unuttukların…
Nimetler vardır, nice gamlar vardır yalancıktan olduğunu bildiğin…
Hikmetler vardır her saniyene gizlenmiş
Geçmeyen zamanlardan bulamadıkların vardır,
Geçip gitmiş zamanlardan arandıkların…
Yok olanın olmamasını dileyen vardır, dilediğini ol demesiyle var eden…
Bir isyan eden vardır yok diye, neden olmadı diye…
Bir de razı olan vardır, olmayışı dahi Ondandır diye…
Engel olamadığın isyanların vardır
Sonra pişman olup razı olduğun; varlar vardır yoklar vardır.
FATMA ZEHRA AKYİĞİT
0 notes
ejderyabeyiniz · 5 years
Text
Selam,
20′li yaşlarımdaydım hayatımın en büyük hayali asker olmaktı ben birisine inanarak hayatımın en büyük adımını attım.
öyle çok yalnız ve tek başıma bırakıldım ki bu bende bir kavram yarattı acıdan kaçarsam anılarımı kaybederim acıyı sevdim mi hayır ama kaçmıyorumda artık.
herşey çok güzeldi askere gitmem gerekti hatırlarmısın?
lanet olsun ben ağlayarak bunu yazmamak için elimden gelen herşeyi yaptım ama sen beni çağırdın ve ağlaya ağlaya bunu yaz bana dedin.
yüz üstü bırakılmak demişsin sevgilim yüz üstü nasıl bırakılır anla diye yazıyorum bu kelimeleri.
ben hastalandım nerdeydin? ben sensiz çok üzüntüler yaşadım nerdeydin? koskaca bir yıl kaybettim ben nerdeydin?
ben söyliyeyim kavga etmiştik ayrılmıştık ne dersen de sonuçta benimle değildin. 
iyi dinleyin beni olur mu en azından bir kere acılarıma ortak olun;
Şafak 180 falan izine geldim öyle çok sıkılmıştım ki bilmiyorum yani halıya basmayı dahi özlemiştim düşün seni ne kadar özlediğimi? hiç yalnız kalmamış ve doğru dürüst bir yolda durmamış birine göre çok şeyler anlatıyorsun diye yazıyorum bunları sevgilim. ben hiç unutmuyorum salakça bir kavgandan dolayı benim son günümde bana siktir git deyip otobüse binip yazlığa gitmiştin ben bunları omzuma yükleyip askere gitmiştim sevgilim sen hiç bunu yaşadın mı? ben sana bunu yaşatmadım? bir keresinde dayanamayıp sana ağlamıştım arayıp şafak 140 falandı ve biz bu süre zarflarında şafağım 270den sonra arada bir ayda 2 kere falan konuşurduk bazen 45 gün konuşmadığımız olmuştu unutmuyorum. sen çok korkaktın sevgilim seni aldatıcam diye deliye dönüyordun ama bilmiyordun ben aklımdan bile bir başkasını geçirmeyi sana gerçekten ihanet sayardım. hatırlarmısın bir keresinde sırf senin için herşey düzelsin diye şafağım 120lerde falan izne gelmiştim mükemmel bir gece geçirmiştik sabahına küsüp 2 hafta görüşmemiştik sonra bana senin iki orospuyla sabaha kadar kumsallarda sarhoş gezdiğini öğrenmiştim arayıp sana orospu çocuğu demiştim en haklı isyanımdı belkide ama sen yine kendini mükemmel birisi gibi görüp ne var yapamazmıyım demiştin yıkılmıştım çıtım çıkmıyordu sonra tekrar gittim askere sen o kadar umursamazdın ki sevgilim 45 gün beni engelleyip ben seni engelli unutmuşum dedin suratıma bak içim acıdı şuan beni nasıl bir yerde nasıl yaktığının farkındamısın? zaten ne olduysa o son gidişlerimde oldu. evet sevgilim gittin aferin sana başka ülkelere başka insanlara başka başka yerlere gittin kabul ediyorum ben askerdeyken daha ben bitirdim deyip sen benim içimi nasıl yakacağını düşünmeden gittin bak bu gerçekten delilik çünkü ben hep korkarım acı çekmekten değil sevgilim bir başkasını böyle yakmaktan sen hiç korkmadan hiç çekinmeden hiç düşünmeden çektin gittin. aferin sana sevgilim güzel gittin ben teskeremi aldığımda gelir elimi tutarsın hadi gidelim burdan artık ben çok üzülüyorum çok yoruldum dersin diye beklerken sen valizini aldın gittin ben bu duruma karşılık duvara bir tane yumruk dahi atamadım ağlayamadım doğru dürüst bile sağım solum askerdi içime öyle bir yara verdin ki gerçekten gıkımı çıkaramadım hatırlıyorum sevgilim beni düşündüğünü söylediğin zamanlardan iki gün sonra o klüp senin o klüp benim gezdiğini hatırlıyorum kendimi savunmasız bir insan gibi görmeye başlamıştım ne annem ne abim ne sen ne bir başkası telefonum artık bir kere dahi çalmıyordu seninle ailemle beraber merhametimide yitiriyordum artık sevgilim bak ağlıyorum şuan ama merhametimi aldığınız için ben senin evinin önünde eski sevgiline vururken merhametsizdim mesela beni bilirsin karıncayı incitemem normalde ama artık merhametsizim tamamen arındım duygularımdan ben sana her gelişimde elimdeki topu tüfeği kalkanı bıraktım sana hep en saf halimle en çocukluğumla geldim sırf beni bir gram daha fazla sev diye sen resmen bunu fırsata çevirip anamı siktin. daha anlatmadığım neler yaşandı sende biliyorsun bende ben bunları düşünürken sen klüplerde yurt dışında geziyordun meleğim hiç unutmuyorum o anlarımı izleri var bende çünkü ve sen bunları yaptıktan sonra beni birileriyle konuşmakla suçladın..... ki bence hayatının hatası dönemi olarak adlandırıyorum bunu sana bu şansı vermemeliydim beni tekrar birşeyle suçlamana izin vermemeliydim. bak sevgilim yüz üstü böyle bırakıldım biliyorum yani nasıl bırakılır.
en büyük hayal demişsin. en büyük hayalimi sen benim bir kaosa çevirdin ve buna rağmen geçenlerde ben o kaosu seninle taçlandırmak istedim lanet olsun bunu bana hala nasıl yapıyorsun.
evet ellerinin arasına aldığında suratımı öyle mutlu olurdum ki tarif edemem ama bir daha zor alırsın beni o ellerinin arasına dedim ya meleğim korkmuyorum acıdan artık, artık mutlu olmak veya mutsuz olmak istemiyorum ben sadece ölüp gitmek istiyorum.
ne güzel basa basa söylüyorsun ama gittim diye gittin sevgilim kabul gittin ama arkana bakmaman gerekir artık çünkü gitmiş birisi arkasına bakmış mı bakmamış mı onun bile önemi yok çünkü gitmişsin. sen zaten elin hep kapıda beklerdin tersine seni hiç kovmadım kalbimden sen hep gitmeyi tercih ettin.
benim gibi eksik kal falan demişsin ben zaten yokum ne kadar eksilebilirim ki değil mi?
sıra yok oluşumda bak anlatayım sana,
ben bunları yaşarken dedim ya merhametimi kaybettim diye bak işte tam olarak orda başlıyor bu yok oluş. hiç unutmuyorum son 38 günüm kalmıştı artık özgürlükle baş başa kalmaya başlamıştım ben 320 gün beklediğim zamanı önemsememeye başlamıştım düşünsene teskereni siklemiyorsun. artık anlamıştım hayatın bir gram zevki kalmadığını ve artık büyümüştüm hatırlarmısın sev yeter derdim anlamıştım sadece sevmek yetmez senin yüzünden ben bunu kabullendim teskeremi aldığım gece çok hüzünlüydüm gelir misin diye içim kıpır kıpırdı ama omzunda ise bana yaptıkların burada yaşadıklarım ve büyümüşlüğüm vardı yani demem o ki mermhametsizdim tahammülsüzdüm hiç birşeydim resmen çünkü düşünsene ben orada kimsesiz kalmışım ve ben çıktığımda aaa seni dört gözle bekledik demenizi izleyecektim buna çok sinir oluyordum bu düşünceye gece saat 6da çıktım kapıdan oturdum kaldırıma sigara yaktım baktım ağlaya ağlaya kalktım yürüdüm o saatte o kadar kimsesizdim ki cebimde beş kuruş param bile yoktu yol paramı arkadaşımdan borç almıştım ve sadece otobüsü otogara iki tane valizle sigara içerek ağlaya ağlaya daha çok sinirlenerek iki buçuk saatte varmıştım 15 liram yok diye 40 50 kiloluk çantalarımı taşımıştım ama bu problem değildi asıl problem merak edip ne yaptın çıktın mı diyen birisi bile yoktu anladın mı sonra bindim geldim semtime insanların beni çok düşünmüş olmasına baktım sigara içtim sürekli sonunda evdeydim ben amınakoyduğum yerinde hepinizin beni çok beklemiş rollerine katlandım.
şimdi ne mi oldu?
geldiğimden beri 5 metre karelik odam leş gibi sigara kokuyor iğrenç bir kokusu var odamın sürekli oyunlar oynayarak kafamı rahatlatmayı düşünüyorum bir an önce burdan gitmek istiyorum ama adım atmaya mecalim kalmadı hayalim mi? hayallerimi her gün küllüklerime boşaltıyorum. şuanda ise sana 50 lira verip aldığım uyuşturucunun etkisiyle veriyorum bu cevabı sevgilim yüz üstü bırakıldın ve çok üzgünsün, ya hadi bi siktirin gidin gerçekten yüz üstü bırakılan birisi görmek istediğinde beni okuman için bu gönderiyi silmeyeceğim gerçekten beni ne zaman düşünmek istersen ışıklarını kapat zırhını indir gir bunu oku meleğim sen benim en güzel yere sahipsin içimde ama buna erişmeye hakkın yok artık konuştuğun insan varmış ya inan umrumda bile değil çünkü artık beni şaşırtamazsın üzülmekten korkmayan mutsuzluğu benimseyip mutlu olmak için odanın kapısını dahi açmayan bir insanım artık şimdi siktir olup gidebilirsin istediğin memlekete artık kalbim senin evin değil çünkü enkazın altında kaldım. sevgi nedir bilmiyorum haklı olabilirsin ama bunları yaşayıpta hala sana seni sevdiğini anlatan birisini bulamazsınız. haydi sağlıcakla kalın kendinize iyi bakın.
0 notes