Tumgik
#benim için üzülme
yalnizlar-rihtimi · 17 days
Text
36 notes · View notes
Text
Yaşayanlar mıydı ölülere üzülen yoksa ölenler mıydı yaşayanlara üzülen?
Yalnizlikladolubirisi
7 notes · View notes
insanogluu · 23 days
Text
“Sevmediğim bir sevgilim var” dedi biri..
“Üzülme” dedim.
“Benim de sevgilim olmayan bir sevdiğim var.”
"Hayat, birine seni seviyorum demenin kararsızlığını yaşamak için çok kısadır."
Sarah Jio
Tumblr media
128 notes · View notes
Text
Köylü Yengeme Uygulamalı Orgazm Dersi Verdim! (Ahmet 25 Y., Yalova)
Selamlar. Dayım, köyden birisiyle evlenmişti. Yengem çıtı pıtı, güzel sayılabilecek, küçük göğüslü, iri götlü, minyon tipli, ama çok oynak bir kadındır. Evlendikten birkaç sene sonra pek anlaşamadılar. Yengem de nedense boşanmak yerine, evliliğini devam ettiriyordu. Herhalde çocukları olduğundan boşanmak istemiyordu. Ben askerden geldiğimde, yengemle daha sık konuşuyor, dertleşiyorduk. Yengem bana karşı çok açık konuşur, çekinmezdi. Ben de ona kız arkadaşlarımla olan ilişkilerimi anlatırdım.
Yine bir gün kız arkadaşlarım hakkında konuşurken, yengem, "Merak ettiğim birşeyi soracağım, ama gülmeyeceksin!" dedi. "Tamam yenge, sor!" dedim. Yengem, "Kadınlar da boşalıyormuş, doğru mu?" deyince, ben birden dondum kaldım. Şaşkınlığımı atınca, "Evet doğru, kadınlar da boşalır, yani orgazm olurlar. Sen orgazm olmanın nasıl birşey olduğunu bilmiyor musun?" dedim. "Hayır, bilmiyorum!" dedi. Bu duruma ne diyeceğimi bilmiyordum doğrusu. Birkaç saniye düşünüp, "Peki, siz dayımla hiç ön sevişme yapmıyor musunuz?" diye sordum. Yengem, "O ne ki?" dedi. "Yani asıl işi yapmadan önce, öpüşüp koklaşıp, birbirinizi yalamıyor musunuz?" dedim. Yengem, "Yooo, hayır, dayın genelde üstüme çıkar, bir iki dakikada işini görür yatar!" dedi. Konuşmalarımız çok heycanlı yerlere gidiyordu ki, annem çağırınca, o gün öylece kapandı konu.
İnanamıyordum, demek ki bu kadının ateşi bundan dolayı dışına vuruyordu. Çünkü yengem öyle şakalar yapıyordu ki, hemen oracıkta altıma yatırmamak için kendimi zor tuttuğum zaman çok olmuştur. Ama bazen de çok ilginçtir ki, yengem benden uzak duruyordu. Sanırım evdekilerden çekiniyordu veya korkuyordu.
Yengem bir gün yine sabahtan bize gelmişti. Annem mutfakta çay demlerken, biz yengemle içerde şakalaşıyorduk. Ben kanepede uzanmıştım, yengem ayakta, bana şakalar yapıyordu. Birden şakayla elinden tutarak kendime çekmemle beraber, yengem bilerek kucağıma doğru oturdu. Götünün altında kalkmış yarağımı hissedince, "Ne oluyor?" diyerek kucağımdan kalkmaya çalıştı. Ben de, "Seni istiyor!" dedim ve kalkmasına izin vermedim. Yengem, "Saçmalama, ben senin yengenim!" diyerek tekrar kalkmak için teşebbüste bulundu. Ama ben, "Ne var bunda ki yenge? Hem sana orgazm olmayı öğretirim!" dedim. Yengem, "Annen gelecek, kapatalım konuyu!" deyince, "Tamam, ama bu burada kalmaz, seni istiyorum yenge!" diyerek kucağımdan kalkmasına izin verdim.
Yengem kalkıp yandaki kanepeye oturunca, "Ne kadar istiyorsun göreceğiz!" dedi. Yengemin bu lafından daha da tahrik olmuştum. Ama o da biliyordu ki, o anda birşey yapamazdım, ortam müsait değildi. Yengeme, "Ben seni uygun zamanda yakalarım!" dedim. Yengem, "Zor yakalarsın! Göreceğiz!" dedi. Tam o sırada annem çaylarla içeri girince, doğal olarak konuyu değiştirdik. Yengem bir çay içip, evde işim var diyerek kalktı. Ben yerimde duramıyordum, yengemle sevişmek için çıldırıyordum. Yengem o iri kalçalarını oynatarak bizim evden ayrıldı. Aklım yengemin kalçalarında kalmıştı, onları ilk defa kucağımda hissetmenin hazzıyla hemen banyoya koştum, 31 çekmeye. Banyoda yarağımı elime alır almaz boşaldım.
Aradan bir hafta kadar geçti, yengemlere oturmaya gidecektim. Ama hazırlıklı olmalıydım, onun için gitmeden önce duşumu aldım. Yengemlerin eve vardığımda, baktım çocuklar evin önünde oynuyorlardı. Kendi kendime, (Bu iş tamam, evde yengemden başka kimse yoksa bu iş olur!) dedim. Kalbimin atışları artmıştı. Yarağım bile bu düşüncelerden kalkmaya başlamıştı. İçimden (Ne olur evde başka kimse olmasın!) diyerek zile bastım. Yengem, "Kim o?" deyince, "Benim yenge, aç!" dedim. Yegem, "Hıı, bir dakika!" dedi ve kapıyı açtı. Morali bozuktu. "Gel buyur..." deyince, "Ne oldu yenge, neyin var?" dedim. Yengem ağlayarak anlatmaya başladı. Kaynanasıyla anlaşamıyorlarmış. İçimden (Ne hayallerle geldik, ne bulduk!) diye geçirerek, "Üzülme yenge, boşver, takma kafana!" falan diyerek yengemi teselli etmeye çalışıyordum. Morali yerine gelsin diye uğraşırken, yengem, "Başıma ağrılar girdi, çok kötüyüm!" dedi.
Kolonya şişesi TV'nin yanında duruyordu. Aldım geldim ve başladım yengemin başını ovalamaya. 10 dakika kadar ovaladıktan sonra, yengem, "Çok iyi geldi, biraz rahatladım, ellerin dert görmesin, sana da zahmet oldu!" dedi. "Ne demek yenge, sen yeter ki rahatla!" dedim. Ben arkadan başını ovalamaya devam ederken, yengem başladı omuzlarını oynatmaya, "Omuzlarım da ağrıyor!" dedi. "Merak etme yenge, orayı da ovarım, birşeyin kalmaz!" dedim, başladım omuzlarını ovalamaya. Derken farkettim ki, sütyenin askıları gözükmüyordu, sanırım yengem sütyen takmamıştı. Arkasından omuzlarını biraz ovduktan sonra, önüne geçerek omuzlarını arkaya doğru sıkıştırarak göğüslerine doğru bakıyordum. Yengem omuzlarını arkaya doğru gerdikçe, göğüs uçları belli oluyordu. Çıldırmaya başlamıştım bile. Göğüs uçları sanki (Yala beni, ısır beni!) dercesine gömlekten çıkmaya çalışıyorlardı. Yengemin yaşı ilerledikçe, çocuklardan da olsa gerek, o küçük göğüsler irileşmiş, harika duruyordu.
Yengemi sikeceksem zaman kaybetmemeliydim. Ellerimi gömlek yakasından içeri sokup, omuzlarından aşağıya göğüslerine doğru inmeye çalıştım, ama gömlek izin vermiyordu. Gömleğin bir düğmesi açsam ne tepki verirdi acaba? Bunu denemeliydim, yoksa öğrenemezdim. Bir düğmesi açmak için gömleğin düğmesine elimi atınca, yengem irkildi ve hemen elimi tuttu. Ama ben, "Sakin ol yenge, omuzlarına ulaşamıyorum böyle!" deyince, elini çekti. Ben de fırsat bu fırsat deyip, duğmesini açıp, elimi yavaş yavaş göğüslerinin üzerine götürdüm. Yengem, "Yapma, çocuklar dışarda!" dese de, ben, "Kendini bana bırak, sana kadınlığını yaşatacağım, Orgazm nasıl olunur öğreteceğim!" diyordum. Yengem, "Ne olur ileri gitme!" deyip dururken, ben, "Tamam!" diyerek göğüs uçlarını parmaklarımın arasına almıştım bile. Artık geri dönüşü yoktu bu işin, bunu yengem de biliyordu, ama, "Şimdi olmaz, yapma, çocuklar dışarda, her an gelebilirler!" diyebiliyordu sadece.
Gömleğinin bütün düğmelerini açtım, o irileşmiş göğüsler önümde hazırdı artık. Eğilerek başladım yengemin göğüslerini yalamaya. Bazen dayanamıyordum, uçlarını kemiriyordum. Yengem, "Yapma, morartacaksın!" dedikçe, ben daha da çıldırıyordum. Elimi yavaşça şalvarına attım. Yengem, "Yapma, şimdi olmaz!" dese de, aslında acele etmemi istiyordu. Hızlı bir şekilde şalvarını ayağından çekerek çıkartmamla, sadece külotu ile kalmıştı karşımda. Hemen külotunu da çıkararak, yengemi kanepeye doğru uzattım ve başladım hep hayalini kurduğum amını yalamaya. Ama daha önce hiç amı yalanmadığı için, utangaç biçimde bacaklarını tam açmıyordu zilli. Adeta yeni gelin gibi naz yapıyordu ve bu beni daha da şehvetlendiriyordu. Bir an önce amına girmeliydim, ama önce yengemin orgazm olduğundan emin olmalıydım.
15 dakika kadar amını yaladıktan sonra, yengem başımı ittirerek, kasıla kasıla orgazm oldu. Orgazm olurken şekilden şekile girmişti. Yengeme, "Şimdi anladın mı orgazmın ne olduğunu?" deyince, yengem dudaklarını ısırarak sadece kafasını sallayabildi. Hemen yengemin bacaklarını omzuma kaldırıp, amının önünde yerimi aldım ve vıcık vıcık olmuş amına yarağımı soktum. Yengemin, "Ohhh!" diye inlemesi eşliğinde dibini bulmuştum. Hiç vakit kaybetmeden amına pompalamaya başladım. 5-6 dakika kadar amına sertçe gidip geldikten sonra, yengem sara nöbeti geçirir gibi debelenmeye başladı. Yeniden orgazm oluyordu yengem. Ben de gelmek üzereydim, "İçine boşalayım mı?" dedim. Yengem inleyerek, "Boşal!" dedi sadece. Böğürerek fışkırttım döllerimi amının derinliklerine...
Yengeme orgazmın nasıl birşey olduğunu öğretmiştim. Ama bu bana yetmezdi, bu fırsat bir daha çıkmayabilirdi karşıma, acele etmeliydim, devamı gelmeliydi, hayalini kurduğum o götüne de girmeliydim. Pencereden çocuklara baktık, oynuyorlardı. Bir sigara molası verdik, WC'ye falan gittik. Banyoya girip, belden aşağımızı yıkadık çıktık.
Yengem külodunu ve şalvarını giyecekken elinden aldım ve "Daha işimiz bitmedi, götten de sikeceğim!" dedim. Yengem telaşa kapıldı hemen, "Ordan olmaz, daha dayın bile ordan yapmadı! Hem çok acıyormuş!" demeye başladı. "Sen bana bırak aşkım!" diyerek, yengemi zorla domaltıp arkasına geçtim ve başladım götünün deliğini yalamaya. Yengemin çok hoşuna gitmişti, dilimi götünün deliğine sokup çıkardıkça çıldırmış gibi sesler çıkarıyordu. Bu arada yarağım tekrar kalkmıştı. Biraz da parmaklayarak göt deliğini alıştırdıktan sonra, yengemi sırtüstü yatırdım. Yengemin bacaklarını omzuma alıp, götüne sokmaya çalışırken zorladıkça, yengem kalçalarını kaldırıp, "Yapma, olmuyor işte!" diyordu.
Fakat olmalıydı, yengemin o götünü çatır çatır sikmeliydim. Yengemi tekrar domaltarak, önce amına soktum ve bir 5-6 dakika amını siktim. Amı vıcık vıcık olmuştu yine. Amının sularını yarağımın başına bulaştırarak göt deliğine yüklendim. Birkaç denemeden sonra yarağımın kafası götüne girmiş ve yengemden, "Ihhh!" diye bir ses gelmişti. Ama dinler miyim hiç, bir daha yüklenmemle birlikte kalanını da kökledim. Yengem, "Uffff! Yanıyor! Çıkart! Öldüm!" dedikçe, ben, "Geçer şimdi aşkım!" diyor, yengemin götüne pompalamaya devam ediyordum. Biliyordum, acı çekiyordu. Götünün içine bir boşalabilsem rahat bırakacaktım yengemi, ama bir türlü gelemiyordum. Bu sefer boşalmam uzun sürecekti.
Bir 20-25 dakika siktim yengemin götünü. Yengemin göt deliği artık genişlemişti, çok rahat girip çıkıyordum götüne. Yengem de artık sadece uzun uzun ıhılıyordu. Bir müddet sonra geleceğimi hissedince bir baktım ki, deliğinden kan gelmiş, yarağım kanlanmıştı. Canım yengeciğim benim, bilse başına gelecekleri asla götten vermezdi. İçine boşaldıktan sonra yarağımı götünden çıkarınca, o da anladı götünün kanadığını. Ama bana kızamıyordu, çünkü kadınlığını sayemde yaşamıştı ve çok mutlu olmuştu.
Gitme vaktim geldiğinde, yengem, "Cenabet gitme, duş al öyle çık!" dedi. "Tamam!" dedim. Bana banyoyu hazırlamaya giderken ayakta zor duruyordu. O oynak yengem, süt dökmüş kedi gibi olmuştu.
Zilli yengem benim, hastayım senin o iri götüne :)
[Ahmet]
149 notes · View notes
selin-n · 3 months
Text
Ömer Hayyam DİYOR Kİ___//
"Karanlık aydınlıktan, yalan doğrudan kaçar.
GÜNEŞ yalnız da olsa etrafına ışık saçar.
Üzülme, doğruların kaderidir yalnızlık.
Kargalar sürüyle, KARTALLAR yalnız uçar"
Hava da yağmur var___☔☔☔💙
___Ve__ bizler "akşamın olduğu yerde" buluştuk yine değerli dostlarım___//🌹🌺🌿🍀☕🕊️
Sizin için, benim için, hepimiz için,önce sağlık_huzur_mutluluk_
vefalı dostlar___//
ve sevdiklerimizle geçireceğimiz
keyifli bir akşam diliyorum___//
🍀🌿 Hakkımızda herşeyin hayırlısı olsun inşaallah 🌿🍀
Tumblr media Tumblr media
Sevgilerimle💙🕊️
88 notes · View notes
yakazakalb · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media
Eve gelirken yol üstündeki parkta bi banka oturdum biraz nefeslenmek için. Yan taraftaki bankta küçük bi kız çocuğu oturuyordu. Birisi iyi üzmüş olacak ki güzel gözlerinden boncuk boncuk yaş süzülüyordu. Dayanamadım 'neyin var senin tatlım' dedim. Durdu biraz 'yok bişey' dedi. Ben de oturdum biraz karahindibaları, kelebekleri, susamları, dalında büyüme çabasında olan kırmızı erikleri seyrettim. Kalktım ayrılmak için yavrucak hala ağlıyor. Omuzuna dokundum usulca, yanağından yumuşak bi makas alıp "üzülme tamam mı fıstık? Unutma bu dünyada senden daha değerli hiç bişey yok" dedim. Kirpiklerindeki yaşla yüzünde tatlı bi tebessüm oluştu. O gülünce ben de mutlu oldum. Ama ne tuhaftır şu satırları yazarken benim gözlerim yaşarıyor. İçimdeki çocuk da sırtının sıvazlanmasını ve o cümleleri duymak istiyor sanırım.
Evet öylesine gelmedim bu dünyaya. Ve öylesine de geçmiyorum buradan. Birisinin yüzünde tebessüm olamayacaksam ve gönül yapamayacaksam ne diye yaşayayım ki...
44 notes · View notes
aylakadaminiz · 4 months
Text
Tumblr media
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan, E
vimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
CAHİT SITKI TARANCI
58 notes · View notes
seydattr58 · 1 month
Text
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini..
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin...
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber..
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm..
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum...
...
....
Seni her özlediğimde sevgilim,
Gökyüzüne bakıyorum;
Göğün mavisinde gözlerini görüyorum çünkü..
Seni her özlediğimde bir tanem,
Denizlere bakıyorum.
Ufuğa bakınca mucizeni görüyorum çünkü..
Seni her özlediğimde bir tanem,
Kuşlara bakıyorum.
O kanatlardaki özgürlüğünü görüyorum çünkü..
Ve aşkım,
Seni her özlediğimde,
Adında isyan ediyorum...
Seni özlemek istemiyorum ben,
Ben seni yaşamak istiyorum,
Seni her özlediğimde sana bakmak istiyorum
Ve seni sende görmek sadece..
💕💕
28.04.2024
46 notes · View notes
yalnizlar-rihtimi · 11 months
Text
51 notes · View notes
kirmiziciceyim · 1 month
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Benim güzeller güzelim, hayattaki en değerli hediyem Saat artık 00:00. Demek ki artık senin doğum günün.
Seninle geçirdiğimiz her an, her mesaj için sana çok teşekkür ederim.
Yeri geldi birlikte ağladık, yeri geldi birlikte güldük seninle. Aramızda kaç kilometre olursa olsun umurumda değil. Her anına değerdi.
Seninle bir sürü sorunum olduğu bir dönemde tanıştık. Hani derler ya sabredersen gün gelir en iyisine kavuşursun diye. Ben sana kavuştum mesela. Ben o dönem okulda çok dışlanıyordum. Dışlanıyordum derken bulunduğum ortama uyum sağlayamıyordum.
Ama o dönem seni tanıdım. Sen öğrettin bana birine uyum sağlamaman gerektiğini, her kesin bizi olduğumuz gibi kabullenmesi gerektiğini. Senin sayende okuma alışkanlığımı geri kazandım. Senin sayende hayata farklı açıdan da bakıla bileceğini öğrendim.
Biliyorum. Şu sıralar bazen kendini yetersiz hissediyorsun. Ama unutma sen bütün bunları bana öğretensin güzelim. Bunlar bana yeter de artar bile. Doğru kimse mükemmel değil. Ama sen benim gözümden mükemmelsin. Bunu unutma.
Ben kendime solmuş güneş derken sen beni her sabah doğan solmayan güneşin yaptın. O kadar şanslıyım ki senin gibi bir galaksinin güneşi olduğum için. Galaksiler de yok olur diyorsun ya hani? Sen asla yok olma olur mu? Sen yok olursan güneş de yok olur çünkü.
Gün geldi, seninle uzun süre aşamadığımız mesafeleri aştık biz. Mesafeler ne ki bizim arkadaşlığımızın yanında, değil mi?
Kilometrelerce uzaklıklara gizlenmiş olsa da dostluğumuz aynı gökyüzünü paylaştığımız sürece dostuz.
Yeni yaşında hep mutlu ol, mutlu et bir tanem. Ne var biliyor musun? Mutlu etmesen de olur. Sen mutlu ol yeter. Hep gülümse. Üzülme, mutsuz olma. Yeni yaşında hayatının en güzel anılarını biriktir. Tüm hayallerin, dileklerin gerçekleşsin. Hayatın gökkuşağı kadar rengarenk ve canlı olsun.
Hiç ağlama. Ama olur da ağlarsan bu da mutluluktan olsun.
Yeni yaşında hayatın sana yaşattığı acıları yenecek kadar güçlü ol. Hayattan beklentilerin olacak kadar umutlu ol. Umutlarını yitirmeyecek kadar inançlı, mutlu ve sevgi dolu ol.
Seni hak edecek ne yaptım? İnan bana bilmiyorum. Buraya sığdıramayacağım o kadar çok şey var ki yazmadığım
Belki şu an yanında değilim ama bil ki bu günü kalbimin, kalbinin en derin yerinde seninle birlikte kutluyorum.
Bu gün bir sürü doğum günü mesajı alacaksın. Nasıl yazdım bilmiyorum. Ama çok özenerek yazdım. Tüm duygularımla yazdım. Tüm hissettiklerimle. Bir daha teşekkür ederim.
Hayatımda olduğun her an, her saniye için.
İyi ki doğdun, doğum günü kızı.
@galaksilerdeyokolur
23 notes · View notes
huzursuzlugun-blogu · 2 months
Text
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır,
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini.
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını.
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin!
İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen
Rüzgarların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini.
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür,
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
25 notes · View notes
selin-n · 1 month
Text
Desem ki__!!💙🥀
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum__!!
Tumblr media
Sevgiyle kalın mutlu olun 💙
69 notes · View notes
marstabirsehir · 2 months
Text
Desem Ki
Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
Desem ki...
İnan bana sevgilim inan
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgarla nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum
Cahit Sıtkı Tarancı
37 notes · View notes
savasbitti · 4 months
Text
gecenin saat 3'ü. uyku tutmuyor, çünkü bir hafta içinde uyku düzenim bozulmuş. içeride bunalmışım, hava soğuk ama soğukla açılmak için balkona çıkıyorum. bir metre kare bile olmayan balkondayım. gökte yıldızlar aklımda düşünceler, içimde sıkıntı, kalbimde ağrı. düşünüyorum. sokakta birkaç kişi var, köşedeki tekel bayii her zamanki gibi açık, karşısındaki fırında öyle. fırının önünde bir köpek yatıyor, masalarda bekçiler oturuyor, mesailerini bitirmek için vakit öldürüyorlar. gecenin saat 3'ü, aklımda nazım hikmet'in bir dizesi var ama arkada ismet özel'in sesi geliyor. karnım hafif aç, öğlen kahvaltı yaptığım için ve akşam hiçbir şey yemediğim için sürüyor bu açlık. birkaç yarasa oradan oraya uçuyor. geçen sene aldığım gül ağacı baharın gelmesini bekliyor. aloeveralar su vermesem de patlamaya, çoğalmaya devam ediyorlar, hâlbuki küçük bir aloevera almıştım ben, şimdi bir sürü oldular. balkona çıkıp da aşağıya bakan her insan gibi içimden "şimdi buradan atlasam ne olur" diyorum. sonra çekiniyorum bunu yapmaktan hatta korkuyorum kendimi geri çekiyorum. kedim dosto içeriden bana bakıyor, yüzünde meraklı ve şaşkın bir ifade var. kaç gündür kendi içime çekilmişim. okunacak kitaplarım, izlenecek filmler beni bekliyor. sabah haftaya yeni bir giriş olacak, tekrar eski düzene adapte olmam gerekiyor. uyan, işe git, gel ve tez çalış. sürekli aynı döngüde olmak sıkıyor insanı ama aynı zamanda bu döngüye o kadar alışmışım, bu döngü o kadar benim "güvenli bölge"m olmuş ki buradan çıkmak cesaretini de gösteremiyorum. geçen sene bu zamanları düşünüyorum. günler ardı ardına geçip gitti. çok şey kaybettim geçen sene içinde, çok şey kaybettik. geçmişte verilen sözlerin bir değeri olmadığını anladım. bundan sonra nasıl güveneceğimi bilmiyorum. kendim için bir şey demiştim. terapiye başlamıştım ama faydasını göremedim. ilaçlarım masada duruyor, bu hafta bitecekler gidip yenilerini yazdırmam gerekecek. şimdi gidip uyuyayım diyorum, uykuya kaçayım ama bu ne değiştirecek. bazen rüyalarla gerçeği karıştıracak duruma geliyorum. uyandığımda "hangisi gerçekti?" diye soruyorum kendime. doğrusu ben de içimdeki şarkının bitmesinden korkuyorum. içimdeki şarkı biterse bileklerime yine falçata vuracağım. kanım damardan akacak ama dibe inemeyeceğim. ruhumdaki acıyı farklı bir yere aktarmak, fiziksel acıya çevirmek bir nebze iyi geliyor ama kendime zarar verdiğimin de farkındayım. hâlâ kendimi önemsemiyorum. beni önemseyen kimse yok artık çünkü. aynalara bakmaya hâlâ korkuyorum, yüzümde bir çirkinlik emaresi görecek olmak korkutuyor beni. kendimi o kadar güçsüz ve çaresiz hissediyorum ki. şurada birkaç ay kaldı hayatımın alt üst olmasını sağlayan günlerin yıldönümü olmasına. gecenin saat üçü şimdi ben yine düşünüyorum. aynı şeyler de değil düşündüklerim, başkalarının acıları, dünyada yaşanan savaşlar, ülkenin durumu vs. vs. vs... kendimden kaçıp bir şeylere sığınarak geçecek sanıyorum, kendimi oyalayamaya çalışıyorum sürekli. insanlar sürekli tavsiye veriyor bana: şöyle yap, böyle yap, düşünme, üzülme diye ama bunun mümkün olmadığını bir türlü anlatamıyorum onlara. küçük sevinçler de yaşamıyor değilim ama yaşadığım bu sevinçler, iyi şeyler de uyuşturmuyor ne kalbimdeki ne de ruhumdaki acıyı. birileri okusun diye yazmıyorum bunları aslında kendime söylüyorum. iyi geliyor sanki yazmak. hem bunları yazsam ne değişecek, bugün ölsem kim üzülecek, sadece üç gün yas tutulur bilirsiniz bu ülkede. ilk kez bu kadar uzun bir yazı yazıyorum buraya, belki de en içten olduğum hâlimle. bazen yanımda olanlara da teşekkür etmek istiyorum, hakları geçmedi değil bana. teşekkür ederim deyip terk etmek gerekiyor sanırım. evet, dünyayı terk etmek, ruhu ait olduğu yere göndermek. bunlar çocukça gelmişti zamanında çok sevdiğim birine ama o da anlamamıştı. ona da anlatamamıştım içimde geçen düşünceleri, acıları, yoğun karmaşaları. gecenin saat üçü ben sanki içimi ferahlatacak gibi bir şiire, bir şarkıya sığınıyorum ve de gökteki şu yıldızları var eden yaratıcıya. hakkınızı helal edin deyip kaybolmak istiyorum artık. omzumdaki yük o kadar ağır geliyor ki...
34 notes · View notes
arbrenu · 10 months
Note
sevgilimin arkadaşı benimle kalıyodu bi gün sevgilim yanıma geldi akşama plan yapıcaktık ailem izin vermediği için kız arkadaşını aldı ve gitti.... çok kırıcıydı benim için açıkçası sonrasında ayrıldık zaten
İyi yapmışsın aşko sakın üzülme bb de
104 notes · View notes
japonyamesken · 14 hours
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
..
Avrupa Birliği Komisyonu paylaşmış, bugün dünya bisiklet günüymüş. O zaman gereği yapılsın diye paylaşmıştım ben de. 🚴🏻‍♀️ SWY alumna’dan bir arkadaş da Hollanda’da yaşıyor, “biz zaten her gün gereğini yapıyoruz” demiş. Evet, dünyanın en.en.en güzel zorunluluğu 🙃
Türk marketine gidip detaylı bi alışveriş yaptım. Eve gelip buzdolabını tamamen boşaltıp sildim. O sırada çay demleyip marketten aldığım içli köfteyi (işe daldığım için gereğinden fazla😢) pişirdim. İşimin bitmesine yakın spotfyda otomatik olarak bir podcast çalmaya başladı, expat kafasının bir bölümü ve benim bu yaz için planladığım bir şeyi yapan birisi çıktı ve anlatmaya başladı.
O an demlenen çay, haşlanan içli köfte, çalışan bulaşık makinesi, kısaca mutfak orkestrasıyla ve elimde temizlik beziyle tuhaf bir huzur kapladı i��imi. Dün biraz stresli ve üzüntülü geçmişti. Podcastte böyle bi şeyin denk gelmesini “hala yapabilirsin, üzülme, hadi neşelen biraz” diyen bi mesaj olarak hissediyorum. Böyle hissettikçe bu mesajlar da artıyor.
Ve markete giderken geçtiğim şu yolu çok seviyorum. Arabalar için ayrılan yere bakın, bi de bisikletler için ayrılmış şeritlere. Öncelik bisikletlerde hep, arabalar bize dikkat etmek zorunda. Kendimi güvende hissetmenin ne kadar muhteşem bir his olduğunu anlatamam sanırım.
Alışveriş işleri için çıktım bugün dışarı ama birazdan sırf bu bisiklet günü için çıkıp orman yoluna gideceğim, ve bu satırları yazarken fark ediyorum ki o üzüntüm de geçmemiş aslında. Bi burukluk var içimde.
Olsun, biz nelerden geçmedik ki, bunları da halledeceğiniz elbette. …
Ps: Bu arada köfte yapıp buzluğa atacağım ama kuru ekmek yok, annemi aradım açmadı. Bunun alternatifi olarak ne koyabilirim? Bir kere bulgur koymuştum, değişik olmuştu. Ben pek ekmek almıyorum evde de yok şu an, Japonların pankosu var ama çok pahalı burada. Normal ekmek alıp fırında kurutsam ve robotta çeksem nasıl olur? Tavsiyesi ve başka buzluk tarifi olan varsa paylaşsın plzzz 🌸
18 notes · View notes