Tumgik
#adaçayı türleri
Text
Geçmişten Günümüze Adaçayı Bitkisinin Tarihi
Geçmişten Günümüze Adaçayı Bitkisinin Tarihi
#Adaçayı, #AdaçayıKullanımı, #AdaçayıKullanımıDüğünlerde, #AdaçayıMitolojikÖyküleri, #AdaçayıÖzellikleri, #AdaçayıPodcast, #AdaçayıRitüelleri, #AdaçayıTarihi, #AdaçayıTürleri, #AdaçayıTütsüsü, #AkdenizBitkileri, #AntikRomaDaAdaçayı, #AntikYunanTıbbı, #ApolloVeAdaçayı, #AsclepiusVeAdaçayı, #AthenaVeAdaçayı, #BitkiBilimiTerimleri, #BitkiKullanımıUyarıları, #CharlemagneKararnamesi, #DaphneEfsanesi, #GelenekselTedaviYöntemleri, #HipokratInGörüşleri, #ManisaCelalBayarÜniversitesi, #Mitoloji, #MitolojikBitkiler, #OfficinalisNedir, #OrtaçağAvrupaSındaAdaçayı, #RomaMitolojisi, #SalviaOfficinalis, #SelinPodcast, #TıbbiBitkiler, #TıbbiBitkilerMezunu, #YerliAmerikalılarVeAdaçayı https://is.gd/ejj1It https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/podcast/gecmisten-gunumuze-adacayi-bitkisinin-tarihi/
Geçmişten günümüze adaçayı bitkisinin tarihi ile ilgili hazırlamış olduğumuz podcaste hoş geldiniz. Herkese Merhabalar ben Selin. Yayınlamış olduğum diğer podcastlerimden çok güzel geri dönüşler aldım. Biraz köy maceralarına arar verip bitkilerle devam edelim diyorum.. Size en çok sevdiğim ve bende yeri ayrı olan adaçayından bahsetmek istedim.
Spotify üzerinden dinlemek için hemen aşağıdaki medya oynatıcıyı başlatabilirsiniz.

Youtube üzerinden dinlemek için hemen aşağıdaki medya oynatıcıyı başlatabilirsiniz.
youtube
Manisa  Celal Bayar Üniversitesi  Alaşehir Meslek Yüksek Okulu, Tıbbi ve Aromatik Bitkiler mezunuyum. Üniversiteden mezun olurken 2012 yılında küçük bir Adaçayı Fidesi getirmiştim. Şimdi o Balıkesir’de evimizin bahçesinde 4-5 kök halinde ve büyümeye devam ediyor. Yaklaşık 11 yıldır bizimle ve  ilk yetiştirdiğim tıbbi bitki adaçayıdır.
Adaçayı ballıbabagiller familyasına ait  bir bitkidir. Latince adı ise Salvia officinalis‘dir. Bitkiler ile alakalı podcast hazırlarken ‘officinalis’ terimi ile sık sık karşılaşacağız ona da bir küçük parantez açıp öyle devam etmek isterim.
Officinalis, bir bitkinin bilimsel adında kullanılan bir tür adıdır. Latince kökenli olan “officinalis,” “officina” kelimesinden gelir. Officina, eski Roma’da bir depo veya atölyeyi ifade ederdi. Dolayısıyla, “officinalis” terimi, bitkinin eski çağlardan beri bir eczanede veya ilaç atölyesinde kullanıldığı anlamına gelir. Bir bitkinin bilimsel adında “officinalis” bulunması, o bitkinin tıbbi veya aromatik özelliklere sahip olduğunu ve geleneksel olarak ilaç veya diğer kullanımlar için değerli olduğunu belirtir. Bu terim genellikle tıbbi bitkilerin tanımlanmasında ve sınıflandırılmasında yaygın olarak kullanılır.
Adaçayı, genellikle Akdeniz bölgesinde bolca bulunur, özellikle Türkiye’nin Ege, Akdeniz ve Marmara bölgelerinde sıkça karşımıza çıkar. Anti bakteriyel, anti-enflamatuar, anti-viral ve anti-fungal özelliklere sahiptir. Solunum yolu enfeksiyonları, sindirim sistemi sorunları ve cilt hastalıklarının tedavisinde kullanılır. Ayrıca, kötü kokuları giderici ve ferahlatıcı etkisi de vardır.
Dünyada yaklaşık 1000 tür adaçayı olduğu tahmin edilmektedir. Bu türlerin çoğu, Akdeniz bölgesinde yetişmektedir. Adaçayı türleri, yapraklarının şekli, rengi ve kokusuna göre sınıflandırılabilir. Yaprakları oval veya eliptik olan adaçayı türlerine “officinalis”, yaprakları dar ve uzun olan adaçayı türlerine “sclarea” ve yaprakları tüylü olan adaçayı türlerine triloba adı verilir. En yaygın adaçayı türü, Salvia officinalis türüdür. Bu tür, Akdeniz bölgesinde yetişen ve tıbbi özellikleriyle bilinen bir bitkidir.
Adaçayı eski dönemlerden beri insanlar için büyülü ve şifalı bir bitki olarak kabul edilmesiyle şekillenmiştir. Adaçayı, tarihin en eski bitkilerinden biridir ve birçok mitolojik hikayede yer almıştır. Özellikle Yunan ve Roma mitolojisinde önemli bir yere sahiptir. O zaman, daha fazla beklemeden Adaçayının tarihinde bir yolculuğa çıkalım.. İlk durağımız, Antik Yunan Dönemi, yani Milattan Öncesi yılları olacak.
Geçmişten Günümüze Adaçayı – Antik Yunan Toplumu
Antik Yunan toplumu, pek çok açıdan bugünkü kültürümüzü etkileyen bir medeniyetti ve bu dönemde Adaçayının rolü oldukça ilginç. Antik Yunanlılar, bitkileri sadece yemek ya da şifa amaçlı kullanmakla kalmaz, aynı zamanda mitolojik ve dini bağlamlarda da değerlendirirlerdi. Bu durumdan da Adaçayının önemli bir yere sahip olduğu anlaşılmaktadır.
Peki, Antik Yunanlılar neden Adaçayını bu kadar değerli buluyordu?
Öncelikle, tıbbi kullanımıyla ilgili bilgilere odaklanalım. Antik Yunan tıbbında bitkilerin şifa gücüne büyük bir inanç vardı. Hipokrat, Antik Yunan tıbbının öncülerinden biriydi ve kendisi de Adaçayının tıbbi özelliklerinden övgüyle bahsettiği söylenir hatta “Eğer bir insanın bahçesinde adaçayı yetişiyorsa o insan nasıl olur da yaşlanabilir?” dediği söylenir ama ben araştırmalarımda bu söyleme dair herhangi bir makale bulamadım. Doğruluğu artık sizlere kalmış. Adaçayı, sindirim problemleri, baş ağrıları ve solunum yolu  gibi yaygın sağlık sorunlarının tedavisinde kullanılıyordu.
Mitolojik bağlamda ise Adaçayı, Antik Yunan tanrıçası Athena’ya adanmıştı. Athena’nın sembolü olan adaçayı, bilgelik ve koruma ile ilişkilendiriliyordu. Adaçayı, Antik Yunan tanrıçası Athena’ya adanmıştı. Adaçayı aynı zamanda Antik Yunan mitolojisinin bir parçası olan Asclepius’un, yani tıp tanrısının sembolüydü. Asclepius tapınaklarında, insanlar şifa bulmak için adaçayını kullanırdı. Antik Yunanlılar ritüellerinde adaçayını sıkça kullanırlardı. Özellikle dini törenlerde adaçayı tütsü olarak yakılır, bu, tanrılara adanmış bir armağan olarak kabul edilirdi.
Antik Yunan Dönemi’nde Adaçayının izini sürdükten sonra şimdi ise Roma İmparatorluğu’nun yükselişine ve Orta Çağ’a doğru bir zaman yolculuğu yapacağız. Romalılar ve Orta Çağ’da Adaçayının hikayesine uzanalım.
Geçmişten Günümüze Adaçayı – Roma İmparatorluğu Dönemi
Roma İmparatorluğu döneminde, adaçayı mutfaklarda ve tıpta yaygın olarak kullanılmaya devam etti. Orta Çağ’da manastırlarda yetiştirilip tıbbi amaçlarla kullanıldı. Romalılar, savaşçı bir toplum olarak, yaralanmaların ve hastalıkların tedavisi için doğal yöntemlere yönelmişti. Adaçayı da bu yöntemler arasında öne çıkıyordu. Roma askerleri, savaş alanlarında yaralanmalarını tedavi etmek ve sağlıklarını korumak için Adaçayı kullanıyordu.
Bunun yanı sıra Roma’da, Adaçayı yemeklerin lezzetini artırmak amacıyla da kullanılıyordu. Yemek kültürü, Roma toplumunda büyük bir öneme sahipti ve Adaçayı, yemeklere aroma katarak popüler bir baharat haline geldi. Antik Roma’da adaçayı, özellikle zamanın her yerinde bulunan yağlı etlerin sindirilmesinde yardımcı olan ve resmi Roma farmakopesinin bir parçası olarak görülen önemli iyileştirici özelliklere sahip olduğu düşünülmüştür.
Geçmişten Günümüze Adaçayı – Roma Mitolojisi
Roma mitolojisinde ise, adaçayı, güneş tanrısı Apollo’nun koruyucusu olarak kabul edilir. Adaçayı, aydınlanma, bilgelik ve iyileştirme gibi Apollo’nun özellikle önemsediği özelliklerle ilişkilendirilir.
Adaçayı, Apollo’nun bir bakiresi olan Daphne’nin hikayesiyle de ilişkilendirilmiştir. Daphne, Apollo’nun ilgisinden kaçmaya çalışırken bir adaçayına dönüşmüştür. Adaçayı, Daphne’nin saflığını ve Apollo’ya olan sadakatini temsil eder.
Ayrıca, Roma mitolojisinde adaçayı, ölülerin ruhlarını barındıran yeraltı dünyasına giden yolu aydınlatmak için kullanıldı. Mitolojik bilgilerin yanı sıra okuduklarım ve araştırdıklarımla kısa kısa hikayeler ve anekdotlarla size anlatmak isterim.
M.S. 1 yy başlarında “Kutsal Meryem Ana, Bebek İsa ile Herodes’un gazabından kaçmak zorunda kaldığında, kendisini saklamaları için, çayırdaki tüm çiçeklerden yardım istemiş, ama hiçbir çiçek ona yanıt vermemiş. İşte o zaman adaçayı eğilmiş ve Meryem Ana sığınacak bir yer bulmuş. Onun sık ve koruyucu yapraklarının arasına girerek Herodes’un askerlerinden saklanmış ve askerler onu görmeden geçip gitmişler. Tehlike geçtikten sonra, saklandığı yerden çıkan Meryem Ana, tatlı sesiyle adaçayına şöyle demiş:
Bu andan sonra sonsuza dek insanların en çok sevdiği çiçek sen olacaksın. Seni, insanları tüm hastalıklardan koruyacak kadar güçlü kılıyorum. Bana yaptığın gibi, onları da ölümden kurtar!” Bu inanışa göre, o zamandan beri adaçayı, insanları iyileştirmek ve onlara yardım etmek için her yıl yeniden çiçekleniyor. Bundan dolayıdır ki  adaçayı ,Hristiyan kültüründe önemli bir yere sahip olduğu için Adaçayı toplama töreni düzenlenirdi. Adaçayı, kutsal bir bitki olarak kabul edilir ve bu nedenle, toplanması özel bir törenle yapılırdı. Hristiyanlık kültüründe yaygındı.
Tören genellikle sabah erken saatlerde yapılırdı. Toplayıcılar, adaçayı toplayacakları yere temiz kıyafetlerle gelirlerdi. Toplama işlemine başlamadan önce, toplayıcılar dua ederlerdi. Adaçayı, özel olarak hazırlanmış bir aletle toplanır. Bu alet, genellikle bir bıçak veya makastan oluşur. Toplayıcılar, adaçayının yapraklarını dikkatlice koparırlardı. Yapraklar, toplayıcıların getirdiği bir sepet veya torbaya konurlardı. Toplama işlemi tamamlandıktan sonra, toplayıcılar tekrar dua ederlerdi. Daha sonra, adaçayı, özel bir yerde saklanır veya kurutulurdu. Adaçayı toplama töreninin amacı, adaçayının kutsallığını korumaktı. Toplama işleminin dikkatli ve saygılı bir şekilde yapılması, adaçayının gücünü korumasına yardımcı olurdu.
Adaçayı toplama töreninin bazı ayrıntıları, bölgeye göre değişiklik gösterebilirdi. Örneğin, bazı bölgelerde, toplayıcılar adaçayı toplarken başlarını örterlerdi. Bu, adaçayının kutsallığını korumak için yapılan bir ritüeldi.
MS 800’lü yıllarda ise  Frank İmparatorluğu’nun kralı olduğu dönemde şarlaman Charlemagne, taçlı arazilerdeki her çiftliğin, adaçayı yetiştirmesini zorunlu kılan bir kararname yayınladı. Bu kararnamenin amacı, adaçayının şifalı ve aromatik özelliklerinden yararlanmaktı.
Charlemagne’in kararnamesinin bazı özel hükümleri şunlardır:
Her çiftlik, en az 10 metrekarelik bir alanda adaçayı yetiştirmek zorundaydı.
Adaçayı, çiftliğin bahçesinde veya arazisinde yetiştirilebilirdi.
Adaçayı, çiftliğin ihtiyaçları için kullanılabilirdi.
Charlemagne’in kararnamesi, Avrupa’nın tarım ve tıbbi tarihinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Bu kararname, adaçayının Avrupa’da yaygın olarak yetiştirilmesini ve kullanılmasına yol açmıştır.
Arap Yarımadasında ölümsüzlük için, 14. yüzyıl Avrupa’sında ise büyülerden korunmak amacıyla kullanılan adaçayı, 17. Yüzyılda Çin’de aşırı derecede talep gördüğü için, Çinli tüccarların Hollandalı ticaret gemilerine 1 sandık adaçayı için 3 sandık siyah çay vermeye razı oldukları söylenmektedir. Ortaçağ Avrupa’sında ise, adaçayı, sağlık ve iyileştirme için kullanılan bir bitki olarak görülmeye başladı. Adaçayı, veba salgını sırasında insanların sağlıklarını korumak için kullanılan bir bitki oldu. Ayrıca, kadınların doğum sırasında acılarını hafifletmek için de kullanıldı.
Romalılar, Adaçayını, yatak takımlarına ve evli bir çiftin yataklarına asılmasının içsel erdemleri geliştirmeye yardımcı olduğuna inanılırdı. Adaçayı, evlilik bağını güçlendirmeye ve çiftlerin birbirlerine olan sevgisini artırmaya yardımcı olduğuna inanılır. Bu arada biz düğünümüzde davetlilere hediye adaçayı keseleri dağıtmıştık. Podcasti dinleyince hatırlayanlar olacaktır. Bilmeden Romalıların ritüelini yerine getirmişiz.
Yerli Amerikalılar, adaçayının, ruhsal bir bitki olduğuna inanıyordu yanan dumanın Büyük Ruh’a dua ettiğini düşünüyorlardı. Adaçayı, sakinleştirici ve yatıştırıcı özelliklere sahiptir. Bu nedenle, adaçayı, meditasyon ve yoga gibi ruhsal uygulamalarda kullanılırdı.
Yerli Amerikalılar, adaçayı tütsü yakmayı, kötü ruhları kovmaya ve kutsal alanı korumaya yardımcı olduğuna inanıyordu. Adaçayı tütsüsü, hoş bir kokuya sahiptir ve bu nedenle, havayı temizlemek ve kötü kokuları gidermek için de kullanılır.
Toparlamak gerekirse geçmişten günümüze adaçayı her toplumda kabul görmüş ve yoğun şekilde kullanılmış bir bitkidir. Bitkinin bazı kullanım şekillerinden bahsettik detaylı olmasa da şunu belirtmeden geçemeyeceğim, hiç bir bitkiyi doktor tavsiyesi olmadan kullanmayın. Kullandığınız ilaç veya takviyelerle etkileşime geçebilir, dozu ayarlayamayabilirsiniz. Mutlaka işin uzmanına danışın. Beni sonuna kadar dinlediğiniz için teşekkür ederim bir sonraki podcastte görüşmek üzere beni takip etmeyi unutmayınız.
0 notes
genckocaeli · 5 months
Text
Soğuk Algınlığı Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Tumblr media
Soğuk Algınlığı Nedir?
Soğuk algınlığı, diğer adıyla nazofarenjit veya nezle, üst solunum yollarında (burun ve boğaz) meydana gelen viral bir enfeksiyondur. Yılın her mevsiminde görülebilen bu rahatsızlık, özellikle soğuk havanın etkili olduğu kış aylarında daha yaygın hale gelir. Pek çok kişi, bu rahatsızlığa yakalandığında nedenini anlamaya ve daha hızlı iyileşmeye odaklanır. İşte Soğuk Algınlığı Nedir? Soğuk Algınlığı Nasıl Bulaşır? Soğuk algınlığı belirtileri nelerdir? gibi soruların detaylı cevapları. Soğuk algınlığı, genellikle zararsız olan farklı virüs türleri tarafından tetiklenen bir hastalıktır. Nezle belirtileri arasında öksürük, burun akıntısı ve tıkanıklığı, boğaz ağrısı, hapşırma, yüz ve alın bölgesinde dolgunluk, kulaklarda dolgunluk, gözlerde sulanma, hafif ateş, kas ağrısı (myalji), bitkinlik, baş ağrısı ve iştahsızlık bulunur. Soğuk algınlığı genellikle 7-10 gün içinde kendiliğinden iyileşir, ancak sigara içen bireylerde belirtiler daha uzun sürebilir. Soğuk algınlığı riski, özellikle 6 yaşından küçük çocuklarda daha yüksektir. Sağlıklı yetişkinler de yılda birkaç kez soğuk algınlığına yakalanabilir. Belirtiler bir hafta veya on gün içinde düzelmezse, doktora başvurmak önemlidir. Çocuklarda ise soğuk algınlığı genellikle yetişkinlere oranla daha uzun sürebilir. Soğuk algınlığı, virüs taşıyan damlacıkların solunması, yutulması veya virüs içeren nesnelere temas etme yoluyla bulaşabilir. Virüsler, çevrede uzun süre yaşayabilirler. Bu nedenle, virüslü yüzeylere el teması sonrasında yüzünüze, gözlerinize veya burnunuza elinizi sürmenizle bulaşma olasılığı artar.
Tumblr media
Soğuk Algınlığı Hakkında Bilinmesi Gerekenler
Soğuk algınlığına karşı alınabilecek önlemler
Soğuk algınlığına karşı alınabilecek önlemler arasında bol sıvı tüketimi, bitki çayları (adaçayı, ekinezya, nane-limon, yeşil çay), dinlenme, uyku düzenine dikkat, tavuk suyu veya et suyu çorbası içme, sarımsak tüketimi, sıcak duş alma, tuzlu su ile burun temizliği ve gargara yapma bulunur. Soğuk algınlığı genellikle 7-10 gün içinde kendiliğinden geçer. Ancak semptomlar şiddetliyse veya uzun süre devam ediyorsa, doktora başvurmak önemlidir. Griple karıştırılmamalıdır, çünkü grip daha ani başlar ve şiddetli belirtilere neden olabilir. İyileşme sürecini hızlandırmak için dinlenmek, bol sıvı içmek ve C vitamini içeren meyve ve sebzeleri tüketmek önemlidir. Aspirin kesinlikle kullanılmamalı, ancak ateş ve ağrı kesici ilaçlar doktor önerisiyle alınabilir. Read the full article
0 notes
r191k · 5 years
Text
. Evening (akşam kavun Sevgili) 😃
Hayatı uzatan bir ilacınız var mı?
Bir emirliği yöneten ve bilge bir adaçayı olan bir prens olduğu söylenir.
Bu prens her zaman güçlü bir genç adam olmayı ve yaşlanmamayı hayal ediyordu.
Akıllı bir adamdan, ömrünü uzatan ilacını getirmesini istedi ve isteğine gelip gelmediğini sorduğu her şeyi ona vermeyi vaat etti.
Hakim, yaşamı uzatacak ve gençleri hayatta tutacak bir ilaç bulmak için şehirlere ve köylere gitti.
Ancak bir köyü geçip insanlarına bir bitki veya yiyiciler sorduğunda, o köyün halkının kardeşlerin olduğu dağın tepesine gitmeleri ve belki de istediklerini bulmaları için tavsiye ettiği hayatı uzatır.
Hakim bu iki kardeşin yaşadığı yere gitti ve gün batımından kısa bir süre önce oraya geldi.
İlk ev küçüktü ve etrafındaki şeyler dağıldı ve evin kapısının önünde yaşlı bir adam oturdu (onu yiyip içti), bilge adam onu ​​selamladı ve yaşlı adam onu ​​karşıladı ve karşıladı.
Hakim daha sonra ihtiyardan yarına kadar onunla kalmasına izin vermesini istedi.
Yaşlı adam konuşmadan önce
Evin içinden bir ses geldi ve karısı "Konuklarımız için ne yerimiz var?" Dedi.
  Seni başka bir yerde buluyorum ...
Yaşlı adam yavaşça başını indirdi ve bilgeğe pişman oldu.
Çok güzel bir temizlik ve temizlik ve düzenlemeye sahip bir ev ise, kuş ve blöf seslerine ek olarak çiçek ve güzel bitki türleri ile çevrili olan Hakim, diğer eve gitti.
Ve eğer genç bir adam yüzünü ve elbiselerini bekliyor ve karısını bekliyor ve hoşgeldin diyorsa:
Bugün misafirimiz var!
Eşi Hakim'i memnuniyetle karşıladı.
İkinci gün, bilge adam adama ziyaretinin nedenini açıkladı ve ağabeyiniz gençken ve bir piramit varken ona neden sağlık ve gençlik olduğunu sordu.
Adam güldü ve ona şöyle dedi: Yanılıyorsun, küçük kardeşim ve ben ondan yirmi yaş büyüğüm !!
Bilge adam, erkeğin gençlikte hayatta kalmasının gizemini keşfetmek için hayranlık duydu ve büyüdü ve istediği herhangi bir şey için bunu bilmek istedi.
Adam ona söz verdi ama öğle yemeğinden sonra.
Öğle yemeğinde, adam ve karısı en iyi yemeklerini sundular ve sonra vadiye bakan bir ağacın altına oturdular, karısından vadinin altındaki korularına gidip karpuz getirmelerini istedi.
Böylece eş gitti .. ve bir saat sonra Batikha geldi.
🤓 Kocası karpuza baktı, üstüne attı ve karısına şöyle dedi: Hayır, sevgili karım !! Umarım bu karpuzu geri getirip başka bir taneyle bize gelirsiniz.
Eşimin başarısızlıkları: gözlerim !!!
Karısı vadiye düştü ve başka bir yayla geri döndü ... ama kocası ikna olmadı ve karısını tekrar gönderdi, göğsün bütün genişliğiyle karısına gitti ve vadiye gitti ve Batıkha'ya geldi. Bu kez adam karpuzu kontrol edip açtıktan sonra.
Hakim soruyu sordu ve gençleri tutan yiyicileri ya da otları bilmek istedi.
Adam yiyen ya da ot olmadığını, ancak sağlığımın ve gençliğimin sırrının karım olduğunu söyledi.
  Onunla evlendiğimden beri sevgi, şefkat, şefkat, saygı ve takdirden başka bir şey bulamadım.
Hakim'in bir bahçede olmadığını ve tek bir karpuz olmadığını ve üç kez vadiye geldiğini ve karpuzun kendisi ile birlikte bize her geldiğinde, önünüzdeki işimden zarar gördüğünü veya hiçbir işaret göstermediğini biliyor muydunuz?
Bilge adam bu kadına hayran kaldı ve mutluluk, gönül rahatlığı, sağlık ve gençliğin eşi tarafından ilaç ve şifalı bitkilerle değil sevgisi, ilgisi ve ilgisiyle yaratıldığını fark etti.
   Sen 👈 Seninle nasıl yemek yapıyorsun 🍉🍉🍉 🤪🥴 ??? Bütün karpuzlarına gönder.
2 notes · View notes
yavrukopeksafkan · 2 years
Text
Wildfield Domuz Etli, Tavşanlı Yetişkin Küçük Irk Köpek Maması
Wildfield Domuz Etli, Tavşanlı Yetişkin Küçük Irk Köpek Maması
Beslenme şekilleri ;
Protein ağırlık beslenme ve kalori değeri yüksek vitamin içerikli besin bileşenleriyle günlük besin ihtiyacını karşılayan canlılarda büyüme ve gelişme diğer akranlarına oranla daha hızlı ve daha sağlıklıdır. Fizyolojik ve biyolojik olarak bu içeriklerden aldıkları kalori değerleri ile vücut kondisyonlarının korunup şekil almasında etkili olacaktır. Protein ağırlıklı beslenmek, yağ oranı ve karbonhidrat oranı satılık köpek yüksek mama ve besin içeriklerine göre daha sağlıklı ve tavsiye edilendir. Çünkü protein bu canlıların doğaları gereği sürekli ihtiyaç duydukları besin değerleridir. Protein ağırlıklı beslenmede süt ve süt ürünleri, beyaz ürünler, et ve yan ürünleri gibi gıdalar içermektedir. Fazla protein tüketimi canlılarda kolesterol düzensizliğine neden olur. Bu nedenle mama içeriğindeki protein değerleri tam ve dengeli olarak işlenmiştir.
Küçük ırk köpeklerin kemik yapısı olarak diğer ırklara göre küçük ve basık kalmaktadırlar. Buna bağlı olarak tükettiği besin ve besin türleri de farklı olacaktır. Örneğin; küçük çene yapıları katı besinlerin tüketimi için uygun  yavru köpek fiyatları  olmadığından bu köpekler için taneli kuru mamalar ya da konserve çeşitleri tüketilmesi tavsiye edilmektedir. Böylelikle sindirim ve çiğneme fonksiyonu daha iyi hale gelir.
Mama İçeriği Hakkında Bilinmesi Gereken Detaylar ;
1) Et ve et ürünleri kullanıldığı için hidrolize edilmiş protein değerleriyle yüksek kalori oranı yakalanmıştır. Buda günlük %60 gibi bir değerde besin ihtiyacının karşılandığını gösterir.
2) Tam ve dengeli besin bileşenleri ile mama dışında herhangi bir ek gıda ve sıvı karışım gıdalarına ihtiyaç duyulmadan kullanım talimatlarına göre günlük kullanımı sağlandığında 1 hafta içerisinde faydası görülecektir.
3) Hayvansal yağlar ve hayvansal proteinler ile birlikte vücuda alınan besinlerin yağ olarak depolanmadan biriken enerji yoğunluğuyla dışarıya kolaylıkla atılmasını sağlar. Bağırsak geçişlerindeki rahatlık havansal yağlar sayesinde olacaktır. Aynı zamanda rahat dışkı çıkışı bu ve bitkisel yağların tüketimi ile gerçekleşecektir.
4) Narenciye bitkileri ve şifalı bitki özleri, yağları ile tüketilen besinlerin sindirim ve emilimini sağladığı görülecektir.
5) Sebze ve organik meyve lifleri ile protein ihtiyacını karşılarken aynı zamanda günlük vitaminin %30 u da karşılanmış olacaktır. Protein ve vitamin ağırlıklı taneli kuru mama halini almıştır.
6) Zengin vitamin çeşitleri ile göz, ağız, kemik ve kas sağlıkları korunurken, gelişimleri ve büyümeleri güçlü, dirençli kalmaları sağlanmıştır.
7) Antioksidanlar sayesinde dökülen tüylerin en aza indirilmesi, parlak tüylerin yeniden çıkması, deri köklerindeki esneklik ve eski tüy yumaklarının vücuttan atılması gerçekleşecektir.
Mama İçeriğindeki Besin Ve Besin Bileşenleri Nelerdir?
Kurutulmuş taze domuz eti, kurutulmuş yeşil bezelye lifleri, muz kurutulmuş, tavuk proteinleri, tavuk yağları, tavuk ciğeri, yonca yaprakları, taze tavşan eti, tavşan eti protein yağları, stabilize edilmiş tavuk etleri, somon satılık köpek yavrusu balığı, somon balığı yağı, deniz ürünleri, deniz yosunu, ringa balığı, kurutulmuş yumurta çeşitleri, bira mayası, yaş maya, kuru maya, hindiba otu, hindiba özü, kurutulmuş hindiba posası, sodyum, sodyum klorür, fosfat, fosfor, keten tohumu, oligosakkaritler, yeşil ve kırmızı elma, kurutulmuş nar, kurutulmuş kabak, kurutulmuş yeşil çay, kurutulmuş ıspanak, rezene yaprakları, sarı papatya, meyan kökü özü, kırmızı tatlı domates, kurutulmuş kuşburnu, dağ adaçayı, kurutulmuş nane yaprakları, glukoz, kurutulmuş ahududu, böğürtlen lifleri, yuka otu, sülfat, ham protein, ham yağlar, ham kül, ham lif, nem, kalsiyum, A vitamini, D3 vitamini, E vitamini, C vitamini, B1 vitamini, B2 vitamini, B3 vitamini, B6 vitamini, B12 vitamini, H vitamini, folik asitler, klorür bileşenleri, amino asitler, antioksidanlar, çinko, mangan, magnezyum.
0 notes
gercekezinepeyniri · 2 years
Text
Ezine Peyniri 'nin Farkı
Ezine peyniri yapısı, tadı ve aroması ile diğer peynirlerden farklıdır. Bu bölümde Ezine peynirini diğer peynirlerden ayıran özelliklerden bahsedeceğiz. Ezine Peyniri İle Diğer Beyaz Peynir Türleri Arasındaki Farklar Ezine peyniri diğer beyaz peynirlerin üretiminde izlenen basamaklar izlenerek üretilmiş olsa da, üretim aşamasından sonra 6 ay ila 8 ay gibi çok uzun bir olgunlaştırma ( dinlendirme ) dönemine bırakılır. Dinlendirme süresinin bu kadar uzun olması Ezine peynirinin satış fiyatını diğer beyaz peynirlere göre daha yükseğe çeker. Evde Ezine peyniri yapmak isterseniz bağlantıya tıklayarak makalemizi okuyabilirsiniz. Ayrıca Kaz Dağları Dünya’nın saylı doğal güzellikleri arasında yer alır. Ezine peyniri bu yörede bulunan otları tüketen hayvanların sağlıklı ve kaliteli sütleri ile üretildiği için başka hiçbir peynir türünde olmayan özel bir kokuya, aromaya ve tada sahiptir. Ezine peynirini diğer beyaz peynirlerden ayıran başlıca farklar şunlardır: Ezine peyniri çok kaliteli olduğu için diğer peynirlerden daha pahalı bir fiyattan alıcı bulabilir. Ezine peynirinde büyük oranda tam yağlı koyun sütü kullanılır. Eğer bir peynirin imalatında kullanılan süt karışımı % 50 oranında inek sütü içeriyorsa, o peynir kesinlikle Ezine peyniri değildir. Bu nedenle de Ezine peynirine has aroma, tat, koku ve kaliteye sahip olamaz. Ezine peyniri sert ya da orta sert olmak üzere 2 çeşitte üretilir. Diğer beyaz peynirler ise sert olsa da çok yumuşak bir yapıya da sahip olabilir. Ezine peynirinin tadı hafif ekşimsidir. Fakat bu ekşimsi tat, peynirin kalitesini gösteren özel bir kriterdir. Diğer beyaz peynirlerde ise ekşi tat oluşumu genellikle peynirin bozulmaya başladığına dair bir işarettir. Ezine peyniri üretiminde kullanılan süt, Ezine bölgesinde yetiştirilen özel ırk koyunlardan ve ‘’Holstein’’ cinsi kaliteli ineklerden elde edilir. Ezine peyniri imalatında % 45 oranında kullanılan keçi sütü ise, yine bölgenin keçisi olarak tanımlanan ‘’Karakeçi’ ’ırkından elde edilir. Bu özel peynirin imalatında kullanılan koyun sütünün elde edildiği başlıca koyun ırkları şunlardır: -Tahirova -Sakız -Dağlıç -Sakız+Dağlıç Ezine peyniri için sütleri kullanılan hayvanlar Kaz dağları ikliminde yetişen özel bitki örtüsünden beslenir. Böylece hayvanların beslenmesinde rol oynayan özel bitkiler, direk olarak ürettikleri sütün tadına kokusuna ve kalitesine yansır. Bu bitki örtüsünde bulunan otlar şunlardır: -Mercan köşk -Güveyi otu -Adaçayı -Tüylü nane -Oğul otu -Kekik Ezine peyniri üretimi sırasında kullanılan süte, zararlı bakterilerden arındırılması için ısıl işlem uygulanır. Ezine peyniri pastörize edilmiş sütten imal edildiği için, elde edilen son ürünün tadında da pişmiş süt aroması hissedilmesi bu peynir türüne has bir özelliktir. Yazılarımızın devamını okumak ürünlerimizi inceleme ve satın almak için sitemizi bağlantıya tıklayarak ziyaret edebilirsiniz. https://www.ezinedengelsin.com/
Bu yazı ilk defa https://blog.ezinedengelsin.com/ezine-peyniri-nin-farki/ sitesinde yayımlanmıştır.
0 notes
medyadergisi · 2 years
Text
Mustafakemalpaşa'nın Minik Arıları Bal Ormanına Dokundu
Mustafakemalpaşa’nın Minik Arıları Bal Ormanına Dokundu
Mustafakemalpaşa'nın Bal Ormanında minik arılar Orman haftası kapsamında tam 15 bin fidanı toprakla buluşturdu. Dünyaca ünlü marka tarım ürünlerin onlarca tıbbı ve aromatik bitki türleri ile zenginleştiren Mustafakemalpaşa Belediyesi, çocuklarla birlikte 5 bin ekinezya çayı, 3 bin adaçayı, 2 bin biberiye, 2 bin ceviz ağacı ve 2 bin badem içeren 15 bin fidan ekimini gerçekleştirdi.   CAN SULARI…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
haberkat · 2 years
Text
Mustafakemalpaşa'nın Minik Arıları Bal Ormanına Dokundu
Mustafakemalpaşa’nın Minik Arıları Bal Ormanına Dokundu
Mustafakemalpaşa'nın Bal Ormanında minik arılar Orman haftası kapsamında tam 15 bin fidanı toprakla buluşturdu. Dünyaca ünlü marka tarım ürünlerin onlarca tıbbı ve aromatik bitki türleri ile zenginleştiren Mustafakemalpaşa Belediyesi, çocuklarla birlikte 5 bin ekinezya çayı, 3 bin adaçayı, 2 bin biberiye, 2 bin ceviz ağacı ve 2 bin badem içeren 15 bin fidan ekimini gerçekleştirdi.   CAN SULARI…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
ezinedengelsin · 2 years
Text
Ezine Peyniri 'nin Farkı
Ezine Peyniri 'nin Farkı
Ezine peyniri yapısı, tadı ve aroması ile diğer peynirlerden farklıdır. Bu bölümde Ezine peynirini diğer peynirlerden ayıran özelliklerden bahsedeceğiz.
Ezine Peyniri İle Diğer Beyaz Peynir Türleri Arasındaki Farklar
Ezine peyniri diğer beyaz peynirlerin üretiminde izlenen basamaklar izlenerek üretilmiş olsa da, üretim aşamasından sonra 6 ay ila 8 ay gibi çok uzun bir olgunlaştırma ( dinlendirme ) dönemine bırakılır. Dinlendirme süresinin bu kadar uzun olması Ezine peynirinin satış fiyatını diğer beyaz peynirlere göre daha yükseğe çeker. Evde Ezine peyniri yapmak isterseniz bağlantıya tıklayarak makalemizi okuyabilirsiniz.
Ayrıca Kaz Dağları Dünya’nın saylı doğal güzellikleri arasında yer alır. Ezine peyniri bu yörede bulunan otları tüketen hayvanların sağlıklı ve kaliteli sütleri ile üretildiği için başka hiçbir peynir türünde olmayan özel bir kokuya, aromaya ve tada sahiptir.
Ezine peyniri ‘ni diğer beyaz peynirlerden ayıran başlıca farklar şunlardır:
Ezine peyniri çok kaliteli olduğu için diğer peynirlerden daha pahalı bir fiyattan alıcı bulabilir.
Ezine peynirinde büyük oranda tam yağlı koyun sütü kullanılır. Eğer bir peynirin imalatında kullanılan süt karışımı  % 50 oranında inek sütü içeriyorsa, o peynir kesinlikle Ezine peyniri değildir. Bu nedenle de Ezine peynirine has aroma, tat, koku ve kaliteye sahip olamaz.
Ezine peyniri sert ya da orta sert olmak üzere 2 çeşitte üretilir. Diğer beyaz peynirler ise sert olsa da çok yumuşak bir yapıya da sahip olabilir.
Ezine peynirinin tadı hafif ekşimsidir. Fakat bu ekşimsi tat, peynirin kalitesini gösteren özel bir kriterdir. Diğer beyaz peynirlerde ise ekşi tat oluşumu genellikle peynirin bozulmaya başladığına dair bir işarettir.
ezine peyniri
Ezine peyniri üretiminde kullanılan süt, Ezine bölgesinde yetiştirilen özel ırk koyunlardan ve ‘’Holstein’’ cinsi kaliteli ineklerden elde edilir. Ezine peyniri imalatında % 45 oranında kullanılan keçi sütü ise, yine bölgenin keçisi olarak tanımlanan ‘’Karakeçi’ ’ırkından elde edilir.  Bu özel peynirin imalatında kullanılan koyun sütünün elde edildiği başlıca koyun ırkları şunlardır:
Tahirova
Sakız
Dağlıç
Sakız+Dağlıç
Ezine peyniri için sütleri kullanılan hayvanlar Kaz dağları ikliminde yetişen özel bitki örtüsünden beslenir. Böylece hayvanların beslenmesinde rol oynayan özel bitkiler, direk olarak ürettikleri sütün tadına kokusuna ve kalitesine yansır. Bu bitki örtüsünde bulunan otlar şunlardır:
Mercan köşk
Güveyi otu
Adaçayı
Tüylü nane
Oğul otu
Kekik
Ezine peyniri üretimi sırasında kullanılan süte, zararlı bakterilerden arındırılması için ısıl işlem uygulanır. Ezine peyniri pastörize edilmiş sütten imal edildiği için, elde edilen son ürünün tadında da pişmiş süt aroması hissedilmesi  bu peynir türüne has bir özelliktir.
Yazılarımızın devamını okumak ürünlerimizi inceleme ve satın almak için sitemizi bağlantıya tıklayarak ziyaret edebilirsiniz. https://www.ezinedengelsin.com/
#EzinePeyniriFarkı, #EzinePeyniriNedenÖzeldir, #EzinePeyniriNedir, #EzinePeyniriÖzellikleri
Bu yazı ilk kez https://blog.ezinedengelsin.com/ezine-peyniri-nin-farki/ adresinde yayınlandı.
0 notes
Text
Tıbbi ve aromatik bitkilerin önemi Bursa'da konuşuldu
Tıbbi ve aromatik bitkilerin önemi Bursa'da konuşuldu
Tumblr media
#Alan, #AromatikBitkiler, #BEBKA, #BilinçliTarım, #BitkiİşlemeTesisi, #BitkiİşlemeTesisiProjesi, #Bursa, #BursaHaberleri, #BursaTarım, #BursaDanHaberler, #ÇiftçiEğitimi, #Destek, #DistilasyonYöntemi, #Eğitim, #EğitimProgramı, #Haber, #Haberler, #Hidrosol, #Ilk, #IşBirliği, #IşlemeTesis, #KatmaDeğeriYüksekÜrünler, #KırsalKalkınma, #Kooperatifleşme, #Kozmetik, #Lavanta, #NİLKOOP, #Nilüfer, #NilüferBelediyesi, #NilüferTıbbiVeAromatikBitkiİşlemeTesisiProjesi, #Öğrenci, #Öğretmen, #Okul, #ÖneÇıkan, #Önem, #PazarAlanı, #Proje, #ProjeHibe, #Sağlık, #TarımsalEğitim, #TıbbiBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkiler, #TıbbiVeAromatikBitkilerinÖnemi, #UçucuYağ, #Üretim https://is.gd/poY2q3 https://www.tibbivearomatikbitkiler.com/haberler/tibbi-ve-aromatik-bitkilerin-onemi-bursada-konusuldu/
Tıbbi ve aromatik bitkilerin önemi Bursa’da Nilüfer Belediyesi’nin NİLKOOP‘la iş birliği yaparak hazırladığı ve BEBKA’nın 2022 Yılı Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı’ndan hibe alan “Nilüfer Tıbbi ve Aromatik Bitki İşleme Tesisi Projesi” kapsamında eğitimler start aldı.
Bursa Eskişehir Bilecik Kalkınma Ajansı’dan (BEBKA) 2022 Yılı Kırsal Kalkınma Mali Destek Programı çerçevesinde Nilüfer Tıbbi ve Aromatik Bitki İşleme Tesisi Projesi ile hibe alan Nilüfer Belediyesi, NİLKOOP ile birlikte yürüttüğü projeyle ilgili çalışmaları hızlandırdı. Nilüfer Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürlüğü ve Strateji Geliştirme Müdürlüğü Nilüfer İnovasyon Merkezi koordinasyonunda yürütülen projede Hasanağa Mahallesi’nde “Tıbbi ve Aromatik Bitki İşleme Tesisi” nin yer alacağı binanın çalışmaları sürüyor.
Modern ve teknolojik yapısıyla fark oluşturacak Nilüfer’de bir ilk olacak olan tesis, Bursa genelindeki mevcut tesisler arasında da modern ve teknolojik yapısıyla fark oluşturacak. Tıbbi ve Aromatik Bitki İşleme Tesisi’nde, Nilüfer’in çok mahallesinde üretimi yapılan lavanta, nane, biberiye, adaçayı, ölmez otu, melisa, tıbbi papatya, civanperçemi, ıtır, kekik ve defne gibi tıbbi ve aromatik bitki türleri distilasyon yöntemiyle işlenecek. Distilasyon işlemi sonucunda uçucu yağ, hidrosol elde edilecek. Ayrıca elde edilen uçucu yağ ve hidrosol, sabun ve krem gibi katma değeri yüksek ürünlerin üretiminin yanı sıra ilaç, kozmetik ve kimya sanayinde de hammadde olarak değerlendirilecek.
Proje çerçevesinde kırsalda üretim yapan çiftçilere ve konuya duyarlı kentlilere de eğitimler verilecek. Eğitimlerde konuyla ilgili bilincin arttırılmasının yanı sıra tarımsal üretim oranı ve ürün çeşitliliği yüksek olan Nilüfer İlçesi’nde kaynakların daha iyi kullanılması, üretimin nasıl yapılacağı ve elde edilen ürünlerin nasıl değerlendirileceği konusunda da katılımcılara bilgiler verilecek.
Sorunlar ve çözüm önerileri konuşuldu Projede öngörülen eğitimler, çiftçiler ve projede yer alan belediye personelinin de katılımıyla Akçalar Çiftçi Evi’nde başladı. Düzenlenen ilk eğitimde ziraat mühendisi Kemal Özdemir, Bursa’da hangi bitkilerin tarımının yapıldığını, bunlara sağlanabilecek katma değer, bu bitkilerin satılabileceği alanlar, tarımda karşılaşılan sorunlar ve çözüm önerilerini aktardı.
Tıbbi ve aromatik bitkilerin farklı bir alan oluşturduğuna dikkat çeken Özdemir, kolektif bir çalışma alanı gerektiği için kooperatifleşmenin önemine değindi. Üreticinin kesin bir pazarının da olması gerektiğini vurgulayan Özdemir, çiftçinin bunlardan çekindiğini belirterek, “’Ne getirecek? Ne kadar kazandıracak?’ diye çekiniyorlar. Zincirin içine girdikten sonra bunların tarımında daha iyi noktaya gidilebileceği ve çiftçinin daha iyi verim alabileceği düşünüyorum” diye konuştu.
Bu alanda bilinç ve ilginin olması gerektiğini belirten Özdemir, lavanta örneğini vererek, “Lavanta deyince bir sürü alt türleri var. Bu pazar alanını da değiştiriyor. Bir kozmetikte, bir de sağlıkta kullanılan var. O yüzden bunların pazar alanlarının da değişmesi gerekiyor. Dikerken bilinçli tarım önemli. Ben onu kime, neye üreteceğimi bilmem gerekiyor. Arz talep ilişkisi olmalı” ifadelerini kullandı.
0 notes
Lavanta Yağı ve Kullanımı
Tumblr media
Lavanta esansiyel yağının sağlık yararları arasında sinir gerginliğini ortadan kaldırma, ağrıyı azaltma, saç  derisini ve cildi dezenfekte etme, kan dolaşımını artırma ve solunum problemlerini tedavi etme becerisi sayılabilir . Lavantanın Latince adı , özellikle hoş aroması nedeniyle “yıkamak” anlamına gelen Lavare'dir .  
Lavanta yağı çoğunlukla lavanta  bitkisinin çiçeklerinden, özellikle buhar damıtma yoluyla çıkarılır. Lavantanın çiçekleri doğada kokulu  oldukları için yüzyıllardır potpuri yapmak için kullanılmıştır. Geleneksel olarak, lavanta esansiyel yağı da parfüm yapımında kullanılmıştır. Yağ aromaterapide ve birçok aromatik preparat ve kombinasyonda çok faydalıdır .Lavanta yağı, sedir ağacı, çam , adaçayı , sardunya ve hindistan cevizi yağı gibi birçok diğer bitkisel  yağ ile iyi bir uyum sağlar .  
Lavanta   Yağı Sağlık Faydaları 
Lavanta esansiyel yağının kokusu, sivrisinekler, tatarcıklar ve güveler gibi birçok türde böcek için savma aracı olarak kullanılır. Bu tahriş edici ısırıkları önlemek için dışarıda açıkta kalan cilde biraz lavanta yağı sürülmelidir . Ayrıca, bu böceklerden biri tarafından ısırılmış olursanız, lavanta esansiyel yağı, tahrişleri ve böcek ısırıklarıyla ilişkili acıyı azaltacak anti-inflamatuar özelliklere sahiptir . 
Lavanta esansiyel yağı uykuya neden olur ve bu nedenle uykusuzluk için alternatif bir tedavi olarak kullanılır . Yaşlı hastalar üzerinde sık çalışmalar bir göstermiştir ki lavanta yağı uykusuzluğa çözüm olmaktadır. İnsanlar üzerinde rahatlatıcı bir etkisi vardır.
Lavanta esansiyel yağı, sinirler ve anksiyete sorunları için mükemmel bir toniktir ve  kılan sakinleştirici bir kokuya sahiptir . Bu nedenle, migren , baş ağrısı , depresyon , sinir gerginliği ve duygusal stres tedavisinde de yardımcı olabilir . Canlandırıcı aroma, zihinsel aktiviteyi arttırırken, sinirsel yorgunluğu ve huzursuzluğu ortadan kaldırır. 
Lavanta esansiyel yağı,   enfeksiyona neden olan bakterileri inhibe eder, hormonal manipülasyon yoluyla sebumun aşırı atılımını düzenler ve aknenin iyileşmeye başlamasından sonra yara izlerini azaltabilir. Diğer cilt kremlerine veya merhemlere az miktarda lavanta esansiyel yağı eklenmesi, rahatlama ve iyileşme potansiyelini büyük ölçüde artırabilir . 
Lavanta esansiyel yağı, ağrı ve gergin kaslar, kas ağrıları, romatizma,  sırt ağrısı ve lumbago gibi çeşitli ağrı türleri için mükemmel bir çare olarak bilinir . Lavanta yağı ile düzenli bir masaj , eklemlerdeki ağrının giderilmesini sağlayabilir. Postoperatif ağrı rahatlaması üzerine yapılan bir çalışmada, lavanta esansiyel yağ buharının oksijene birleştirilmesinin, büyük bir ameliyattan sonra sadece oksijen ile yeniden canlanan hastalara kıyasla, yaşanan ağrı miktarını önemli ölçüde azalttığını gösterdi. 
Lavanta esansiyel yağı idrar üretimindeki uyarıcı etkisi nedeniyle üriner rahatsızlıklar için iyidir  . Dahası, hormonal dengeyi geri kazanmaya ve sistit veya idrar torbasının iltihaplanmasını azaltmaya yardımcı olur. Aynı zamanda bu ve diğer bozukluklarla ilişkili krampları azaltır. 
Lavanta yağı, boğaz enfeksiyonu, grip, öksürük, soğuk algınlığı, astım , sinüs tıkanıklığı, bronşit , boğmaca , larenjit ve bademcik iltihabı gibi çeşitli solunum problemleri için yaygın olarak kullanılmaktadır . Yağ ya buhar şeklinde ya da boyun, göğüs ve sırt derisine uygulanır. Ayrıca, soğuk algınlığı ve öksürük için yaygın olarak kullanılan birçok vaporizatör ve inhalasyon cihazına eklenir.  
Meme kanserinin oluşmasını engellemenin bir yolu olarak lavantanın kullanımı araştırmalarca kanıtlanmıştır .  
Lavanta esansiyel yağı da vücuttaki kan dolaşımını iyileştirmek için iyidir . Araştırmalar , lavanta yağı kullanan aromaterapinin, koroner dolaşım üzerinde faydalı etkileri olduğunu göstermektedir. Ayrıca kan basıncını düşürür ve sıklıkla hipertansiyon tedavisi olarak kullanılır. Bunun anlamı sadece organların oksijenasyon seviyelerini arttırmakla kalmaz, kas gücünü ve sağlığını geliştirir, fakat beyin aktivitesinde belirgin bir artış olabilir, cilt parlak kalır ve kanla temizlenir ve vücut kalp krizi ve ateroskleroz risklerinden korunur.  
Lavanta yağı, sindirim için yararlıdır, çünkü bağırsak içindeki gıdaların hareketliliğini arttırır . Yağ ayrıca mide suları ve safra üretimini uyarır, bu nedenle hazımsızlık, mide ağrısı, kolik, şişkinlik , kusma ve ishal tedavisinde yardımcı olur . 
Lavanta esansiyel yağının düzenli kullanımı, çeşitli hastalıklara karşı direnç sağlar. Lavanta, 20. yüzyıldaki ilk araştırmalara göre , vücudu TB, tifo ve difteri gibi nadir hastalıklara karşı savunmak için mükemmel hale getiren antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahiptir . 
Lavanta Yağının Saça ve Cilde Faydaları 
Lavanta esansiyel yağı saç bakımı için yararlıdır, çünkü bitler, bit yumurtaları  üzerinde çok etkili olduğu gösterilmiştir . Ayrıca, lavanta esansiyel yağının, saç dökülmesinin tedavisinde , özellikle de vücudun kendi saç foliküllerini reddettiği bir otoimmün hastalık olan alopesi hastalarında çok yardımcı olduğu gösterilmiştir . Bir İskoç çalışmasında, çalışmadaki alopesi hastalarının % 40'ından fazlasının düzenli olarak lavanta esansiyel yağını kafa derisine sürdüklerinde  saçların büyümesinde bir artış sağladığı  bildirilmiştir . Bu nedenle lavanta yağı bazen erkek tipi kellik için koruyucu bir önlem olarak önerilmektedir.
Akne, kırışıklık, sedef hastalığı ve diğer enflamatuar durumlar gibi çeşitli cilt bozukluklarının tedavisinde kullanılır . Yaraların, kesiklerin, yanıkların ve güneş yanıklarının iyileşme sürecini hızlandırmak için yaygın olarak kullanılır çünkü skar dokularının oluşumunu iyileştirir. Lavanta yağı, aynı zamanda tedavi için papatya ilave edilir. 
1 note · View note
nuvem-cigana · 4 years
Text
Adet Döneminde Karın Ağrısı ve Adet Sancısını Geçirmenin Yolları
Tumblr media
Adet Döneminde Karın Ağrısı ve Adet Sancısını Geçirmenin Yolları
Kadınların  ergenlik çağı ile birlikte karşı karşıya kaldığı, yaş ilerledikçe, özellikle de doğum yapmayı izleyen dönemde azalan adet  krampları, adet sancısı ya da halk dilinde adet dönemi karın ağrıları, zaman zaman kadının hayatını felç edecek kadar şiddetli geçebiliyor. Özellikle kanamanın yoğun olduğu günlerde karın altında başlayan ve belde de hissedilen bu kramplar, çok şiddetli ve dayanılmaz bir hal almadığı sürece adet döngüsünün bir yan etkisi ve basit bir rahatsızlık olarak görülüyor.
Adet Sancısı Nedir?
Adet sancısı, tıp dilindeki ifadesiyle dismenore, adet dönemlerinde karnın alt kısımlarında hissedilen, zaman zaman bel ya da uyluklara da vuran ve azalıp artan bir karakter gösteren  kramplardır.
Adet Sancısı Neden Kaynaklanmaktadır?
Adet sancısı, adet döneminin doğal bir yan etkisidir. Temelinde yatan sebep, adet döneminde doku atılması sırasında rahim duvarındaki kasılmalara bağlı olarak vücutta ağrıya  yol açan kimyasalların salgılanmasıdır.
Adet Sancısı Türleri Nelerdir?
Adet sancısı tıp dilinde sekonder dismenore ve psimer dismenore olarak ikiye ayrılmaktadır. Primer adet sancısı, doğal olarak görülen ve adet kanaması dışında temelinde herhangi bir nedenin yatmadığı ağrılardır. Sekonder  adet sancılarında  ise krampların altında başka bir sağlık sorunu yatmaktadır. Bu sağlık sorunlarının başında rahimde  yer alan tümörler, üreme organlarında yayılan bir enfeksiyon sayılabilir.
Adet Sancısında Tehlike Sinyalleri
Adet sancısı, çoğu kadın için primer türde yaşanır. Ancak adet sancınız, dayanılmaz derecedeyse, günden güne şiddetlenerek sürüyorsa  ya da normalde hissettiğiniz adet sancılarına göre belirgin derecede şiddetinde bir artma varsa altında yatan sebebin araştırılması için doktorunuza başvurunuz. Adet Sancısını Geçirmenin Yolları Adet sancısı, bazı dönemlerde kadın için rahatsız edici olabilmektedir. Adet döneminde ağrı kesiciler işe yarayabilmektedir ancak adet sancılarını öncelikle doğal yollarla geçirmeye çalışmak gerekir. Adet sancısını hafifleterek geçirmek için şu yolları deneyin: 1. Sıcak bir duş alın. Sıcak duş, krampları hafifleterek rahatlamanızı sağlayacaktır. 2. Sıcak, adet sancılarına birebir gelmektedir. Bu sebeple ütü ile iyice ısıttığınız mendil ya da bir el havlusunu, karın bölgenizde bir süre tutarak ağrıyı hafifletebilirsiniz. 3. Adet dönemlerinde adaçayı  ve civanperçemi ağrınızın hafiflemesinde etkili olan bitki çağlarının başında gelir. 4. Adet döneminde beslenmenize dikkat ederek  ve demir, kalsiyum, E vitamini bakımından zengin beslenerek de adet sancılarınızın hafif  geçmesini sağlayabilirsiniz. Read the full article
0 notes
kamu365 · 4 years
Text
Kemoterapi alan hastalarda koronavirüs tedavisi
İSTANBUL, (DHA)- Koronavirüs mikrobunun öksürük veya hapşırık ile havaya yayılması ve bu havanın sağlıklı insanlar tarafından teneffüs edilmesi ile bulaştığını dile getiren Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Hakan Karagöl, kanser hastalarının mikroplu ellerini yıkanmadan ağız, burun veya göze sürmelerinin de hastalığın bulaşmasına neden olduğunu söyledi.
Hastalığın vücut direnci iyi olanlarda kendiliğinden düzelebilirdiğini söyleyen Emsey Hospital Onkoloji uzmanı Prof.Dr.Hakan Karagöl, kanser hastaları gibi vücut direnci düşük kişilerde, bağışıklık sistemindeki baskılanma nedeniyle enfeksiyonun daha tehlikeli olabileceğinin altını çizdi.
TEDAVİ ŞEKLİ ÖNEMLİ
Virüsün genellikle 3 ile 14 gün arasında olduğu düşünülen kuluçka süresi sonrasında yüksek ateş, boğaz ağrısı, burun akıntısı, öksürük, nefes darlığı ile kendini belli ettiğini söyleyen Onkoloji uzmanı Prof. Dr. Hakan Karagöl, tedaviye cevap verilmediği takdirde böbrek yetmezliğine ve hayatın kaybedilmesine kadar gidilebilceğini ifade etti.Prof. Dr. Karagöl; ’’Yapılan tedavilere bağlı bağışıklık sisteminde oluşacak baskılanmalar nedeniyle risk oluşturabileceğinden, yeni tür koronavirüs (COVİD 19) enfeksiyonu şüphesi olan kanser hastalarında (Ateş yüksekliği, öksürük, solunum sıkıntısı ve benzeri) onkoloji doktoru tarafından değerlendirme sonrası tedavi planlamasının tekrar yapılması gerekir’’ dedi.
TEDAVİ ONKOLOJİ HEKİMİ GÖZETİMİNDE YAPILMALI
Yakınlarında ve kendisinde enfeksiyon bulguları olmayan, kan değerleri normal hastalarda, onkoloji doktorunun hastalık bulgularının olup olmadığı yönündeki değerlendirmesi sonrasında başka bir önerisi yok ise tedavi programına ara verilmeden devam etmesi gerekiğini söyleyen Hakana Karagöl, tedavinin onkoloji uzmanının kontrolünden olması gerektiğini vurguladı.
Prof. Dr. Hakan Karagöl, bazı kanser hastalarında ağızdan alınan ilaçların kullanımına yönelik ise şunları söyledi:
‘’Hap şeklinde kemoterapi ilaçları, yeni akıllı küçük moleküllü kanser hapları ile tedavi ev ortamlarında devam etmektedir. Bu hastalarda eğer COVİD 19 enfeksiyonuna bağlı ateş yüksekliği, öksürük, solunum sıkıntısı ve benzeri şikayetler var ise muhakkak onkoloji doktoruna başvurup tedavinin devamı ile ilgili bilgi alınması uygun olacaktır’’ dedi.
KALABALIK ORTAMLARDAN UZAK DURULMALI
Onkoloji uzmnanı Hakan Karagöl, hastalığa yönelik geliştirilmiş bir tedavi yöntemi olmadığından, hastalıkla iki yöntem ile mücadele yapılabildiğini belirterek şunları söyledi: “Hastalık bulaşma yolları havadan veya hastalık bulaşmış yer ve kişilere temas ile olduğundan; alışveriş merkezleri, toplu taşıma araçları gibi kalabaklık yerlerde enfeksiyonlu insanların bulunabileceği düşünülerek mümkün olduğunca buralardan uzak durmalıdır. Kalabalık ortamlarda bulunma zorunluluğu var ise maske takılmalıdır. Enfeksiyon şüpesi olan insanlarla temastan uzak durmak çok önemlidir. Şüpheli nesnelerle temas oldu ise elleri bol su ve sabun ile en az 30 saniye yıkamak veya dezenfektanlar ile dezenfekte etmek gerekir. İnsanların genel kullanımında olan kapı kolu, telefon gibi yer ve eşyalara temastan sonra hemen elleri bol su ve sabunla en az 30 saniye yıkanmalı, ağız, yüz, burun ve göze elleri yıkamadan dokunulmaması gerekiyor”
VÜCUT DİRENCİNİ ARTTIRMAK GEREKLİ
Anti-oksidan özelliği olan besinlerin fazlaca tüketilmesinin bu dönemde önemli olduğunu ifade eden Prof.Dr. Hakan Karagöl, yaban mersini, kurt üzümü (goji berry), nar, portakal, mandalina, limon, greyfurt, avakado, papaya, kivi gibi tropikal meyveler ve  propolis gibi anti-oksidan arı ürünleri, zencefil, zerdeçal gibi besinlerin bağışıklık sistemini güçlendirme açısından zengin maddeler içerdiğini ancak yaban mersini, kurt üzümü, nar, propolis, greyfurt, zerdeçal gibi bazı kanser türleri ve tedavileri ile etkişen besinleri onkoloji doktoruna danışarak fazla tüketilmesinin uygun olacağını söyledi.
Sebzeler hakkında da bilgi veren Prof. Dr. Hakan Karagöl ‘’bazı sebzeler de farklı mekanizmalar ile bağışklık sistemini uyarmaktadır. Örneğin, vitamin açısından zengin olduğu bilinen, brokoli, karnıbahar, brüksel lahanası, pırasa, soğan, sarmısak, havuç, maydanoz gibi besinler bağışıklık sistemini destekleyen maddeler içermektedirler.” dedi. Akciğer kanseri hastalarının fazla miktarda havuç suyu tüketmelerinin uygun olmadığının altını çizen Dr.Karagöl, bu tür besinlerinde fazla tüketilmesi ile ilgili onkoloji doktorundan bilgi alınmasının doğru olacağını bildirdi. Günlük en az 2 bardak yoğurt, haftada 2 gün balık tüketilmesi gerektiğini belirten Karagöl, kuruyemişlerden ceviz ve bademin ve günde 2 litre su tüketmenin önemli olduğunu hatırlattı.
BİTKİSEL TAKVİYELERLE DESTEKLENEBİLİR
Prof.Dr. Hakan Karagöl, meyankökü, melissa, ada çayı  ve 15 gün süreyle ekinezya bitkisinin çay olarak tüketilmesi bağışıklık sistemini uyardığı için faydalı olabileceğini fakat örneğin melissa, adaçayı gibi bitkilerin bazı kanser türlerinde olumsuz etkileri ve meyan kökünün ise kalp ve böbrek rahatsızlığı olan veya tansiyon yükseklliği bulunan hastalarda tüketilmesinde sakınca olabileceği için onkoloji doktoruna danışılarak kullanılmasının uygun olacağını söyledi. Karagöl ‘’Uyku bağışıklık sisteminin güçlenmesi için en önemli faktörlerden biri, özellikle en geç saat 23.30’da yatılması gerektiğini ve yine  günlük en az 20 dakikalık hafif bir egzersiz veya yürüyüşün muhakkak yapılması gerektiğini vurguladı.
DHA
The post Kemoterapi alan hastalarda koronavirüs tedavisi appeared first on Kamu365 | Dünya Gündemi.
from WordPress https://ift.tt/3cZ0dym via IFTTT
0 notes
eviminyemekleri · 5 years
Text
Adaçayının faydaları nelerdir?
Adaçayının faydaları nelerdir? #adaçayı #adaçayınınfaydaları #psikoloji #doğa #bilim #şifa #ruh #spritüel #sağlık #ruhsağlığı #eviminyemekleri
Adaçayının faydaları nelerdir?
Adaçayının faydaları nelerdir? Adaçayı nasıl kullanılır ? Doğada kendiliğinden yetişen, kimi türleri bahçede süs bitkisi olarak da yetiştirilebilen, ballıbabagillerden, çiçekleri çok değişik renk ve büyüklüktedir. Çiçeklerinin Kırmızı, beyaz, pembe mor renekleri olabilir. Yaprakları tüylü ve beyazımtırak yapraklıdır, hoş kokulu bir bitkidir. Bu bitkinin…
View On WordPress
0 notes
kiloverdirirmi-blog · 6 years
Text
New Post has been published on Kiloverdirirmi.Com
New Post has been published on https://www.kiloverdirirmi.com/ishale-ne-iyi-gelir/
İshale Ne İyi Gelir?
İshale Ne İyi Gelir?
Sindirim sistemimiz besinlerin en iyi şekilde hazmedilip işlendiği ve bu şekilde bizlere fayda sağlanmasına yarayan en önemli organlarımızdan oluşur. Bu şekilde yediğimiz tüm besinler özen ve itinalı şekilde vitamin, mineral ve diğer etkili maddelerinden ayrılar. Hepsi gerekli olan yerlere gönderilerek, etkin ve kati bir sonuç için bedene şifa ve sağlık verirler. Kullanılmayan kısımlar ise posa olarak atılır. Bu şekilde yaşamamız için gerekli olan her şey ile öncelikle sindirim sistemimizde karşılaşıyoruz.
Sürekli olarak besinler doğru şekilde tüketilmeyebiliyor. Bazen ise sindirim sistemimiz gıdaların içeriklerinde ki maddeleri tolare edemez ve görevlerini tam olarak yapamazlar. Bu tip sorunlarda ishal ya da kabızlık gibi normal olmayan bir sindirim sorunu ile karşılaşılır. Normal bir insanın gün içinde bir ya da iki kez dışkı ihtiyacı olması gerekirken, bu durumunun sayısın artması ya da birkaç günden fazla tuvalete çıkamaması gibi durumlarda sorun olduğu saptanır.
Özellikle ishal sık rastlanan bir durumdur. Farklı türleri olan ishal bazen 1-2 gün içinde kendiliğinden geçse de bazen hastayı çok daha fazla yıpratır ve ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir. Gıda zehirlenmesine bağlı, viral enfeksiyon, ganstroenteri ishal ve rota viral ishaller olmak üzere kendi arasında oluşumuna ve seyrine göre ishal çeşitleri bulunur.
İshal Belirtileri ve Tedavisi
Öncelikle ishal sıvı olduğundan dolayı bedenin bol su kaybı da söz konusudur. Vücudumuzun %70 oranında su ile kaplı olduğunu düşünürseniz, suyun ne kadar önemli olduğunu da anlamış olursunuz. Bu neden ile özellikle viral olan ishallerde kesinlikle kişi bol su ve sulu gıdalar tüketerek bedeninin su kaybını takviye etmelidir. Günde iç kereden daha fazla sulu dışkı yapılması nedeni ile ishal başlamış demektir. İshal ile ateş, kusma ve başka belirtiler de birlikte görülüyorsa hemen doktora başvurmalıdır. Doktor genellikle gıda takviyesi toklar, mide bulantısını sonlandıracak ilaçlar ve antibiyotik tedavisi uygulayabilir.
Türüne ve çeşidine göre ishali ayırt edebilmek için öncelikle gayda tahlili ile tam olarak ishale neden olan bakteri incelenmeli ve ona göre ilaç tedavisine başlanmalıdır. Bozuk gıdalar veya bedenin intoleransına neden olan besinler yenildiğinde oluşan ishalde ise genellikle perhiz ve bol su içerek kolay bir şekilde atlatılabilir.
İshalde Beslenme Nasıl Olmalı?
Üşütme, bağırsak sistemine zararlı bir madde veya viral bir enfeksiyonda ilk olarak beslenmenin diyet durumuna geçmesi şarttır. Zaten yorgun olan bedenin sorun yaşaması ve hazmı zor olan besinler ile uğraşması önlemek amacı ile yağsız ve hazmı kolay olan bol lifli besinler ile dengeli beslenme yapılmalıdır.
İshale İyi Gelen Bitkiler
Sağlıklı beslenme dediğimiz zaman özellikle ishal olunduğunda yenilen besinler hayat kurtarıcı öneme sahiptir. Bunların başında havuç, nar, muz ve limon gibi bitkisel çözümler kullanılabilir. Adaçayı da ishale iyi gelen bitkiler içinde yer alır. Kurutulmuş yapraklarını sıcak su ile demleyerek tükettiğinizde hem su ihtiyacınızı karşılar hem de ishal üzerinde etkili maddeleri ile etkin şekilde yardımcı olur. Ayrıca ahududu yaprakları da aynı şekilde tüketildiğinde ishal kesici olarak kullanılabilir.
İshal Kesici Yiyecekler
İshale karşı bünyenizi güçlendiren ve yeniden bağırsak sisteminin düzene girmesini sağlayan meyvelerin başında muz gelmektedir. Gün içinde tüketeceğiniz birkaç adet muz yeniden sulu dışkının düzenlenmesine ve sağlıklı şekilde sindirimin çalışmasına yardımcı olacaktır.
Arpa ve pirinç su tutma özelliklerinden dolayı ishal için kullanılan özel tahıllardır. Özellikle yağsız hazırlayacağınız lapaları çok hızlı şekilde ishali kesecektir.
Bir tatlı kaşığı Türk kahvesinin içine yarım limon sıkarak tüketirseniz mideden kaynaklı olan bulantıları ve ishali kesecektir.
Mandalina suyu özellikle ishal olan kişilere C vitamini, su ve etken maddeleri ile destekleyici olarak yardımcı olup ishali keser.
Bir elmayı rendeleyin ve püre haline getirin. Bu şekilde tüketilmesi pekliği geri getirir ve ishalin düzelmesini sağlar.
0 notes
nefiskektarifi-blog · 7 years
Photo
Tumblr media
Güzellik ve bakım uzmanları, güzellik ve bakım, stresten arınma için aromaterapi öneriyor. Aromaterapi nasıl, hangi yağlarla yapılabilir? Hangi yaş ne için faydalıdır? İşte A'dan Z'ye Aromaterapi uygulamaları.. Aromaterapik uygulamalar hastalığa tek başına çare bulmaktan öte, gerek vücut ve gerekse ruh sağlığı için geniş kapsamlı bir etkileşim oluşturan uygulamalar... Hastalığın seyrine yönelik doğru yağların birleşimi ile oluşan bir tedavi önerilse de, tedavinin kapsamı sadece ele alınan hastalığın tedavisine yönelik değil aynı şekilde, hastayı etkileyebilecek çevresel (stres, çevresel kirlilik, diet, spor, vb.) faktörlere de yöneliktir.
Aromaterapi de dikkat edilmesi gerekenler!
Aromaterapi, bilgi ve beceri ile uygulandığında güvenilir ve zararsız bir destekleyici tedavi şeklidir. Ancak, bazı bitki türlerinin yağlarının oldukça zehirli olduğu unutulmamalıdır. Örneğin, bir çay kaşığından bile az miktarda okaliptus yağının ağız yoluyla alınması ölüme neden olabilir. Zehirli olmayan ölçülerde bile aromaterapi esaslarına uygun olarak kullanılmayan bazı yağlar, organizmaya zarar verebilir. Aromaterapik yağların kalp ritmini artırabileceği, tansiyonu yükseltip / azaltabileceği, kadınlarda adet kanamasını artırabileceği, düşüklere sebebiyet verebileceği gibi etkilerden dolayı aromaterapinin sadece bilinçli bir şekilde kullanımı öneriliyor.
Kimler dikkat etmeli?
1) Özellikle hamilelik sürecinde ve çocuklara karşı çok dikkatli kullanılmalı.
2) Bazı yağlar oldukça tahriş edici olabildiğinden cilde yönelik uygulamalarda dikkatli olunmalı.
3) Herhangi bir ilaç kullanım süresince aromaterapik yağ kullanılmamalı. Zira, aromaterapik yağlar kullanılan ilacın etkilerini yok edici veya arttırıcı etki gösterebilirler.
4) Bitkisel yağlar organizma açısından zehirleyici olabilirler. Öncelikle karaciğer ve böbreklerle ilgili riskli durumlar ortaya çıkabilir. Zehirleyici özellikleri dolayısıyla kullanım süreleri, kullanım şekilleri ve dozajları oldukça önemlidir.
5) Astım ve benzeri rahatsızlıkları olanlar tarafından aromaterapi solunum yoluyla uygulanmamalı.
6) Bitkisel yağlar hiçbir şekilde ve ne sebeple olursa olsun, gözlere tatbik edilmemeli.
7) Aromaterapik bitkisel yağlar allerjik bünyelerde dikkatle uygulanmalı.
8 ) Pekçok bitkisel yağ, ciltte güneşe karşı hassasiyet durumu doğurabilir. Bu durum, ciltte güneş yanıklarına sebebiyet verecektir. Bu tür yağların kullanımı sonrasında asgari 12 saat güneşe çıkılmamalı.
9) Kafur, karabiber, okaliptüs ve pek çok nane çeşidi diğer tedavilerin etkilerini yok edeceğinden, diğer bir tedavi şekli sürecinde aromaterapi'den uzak durulması gereklidir.
10) Aromaterapi sonrası oluşabilecek sersemlik hissi sonucunda araç, iş makinaları vb. aletlerin kullanımı sakıncalıdır.
11) Gereğinden uzun süre uygulanan solunum yollu aromaterapik tedavi baş ağrısı, kusma ve baş dönmesine yol açabilir.
12) Pek çok migren çeşidi için geçerli olmak üzere, migren atakları sırasında aromaterapik tedavi uygulanması, durumu daha da kötüleştirebilir.
13) Yeni ve / veya erken doğan / prematüre bebeklere aromaterapi kesinlikle uygulanmamalı.
14) Bitkisel yağlar çocukların erişiminden uzak, kilit altında muhafaza edilmeli ve kesinlikle ağız yoluyla alınmamalı.
15) Evde muhafaza edilen aromaterapik yağ şişeleri etiketlenmeli, damlalıklı bir şişe ve çocuklar tarafından açılamayacak bir kapak ile emniyete alınmalı.
16) Aromaterapik yağların ağız yoluyla alınması durumunda en kısa sürede tıbbi müdahale gereklidir. Müdahalede bulunan doktora hangi aromaterapik yağın alındığının bildirilmesi faydalı olacaktır.
17) Aromaterapinin doktor kontrolu altında kullanımında bebekler, yetişkinler ve yaşlılar için farklı dozlar gereklidir. Bazı yağlar ise aromaterapi sırasında kesinlikle kullanılmazlar.
18) Bergamot, greyfurt, limon, ağaçkavunu, portakal, turunç ve melekotu gibi yağlar fotosensitiviteyi (güneşe karşı duyarlılık) artıracağından güneşte veya solaryum'da kullanılmamalı.
19) Yüksek tansiyonu olan kişilerce biberiye kullanılmamalı.
20) Sara / epilepsi rahatsızlığı bulunan kişilerde rezene, okaliptus ve kekik kullanılmamalı. 21) Diabet rahatsızlığı olan kişilerde okaliptus, ıtır ve limon kullanılmamalı.
22) Karanfil, fesleğen, yalancı mirha, ardıç, biberiye, tatlı mercangüç, oğulotu, adaçayı, rezene, anason, servi, yasemin, hardal, karaturp, ingiliznanesi, kekik ve melisa gibi yağlar hamilelik süresince kesinlikle kullanılmamalı.
23) Anason, hint limonu, havuç tohumu, tarçın, karanfil, kekik ve kafur gibi yağlar diğer bir yağ ile karıştırılarak seyreltilmeden, saf olarak kullanılmamalı.
24) Tarçın ve karanfil yüz bölgesinde kullanılmamalı.
25) Fesleğen, rezene, hin tlimonu, biberiye, limon verbena ve diğer asitli yağlar hassas ciltlerde kullanılmamalı.
26) Aromaterapik yağlar ağız yoluyla alınmamalı.
27) Ateşli hastalıklar ve ateş, deri veya eklem iltihapları, bilinmeyen kaşıntı ve kızarıklıklar, ödem ve şişmeler, bilinmeyen iltihaplı durumları, yaralar, spor yaralanmaları ve burkulmalar, kas yırtılmaları veya bağ dokusu zedelenmeleri, kemikler kırıkları, açık yaralı yanıklar, varisler, kanser türleri ve ameliyat sonralarında tedavi maksadıyla aromaterapi uygulanmamalı.
Aromaterapi ne zaman, nasıl uygulanır?
Banyo: Banyo suyunuzun içine 10-15 damla kadar yağ damlatınız. Bitkisel yağların suda erimesi zor olduğundan iyice karıştırınız ve suda karışmadan toplanan yağların cildinize direkt temasını önleyiniz. Yağların göz ile temasını engelleyiniz.
Sabun: Doğal Aromaterapi sabununu hergün kullanabilirsiniz. Bunun dışında sıvı sabun uygulamaları için, 100 gr sıvı sabuna yaklaşık 20 damla yağ karıştırınız. Kullanmadan önce iyice çalkalayınız.
Vücut/Masaj Yağı veya losyonu: 30 gr. taşıyıcı yağa (zeytinyağı, jojoba, ayçiçeği yağı gibi) 15 damla bitkisel yağ (lavanta, papatya, yasemin gibi) karıştırarak masaj şeklinde uygulayınız.
Koku: Taşıyıcı yağ ile karıştırılmış bitkisel yağları dirsek içi, boyun, diz gibi bölgelere birer damla uygulayarak parfüm şeklinde kullanabilrsiniz.
Şampuan: 30 gr. şampuan içine 12 damla bitkisel yağ karıştırarak saç diplerine masaj yaparak yıkayınız.
Saç Fırçası: 3 damla bitkisel yağı saç fırçanıza/tarağınıza sürerek saçlarınızı tarayınız.
Yüz yağ / kremi: 30 gr. yağ veya yüz kremine 8 damla bitkisel yağ karıştırarak kullanabilirsiniz.
Kompres: Bir kase sıcak su içine 5 damla bitkisel yağ ilave ederek karıştırınız, karışım içinde ıslattığınız bezi sıkarak vücudunuz üzerine sararak uygulayabilrisniz.. Eviniz ve arabanız için öneriler Oda / Araba kokusu: 50 gr. temiz su içine 15 damla kadar bitkisel yağ karıştırarak sprey şeklinde odanız/arabanızdaki kötü kokuları doğal yoldan giderebilirsiniz.
Tuvalet kokusu: Sifon suyuna 2-3 damla bitkisel yağ karıştırarak tuvalet kokusu olarak kullanabilirsiniz.
Aromaterapi kaseleri: Mum veya elektrikli aromaterapi kasesi içine damlattığınız bitkisel yağ buharlaşarak bulunduğu ortamdaki kötü kokuları giderecektir.
Aromaterapi taşları: Aromaterapi taşları üzerine damlatılan bitkisel yağlar odanıza hoş koku verecektir.
Aromaterapi mumları: Aromaterapi mumları odanıza hafif ve hoş bir koku verecektir.
Etiket Aromaterapi Aromaterapiyi kimler yapmamalı? Aromaterapinin uygulanmasında dikkat edilmasi gerekenler Aromaterapi neden faydalıdır? Aromaterapinin zararları Aromaterapinin faydaları Aromaterapiyi ne zaman yapmalıyım? evin güzel kokması için ne yapmalıyım araba kokuları ev kokuları aromaterapi nasıl yapılır?
Güzellik ve bakım uzmanları, güzellik ve bakım, stresten arınma için aromaterapi öneriyor. Aromaterapi nasıl, hangi yağlarla yapılabilir?>:)>>>>Sitemize "Aromaterapinin Faydaları ve Zararları" konusu eklenmiştir. Detaylar için ziyaret ediniz.Beğendiğiniz tarifi paylaşmayı unutmayın :) http://www.nefiskektarifleri.net/aromaterapinin-faydalari-ve-zararlari/
0 notes
yemektarifleri24 · 7 years
Text
Kuvvetli Balgam Söktürücüler Neler?
Bronş ve boğazlardaki balgamı en kuvvetli bir şekilde söktüren rahatlatan bitkiler otlar,  bronş ve boğazlardaki balgamı en kuvvetli bir şekilde söktüren rahatlatan doğal bitki çayları, bronş ve boğazlardaki balgamı en kuvvetli bir şekilde söktüren rahatlatan bitki kürleri, bronş ve boğazlardaki balgamı en kuvvetli bir şekilde söktüren rahatlatan şifalı içecekler neler hepsini bir araya topladık. İşte en etkili biçimde balgam söktüren gıdalar bitkiler içecekler çaylar ve kürler. Balgam Söktüren En Kuvvetli Otlar Bitkiler Hangileri? Öksürükotu yaprağı Öksürük otu çiçeği Sığırkuyruğu çiçeği Dar yapraklı sinirliot Zencefil Sarımsak Karaağaç kabuğu Güneş Gülü Isırgan otu Ihlamur akdiken Aloe Vera Soğan Marul Andız Otu Ebegümeci Isırgan Otu Tohumu Ayçiçeği Civan Perçemi Ciğer Otu Meyan Kökü Boy Otu Adaçayı Ada Soğanı Hayıt Havuç Enginar Karanfil Havlıcan En Kuvvetli Balgam Söktüren Doğal Bitki Çayları Neler Nane Çayı Okaliptüs çayı Anason çayı Meleke Otu Çayı Rezene Çayı Meyan kökü çayı Papatya Çayı Ayrık Otu Çayı Adaçayı Balgam Söktüren En Kuvvetli İçecek Türleri Hangileri? Üzüm Suyu Pekmez Soğan Suyu Şalgam Suyu Balgam Söktüren En Kuvvetli Bitki Kürleri Tere (kür şeklinde) Siyah Turp ve Bal (kür Şeklinde) Dövülmüş Antep Fıstığı ve Bal (Kür Şekinde) Çörek Otu Bal (Kür Halinde).
0 notes