Tumgik
Text
Eğitim sistemi hoca hastanelik olduğunda ders boş diye sevindirecek kadar boktan
8K notes · View notes
Text
Yakıp yıktıktan sonra enkazın altında kalan senmişsin gibi bakma bana..
24K notes · View notes
Text
bakırköy hastanesine, ergen çağlarında intihara teşebbüsü sonucu, ailesi tarafından, canına tekrar kıyma ihtimali endişesi ile yatırılan ben, aradan yılların ayların yağmurların doluların karların kıranların geçmesine rağmen, unutmadım bu akıl hastanesini.unutamam da büyük ihtimal.
bir sürü bölümü vardı hastanenin, akıl derecelerine göre. akıllıyı akıl hastalarının arasına atmak istemezlerdi dimi ya ben?
verdiği ilaçlar yüzünden kolunu kaldıramamayı geçtim, ağlayamıyordum da. duygusuz,tepkisizdim. bir eşyadan farkım yoktu. aldığım ilk ilacın bu etkisi ile sürekli uyuyordum, uyandığımda aşırılıkları yüzünden korktuğum akıl hastalarını görüyordum.deli veli bilemem aslında, anormal diye bahsedilen kişilerdi işte. feryat figan bağırıyor,çığlıklarla kahkahalar atıyor, yanındakilere vuruyor, tırmanıyor, koşuyor, ağlıyor ve daha bin kötüsüyle.. normalden farklıydılar.
bu soruna değinecektim ama önce düşünebilmem gerekiyordu, o da ilacı içmeyerek mümkündü. amaçları, düşünmesinler, böylelikle mutlu olsunlar, zarar vermesinler kendilerine idi. her ne kadar kendimi -deli miyim la sahi- düşüncesine soktularsa da, biliyordum değildim. sinir sistemi çökmüş, hayattan soğumuş, insanlardan nefret etmiş biriydim sadece…
6.00'da girilen ilaç sırasında önüme geçen, atlayan hastalara, tuhaf tuhaf bakmaktan öteye gidememiştim.kime neyi anlatacaktım? aileme bile anlatamamışken kendimi. orada çırılçıplak yalnızdım işte, olan biten buydu. kimsenin,hiçbir arkadaşımın dostumun orada olduğumdan haberi yoktu. günün her saati çalan telefonum yanımda yoktu, üzerimdeki kıyafetler harici hiçbir şeyim yoktu.final haftası olması ile de okulum uzayacaktı…
tek hemşire gelirdi ilaç vermek için, gözetleyen eden, güvenlik babında kimse yoktu bizim bölümde. ilacı damağımda tutup, lavaboda tükürmüştüm.ondan sonra da hep öyle yapmıştım.ağzımı kontrol eden hemşire bir sürü sonra gereksiz güvenmişti bana.bakmıyordu yutup yutmadığıma, diğerleri gibi olmadığımı görüyordu.dönüp dolaşıp -senin ne işin var yaa burda- diyordu. gülümseyerek, ‘deliyim ben’ diyordum.
2.-3. gün oradakilerin kötü olmadıkları, çektikleri acılar yüzünden bu hale geldiğini anlamıştım.hepsinin kendine ait bir hikayesi vardı, kimine abisi tecavüz etmişti, kimine babası.kimi nikah masasında terk edilmişti, kiminin o yaşına kadar biriktirdiği bütün parası çalınmıştı.kiminin kıyafetlerine karışan kuzenleri vardı… ve hepsi aklı en son nerde bıraktıysa oradan devam ediyordu, o an'da kalmışlardı.söyledikleri cümleler tekerrür ediyordu. -akşama nikahım var kızlar hahahahha diyerek koşan. -karışmayın artık bana,rahat bırakın diye tırnaklarını yiyen. -benim çocuğumu uzaylılar kaçırdı diyen, yani bana papatyadan taç yapmayı öğreten abla. - -annemi istiyorum ben- diye soyunan,ağlayan …
hal böyleyken farkındalık, kıymet bilme, hayatı sevme, kuşları sevme, doğayı sevme başladı bende. sabah 6'da açılan kapılar, 5 gibi kapatılıyordu.o süreçte bahçede olunuyordu.
yemeklerde çatal bıçak yoktu, çayın şekerini atıp karıştırıp masalara diziyorlardı, en son herkesi içeri alıyorlardı. orada miden bulanmadan yemek yemek mümkün değildi, yiyememiştim. kantindeki tostla idare ediyordum.kantinci çocuğun tahammül sınırı dolmuştu sanırım, bundan ötürü çok sinirliydi.
8.gün orayı seviyor, oradakileri seviyor,konuşuyor,anlatıyor,gülüyordum.
sabah 7'de bahçeye çıktığımızda, bankta oturup gökyüzüne bakıp,sonra gözlerimi kapayıp havayı içime çekip gülümsüyordum. görüşe gelenlere, içeriden verilen dedikodular. içerdekilerin yakınlarıyla konuşmaları ve itirafları. kendilerini suçlu hissetmeleri,hoşuma gidiyordu nedense.
belli günlerde belli hocalar gelirdi.müzik hocası, resim hocası,bilmem ne hocası.bana getirdikleri kitapları okurdum, katılmazdım onlara.zaten elimden de gelmezdi resim falan. (ikinci hafta başında çıkardılar beni oradan)
orada mutlu olmayı mı başarmıştım yoksa dış dünyada mı mutsuzdum, neydi,ne olmuştu, şuanda bile bilmem.
3K notes · View notes
Text
Farklı olma çabalarınız bile aynı
3K notes · View notes
Note
Doğum günün kutlu olsun🎈
teşekkür ederim :)
2 notes · View notes
Text
Tumblr media Tumblr media
muazzam duygular yaşatıp, tarifsiz acı bırakan insanlar var. bir kere gelmişseniz, gitmeyin. gidecekseniz, gelmeyin. bu, bu kadar basit.
158 notes · View notes
Text
topla kalbini bu kez ağlama
277 notes · View notes
Text
"anlamamıştım yaşamın maskeli bir balo olduğunu"
0 notes
Photo
SŞCÖQİÜXLSĞQLXPW
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
30K notes · View notes
Text
Ondan uzaklaştıkça onun mükemmel olmadığını farkettim
3K notes · View notes
Text
ne boka yaradı normal olmak?
2 notes · View notes
Text
"kasırga nasıl sökerse meşeleri kökünden öyle sarsıyor yüreğimi aşk."
sappho
4 notes · View notes
Text
sevgimiz;kaybettiklerimizden büyük'
0 notes
Text
kendimi çok seviyorum
yalan söyleme postu
718 notes · View notes
Text
Umursamıyoruz diye ağzımıza sıçın da demedik
948 notes · View notes
Text
hayatta mutlu olmaktan daha önemli 1 şey vardır; mutlu olduğunun farkında olmak.
8K notes · View notes
Text
çıkıp saatlerce dolaşmak istiyorum ama kafam benimle gelmesin
2 notes · View notes