Tumgik
ballosingo · 3 years
Photo
Tumblr media
“Less ego, more mind wisdom”
Ego, Freud’la özdeşlemiş bir psikanaliz terimi, benlik bencillik, ben gibi ifadelerin karışlığı latince kökenli bir kelime. Kendimize ait belirlediğimiz ne nitelikler varsa da işte bu egonun ürünü. 
“Ben sebze severim” , “Ben asla yalan söyleyen bir adamla birlikte olamam”, “Benim  3. ödül alan çalışmam var”, “ben çok eğitimli bir bireyim”, “Asla bu hareketi kaldıramam!”, “bedenim çok esnek” bunların hepsi egonun sözleri. 
Eee ne yani yalan söyleyen insanları mı hayatımızı alalım?  ya da eğitimimizi, bilgimizi mi saklayalım. Yahu illa arınmak mı lazım bu egodan? 
Hayır insanın sahip olduğu nitelikleri tabi ki aşağıya çekmemeli, bu özelikler bizim sahip olduğumuz kötü yönlerimiz değil. Egodan tamamen arınmak istemek ise  sadece bir seçim ve egonun aslında zihnimizde yaşadığını fark ettiğimiz zaman yaşamımız güzelleştirebilir.   Sorun bizim egomuz karşıdakinin egosuyla çarpıştığı zaman oluşuyor. Bu çarpışma bazen karşıdaki bir kişiyle değil bir düşünce ya da fikirle bile olabilir. Yıllarca oluşturduğumuz “benliğimiz” yani ego, karşımızdakiyle farklı düşündüğü zaman maalesef bizi sahip olduğumuz sınırlarda tutmak için elinden geleni yapıyor ve fark etmeden zihinde kendi kendine sesler oluşturuyor “Gül sen asla bu hareketi kaldırmazsın! asla izin verme. Dinleme, Zaten hep seni kıskandıkları için böyle davranıyor. Sen o insanlar muhatap olacak bir kadın değilsin.” 
Ve kişi kendi kendine asla kaldıramam dediği hareketin oluşturduğu hisleri, neden oluştuklarını anlamak yerine , karşındakini bu davranışları bana uygun biri değil ben bununla arkadaş olamam diye nitelendiriyor.  Kişi ne yaparsa yapsın ortada faal bulmuş olan aynı, karşısındaki bu hareketi ona karşı gerçekleştirmiş. Biz sadece bu olayı iyi/kötü, bana uygun/uygun değil diye sınıflandıran oluyoruz.  Ya da olayı iyice dramatize ediyoruz, “ben onu çok seviyordum beni kandırdı, bana nasıl yalan söyler bunu hak edecek ben ne yaptım?” 
Tepkimiz nasıl olursa olsun , bir olayın içinde sıkıştığımız zaman egonun çizdiği sınırlar dışındakini göremiyoruz. Neden diye anlamaya çalışıp ne karşımızdakini ne kendimizi , ne de olayın hangi çatışmalardan dolayı gerçekleştiğini görebiliyoruz. Demem o ki ego bazen bizi sımsıkı, o kendimizi haklı gördüğümüz alana zincirliyor. Sahip olduğumuz bütün özellikler, yani bizi biz yapan olarak gördüğümüz şeyler bazen egonun altına saklanmış koca bir “ben yaratımından” başka birşey olmuyor.  
Ego kötü birşey mi? Hayır değil, iyi ya da kötü olarak bizim onu sınıflandırmamız da aslında benliğimizin bir yaratımı. İyi ya da kötü olarak sınıflandırmadan bazen ego hayatta yaşayacağımız deneyimlerin kendi küçük güvenli ve doğru olarak tanımladığımız kutu da gerçekleşmesine neden oluyor olabilir. Eğer içinde sıkıştığınız ve kötü hissettiğiniz bir durum varsa hayatınızda, konuya “beni” bir kenara alıp bakmak belki size yeni bakışlar getirebilir.
İşte bu yüzden “daha az ego, daha çok zihin bilgeliği”.
sevgi ve şükranlar
0 notes
ballosingo · 3 years
Photo
Tumblr media
#DOWNWARDFACINGDOG
Lütfen Gece'yle tanışın. Resimdeki Gece güzel kızım. Biz onun 3. Yuvasıyız ve uzun yıllardır iyiki bizimle. Köpek deyince hep akla gelen, bağlılık ve sadakat, peki ya biz? İnsan deyince.
Maharabatta'nın sonundan hikaye; Savaş kaybedildikten sonra, sevdiği herkesi kaybetmiş Padvana kardeşler ve eşi Draupadi, Cennet Dağına doğru kuzeye yola koyulmuşlar. En büyük kardeş Yudhisthira, liderliğinde yolculuklarina devam ederken bir köpek asla yanlarından ayrılmıyor, eşlik ediyormuş. Yolculukta Yudhisthira'nın yanındakiler tek tek ölmüş, bir tek Yudhisthira ve köpek Cennet'in kapısına varabilmiş. Cennet kapısında, Cennetin Kral'ı Indra: “Yudhisthira, hoşgeldin, ama köpek giremez.“
Yudhisthira :” O zaman bende giremem. “ demiş.
Tartışmaya başlamışlar ve Indra, Yudhisthira'ya tüm sevdiklerini hatta herseyini kaybettiğini sonunda ebedi mutluluğa kavuşma şansı olduğunu söylemiş.
Yudhisthira :” Ailem öldü ben onları bu yüzden geride bırakmak zorundaydım. Bu köpek bana kendini adadı, beni terk etme şansı vardı ama benimle kaldı. Sana kendini adayanı, senin korumana ihtiyacı olanı ya da korkmuş olanı terk etmek darmaya karşı günahtır. Bu korkunç yolculukta biz birbirimizi koruduk ve kolladık. O benimle birlikte, onu terk etmeyeceğim. “demiş. Yudhisthira'nın sözleriyle birlikte köpek darmanın vücut bulmuş haline dönüş ve Yudhisthira ile birlikte cennetler diyarına girmişler.
İnsan bu hikayede Yudhisthira da olabilir köpekte, ebedi mutluluğa giden yolda, kendime sorarım o zaman
- Yola çıktıklarına sadakatin var mı? -Sana sadık olanlar için ebedi mutluluktan vazgeçebilir misin? -Asıl yola çıktığın kendinse, kendine sadakat göstermekte misin?
#darma #dharma #loyalty #adhomukosvanasana #adhomukosvanasanavariaton #doghead #gece #acroyoga #yogaeverywhere #yoga #naturelovers #nature #sadakat #bekindtoyourself #dogsofinstagramworld #yogawithdog #yogainspiration #sharinglove #dogs #downwarddog #aşağıbakanköpek #downdog #yogainspiration #sunsalutation #mythology https://www.instagram.com/p/CIJ3zZpp6-V/?igshid=1bw01jhj6zwo1
1 note · View note
ballosingo · 3 years
Text
Tumblr media
"Cennetten küçük bir kare" gibi gözükse de bu resim ve sonrasında deneyimlediğim olaylar dizisi tam olarak evrenin bana "sen kendini değiştirmezsen ben bütün değişiklikler için gerekli yolu açarım" deme şekli!
Eylülün son haftası arkadaşlarımla birlikte sekoya dağ evindeki hafta sonu tatil planımızdan güzel bir anı fotoğraf. 
Bu fotoğraf çekilmeden 2 ay önceye dönüyorum, temmuz başında büyük iş projesine başladım harika bir yatırırım yapacak ve sonra ömür boyu oturan sabit düzen ve varlık içinde istediğim gibi yoga yaparak yaşayabilecektim. Tabi işler planladığım gibi gitmedi (bu iş mesellerini de detaylı anlatırım). Hafta da 6 gün sabah 8.30 akşam 19.00 çalışmak -ee mecbur iş sahibi olacaksan başında duracaksın mantığı- benim yoga planlarımı alt üst etti. Ve ben fazla dayanamayıp  eylül ortalarına bu iş düzenine bir dur dedim, çünkü hayatta en sevdiğim şeyi, yogayı ,doyasıya yapmam gerekiyordu ve günde 2 -3  pratik yapıp harika bir yoga eğitmeni olabilecektim sonunda. Bu harika tatil planımıza kadar yogalar yaptım çılgınca evde. Tatilde de  ben tabi ki sabah erken kalkacak meditasyon ve yoga yapacak gün boyu sürekli fiziksel olarak aktif kalıp, bir saniyeyi bile boş geçirmeden yoga pratiğim geliştirecektim. Tatili de hayallerimdeki gibi geçirdim insanlar yemek hazırlıyor ben esniyorum, mangal yapılırken ben back-bending, sabah kahvaltıda Gül güneşi selamlıyor 😀 Hatta ekipte yeni tanıştığım kızlardan biri “ben en başta seni çok yadırgadım bu nasıl biri ne zaman baksam ayakları başının tepesinde “ diye tabirlemişti.
Gelelim fotoğrafa Yalova da, bizim kaldığımız dağ evine yaklaşık yarım saatlik mesafede Erikli Şelalesi’nin bu harika manzarasına ulaşmak için merdiven ve korkuları aşıp  birazcık  güvenlik olmadan tırmanmanız gerekiyor. Bir yarım saatlik tırmanıştan sonra size özel kimsenin olmadığı bu vaha da yüzebilir oturup baya takılabilirsiniz. Hatta ben baya yoga pozları verdim. Kelimin tam anlamıyla cennetin yeryüzündeki varlığını doğanın sonsuzluğunu hissedebiliceğiniz bir ortam. Tırmanış zor değil ama bir keçi değilseniz ya da çok tecrübeniz ve uygun kıyafet ve ayakkabılarınız yoksa gerçekten tehlikeli. Bundan dolayı inişte yaşadığım küçük düşme tecrübesinden sonra ben dönüş yolunu korkular içinde malasana’nın  (yogi squat bu çömelme ye çok benziyor) bile ötesi resmen popomun üzerinde indim ve esnek diz eklemlerimden gelen gırç gıırç seslere aldırış etmedim bile “nede olsa ağrı yoksa bu sesler önemli değildi”(bunu da mobility derslerinde bir hoca söylemişti bende hemen kabullendim bir de uzman diş hekimiyim insan işine ne gelirse ona inanıyor).
Bu arada şelaleye tırmanan 5 kişiden 3′ü düştü ve ufak yaralar sadece. Ve yorgunluk üzerine harika sekoya dağ evimize döndük ve çılgınlar gibi eğlenildi:) Ertesi sabah kalktık yol öncesi bütün hazırlıklar yapıldı ve herkes full katılım, ben yoga dersi veriyorum ve herşeey ha-ri-ka! :)
Ankara’ya döndük ertesi sabah uyandım benim dizimde bir ağrı var, ama yine de imkanı yok yoga yapmadan bigün dahi duramam, zorla yoga yapıyorum falan bi şekilde idare ediyorum ama 1-4 ekim Yogakioo Festivali var çok iyileşmem lazım Alllahım ne yapacağımm falan diyorum ve asla yoga yapmadan bigün bile duramam! 
Ben daha çok yoga yapmak isterken, isteğim arttıkça yoga yapabildiğim süreler azaldı:( Bir noktaya ulaşmak için bizi canlı tutan şey “arzu”, ama kibri tatminsizliği, inatçılığı yaratan şey bu “arzu”.
Ne yapmak lazım bu arzuyla.
2 notes · View notes