Tumgik
#ufak kalp çarpıntısı
reyliika · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
30 notes · View notes
lgeceninincisi · 4 months
Note
En son ne zaman uyudun?
Sabah sanırım bayıldım WUOWHQOWJWQOEK2ORJ kendimi bi anda telefon çalarken ve saat farkı geçmişken buldum tuhaftı ufak bi kalp çarpıntısı yaptı ama bugün 1 saat uyudum sanırım yanii en son bugün 1 saatliğine ufak bi uyuya kalma durumu yasadim bunu anonim olmak yerine normalden de sorabilirsin..
6 notes · View notes
mesafelerinsesi · 10 months
Text
Sizinle bir şey paylaşabilir miyim?
Cumartesi günü aynı masadaydık, kokusu baş ucumdaydı. Lakin, lakin ben hiçbir şey anımsayamadım. Arkadaşlar benim sarıldığım adam ölmüş de toprak altında gibiydi. Sarıldığım kişi o değildi. Bütün gece konuşmalarını dinledim. Neden beni heyecanlandırmıyordu artık ?
Beni gerçekten bu kadar mı kırmıştı? Gözlerine baktım. Ufak bir kalp çarpıntısı aradım. Korktuğumda sığındığım ölmek üzereyken sığındığım göğsü neden bir duygu uyandırmadı ben de…
Beni neden bu kadar kırdın. Kendini ben de neden bir hiç ettin ?
Sana hiç tanem derken bunu hayal etmemiştim. Doğru ya bir ara hiç tanemdin. Hazır olmayışların sadece bir hiçlik kazandırmıştı sana.
Anılarımız, anılarımız ölmüş ben de. Bendeki benliğinle birlikte …
“Güzel gideni kötülükle boyamak” yaptığın tek şey buydu. Lakin seni suçlayamam. İçindeki mahzende duran o çocuğun ağlamalarını ben susturamam. Sevilmek ve sevmenin ne demek olduğunu bilmeyen o çocuğa ben bunu öğretemem.
Hep acılar içinde olacaksın. Güzel giden her ilişkin deli bir serzeniş bırakacak arkasında. Her masada sana yapılan kötülükleri anlatacaksın. Çünkü sevmeyi ve sevilmeyi bu sanıyorsun. Umarım kendini ve bir başkasını sağlıkla sevmeyi kendin öğrenirsin.
Benim öğrenmeye çalıştığım gibi…
Kendine iyi bak
1 note · View note
mezardakicicekk · 11 months
Text
ZİHNİNDEN KAÇ VE ONA SIĞIN
11.07.2023
Bugün Serendipity ile buluştuk. Son günlerde çok kötü hissettiğim için zihnimden kaçmam gerekiyordu. Ancak o zaman toparlayabilirdim kendimi.
Dün buluşmayla alakalı detayları konuşurken beni gördüğünde kollarını açıp beklemesini istedim. Aklımdan ona koşup sıkıca sarılmak geçiyordu. Zihnimden kaçıp onun kollarına sığınmak...
Gece doğru düzgün uyuyamadım bu yüzden. Ona sarılacağım anı düşündükçe geriliyordum. Rahat hissedebilecek miydim? Gergin mi olacaktım? Kalp çarpıntım canıma okuyacak mıydı? Koşmaya yeltendiğimde çiviyle çakılmış gibi olduğum yerde mi kalacaktım? Belkide hiçbir şey yapamayacaktım. Bunları düşünmekten uyuyamadım işte.
İşlerim olduğu için çarşıya erken bir saatte gidip işlerimi hallettim. İşlerimi tam bitirmiş çarşıda tur atarken geldiğini haber verdi. Buluşma noktasındaydı, zaman geçirmek için girdiğim mağazadan çıkıp kısaca etrafa baktım ve onu gördüm. Zihnim "Kollarını açmaz umarım, açarsa nasıl sarılacaksın?" demeye başladı. Çenesini kapatması söyleyip başımı önüme eğdim ve telefonumu cebime koydum. Kollarını açtığını görmezse çenesi kapanırdı belki.
Düşündüğüm gibi olmadı. Başımı kaldırdığımda önce gülümseyişini ve ardından kollarını kaldırdığını gördüm. Kalp çarpıntım olmamıştı, zihnim susmuştu. Sarılabilecek miydim? Gülümseyip derin bir nefes aldım ve Serendipity'ye doğru koşmaya başladım. Ben.. koşuyor muydum? Olduğum yerde değil miydim? Peki ya kalbim? Deli gibi atmayacak mıydı? Bunları düşünürken bedenine çarpmıştım.
Kollarımı sıkıca boynuna doladım. Ne kalp çarpıntısı vardı ne de zihnim avazı çıktığı kadar bağırıyordu. Gergin hissetmeyi geç bedenim bile titrememişti. Gözlerimi kapatıp sarılmanın verdiği hissi tatmaya başladım. Boş zihnimdeki sessizliği dinlerken saçlarımda hafifçe hareket eden eli hissettim. Serendipity saçlarımı okşuyordu. O an ağlamak istedim.
Saçlarımın okşanması en sevdiğim şeydi. Teması sevmesem bile bunu seviyordum. Kimse bunu yapmadığı için bazen kendi kendime saçımı okşuyordum ve bunu genelde ağlarken yapıyordum. Şimdi zihnimden kaçmış ona sığınırken o saçlarımı okşuyordu. O an dışarıda değilde evde kucağına oturmuş sarılıyor olmayı diledim. Yaşadığım tüm boktan olaylardan sonra en ufak bir titreme bile olmadan sarılabildiğim ilk kişiydi.
Havanın sıcaklığını bahane edip geri çekildim çünkü bir bahane bulmasaydım muhtemelen sarılmayı bırakmayacaktım. Kendimi bu bahaneye inandırarak kandırmış oldum. Kendi kendini kandıran ilk kişiyim sanırım. "Başka zaman devam ederiz." dedim. Belki o zamanın uzun bir süre gelmeyeceğini düşündü o an bilmiyorum ama bir sonraki görüşmemizde gerçekten çok daha uzun süre sarılmayı istiyorum.
Belkide ben temastan nefret etmiyorumdur? Güvendiğim kimse olmadığı için temastan nefret ettiğimi düşünüyor olabilirdim. Bedenimin dokunuşlarına güvendiği tek kişi Serendipitydir belki. Siktir, bunları yazarken ağlayacağımı hiç düşünmemiştim.
Duygularımı itiraf ettiğim gün gittiğimiz kafeye gidip kahvaltı yaptık. Tabi ben sıcaktan tostumu bitiremedim. Normalde silip süpürür üstüne yetmedi bu diyip bir tane daha söylerdim. Kahvaltıdan sonra üstüme baya ağırlık çöktü. Gerçi ne zaman buluşsak onun yanında uykum geliyordu. Son 3 yıldır uyku problemim olduğunun farkındaydım ve sanırım Serendipity'nin verdiği güven yanında uyuyabilirmişim gibi hissettirdiği için sürekli uykum geliyordu. Uyku problemimin sebebi ne mi? Geceleri sürekli kabus görüyorum ve çoğunu uyanınca hatırlamadığım halde korkumdan uyuyamıyorum.
Normalde size tüm günü detaylı anlatacaktım ama tam şuan vazgeçtim. Son 2 yazım yeterince içimizi sıktı. Şimdi kalbimin ne kadar iyi hissettiğini okuma zamanı. Devam ediyorum öyleyse.
Oturduğum yerde uyuklamaya çalıştım ama çok rahatsız hissettim. Bir türlü rahat bir pozisyon yakalayamıyordum. O an yanına gelmemi söyledi. Birkaç denemeden sonra pes edip yanına oturdum ve başımı duvara yasladım. İşte şimdi daha çok uykum gelmişti. Kafede olmasaydık gerçekten ona sarılıp uyurdum yüksek ihtimalle. Darbeler almış ruhum ve kabuk tutan yaralarından kanayan kalbim onun yanında çok daha iyi hissediyordu. Bunu iliklerime kadar hissedebiliyordum. Dağılan parçalarımı toplamaya çalışırken elime battığını söylemiştim önceki yazımda, hatırlıyor musunuz? Onun yanındayken o parçalar acıtamadı canımı. Her sustuğumuz anda topladım parçalarımı ellerimle. Ne canım yandı ne parçalar elime batıp kanattı.
Birkaç tane video ve fotoğraf çektik. Çektiğimiz fotoğraflardan birisi şuan kilit ekranımın duvar kağıdı. Her baktığımda tebessüm ediyorum. Boş boş konuştuk ama genelde sustuk. Her zaman olduğu gibi. Sanki onunlayken konuşmaya ihtiyacım yokmuş gibiydi.
Aklıma piknik yaptığımız gün geldi. O güne ait yazımı okuduğunda "Biliyor musun, ben de aynı şeyi düşünmüştüm. Birbirimize sorsak mı diye. Sonra vazgeçtim." demişti. Bunu duyunca biraz kafayı yemiş olabilirim. Biraz, gerçekten sadece birazcık. Sonra "Neyse sonraki görüşmemizde sorarız." demişti. Şuan yapsak mı diye bir düşündüm. Birkaç kez hatta. Ama o an sorular sorup cevaplarsak aklımda tutamayacak kadar uykum olduğundan vazgeçtim.
Bugün yine ona doğru koşmuştum. Tek fark bu sefer gerçekten onun kollarına sığınmış olmamdı ve ben tüm gün sırf bu yüzden durduk yere gülümseyip etrafı izliyordum.
0 notes
musfika-hanim · 3 years
Text
Hayatımda ikinci kez ambulansa bindim, ilki kendi rahatsızlığım içindi bundan yıllarrr önce, biri de birkaç saat önce küçük kızçemin rahatsızlanmasından ötürü oldu.
Yavrumun kalbinde ufak bir sıkıntı var. Dört sene önce yine bu geceki gibi aşırı kalp çarpıntısı üzerine fark edilmişti. Dört senedir rutin kontrollerine götürüyorum. İki gecedir aşırı bir çarpıntı oluyordu, bu gece yine tekrarlayınca direk 112'yi aradım. Malum saat dokuzdan sonra sokağa çıkma yasağı var. Durumu anlattım ve onu hastaneye götürmek istediğimi söyledim. Allah razı olsun 5-6 dk içinde kapıdalardı. Çok tuhaf biliyor musunuz? Gecenin onikisi çocuğunuz rahatsızlanıyor ve maalesef o saatte geri dönüşün dahi hesabını yapamadan binip gidiyorsunuz ambulansa. Görevli arkadaştan Allah razı olsun, soğukkanlı gibi gözüksem de kalbim kızçemden daha hızlı atıyordu. O beni kurduğu cümlelerle rahatlattı. Kızçeme damar yolu açtı, kalp atışına baktı. Biraz yüksek götürelim hastaneye dedi. 5-6 dk içinde de hastanedeydik. Bizi doktora teslim edip doktoru da bilgilendirdi. Yavrum da soğukkanlıdır, hamd olsun çok iğne vs şeylere maruz kalmadı ama kan alınırken falan hiç korkmaz MaşaAllah. EKG'si çekildi, tansiyonuna bakıldı, Dr kan ve idrara da bakalım dedi. Tahlilleri verdik ve bir buçuk saat sonuçlarını beklememiz gerekiyordu. Evden kızların aklı bizde, saat olmuş gecenin biri. Hastaneden çıksan tekrar gelmek mesele.
Kızçemle tam 1.5 saat bekledik acilde. Tam tefekkürlüktü. Gelen acil hastaları gördükçe birbirimize bakıp "halimize çok şükür" dedik. Allah kimseyi hastane kapılarında bırakmasın. 2 saatlik bir bekleyiş bile birsürü empati kurdurdu bana. Hem hasta yakınları hem de tüm sağlık çalışanları adına. Dedim ki hakları ödenmez, gerçekten çok zor.
Kızçemin kalbi biraz daha sakinledi bu süre içinde. Tahliller çıktı elhamdülillah olumsuz hiçbir şey yok. Neden bu hızlı kalp atışları dedim Dr bey'e. İnanın biz de bilmiyoruz dedi. Bol bol su içsin dedi. Eyvallah dedim içimden. Bir ohh çektim blr de.
Hastaneden çıktık. Saat iki buçuk olmuştu artık. Caddeler bomboş, her yer ıpıssız ve ben hayatımda ilk defa o saatte dışardayım ve yalnız sayılırım. Çok şükür ki hastanenin karşısında taksi durağı vardı. Çok beklemeden eve geldik. Kızlar çok endişelenmişti. Gerçekten tırsmadım desem yalan olur. Normal zaman olsa yollar kalabalık olur. Kısıtlı yasaklı bir zaman dilimi ve Allah korusun insanın başına her türlü şey gelebilir. Şükür ki sağ salim geldik eve.
Günün şükrü "yavrumun sıhhati". Allah içinizde anne olmayan kim varsa bu duyguyu en mübarek haliyle yaşatsın. Canınız ciğeriniz oluyor evladınız. Ve onlara uğrayan ufak bir sıkıntı gözünüzde olan her şeyi siliyor. Zoru, imkansızı. Allah tüm yavrulara sağlık versin, sıhhatten geri koymasın. Şifa versin. Biz anne babaları da onların başından eksik etmesin. Hem anne hem bana olan annelere daha da çok kuvvet versin.
Elhamdülillahirabbilalemin.
Rabbim sen çok büyüksün, şükrünü edada eksik kalırsam acizliğime ver. Merhametine sığınıyorum.
22 Aralık 2020.
Saat 03.20
Geceye düşen ambulans ışığında ufak bir hastalık hikayesi
*kurduğum cümlelere gözyaşım ve titremeler de eşlik etti. Cümlelerin dizilişine vakıf değilim. Yazdıklarımdan bihaberim.
42 notes · View notes
kulgibi · 3 years
Text
İnanıyorum bir gün karşılaşacağız seninle
Bir gün yollarımız kesişecek
Ve sen değil, sadece ben ufak bir kalp çarpıntısı hissedeceğim
2 notes · View notes
emrekrc · 3 years
Note
Ay hayır hayır eglenceden kastım mesela aynı saatlerde gelip sana anon oluyorum sonra cevap bekliyorum acaba ne yazacak diye tuhaf biraz ayrıca her anon olurken acaba anonim butonuna bastım mi basmadimmi diye sen cevap verene kadar ufak çaplı bir kalp çarpıntısı oluyor ahahhah
Şakasına dedim onu ya bazen anonim yazmış oluyor ben farkedinceye kadar günler geçiyor ondan sonra da cevaplasam ayıp olur diye düşünüyorum 😅 şeydir o ya rüzgar çarpmıştır
6 notes · View notes
daimagenc · 6 years
Text
Çağımızın hastalığı: İkiyüzlülük.  Bu rahatsızlık, pek çok şekil ve farklılık arz eden biçimlerde vuku bulabilir. Böylece, en yakınımızdaki insandan; en uzağımızdakine değin herkesin sinsi bir kalp ve boş bir kafayla bize yaklaşmasına müsamaha eden o vahim durum ortaya çıkmış olur.  Tahmin edeceğiniz üzere, belki de metropolünden; ufak köyüne/kasabasına kadar dünyanın , homo sapiens barındıran her bir noktasında dolaşan bir virüstür.  Çok da ilgilenmediğiniz birinde ortaya çıktığında bu virüs, can yakmaz . Fakat velev ki, sizin elinizi uzatıp  dokunacağınız, nefes kadar uzak birinde ortaya çıktı?  Bu rahatsızlık ciddi derecede, acı verebilir. Belirtileri, kalp çarpıntısı, kalp sıkışması, ellerden titreme, uzun süre kilitli kapılar ardında ağlama, kalp kırıklığı... şeklindedir.  Ve bu sevgili dostlarım; sizin muhakkak kaçınmanız gereken bir durumdur. Daha fenası, son yapılan araştırmalar iki yüzlülüğün solunum yoluyla yayıldığını kanıtlamıştır.  Günlük sağlık köşemiz sona ermiştir. Böylesine çirkin bir dünyada, bir yolunu bulun ; Sağ ve sağlıcaklı kalın.  İyi günler.
3 notes · View notes
bomkomorebi · 6 years
Text
özür dilerim, sana karşı ufacık da olsa bir kalp çarpıntısı yaşadığım için. özür dilerim, gözlerine bakamadığım için. özür dilerim, sen onun adını söylediğinde ağlamamak için kendimi zor tutup aynı zamanda sahte kahkahalar attığım için yanımdaki arkadaşımın gülümsemeden uzak cümlesine. özür dilerim, yüzüne adam akıllı bakmayıp bir ufak belirti bile göstermediğim için. özür dilerim, benden habersiz olduğun için. özür dilerim..
5 notes · View notes