Tumgik
#teşhir
belkidebirharfimben · 2 months
Text
Evveli tekfir olanın ahiri teşhir mi olur?
Fıkradır. Anlatılır. Riyad'ın bir mahallesinde, iki Vahhabi arkadaş, başlamışlar İslam dünyasını tenkide. Önce şiilerin mukim olduğu coğrafyalara bakıp İslam'dan hemen çıkarmışlar. Sonra sünnilerin yaşadıkları bölgelere yönelmişler. Türkiye, Mısır, Pakistan... Hiçbirisini beğenmeyerek dudak bükmüşler. Dinî yaşamaktaki zaaflarına dikkat çekip kapıya koymuşlar. Geriye sadece Suudi Arabistan kalmış. Fakat orada da duramamışlar. Yalnız Riyad kalana kadar her şehrin ahalisine bir kulp takmışlar. Özbir şehirlerinin içinde de sükûnet bulamamışlar tabii. Mahalleleri kalana kadar hemşehrilerini biçmişler. Sonra sokaklarına gelmişler. Sonra komşularına. Sonra... Hasıl-ı kelam: En nihayet dünyada ikisinden başka müslüman kalmadığına kanaat getirip rahatlamışlar. Bu rahatlığın verdiği sarhoşlukla belki de birisi ötekine demiş: "Görüyor musun, koca İslam âleminde önce ben, sonra da senden başka müslüman kalmamış!" Diğeri derhal kaşlarını çatıp cevap vermiş: "Senin de ayağın kaymaya başladı ha!"
Bu psikolojinin en iyi tahlilinin Sünuhat'ta olduğunu düşünürüm: "Bence, Tahtîeci, hubb-u nefisten neş'et eden inhisar zihniyeti illetiyle malûldür." İsabet! Fıkra da bunu anlatıyor işte. Oradaki iki arkadaş aslında âlem-i İslam'ı yermiyorlar. Ya? Kendilerini övüyorlar. İnhisarları hubb-u nefisten geliyor. Yermek övgünün perdelenmiş hali oluyor. Başkalarını küçük görmekle büyüdüklerini sanrılıyorlar. Tıpkı gıybet ayetinde buyrulduğu gibi: Kardeşlerinin etiyle besleniyorlar. Zaaflarını kapatmanın başka yolunu bilmiyorlar. (Bilseler de yürümek zahmetini istemiyorlar.) Kemal eksiklerini sairlerinin kemalsizlikleriyle(!) dolduruyorlar. Mürşidim devamında diyor ki: "Hem Tahtîecilik fikri, sû-i zan ve tarafgirlik hissinin menbaı olduğundan, İslâm'da lâzım olan tesanüd-ü ervâh, tevhid-i kulûb, tehâbbüb ve teâvüne büyük rahneler açmıştır. Hâlbuki hüsn-ü zanla, muhabbet ve vahdetle memuruz."
Evet. Ahirzamandır. Ne kadar şaşırsak yeridir. Ve de hakkımız vardır. Çünkü hergün, yeni yeni, acayibin de acayibi işler olmaktadır. İşte onlardan birisi: Suudi Arabistan 'Asya Güzellik Yarışmasına' katılma kararı almış. Oy, oy, oy... Fakat, bir saniye, isimler aldatıcı olabiliyor. Tashihini de yapalım. Doğrusu belki şöyle olmalıydı: Asya Göz Zinası Yarışması. Yahut da şöyle demeli: Asya Teşhir Yarışması. Sezdin mi şimdi Vahhabilerin hamiyetini? "Vay arkadaş!" diyerek hayretle damağını şaklatası geliyor insanın. Sen onca sene gözünün üstünde kaşı olana kâfir muamelesi yap. Sonra geldiğin nokta bu olsun. Onca sene millete 'gerçek tevhid' falan filan öğret. Sonra iş 'gerçek teşhir'de nihayet bulsun. Elbette karardan bütün Arabistan'ı mesul tutacak değilim. Nihayetinde müslüman insanlar. Ve ekseriya bu durumdan rahatsızdırlar. (Allah onlara mübarek buğzlarının ecrini versin.) Lakin yine, Bediüzzaman'ın haber verdiği bir sır zâhir olmaktadır ki, o da şöyle özetlenebilir: "Haddini aşan şey zıttına döner."
"Lâkayt Emevîlik, nihayet sünnet cemaate, salâbetli Alevîlik, nihayet Râfizîliğe dayandı. Hem zâlime karşı miskinliği esas tutan Hıristiyanlık, nihayat tecellüd; cebbarlıkta ve zâlime karşı cihad, izzet-i nefsi esas tutan İslâmiyet—eyvah!—nihayet miskinlikte karar kıldı. Hem mebdei, taassup derecesinde azîmet olsa, nihayeti müsaheleye; ruhsata taraftarsa, nihayeti salâbete müncer olur. Bir kısım Hanbelî, Hanefî gibi. Hatta en garibi, bir kısım mutaassıplar, mesleklerinin zıddına olarak, küffara karşı müsamaha dostluk ve lâkayt Jönler husumet ve salâbet taraftarı çıktılar. Güya mebde-i hürriyetteki mevkilerini becayiş ettiler."
İşte, arkadaşım, bir tür 'mevkilerini becayiş etme'ye daha şahit oluyor gibiyiz. Suudi Arabistan değişiyor. Herkesin müslümanlığına burun kıvırarak başlayan Vahhabilik, yaptığı ifrattan dolayı, zıttına inkılap etmeye başlıyor. Bozuluyor. Kirleniyor. Türkiye özelinde de benzer bir değişimin olduğunu düşünebiliriz. Biz de şiddetli bir reddediş döneminin ardından İslam'daki aslımızı bulmaya çalışıyoruz. Kemalist bir cebirle koparılan köklerimizi arıyoruz. Elbette daha yolun başındayız. Elbette her değişimin zamana ihtiyacı var. Ne Suudi Arabistan'daki dönüşüm ne de Türkiye'deki değişim bir anda yaşanmayacak. Belki de on yıllara yayılacak. Ancak Bediüzzaman'ın işaret ettiği kanun kendini tekrardan beyan edecek. Evet. Farklı yönlere doğru haddimizi aştık. Haddini aşan şey zıttına döner. Mutlaka dönecektir. Hüda'dan yolumuzu kolay eylemesini dileriz. Ve yine Bediüzzaman gibi deriz:
"Kadîr-i Külli Şey, bir dakikada, bulutlarla dolmuş cevv-i havayı süpürüp temizleyerek semânın berrak yüzünde ziyadar güneşi gösterdiği gibi, bu zulümatlı ve rahmetsiz bulutları da izale edip hakaik-i şeriatı güneş gibi gösterir ve ucuz ve dağdağasız verebilir. Onun rahmetinden bekleriz ki bize pahalı satmasın. Baştakilerin başlarına akıl ve kalblerine iman versin, yeter. O vakit kendi kendine iş düzelir."
0 notes
gunerkan · 3 months
Text
Perakende Dünyasında Raf Tasarımı
Tumblr media
Perakende sektöründe müşteri deneyimi, bir markanın başarısını belirleyen temel unsurlardan biridir. Raf tasarımı, müşterilerin alışveriş sırasında ürünleri keşfetmelerini, ilgilerini çekmelerini ve marka sadakati oluşturmalarını sağlayan kritik bir faktördür. İşte perakende dünyasında raf tasarımının müşteri deneyimini nasıl artırdığına dair bir derleme:
1. Görsel Çekicilik ve Düzen: Müşteriler, düzenli ve estetik olarak tasarlanmış rafların önünde daha uzun süre kalma eğilimindedir. Ürünlerin düzenli bir şekilde sergilenmesi, müşterilere rahat bir alışveriş deneyimi sunar ve aradıkları ürünleri hızla bulmalarını sağlar.
2. Ürün Vitrinleme ve Hikaye Anlatımı: Raf tasarımı, ürünlerin hikayelerini anlatmak için güçlü bir araçtır. Ürünleri bir araya getirerek, onları bir hikaye içinde sunarak müşterilerin duygusal bağ kurmalarını sağlayabilir ve alışveriş deneyimini daha kişisel hale getirebilirsiniz.
3. Renk ve Aydınlatma Stratejileri: Renk seçimi ve aydınlatma, müşterilerin dikkatini çekmek ve belirli ürünleri vurgulamak için kullanılan etkili araçlardır. Doğru renk paleti ve aydınlatma, ürünleri daha çekici ve göz alıcı hale getirerek müşteri ilgisini artırabilir.
4. Bilgi ve İletişim: Ürünlerin üzerindeki bilgilerin açık ve anlaşılır olması müşterilere rehberlik eder. Raf etiketleri, ürün özellikleri, fiyatlandırma ve indirim bilgileri gibi detaylar, müşterilerin bilinçli alışveriş yapmalarına yardımcı olur.
5. İnteraktif Deneyimler: Bazı perakende mağazaları, müşterilere ürünleri denemeleri veya interaktif olarak keşfetmeleri için fırsatlar sunar. Raf tasarımı, bu tür deneyimleri destekleyerek müşteri katılımını artırabilir.
6. Mevsimsel ve Tematik Düzenlemeler: Özel günler, tatil sezonları veya belirli temalar çerçevesinde yapılan raf düzenlemeleri, müşterilere farklı bir alışveriş deneyimi sunar. Bu düzenlemeler, müşteri ilgisini artırır ve mağazanın canlılığını korur.
7. Kolay Erişim ve Hareketlilik: Raf tasarımı, müşterilerin ürünlere kolayca erişimini sağlamak için düşünülmelidir. Hareketli raflar veya düzenli yenilenen sergileme alanları, mağaza içindeki akışı artırabilir.
Sonuç olarak, perakende dünyasında etkili bir raf tasarımı, müşterilerin mağazanızda daha fazla zaman geçirmelerini, ürünleri keşfetmelerini ve marka sadakati oluşturmalarını sağlar. Müşteri deneyimini artırmak, sadık bir müşteri kitlesi oluşturmak ve rekabet avantajı sağlamak adına raf tasarımının önemini göz ardı etmemek önemlidir.
0 notes
enatech · 1 year
Text
Duymazlar Endüstriyel Mutfak
0 notes
plastikstant · 1 year
Text
0 notes
Text
Şekerleme Teşhir Ekipmanları
Tumblr media
Şekerleme ürünlerinin daha şık sunumunu yapmak için pleksiglas, ahşap, metal ham maddelerden yapılmış şekerleme teşhir ekipmanları ile ürününüzü daha güzel sunumunu yaparak satışlarınızı artırabilirsiniz.
En çok tercih edilen Yuvarlak Silo, Bonbon Kutu, Bonbon Kutu Standı, Fantastik Kutu, Küvet ürünleri ile şekerleme ürünlerinizi hijyenik ve görsel açıdan şık bir sunum ile teşhirini yapabilirsiniz.
Efe Teşhir Ekipmanları olarak Türkiye başta olmak üzere tüm dünyaya satışını gerçekleştirmekteyiz.
0 notes
zumrutplastik · 2 years
Text
#zumrutplastik
#zumrutplastikcoraplik
#zumrutplastikcorapteshirstandi
#corapteshirstandi
#coraplik
0 notes
murat-o41 · 3 days
Text
Kayınpederimin Cuckold Fantazisi! (Emine 28 Y., Mersin)
Merhaba, adım Emine. 28 yaşında, minyon tipli, beyaz tenli, uzun kumral saçlı, büyük göğüsleri olan, geniş popolu, balık etli bir kadınım. Sekse aşırı derecede düşkünlüğüm vardır. Kocamla severek evlendim. Orta boy sikinin üzerinde her gece dans eder, deliler gibi orgazm olup coşardım. Benim kadar sekse düşkün olmayan kocam bile benim bu azgınlığıma kayıtsız kalamazdı... 
Günler böyle geçerken sevgili kocam yurt dışında güzel bir iş teklifi aldığını ve bir süre babasının yanında kalmamı, sonra da beni de yanına alacağı fikriyle çıkageldi. Her ne kadar yok mok desem de dinletemedim ve kendimi kayınpederin emekli hayatı yaşadığı köy çiftliğinde buldum. Kayınpederim ve kaynanam iyi insanlardı. Kaynanam böbrek hastası, yarı felçli, kullandığı ilaçlar yüzünden çok kendinde olmazdı. Yanlarında iki tane işçi çalıştırıyorlardı. Halit ve Cevat ismindeki bu işçiler 20'li yaşlarının sonunda gösteriyordu. Kaslı, heybetlilerdi. Güneşten iyice esmerleşmis tenleriyle adeta pornodan fırlamış zenci gibiydiler.
Kayınpederim onları aileden biri gibi benimsemiş, adeta öz oğlu gibi seviyordu ikisini de. Hayvanlara bakıp tarlasını ekip dikiyorlardı kayınpederin. Ben taşınana kadar aynı evde kalıyorlardı. Ben gelince de kayınpeder bir iki lafını etti, ama başka bir çözüm de bulamayınca düzen o şekilde kaldı. Aynı evin içinde iki tane azman ile kalmakta beni hiç olmadığım kadar kızgınlaştırıyordu. Atletli halleri, sabah ereksiyonları ile görüyordum. Gerçekten eşofmandan göründüğü kadar büyük müydü sikleri? Hele Cevat'ınki diz kapağının bir karış üzerine kadar uzanıyordu. 
Hoş adamlara da hak vermemek olmazdı, ben de onları kudurtmak için elimden geleni yapıyordum. Sütyensiz penyeler, külotsuz taytlar, tangalı etekler havada uçuşuyordu. Başlarda kayınpederimden çekindiğim için çok giyemiyordum. Ama o bunu fark edip, "Çekinme kızım, burası senin evin!" demesi ilk başlarda garibime gitse de, baktım ciddi bu konuda, koyverdim gitti. Sanırım o da güzel götüme ve büyük göğüslerime hayrandı. Kaçamak bakışlarını çok yakalamıştım, ama o daha çok Halit ile Cevatı kesiyor, sanki onların beni dikizlemesinden, gece beni düşünerek 31 çekmelerinden daha çok haz alıyor gibiydi. Hem ne olacaktı, yanında iki gariban da biraz am göt meme görmüşse derken ben bu teşhir işinden iyice zevk almaya başladım. Garibanlar korkularından hiçbir atak da yapamıyorlardı. 
Birgün onlar evdeyken ve kayınpederimin kaynanamı diyalize götürdüğü bir günde kendimi banyoya attım. Banyonun kapısını da bilerek aralık bıraktım. Biraz sonra kapıda iki iri yarı gölge belirmişti bile. Oohh, beni izliyorlardı. O koca siklerinin benim için kalktığını bilmek, o kapkara balyoz gibi yaraklarının beyaz döller fışkırttığını hayal etmek, ohhhh, elimi bile değmeden sarsılarak orgazm olmama yetiyordu. Zevk suyum banyoya karışırken onların da kapı ardında oluk oluk boşaldığını bilmek... Hiç bitmeyen bir haz dalgası dolaşıyordu evin içinde. 
Kafaya koymuştum, ne yapıp edip altlarına yatacaktım. Banyodan çıktığımda evin içinde kimse yoktu. Kayınpederim şehirde 3 gün kalacaktı, kaynanam fizik tedavi de görüyordu bu sıralar. Öncelikle mükellef bir sofra hazırladım. Kayınpederimle bazen rakı içerlerdi. Yine öyle içkili güzel bir yemek hazırladım. İçeriye geçip her yerime güzelce bebe yağını yedirip tenimi yumuşacık yaptım. Yatağımın başına koydum bebe yağını, akşama lazımdı. Aylardır süren bu açlığı gidermemin vakti gelmişti. 
Üzerime uzun atlet fanilasını andıran mavi bir elbise giydim. Özenle mavi ojelerimi sürdüm. Güzel bir de makyaj yapıp akşamki sikişe hazır hale geldim. Çıkarmakla uğraşmamak için sütyen ve külot giymedim. Aslında elbise çok dardı, götümün hemen altında bittiği için birkaç oturmada tamamen belime kadar toplanıyordu. Kendi kendime söz verdim, ne kadar toplanırsa toplansın hiç elimle müdahale etmeyecektim. 
Göğüslerimi dar ince kumaş zor tutuyor, adeta yanlardan fışkırıyordu. Kocam görse kapıdan girer girmez üzerime atlardı. Ah salak kocam, beni bu azmanların eline sen bıraktın. Baban da pastanın üzerine kaymağını sürdü, bunlara ikram ettiniz. Bu gece deli gibi sikilmek istiyordum. Rahatlamak için rakıdan birkaç yudum aldım. 
Birazdan kapıda sesleri duyuldu. Beni ve sofrayı görünce gözleri yerinden fırlayacak gibi oldu ikisinin de. "Ooo Emine yenge, sağolasın, çok açtık!" dediler. İkisinin de asıl açlığının am olduğunu anlamak için kazık gibi olmuş siklerine bakmam yetmişti. Güldüm, "Hadi hadi soğutmayın yemeği!" dedim. Sırayla banyoya girip geldiler salona. Onlar da kayınpederin yokluğunda daha rahat oluyorlardı, ikisi de altlarına şort giyip gelmişlerdi. Biraz önceki kalkan sikleri inmişti. Eminin banyoda 31 çekip gelmişlerdi. Neyse ki eski hallerini almaları için birkaç kere mutfağa gidip gelmem yetmişti... 
Zaman geçtikçe alkolün de etkisiyle daha da rahatlamıştık. Şuh kahkahalarım havada uçuşuyor, alttan çıplak bacaklarımız birbirine değiyordu. Gözleri sürekli göğüslerime kayıyordu. Ben de beter olmuştum, amım hiç olmadığı kadar sulanmış, göğüslerimin uçları düğme gibi kabarmıştı. Salonda seks kokusu vardı. İyice çakır keyif olduktan sonra kahveleri koltukta içmeyi teklif ettim. Erkeklerim koltuklara geçerken ben de masadaki birkaç parça şeyi mutfağa taşıma bahanesiyle götüme kadar sıyrılan elbisemle onlara şov yapıyordum. Yüzleri iyice kızarmış, sikleri hiç görmediğim kadar kalkık duruyordu. Sanırım amacıma ulaşacaktım. Bunun verdiği mutlulukla hemencecik kahveleri hazırlayıp geldim.
Halit'e kahvesini servis ederken bilerek biraz fazla eğildim. Artık elbisemin etek boyu tam amımın hizasına gelmişti. Cevat'ın arkada hafifçe inlediğini duymamla sulanmış amımı gördüğünü anladım. Hiç bozuntuya vermeden göğüslerimi gözleriyle yemekte olan Halit'e servisi yaptıktan sonra aynı şovu yer değiştirerek bir daha yaptım. 
Nasıl adamlardı bunlar, dağ başı gibi bir yerde buram buram am kokan bir kadına nasıl böyle karşı koyabiliyorlardı? Başka birileri olsa çoktan yatırıp sikmeye başlamışlardı. Ben de kendi kahvemi alıp karşı koltuğa oturdum. Kendime verdiğim söz yüzünden elbisenin eteğini duzeltemiyordum, amım iyice meydandaydı. Artık dayanacak gücüm kalmamıştı kalkıp dudaklarına yapışmak istiyordum. Amımdan sızan zevk sıvıları koltuğu ıslatıyordu. Artık vurucu darbeyi indirmenin zamanı gelmişti... 
Yerimden kalkıp boşalan kahve fincanlarını almak için önce Cevat'ın önüne domaldım. Elimden geldiğince eğilip elbisemin eteğinin belime kadar çıkmasını sağladım. O geniş bembeyaz götüm halitin gözleri önündeydi. Bir hareket gelmeyince bu sefer hiç istifimi bozmadan sanki eteğimin belime toplandığını fark etmemişim gibi Halit'in önündeki fincana eğildim. Tam umudu kesmiştim ki arkamdan götüme bir çift el uzandı. Transa girmiş gibi donup kaldım. Arkamdaki eller önce götümün yanaklarını ve baldırlarımı okşadı, ardından ıslak amıma doğru kaydı. Oohhh, işte olmuştu, sonunda istediğimi almıştım. 
Cevat ta elbisemi karnıma doğru ittirip göğüslerimi özgürlüğüne kavuşturdu, var gücüyle dudaklarıma saldırdı. Az sonra dillerimiz buluşmuş, o dolgun dudakları bütün dudaklarımı kaplamıştı. Elimden geldiğince dil darbelerine karşılık veriyordum. Tam kendimi kaptırmış giderken Halit birden elini çekti arkamdan, oohhh, sikecekti beni. Sonunda istediğimi vereceklerdi bana. Ama biraz sonra onun ıslak dilini amımda hissedince gerçekten bir kadına zevk vermeyi bildiklerini anlamıştım. Salak kocamın hiç yapmadığı bir şeyi elin köylüsü büyük bir iştahla yapıyordu. Bunları düşünmek ve amımdaki dil beni iyice azdırmıştı. 
Elimi Cevat'ın şortuna atıp çıkarmasına yardım ettim. Oofff, nerdeyse bileğim kalınlığında bir yarak yüzüme çarptı. Boyu kocamınkiyle aynı, fakat akıl almaz kalınlıkta, kapkara bir şaheserdi. Hemen elimle sardım, parmaklarım birleşmiyordu. Uuufff, bu bana nasıl girecek diye düşünürken amımdaki dilin de verdiği iştahla o kara yarağın altındaki taşakları yalamaya başladım. Evin içinde şapırtı ve inilti sesleri yankılanıyordu. Halit dilini o kadar güzel kullanıyordu ki, sanki amımda bir canlı varmış gibi durmadan titreşen bir dildo gibiydi. Bacaklarım iyice kasılmış, zevk suyum oluk oluk akmaya başlamıştı. 
Cevat ta bu azgınlıktan payına düşeni alıyordu. Var gücümle o koca yarağı yalıyordum, fakat ne yapsam ağzıma sığmıyordu. Halit biraz sonra arkamdan çekildi, sanırım bu sefer istediğimi alacaktım. Kafamı arkaya çevirdiğimde bir şok daha yaşadım. Kalınlığı Cevat'ınkinden birazcık azdı, fakat uzunluğu, oofff, 20 santim yarak dedikleri bu olsa gerek. İçimi biraz korku, biraz heyecan kaplamıştı. 
Şortunu indiren Halit'e bakıp doğruldum. İkisinin de yarağını kavrayıp peşimden yatak odama götürdüm. Yatağa oturduk. Halit amımla oynayıp dudaklarıma yumuldu. Cevat ise göğüslerime yumulmuş, sırayla öpüp okşuyor, dişliyordu. Gözüme bebe yağı şişesi takıldı, uzanıp aldım. Önce kendi üzerime boca ettim, sonra da sırayla erkeklerimin üzerine. Özellikle yaraklarını sıvazlayarak yağladım. Halit'in yarağı iyice kalkmış, dokundukça inliyordu, zonkladığına emindim, artık yükünü boşaltması gerektiği her halinden belliydi. Dibi ormanı andıran kıllarıyla kavak ağacı gibi uzundu. Cevat'ınki ise kılsız, çikolatalı bir dondurmaydı adeta. Yalamak için kılsız severdim, ama sikilirken de klitorisime kılların değmesi beni aşırı tahrik ederdi. Tam istediğim gibi iki yarak elimin altında, emrime amadeydi. 
Yatağıma sırt üstü uzanırken Halit'i de o koca yarağından tutup üzerime çektim. Haftalar geçmişti bir erkek vücudu altında ezilmeyeli. Dudaklarına, omuz başlarına öpücük kondurdum. Yağdan sırılsıklam olmuş yarağı bir iki kez yuvasını aradı ve sonunda aylardır yarağa hasret amımın kapısına dayandı. Biraz zorladıktan sonra başını almıştım. Koca yarağın içimi yarmasıyla benden hafif bir inilti kopmuş, ellerim istemsiz kasıklarıma gitmiş, birden sokmasını engellemek istemiştim. Ama canım korktuğum kadar yanmamıştı, ellerimi çektim ve erkeğim yavaş yavaş girmeye başladı. Ooofff, oooohhh, iiyhhhh! Çığlıklar arasında yoluna santim santim devam ediyordu, ama bir türlü o kıllarını hissedemiyordum.
Neyse ki canım kortuğum kadar yanmamıştı. Aksine zevk bile alıyordum o koca yarağın amımın duvarlarını yara yara ilerlemesinden, içimde nabız gibi atışını hissetmekten. Biraz durdu, bu sırada gözüm Cevat'a ilişti, sikini okşayıp bizi izliyordu. Elimi uzattım o kalın sikini avuçlayıp ileri geri yapmaya başladım. Halit yavaş yavaş git gel yapmaya başlamıştı. Halen kasıklarımız birleşmemişti, ama ben çoktan zevk denizinde yüzmeye başlamıştım. Bazen hızlanıyor, bazen o koca yarağı dipliyordu, ama halen hissetmiyordum kasıklarını. Her abandığında o koca yarak içimde biraz daha ilerliyordu, hissediyordum. Kocamın hiç ulaşamadığı yerlerime ulaşıyordu bu yarak... 
Halit var gücüyle sikiyordu beni, tamamen altına almış, iki eliyle götümün yanaklarını kavramıştı. Ahhh'lar, Ohhh'lar havada uçuşuyor, zevk çığlıklarım evi inletiyordu. Acı falan duymuyordum, aksine sonsuz zevk alıyordum. Vücudum yavaş yavaş karıncalanmaya başlamış, kalp atışlarımı duyuyordum. Orgazm olmaya yaklaşıyordum. Kocamla evliliğim boyunca bir elin parmak sayısını geçmemişti, oysa şimdi daha yarağının bile tamamını sokmamış bir adamın altında hiç olmadığım kadar coşkulu bir orgazma yaklaşıyordum. Sonunda Halit var gücüyle bir kez daha yüklendi ve o kıllı kasıklarını kilitorisimde hissettim. Sonunda başarmıştım işte, o koca canavarı amımda yutmuştum...
Bir makine gibi çalışmaya devam ediyordu Halit, ucuna kadar çıkartıp tekrar sokuyor ve bunu yaparken o kadar çok geriye çekiliyordu ki, neredeyse vücutlarımız tamamen ayrılıyordu. Bacaklarımı beline doladım, kollarımla sırtını sıkıca kavradım, adeta onu tüm vücuduyla içime sokmak istiyordum. Ve sonunda deli gibi sarsılmaya başladım, amımdan da sular yürümeye başladı. Halit hırsla girip çıkmaya devam ediyordu. Boğuk boğuk iniltiler gelmeye başlamı��tı. Son bir darbeyle yine kasıklarımız birleşti. İçimde kasılan koca yarak amımın içine döllerini boşaltıyordu. Gözlerim kararıyor, vücudum seyiriyordu, zevkten gözlerim kısılmış, sesim çıkmıyordu. Hiç bitmesin istiyordum o an, hiç bitmesin. İçimi dolduran erkeğimin dölleri amımdan taşıp dışarı sızıyordu... 
Neden sonra ikimiz de durulduk. O ölmeye başlayan yarağıyla biraz daha gidip gelip doymadığını belli ederek çıktı içimden. O sırada elinde meyve suyuyla Cevat geldi. Çok komikti, koca sikli çırılçıplak bir adam elinde meyve suyu olan tepsiyle bize hizmet ediyordu. Halit kalkıp bir sigara yaktı, yandaki koltuğa attı kendini. Yarağı yavaş yavaş sönüyordu, bu haliyle bile heybetliydi. 
Meyve suyunu içince biraz kendime geldim. Amıma baktım, amımın dudakları kocaman açılmış, içinden benim zevk sıvılarımla karışık Halit'in dölleri sızıyordu. Ben amıma bakarken saölarıma bir el uzandı. Cevat'ın eliydi. Başımı kaldırınca dudaklarıma yumuldu. İçimdeki ateş yeniden harlanmıştı. Ona, "Dur aşkım amımı temizleyip geleyim!" dedim. "Gerek yok, böyle daha zevkli!" dedi, elini amıma atmış, kapanmayan iki dudağı birleştirmeye çalışıyordu. 
Cevat yatağa sırt üstü uzanırken beni de üzerine çıkarttı. Elimle hizaladığım o devasa kalınlıktaki yarak amımı yarmaya başlamıştı bile. Halit'inkinden daha kalın ve biraz kısaydı. İlk başta biraz almakta zorlansam da Halit'in canavarından kalan esneklikle rahatça almaya başladım. Yeni bir zevk dalgasının içine girmiştim. Var gücümle zıplıyor, amımdaki canavarı resmen sağıyordum. Üstünde biraz yorulunca Cevat iki eliyle götümün yanaklarından kavrayıp alttan var gücüyle sikmeye başladı. Kendimi iyice kaybetmiştim, zevk çığlıkları, inlemeler yine evde yankılanıyordu. Kasıklarımızdan çıkan tok ses ve Cevat'ın inlemeleri bana eşlik ediyordu. Bu sikişin bitmesini hiç istemiyordum... 
Cevat yavaşladı. Biraz yarağını eline alıp klitorisime sürmeye başladı. Arada amıma girip çıkıyor, sonra amıma vuruyordu yarağını. Çok azdırıyordu bu beni. Sonra beni yanına uzattı, kendisi de yan yatıp arkadan amıma girdi ve tekrar deli gibi sikmeye başladı. Aaahhh'lar, Oooohhh'lar, Ooofff'lar birbiri ardına ağzımdan çıkıyor, Cevat ise bir eliyle memelerimi diğeriyle klitorisimi okşuyordu. Diliyse boynumda, ensemde, kulağımdaydı. Beklenmedik şekilde iyi sikiyordu Cevat... 
Birkaç kere bosolacakken kendini kastı, ben de yeniden ritmimi yakalamış ve orgazm olmaya yaklaşmıştım. Pozisyon değiştirip bacaklarımı omzuna aldı, yarağını bir anda içime daldırıverdi. Bir çığlık koptu benden. İki büklüm etmiş beni, deli gibi sikiyordu. Benim en sevdiğim pozisyondu bu ve kocamla sikişirken eğer orgazm olabilirsem hep bu pozisyonda orgazma ulaşırdım. Yine nabzım kulaklarımda atmaya başlamış, gözüm kararıyordu. İlk defa ikinci orgazmıma yaklaşıyordum. İki koca yaraklı erkek hoyratça sikmişlerdi beni. Amımın hiç keşfedilmemiş yerlerine ulaşmışlardı. Ben bunları düşünürken vücudumu şiddetli bir titreme sardı. Orgazm oluyordum, hem de sular seller gibi, amımdan yatağıma ve erkeğimin taşaklarına amımın özü akıyordu. İçimdeki yarağı sağıyor, döllerini içime akıtması için var gücümle çabalıyordum. 
Çabalarıma daha fazla karşı koyamayan Cevat ta oluk oluk boşalmaya, içimde kasılmaya başladı. Terden, bebe yağından, zevk sıvılarımzdan sırılsıklamdık. İçimde nabız gibi atan koca yarağın içimi yakan o dölleri zevkimi daha da katlıyordu. Sonunda istediğimi almıştım... 
O gün ve kayınpederim gelene kadar her fırsatta üzerime atladılar. Artık evin içinde kıyafet giymez olmuştum. Neyse ki kayınpederim geldi ve biraz kendime gelme fırsatım oldu. Ama yine rahat durmuyorlardı, mutfakta olsun, banyoda olsun, samanlıkta olsun bir punduna getirip üzerime atlıyorlardı. Amımdan süzülen döllerle dolaşmaya alışmıştım... 
Böyle güllük gülistanlık vakit geçirirken kocamın yurtdışında hapse girdiğini öğrenmemle şoka uğradım. Üzüldüm desem yalan olur, ne de olsa yokluğu hiç aranmıyordu. Bir gün yine kayınpederim kaynanamı hastaneye dialize götürdü. Erkeklerimle deli gibi sikişirken hafifçe açılan kapıdan kayınpederimin kafası belirince ben korkudan kaskatı kesilirken amımdaki yarak deli gibi girip çıkmaya devam ediyordu. Ben telaşla, "Durun, yakalandık!" derken odama giren kayınpederimin çırılçıplak olduğunu farkettim. Üçü birden telaşlı halime gülmeye başladı. 
Meğerse Cuckold fantazisi olan kayınpederim her şeyi en başından beri biliyormuş. "Devam edin!" diyerek geldi yatağın köşesine oturdu ve bizi sikişirken izlemeye başladı. Kaynanama hastanede özel bakıcı hemşire tutup gelmiş. Sonraki günlerde biz sikişirken kayınpederim hep yanımızda oldu, ama pörsümüş ve kalkmayan sikiyle oynayarak mecburen köşede oturup izlemekle yetiniyordu :)
(Emine) 
67 notes · View notes
nesrin-c · 1 month
Text
hücredeki adalının hikayesi
Taş duvar, demir, karyola ve yerlerde sayısız izmaritler,
Helanın pis kokusu, rutubetli, sıkıntılı, nikotinli,
İnsanı serseme çeviren kurşun gibi ağır bir hava,
Duvarlar sanki soğuk dalgaları imal ediyor.
İstediğiniz kadar üzerinize kalın şeyler giyinin,
Oligarşinin hücresinde soğuğu yenmek imkansız.
Ranzanın karşısında kafesli demir kapı,
Arkasında Mehmet.
Görevi dakikası dakikasına beni denetlemek
Mehmedim utanıyor, kahroluyor.
“Askerim ağam n'aparsın” diyor.
Aslında o’ da tutsak.
Ben hücre içinde, o hücre önünde.
Günde beş kez büyük başlar bakar içeriye;
Yüzlerinde tecessüs.
“Çılgın adam, 3-5 kişi ile koskoca karanlıklar
imparatorluğuna kafa tutan adalılar”
Ama yine de “çılgın adamın” karşısında
Bir eziklik duyuyorlar, o başka,
Gündüz, gece diye bir ayrım yoktur hücrede,
Zaman ve mekan özümlenmiş artık.
Sadece koldaki saattir, geceyi gündüzü bildiren.
Işık yirmi dört saat yanar.
Bir nefes, bir dumandır yoldaşım.
Cigaramı her çekişimde duman olur,
Uçar giderim, ta uzaklara,
Çoğu kere Ada'ma giderim,
Cigaramın dumanı, beni memleketime;
Ada'ma götürür.
Kahpe İstanbul'un, kahpe bir bölgesinde,
Bir evdeyim yoldaşlarımla beraber.
Bu ev, yoldaşlık- dostluk-kardeşlik-mertlik-kazanç ve sevgi evidir.
Bu evde, her şey o kadar güzel ve o kadar anlamlıdır ki…
Ev de değil ada, ada!
Satılmışlığın, kahpeliğin, riyakarlığın, adiliğin
ve her çeşit
aşağılık ve her çeşit yabancılaşmanın karışımı olan,
karanlık denizi'nin ortasında,
Güneşi batmayan bir ada.
Ben ne şuralıyım, ne buralı,
Adalıyım adalı,
Ada’m ormanlıktır.
Dostluk, yoldaşlık, mertlik ormanı,
bütün Ada'mı kaplar.
Erdemin güneşi, yirmi dört saat aydınlatır adamı
Biz ada sakinleri bilmeyiz karanlığı.
Ben Adalıyım ey kahpe hücre, Ada'lı
Doğru ya sen nereden bileceksin Ada'mı.
asırlık, feodal,
militarist, hücre.
Ya sen, öküze benzemek için kasılan, şişen
haset kurbağa hilkat garibesi bilir misin Adamı?
Dünya karanlıktır, güneşi batmayan böyle bir Ada
yeryüzünde yoktur.
Değilmi ki karanlıklar cücesi, zavallı acuze?
Ya sen yarasalar şairi, pişkin Cacomcho?
Değil şiirlerde, masallarda bile böyle bir ada yoktur.
böyle bir ada eşyanın tabiatına aykırıdır.
Senin için değil mi karanlıkların kapkara şairi?
Senin dediğin eşyanın değil,
karanlığın tabiatına aykırıdır.
Karanlık cüceleri, acuzeler, dürzüler…
Yarının Türkiyesi'nin hayvanat bahçesinde teşhir edilecekler…
Ada’m kalabalıktır hain hücre:
Elde mitralyözüyle,
Sierra Maestra'da, Falcon'da, Vietnam'da
Mozambik'te, Angola'da, Sina çöllerinde…
Özgürlüğün türküsünü söyleyenler.
Zulme, kahpeliğe, sömürüye karşı…
Dişiyle, tırnağıyla üç kıtada karşı koyanlar
benim evlatlarımdır kahpe hücre.
Benim adamın ormanlıklarından aldıkları fideleri,
“birer birer dikiyor, kahpeler koalisyonunun dünyasına
Kel dünya, Ada'mın ağaçlarıyla ayıbını örtüyor,
güzelleşiyor artık.
İyi bak bana feodal duvar, iyi tanı beni.
Seni yerle bir edecek Adalılar'ı iyi tanı.
Ada’m ve hemşerilerinin çoğu ne halde diye
dudak bükme, o…punun dölü utanç duvarı
Evet Ada'mı karanlığın suları bastı.
Evet, benim gibi birçok Adalı çirkef suların altında,
ama boşuna sevinme, Ada’m batmaz, yok olmaz
Ada’m sadece karanlık denizinde yerini değiştirdi.
Hepsi o kadar.
MAHİR ÇAYAN.
Tumblr media
76 notes · View notes
yakazakalb · 2 months
Text
Tumblr media
Kadınlar günü mü demiştiniz?
Hangi kadınların günü?
Gözyaşları içinde evlatlarının cansız bedenlerini tüyleri ürpere ürpere öpüp koklayan kadınların mı?
Çocuklarının aç bî ilaç, susuz korku içinde kendilerinden medet umduğu kadınların mı?
Şehadet şerbeti içip, evlatlarının başlarında feryat ettiği annelerin kadınlar günü mü?
Hangi kadınların günü?
Modern çarkın kölesi olmuş, teşhir sektörünün ekmeğine yağ süren, kendi! ayakları üstünde durmayı becerebilen kimseye köle! olmayan özgür! kadınların günü mü?
Artık bizim uyuşturulmuş, pasifize edilmiş şu halimizi bir kenara bırakmamız ve bâtıl sistemlerin yaktığı ateşe bir odun da bizim atmamamız gerekmiyor mu?
Ve o ateşleri söndürmemiz?
.
60 notes · View notes
alhuznn · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media
Ebû Hüreyre'nin (ra), Resûlullah'tan (sav) şöyle işittiği nakledilmiştir: Kötülüklerini ifşa edenler hariç ümmetimin bütün fertleri, Allah tarafından (er geç) affedilecektir. Bir adamın geceleyin bir kötülük yapması ve Allah onu örtmüş iken, sabahleyin "Ey filanca, ben dün gece şöyle şöyle yaptım." demesi, kendi kabahatini teşhirdir. Hâlbuki onun gece işlediği kabahat Rabbi ile kendisi arasındaydı. Böyle yapmakla o, Allah'ın örttüğü kabahati sabahleyin teşhir etmiş, açıklamış oluyor.
|Buhâri, Edeb, 60; Müslim, Zühd, 52
32 notes · View notes
gunerkan · 1 month
Text
İzmir Raf Sistemleri Tasarımı: İşlevsellikten Estetiğe, Depolama Alanlarının Görsel Tasarımı
Tumblr media
İzmir, Türkiye'nin en önemli ve kültürel açıdan zengin şehirlerinden biridir. Bu şehir, yaşam alanlarının işlevselliği ve estetiği arasında denge kurmayı önemseyen modern bir yaşam tarzına sahip olanlar için özellikle raf sistemleri tasarımında çeşitli seçenekler sunar. İşlevselliği ön planda tutarak aynı zamanda depolama alanlarının görsel estetiğine de önem veren İzmir, raf sistemleri konusunda özgün ve yaratıcı tasarımlarla dikkat çekiyor.
İzmir'de Raf Sistemleri Tasarımı ve İşlevselliği
İzmir'de raf sistemleri tasarımı, depolama alanlarını optimize etmek ve yaşam alanlarını daha kullanışlı hale getirmek amacıyla önemli bir rol oynar. İşlevselliği ön planda tutan tasarımlar, depolama ihtiyaçlarını karşılamak için pratik ve etkili çözümler sunar. Bu tasarımlar, özellikle evlerde, ofislerde, mağazalarda ve endüstriyel tesislerde kullanılır ve eşyaların düzenli bir şekilde saklanmasını sağlar.
Estetik ve Görsel Tasarımın Önemi
İzmir'de raf sistemleri tasarımında estetik ve görsel tasarımın önemi giderek artmaktadır. Raf sistemleri, sadece depolama işlevini yerine getirmekle kalmaz, aynı zamanda yaşam alanlarının estetik görünümünü tamamlar. Renk seçimi, malzeme tercihi, şekil ve desen gibi faktörler, raf sistemlerinin görsel çekiciliğini artırır ve mekana özgün bir tarz kazandırır.
Özgün ve Yaratıcı Tasarımlar
İzmir'deki raf sistemleri tasarımcıları, özgün ve yaratıcı çözümler sunarak müşterilerinin beklentilerini karşılar. Modüler raf sistemleri, duvara monte raf sistemleri, özel tasarım raflar ve diğer özelleştirilmiş depolama çözümleri, her türlü ihtiyaca uygun olarak tasarlanabilir. Bu tasarımlar, mekana uyum sağlar ve kullanıcıların depolama alanlarını verimli bir şekilde kullanmalarını sağlar.
İzmir'de Raf Sistemleri Tasarımında Trendler
İzmir'de raf sistemleri tasarımında belirli trendler mevcuttur. Minimalist tasarımlar, doğal malzemelerin kullanımı, çok fonksiyonlu raf sistemleri ve modern geometrik formlar, şehirdeki tasarım trendlerini yansıtır. Ayrıca, akıllı depolama çözümleri ve uzaktan kumandalı raf sistemleri gibi yenilikçi teknolojiler de giderek daha popüler hale gelmektedir.
İzmir raf sistemleri tasarımında işlevselliği ve estetiği bir araya getiren özgün ve yaratıcı çözümler sunar. İşlevsel ve estetik olarak dengelenmiş raf sistemleri, depolama alanlarını optimize ederken aynı zamanda yaşam alanlarının görsel estetiğini artırır. İzmir'deki tasarımcılar, müşterilerinin ihtiyaçlarını karşılamak için özelleştirilmiş ve özgün çözümler sunarlar, böylece herkesin benzersiz bir yaşam alanı oluşturmasına olanak tanır.
0 notes
demircizademehmet · 5 months
Text
Tumblr media
Rivayet olundu ki;
"Kıyamet gününde küfür sancaklarından ilk dikilecek sancak yahudilerin sancağıdır.
Allah onları tüm şahidlerin gözü önünde rezil ve teşhir edecek ve cehenneme gitmelerini emredecektir."
(Rûhu'l Beyân)
20 notes · View notes
enatech · 1 year
Text
Aralık Endüstriyel Mutfak
0 notes
myschizodream · 2 years
Text
Edepsizin teki kalmış bana cinsel organını atmaya çalışıyor. Bu tür insanlar bilmeli ‘’ TCK md. 105/1- bir kimseyi cinsel amaçlı olarak taciz eden kişinin fiilini suç saymıştır. sosyal medya üzerinde gönderilen cinsel içerikli ifadeler, cinsel içerikli sözler, işaretler, çıplak vücudun teşhir edilmesi, cinsel konulu ses kayıtları, görseller, cinsel organ fotoğrafları, videolar ve ya görüntülü konuşma sırasında sergilenen eylemler, cinsel taciz suçuna vücut verir. Mağdurun şikayeti üzerine cinsel taciz fiili işleyen kimse, üç aydan iki yıla kadar hapis cezasına ve ya adli para cezasına çarptırılır. suçun posta ve ya elektronik haberleşme araçlarının sağladığı kolaylıktan faydalanmak suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranında arttırılır. suçun teşhir suretiyle işlenmesi halinde ceza yarı oranında tekrar artırılır.‘’ gibi anayasal haklarımız var. Burada 30-35 yaşına gelmiş erkeklerde cinsel içerikli paylaşımlar yaptığınız için waow çok cool demiyorum, Sempatikte gelmiyorsunuz aksine psikolojik sorunlarınızın olduğunu düşünüyorum. 
517 notes · View notes
Text
Market Teşhir Ekipmanları
Tumblr media
Marketlerde dolaşırken ürünlerin yer aldığı raflar ve teşhir ekipmanları bizleri karşılamaktadır. Markete girdiğimiz ilk anda alışveriş araba ve sepetleri alarak yolculuğumuza başlıyoruz. Firmamız olarak markette gördüğünüz kasalardan dolaplara, raflara kadar sizlere hizmet vermekteyiz. Market içinde kullanılan tüm ürünlerin sağlığınızın açısından büyük önemi vardır. Doğru malzeme ile yapılan teşhir ekipmanları hem müşterilerinizin gözüne hem de alışveriş yapmasına olanak sağlayacaktır.
Market Teşhir Ekipmanları
Kasa Altlığı: Ürünlerimiz bünyesinde bulunan kasa altlığı market sistemine uygun olarak hazırlanmaktadır. Göz önünde bulunması istenmeyen kişisel eşyalar, pos rulosu, poşet fazlalığı gibi ürünleri kasa altlığının geniş yer kapasitesi ile depolayabileceksiniz.
Unlu Mamul Üniteleri:Hepimizin günlük olarak tükettiği ekmek unlu mamul ünitelerinde sergilenmektedir. Ekmeklerin haricinde kek, kurabiye, taze unlu ürünler yer almaktadır. Marketmüşterilere taze ürünler sunarak kalitesini arttırmaktadır. Firmamız doğru ölçü ve yeterlilikte sizlere teşhir ekipmanlarısunmaktadır.
Meyve-Sebze Üniteleri: Meyve ve sebzelerin marketiçerisinde tazeliğini koruması büyük önem taşımaktadır. Düzenli olarak yıkanması ve günlük olarak belirli miktarda satışa sunulması gerekmektedir.
İçecek Üniteleri: Çoğumuzun satın aldığı içecek üniteleri firmamız tarafından en kapsamlı şekilde üretilmektedir. Ürünlerinizin sağlamlılığı için doğru teşhir ekipmanlarıtercih edilmelidir.
Market Aksesuarları:Marketlerde girişten itibaren birçok tabela ve levha görmektesiniz. Bunların tasarım ve yapımı da firmamız tarafından yapılmaktadır. Marketilgi çekici hale getirilerek müşteri kapasitesini arttırmaktadır.
En İyi Ekipman Çeşitleri
Efe Teşhir Ekipmanları olarak teşhir ekipmanları sizlerin kullanımına uygun biçim de üretilmektedir. İsteğinizi bize ileterek hayalinizdeki raf ve sisteme sahip olabilirsiniz. Fiyat olarak firmamız size kaliteyle birlikte en uygun fiyatı vermektedir. Her ürünün kullanım alanı ve boyutu farklıdır. Marketinizin ve kullanım alanınızın ölçüsüne göre hazırlanmaktadır. Doğrudan firmamız tarafından aldığınız ürünlerin sağlam ve dayanıklılığı garantisi verilmektedir. Birçok renk ve boyutta üretilip özel olarak sizlere iletilmektedir. Ürünlerinizin kullanım süresini arttırmak için doğru yer ve koşulda saklamanız gerekmektedir. Firmamızla iletişime geçerek detaylı bilgi ve fiyat aralığı alabilirsiniz. Teşhir ekipmanları üreticisi olarak sizlere hizmet vermekten mutluluk duymaktayız.
0 notes
zumrutplastik · 2 years
Text
#zumrutplastik
#zumrutplastikcoraplik
#zumrutplastikcorapteshirstandi
#corapteshirstandi
#coraplik
https://www.zumrutplastik.com.tr/urun/zp-75-coraplik-2-li-set/
Tumblr media Tumblr media
0 notes