Tumgik
#sonra toparlandı
yakazakalb · 8 months
Text
"Hayat sade ve basittir" diyor Buket Uzuner. Hayat sade ve basit midir gerçekten. Yoksa bu bir sığ görüş müdür. Evet sade olmalı ama basit olmamalı kanaatimce.
Herşey şu yukardaki cümle kadar basit olsaydı mesela .Herşey bu kadar karışık olmasa idi. Zihnim herşeyi zor yamaçlara götürüp orada bir güzel biçip dövmeseydi. Dingin olsaydı, karmaşık işlerden, kendine iş çıkarmaktan, düşünmekten uzak olsaydı. Mesela göğe bakınca sadece gökyüzünü görseydi. Göğe bakınca gökyüzüne sığdıramadıkları aklına gelmeseydi. Yürürken, elini bir lavantanın üzerinde gezdirirken, ayağına dolaşmasaydı yürütemediği, elinden tutup da kaldıramadığı şeyler. Karıncayı görünce "tarafımı seçmiş miyim ben de bir su taşıyabiliyor muyum İbrahim'i(as) yakan ateşe" diye düşünüp yangın düşmese idi sinesine...
Ama ben dertliyim. Karışığım. Dertsizlik yorar beni. karışırım düzenlerim, sonra yine karıştırır yine düzenlerim. En çok kendimle savaşım, en çok kendimle nizam. Ve en çok da kendimle barışım ve en çok da kendimle sözleşme ve anlaşmalarım.
İnsan kendisine ne kadar yakın olursa herşeye ve herkese de o nisbetle yakın olur. Kendisine ne nisbetle uzak ise herşeye de o nisbetle uzak.
Şimdi sevgili dost sen de kendine bak. Ülfet edensin sen, insan oluşunda var ülfet etmek. Peki ne kadar alakadarsın âlemle ve koskocaman bir âlem olan içinle?
26 notes · View notes
Text
Amcaoğlunun 2 Yıldır Sikemediği Karısı! (Ercan 53 Y., Denizli)
Merhaba. Adım Ercan. Ben bir doktorum (Genel Cerrah). 53 yaşındayım, ama cinsel arzularım ve performansım hala çok iyi, haftada en az 12-14 kere boşalırım. Maalesef eşimde tık yok. O zaten pek sevmez sikişmeyi, kerhen yapardı. Son 4 yıldır hiç vermemeye başladı, hatta yatağını da ayırdı. Ama benim cinsel arzularım devam ettiği için, ya başkalarıyla birlikte oluyor, ya da çok azgınsam ve o anda sikecek am bulamazsam 31 çekiyorum, ama her gün boşalıyorum.
Mesleğim gereği sık sık kongre v.s. nedeniyle ya da başka işlerden dolayı İstanbula giderim. Çoğu zaman otelde kalırım, ama arada sırada amcaoğlum var Altan, onlarda kalırım. Onu da eşini de çok severim. Altan 48 yaşında. Eşi Zeliha ise 38 yaşında, 1.60 boylarında, etine hafif dolgun, çok sevimli, cıvıl cıvıl, yüzü de çok güzel bir kadın. Bir çocukları var. Her neyse, son birkaç yıldır Altanda şeker hastalığı, arkasından impotans oluştu. Sürekli bu konuda dert yanar, çare arar ve doktor olduğumdan bana danışırdı. Ben de Ürologlara yönlendirdim. Ama nafile, çünkü olay organik olduğu için pek çözümü yok. Anladığım kadarıyla en az 2 yıldır Altanda tık yoktu. Açıkçası gidip gelirken ve onlarda kalırken hiç karısının durumunu aklıma getirmemiş, onun bu konuda mağdur olacağını düşünmemiştim. Hem onlar benim çok sevdiğm akrabalarımdı. Zeliha beni çok sever, 'Ercan abi' der, sevimli bir şekilde sarılırdı her zaman. Bazan onlarda sabahlardım. Ticaretle uğraşan Altan sabah erken kalkar işine giderdi. Biz de sonradan Zeliha ve çocuğuyla uyanır, kahvaltı eder, ben sonra işime ya da toplantıma giderdim.
Son olarak Haziran ortalarında onlarda kaldım. Akşamdan sevinçli bir karşılama, yemek sohbet muhabbet, derken odalarımıza çekildik yattık. Bu arada küçük çocukları da teyzelerine gitmiş 1 haftalığına. Sabah, hava sıcak olduğu için odaların kapısı açık, ben bir hıçkırma ve belli belirsiz bir iniltiyle uyandım. Bir daha uyuyamadım, kalktım üzerimde şort ve ince bir tişortle salona geçtim. Altan çoktan işe gitmişti. TV'yi açıp, sesini çok kısarak, izleyip, kahvaltıya kadar vakit geçirme düşüncesiyle öylesine izlemeye başladım. Bir 20 dakika sonra Zeliha geldi salona, saçı hafif dağınık, gözleri şismiş, ama uykudan değil, belli ki ağlamış. Kısa bir gecelikle geldi, kanepede yanıma oturdu. Birbirimizi çok sevdiğimizden ve ters birşey düşünmediğimizden, ya da en azından ben öyle düşünmediğimden, teklifsiz otururduk böyle. O anda da benim aklımdan en ufak birşey geçmiyordu zaten, severdim Zelihayı...
"Sen birşeye mi üzüldün? Ağlamışsın!" diye sordum. Gözleri doldu yine. "Ercan abi, seni çok seviyorum, senden saklamayacağım, üstelik bir hekimsin, bu konuda içimi dökeceğim en uygun kişisin, çok büyük bir sorunumuz var. Altanda sertleşme problemi var, nerdeyse tam 2 yıldır hiç beraber olmadık. Doktora falan da gitti, hiç çözüm olmadı, cinsel uyarıcı hap kullandı, yine çözüm yok. Doktorlar sadece penis proteziyle olabilir dediler, Altan da hiç yanaşmıyor. Ben de onu kırmayayım diye birşey demiyorum. Çaresiz..." dedi ve sözün burasında başını eğdi, yüzü kızardı ve yine bir hıçkırıkla gözlerinden yaşlar boşanmaya başladı, bir süre sessiz kaldıktan sonra sesinin tonunu alçaltarak, "Çaresiz kendimle oynuyorum, öyle tatmin oluyorum. Ama çok gerildim artık, çocuğuma olur olmaz bağırıyorum, etrafımdakileri kırıyorum. Kendimle oynamak yetmiyor artık bana!" diyerek bacaklarını gövdesine çekti, top gibi toparlandı, kedi yavrusu gibi göğsüme sokuldu, ağlamaya başladı. Başını boynumla sağ omzum arasına göğsüme gömdü...
Bu tabloda birden içimi aşırı bir acıma, şefkat ve koruma duyguları sardı. Küçük bir çocuk gibi ağlamasına dayanamadım ve sarılarak saçlarını tıpkı bir çocuğu sever gibi şefkatle okşamaya başladım ve "Merak etme, zamanla düzelir bazı şeyler..." gibi, kendimin de inanmadığı bazı sözler geveleyerek teselliye çalıştım. O ara başını hafifçe kaldırdı aşağıdan yüzüme baktı. Çok masum, çaresiz, utanmış ve arzu karışımı, yaşlı gözlerdeki bu bakışa dayanamadım, sağ elimin başparmağıyla gözlerindeki yaşları birer birer sildim. Sessiz sessiz ağlamaya devam etti. O kadar acıma ve şefkat doluydum ki, bu güzel gözler karşısında, dayanamadım dudaklarımı iki yanağına da hafifçe dokundurarak, yaşları tekrar sildim dudaklarımla ve halen aklımda birşey olmadan sıkı sıkıya sarıldım, "Geçecek, merak etme!" diyebildim.
O arada başını hafifçe yine kaldırdı. Ama bana bakışları değişmişti sanki. Nefes alışı hızlanmış, göğsü sık sık inip kalkmaya başlamıştı. Bunu farkettiğimde dikkatimi çekti, dekoltesi fazlaydı ve iri memelerinin çatalı ve dekolteden taşan iri yuvarlaklara başka bir gözle bakmış, ama hemen toparlanmak istemiştim. O ise, "Teselli etmeye çalıştığın için teşekkür ederim." dedi ve sağ kulağım ve boynum çenem altına gömdü başını ve uzun bir öpücükle öptü, öylece kaldı bir süre. Sonra birden boynumu, çenemi ve yüzümü, sık sık ve defalarca çabuk çabuk öpmeye başladı. Memeleri daha hızlı inip kalkıyor ve onları göğsüme bastırıyordu. Çok sert, taş gibi olduklarını farkettim. Bende de birden duygular şefkatle arzu arasında karışım göstermeye başlamıştı. Öpmeler çoğaldı ve dudaklarıma da dokunmaya başaldı. Daha da ileri giderek alt dudağımı kaptı ve hırsla emmeye, kendini bana daha çok bastırmaya başladı...
Beynim (Ne oluyor?) diyordu, ama sikim bu soruya çoktan cevap vermişti bile. Zeliha da bunu anlamak ve şöyle bir yoklamak için şortumun üzerinden sikime dokundu ve sertliğinden, beynim değilse bile bedenimin cevapsız kalmadığını anladı. Beni yavaşça sırtüstü devirdi kanepeye, dudaklarımı somuruyordu artık. Dilini soktu ağzıma, önce dişlerimi yaladı, dişlerimin dibinde gezdirdi dilini, sonra hırsla ve açlıkla dişlerimi araladı, dilini dilimle buluşturdu ve dilimi yakalayıp emmeye, şiddetle emmeye başladı. Bu arada elini şortumdan içeri kaydırmış, sikimi kavramıştı, sıkıp sıkıp bırakıyordu. Kendisi de üzerimde memeleriyle göğsümü ezerken, sıyrılmış kısa geceliğinin altından külotlu amını bacağıma şiddetle bastırıp sürtüyor, bu arada sabah duyduğum iniltinin aynısıyla ıhlıyordu. Bacağım külotundan dışarı taşan ıslaklığıyla ıslanmıştı. Hırsla ve hızla tişörtümü sıyırdı, ben de başımı oynatarak yardım ettim çıkarıp attı. Boynuma, ordan göğsüme indi, öpüyor, yalıyor ve emiyordu. Meme uçlarıma geldi, ıhlayarak şap şap seslerle emiyor, ısırıyor ve yalıyordu. Ben de deli oldum, alttan sikimi bastırıyorum, o da amını sürtüyordu.
"Çıkart geceliğini!" dedim. Yine hırsla ve bir çırpıda geceliğini çıkarıp attı. Sütyen yoktu zaten. Tanrım, ne güzel memelerdi, hiç doğurmamış gibi, iri, sert ve uçları yukarı bakıyor. Başımın altına bir yastık koyarak sırtımın ve başımın hafif doğrulmasını sağladı ve memelerini ağzıma dayadı, "Em ne olursun!" dedi kısık inleyen sesle. "Em!" dedi. Yumuldum, memesinin ucunu vakumlayarak ağzıma alıyor, tüm gücümle emiyor, sadece meme ucunu değil, memesinden de büyükçe bir kısmı boğazıma kadar somuruyordum. Bu arada diğer taş gibi memeyi de elimle sıkıyor, yoğuruyordum. Sonra ağzımdan çıkarıp, bu kez diğer memeyi aynen vakumluyordum. İnlemeleri kısa kısa, ama çok isterik çığlıklara dönmüştü artık. "Ercan abi abim benim... Ne olur 2 yıllık hasretimi dindir, açlığımı gider, doyur beni ne olur, ne olur!" diye inliyor, bir yandan da gözyaşlarını akıtmaya devam ediyordu...
Altında sadece külot vardı, ama işemiş gibi sırılsıklamdı. Memelerimi bir daha öpüp yalamaya başlayarak daha aşağılara indi, göbeğime geldi, yalayıp içini dilledi, sonra diliyle aşağılara indi, şortumla boxerimi az indirdi. Herşeyi, tüm açlığını gidermek istercesine yavaş yavaş, ama her zerresinden tad alarak yapıyordu. Sikimin köküne ulaştı, oraları yaladı. Sonra şortumla boxerimi birlikte yavaş yavaş sikimin her açılan yerini yalayarak çıkarttı. En sonunda sikim fırlayarak tavanı göstermeye başladı. Zeliha şöyle bir doğruldu, arzu, beğeni ve şaşkınlık karışımı bir ifadeyle sikimin başını iki eli arasına alarak 4-5 saniye hayranlıkla baktı ve "Bu... bu... bu çok büyük ve çok güzelll! Altanınkinden iri! Hepsinden önemlisi dipdiri..." dedi. Sonra eğilip yavaşça öptü, yüzüne sürmeye, tapınırcasına sevmeye başladı. Dudaklarına, yüzüne sürüyor, oradan aşağı memelerine götürüyor, onlara sürüyor, bir birinin bir diğerinin ucuyla okşuyordu...
Sonra sikimi kaptı birden ve başını emmeye, "Mmmmm!" diye sesler çıkarmaya başladı. Eli de külotunun üzerinden amını okşuyordu. Yavaş yavaş derken daha da ilerledi ve ağzına sikimin tamamını aldı, başını ileri geri oynatarak vakumluyordu. Ben artık tahammülün son noktasındaydım, omzundan hafifçe ittim ve "Her an gelebilirim!" dedim. Ağzından çıkarmadı ve patla der gibi suratıma baktı. Ben de, "Ooohhh!" diye hırıltılı bir bağırmayla boşalttım tüm döllerimi ağzına. Ağzından hiç çıkartmadı, son titremelerime kadar hem emdi, hem yuttu. Öyleki sikim ağzında ileri geri girip çıkarken bir döl kırıntısı dahi görünmüyordu. Kasılmalarım en son bittikten sonra da 15-20 saniye daha emdi ve sikimi yalayarak ağzından çıkardı. Ama sikim halen sertti. "Ay inanmıyorum, halen taş gibi!" dedi. Ben de, "Canımm, çok süperdi, ama sen daha açsın, şimdi ben senin tatlını yalayayım hadi!" dedim. "Evetttt!" dedi, külotunu çekip attı ve hemen amını ağzıma dayadı. Dizleri geri kıvrık, kendi de geriye yaylanmış vaziyette amını ağzıma bastırıyor, ben de bu muhteşem etli amcığı somuruyordum...
Zaten azmış olan Zeliha hemen kasılarak ve kasıklarıyla ağzıma kerkinerek, kısa kısa vuruşlarla, "Buuu, işte buuu!" diyerek boşalmaya başladı. Ağzım ve çenem amının suyuyla, bal kasesine daldırmış gibi sısrılsıklam ve vıcık vıcık oldu. Kasılma ve titremeleri geçince Zeliha dudaklarıma yumuldu ve ağzımdaki bu en ballı sıvıyı, ağzımı emerek yaladı, yuttu ve "Ohhh, amımın tadı da çok güzelmiş!" dedi. Sonra yavaşça koluma, omzum hizasından yattı ve dinlenmeye koyuldu. Bu arada parmaklarının sırtıyla hafif hafif göğsüme, oradan sikime kadar sürterek okşuyordu. "Teşekkür ederim Ercan abiciğimmm! İnan iki yıldır yarak yüzü görmedim. Çaresiz ve birdaha olamayacağını öğrendikten sonra hep kendi kendimi tatmin ettim ve biliyormusun, tek objem hep sendin. Neden bilmiyorum ama, senden başkasını düşünmedim bile. Bu sabah bile sen içerde yatarken seni hayal edip, sağ elimin kutsal iki parmağıyla amımı parmaklayarak, sanki senin bu güzel sikinmiş gibi boşaldım. Ama inan hayallerimde bile sikin bu kadar büyük değildi!" dedi.
Ben de, "İnan ki Zeliha, sen ateşlenene kadar hiç böyle birşey düşünmemiştim, bir anda oldu..." dedim. Göğsüme doğru hafif doğrularak, korkmuş, utanmış, kırgın ve hayal kırıklığı karışımıyla, hepsinden önemlisi yarım saat önceki o mahzun anlamla yüzüme bakarak, "Üzgün müsün, pişman mısın yoksa?" dedi. "Hayııır!" diye bağırdım, "Hayır, hayır! Sana yemin ederim, hiç bu kadar güzel seks yaşamamıştım!" dedim. Yüzüne bu kez memnun, mutlu ve muzaffer bir anlam yayıldı ve "Daha ne yaptık ki!" dedi. Başını aşağı eğip sikime baktı ve eline alarak, "Tanrım yaa inanamıyorum, hiç yumuşamadı bu!" dedi. Ben de elimi onun daracaık amcığına attım. Amcığı çok güzeldi bu arada, tam sevdiğim türden, etli iç dudakları ve küçük parmağımın ilk boğumu kadar olan bızırı pespembe ve şişmiş dış dudakların arasından dışarıya fırlamış kabarmış ve sulu bir reçel kıvamındaki am suyuyla vıcık vıcık olmuştu. Daracık diyorum, çünkü bir parmağım bile zor sığıyordu neredeyse. Doğumunu sezeryanla yapmıştı zaten ve 2 yıldır da parmakları dışında hiçbirşey sokmamıştı bu amcığa...
Zeliha sikimi biraz yalayarak, "Bu güzel şeyi içimde istiyorum, hemen şimdi! Sen hiç birşeye karışma, o kadar açım ki, seni ben sikeceğim! Sen sadece aynen böyle yatmaya devam et!" dedi. Yavaşça yanımdan sıyrıldı, sağ bacağımın yanındaki sol bacağının üzerine yüklenerek sağ bacağını ata binecek gibi üzerimden aşırdı ve doğruldu, sikimi tuttu, alttan o etli, o ballanmış amının dudaklarına sikimin başını 10-15 saniye sürdü. Bu anda bile titriyor, "Offffff!" diye sesler çıkarıyordu. Sonra yavaş yavaş, milim milim sikime oturmaya başladı. Amcığı gerçekten çok sıkıydı, ama vıcık vıcık ballı olduğu için sımsıkı da olsa canını yakmadan muhteşem his uyandırarak giriyordu. "Offffff, bu çok kalııınnn!" diye bağırdıktan sonra, "Ama çok güzeeeelllll!" diye inledi. Tam dibine kadar oturunca, sikim amının rahim ağzı kısmına dokundu. "Offfff, bunu Altanda daha önce hiç hissetmemiştim! Aman Tanrım, ne muteşem bir duygu buuu!" dedi ve 10-15 saniye öylece bekledi. Üstüme oturmuş, amı sikimi sımsıkı sarmış, elleri göğsümde dikilmiş vaziyette, amının kasları refleks olarak kasılıp gevşiyor nabız gibi atıyordu...
"Tanrım, sonsuza kadar sürsün buuu!" diye inledi, sonra hafif hafif inip çıkmaya başladı. Önceleri yavaş yavaş, sonra giderek tempoyu artırdı. Oturup kalkıyor, inlemeleri artıyor, bu arada göğüslerimde olan elleri istemsizce ama çok kuvvetle sıkıyordu. Oturup kalktıkça o muhteşem güzellikteki memeleri çok güzel salınımlarla sallanıyordu. Ben hiç hareket etmiyor, sadece memelerini sıkıyordum. Zeliha inleyerek kasıklarımı dövüyor, götünün kanatları taşaklarıma vurdukça şap şap sesler çıkıyordu. Biraz canım acıyordu, ama aldığım zevkten dolayı aldırmıyordum. Gittikçe hızlandı, çılgınlaştı, "Sik beni Ercan abi, sikk, nolur sik daha, siiikkk!" diye bağıra bağıra kasılmaya ve titremeye başladı, öylece göğsüme kapaklandı. Amı halen kasılıp duruyordu. Rahatlayana kadar 2 dakika kadar yattı öylece. Ben de bir yandan saçlarını, bir yandan hafif hafif sırtını ve kalçalarını okşuyordum...
Neden sonra Zeliha farketti sikimin içinde halen semsert durduğumu ve boşalmamış olduğumu. "Aman Tanrım, yaa bugün tüm mutsuzluğum sınırsız bir mutluluğa dönüştü, ama aynı zamanda şaşkınlıklar yaşıyorum, bu ne sendeki Ercan abi? Bu inmez mi hiç? Altanın performansı malum, ama hiçbir arkadaşımda böyle birşey duymadım bile! Utandım şimdi, seni boşaltamadım!" dedi. "Yok, boşver. Biliyorsun ağzına çabuk geldim, ama boşalınca böyle oldu. Boşaltırsın merak etme... Hadi pozisyon değiştirelim!" dedim. Üstümden kalktığında amından çıkan sikim onun ballı sıvılarıyla bulaşmış ve parlaktı. "Domal!" dedim. "Olmaz, korkarım..." dedi. "Yok, götünü sikmeyeceğim, amından yine!" deyince diz dirsek pozisyonu aldı. Aman Tanrım böyle güzel kalçalar olmazdı. İnanılmaz güzellikte yuvarlaklardı ve arasındaki göt deliği anca bir kurşun kalemin ucu girecek kadardı. Zaten kıyamazdınız oraya sokmaya. Fakat domalmış pozisyonda arkadan fırlamış amının da görünüşü inanılmazdı...
Sikimi elime aldım ve başını 8-10 kere amının dudakları arasında sürttüm. Yine ıhlamaya başlamıştı. Yavaşça yüklenmeye başladım. Yavaş yavaş girdi sikim amına ve kasıklarım tam kalçalarına yapıştı. "Offff! İşte buna bayılıyorum, o kalın damarlı yarağını amımın duvarlarının her milimetrekeresinde hissediyorum ve yine rahmime dayandı sikin. Ohhhhhh!" diye inledi. Yavaş yavaş girip çıkmaya başladım ve hep yavaş tempoda gir-çık yapmaya devam ettim. Zelihanın inlemeleri hızlanıp çığlıklara dönüştü yine, "Ooggghhhh, ırrgggghhh!" diye hırıltılı bir hal aldı, "Pompala erkeğimm, sikicimmmm, sikkk, sokkkk, hızlı pompalaaaaaa, sert vur bebeğim, vur vur vur..." diye bağırıyordu. O kadar azgınlaştı ki, hızlı vuruşlarım yetmedi, kendisi de götünü kasıklarıma vurmaya başladı. Amına girip çıkan sikimin çıkardığı vıck vıck sesleri, kasıklarıma ve taşaklarıma vuran kalça ve kasıklarının şap şap seslerine karışıyor, ikimizi de azdırıyordu...
Nerdeyse 20 dakika olmuştu. Ta ilk sikmeye başlayalı beri o bir kez boşalmış, ben daha boşalmamıştım, "Artık patlamak üzereyim, çıkacağım!" dedim. "Hayırrrr!" diye inledi histerik bir şekilde, "Sakın çıkmaaa, içime akıtt, umrumda değil hiçbirşey, boşal, patlat, tüm dölünü akıt içime!" dedi. "Hadi o zaman beraber olsun!" dedim. "Evettt beraber olacak, zaten ben geliyoruuuum!" derken, ben de artık dayanma noktamın sonuna gelmiştim, ben de hırıldayarak ve bağırarak patlattım. Zeliha kasılma ve histerik titremelerle yüzükoyun kapanmış ve "Iıııııghhhh!" diye bağırırken, ben amına doldurdum tüm döllerimi. İkimiz de son kasılmaları yaşarken ter içinde kalmıştık. Sık sık soluyarak öylece ben de kapaklandım üstüne. Zeliha altımda, "Tanrım yaaa böyle ölmek istiyorum!" diye inliyordu, sikim içinde yavaş yavaş küçülürken. Bu arada ben onun ensesine sırtına öpücükler yağdırıyor, o da benim ellerimi öpüyordu. Döllerim ve onun aşk sıvıları kanepeye akmış ufak bir gölcük olmuştu.
Yavaşça çıktım içinden, kalçalarına öpücük kondurdum. Zeliha döndü kanepede oturdu. Sikimi tutup, memnuniyetini gösteren öpücüğünü sikime konduruyor, "Teşekkür ederim, teşekkür ederim, teşekkür ederim!" diye inliyordu halen...
[Ercan]
206 notes · View notes
biredebi · 1 year
Text
Bugün başıma bir olay geldi sizinle paylaşmak istiyorum.
Bugün bir güzide müzeye gittim. Dönüşünde bir şeyler yemek için bir restorana girdim. Oturdum masaya ve siparişini verdim. Üzerinize afiyet pizza söyledim, yanında da bira. Siparişimi beklerken yan masada oturan hanımefendinin çantası düştü. Önce hiç oralı olmadım. Ama baktım farkında değiller. Uzanıp masaya kapı çalma hareketiyle vurdum. Hanımefendi dönünce " Çok özür dilerim, çantanız yere düştü " dedim. Hanımefendi teşekkür etti önce. Topladı çantayı yanında ki sandalyeye koydu. Hayatımıza devam edeceğiz diye düşünüyorum ben elbet. Pizza geldi yemeye koyuldum. Ben yerken hanımefendi ( Yaren hanım. Sonradan öğrendim tabi adını ) hesap istemiş. Hesap gelince çantaya atıyor elini cüzdan yok. Bir panik, bağırış-çağırış derken eliyle beni işaret ediyor.
Mekan sahibi usulca yanıma yaklaştı. "Beyefendi sizin üzerinizi aramamız lazım" dedi. "Pardon anlayamadım sebep" dedim. Hanımefendi sizden şühelenmişte, bilmem neymişte. İyi dedim ara bakalım. En nefret ettiğim şeydir bir suç atılması üzerime. Montumu, sweatshirt ümü, çıkardım kenara koydum, ceplerini de boşalttım, maç önü üzerimi arayacaklarmış gibi pozisyon aldım ve Yaren hanım; " Kesin bu aldı baksana şu profesyonelliğe " dedi. Aslında bağırdı ama hadi yükselmeyelim yazıda. " Hanımefendi iyi misiniz? Size yardımcı olmak, üzerimde ki töhmeti kaldırmak için uğraşıyorum. Siz daha da geliyorsunuz üzerime. Polis çağırmanızı önereceğim çünkü bu sözden sonra artık arayamazlar üzerimi " dedim.
Bu arada garson yere bakıyor. Sürekli durmadan, ara vermeden. Onun baktığı yere baktım. Siyah deri bir cüzdan duruyor yerde. Pardon dedim cüzdan şu mu? Yerde öylece duruyor. Aldı Yaren hanım eline cüzdanı hemen kontrol etti. Herşey tamam.
Mekan sahibi beyefendi benden özür diledi. Yaren hanım özür dilemedi. Bağıra-çağıra hırsızlıkla suçlayan Yaren hanım tek bir kelime dahi etmedi. Ortalık toparlandı. Yaren hanım hesabı içeriye girip kasada ödedi. Ben masama geçtim. Sinirden diktim kafaya biramı. 4 dilim pizza bana bakıyor, bende onlara.
Bir bira daha söyledim. O kadar sinirliyim ki yarısına kadar içtim birayı gelir gelmez. Ve oturdum ağlamaya başladım. Durduramıyorum kendimi. Gözyaşı değil onlar resmen şelale. Belediye gelip " Bir edebi şelalesi " tabelası koyabilir o denli. Garsonlar peçete yetiştiremiyor bana. Etrafta başka insanlar da var. Soruyorlar garsonlara, dinliyorlar bunları. Duyuyorum arada " E haklı adam ". Benim ağlamam bitti. Artık kalamam orada. Hesap dedim. Mekan sahibi beyefendi gelip bizim ikramımız bugün dedi. Yaşattıkları için tekrar tekrar özür diledi. Konu ile ilgili hiçbir dahli olmamasına rağmen sanıyorum 30-40 defa özür diledi. O Yaren tek bir söz söylemedi. Bak kimseye beddua etmem ama Yaren okkalı bir beddua hakediyor gibi. Neyse hadi ben etmiyim. Benim yerime edecek bulurum illa ki.
22 notes · View notes
gizemlegizemce · 2 years
Text
Lansman.......
Sabah telefonu çalmaya başladı ama o kadar yorgundu ki canı yataktan çıkıp salonda çalan telefonun gitmeye üşeniyordu. Telefonun ısrarla çalması üzerine yataktan çıktı salonda kalan telefonuna parmaklarının ucunda yöneldi eşi arıyordu telaşlandı bir şey mi oldu diye düşündü açtı eşi ''Aklındasın Bebek'' dedi. Gülümsedi ''Sende Benim '' dedi.
Cuma günü bir Lansmana davetli olduklarını söylediğinde Cuma mı dedi bir gün vardı (Ne giyeceğim diye ben şimdi diye içinden geçirirken) Eşi hazırlan öğleden sonra çıkacağızi bir şeyler alırız dedi. Harikasın dedi Gizem
Bir yıldır buradaydı çevreye yeni yeni alışıyordu. Yabancı bir yerde yapayalnızdı. Yabancı dili çok iyi değildi ve kursa gidiyordu geliştirmek için iki katlı güzel bir evde eşi ve ondan başka kimse yoktu. İlk kez bu kadar kalabalık bir yere gidecek olmanın sevinci ve endişesi vardı..
Eşi onunla her şeyi keyifle yapardı ama alışveriş dışında...)))
Birlikte çıktılar alışveriş derken cuma günü geldi. Hazırlandılar birlikte.
Eşi Siyah takım elbisesini içine siyah gömleğini ve ayakkabılarını giydi. Oldum olası kravatı sevmezdi o nedenle kravat için ısrar etmedi. Hoş olmuştu adam...
Teni yazdan kalma bronzluğa sahipti. Saçları fönlüydü çok hafif bir varla yok arası makyaj yaptı. Pembe tanga string ve ten rengi saten bantlı jartiyer çorabını özenle giydi. Üzerine Pembe saten dantel kumaştan yapılmış düşük omuzlu, diz üstü, üzeri fırfır ve drapeli dantel süslemeli ve gömme sütyenli klasik ama seksi modern elbisenin içinde aynanın karşısında kendine bakarken eşi omuzlarını öperek fermuarını çekerken ''Harikasın Bebeğim'' diye mırıldandı. Elbisesinin renginden bir ton açık ince topuklu stiletto ayakkabısını giydi..
Aynadan kendine baktı eksik bir şeyler vardı Hemen küpelerini ve göğüs çatalının üzerine inen kolyesini ve bileğine şık bir bileklik eline pembe taşlı küçük çantasını da aldı artık hazırdı.
Evden çıktıktan sonra araçla 1 saat kadar yol aldılar hava kararıyordu bu tarafa günsüz gelmişlerdi akşam ışıkları ile çok hoş görünüyordu arabanın camından çevreyi seyrediyordu meraklı bakışlarla. Dalmıştı eşinin geldik demesi ile toparlandı. Araçtan indiler De L'Europe Amsterdam yazılarını gördü.
Eşinin koluna girdi birlikte bu güzel mekana girdiler. Şaşkın heyecanlı tedirgindi. Birlikte Lansmanın yapılacağı alana yürüdüler. Kalabalıktı biraz gecikmişlerdi. Eşi ikisine de birer kadeh şarap aldı ellerinde şarap kadehleri kabalığa karıştılar. Eşinin yanından ayrılmıyordu bir çok yeni kişi ile tanıştı adını aklında tutamayacağı kadar önceden tanıdıkları bir kaç kişi daha vardı onlarla sohbet ediyorlardı ayak üstü iltifatları alıyordu bu hoşuna gidiyordu gerçi orada olan herkes çok şık ve zarifti..
Sohbet ederken o da her kadının yaptığı gibi hemcinslerinin giyimlerine bakıp içinden yorum yapıyordu hoş erkeklerde yok değildi hani...))
Vakit ilerliyordu kalabalık azalmaya başladı ama zaman güzel geçiyordu tedirginliği azalmıştı rahatlamıştı şarabında etkisiyle. Eşi yanındakilerle koyu bir iş sohbetindeydi az buçuk anlıyordu iş konuştuklarını o sırada oda etrafa bakarken ona bakan bir çift göz ile göz göze geldi kadın gülümsedi o da anlık refleks ile karşılık verdi.....Ara ara kaçamak bakışlar ile kadını inceledi. Çok şıktı kadın etrafındaki kadınlı erkekli gurupla sohbet ediyordu. Bir kaç kez bakışları buluştu gülümsemeler ile birlikte....
Kalabalık azalınca eşi ile birlikte ön tarafa verandaya çıktılar eşi sigarasını yaktı arada o da aynı sigaradan nefes çekiyordu....)))
Başını eşinin omuzuna koyarken eşi belinin yanından onu kendine çekti şehrin ışıklarına bakıyorlardı kadehleri korluğun üzerinde iken..Çok keyifliydi eşi ile bir yere gelmekten vakit geçirmekten...
Buraya mı kaçtınız sesi ile irkildiler ..
Arkaya döndüğünde içeride göz göze geldiği kadın ve sonradan eşi olduğunu öğrendiği adam vardı karşılarında..Eşi hemen atıldı harika bir ortam diye tokalaştılar.Eşi tanıştırdı eşini bu çift ile..
Bengü hanım eşi ........ bey Eşim Gizem dediğinde şaşırdı..Türktü kadın eşi yabancı..Adam ile tokalaşırken kadın tokalaşma esnasında hemen yanak yanağa gelmiş memnun oldum derken çık şıksın diye fısıldadı kulağına..Utandı biraz nihayet tanıştık dedi Bengü..
Teşekkür ederken sizde çok zarifsiniz dedi Gizem.. Oradan buradan sohbet başlamıştı.. Lansmanın ev sahiplerinden biriydi çift.
Adam olgun hoş ve kibardı şık bir siyah takım giymişti eşi gibi ama artı kravatı vardı..
Bengü mavi gözleri kısa saçları iboyun bölgesini ortaya çıkarıyordu.İnce ama hoş dudaklrı vardı..Siyah stiletto ince topuklu üzerinde dar bir siyah mini etek yam yırtmaçlı üzerinde ceketi ve içinde siayh dantteli büstiyer vardı..Oda hafif makyaj yapmıştı (sonradan öğrendiğine göre Bengü 45 yaşında eşi 54 yaşındaydı) çok şık zarif dominant ve çekici görünüyordu.
Eşler şarapları tazelemek için içeri girdiğinde iki kadın baş başa kaldılar.Karşılıklı iltifatlar havada uçuşuyordu eşler gelene kadar hoş bir sohbet olmuştu...Şarapalr geldiğinde eşler sohbete dalarken iki kadın da birbirini tanımaya çalışıyordu.
Bengü özel bir yabancı ortaklığın yurtdışı yöneticisiydi eşininde kendi şirketi vardı burada tanışıp evlemişlerdi. Adını duymuşlardı eşi bahsetmişti ama ogüne kadar karşılaşmamışlardı..Ama kısa sürede ısınmıştı Bengü ye.. Artık bir Türk rahat konuşacağı biri ile sohbet ediyordu.Birbirlerinin telefonlarını instagram hesaplarını kaydettiler.
Bengü sohbet ederken onu inceliyorsu haliyle oda sürekli bir göz teması beğeni vardı ikisininde bakışlarında( göğüs uçarının irileştiğini hisseti)..Gecenin sonunda ayrılırken en kısa zamanda görüşelim dedi Bengü...Gizem de harika olur diye onayladı.Vedalaştılar..
Eve dönerken aklı Bengünün ona olan bakışlarınd akalmıştı.İçi tuhaf oldu.Hoşuna gitmişti acaba oda öyle düşünüyormu derken onun hesabına bakıyordu ve resimlerine o an yapılan beğenileri heyecanla gördü..O da aynısını yaparken kendi kendine gülümsedi...
Eve döndüklerinde eşi ile harika bir gece daha geçirdi..Ama Bengü kafasını karıştırmıştı..
Gülümsedi kocasına sarıldı ve uyudu..
Devam Edecek........!
85 notes · View notes
yantekerlek · 2 years
Text
kitapçıda pıtı pıtı raflar arasında gezindim epey. kata inerken kitapları indirip kaldıran bir beyefendi de vardı. baktım ama kitapçıda aşina olduğum bir görevli yüzü değildi. bir süre gezindikten sonra "bu kim ya böyle" dedi gülerek. beni çocuk filan sanmış bir ses tonuyla. efendim? dedim. aaah dedi yine gülerek. görevli misiniz dedim. sorun buyrun dedi. sordum. ehehe görevli değilim bilmiyorum dedi. eyvallah pardon dedim. bakınmaya devam ettim. sonra seyyid kutup okuyup okumadığımı sordu. okudum dedim. mesleğimi sordu. öğretmenim dedim. sıra sıra çeşitli akımlar hakkında ne düşündüğümü sordu. sanıyorum aynı fikirdeyiz dedi. aynı fikir ne la dedim içimden. müslümanız işte dedim yine içimden. kuran ve sünnet'i takip etme çabasındayız dedim dışımdan. doktormuş. turgut ben dedi. nöroloji imiş alanı. emekliymiş şimdi. sordu etti. biraz akıl vermeye de çalışır gibi oldu. ama her verdiğim karşılıktan sonra toparlandı. hatta bi ara şey dedi. belki de aradığın kişi benim dedi. bu meselelerle ilgili konuşma anlamında. çeşitli müslüman toplulukların arasına babam kontrolünde bir iki kez girip çıktığım için tecrübeye dayalı bildiğimden bahsettim. bir grupla da arkadaşımın müntesip olması yoluyla aşinayım. iyi ya. sevindim kendi adıma. aferin. seçim meselesine de değindi. ey maşallah. hızlıca bütün ana başlıkları halledecek. muhabbet sürecek gibi. erkek olsam şu koltuklara oturur bir iki saat laflardık abicim dedim içimden. çünkü adam dertli. ismimi sordu. sana dua edeceğim. bana dualarında yer ver lütfen dedi. ilk anlar bilmişlik ediyor gibi geldi. ama sonradan epey samimi olduğuna kanaat getirdim. ismimi söyledim. çok efsunlu bir tonda da söylemedim ama ikinci hecedeki uzatmadan sonra h harfi gelmesi beni bile heyecanlandırıyor yalan yok. babam sağ olsun. ben artık müsaadenizi isteyeyim dedim. bir şeyler daha söyleyecek gibi oldu. ismini unuttum muhabbet arasında. tekrar sordum ayrılırken afedersiniz isminiz neydi? turgut dedi. Allah iyilikler versin.
17 notes · View notes
benmisim · 1 year
Text
ister vuuuur, ister okşaaaa, ister tut, ister yollaaa, ister sev, ister zorlaaaa ✨️BEN BÖYLEYİM✨️
kendini sevmek ne demekmiş biliyo musunuz. yaptığınız düşündüğünüz hissettiğiniz şeyler için -sırf bunlar o kimselerin yaptığına düşündüğüne hissettiğine uymuyor diye- kimseden özür dilememekmiş. ne yapıyorsan ne düşün��yorsan ne hissediyorsan, o an, onun içinde, RAHAT olmakmış. gönül rahatlığıyla yaşamakmış. içine sine sine. kimsenin gözünden bakmadan. "ne derler" demeden. şimdi çok temel şeyler söylediğimin farkındayım. kundaktan beri duyduğumuz şeyler sldkfkf AMA gerçekten bunu ilk kez hissettim ya. yaşadım bunu. bi an içimden kendime aşığım gibi bir şey geçti. sonra bunun nerden çıktığını sorguladım. ve bulduğum şey, düşündüğüm şeyi sevmekti, hissettiğim şeyi sevmekti, yaptıklarımı sevmekti, bunların içinde rahat hissetmek, aklımdan "ay acaba şöyle mi görünüyorum" diye geçirmemekti, kendimi desteklemekti, başka türlüsünü beklememekti. bunun kimileri için çok kolay olduğunu, farkına bile varmadıkları içselleştirdikleri eğilimler olduğunu biliyorum. o kimseler için seviniyorum <3 benimse hayatımın devrimi olacak kadar zorlandığım bir meseleydi. gerçekten "kim sker sizi ya BANANE" diyebilmek çok zordu ve her şeyi değiştirdi. o kadar başka hissediyorum ki. ve bu iki haftada oldu. gerçekten 28 yılda olmayan 1 günde olur <3 gibi dkxnnx elbette bir günde, iki haftada olmuyor, biliyosunuz, biliyorum. yıllarca zaten aşmaya çalıştığım şey bu olduğundan, bir şekilde hayatım bu zorluk etrafında döndüğünden, beni bugüne, buraya getiren de birçok deneyim oldu, o birçok deneyimin getirdiği bölük pörçük tonla bilgi sanki şimdi toparlandı ve bitmiş bir yapboz oluşturdu gibi. neyse telefona çok baktım yeter burada kapatıyorum. by.
2 notes · View notes
karincakarakedi · 2 years
Text
Düzen~
Tumblr media Tumblr media
Düzen.. Gerçekten de bir şeylerin tekrar minik minik düzene girdiğini görmek güzel. Küçük rutinlerin tekrar yerine oturmasının verdiği o iç rahatlatıcı his bambaşka..
Ne kadar zihnim yorulsa da, ne kadar bıkmış olsam da o düzel sayesinde "en azından bir şeyler yolunda" diyerek ilerleyecek gücü kendimde bulabilmek belki de şu ana dek ilerlememi sağlayan tek şey.
Bugünlerde zihnim "yetersizlik" hissi ile dolu. Ne kadar çabalarsam çabalayayım başaramamanın verdiği o his ile boğuluyorum. Çok yetenekli ya da IQ'su 200 bir insan değilim. Şu ana dek elime aldığım her şey küçük minik bile olsa benim kendi çabamla elime geldi. İçtiğim suyun bardağından, bitirdiğim okula.. Gittiğim dans okuluna kadar hep çaba ve emek ile oldu~ Daha önce de söylemişimdir ezberim berbat iken temeli ezber olan bir bölüm okumak herhalde hayatımda yaptığım en çılgınca şeydi~
Yine de gram yeteneğim olmasa da okuyabileceğim bölümler arasında bana en çok uyanıydı. -İşletme için aksine biraz becerim var, burada Muhasebeden söz ediyorum-
Yani kısacası "kazanılmış beceriler" ile ilerleyen bir insanım. Bu kötü bir şey değil, yetenekli olmayı ya da daha iyi şeyler ortaya koymayı ben de bazen istiyorum. Ama bende olmayan bir şey için ağlamayı da anlamlı bulmuyorum~
Zamanla, günler birbirini kovaladıkça kattıklarımı görmek mutluluk veriyor, eksiklerimi görmek ise beni boğuyor. Bu zamanlarda boğulduğum günlerdeyim sanırım~ Bana tek iyi gelen şey ise verimli olan düzenim. Hiçbir şey yolunda gitmese bile, sabah yatağımı yapmak, yüzümü yıkamak, bir saat oyun oynayıp ekonomi kitabıma gömülmek.. Ardından biraz ders çalışmak ve dans pratiği yapmak.. Akşamları biraz araştırma yapmak veya kitap okumak, kahve saatlerim.. Haftanın iki günü gittiğim dans okulu.. Zar-zor toparladığım düzen ile ilerliyorum.
Aylardır toparlamaya çalıştığımı ama bir türlü oturtamadığımı yazıp duruyordum. Sonunda toparlandı :') Bozulmaması için uğraşmaya geldi sıra~
Düzen.. Sürekli bozulur. Birkaç ay sonra Japonca çalışma programım bitince tekrar tökezleyeceğimi iyi biliyorum. Ama tekrar toparlayacağımı da :')
Ayrıca bu aralar aralar minik minik yazılar yazmaya devam ediyorum ayrıca. Gerçekten 2-3 paragraf şeklinde ilerliyor olsa da yazmayı çok özledim~ Hikayemi wattpad üzerinden yayımladığım için yadırgandığım birkaç geri dönüş aldım. Bu konuda düşüncemi söylemeden geçmek istemiyorum. Yadırganabilir sonuçta orası online yazım platformu ve denetlenmediği için her türlü içerik var. Ancak ben bir webnovel yazarıyım. Roman değil. -Roman yazacak olursam bunu internete yüklemeyi düşünmem en azından- Web novellerin olayı internetten yayınlanmalarıdır. Ne yazık ki seçenekler arasında en iyisi yine bu paylaşım platformu olmakta. Gerçi şahsi telifler olmasa biraz endişeli de olurdum hikayem konusunda ancak ben wattpadi kullanmanın çok da kötü bir şey olduğunu düşünmüyorum. Bir platformu ne amaçla kullanırsanız o amaca evrilir. Sosyal medya da böyle, bu tip platformlar da böyle hatta şu an yazmakta olduğum Tumblr da böyle..
Neyse sırf orada paylaştığım için okumak istemeyen kişiler için elimden bir şey gelmez, okunma için yalvarmayı 6 yıldır düşünmedim, pek de düşünmüyorum. Belki ben öldükten sonra değerlenir hikayelerim? Kim bilir xD
Roman yazmak konusunda ise.. Aklımda fikirler olsa da internette yayınlanan bir roman ile kitaplaştırılacak bir roman arasında ciddi farklar bulunmakta. Örneğin Sokak Kedisi'ni bir yayın evine götürdüm diyelim, bu hali ile basılmasını istemem. Hikayem eksik ya da kötü olduğundan değil, internet formatında okunmak için hazırlandığından ötürü. Görseller, cümle yapısı ve müzik ile destekleniyor. Ancak romanda böyle bir şey yapmak biraz zor. Kaldı ki okuyucu için yorucu olacaktır. Bu gibi düşünceler arasında bir roman yazmak için henüz çok gelişmem gerektiğini düşünüyorum~
Yazmak tecrübeler ile gelişiyor. 24 yaşındaki Anka'nın henüz bir romanın altından kalkacak tecrübesi yok. Ama web novellerimi merak ederseniz lütfen bir bakın (Gerçi şu an yayında sadece bir tanecik var, 2 ama o hesap arkadaşlarımla ortak o yüzden o başka zamanın konusu, belki bir gün burada uzun uzun nasıl bir araya geldik anlatırım) * _ *
Belki keyif alırsınız, almasanız da hakaret içermediği sürece eleştirebilirsiniz hiç sorun değil~
Tumblr media
Bunun dışında, çok şükür, bin şükür milyon şükür Bungou Stray Dogs TÜRKÇE BASILDI! Benim için bir hayalin gerçekleşmesi gibi o eserin türkçe yayınlanması. Heyecanla aldım -bu sebeple bu ay beş kuruş parasız geziyorum- Çizimleri olsun, konusu olsun en eğlendiğim çizgi romanlardan biri, kitap olarak elimde tutabilmek ise muazzam bir duygu~ İki cilt bir arada basılması da ayrıca mutluluk verici, gerçi her cildi böyle aylarca beklersek beklerken yaşlanacağız ama bu da başka bir günün konusu olsun * _ *
Bu arada çok aktif Instagram kullanan bir insan değilim ancak dans videolarımı, kısa alıntılarımı paylaşmak için bir tane açtım, bakmak isterseniz: Tık
Bazen çalışırken alıntı atıyorum bazen burada paylaştıklarımın linklerini, hikaye linklerimi, beğenirsem dans videolarımı paylaşıyorum~
Tumblr media
Ve bunları da söyledikten sonra Örneklerle Kolay Ekonomi okumaya dönüyorum. Her oturuşumda bir bölüm okuduğum için yavaş gidiyor, sindirmeye çalıştığım bir kitap~
Geçtiğimiz hafta da küçük büyük bir şeyler için çabalayan herkesin emeklerine sağlık~
~Anka
3 notes · View notes
musispoedarsiv · 10 days
Text
18 Nisan 2024 Fenerbahçe Olimpiakos Maçı
*Fenerbahçe Şükrü Saracoğlu Spor Kompleksi'nde saat 22:00'de başlayacak olan UEFA Avrupa Konferans Ligi Çeyrek Final rövanş maçı. Mücadeleyi Alman hakem Tobias Stieler yönetecek. Geçen hafta Yunanistan'da 3-2 kaybetsek de 3-0'dan dönüşümüz hasarı azalttı ve umutları bir hayli yükseltti. Bugün yine o müthiş seyirci atmosferini oluşturup coşkulu oyunla 2 farkı yakalayalım. Kanarya'nın 11 yıl sonra Avrupa'daki ilk yarı finaline erişmesi dileğiyle. Temsilcimize yürek dolusu başarı temennilerimizi paylaşıyoruz.
*TV 8'den naklen yayınlanacak olan maç.
*11. dakikada İrfan Can Kahveci'nin attığı golle Fenerbahçe 1-0 öne geçti. Coşkulu girişle gol de erken geldi. Şimdi bir gol daha bulalım.
*İlk yarıyı 1-0 önde bitirdik. İyi bir atmosfer sağlandı ama tercihleri biraz daha doğru yapabilsek 2 farkı da bulabilirdik. Diğer devreye inşallah.
*90 dakikada 1-0'lık üstünlüğümüzle sonuçlandı ve maç uzadı. İkinci yarıda bir türlü aradığımız gol gelmedi. Aksine Olimpiakos toparlandı ve artık daha başa baş bir oyun geçiyor. Umarız uzatma diliminde gelir o gol.
*Uzatmaların ilk devresi de 1-0 sona erdi. Bir hayli koptuk oyundan. Tehlikelerle de yüzleştik. Dikkat lütfen.
*120+4. dakikada Andreas Ntoi ikinci sarı kartın ardından kırmızı kartı gördü ve Olimpiakos 10 kişi kaldı.
*120 dakikada da 1-0'lık galibiyeti değiştiremedik ve tur penaltılara kaldı. Bu noktadan sonra ihtimaller belirsizleşiyor. İnşallah şansımız yaver gider.
*Penaltılarda 3-2 galip gelen Olimpiakos adını Yarı Final'e yazdıran taraf oldu. Livakovic'in 2 kurtarışına rağmen bizden öyle berbat vuruşlar geldi ki göz göre göre gitti bir anlamda. Aslında buralara kalmadan ikinci golü bulamadık bir türlü. Esas sorun oradaydı. Saha dışına takılmanın ve bahaneler üretmenin Avrupa'da çok da sonuç getirmediğini gördük bir kez daha. Bu noktaya kadarki serüveni ve kazandırdığı puanlar için temsilcimize teşekkürlerimizi sunarız.
Penaltı vuruşları:
-Fenerbahçe-
Dusan Tadic X
Michy Batshuayi O
Cengiz Ünder X
Alexander Djiku O
Leonardo Bonucci X
-Olimpiakos-
Ayoub El Kaabi O
Youssef El-Arabi X
Andre Horta O
Georgios Masouras O
Rodinei X
0 notes
trosczh · 2 months
Text
düzgün gülemeyen mazlumun son şiiri
gülümsemeler artık farklı sebeplerden uğrar oldu ya kardeşim. göğe bir bakış, aya bi selam da benden olsun. geceler artık rüyasız uykular bir zamanlar bomboş hayaller ait olduğum sokaklar ve lambaları aidiyetimi bi' çöp kovasının kenarında bıraktım. gözümden akan yaşlar da benim değil ya artık kardeşim. ait olduğum yataklar ve yastıkları aidiyetimi gördüğüm en güzel rüyayla birlikte unuttum. ışıklar girmedi gözlerime, kör oldum. bir yazın buz serin sabahıyla anlarsın ya geldiğini güzbaharın. öylesiydi ömrümün baharı bir çiçek bile açtırmadan, güzbaharı misafir etti. açtı kapılarını, bastı bağrına sararmış yaprakları, ıslanmış kaldırımları, kabanıma giren yağmur ayazını. baktı güldü hemen, ağzımı açık bıraktı. sonra dedim ya yüzümdeki gülümseme bile benim değil kardeşim. benim olanları unutuvermişim hafızam kötüdür. af diledi, toparlandı. mazlum nefes alamadı, kursağına sıkıştırdı ümitleri ve hayalleri. bugün ve bir günün hesabını da böyle kapattı. evin yolları da gözükmez oldu bir akşamı. kapısından girdiğim ev de benim değil ya kardeşim. her gün selam verdiğin dört duvar da yüzünü dönerse eğer, kendinden halli gözlerin de yalnızdır. defterine karaladığın üç beş kelimedir, belki bi çift küfürdür hani. isyanın yetmez, acın dinmez. bir o kadar uzaklaştığın tanrıdır, o da seni dinlemez. sonra dedim ya kardeşim, kafamı koyduğum o yastık da benim değil. kendimi ölümün kardeşine teslim ettiğim o yatak da. kendimi terk edip, kendimi aradım kendimi kanatıp, kendimi yaşatamadım düzgün gülemeyen mazlumun son şiiri düzgün yürüyemeyen mazlumun son şiiri düzgün yaşayamayan mazlumun son şiiri düzgün ağlayamayan mazlumun son şiiri
0 notes
aylema52 · 2 months
Text
kız kırıldı binlerce parçaya sonra tekrar toparlandı kendini aleve attı bir tek o birlestirirdi onu
1 note · View note
cointahmin · 2 months
Text
Beş altcoin için yükseliş beklentisi kelam konusu olunca analistler de devreye girdiler. Bu kripto para ünitelerini toplamaya başladılar bile. Pekala hangisi onlar?Analist Michaël van de Poppe altcoin LINK’e bakıyorAnalist Michaël van de Poppe’nin radarında merkezi olmayan oracle ağı Chainlink (LINK) var. Poppe altcoin LINK’in Eylül ayından evvel 9,27 dolar düzeyini geri almak üzere olabileceğini söylüyor.Analiste nazaran Chainlink bir altcoin olarak şimdiye kadar çok yeterli hareketler sergiledi. Analist 9,27 dolar maksadını verse de LINK fiyatı 7,45 dolar düzeylerinde yer alıyor. Poppe ayrıyeten önümüzdeki aylarda dijital varlıklara büyük bir likidite girişi olacağını varsayım ediyor.Analist Rudy Fares ADA’ya bakıyorCardano kıymetli bir proje olarak dikkat çekmeye devam ediyor. Buna nazaran analist Rudy Fares’in de dikkatini çekiyor. Altcoin ADA, dijital para ünitesi ve paydaşların protokol değişikliklerini oylamaları için bir araç olarak ikili bir gayeye hizmet ediyor. Kripto piyasası sağlam bir boğa evresinin işaretlerini sergilemeye başlar başlamaz ADA fiyatı da bundan hisse alacak.Altcoin ADA 0,30 dolar alanından ve daha yüksek düzeylere çıkmak için yeterli bir pozisyona sahip. Platformun gelecek vaat eden teknolojisi var. İlerici yol haritası göz önüne alındığında, ADA’nın 2023 yılında 0,40 dolar, 0,50 dolar ve 0,65 dolar maksatlarına ulaşma ihtimali var. Analist bu nedenle kripto para ünitesinde %100’lük bir potansiyele işaret ediyor.Analist Flow Horse altcoin UNI’ye bakıyorThe Flow Horse, merkezi olmayan borsa Uniswap’e (UNI) dikkat çekiyor. Buna nazaran üst taraflı bir hareket için hazırlanıyor olabileceğine inanıyor. UNI’nin sinyallerinin potansiyel bir yükseliş trendine işaret ettiğini öne sürüyor.Diğer taraftan analist UNI’nin mavi çip kategorisinde olduğunu düşünüyor. Altcoin UNI şu anda son 24 saatte %1,54 artışla 6,54 dolardan süreç görüyor.Analist Jaydee’den XRP vurgusuÜnlü grafikçi Jaydee, XRP’nin geçmiş grafiklerini inceliyor. Buna nazaran MACD ve ADX/DI çaprazları üzere temel göstergeleri tahlil ediyor. Ayrıyeten varlık için potansiyel bir yükseliş senaryosu öneriyor. Jaydee, MACD çizgisinin aylık vakit diliminde sinyal çizgisinin üzerinde kapandığı ve yükseliş momentumunu doğrulayan ADX/DI göstergesindeki bir çarpı ile desteklenen bir model fark etti.https://twitter.com/jaydee_757/status/1686503261975740416 MACD, bir varlığın eğilimindeki potansiyel değişiklikleri tanımlayan, eğilimi takip eden bir momentum göstergesi. ADX, Ortalama İstikamet Endeksi. DI, İstikamet Göstergeleri manasına geliyor. ADX, ister yükseliş trendi ister düşüş trendi olsun, bir trendin gücünü belirler. DI çizgileri ise trendin tarafını belirler. Misal formasyonların geçmişteki teyitleri, XRP için bir yıl içinde 12 kat ile 634 kat ortasında değişen etkileyici fiyat yararlarına yol açmıştır. Analiste nazaran bu türlü bir durum altcoin XRP fiyatını 8 dolar ile 500 dolar ortasında bir yere getiriyor.Trust Wallet Token analistlerin ilgisini çeken kriptolardanTrust Wallet Token (TWT) kısa mühlet evvel uzun vadeli bir dayanak çizgisinden toparlandı. Buna nazaran kısa vadeli bir yükseliş formasyonunun üzerine çıkarak umut verici işaretler gösterdi. Başka taraftan bu gelişmeler, yakın gelecekte daha fazla fiyat kazanımı potansiyeline işaret ediyor. Haziran 2021’den bu yana TWT’nin fiyatı, en son 12 Haziran 2023’te gerçekleşen sıçramayla birlikte, birden fazla güçlü takviye örneği sağlayan yükselen bir takviye çizgisinin üzerinde istikrarlı bir biçimde artıyor.Özellikle, bu çizgiden evvelki sıçramaları değerli üst istikametli hareketler takip etmiştir (mavi oklarla gösterilmiştir). Ayrıyeten, cointahmin.com olarak baktığımızda takviye çizgisinden sıçradıktan sonra daha yüksek bir düşük düzeyin oluşması, boğaların etkin alım ilgisine işaret ediyor. Sonuç olarak, tarih tekerrür ederse TWT fiyatı potansiyel olarak 1,55 dolar civarına gelecek. Bu da mevcut fiyattan %60’ın üzerinde değerli bir artış manasına geliyor.
0 notes
kripto-parahaber · 7 months
Text
Bitcoin (BTC) yatırımcıları merakla bekliyor: Sıradaki hareket 25,000 dolara mı 30,000 dolara mı?
#Bitcoin (BTC) yatırımcıları merakla bekliyor: Sıradaki hareket 25,000 dolara mı 30,000 dolara mı? #kriptoparahaber
Kripto Para Haber – Kripto para piyasası lideri olan Bitcoin’in fiyatı yakın zamanda 25,000 dolarda bulunan destek noktasından toparlandı. Ancak BTC, şu anda önemli bir direnç bölgesinden reddedilmeyle riski ile karşı karşıya. Bitcoin (BTC) günlük grafik analizi Günlük zaman diliminde fiyat 25,000 dolardaki destekten toparlandıktan sonra yükselişe geçti. Ancak 27,000 dolar civarındaki 50 günlük…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
kurtlukiraz · 8 months
Link
Unai Emery'nin adamları, Pazar günü Premier Lig'de Burnley'i 3-1'lik etkileyici bir galibiyetle mağlup ettikten sonra Matty Cash'in attığı golle çatışmaya giriyor.2010'dan beri ilk Avrupa maçını Villa Park'ta oynayacak olan Villa, hafta sonu Newcastle United'da aldığı kasvetli yenilginin ardından toparlandı ve Emery galibiyet serisini sürdürmek için çaresiz kalacak.Bu arada Hibernian, Çarşamba günü Villa'ya ve Pazar günü Livingston'a karşı aldıkları yenilginin ardından geçen hafta sonu Lee Johnson'ı görevden almaya karar verdi.RadioTimes.com, Aston Villa - Hibernian maçını TV'de ve çevrimiçi olarak nasıl izleyeceğiniz hakkında bilmeniz gereken her şeyi bir araya getirdi.Daha fazla futbol özelliğini okuyun: Dünyanın en iyi oyuncuları | Tüm zamanların en iyi oyuncuları | Bugün TV'de canlı futbol | Premier Lig TV programı | Şampiyona TV programıAston Villa-Hibernian Maçı Ne Zaman?Aston Villa-Hibernian maçı şubat ayında oynanacak 31 Ağustos 2023 Perşembe.En son zamanlar ve bilgiler için TV'deki canlı futbol rehberimize göz atın.Aston Villa-Hibernian maç saatiAston Villa-Hibernian maçı şu saatte başlayacak: 8öğleden sonra.Aston Villa-Hibernian maçı hangi kanalda?Maalesef, Aston Villa v Hibernian İngiltere'de yayınlanmak üzere seçilmedi Çünkü her maç televizyonda canlı olarak gösterilmeyecek.Oyun açık olacak Villa'nın TV kanalı, VillaTV.En son maç özetlerini Villa ve Hibernian'ın resmi YouTube kanallarından takip edebilirsiniz.Aston Villa - Hibernian maçını online canlı izlemekOyun açık olacak Villa'nın TV kanalı, VillaTV.Maçtan sonra tüm önemli anları görmek için takımların resmi YouTube kanallarına göz atın.Aston Villa - Hibernian'ı radyoda dinleMaçı şuradan dinleyebilirsiniz: BBC Radyo West Midlands Spor.Aston Villa - Hibernian bahis oranlarıile çalışma ortaklığı içerisinde Radyo Saatleribet365 bu etkinlik için aşağıdaki bahis oranlarını sağlamıştır:bet365 oranlar: Aston Villa (1/7) Beraberlik (17/2) Hibernian (11/1)*En son futbol oranları ve daha fazlası için bugün bet365'i ziyaret edin. Bet365'teki yeni müşteriler için 10 £ bahis yapın ve 30 £ Ücretsiz Bahis kazanın.Minimum depozito gereksinimi. Ücretsiz Bahisler, Bahis Kredisi olarak ödenir ve bahislerin, geçerli depozito değerine göre çözülmesi üzerine kullanılabilir. Minimum oranlar, bahis ve ödeme yöntemi hariç tutmalar geçerlidir. Getirilere Bet Credits hissesi dahil değildir. Zaman sınırları ve Şartlar ve Koşullar geçerlidir.*Oranlar değişebilir. 18+. Şartlar ve Koşullar geçerlidir. BeGambleAware.org. Not – RT365 bonus kodu kampanya tutarını hiçbir şekilde değiştirmez.Bilgilerinizi girerek şunları kabul etmiş olursunuz: Şartlar ve koşullar Ve Gizlilik Politikası. Aboneliğinizi istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz.İzleyecek başka bir şey arıyorsanız TV Rehberimize göz atın veya Yayın Kılavuzuveya en son haberler için Spor merkezimizi ziyaret edin.Radio Times dergisini bugün deneyin ve yalnızca 10 £ karşılığında 10 sayıya sahip olun, AYRICA evinize teslim edilen 10 £ John Lewis and Partners kuponu da alın - hemen abone olun. TV'nin en büyük yıldızlarından daha fazlası için The Radio Times Podcast'ini dinleyin.
0 notes
gundemburadadedim · 8 months
Link
Unai Emery'nin adamları, Pazar günü Premier Lig'de Burnley'i 3-1'lik etkileyici bir galibiyetle mağlup ettikten sonra Matty Cash'in attığı golle çatışmaya giriyor.2010'dan beri ilk Avrupa maçını Villa Park'ta oynayacak olan Villa, hafta sonu Newcastle United'da aldığı kasvetli yenilginin ardından toparlandı ve Emery galibiyet serisini sürdürmek için çaresiz kalacak.Bu arada Hibernian, Çarşamba günü Villa'ya ve Pazar günü Livingston'a karşı aldıkları yenilginin ardından geçen hafta sonu Lee Johnson'ı görevden almaya karar verdi.RadioTimes.com, Aston Villa - Hibernian maçını TV'de ve çevrimiçi olarak nasıl izleyeceğiniz hakkında bilmeniz gereken her şeyi bir araya getirdi.Daha fazla futbol özelliğini okuyun: Dünyanın en iyi oyuncuları | Tüm zamanların en iyi oyuncuları | Bugün TV'de canlı futbol | Premier Lig TV programı | Şampiyona TV programıAston Villa-Hibernian Maçı Ne Zaman?Aston Villa-Hibernian maçı şubat ayında oynanacak 31 Ağustos 2023 Perşembe.En son zamanlar ve bilgiler için TV'deki canlı futbol rehberimize göz atın.Aston Villa-Hibernian maç saatiAston Villa-Hibernian maçı şu saatte başlayacak: 8öğleden sonra.Aston Villa-Hibernian maçı hangi kanalda?Maalesef, Aston Villa v Hibernian İngiltere'de yayınlanmak üzere seçilmedi Çünkü her maç televizyonda canlı olarak gösterilmeyecek.Oyun açık olacak Villa'nın TV kanalı, VillaTV.En son maç özetlerini Villa ve Hibernian'ın resmi YouTube kanallarından takip edebilirsiniz.Aston Villa - Hibernian maçını online canlı izlemekOyun açık olacak Villa'nın TV kanalı, VillaTV.Maçtan sonra tüm önemli anları görmek için takımların resmi YouTube kanallarına göz atın.Aston Villa - Hibernian'ı radyoda dinleMaçı şuradan dinleyebilirsiniz: BBC Radyo West Midlands Spor.Aston Villa - Hibernian bahis oranlarıile çalışma ortaklığı içerisinde Radyo Saatleribet365 bu etkinlik için aşağıdaki bahis oranlarını sağlamıştır:bet365 oranlar: Aston Villa (1/7) Beraberlik (17/2) Hibernian (11/1)*En son futbol oranları ve daha fazlası için bugün bet365'i ziyaret edin. Bet365'teki yeni müşteriler için 10 £ bahis yapın ve 30 £ Ücretsiz Bahis kazanın.Minimum depozito gereksinimi. Ücretsiz Bahisler, Bahis Kredisi olarak ödenir ve bahislerin, geçerli depozito değerine göre çözülmesi üzerine kullanılabilir. Minimum oranlar, bahis ve ödeme yöntemi hariç tutmalar geçerlidir. Getirilere Bet Credits hissesi dahil değildir. Zaman sınırları ve Şartlar ve Koşullar geçerlidir.*Oranlar değişebilir. 18+. Şartlar ve Koşullar geçerlidir. BeGambleAware.org. Not – RT365 bonus kodu kampanya tutarını hiçbir şekilde değiştirmez.Bilgilerinizi girerek şunları kabul etmiş olursunuz: Şartlar ve koşullar Ve Gizlilik Politikası. Aboneliğinizi istediğiniz zaman iptal edebilirsiniz.İzleyecek başka bir şey arıyorsanız TV Rehberimize göz atın veya Yayın Kılavuzuveya en son haberler için Spor merkezimizi ziyaret edin.Radio Times dergisini bugün deneyin ve yalnızca 10 £ karşılığında 10 sayıya sahip olun, AYRICA evinize teslim edilen 10 £ John Lewis and Partners kuponu da alın - hemen abone olun. TV'nin en büyük yıldızlarından daha fazlası için The Radio Times Podcast'ini dinleyin.
0 notes
mehmetkali · 10 months
Text
Hava yolculuğu talebinde sürekli ve güçlü bir büyüme yaşanıyor
Hava yolculuğu talebinde sürekli ve güçlü bir büyüme
Uluslararası Hava Taşımacılığı Birliği (IATA), Mayıs 2023 trafik verilerini açıkladı ve hava yolculuğu talebinde sürekli güçlü bir büyüme olduğunu gösterdi.
Mayıs 2023’te toplam trafik (gelir yolcu kilometreleri veya RPK’lar olarak ölçülen) Mayıs 2022’ye göre %39.1 arttı. Küresel olarak, trafik şu anda Mayıs 2019 (pandemi öncesi) seviyelerinin %96.1’ine ulaştı.
Mayıs ayında iç hat trafik bir önceki yılın aynı dönemine göre %36.4 arttı. Toplam Mayıs 2023 iç hat trafiki, Mayıs 2019 seviyesinin %5.3 üzerindeydi. Bu, iç hat trafiğinin pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıktığı ikinci aydır.
Uluslararası trafik Mayıs 2022’ye göre %40.9 artış gösterdi ve tüm pazarlar güçlü bir büyüme kaydetti, Asya-Pasifik bölgesindeki taşıyıcılar yine öncü oldu. Uluslararası RPK’lar Mayıs 2019 seviyelerinin %90.8’ine ulaştı ve Orta Doğu ile Kuzey Amerika havayolları pandemi öncesi seviyelerin üzerine çıktı.
Toplam endüstri doluluk oranı %81.8’e yükseldi ve Kuzey Amerika havayolları %86.3’lük doluluk oranıyla öne çıktı.
IATA Genel Müdürü Willie Walsh, “Mayıs ayında daha fazla iyi haberler aldık. Uçaklar doluydu, ortalama doluluk oranı %81.8’e ulaştı. İç pazarlar pandemi öncesi seviyelerde büyüme kaydetti. Ve yoğun Kuzey yaz seyahat sezonuna girerken, uluslararası talep pandemi öncesi seviyelerin %90.8’ine ulaştı” dedi.
Uluslararası Yolcu Pazarları
Asya-Pasifik havayolları, Mayıs 2023’te Mayıs 2022’ye göre trafikte %156.7’lik bir artış kaydetti ve bu yılın başlarında bölgede kalan seyahat kısıtlamalarının kaldırılmasından bu yana çok olumlu bir ivme sürdürdü. Kapasite %136.1 arttı ve doluluk oranı 6.4 puan artarak %80.0’e yükseldi.
Avrupa taşıyıcıları, Mayıs 2022’ye göre %19.8 trafik artışı kaydetti. Kapasite %14.2 arttı ve doluluk oranı 3.9 puan artarak %84.4’e yükseldi.
Orta Doğu havayolları, bir önceki yılın Mayıs ayına göre %30.8 trafik artışı yaşadı. Kapasite %25.0 arttı ve doluluk oranı 3.6 puan artarak %80.2’ye yükseldi. Bölge, Mayıs ayında trafik seviyesinin 2019 seviyelerinin %17.2 üzerinde olduğu toparlanmada öncü oldu.
Kuzey Amerika havayollarının trafikleri, Mayıs 2023’te 2022 dönemine göre %31.0 artış gösterdi. Kapasite %23.2 arttı ve doluluk oranı 5.1 puan artarak %85.1’e yükseldi, bölgeler arasında en yüksek orana sahip oldu.
Latin Amerika havayollarının trafikleri, 2022’nin aynı ayına göre %26.3 arttı. Mayıs ayında kapasite %27.3 daha hızlı arttı ve doluluk oranı 0.7 puan düşerek %83.8’e geriledi. Bu bölge, kapasite artışının trafik artışını aştığı tek bölge oldu.
Afrika havayollarının trafikleri, Mayıs 2023’te bir önceki yılın aynı dönemine göre %45.2 artış gösterdi. Mayıs ayında kapasite %44.2 arttı ve doluluk oranı 0.5 puan artarak %68.8’e yükseldi, bölgeler arasında en düşük orana sahip oldu.
Brezilya’nın iç hat trafiği Mayıs ayında bir önceki yıla göre %8.6 arttı ve trafik, pandemi öncesi (Mayıs 2019) seviyelerin %6.5 üzerinde tam anlamıyla toparlandı.
Japonya’nın iç hat trafiği Mayıs ayında bir önceki yıla göre %39.0 artış gösterdi ve Çin’den sonra en güçlü sonuç elde edildi, pandemi öncesi seviyelerin %99.8’inde gerçekleşti.
“İnsanlar uçmayı ihtiyaç duyuyor ve seviyor. Seyahat talebinin güçlü olması, havayollarının karlılığa dönmesini destekleyen bir faktördür. 2023 yılında küresel olarak havayollarının 9.8 milyar dolar net kar elde etmesini bekliyoruz. Bu etkileyici bir rakam, özellikle büyük pandemi kayıplarının ardından. Ancak, %1.2 ortalama net kar marjı her bir yolcu için sadece 2.25 dolar anlamına gelir. Uzun vadede sürdürülebilir bir getiri değildir.
Ayrıca, pandemi havacılıkta birçok şeyi değiştirmiş olsa da, havacılığın ünlü dengesiz değer zincirini düzeltmediği görünmektedir. Geçen hafta Avrupa havalimanları, 2022 yılında 6.4 milyar avro (7 milyar dolar) toplu kar açıkladı. Buna karşılık, IATA’ya göre Avrupa havayollarının aynı yıl için 4.1 milyar dolar kar elde ettiği tahmin ediliyor. Herhangi bir işin kazanılmış karlarından dolayı bir itirazımız yok. Ancak bu ilginç bir soruyu gündeme getiriyor. Bir tekel tedarikçi (havalimanları), tedarik ettikleri rekabetçi işletmelerden (havayolları) daha sağlıklı getiriler elde edebilirken, havaalanı ekonomik düzenlemesi gerçekten kamu çıkarını koruyor mu? Hükümetler en azından bir göz atmalı.” dedi Walsh.
  The post Hava yolculuğu talebinde sürekli ve güçlü bir büyüme yaşanıyor first appeared on 0 554 1730000 I [email protected] / Güncel Havacılık Haberleri.
source https://www.aeroportist.com/hava-yolculugu-talebinde-surekli-ve-guclu-bir-buyume-yasaniyor/
0 notes
coinhaber · 10 months
Text
Solana Artış Kaydetti
Tumblr media
Solana Artış Kaydetti
Solana ve Bitcoin Yüksek Seviyede Dalgalanıyor
Bitcoin, geçtiğimiz hafta sonunda 30.000 doların altına düşmeden önce 13 ayın en yüksek seviyesine çıktı, ancak bu seviyeyi korumayı başardığı dalgalı bir hafta sonundan geçti. Altcoinler, SOL, AVAX, LEO, ARB ve diğer bazı kripto paraların değer kazanması haricinde günlük olarak daha sakin seyretti.
BTC 30.000 Doları Savunuyor
Geçtiğimiz hafta sonu, BTC Cuma günü 31.000 dolardan 29.500 dolara düştü, yine de birkaç saat içinde tekrar 30.500 dolara yükselerek istikrarlı bir seyir izledi. Cumartesi ve Pazar günleri daha sakin geçti ve Bitcoin 30.000 doların üzerinde kalmayı başardı. Manzara Salı sabahı erken saatlerde bir kez daha değişti ve BTC tekrardan 31.000 doların üzerine çıktı. Ancak burada reddetti, ama perşembe günü boğalar bir kez daha atağa geçti. Bu sefer Bitcoin'i 13 ay sonra ilk defa 31.500 dolara (Bitstamp'te) çıkardı. Ancak varlık burada da başarısız oldu ve Cuma sabahı 29.700 dolara geriledi. Ancak sonraki saatlerde toparlandı ve arzu edilen 30.000 doları geri aldı ve o zamandan beri bu seviyenin hemen üzerinde kaldı. Piyasa değeri hala 585 milyar dolar ve alternatif kripto paralar üzerindeki hakimiyet oranı 'nin biraz altında.
SOL ve AVAX Yükselişte
Altcoinler son birkaç gün içinde artan volatilite yaşadı, ancak çoğu günlük olarak sakin bir seyir izledi. Ethereum bir noktada 2.000 dolara yaklaşmıştı, ancak dün sert bir şekilde reddetti ve şu anda bu seviyeden yaklaşık 150 dolar uzakta. Bununla birlikte, Binance Coin, Ripple, Cardano, Dogecoin, Litecoin, Tron, Polkadot ve Polygon gibi büyük sermayeli altcoinler bir miktar yeşil renkte. Avalanche ve Solana ise sırasıyla %7,5 ve 'lük kazançlarla öne çıktı. Sonuç olarak, AVAX 13 doların üzerinde, SOL ise 22 doların üzerinde seyrediyor. Genel olarak, tüm kripto varlıklarının toplam piyasa değeri günlük olarak 10 milyar doların üzerinde bir toparlanma kaydetti ve 1,8 trilyon doların üzerine çıktı. Bu metrik dün sadece 50 milyar dolar düştüğünü hatırlayın. Kripto varlıklarının toplam piyasa değeri son günlerde hızlı bir toparlanma kaydetti ve 1,8 trilyon doların üzerine çıktı. Ancak, bu yükselişe rağmen, dün yaşanan sadece 50 milyar dolarlık bir düşüş hatırlanmalıdır. Kripto piyasası hala volatil bir doğaya sahip olup, dalgalanmalar yaşanabilir. Read the full article
0 notes