10 Kasım günü saat “dokuzu beş geçe” durduğumuz “bir dakika”lık saygı duruşu, bilinmelidir ki sadece Mustafa Kemal Atatürk’ün anısına değil, onun temsil ettiklerine, devrimlerine, Gelibolu’ya, Sakarya’ya, İnönü’ye, yani bir ulusun kurtuluşuna saygı duruşunda bulunmaktır. Asteğmen Kubilay’a, cephede yaralıları yalnız bırakmayıp düşmana esir düşen doktora, atalarımıza saygıdır 10 Kasım. O “bir dakika”, başta Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bir milletin onur mücadelesine sadakattir.
* * *
“Dağlarda tek tek ateşler yanıyordu.
Ve yıldızlar öyle ışıltılı, öyle ferahtılar ki
şayak kalpaklı adam
nasıl ve ne zaman geleceğini bilmeden
güzel, rahat günlere inanıyordu
ve gülen bıyıklarıyla duruyordu ki mavzerinin yanında,
birdenbire beş adım sağında onu gördü.
Paşalar onun arkasındaydılar.
O, saatı sordu.
Paşalar : “Üç,” dediler.
Sarışın bir kurda benziyordu.
Ve mavi gözleri çakmak çakmaktı.
Yürüdü uçurumun başına kadar,
eğildi, durdu.
Bıraksalar
ince, uzun bacakları üstünde yaylanarak
ve karanlıkta akan bir yıldız gibi kayarak
Kocatepe’den Afyon ovasına atlıyacaktı.”
- Nâzım Hikmet, Kuvâyi Milliye (Sekizinci Bap)
- Görsel: Hakan Arslan (Mustafa Kemal Atatürk)
En önem verdiğim şey hayatımdaki insanın yanında olmasam bile beni de hesaba katarak davranması. Duruşu, davranışı bile beni hesaba katarak olmalı. Asıl bağlılık budur, yanında değilken de varlığına saygı göstermek ve bunu yaparsam nasıl hisseder diyebilmek.
Uğradığı bombalı saldırı sonucu 24 Ocak 1993’de yaşamını yitiren Gazeteci Uğur Mumcu’yu 31.yılında saygı ve özlemle anıyoruz.
Demokrasimizin güçlenmesi ve halkın doğru bilgi alması adına verdiği onurlu mücadelesinden bir adım olsun geri atmayan basın tarihimizin değerli kalemi Uğur Mumcu’yu kaybetmenin üzüntüsünü hala yaşıyoruz.
Uğur Mumcu, ülkemizin yeraltı ve yerüstü zenginliklerini uluslararası sermayeye ve yerli sermaye şirketlerine peşkeş çekilmesine karşı çıkarak, “Ben antiemperyalist ve Tam Bağımsız Türkiye’den yanayım!” diyerek ilkeli duruş sergilemiştir.
Mafya ve siyaset ilişkisine, teröre, yolsuzluğa, kökten dinci akımlara karşı, somut belgelere dayalı çalışmaları ve yayınladığı eserleriyle, hayatını, derin yapıların ortaya çıkarılmasına adayan Mumcu, bu yapıların ortaya çıkmasından korkan alçaklar tarafından katledilmiştir. Gazeteci ve aydın cinayetleri karanlık düzenin susturma yöntemidir.
Güçlüden yana değil haklıdan yana olan bir kalem olarak bu ülkenin menfaatlerini savunmuştur.
Uğur Mumcu, gazeteciliğin yanında Atatürkçülüğü, barışı, düşünce özgürlüğünü, ülkenin bağımsızlık ve bütünlüğünü savundu. İlkeli duruşu ve halkın yararına kullandığı kalemi daima onurlu şekilde var olmaya sürdürecektir.
Laik, demokratik, sosyal hukuk devleti ile Cumhuriyet için sözlerini sakınmayan demokrasi şehitlerimiz Uğur Mumcu, Ahmet Taner Kışlalı, Abdi İpekçi, Muammer Aksoy, Bahriye Üçok, Necip Hablemitoğlu, Turan Dursun ve Çetin Emeç’in yanı sıra faili meçhul cinayete kurban giden tüm aydınlarımızı saygı ile anıyoruz.
Uğur Mumcu'nun katledilmesinin üzerinden yıllar geçse de üzerindeki sis perdesinin bilinçli olarak kaldırılmadığını bilmekteyiz. Bu cinayeti azmettirenler hala yargılanmamış olsa da, günü gelecek, tarih önünde aydınlara karşı yapılan katliamların mutlaka hesabını vereceklerinin altını çiziyoruz.
En önem verdiğim şey hayatımdaki insanın yanında olmasam bile beni de hesaba katarak davranması. Duruşu, davranışı bile beni hesaba katarak olmalı. Asıl bağlılık budur, yanında değilken de varlığına saygı göstermek ve bunu yaparsam nasıl hisseder diyebilmek.
Ben bir bayan olarak duruşu, karakteri sağlam, güçlü bir adama saygı duyar, sevebilirim. Bu ne iğrenç bir gösteridir?
İnsanlar gerçek hayatta ne ise sanal medyada da fıtratlarını sergiliyorlar 😒
Allah'ım biz bayanları böyle zayıf, ezik karakterli erkeklerden koru 🤲
Not : Arkadaşlar yorumlara yanıt veremediğim için buraya yazıyorum. Yukarıdaki evlilik için sözde tasarlanmış kurgu için kadın ve erkeğin tavırları, normal insanlar için kabul edilemez, evlilikte söz hakkı karşılıklı olarak eşlere aittir. Saygı, sevgi ve insan onuru esastır!
Erkek, kendisini bu şekilde boyunduruk altında gibi göstermiş ki evlilik kurumu özeldir, eşlerin arasındaki sevgiyi karşılıklı anlayışı korumak gerektiğini, genele vurgular..
Kadın ise eşine yolun daha ilk başında eşine saygı duymadığını, onurunu çiğnediğini göstermiş. Belki sadece komik olsun diye yaptılar ama bu davranış kabul edilemez bence !
En önem verdiğim şey hayatımdaki insanın yanında olmasam bile beni de hesaba katarak davranması. Duruşu, davranışı bile beni hesaba katarak olmalı. Asıl bağlılık budur, yanında değilken de varlığına saygı göstermek ve bunu yaparsam nasıl hisseder diyebilmek.