Tumgik
#psydelisy.space
psydelisy · 3 months
Text
instagram
3 notes · View notes
psydelisy · 2 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Soul for Joriki 🧚🏻‍♀️✨🍃
3 notes · View notes
psydelisy · 3 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
recolored (original art by; unknown) <<<?
5 notes · View notes
psydelisy · 4 months
Text
Tumblr media
Feel so colorful inside 🎉 What is happening, happening. Everything happens for evolution, everything happens for reasons that we have searching for. 🌌🤍
2 notes · View notes
psydelisy · 8 months
Text
Free Pokemon Go Prize
I'm sharing codes from my Amazon Prime. You can only use once.
Get your Premium Battle Pass and a Silver Pinap Berry with this code;
UKENH8JHUXZKH
3 notes · View notes
psydelisy · 6 months
Text
Artık yüzünü sen taşıma, bırak biraz da ellerin taşısın ifadelerini. Bil ki aynı anda ikisi de aynı yerde mevcut, hangisini kullanmak istersen önemli olan onu tek bir seçeneğe muhtaç olduğun için seçmediğindir. Bırak başka yerlerin de öğrensin yüzünü, bırak karnın da kalbine ulaşsın, ayağın kulağına ve tüm bedeninden zihnine, kılcallarından tüylerine hepsine elinin desteği yeter, en arkana da en yakınına da. Sen yeterki bu yolu yürümek iste, kolun olmasa da destek seninle, hem kendin hem kendiliğin kendinin ellerinden tutuyor. Sen bir kendini sev de seversin sonra başkasını. Kendini sevmek demişken; herkes sever kendini, en azından öyle sanar beğendiklerine bakınca ruhunda ya da aynada ama hayatı yaşarken bir hata yapar ve kendine "böyle bir şeyi nasıl yaparım" derken bulur kendini. Kendine 'olur öyle' diyemezken kendini koşullu sevdiğini bilmez. Olanı affetmez. Neyi öğrendiyse onu tekrarlar -sanki kendi kararları yokmuş gibi- ama bunu düşünemez dahi, bilinçsizce akar söylemleri içinden, içindeki yitik çocuk gülmeyi unutmuştur; acıdan kaçıp iyi hissetmek için attığı kahkahalar onu güldürmekten de bıktırdığı için anlayamaz, kavrayamaz olanları, kendini de göremez gördüklerini tekrarlarken. Karşısına çıkan her şeye garezlenir baş edemeyince belirsizlikle, öfke atar, duygu atar, atar da atar. Kendi bir çöp üreticisi ve etrafına çöp kovaları toparlar. Kendilerinin 'yardımcı çöp kovaları' olduğuna ikna olanlar, aslında çöp üreticisinin üretimine katkı sağlarlar. Sözde çöpü öğütürler ama evrenin kuralları gereğince geri dönüştürülmezse atık, atık olarak kalır. Öğütücülerin çöpü kendilerinden başkalarına atmaktan başka şansları kalmaz ve öyle bir yere gelir ki artık çöp üreticisi dahil etraftaki herkes toksik duygu çöplerinin hem üretim hem birikimine katkı sağlayarak oksitlenmelerden ayılıp bayılarak yaşıyordur ve tabii ki bundan şikayet ederler. Olan her şey bilmezlikten gelir. Bu sorunun çözümü; çöp üreticiliğinin faaliyetini azaltmak kadar çıkan atıkların dönüştürülmesidir. Ama kişiler bu üretimden gelen atıklara şikayet etmeyi tercih ettiklerinde dönüşüme giden yolculuk başlamaz, atıklar birikmeye başlar ve yasını tutan olmaz. O zaman çok aptalca bir şey yaptığımızda kendimize "ne kadar da dikkatsizim, aferin iyi bok yedin hah bak n'olcak şimdi, olcak iş mi bu" derken veya bir şeyleri abartıyor, yalnız haklılığa odaklanıyorken kimin atıklarını taşıyor olduğumuzu fark etme imkanımız var ve bu farkındalık ile ne yapacağımız bizim -dönüştürme yeteneğimizin ve bilincimizin- kontrolünde. Taşıdığımız fakat bize ait olmayanları "kendimize" dönüştürecek miyiz yoksa öğütücülük görevini layıkıyla yerine getirip atıklarımızı kendi yatağımıza ve çevremize fırlatmaya, toksiği yaymaya ve içinde bunalmaya devam mı edeceğiz? Bilincimize mi güveneceğiz yoksa bilinçdışından gelen kronik tramva koşullarının çıktılarının eline bıraktığımız hayatı yaşarken seyirci mi kalacağız kendimize acımaya? Kendimizi de sevemeyip başkalarını da sevemeyerek ve böylesi hayattaki sevgisizliğin mahrumiyetini yaşarken söylenerek, ya da bekleyerek birileri bize değer versin de değerli olalım diye, çektiğimiz ve maruz bırakıldığımız ızdırabın acısını kendimizden ve başkalarından çıkarırken, cenneten düşen meleğin dramını oynayarak mı... Fark edecek miyiz; dışımızdakiler içimizdekini koşullarla sevdi çünkü koşullarla sevildiler ve sevildik ve koşullarca sevmeyi hatta yeri geldi sevgisizliği öğrendik. Öyle ki yeterince bilinçli herkes sevgiyi kendinde bulmaya ve ihtiyaç duyduğu özsaygıyı yeniden tanımlamaya kendiyle başlayabilirse kendini kendi koşullarıyla, başkalarınıysa kendi koşullarının uyumuyla sevebilir ve derinlerde şöyle bir soru var, sevgi; ilgi, şefkat, saygı, sadakat ve anlayış için verilen emektir, peki "kendim" kim? İşte bu sorunun keskinliğinde kırılmalıyız, kişinin kendine bu soruyu sorması cesaretle başlayan bir yolculuk, hikayenin temelini oluşturur, karakteri ortaya koyar. Peki bu karakter hikayede ne için yaşar?
2 notes · View notes
psydelisy · 6 months
Text
Etrafımı beni anlamaya çalışan insanlarla çeviriyorum, bu sayede onları dinleyerek kendimi ifade edebiliyorum.
-Pucca
2 notes · View notes
psydelisy · 8 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Caturday backwards 💭🍃💕
3 notes · View notes
psydelisy · 9 months
Text
Free Amazon Prime Gaming Code ⚜️
Honkai Star Rail RPG Game
The code is just for once and will end in a week so hurry!
Stellar Jade60, Traveler's Guide8, Disposable Kinetic Cannon*5
PANVM6Q5GQ83
3 notes · View notes
psydelisy · 9 months
Text
Tumblr media Tumblr media Tumblr media
Hayat sadece olduğu gibi olurken tümüyle olduğu gibi görünmüyor bize. Bakarken eksik kalan açılarımız ve evrenle bazı uyumsuz şemalarımız hayatı algılayış biçimlerimizden, tepki ve tavırlarımıza hatta davranış ve tutumlarımıza etki eden bir takım algı pencerelerine sahip olmamız, aynı zamanda bize ait olmayan pencerelere zamana yaymadan bakamadığımızdan anda her yöne isabet eden bir çok pencereye bakamadığımız anlamına geliyor. Hayattaki görüşlerimize, neden olduğunu sorgulamadan olaya neden olan durumlarla bağlantılı olarak, çoğunlukla çocukluk döneminde oluşan öncül deneyimsel yargılarla çeşitli filtreler geliştiyor ve de zamanın içerisinde bu filtreleri kontrol etmek aklımıza gelmeden, bazı yerlere hiç dokunmadan, bazen yanından geçerken bu filtre ne ki, neden burada? diye bir dönüp bakmadan; yani ben bana ne anlatıyorum diye merak etmeden kendimizi, sınırlarımızı daha objektif yönleriyle göremeden, bizi olduklarımız ve olmadıklarımızla algılamadan, gölgelerimizin dramalarını sergilerken doğru ifade ediş biçimleri geliştirmeden yaşamamanın bir erdemi kazanma fırsatına sahip olduğumuzu farkedene kadar doğalı öyle zannederek, bilmeden, karakterlerimizi upgrade etmeden, kendimiz hakkında düşünmeden, sorgulamadan; uyumsuzlukları>talihsizlikler, sorunları hayatın bedeli, duyguları buz dağının üstünden görerek, belki duygu nedir onu bile bilmeden, belki kendimize ait olmayan hisleri dahi kendimizinmiş gibi hissederek yaşayabiliyoruz. Bir yandan bazı insanlar, anlamların yolunda giderken kendilerini anlamayı keşfettikleri yollarda bulabiliyorlar kendilerini. Bazen kendi dışında kendini ararken bir dosta rastlıyor, bazen içerde bir başkasını bularak çıktığında farklı bir seyahat rotasında oluyor. Şu söz anlamlı geliyor; çocukken ihtiyaç duyduğun ama orda olmayan kişi sen ol, o zaman kendini sevmeye, kendine şefkat göstermeye, kendini onaylamaya, onarmaya başlar ve kalpten güvenmeye başlar da yaşamını kendine ait gerçek bir samimiyetle sürdürmeye devam edersen; o zaman kendi kendine yetebilirsin. İhtiyacın olan destediği, arzuladığın değeri kendine verebilmek, bu sayede kendini gerçekleştirebilmek mümkün.
"İnsanın özgürlüğü istediği her şeyi yapmakta değil, istemediği hiç bir şeyi yapmak zorunda olmamasındadır." diyen Jean Jacques Rousseau'nun bu sözünde olduğu gibi özgür ve seninle aynı gezegenden olanlarla dost olmak mümkün;
gerçekten istemekle yeşeren sevgi ile her şey.
Bu masa(l)da çok şey keşfedildi ve daha keşfedilecek çok şey var. 🩷⚖️🤍
3 notes · View notes
psydelisy · 1 year
Photo
Tumblr media
When given LSD, animal test subjects (including rats, cats, and mice) demonstrate a number of common symptoms: They groom themselves excessively, flick their tails and paws more than usual, stare off as if in a trance, and twitch much like humans do while tripping. But when given acid regularly, cats and rats develop a resistance to twitching and flicking within a few hours. That resistance subsides after three days for cats and one day for rats.
However, there’s no way of knowing if cats and rats also experience a decrease in hallucinations (or if they can hallucinate at all) since, of course, neither animal can describe their acid trips to researchers.
art by Dean Russo
3 notes · View notes
psydelisy · 1 year
Text
Tumblr media Tumblr media
love to know to love to know to 💗
Tumblr media
2 notes · View notes
psydelisy · 2 months
Text
youtube
🦇🪩🎶
Hands together, forgive him before he's dead, because
I won't cry for you I won't crucify the things you do I won't cry for you See (see), when you're gone, I'll still be Bloody Mary
Love 🖤
0 notes
psydelisy · 2 months
Text
Monster Hunter Now
I’m sharing codes from my Amazon Prime.
Get your free Paintball with this code below;
AAWRNWQTHLKR8
Codes are only for once so please let us know if you claim ^^
0 notes
psydelisy · 2 months
Text
youtube
🌕🌑
0 notes
psydelisy · 2 months
Text
Just do what your heart says. Hear it first, than just, do.
1 note · View note