Tumgik
#pankartlar
Text
Az önce dönerci de iki çocuk ve annesi karşımda oturuyorlardı muhtemelen 6-7 yaşlarındalar erkek çocuk annesine dedi ki anne madenciler neden öldü annesi anlatmaya başladı yerin altında çalışıyorlar tehlikeli vs bu sefer de kimse kurtulamadı mı diye sordu ondan sonra bu kimin yüzünden oldu diye sordu ve anneleri o kadar saydam bir sekilde anlattı ki gerçekten çocuk böyle yetiştirilmeli dedim
0 notes
istanbulunbeyfendisi · 5 months
Text
Suudi Arabistan izlenimlerimi aktarıyorum. Burada ilk gün pasaport sorunu yaşadık. Normalde bizim yaşamamız gerekiyordu. Çalışanlar gri pasaportu tanımadılar. İki üç kişiye sorduktan sonra işlemimizi yaptılar. Bu da 45 dakikamıza mal oldu. Akabinde cuma namazına gittim abdesthane ayakta alınıyor ve yerden yüksek abdest alma sıkıntısı yaşadım. Yemekleri bizim yemekleri mumla ararsınız o kadar kalite ve tas farkı var. Maça gelince;
Suudi Arabistan’da büyük skandal yaşandı. Süper Kupa’da Atatürk’ü yasaklamaya çalışılması üzerine Galatasaray ve Fenerbahçe takımları maça çıkmama kararı aldı.
Arap yetkililerin Atatürk tişörtlerini ve pankartlarını ret gerekçeleri de şöyle:
- Mezhep olarak portre, tablo gibi kavramlar statta olsun istememişler. (Stattaki Ronaldo portresi var.)
- “Yurtta sulh, cihanda sulh” gibi pankartların yer almasıyla Filistin meselesinde taraf gibi görünmek istememişler.
- Ve tabii akışın daha önce kesinleştirilmiş olması, taleplerin son dakika geldiği gerekçesi."
Tüm bu rezaletler yaşanırken ülkemizin hassasiyetini hiçe sayan Arapların tek derdi Atatürk fotoğrafı değildi. En çok Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün yurtta sulh cihanda sulh sözlüydü. Filistin meselesinde ismi lazım değil sözde ülkeden çekindikleri için bu pankartlar onları rahatsız etti. Fenerbahçe ve Galatasaray’ı dik duruşları için teşekkür ederim. Bizim ülkemizi, bizim hassasiyetlerimizi kimse çiğneyemez. Bizler Arapları ülkemizde baştacı ederken Arapların yaptığı bu eylem asla kabul edilemez.
60 notes · View notes
Text
İsveç'te düzenlenen gösteride bir çocuk okuduğu şiirle 'Filistinli arkadaşlarına' selam yolladı
📌İsveç'te düzenlenen Filistin'e destek gösterisinde, İsrail'in Gazze'ye yönelik saldırıları protesto edildi.
Ülkedeki çok sayıda sivil toplum kuruluşunun çağrısıyla başkent Stockholm'de İsrail Büyükelçiliği önünde toplanan onlarca gösterici, 'Gazze'de çocuklar öldürülüyor', 'İsrail ürünlerine boykot', 'Soykırımı durdurun', 'Sonsuza kadar Filistin' yazılı pankartlar açtı.
Filistin bayrağı taşıyan göstericiler, 'Filistin'e özgürlük' sloganları attı.
Gösteride bir çocuk, Filistinli akranları için şiir okudu.
20 notes · View notes
peltekse · 1 year
Text
Tesettür mağazalarının kapısına, tesettür sizin sandığınız gibi bir şey değil yazılı koca koca pankartlar asasım var.
22 notes · View notes
anonimbeyy · 2 years
Text
İnsanları dış görünüşlerine göre değerlendiriyoruz çoğu kez oysa hakikat bunun tam tersi.
Bir kaç örnek diyecek olursam Lgbt yürüyüşünde ahlaksız pankartlar taşıyan tesettürlü ablaları normalde görsek büyük ihtimalle ne kadar güzel islami temsil ediyorlar derdik veya küpeli dövmeli erkek kardeşler gördüğümüz de veya açık kız kardeşler gördüğümüzde suizan edip onların cehennemlik olduğunu düşünebiliyoruz cennetin sahibi bizmişiz gibi. Oysa o kardeşlerin o kadar huşu içinde güzel namaz kıldığını sosyal hayatta müslüman ahlakına yaraşır öyle güzel işlerini gördüm ki hayran kaldım.
Bütün İnsanlar sizin sahip olduğunuz bir ailede/ortamda büyümüyor öyle bataklıklarda çiçek gibi açıyorlar ki biz onların yerinde olsak belki ayağımız kayacaktı. Önyargı taşımayalım. İnancımızda dışımız içimize uyum sağlamalı evet ama evvela içimiz güzelleşmeli yoksa dışımız tek başına bizi cennete götürmez. Vesselam.
88 notes · View notes
gay-sohbet · 11 months
Text
https://stories.angelsturkiye.com/turkiyede-lgbt-kutlama-sezonu-pride-ve-kurtce-pankartlar/6975
12 notes · View notes
Text
Tumblr media
HATIRLAYIŞIN DİPSİZ KUYUSU
Tarih: 1 Mart 2023.
Orhan Pamuk’un Kara Kitap’ını bitirdim bugün. Karşılıklı helal ettik haklarımızı birbirimize. Bitirdiğimde vedalaştığım diğer kitaplar gibi hüzünlü bir şekilde vedalaştık. Usulca ve incitmeden raftaki yerine koydum onu. Kitabın içi hatıralarla doluydu… Hatıraların içi arayışlarla… Arayışların içi kayboluşlarla… Kayboluşların içi hiçliklerle… Yaralarla, yalnızlıklarla… Proustvari uzun cümleler, postmodern anlatımlar, daldan dala, konudan konuya zıplayıp duran paragraflar, tarihi ve düşsel bir ziyafet sunuyor… Zor ve yorucu bir kitap… Ama bir o kadar da büyüleyiciydi. İnsanın başı dönüyor. Galip, Rüya ve Celal; kitabın sonunda üçü bir olup sözcüklerin ve anlamların uçurumuna atlıyorlar aynı anda. Sadece biri kurtuluyor, Galip. Aslında kurtulmuyor. Boynuna yılan gibi dolanıyor ıssızlığın kolyesi. Yüzlerinden dökülen anı parçacıklarını topluyorum yerden ve onları kanayan belleklere sargı bezi yapıyorum. Sonra kendime dönüyorum, kendime dönüyorum, kendim olamayan kendime. Tıpkı kitap boyunca yanıp yanıp sönen ve hiçbir yere varamayan “bir insanın kendi olabilmesinin mümkün olup olamayacağı” sorgusunun okunaksız kalması gibi. Bütün o okunaksızlığı bir tek şey ışıklandırıyor: Hatırlayış. İnsanın hayatındaki en görünür gerçekliktir hatırlayış. İnsanın kendi olup olamayacağı bilinmez ama hatırlayışın kaçınılmazlığındaki hüzün kesindir.
Oradayım Zeyno, hatırlayışın dipsiz kuyusunda. Hafızam hüzünlü yüzler ülkesi. Uçsuz bucaksız papatyalar vadisindeki kokuların ve polenlerin dansı. Şiir olmaya çalışan sarı bulutların gölgesi. Kuşlar, böcekler, ağaçların uğultusu, yaprakların hışırtısı. Çizgiler, atlar, yılanlar… Hareket halindeki her şeyin sesini duyuyorum. İstasyonların, terminallerin, otobüslerin ve trenlerin yaralarını duyuyorum. Otlara uzandım, toprağın kımıldanışını hissettim.  Betonların çatlayışını. Camların kırılışını. Suların çığlığını. İç içe sokulup da birbiriyle konuşamayan dev binaların öfkesini.
Bütün o rafa kaldırdığım kitapların seslerini duyuyorum içimde. Etrafımda dolaşan düşünceler hem çılgın kanatlarla hem de ağır yüklerle dolu. Sana koşuyorum, üstümden fotoğraflar dökülüyor, ömrüm dökülüyor üstümden. Koşmak imgeleşiyor. Çünkü varmanın sanatı da benimle birlikte geliyor. Tam sana vardığımda işgal edilmiş bir kent oluyorsun. Islanmış bir kent… Çamur içinde kalıyorum. Çamur içinde kalıyorum. Sen bütün zamanların en güzel işgal edilmiş kentisin Zeyno. Turuncu ve mor caddelere sıkıştırılmış evler, nefes alamayan duvarlar, sevmeyi ve gülümsemeyi unutmuş insanlar doldurmuş bu kenti.
Seni almaya gelmiştim buradan Zeyno. Seni almaya hakkım vardı diplerde dolaştığımdan dolayı. Zulme karşı işçi direnişlerinde sınadım kendimi sana yakışabilmek için. Pankartlar taşıdım, “Kahrolsun faşizm” diye bağırdım. Güçlü imgeler biriktirdim kötülüğün fabrikasını havaya uçurmak için. Susmayanların tarafında yürüdüm, bazen tekmelerle, bazen resmi kurşunlarla, bazen de gözaltında onurlu bir gazeteci olarak öldürüldüm. Ben herkesin ölüsüyüm Zeyno.  Herkesin kırılışıyım.
Seni yine bulamadım umutla çıktığım bir yolculuğun daha sonunda. İşgaller arasında geçtim, kaya gibi sertleşmiş mutsuzlukların içine girdim, kadınların ezildiği zamanlarda ağladım ve yalnızlıktan yapılan ücra adamların yüzlerinde konakladım. Gözbebeğimi riske atma pahasına milyonlarca kitabın içinde dolaştım, yine de bulamadım seni. Kim bilir hangi yüzyılda hasar almış bir gülümsemeyi onarıyorsundur şimdi. Yırtıklarını dikiyorsundur “insan” kavramının. Yıkıntılar arasında kalmış ülkelerin üzerine yıldız tozlarını serpiyorsundur. Sen bütün zamanların en güzel kaybedenisin Zeyno.
Bulamadım seni ve yine kurtulamadım üzerime yapışan bu külrengi duygudan. Sokak aralarına, köşe başlarına, kaldırımlara ipuçları ve kokular bırakarak ayrılıyorum. Yolun düşüp de rastlarsın diye. Kendime dönüyorum, kendim olmayı başarıp başaramadığımı bilmediğim, asla bilemeyeceğim kendime. Az sonra zamanını şaşırmış acemi bir kış mevsimi gelip geçecek buradan, onun kanatlarına takılıp gideceğim yeni bir roman yazmaya doğru. Adı “Buz Çölü” olan bir roman.
8 notes · View notes
sayebulut · 1 year
Text
- En son ne zaman böyle hissetmiştin?
(gözleri dolu dolu) Bilmiyorum, dedi. Başkalarının sevgi gösterme şekillerine baktım benimki böyle değil. Ondan emin olamadım. Elimi kalbinin üzerine bırakıp sadece gözleri görmek istedim. Ama nasıl olur bu ? Daha önce hiç yapmadım ki böyle bir şey. Nasıl bu hissi özleyebilirim? Sevgili kalbim , neden böyle acıyorsun ,neden içindeki bütün çiçekler onun adını taşıyan pankartlar taşıyor , neden kalbindeki bulutlarının şekli onun suretinde neden sadece onun sesini duymak istiyorsun?
-Neden onu aramıyorsun madem böyle hissederken ?
Allah için , sadece Allah için…
16 notes · View notes
melikemordemjaponi · 1 year
Text
✽Final Newrozu başladı: Amed sel olup aktı
AMED - Halkın sel olup aktığı final kutlamasının gerçekleştirildiği Amed Newrozu, saygı duruşuyla başladı. 
 
Bu yıl “Her der Newroz, her dem azadî” şiarıyla 10 Mart’ta startı verilen ve Mereş merkezli depremlerde yaşamını yitirenlere adanan 2023 Newrozu’nun final kutlaması, Amed’in Rêzan (Bağlar) ilçesinde bulunan Newroz Parkı’nda gerçekleştiriliyor. Siyahlara bürünen dev sahneye, “Newroz pîroz be” yazılı pankartlar asıldı. 
Mezopotamya Ajansı aracılığıyla (+video)
http://mezopotamyaajansi35.com/tum-haberler/content/view/202443
✽The final Newroz in thing year has begun: People came swarming together like bees.
AMED - The final celebration of the Amed Newroz, where the people poured in, started with a moment of silence.
The final celebration of the 2023 Newroz, which was launched on March 10 this year with the slogan "Her der Newroz, her dem azadî" (everywhere Newroz, always freedom)and dedicated to those who lost their lives in the Kahramanmaraş-based earthquakes, is being held in Newroz Park in Rêzan (Bağlar) district of Amed. Banners reading "Newroz pîroz be" were hung on the giant stage dressed in black.
via Mesopotamia News (+video)
✽今年最後のネウロズの祝賀は*アーメドで。ネウロズを待ちわびた市民がアーメドにあふれる
アーメド- 激流のような人波であふれるアーメドでのクルドの新年ネウロズの最後の祭典は、沈黙の時間から始まった。
"ネウロズは絶え間なく、自由は常に"というスローガ���を、今年の2月にカフラマンマラシュで起きた地震で犠牲となった人々に捧げ、今年3月10日に始まった2023年のネウロズ最後の祭典が、アーメドのレザン(バーラル)地区にあるネウロズ公園で開催される。黒い幕を張った巨大なステージには、"Newroz pîroz be"(ネウロズおめでとうございます)と書かれた横断幕が掲げられた。
メソポタミア通信さんより(動画とも)
*トルコ南東部のクルド人の街ディヤルバクルのクルド語名
4 notes · View notes
caginmumineleri · 2 years
Text
Tumblr media
AİLENİ VE NESLİNİ KORU
İstanbul' da yaklaşık 150 sivil toplum kuruluşu ve binlerce aile, "Aile ve neslimizi tahrip planlarına sessiz kalma- çocuklarımızı korumak için yürüyoruz" sloganıyla LGBT dayatmalarına karşı Fatih'teki Saraçhane Parkı'nda bir araya geldi. Gündemden düşmeyen lgbt dayatmasına karşı ses çıkarmak için yola çıkan aileler çocuklarıyla birlikte katıldı.
Toplanan kalabalık, 'Küresel çetelerden aileni ve neslini koru, kulak ver bu sese aile hedefte, LGBT propaganda ve dayatmasına dur de, cinsiyetsiz toplum projesine dur de.' yazılı pankartlar ile alana girdi.
Yoğun katılımlı olan mitinge katılan oyuncu Bahadır Yenişehirlioğlu, yaptığı açıklamada, "Ailenin kutsallığının altını çizmek istiyoruz. Çocuklarımızın bizim için çok önemli olduğunun altını çizmek istiyoruz. Aileyi kaybetmek istemiyoruz. Geleneklerimizi kaybetmek istemiyoruz. Küresel bir dayatmaya hayır diyoruz. Yoksa insanların özel hayatlarıyla bir alıp veremediğimiz yok. Ama tek amacımız aileyi korumak. Birlikteliğimizi korumak. Küresel oyuna hayır demek." ifadelerini kullandı.
Ümitsizliğe düşmememiz gerektiğini gösteren bu tablodan anlıyoruz ki; iyiliği emreden topluluk hâlâ bulunuyor. İslamı, İslami hayatı hakim kılacak olan nice toplulukların olması gerek ki aileyi, nesli ve toplum korunabilsin. Ve bizler biliyoruz ki bu sapkınlıkları durdurmak, aileyi ve nesli korumak yalnızca Raşidi Hilafet Devleti ile mümkün olacaktır.
1 note · View note
fisiltihaberleri · 8 days
Text
Tumblr media
İsrail'in katliamlarını protesto etmek amacıyla Refah Kan Gölü'nün anısına düzenlenen yürüyüş gerçekleştirildi. Refah Kan Gölü Anısına Taraklı’da İsrail'i Protesto Yürüyüşü Düzenlendi Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Sakarya Şubesi Taraklı Temsilciliği ve Milli Gençlik Vakfı tarafından organize edilen yürüyüş, akşam namazı sonrasında Hükümet Konağı önünden başlayarak Şehit Mehmet Nuri Kocabıyık Meydanı'nda sona erdi. Katılımcılar, yürüyüş boyunca İsrail'in yaptığı zulümlere ve insan hakları ihlallerine dikkat çeken pankartlar taşıdı ve sloganlar attı. Meydan'a varıldığında Kuran-ı Kerim tilaveti okundu ve sela verildi. AGD Taraklı Temsilcisi Abdülsamet Seymen tarafından yapılan basın açıklamasında, İsrail'in Filistin'de uyguladığı şiddetin kınandığı ve uluslararası topluma bu zulmü durdurma çağrısı yapıldığı belirtildi. https://www.fisiltihaberleri.com/haber/israilin-katliamlarini-protesto-etmek-amaciyla-refah-kan-golunun-anisina-duzenlenen-yuruyus-gerceklestirildi-11246.html
#israil #filistin #türkiye #azerbaycan #lübnan #romanya #bakü #ermenistan #pakistan #irlanda #suudiarabistan #mısır #tonus #russia #ukraine #libya #america #bulgaria #iraq #baghdad #algeria #sırbistan #moscow #tacikistan #kazakhstan #afghanistan #gürcistan #ozbekistan #kotgömlek #gömlek
0 notes
pazaryerigundem · 11 days
Text
TEP’ten, Büyük Emekliler Mitingi’nde hükümete çağrı
https://pazaryerigundem.com/haber/173534/tepten-buyuk-emekliler-mitinginde-hukumete-cagri/
TEP’ten, Büyük Emekliler Mitingi’nde hükümete çağrı
Tumblr media
Türkiye Emekliler Partisi ( TEP), Cumhuriyet Halk Partisi(CHP)’nin Ankara Tandoğan Meydanı’nda düzenlediği ‘Büyük Emekliler Mitingi’ne katıldı.
Ahmet YAŞAR / YOLCUTVHABER
ANKARA (İGFA) – TEP Genel Başkanı Oktay Akcin, MKYK Üyesi Yılmaz Alpyürür, Bursa İl Yönetim Kurulu Üyeleri Vildan Alpyürür, Ülfet Hayman, Bursa Osmangazi İlçe Başkanı Müberra Özdemir, Osmangazi İlçe Yönetim Kurulu Üyeleri Hasan Yaşar ve Murat Ozan’ın da katıldığı mitingde emekliler, mutfakta yangın var, bıçak kemiğe dayandı”, “Krizin bedelini biz ödemeyeceğiz” yazılı pankartlar ve dövizler taşıyarak taleplerini iletti.
Tumblr media
Emekli-Sen, Tüm Emeklilerin Sendikası, Bağımsız Emekliler Sendikası, Türkiye Emekli Astsubaylar Derneği ve birçok sivil toplum kuruluşunun üyeleri ve Türkiye’nin pek çok şehrinden gelen emeklilerin meydanı doldurduğu mitingde konuşma yapan TEP Genel Başkanı Oktay Akçin, 10 milyon insanın açlık sınırının yarısı kadar bile maaş alamadığına dikkat çekerek;“Hayata pahalılığı ve enflasyon ortadayken 10 bin TL maaş dayatmasına karşıyız. Bu maaşlarla yaşanmaz. Kimileri lüks ve ihtişam içerisinde yaşamlarına devam ederken bunca yıl alın teriyle canla başla çalışan ve ülkemizin her karış toprağında emeği olan emeklilerimizi açlık sınırının altında yaşamaya mahkum etmek hiçbir vicdana ve ahlaka sığmaz. Bütün emeklilerimize çağrımız, hakkımız olan zammı alana kadar örgütlenmeye ve omuz omuza mücadele etmeye devam edelim. Emeklileri bu ülkenin sırtında yük olarak görenlere karşı eninde sonunda zafer kazanacağız. Mücadelemiz geleceğimiz için, çocuklarımızın ve torunlarımıza daha güzel yarınlar bırakabilmek için” diye konuştu.
Tumblr media
BU Haber İGF HABER AJANSI tarafından servis edilmiştir.
0 notes
adanatelgraf · 28 days
Text
Eğitimciler, Okul Müdürünün öldürülmesini protesto etti
Adana, Mersin, Hatay ve Osmaniye’de eğitim sendikaları üyeleri, İstanbul’un Eyüpsultan ilçesindeki özel bir lisenin müdürü İbrahim Oktugan’ın yabancı uyruklu bir öğrenci tarafından silahlı saldırı sonucu öldürülmesini protesto etti. Adana’da eğitim sendikaları üyeleri, Atatürk Parkı’nda bir araya gelerek pankartlar taşıdı ve sloganlarla Seyhan ilçesinde bulunan Hükümet Konağı önündeki Mehmet…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
filistintv · 2 months
Text
Ankara Filistin Dayanışma Platformu İsrail'in Gazze saldırılarını kınadı
Ankara Filistin Dayanışma Platformu üyeleri, İsrail’in Gazze’de devam eden saldırılarını kınadı. Hacı Bayram Veli Camisi’nde cuma namazı çıkışı bir araya gelen platform üyeleri, pankartlar açarak İsrail’in Gazze’ye insani yardım ulaştırılmasını engellediğini ve Filistinlilerin vahşice katledildiğini ifade etti. Platform üyeleri, Gazze’deki ağır zulme maruz kalanların en haklı masumlar olduğunu…
Tumblr media
View On WordPress
0 notes
egitim-ve-is-hayati · 3 months
Text
Lloyd’s of London'a Giremedik “Geçtiğimiz haftalarda bir müşterimiz ile BMS Group ’un Londra merkez ofisini ziyaret ettik. O gün, sigorta şirketlerinin yoğun olduğu, Dünya’nın en önemli sig...
0 notes
sionysra · 3 months
Text
iç huzura kavuşmaya çalıştığın andan itibaren bir pankart açıyorlar sana ve ruhuna ruhum yok diyosun ruh yok beni ben yapan şey beynim ve beynimde duygularımı etkileyen o bölge ve sistemler, duymuyor duymamış gibi yapıyorlar pankartı kaldırıyolar sen ve ruhun için, diyorsun ki ben yokum benliğimin dışında dışarıda izliyorum bir bedeni ama ben değilim uçlardayım uçlarda olmam boşluğu getiriyor diyorsun ki; boşluğum, karadelik içine çekmiş kimliğimi, pankart kalkıyor yeniden diyorsun ki kimliğim yoksa boşluğa çekilen bir beden kimsenin umrunda olmaz çekilmemiş olarak görülebilirim ben olandan uzaklaşan biriysem hiç olmamışımdır siz bu pankartları kime kaldırıyorsunuz? iletişim kurmaktan aciz insanlar bir pankart daha kaldırırken gözlerinde acizliğe dair bir belirti yoktur boşluk yokluk ve anlamı olmayan bakışlar vardır, diyorsun ki ben yokum üstelik yok olmak için hiç çaba harcamadım her şeyi izlerken kendimi izleyemedim yoktum olabilsem kendime bakınca boşluğa bakıyor olmazdım boşluk bendim belki de boşluk bensem yok değildim bir pankart daha kalkarken varlığını hissedersin sen boşluksun pankartı kaldıran canlılar boşluğu tanıyorlar yokluğa değil boşluğa kaldırıyorlar yürüdüğünde aslında olmayan kişinin onların olduğunu anlarsın olmayan pankartlar görüp olmayan kimlikler oluşturan bu boşluk zaman geçirdikçe bu zamanda, kara delik tüm çekim gücüyle tüm her şeyi içine çeker, kimliği pankartları beyni bedeni giden bu varlıktan geriye sadece uzay zamanda yüzen bir boşluk kalır ve evet o vardır.
0 notes